18 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

18 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yl, Bekâr erkeklerin iddia ve ithamları SON POSTA “Bekârlar, niçin evlenmiyorsunuz iyi Temmuz 18 adımlar ceval Veriyorlar “ 18 sene bana hayat a kadaşlığı eden kadın son günlerde mali vaziyetim fenalaşınca evimi bir hırsız gibi soyup kaçtı. Kadın karagün dostu değildir,, “ Erkeklerimiz sanki pek mi vefalı ve sadıktırlar? Karısına ihanet etmiyen erkek dünyada mevcud mudur ? Bütün erkeklerimiz her © |. Artak (Vize): «23 yaşında, ufak bir memurum. Elime geçen para 45 liradır, Mes'ud bir aile yu. vası kurmak istiyorum. Fakat sira ile ye. di genç kıza talib oldum, «henüz evlen - mek niyetinde değilim, henüz okumak arrusundayım!» gibi cevablarla karşılaş. tım, Kızlar evlenmekten ziyade para ka- zanmağa temayil gösteriyorlar. Bu ce - vabların mahiyeti budur. Ben de evlen. mekten ziyade bekârliği daha uygun bulmağa başladım!» —E> © Sadık Saklı (Biga): «Başımdan geçen kadın macerasını, kısaca hikâye etmek suretile . niçin ev- Jenmyiorsunuz? . ankeline ben de iştirak ediyorum. Hayat arkadaşım diye on se - kiz sene bağrıma bastığur bir kadın, son aamanlarda mall vaziyetim fenalaşınca kendisine ipekli elbise alamadığım ve biraz yaşlandığım için evimi bir hirsiz gibi soyarak kaçıp gitti. Param olmadığını bildiği halde bana her gün: «Yaşhsın, kalbinin kurdu ölmüş: genç olsaydın bir dediğimi iki yapmazdınb» diye Tâf dokundurur, ağaç kurdu gibi içi. mi kemirirdi. Nihayet boşanmak suretile yakamı kurtardım. Gene öylesine çatarım korkusile ev denmeğe hiç te arzum yoktur. Evli ar. kadaşlarımdan ibret alıyorum. Kadın . lar hemen hemen (varlık dostu) mah . Yüklar... Paremz kocaların çektiklerini (Allah #le kendileri bilir. Kadın kara gün dos . tu değildir vesselâm!» © Nuri Ural (Öğretmen, Kay - seri): «Cevab vermeden evvel şunu söyle - meliyim. Bu derdin sebebi bir taraflı de. ğildir. Mes'ulü iki taraflı olmakla bera. ber, sebebleri de pek çoktur. Bekârım. Anadoluda orta halli bir aile geçindire - bilecek kadar maaşım var. Saadetin aile yuvasında olduğunu da bilenlerdenim. Her erkek gibi ben de evlenmek, bir sile yuvası kurmak istemiyor değilim. Beni ve birçok bekâr erkekleri evlendirmiyen sebebirin karakteristik vasıfları olmakla Edebi tefrikamız: 18 beraber, şahsa göre az çok değiştikleri fikrindeyim. 1 — Hayat pahalılığı, mes'ud edeme » mek korkusu. 2 — Evlenmenin çok paraya mütevak-. of oluşu... 3 — Ahlâk ve terbiye mefhumlarının değişmesi... 4 — Kızlarımızda aile bilgisinin nok . san oluğu. 5 — Ana, baba ve mekteblerin vazife » Yerini yapamamam... 1 — Hayat pahalılığı ve mes'ud edeme- mek korkusu: Ben çok bekâr erkek ta. nıyorum ki, evlenmek değil, kendini ge. çindirmekten âciz. Herhangi bir işte ça - lışarak eline geçirdiği birkaç kuruşu pa. balı olan hayat şartları içerisinde ancak idare ediyor. 2 — Evlenmenin az para ile olmayışı: Kanun ne olursa olsun insanın müeyyo. İdesi kalbi ve vicdanı olmalıdır. Hükü . met evlenmeği Kolaylaştırmak için ka . bunlar çıkartıyor. Fakat neye Yarar, ne kiz tarafı gene başlık, altın, oğlan ta - rafı da cihaz istiyor. Gençlerde bura köylerinin birisinde bir vak'a oldu. Üç senedir nişi olduğu bir kızı, fabri - kada çakışan bir genç para biriktirme . mesi ve başlığı verememesi yüzünden az daha alamıyordu. Çünkü babası başka birine vermeğe kalktı, o da kızı kaçır - dı. Şehre getirerek nikâh yaptı. Ya kı. zın yaşı küçük olsaydı? 3 — Ahlâk ve terbiye mefhumunun de Hişmesi; Evet ahlâk: zaman ve mekâna göre değişem bir mefhumdur. Bugün ab. lâksız sayılan bir hal yarın sayılmyıabi - lir. Burada ahlâksızlık telâkki edilen baş ka yerde edilmez. Bu değişme o kadar İçabuk olmuştur ki, an'aneye çok bağlı olan halkımız bu hale tamamile intibak edememiş, edemeyince de ya İşi İfrata vardırmış, yahud çok geri kalmıştır. Za. manla, bu sarsıntı, gayri tabii gelir el. bette düzelecektir. 4 — Kızlarımızda aile bilgisinin nok san oluşu: Mekteblerimizde sile bilgisi okutu - üyor. Sütlaç nasıl pişer, çocuğa nasil bakılır vesaire,., İyi arama, sorarım size; yarının annesi olâcak bir yavrunun aile hakkındaki ya. rm yamalak bu kadarcık bilgisi kâfi mi, dir?. Onun esas vazifesi olan aile haya. tından hiç bahsedilmiş midir?.. Aile ne. dir, sile yuvası nasil kurulur, nasıl ku. rulmalıdır, erkeklere karşı nasıl davran. malı, onu nasıl sile yuvasına bağlamalı (Devamı 10 uncu savfada? KOYDEKİ DOST Hiç bir şey düşünemiyorum. Gözle- rim altımızda eriyip giden yola bağ- lanmış gibi. Sür'atin verdiği rüzgür yü- zümü Kırbaclıyor.Hava karardıkça göl geler büyüdü ve yaklaştı. Ovalara ince ve esmer bir sis çöktü, Ve yol daralır gbi oldu. Gece olmadan çiftliği bul mak istiyorum. Yol bozuk olmasa on dakikada yetişmek mümkün. Fakat çok yerde yirmi otuz kilometreye düşmiye mecbur oluyorum. Vildan hiç konuşmuyor. Tâmfbaları yaktım. Şimdi etraf büs- bütün karardı. Fakat çiftliğe sapılacak eski değirmen köşesine yetiştik. Artık yol düz. Ağaçlı yola sapınca gaze bastım. Lâmfbaların aydınlığı için- de kalan ağaçlı yol bir tünel şeklini al. dı. Yaklaştık. ağırlaştım ve klâkson Burhan Cahid Onların uğultuları başlamıştı. — Hakkınız var; dedi. O halde çalm da korucular gelsinler. Daha fazla yaklaşmak istemiyordum. İç bahçenin parmaklıkları arkasında köpek sesleri bize yaklaşıyordu. Dur - dum ve lâmbaları açik bıraktım. Herhalde klâkson sesini tanıyacak - lardı. İki dakika geçmedi. Köpek sesleri uzaklaştı ve fki büyük fenerle birkaç kişi bize doğru gelmiye başladı. Önden gelen Osman beydi. Adeti koşuyordu: Daha uzaktan: — Hayrola? Bir şey yok ya çocuklar? Diye bağırdı. — Eyvah, dedim, dönüşümüz için bir sebeb düşünmedik. Genç kadın yavaşça fısıldadı: türlü hata ve kusurdan münezzeh midirler? GA. E, (Feneryolu): rif olmamıza... Her genç kızın ve kadı. «Mahud anket minasebetile ben de dü. |nin ayağını yorganına göre uzatmak şar. şüncelerimi yazıyorum. Evet niçin inkâr)|tile şik ve zarif giyinmek hakkıdır. Hiç edelim, #ramızda şımarık, züppe, göre .İbir kuvvet bunu menedemez. Biz orta nek budalası olanlar yok değil halli sile kızları tamamile böyleyiz. Biz. Fakat buna karşı iyi aile terbiyesi gör.|zat ben sekiz sene evvel 15 liraya aldı . müş, karakterli, şuurlu, velhasıl kelime.İğim bir hasır şapkayı hâlâ kullanıyo - nin tam manasile kadın olanlarımız var.!rum, Görünüşe göre bu biraz pahalıdır. dır. Ben kendi hesabıma maddeten, ma, | Fakat sekiz sene içinde bana kaça malol. hen tatmin edilmiş bir kadının (baloya du acaba? Ben Kapalıçarşıdan 3.5 liraya gitmiyorum) diye mes'ud yuvasını, merd| Ucuz olsun diye adi bir şapka alıp bir se. ve dürüst erkeğini bırakıp gideceğini ta.|ne, yahudi altı ay kullanmağa, biraz pa- savvur edemem. Biz her türlü fedakârlığa katlanıyo » ruz. Yalnız ihmal ve istihkar edilmiye asla razı olamayız. Erkeklerimiz bilmeli, dir ki en basit kadmın ruhu kıymettar bir vazo gibidir. Onu kırdıktan sonra on. dan fedskârlık beklemek neye yarar? Etrafımda evli olanlara bakıyorum: Şurada çok iyi bir erkek sinirli, şımarık bir kadın elinde cehennem azabı çekiyor. Öbür tarafta ise yuvasının, çocuklarının saadeti için titriyen bir kadın hain, hoy. rat ellerde harab oluyor. Demek her ta. rafın da hatalı ve kusurlu tarafları var. Evlenmek biraz da piyangodur, berke. sin talihine göre netice verir. Talihi ol . mıyanlar öyle uluorta herkesi, itham ede mezler, kadınların sadakatsiz olmalarını şiddetle reddederim. İçimizde belki böy. lesi de var. Fakat bunlar bir mana ifade etmezler, çünkü ekseriyeti teşkil ede mezler. Erkeklerimiz sanki pek mi vefalı ve sadıktırlar? Karısına ihenet etmiyen erkek dünyada mevcud mudur acaba? Bütün erkeklerimiz her türlü hala ve ku.| surdan münezzeh midirler? Kendilerini böyle görüyorlarsa gülerim onlara. Ara. larında her türlü ahlâk ve insanlık hiş . lerinden uzak olanlar vardır ki bunları yazmağa sütunlar kâfi gelmez. Hal böy. le iken biz bütün erkekleri itham edebi. lir miyiz? Sağlam karakterleri Türk kızlarınn namus telâkkileri her şeyin üstündedir. «Başım ağrıyor» der gibi kolaylıkla on - ları İlham etmek küstahlıktır. Bekâr erkekler öüşünmüyörlar ki bu genç kızlar arasında kendi öz kardeşleri ve dolayısile onları yetiştiren a. maları Ovardır. OYuvalarında sakin oturan Obinlere Türk bizm bu çirkin itham altında ezmek hak. kın nereden bulüyorlar? Bütün bun. lar kendini bilmez, iradesi zayıf, sukutu ahlâka uğramış birkaç kadın yüzünden mi? Gelelim bizim moda düşkünü ve müs. pıncaya kadar gece oldu. Hesab ettik.)müzü yıkayalım. Lâsük değiştirmek |aydınlık. halı, fakat uzun seneler kullanabilece - ğim bir şeyi almağı tercih ederim. İyi giyinmek... Bütçesini sarsmak is - temiyen her Türk kızının yaptığı budur. Biz böyle hareket ederken erkekleri - mizden şunu bekleriz: Sade zarif giyinmiş kadınlarının ya nında hekiki servetin verdiği lüks ve ih. tişam içinde başka bir kadın görünce gözleri İsomaşmasın, kendi kadınlarını takdir etsinler, yalnız keselerine. zarar vermedikleri için değil, hakiki bir sevgi ile onu tercih eisihler!» © Nadire (Biga): «Şu aralık gazetenizde açılan anket dolayısile birçok erkeklerin kadınlardan yana yakıla yaka silktiklerini okumak - itayım. Lâkin, hep kadınları haksız gö . irüp te kendilerini zeytinyağ gibi suyun İ ne çıkaran cevabları doğru değildir. Çünkü; geçen sene beni hayat arkadaş - Miğına kabul edip vlendiğim bir erkek, bana bakmak şöyle dursun, ölen karısın. dan kalan çocuklarını da başıma sararak onları da baha baktırmağa başlamıştır. Göz nuru dökerek dikiş dikip kazandı - ğım beş on kuruşla zaten kendimi idare edemezken bir de üvey evlâd bakmağa mahküm oluşum, kocamın hazır şofraya i konmak isteyişi beni erkeklerden son derece soğuttu. Soluğu mahkemede al - dım. Şimdi yakamı kurtarmağa savaşı - yorum. Böyle olan erkekler de karıla - rından vefa bekliyemezler yalı.» Se © M. M. (Bursa Atatürk cadde - eğe Anketinize cevab Vererek sizi tenkid eden tecrübesiz bir genç kızın yazıların bizi söyletmesinler?. okudum. Zavallıya acıdım. Çünkü he. nüz erkekleri anlıyamağan, kendisini ka. dın addederek bütün kabahatleri kadın - lara yükletmek istiyen bir biçare oldu - ğunun farkında bile değil, meşhur darbı mesel vardır: «Karısı olmıyana karı bo « şamak, çocuğu olmuyana çocuk terbiye etmek kolaydır; der. Bu pek doğru bir darbı meseldir. İşte bu küçük hanım da erkek idare etmeği pek kolay zannedi « yor. Erkeklerin nankör olduklarını he nüz tecrübe edip anlamamış. Bilhassa şimdiki erkekleri hiç bilmiyor. Halbuki bugünkü erkekliğin, evleneceği kızda aradığı şey, ne kadınlık, ne ahlâK, ne güzellik, ne de malâmattır. O yalnız para arıyor. Parayı düşünmeden evle « nen erkek binde birdir diyebiliriz. Bu devirde kocalarından nisbeten iltifat gö. ren kadınlar paralı kadınlardır. Ve eğer bu kadınlar dikkat edip te kendilerine e. dilen ihifatın şahıstarına değil, parala « rına olduğunu anlarlarsa bence hiç şüp. hesiz parasız kadınlardan da daha bed. bahttırlar. Leylâ hanım, erkeklerin akşama eva gelince, hanımın; ya kaşını yolmuş, ya saçımı boyamış bulmalarından şikâyet e. diyor. Evlilikte balayından sonra her ka. dın kocasının lâkayd ve soğuk olduğunu gördükçe üzülür. Bu halin önüne geç mek kocasının ilk sevgi ve alâkasını te» min etmek maksadile tahlile başlar. Me. selâ kocası kendisinin kaşlarını pek be. ğenerek onunla evlenmiştir. Fakat şim. di ince kaşlı kadınlara da pok başka göz. le bakmaktadır. Çünkü © sevdiği kaş - ların erkek zihniyetile «kendi malı ol duktan sonra kıymeti kalmamıştır. Kadın bu hali görünce kocasının inti « habında yanıldığını zanneder. ve bir gün © da kaşlarını yolar ve akşamı sabırsız - Wikla bekler. Kocasının bu değişikliği çok beğeneceğini zanneder. Halbuki erkek e. ve geldiği zaman işin farkında bile ol . maz. Aradan birkaç saat geçer. Uzun müddet Karşi karşıya konuştukları hal de gene alâkadar olmaz. Farkına varsa da görmemezlikten gelir. Sabrı tükenen kadın: «Kaşlarımı nasıl buldun?» diye sormağa mecbur olur. Erkek te güya hiç farkında değilmiş gibi bir vaziyet alarak güzel bulmuş dahi olsa itiraf etmez: «Ya. zik kaşlarını berbad etmişsin! Sana ka . lan kaş deha İyi gidiyor» diyerek kadının neş'esini kırar. İşte saç boyamak, evine bakmak ta bu kaş misaline benzer. Eğer mümkün olsa erkek bu kadından ayrılsa, (Devamı 10 uncu sayfada) Dudaklarında açılmıya hazır | Çiftliği şehirden daha yakın bulduk.liçin toz toprak içinde kaldım. diye he-|tebessümler var. babasile benim aram» Döndük. Osman bey geniş bir nefes aldı: — Ooh. Buna sevindim işte. Bilsey- dim lâstiği burada ben patlatırdım. Da“ ha evvel kalırdıniz. Köpekler bağlanmıştı. Rahat rahat iç bahçeye girdik. Osman bey sevin- cinden sağa sola emir fışkırıyordu. Kö- pekler gehe serbest bırkılacağı için he- men içeri girdik. men salondan fırlıyorüm. Osman bey biraz dikkat etmiş olsay- dı kırda lâstik değiştirmiş bir şoförün pek temiz kalamıyacağın: anlıyabilir - di. Halbuki ne ellerimde. ne beyaz pan- talonumda tozdan. topraktan eser yok- tu. Salona döndüğüm zaman Osman be- yi yalnız buldum. — Vildan da yıkanmıya çıktı. Size Osman bey ummadığı bu dönüşe Olepey yardımı dokunmuş. Bari becere- kadar sevinmişti ki kızını kucaklayıp |bildi mi? havaya kaldırıyor. Onu bırakıp elleri- me sarılıyor, bir taraftan da hizmetçile| Bani mahcub etti Yolculuğun böylelmü acaba? Te kırbaç gibi emirler veriyor. Yanaşmalara kadar bütün çiftlik seferber edilmiş, aşçıbaşı Şövalyenin emrine verilmişlerdi. Osman bey: — Hay ömrünüze bereket çocuklar. — Ne diyorsuruz. O kadar uğraştı ki. sürprizleri de oluyor işte. Osman bey elleri cebinde keyifli ke- yifli dolaşıyor. — İsabet, isabet, bu sürpriz bana ya- radı. diye söyleniyor. İki saat içinde olup biten'bu hâdise- daki yerine oturdu. Pek yeni tanıdığım bu kadını tahay- yül etmiye vakit bulmadan öyle kuv - vetli cephelerini gördüm ki için için 'kaynıyan zaman zaman değişen, heye- canı ve süküneti parlayıp sönen, sinir. leri bir anda gerilip gevşiyen bu garib ve sevimli mahlâktan adetâ korkmıya başladım. Li Şimdi yemek yerken o kadar uslu ve sakin görünüyor ki babası telâş edi « yor: — Hasta olmıyasın Vildan, Üşüttün Dedim ki: — Üşüdüklerini zannetmem. Terle- mediler de. Herkâldö açık havanın yor- gunluğu olsa gerek. Şehir hayatıma alh- şanlara kir ve dağ havası birdenbire ağır ve sert gelir. Amma bütün keramet Cevad beyde.İler beni altüst etmişti. Vildan bugün Genç kadın dudak büktü; Vildana kalsa bir değil dört lâstik pet- lasa gene İstanbula dönmek isterdi. tabit değil. Sabahtanberi sevinci. hırsı, hiddeti, isyanı, teslimiyeti birbirini ta- Derken başmı sallıya sallıya kızma |kfb ediyor. İçinde henüz şeklini bul - — Bir şeyim yok baba. Cevad beyin dediği gibi belki biraz yorgunum. Fakat gözlerinde derin bir düşünce çalmıya başladım, — Ben düşündüm.. Siz meşgul ot - Dönüşümüzden beri konuşmıyan Vi. |mayın. danın sesini duydum: Ve yanmdaki kapıyı açtı. Babasını — Habersiz gelseydik. otomobile aldı: — Ya köpekler?. Osman bey akşam olunca salıverdiklerini söylüyordu. Tam İncirlikaynakta listik patladı. Ya- * — Başımıza gelenleri sorma baba.| Ben bir falso etmemek için: bakıyor. Vildan benimle gözgöze gel -İmamış hislerin çarpıştığı anlaşılıyor. İnin verebileceği boşluk, matlık var. mekten çekinerek: Bir buhran geçirdiği muhakfak. O sarı|Bana öyle geliyor ki yaptığı hareketin — Doğrusunu İsterseniz Cevad bey |kafanın içinde bir şeyler kaynıyor. neticelerini ve üzerindeki tesirlerin! ikinci bir (pan)dan korktu. Yazı odasına bitişik yemek salonuna |muhakeme ediyor. Henüz tanıştığı bir Diye kıs kis'gülüyordu. girinceye kadar Vildan — görünmedi.İerkeğe karşı Jâübali davrandığına kızı” Yerlerimize otururken geldi. Sabahki|yor.. — Eer şeyden evvel elimizi, yüzü -İneş'esini bulmuştu. Kurşuni gözleri (Arkası var) * Gidi MS iğ Di K

Bu sayıdan diğer sayfalar: