18 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

18 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e KAHKAHA Çocuklarım: | Bir gün bir bahçeden güzel bir gül ko-/ parmıştım. Koklamak üzere burmuma götürürken dikeni elime batmış gülü koklamadan yere atmıştım. On yedi yaşımda idim: O zaman Adada oturuyorduk. Bir gün çamların altında kendi yaşımda bir genç izia karşılaşmıştım. Berrak bir yüzü,| güzel bir vücudü, bukle bukle sarı saçları vardı. Yanına sokulmuştum — Gülüm! Demiştim, onun gül yüzü gülmüştü. Ben bundan cesaret alarak biraz daha gokulmuştum. Elele tuluşmuştuk. Başı - ymiştim. saçlarının, vücudünün sar. hoş edici rayihasını duyacak gibi idim.| Dudaklarım saçlarına, yüzüne değecek gibi idi. Tam o esnada ensemde bir toka. dın şakladığını bissetmiştim. Kızın ağa. beysi farkına zi uzaktan görmüş, biz Yirmi yaşımda idim: Bir bara gitmiştim. Bar kızlarının en güzeli bana yakın bir masada oturuyor. lınırken onunla birlikte dansa am, “men arasında tuttuğum vücudü Dans bittikten sor. rmuş ve sabaha kadar ipek kadar yum ra bir masâda © 0 şamp: niş bana güzel sözler söy. eden ona bak. bah olmuştu. Garson geldi lira vereceksiniz. Güzel, sevimli bir genç kızla tanış . mıştım. Karar vermiştik: Evlenecek - tik.. Bu kararın bize verdiği zevk çok bü. yüktü. Bu zevkle müstakbel yuvamız ha. zırladık. Her şeyimiz tamamdı. Düğün günü old onun gelmesini bekliyor. i klöksonu duyduğum. ncereye koşuyor, 9 mu geliyor; diye dum. Orun içinde bulunduğu 6 - tomobil geldi. Kapıya koştum, açtım. Ka.| rım otomobilden indi. Yanında yüzü gül. miyen, sev £ kadın vardı: Om Dedim.. Karım cevab verdi: Yarı yarıya İdi ahbab meyhanede konuştular: — Meşhur bir söz vardır: Borç almayınız, borç vermeyiniz der - ler. — Ben de bu s5. zü bilirim. Hattâ bütün ömrümce bu söze uymıya gayret — Muvaffak oldun mu? — Yarı yarıya evet, hiç borş verme dim. £ Otomobil kazası Yüzü gözü sarılı adamı sokakta gören. ler sordular; — Ne oldu? — Hiç, bir oto. İf mobil kazası! Otomobil mi çarptı? — Hayır! — Otomobil mi devrildi? — Hayır!, — Ya ne oldu? — Karım bir otomobil al ben de almam, dedim. * Kolkola Yaşlı erkekle genç kadın konuşuyor lardı, Genç kadın 2 5 kolkola o yürüyen g bir kadınla bir er. keği gösterdi: Kadınlarla erkekler acab ne . ye kolkola yü. rürler? Yaşlı erkek cevab verdi" — Gençken ikisinden birini, bir baş » kam yakalayıp kaçırmaması için kolkola girerler. — Yaş — O zaman da ikisinden biri kaçmak âr da kolkola giriyorlar. — Annem, yani senin kaynanan! Eve | fikrindedir de öteki kaçırmamak iç birlikte girdiler. Mehmed Esiroğlu umur b; — Bizim kapıcı eski elbiseler istedi. En eskilerden iki tene verdim. — Hangilerini verdin? — Senin sekiz sene evvel yaptırdı - ğın kostümle benim geçen ay yap « tırdığım robu. Melekler arasında Öbür dünyada her cins insanın ayrı melekleri vardır. İyi insanların me. eri, fena insanizın melekleri, kavga - lekleri, »lekleri, çi ümların iekteri, kalıbıktnr w melekleri, Bu melek! boyunlarında birer da- vul bu dünyadan öbür dünyaya gittiği za - İman davullarına bir defa vururlar. Bir gün melekle işsiz kaldıkları gündü. Yeni dünyada harb yoktu, tifo, kolera veba gibi hastalıklar yoktu. Ve katiller © gün insan öldürmemişlerdi. Melekler - den biri: — Ben hepinizden fazla davul çala - rum, Dedi. Doğru söylüyordu. hbakların meleği idi. Bir başkası — Ben de pek az! Dedi, o da do kazak Çünkü e kı. söylüyordu. Çünkü meleği idi. Bütün melekler söylediler.. Haris in - sanların, müsrif kadınların, yalancıların, hilekârların melek'eri en fazla davul ça. la Uzun zaman di. ğezl karışmamış olan bir ar arasında İdi in sözler melek — Hele ben de söyliyeyim! Dedi. Bütün melekler ona baktılar. — Sen de söyle bakalım. — Ben şimdiye kadar bir kere bile da.| vuluma vurmadim. Midtler kendilerine dalma uzsk ka. lan bu meleği pek iyi tanımıyorlardı.. Bir tanesi gordu: — Sen kimlerin meleğisin? Melek, bu suale cevab verdi: Kaynanaları İle iyf geçinen gelirlerin meleğiyimi — Buna o kadar para verdim. Aynca bir yazlık şapka alamam! asıhdır ve kendilerine mensub biri| Bekâr erkeklerin iddia ve (Baştarafı 8 inci sayfada) vesuire gibi meseleler hakkında hangi biriml., hangi öğretmen. hangi baba, an. ne bir çift söz söylüyor? İnsanların biz ne Rossu, Conluk gibi temiz ve ne de Cizvitler gibi fena doğ - duklarına inanacağız. Onlar bir takım iyi ve ma taraflarla beraber doğarl. ebeveyinler iyi tarafları inkişaf ettirmi. ye, fenalarını yok etmeğe çalışacaklar - dır. Hangimiz vazifemizi tam olarak ya- pıyoruz? $ — Her gün hayvanlarımızla en aşa. ğı iki, üç saat meşgul olduğumuz halde, bangi anne ve baba çocuklarile her gün. buş günde bir, birkaç saat meşgul olu - yor? (Bastarafı 8 inci sayfada) pek beğendiği, pek hoşuna gittiği bir baş. ka kadınla evlense gene saadetleri mu . vakkattir. Çüknü erkek bir kadında ka . rar kılmaz ve dalma gözü kendisine aid olmıyan kadındadır. Eğer kadınlar kendilerini türlü kılığa sokuyorlarsa bu muhakkak ki erkekleri. nin arzularını tatmin edebilmek kaygu - siledir. Eğet bir kadın kendisine bakmı. yor, evile meşgul olmuyor, akşam kocam gelecek diye düşünmüyorsa, muhakkak ki bu kadın bütün tecrübelerine rağmen kocasmın lğkaydisini ve alâkasızlığını yenmeğe muvaffsk olsmadığını görerek hayata küsmüş demektir. Kadmı bu raddeye getirdikten sonra mkek pek hoşuna giden çok zamandır beklediği şi bahtiyardır. n heveslerini öldürdüğü yaşamak zevkini çiğnediği karısından şu yolda şikâyete başlar: «Görüyorsunuz ya karım hiç kendine bakmaz, benimle, e - vile alâkadar olmaz ve ih, kadıra bu hale sokmuş «Niçin kendini böy.e bıraktın. diye (kaz lemezler: «Bü adam içimde güzele, tetlı. Siyaset âleminde (Baştarafı 3 ncü sayfada) bu karar, hassaten İsviçrelileri müteessir etmektedir. Mevcud muahedeler hilâfı. na olarak ihdas edilen bu vaziyetin iza. hma girişenlerin, Almanyadan İtalya yo. lile Trgbluaşarbe Alman kıt'aları sevke. dilmekte olduğundan başka ileri sürebi. İlesek delilleri yoktur. Şayed hakikat bu ise. son zamanda İcra edilen Alman , İ. talyan erkânıharbiye konuşmalarının se. beb ve hikmeti anlaşıldığı gibi Alman - İtalyan askeri kuvvetlerinin Alman baş. kumandanlığı emrine verileceği şayiasi da teeyyüd etmiş olur. Ayni zamanda, muvakkat ve muayyen bir zaman üçin 'Tiryeste limanının Alman hükümeti em. rine verildiği rivayetleri de, yukarı Adij vadisi harekâtını izah edebilecek ava. mildendir. İtalyanın Londra sefiri Grandinin teb. dili ise, İtalyan politikasının: İngiltereye karşı değişeceği manasına slınmak ge. rektir. Sinyor Grandinin hararetli bir İn. giliz - İtalyan yakınlaşması taraftarı ol. duğunu herkes bilir. Centilmenler mua. hedesi ve onu takib eden İngiliz . İtalyan umumi anlaşmasının müzakerelerinde hep Sinyor Grandi bulunmuştur. Bugüne kadar İtalya hükümeti İngiltereye karşı datma saygılı hareket etmiştir. İngiltere. nin Almanyaya karşı Lehistanı müdafaa elmeye karar vermesinden dolayı Al manyada hâsıl olan şiddetli İngiliz aleyh. tarlığı, Berlin . Roma mihverinin İngil. tere ve Fransaya karşı takib edilecek si. yaseite müvazi hareket etmeleri lüzu. munu göstermiştir. Berlin İtalyadan bu- nu istemiştir ve Grandinin Londradan ayrılmasile de İngiliz . İtalyan münase. batı, herhalde bir hayli vahim bir saf. haya girmiştir. Selim Ragıp Emeç ederler. Onlar o zaman da'doğrayu söy-| ithamları İnsanların doğuşlarında fenalığa karşı temayülleri fazladır. Muhiti geniş bulan göcük bu fena temayülü genişletir, itiyad baline getirirse bununla nasıl yuva ku. rulur; kurulan yuvadan ne beklenir? Kanunlarımızda ayrılmak ta güç. A. yıkla pirincin taşımı.. Velhasıl bu yara çok derin ve mü. himdir. Sebeblerinin muhassalası da ter. biye, terbiye, terbiyedir. Kızlarımız hop. pa ise, müsrif ise, zevk düşkünü ise kız. tarımıza bunları yaptıran aile, muhit, mekteb terbiyesi kabahatlidir. BM $e « nede (terbiye sistemini | değiştirebiliriz diyen terbiyeciler neredeler?..» Kadınlar cevah veriyorlar ya, neş'eye karşı ne kadar heves varsa hepsini öldürdü, diyemezler, böyle ken, dilerinden geçmeden evvel ne kadar mü. cadele ettiklerini itiraf etmezler. Ya ço. cuklarmı veya yaşlarının ilerlediğini ba. hane ederek mantıksız bir takım sebeb. lerle bu hale geldiklerini anlatmağa ça - balarlar. O zaman onu diniyenler koca - sına hak verirler. Hattâ kendimi ve evini bu kadar ihmal eden bu kadını ayıplar lar. Kadınlar dalma zavallıdırlar. Lâ . kaydiye lâkaydi ile mukabele etseler er. kek hakh, kadın haksızdır. Hiyanete, bi. yanetle mukabele etseler bu defa kadın ihem haksız, hem ahlâksızdır. | Velhasıl kadın daima zavallıdır. Hattâ İçocuk yetiştirmekte bile. Çocuk erkeğin de malı olduğu halde çocuğun bütün yü. kü ve ıztırabı ve meşakkatleri kadına ve, rilmiştir. Esasen kadın cinsi dünyaya mağdur olarak gelmiştir. Bir zamanlar hâkimlerin erkek oluşundan şikâyet e , derdik, şimdi kadın hâkimlerimizi de var, Fakat tabiate hükmolunur mu?.. Bir “ İtabiatin tâbi olmak mecburiyetindeyiz. Tabiat her huşusta erkekleri koru . müş bulunuyor. Ve onlar bu vâziyetlerinden istifade ederek, bizi ezmektedirler; i Avrupa volkanında (Başıarafı 7 nel sayfada) — Hasır ol, Lozan! Biz geliyoruz. Se ni tavaf etmeğe.. Ve senin misafirper « ver mauhitinden, büğünün en büyük Tür. küne selâmımızı, şükranımızı ve min . nettarlığımızı göndermeğe geliyoruz. Gönülleri tülleyen endişeler hep si lindi, Bugünümüzden nasıl emin isek, yarınımızdan da o türlü eminiz artık, Ve bu mucizeyi yapan, Lozan mucize. sini bundan yirmi sene evvel yapmış olan ayni büyük insandır. Vatanın ve milletinle varol, Büyük İn önül. Ercümend Ekrem Talu Ankara borsası Açılış - Kapanış fiatları 17. 7-909 | İ if Yokuhama İstorholm oskora

Bu sayıdan diğer sayfalar: