14 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

14 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Ağustos SON POSTA Sayfa 9 nı SS POR Yağmuraltında yapılan at yarışları ve yüzmeler Galatasarayın yirmediği yüzmelerde Beykoz şampiyonu “old At yarışlarında yağmur! yüzünden birçek sürprizler oldu At yarışları programınm dördüncü haftası müsabakası dün Veliefendide yapıldı. Yarış saatine kadar yağmur yağma- si birçok mereklyarı dünkü koşudan mahrum etmiş, ve bu yüzden yarış mahallinde pek az seyirci bulunmuş - tur. Yağmurdan dolayı koşu pisti ağır - laşmış ve yarışlar da birçok sürpriz « lerle neticelenmiştir. Günün en mühim yarışı haliskan İn- giliz at ve kısraklarına mahsus olan dördüncü koşu idi. 'Tertib heyeti bu yarışı en sona almış, bu suretle dör - düncü ve beşinci yarışların yerleri değiştirilmişti. Yarışın favarisi olarak göze çarpan Prens Halimin Sunandair ile Romansi Üzerinde bahse tutuşanlar hemen ek »- seriyetti. Nitekim tahmin edildiği şekilde ya. mış başlar başlamaz Prens Halimin iki atı da başa geçerek bir müddet yerle. rini muhafaza etmişlerdir. 1800 met - Teden sonra yarışın şekli değişmiş ve Bürhanın Komisarzi başa geçerek bi - rinciliği kazanmıştır. Diğer yarışlar fazla alâka toplıya » mMamış ve bilhassa bazı yarışlara üç İlâ dört atın girmesi de beklenen he « Yecanı uyandırmamıştır. Müsabakaların neticeleri şunllardır: i koşu (Çamlıca koşusu): Bu şa # hayvan iştirak etmiştir. İk - Tamiyesi 510 lira olup mesafesi 2400 metre idi. Mahmure birinci, Nana ikinci, Cey- Yân üçüncü olmuştur. İkinci koşu (Göksu koşusu): Bu ya- Tışa dört hayvan iştirak etmiştir. İkra. miyesi 400 Hra olup, mesafesi 1100 metre idi. Mis birinci, Mart ikinci, Körayak üçüncü olmuştur. Üçüncü koşu (Satış koşusu): Bu ya- şa 4 hayvan iştirak etmiştir. İkra » miyesi 190 Mra olup, mesafesi 2100 metre idi. İkinci yorgtz birinci gelen at ve sahibi Bayan Nihal ii ea Dünkü yüzmelerden bir başka ımtıba Çetin birinci, Alderviş ikinci, Cey - lân üçüncü olmuştur. Dördüncü koşu: Bu yarışa üç hay - van iştirak etmiştir. İkramiyesi 155 ia olup, mesafesi 1800 metre idi. İnci birinci, Bahtiyar ikinci, Selma üçüncü olmuştur. Beşinci koşu (Boğaziçi, koşusu): Bu yarışa 7 hayvan iştirak etti. İkrami - yesi 850 lira olup mesafesi 2400 met » re idi. Komisarz birinci, Dandy ikinci, Ka. ya üçüncü olmuştur. Şeref stadı havuzunda dün yapılan yüzme müsabakalarile İstanbul yüz - me birincilikleri nihayet bulmuştur. Dün yaplan müsabakalar o bilhassa yüzmelere pek az müsabıkın iştirak et mesi yüzünden sönük geçmiştir. Bun. da yüzücülerin ekserisinin talebe ol - ması âmil olmuştur. Ezcümle yüzücü. lerinin kısmmazamı mektebli olan Ga- Jatasaray omüsabakelardan çekilmek mecburiyetihde kalmıştır. Müsabaka; ların büyük bir kısmının tek yüzücü. nün iştiraki yüzünden iyi dereceler de elde edilememiştir. Dünkü neticeleri yazıyoruz! 100 metre sırtüstü "küçükler): 1 — Maruf (Beşiklaş), 2 — Necsti. 100 metre sırtüstü (klüb harici); 1 — Fuad, 2 — Adnan. 100 metre sırtüstü (klübler): — Saffan (Beykoz) derece 1,32. 200 metre serbest (küçükler): 1 — Bedri (Beykoz), 2 — Bahaeddin | > yelken yarışları yapılamadı imz Yüzmelere iştirak edenlerle, koşuları takib eden bir grup 200 metre serbest (klüb harici): 1I— Beykoz), 3 — Tekin (Beşiktaş). Mahmud derece: 2,28,01. 200 metre serbest (Kiübler): | — Ali (Beykoz) derece: 3,05. 1500 metre serbest (k'üb harici): I — Nezih, 2 — Niko. 1500 metre serbest (klübler): 1 — İsmasl derece 24,44: 4X200 bayrak (küçükler): 1 — Bey koz takımı derece 12,32, 2 — Beşik . aş takımı. 4X200 bayrak (klübler): 1 — Bey- koz takımı derece 13,01,2, 2 — Demir. spor. Büyükler arasında yapilması icab eden su topu müsabakasına Demir . spor takımı gelmediğinden Beykoz hükmen galib sayılmıştır. Küçükler (Devamı 11 inci sayfada) Milli küme maçlarının hasılâtı ne oldu? Milli küme maçlarının hasılatı maçların hitamını müteakıb klüp- lere mütesaviyen taksim edilecek- $i. Maçlar biteli hayli zaman oldu- Bu halde klüplerin hisseleri hâlâ tevzi edilmemiştir. Bunda Ankara stadyom idaresi gösterdiği müş- külât âmil olmaktadır. Ankara stadyo7m idaresi Ankarada yapılan mili küme maçları hasılatından ancak 2400 lırasını Umum Müdür. Tüğe teslim etmiş olup mütebaki- #ini şimdiye kadar Overmemiştir. İzmirde milli küme maçlarından 2600 lira hasılat elde edilmiş ve U- mam Müdürlüğe gönderilmiştir. İstanbuldaki hasılat ise 11 bin Ji- raya yakındır. Klüplere vaktinde verileceği vâdedildiği halde bu ha- sılatın Beden Terbiyesi Umum Mü- dürlüğü ile Ahkara stadyom mü. dürlüğü arasındaki ihtilâf halle- dilinciye kadar tevzi edilemiyece. ği anlaşılmaktadır. (ÇOCUK TERBİYESİ 7 Nizam ve intızamın müsbet tezahürleri Çocuğun alâkası bir şeyi aramakta değil, o şeyi yerli yerinde bulmaktadır Hassasiyet devrelerinin en mühim ve durmadan haykırıyordu. Nihay:t : we €n. esrarlısı; çocuğu nizam ve intizamasine döndürmek lüzumu duyuldu. “a İkarşı fazla hisli kılandır. Bu tezahür birfbundan sonra tam bir kapris halini aldı yaşında başlar, ikincinin sonuna kadar İnsani son derece sıkmıya başladı. Der « sürer. Yaradılışından dökücü saçıcı san ken araya «rehber» de girdi. Bebeği ku- dığımız çocuğun, muayyen bir devrede, |cakladı. Kuvvetli, erkek kollarile kavra- harici intizama karşı hassaslaşması fikri|dı. Çocuk şiddetli bir reaksiyon geçirdi. bize garib görünür. Çünkü: Ev gibi, bü-|Bu reaksiyonların psikolojik sebebler « yüklerin çocuğu iamamile yabancı mak. #ndlara temizleyip düzelltiği ve irili u- fakh bir yığın eşya Ile doldurduğu ka - palı bir muhitte yaşıyan çocukta bu çok Bazik hali #arketmiye imkân yoktur. Fa - kat o hakikaten böyle bir hassasiyet dev- resi geçirir. Ve türlü türlü engellere uğ- rıyan bu devre anormal hallerin memba olur. Filhakika çocuk birçok zamanlar görünüşte sebebsiz yere ağlar ve Gus- mak nedir bilmez. Bu bassasi müsbet bir tezahürü- nü, yani tâtminınden doğacak neş'e ve heyecanı sezebilmek için ergin insanın çocuk ruhiyatıdan anlaması lâzımdır. Hâ. dişe daha ziyade ilk aylarda görülür. Fa- kat bazı engeller hassasiyet devresinin keşfini kolaylaştırır: Vakitsiz kaprislerin çoğu biç şüphesiz bu nevi hassasiyetle - Tin eseridir. Hayattan alınmış birkaç misal vere - yim: İşte ufak bir aile sahnesi. Baş rol altı aylık kadar minimini bir kızda, Bu çocuğun yattığı odaya bir gün bir kadın misafir girer ve şemsiyesini ma - sanın üstüne bırakır. Çocuk birdenbire huysuzlaşmıya başlar. Şemsiyeye uyun uzun baktıktan sonra feryadı koparır Misafir; çocuğun şemsiyeyi istediğini zan neder, Gülerek masadan alır, ona uzatır. Fakat bebek şemsiyeyi iter ve yaygarayı bırakmaz. Bunun üstüne başkaları da birkaç kere şemsiyeyi eline tutuşturmıya çalışırlar. Nafile... Çocuk o çırpınmakta devam eder, Ne yapmalı? İşte hemen he- men doğum gününden başlıyan vakitsiz kaprislerden biri,.. Bereket anne bu ne vi ruhi tezahürlerden anlıyormuş. Şem « siyeyi masadan alır, bitişik odaya götü. rür. Çocuk ta derhal sesini keser. Bütün bu heyecanın manası şudur: Şemsiyenin yeri masa değildi. Bu küçücük eşyanın yerinden başka bir tarafa konulması, ço. cuğun hatırlamıya muhtaç olduğu daimi ve muntazam €şya tablosunu fena halde bozuyordu. Bir misal daha: Burada çocuk oldukça büyük, bir buçuk yaşındadır. Sahnede Ben de bulundum ve aktif bir rol aldım. Birkaç arkadaş Napolide «Neron mağırı #i> nı geziyorduk. Genç bir kadın da çocu- gile beraber gelmişti. Çocuk bütün bir dağ boyunca uzanan koca mağarayı do - laşacak yaşta değildi. Daha ilk dakikada yoruldu. Annesi kucğına aldı. Fakat yü. kün ağırlığını iyi hesablıyamamıştı. F la sıcaklık bastığı için durdu; ceketini karıp koluna attı. Çocuğu öyle kucağına aldı. Bebek yavaştan bir ağlama tuttur- du ve sesini perde perde yükseltmiye başladı. Genç kadın boşuna onu sustur- mıya çalışıyordu. Nihayet sabri tüken - dı, sinirlendi. Yanındakiler de sinirlen - diler. Yarım olsun diye çocuğu biri bı - rakıp biri alıyor, kimi okşuyor, kimi a - gerliyordu. Gittikçe hırçınlaşan çocuk ta den doğduğunu bildiğim için işe karış « mıya meçbur oldum. Anneye; — Madam, dedim. müsaade elerstniz ceketinizi giymenize yardım edeyim». Ka dın afalladı. Sıcaktan bunalırken ceketi giymek te ne idi? Zavallı o kadar çaresiz kalmıştı ki ister istemez «pekis dedi. Ceketini giydirdim. Çocuk ta göz yaşla. rı ve çırpınmalar birdenbire dindi. Üst. üste: — «Palto... Omuz... P: demiye başladı. «Manton üstünde dur « Bun, çıkarma annes demek İstiyor. Ve «hele şükür beni anlıyabildiler» der gibi tatlı tatlı bakıyordu. Büyük bir sevinç içinde kollarını annesinin boynuna do « ladı, Gezmenin sonunu kadar çıt çıkar İmadı. Ona göre palto, giyilmek içindi, İbez parçası gibi kola atılmak için değil... Gürültü kıyamet? Annenin bu imtizamı bozmasından ileri gelmişti. Saydığımız misaller intizam sevki ta « bilsinin şiddetini göstermektedir. Asil sa- ş#lacak nokta onun o kadar erken baş - İayışıdır. İki yaşındakilerde intizam ih. tiyacı sakin bir şekil alır. Ayni ihtiyacın İhuzur içinde ve aktif surette tatbiki de bu devrede başlar. Mekteblerimizde son derece enteresan hâdiselere şahid olmaktayız. Yerli yerine konmıyan şeyleri iki yaşındaki çocuklar derhal farkediyor ve yerlerine koymak istiyorlar. Ergin'erm ve kendilerinden büyük çocukların gözünden kaçan tefer. rüst bunların derhal dikkatini çekiyor Meselâ: Salyun sabuniuğa kormamış, mug kik taşında bırakılmışsa, “bir sandalye yerinden başka bir tarafta unutulmuşsa bunu iki yaşındaki çocuk hemen görü « yor ve düzeltmiye çalışıyor. İntizamsızlık manzarası bir muharririr, bir faaliyet tegvikçisi gibi görülebilir. Fakat muhak- kek ki bundan fazla bir şeydir: İntizam hayata hakiki neşeyi veren ihtiyaçlar - dan biridir. Bunun içindir ki mekteble « rimizde üç dört yaşını çoktan geçirmiş çocukların bile bir ekzersiz, bir oyun bi- ter bitmez Âletleri yerlerine koşturdukla» rini görüyoruz. Eşyada intizam; onlardan her birinin yerli yerini bilmek demektir, Her şeyin nerede olduğunu ayrı ayrı hatırlamak de. çınde bulunduğu mühi. ti bütün teferrüatile kavramak demektir. Ruha uyan muhit te budur. Gözü kapah dolaşabileceğiniz, elinizi uzattınız mi hep adığınızı bedabileceğiniz bir muhit.. tın sükün Ve huzu- ru için elzemdir. Bunun canlı bir zevk halinde ifade edildiğini görmek ister « sek, bizi mantıksızlığıle şaşırtan, haki - katte bütün manası eşyayı yerli yerinde bulmak neş'esinder ibaret olan, küçük çocuk oyunlarına bakmalıyız. Bu oyun. ları izah etmeden önce profesör Piaget (Devamı 11 nci sayfada) Omuz» eğitimi atı

Bu sayıdan diğer sayfalar: