26 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

26 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LX GüN ÜN ADAMLARI o | Amerikanın Londra elçisi Kennedy Dünyanın en çok çocuklu diplomatı, Amerika Cümhurreisinin en yakın dostu, gazete satmaktan başlıyarak yüz türlü iş yapan ve nihayet milyoner olunca diplomatlıkta karar kılan adam aI Kennedy, zevcesi ve çocuklarından yedisi Mister Kennedy demek, iş demektir. Roosevelt İngiltereye, . eskilerin yerine daima yenilikler kuran orijinal bir yapı- Ga yolladı. Yirmi beş yi Amerikan iş dünyasının o fevkade meselelerini çe- virmeyi bilen bu adam; muhakkak ki de muvaffakiyetle başarabilecekti. Kenneây'nin tezadlarla dolu görünen şahsiyeti Amerikalıları yıllar ve yıllarca şaşırttı. Bir milyoner olduğu halde «ti- Carette slahats in en ateşli taraftarıydı. Büyük tecrübelerine rağmen mahir bir ekoncerist olmayı iddia etmiyordu. Hem yoruimak bilmez bir iş adamı, hem piya- DO ve şarkı âşıkıydı. Ömrünün yarısını müzik dünyasında, yarısını bankerlerle Milâhatçılar arasında geçiriyordu. Kennedy'nin kimseye benzemiyen şah- &iyeti hakkında o kadar çok şeyler hi- köye edildi ki, onu karşınızda müsbet ve herkes gibi bir insan olarak görmek adeğâ bir sürpriz oluyor. Gürbüz, iyi, kül renkli saçh bir İrlandalı... Açik, sami: resmiyetten hoşlammuyan bir adam Sabırsız, titiz ve sert olduğunu söylüyor- lar. Tenasübe büyük bir kıymet ve & hemmiyet verir. Zor ekzersizlerden son derece haşlanır, yüzer, oğuli Oymar. Onları yenmekten tatlı bir baba zevki duyar. İyi yemeyi, konuşmayı. 2a- bita hikâyelerini, musikiyi, yeni yeni ça aşma sahaları keşfetmenin heyecanını sever, Fakat bütüm açıklığına rağmen bir müphemiyet havası içinde görünüyor. İ- çinde büyük bir kuvvet kaynağı sek' or gibi ve çok ketum... Yüzünü yakından Wüzer, bağa gözlüklerinin arkasındaki Yongün gözlerine dikkatle bakarsanız, öngi bir gün yolda gördüğünüzü ve anında cüretle hayale yer olmıyan bir Muhasebeiye benzettiğinizi sanırsınız. Fökat mesleki, bu kanaatin doğru ol- Madığını gsteriyor. * Yillara evvel Wall Streetin henüz nizam altma alınamamış faaliyetin- Kg ererken kendine has o açıksöz- Yaz Bir sürü gürültü patırtı. Buna baş- X 8d verilemez. Kimseye kanmayın. oni sermayesine muntazam bir N Teyan vermek için (usulü dairesinde) ara tedarik edilmelidir» demişti, (Usulü dairesinde)... Bu tâbir or rağ ve metedlarımn tipik bir ifade * Ma Kennedy Boslon şarkındaki ndatı ailelerden birinin oğludur. Ru- ii katoliktir. Geçen Eyi çam Babam âyanda aza idi. Bostondaki siya Tat politika idarecilerindendi.. Bu vet Bührete rağmen, belki de bu şöh- Yüzünden, ailenin bütçesi bir karar- slamıyordu. o Kennedy, sonru ya birçok Amerikalıların yol : Vapurlarda o çikolata, gazete PE başladı. Daha sonra Böslon 1k ekine girdi, diploma aldı, Mek- m ie İyi futbol takım- ilde elli yaşına : «İdi kazana da geçmi: Para kazanmuk kabiliyeti erkenden kendini gösterdi, Üniversiteyi bitird mek için kendisine bir kazanç yolu bul- du. Concordia Bos 4 ilk defa teneezüh omnibüşsleri seferlerini hazır- adı, O günleri anlâtırke: kına varı dan karakterinin bir noktasını da aydın- latımaş ol <İlkönce, diyor, elimde bir omnibüs sonra iki, üç oldu, üç; yazda 108 lira topladım.» 1912 de Havard üniversitesi sân'atlar esini bitirdi. İlk olarak işe geçti! A; yirmi beş lira aylıkla bankaya veri di. Bu sayede bankacılığın muhtelif saf- haları hakkında geniş bir tecrübe edin- di. Daha sonra bundan istifade ederek Bostonun ufak bir bankasından, ödünç para ile, hisse satın aldı. Yirmi beş ye- şında bu bankanın direktö ine çildi. Az swra Boston valisi Fitzin okızile €vlendi. Valiye «Bal Pitz» derlerdi. O adar tatlı şarkı söylerdi. Musiki istida- şti. CO da moktebini bi- tirirken piyanoda altın madalyayı kazan- muştı. Kennedy ise zoten bir musiki - bil- hassa opera ve senfonik konser » merak- sıdır. Amerikanın en. güze. plâk kollek- siyonu onundur. En fazia sevdiği plâk Bethovenin «Beşinci» sidir. * ni far Amerika sefirinin - büyüğü 22, küçüğü (a 6 yaşımda - dokuz çocuğu Vardır. Bunle- rın yedisi İngilterede, ikisi Amerikada mekteböedirler. Büyük oğlu geçen sene, ikinci oğlu bu sene Havard Üniversite- sini bitirdiler. * Büyük Harbde bir çelik fabrikası sa- höbi; kabiliyetli bir eleman ararken ken- disine «parlak bir genç» olan Kennedy'yi tevsiye ederler. O da ora fabrikanın u- müm menajer muavinliğini verir, ve Al-| gemilerin man denizahlarının batırdığı yerini doldurmak için geceli gündüzlü çalışan tersanelere çelik yetiştirmek işi- ni yükler; Kennedy iki sene sonra Nevyorkta başka bir şirket sahibi ile görüşmey? ko- şar. Şirket sahibi trene binmek üzere İ- miş, O da biner. Neticede birkaç yıl bu şirketin (Boston) menajeri olarak çalı- şır. Ve oradan Nevyorka, büyük işlerin başına geçer. 1923 ten 1920 a kadar deli gibi çalışır. «Akla gelebilen her işi yaptıms diyor, Bir ara üç sinema şirketinin başında bulu- nur. Amerika film ofis oynadığı iki filmi bizzat idare eder, Kes- kin görüşlü bir: münekkid o zamanlar Kennedy için şöyle de «Mister Kennedy yu kı) hocalığını yapa yaj fihmellerinin en acı müc; rehni elerini Bu kumpanyaları birbirile uzlaş- tarmakta, hiçbir diplomatın elmden gele- miyecek, bir meharet gösteriyor.» * 1934 de Ruzvelt kendisini edham bor sası komisyonculuğuna geçirdiği vakit öğ-| SON POSTA Amerikanın asri kâhini 4.000 kişi ile görüşüp 130 milyon halkın düşünce- lerini yüzde yüz doğru olarak tesbit eden adam Kendisinden bugün bahsedeceğimiz &8- dam bir Amerikalıdır ve 37 ye di Cedlerinden biri 1640 senesin: kaya hicret etmiş, kırmızı derililer şı açılan mücadeleye iştirak etmiş ve aile Bostonda kurmuştur. Bu & Beş senı evvel hiç m, bügün, dün- yuvasını damın ağı kimsenin tanım; yanın en büyü r arasındadır. Mister Horas Gallup bundan birkaç dene evvel dört bin kişi ile konuşmak su- vetile 130 milyon Ameril elerini ke: tnan herkes ve hülmmetmişti. Fakat tir, Mister Galtup, J gezetecilik kürsüsünü işgal ceğelesi Roosevelt'in fktısadi kalkınma hareketine karşıdır. O zaman, Amerika efkârı urmmiyesinin azlm ekseriyetinin bu plâna muarız olduğunu bilâmel isbat ettiği zaman herkes hayret içinde kal * muşta, Roosevelt, Hoover m elesi mü- nassbetile de Gallupun iddiası tahakkuk etmiştir. Amerikada, zaman zaman $- kârı umumiyeye anket gel den bir mecmua vardır; Litterary Dige Bu gazete 3 milyon insanla konuşmuş ve anketine Landonun relsicüm olacağı hakkında son vermiştir. Gallup dört bin kişi ile görüşmüş. Rooseveltin kazanaca- ğini ilin etmiş ve dört bin kişi ile isa - betti bir surette konuşmanm 3 mil komuşmaktan daha faydalı netice vere - ceğini meydana çıkarmıştır. Gallup Amerikanın asri kâhinidir den- iyonla Kennedy ke- mek» nefret ediyorsunuz Bir yilda tam bir muvaffakiyete ulaş- tı. Evvelâ «piyasayı öyle sıkı altına aldı ki en büyük dolandırıcılar bile kımıkda- namuz oldular.» İkinci işi: Hükümetle, bahriye tacir- lerinin gevşiyen münasebetini okuyvet- lendirmek oldu. 23 gemi kumpanyasınn 1,480,000 Tiralık taleblerini 73 günde) 70,000 liraya indirdi. Bunu gören bir İngiliz; | — Yazık ki, demişti, harb o börçleri meselemizde şöyle bir adamımız yok. İşte Amerikan sefirinin meslek haya- Ve işte benimle Amerika sefaretinin avah, geniş odasında konuşan selir: Kermey odanın sokağa bakan sol kö- gesinde geniş bir Yazıhanede çalışıyor. Çıplak duvarlarda büyük bir Avrupa ritasından başka şey görünmüyor. Sefi- rin eiini sıkmak için odanın bir başından öbür başına kadar geçmeli, İ Amerikan sefiri iri yarı bir adam, Yıl-| arla evvel profesyonel bir futbolcu mu olayım, iş hayatına mı alılayım diye he- yecan geçirmişe benziyor. İşliyen bir ba- kışı var, İnsanı uzün uzun süzüyor, tar- tıyor. «Ahcı> Jığına aid çok şeyler söylendi. Hakikaten de alıcı bir erkek... Fakat bu cazibe azimkâr, kuvvetli, nüfuzlu bir er- keğin cazibesi... Belfi, gününün her dakikası dolu... Sabah saat altıda 50 dakikalık bir gezin“ ti için atına atladığı dakikadan, gece ba- şıni yastığa koyuncaya kadar her daki kası... Bu hal selaretin bütün erkânında sezifiyor. Bir sanıyesini boş geçiren yok. iş ve hiz... Amerikan sefirile konuşmak için uzun mukadilemeler yapmak istemez. Ona, A- merikalınım Reisicümhuruna duyduğu hisle; İngilizin, kralına duyduğu his ara- sındaki farkı sordum. Amerikalı dedi; - kendisinin de ufak bir h tı il duğu - büyük ölçüde bir işin umum di- rektörü gibi görür ve bir devi duğu kadar siyasi bi - (Bunan Oümhurreisi resmi icraatı gibi İ busesi karakterini de tenkid Kakkım İkendinde bulur. İngilizse, kralını yük- sekte ve siyasi partilerin rekabetlerinden Mısırdan İstan Sayfa 9 L © "Tarihi tetkikler. | Padişah Mahmudun hususi hayatı Hazinei Hassa Başkâtibi Salâhi Efendinin şayanı dikkat hatıratından parçalar ( “Son Posta,, nın tarihi bahisler muharriri yazıyor ) gün Son Postada on sekizinci asır- da kaleme alınmış eski bir hatıra defte- rinden parçalar neşretmeğe başlıyorum. Lala devri kahramanı Nevşehirli İb- rahim Paşanın feci ölümü ve üçüncü Ah- medin sukutu ile neticelenen 1143 (1730) ihtilâlinde Osmanlı imparatorluğu o teh- tına oturan birinci Makmudun devri, » şayanı dikkat ve tetkik bir faslını teşkil eder. İşte bu devirde birinci Mahmudun saltanatının beşinci yılında hasinei hassa başkâtibi olan Salâhi efendi, 1148 den 1151 senesine kadar padişahın günlük hayatına aid ki, on sekizinci asırda saray hayatına vislerde, na de hususi ta- lerde asla raslamıya- mat vermekte in hatıratı Son Postada kıs- men neşrederken, okuyucularım arüsin- da bulunan ban gençlerimizin on sekis zinci asr diline aşina olmadıklarını gözönünde tutarak, hatıra sahibinin kul- landığı bazı kelimeleri. bugünün dilinde- ki karşdıkları ile değiştirdim. Salâhi efendinin hatırolarından, birin- ci Mahmud devrinde lâle devrinir. kanlı bir ihtilâl ile bölünmüş ikinci ofaslemn yaşandığını görüyoruz. Birinci Mahmu- dun hayatını tam dört sene günü gününe nakleden, on sekizinci asırdaki Türk sa- ray hayatını aydınlatan bu sayfaların eşsiz kıymeti hakkında fazla bir şey ilâ- ve etmek istemiyorum. dair ne vak'anüv rihlerle resmi ar; cağımız ma Bu zen Reşad Ekrem —ğI. Hicri 1148 yıl 1 Muharrem Pazartesi: «Efendimiz birinci Sultan Mahmud Topkapı köşkümde öğle namazını kıldık- tan sonra saral e Karaağaç bahçesi aradan bir piyadeye naklederek Mırahor| kesrna gittiler, Sonra gene piyadeye binerek Sâdâbüda geldiler. Orada selse- bii ve dereyi temaşa ettiler. İkindiye doğru kebab yediler. Rikâbı hümayun çubadarlığından tekaüd ile Eyübde otu- ran şair Hüseyin kullarını huzuruna ça- ğırp mahalle münasib yanık, kayabaşı denilen türkmani türküler okuttülar ve umulanın fevkinde zermahbub ihsan et- tiler. Oradan germe piyade ile Karaağa- ca, Karaağaçtan filikaya binip saraya döndüler. 2 Muharrem Salı: Kubbe altında divanı âliyi teşrif etti- ler. Divan müzakeratını dinleyip ve dev- let umurunun ve şeriat ahkâmının yeri- ne getirildiğini gördüler, dairelerine çe- kildiler, Öğleden sonra yah kasrını gittiler, bula gelen ve İstanbula ahire getiren gemileri seyrettiler, deniz n-| dalgalıyldı. İkindiden sonra dairelerine İ çekildiler. 3 Muharrem Çarşamba: Yalı kasrına gidip silâhşörlük telim- leri e meşgul oldu. 4 Muharrem Perşembe" Donanma açık denize çıkmak için ter. saneden Beşiktaş önüne gelmişti. Fakat beri, görür. Onu memleket idaresinin &sası, sembolü ve başı sayar. Böyle bir (Devamı 13 tincü sayfada) rüzgâr muvafık olmadığından, cenub rüzgâr: estiğinden Beşiktaş önünde bek- İemekte idi. Bugün: r hatıra defteri tutmuştur | Bulduk ey keştii ümidim rü ! Diyerek, biraz şimal rüzgâr ile gemi ler yelken eçtilar. Beşiktaş önünden bi- rer birer gidi topları il gi raydan dor vr ler. Öğleden sonra dildi. Bu kasrın mej Zalarma yaya ciridi sonra saraya döndü. 5 Muharrem Cuma: Cuma namazına Ayasofya (o camisinç çıktılar. Saraya dönünce tomakbaz kuk larına #omak oyunu oynattılar, safalan diler. Yaz esvabı olan sof feraceyi ilk defâ Gugün giymişlerdi. 6 Muharrem Cumartesi, Köşke çıktıl erlerken atılar oynattı, İkindidet | 7 Muharrem Paze Bugün bir yere çıkmadılar. Öğleden sanra merhum defterdarı sabık Ali Paşa kullarının (müsadere edilen) o eşyasım hazine kethüdası kullarının elile getin terek bunları tetkik ile vakit geçirdiler, 8 Muharrem Pazartesi; Bugün hava gamlı idi. Arasıra yağ» mur çiseliyordu. Öğleden sonra sepetçk ler kasrını teşrif ettiler, 9 Muharrem Salı; Divana gittiler. Öğleden sonra sepet ciler kasrından derya tomaşası ile vaklt geçindiler. Huzuruna sureti o mahsusada yetiştirilmiş bir sepet turfanda kiraz ge tirdiler, kiraz yediler. 10 Muharrem Çarşamba: Kiraz yediler, deniz seyrettiler, 11 Muharrem Perşemb. Sandal ile Beylerbeyi o sahilearayma gittiler. Yolda Beşiktaşa uğrayıp harem» deki yeni kasırda kahve içip dinlendiler. Pek nadide bir tarzda tarhedilmiş olan has bahçedeki çeşid çeşid çiçekleri temas şa ettiler. Oradan Beylerbeyine geçtiler, Yeni yapılmış bağ kasrında dinlendik: ten sonra sahilsarayın haremine alınmış bölme denizin ayşa gibi duru sularına hahsülâyar altınlar atıp gözde nedimle- ri. dilsizeri ve cücelerine kapışmalarını işaret e#tikte onlar da esvablarile suya atılıp kapıştılar, efendimiz buna pek çok güldüler, a İkindiden sonra, Aşure günü olduğum dan haremden. nefsi pefisi hümayunla rile maiyeti için iki büyük maşraba am- Derli ve miski âşure getirildi. Yenilip zevk ve safa edildi. Sonra gene saadetle #likalarma binip saraya döndüler. 12 Muharrem Cuma: Sev İ Toph dılar. si ve azametle Cuma namazını ıliç Alipaşa camisinde kık ve oraya mi olduğundan mâ kadar geçirdiler, M Muharrem Pazar: İncili kasra çıktılar. Sadrazam haz“ retlerinin bimicilerine yaya eiridi oynat» alar. Onlar da padişahın huzürunda ef- ril oynayıp şecaat ve hüner gösterdiler, (Devamı 12 inci sayfada) İ meyva bahçelerinde vaki

Bu sayıdan diğer sayfalar: