26 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

26 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son Posta, nın Hikâyesi BALAYI SEYAHATİ İh. Fransızcadan tercüme eden: Hatice Hatib Mösyö Oscar Bergenson ile matmazel Consuleos Fuentesin nasl tanıştıklarını © kimse bilmez. Tarihlerde olduğu gibi in. san hayatlarında da bazan böyle karma.| © Okarışık ve karanlık noktalar vardır ve bu © mokfalar üzerinde kimse hemfikir ola. maz. Bu iki genein âdetları arasında bir kıs. mi onların birinei defa olarak birbirleri- * ni Osloda bir kabarede gördüklerini, di- ğer bir kısmı da Malagnda küçük bir ki. Msede birbirlerine rasgeldiklerini söylü. © yorlardı. Dostlarının bir kısmı da onla. orn birbirlerile Pariste Montparnasse Kâhvelerinden birinin tarasasında tanış. tıklarını ısrarla iddia ediyorlardı. Bu lâkırdılerın hepsi yalan ve yanlış © olabilirdi. Fakat hakikat olan bir şey © vardı. Bu da Mösyö Bergenson ile mat- o mazel Fuentesin birbirlerine tapar dere- © cede âşık oldukları idi, Genç kız onun uzun boyuna, sun'i ol. © madan plâline olan saçlarına ve en azgın ve kavgacı bir kapıcıyı bile mestedecek| kadar tatlı bakışlı mavi gözlerine hay.| randı. Bergerson ise bu gece gözlü, alev — bakışlı, şeftali rengi tenli miniminj mah. Iökun hududsuz güzelliği karşısında ta. © Mmamile kendinden geçkindi, İkisi de, birbirlerinin memleketini ta- “ nımiyorlar ve karşılaştıkları zaman bu « memleketler hakkında ne hayaller kuru- — yorlardı. p © Oscar için Consuclo bütün cenub de. © mekti. Danslarile, şerkvlarile uzun gü. © meşli kırlarile, eğlenceleri ve bitmez, tü. 'kenmez ihtiraslarile, zevkleriie, harare. tile bütün cenubu o bu küçük kızda bu- © İlüyordu. 5 Consuelo için Oscar ise büyük şimali © temsil ediyordu, Ayı avlarını, buzlar ve “karlar arasında kızak gezintilerini, fzord- lerde deniz banyosunu, gece yarısı güne. “şini... Fakat bu iki genç insan uzun müd- det hulyalarile vakit geçirmediler. Az i bir zaman sonra hülyalarını hakikat yap. ” tilar. Bir belediye dairesine gidip birbir. “lerine izdivecın mukaddes ve müsbet “bağlarile bağlandılar, © Artık mes'ud olmağa tamamile karar — vermişlerdi. Fakat gençliklerinin tecrü- Kaç defa, idsizliğe düşerek bura- dan kaçmak istedim! Kaç defa, uykusuz gecelerimde pencereden dışarı atlayıp “ bahçe duvarını aşmak ve oradan da Bursaya Dörtler çiftliğine gitmek fikri © bir çekiç gibi başımın içini dövdü! An. “cak bu projeyi tatbik edebilmek için şeyden evvel para lâzımdı; benim cebimde bir kuruş bile yoktu. Bun. m maada, bütün harekâtımın pek ikından göz hapsinde tutulduğunu da farketmiyor değildim. Belki de beni büsbütün çileden çıkaran da bu nefa. © Tretti. Bir adım atsam üstümde gizli bir b in ağırlığını duyar, bahçede biraz 'uzaklaşsam hademelerdön birinin bir “bahane fle oradan geçtiğini görürüm. “ Benim gibi dağlarda büyümüş vahşi bir kız için ne çekilmez bir esaret İz. “arabi idi bul Fakat bunda müdirenin büsbütün haksız olduğunu söylemiye vicdanım i idi; Cahid beyin ona çiftlikteki | i ve beni nasıl cebren getir- ttığı şüphesizdi ve bir mek. müdiresi sıfatile Rânâ hanım da muhtemel firara mâni olmak için iz ittihaz etmekte haklı idi. © Müdire kırk beş yaşlarında çirkin at kibar ve çok akıllı bir kadındı, | 3 besizliği içinde zannettikleri gibi, mes'ud olmak öyle kolay bir şey değildi. x Belediye dairesinden ilk çıktıkları za- man birinci twuhavereleri balayı seyaha. ti hakkında oldu ve bu mesele Üzerinde kavga ettiler, çünkü her birinin kendine göre bir projesi vardı ve bunu tatbik et. mek istiyordu. Lâkırdı şöyle başlamıştı. Constelo: — Sevgilim demişti, sema bir sürpriz yaptım ve haber vermeden senin mem. leketin olan Kopenhsga iki bilet aldım. Delikanlı bir sükünetle: — Ne yazık diye cevab vermişti. Ev. velâ benim memleketin Kopenhag de- gil, Stokholmdur. Sonra ben de senin| memleketini görmek istediğim için ben de İspanyaya bilet aldım. Conewelo sinirlenmişti: — Faket benim İspanyayı görmek için hiçbir hevesim yok diye söylenmişti. Ben bütün çocukluğumu İspanyada geçirdim. Benim tanımak istediğim yerler, İsveç. Norveç, Danimarka velhasıl bütün şi- mal!,, — Fakât yavrum ben şimalden bıktım. Eğer şimali o kadar sevseydim, halaza. dem Edda ile evlenirdim. Biliyorsun 6. nunla nişanlı idim. — Ben de öyle değil mi? Ben de Gre. goria ile nişanlı idim. Onu senin için bı. raktım. Çünkü artık doğduğum şehirden bahsedildiğini işitmeğe (tahammülüm kalmamıştı. Eğer sen iyi bir insansan şu deniz seyahatinden münakaşasız vazge- çer ve beni şimal hattına doğru takib edersin! — Şimdi ben de sana senin şu şimal seyahatinden vazgeçmeni rica edecek tim. Beni buzlarımın arasına götürmek. le ne kazanacaksın! Ben Seville'i tanı. mak İstiyorum. — Ben gecesiz bir gün görmeği merak ediyorum! Bu fki genci biraz sonra münakaşa iki düşman gibi birbiri karşısına dikti. Yeni gelin büyük bir kinle: — Sen bir hodgümdan başka bir şey değilsin, diyordu. — Sen de dünyanm en inadcı kadını. sm, gülünç derecede inadcı bir kadın!, DAĞ EBRR ledi. Bana gelince, ilk zamanları ona kara şi kapalı ve asık bir yüz (göstermekten başka bir şey yap. madım ve ancak ça resiz galdığım za « man ona cevab ver. dim. Mutlaka vasim İle müdire arasında ya pilan bir anlaşma neticesinde olacak, mekteb resmen Teş rihevvel sonunda a- çıldığı halde beni bilhassa on beş gür evvel İstanbula ge tirmişler ve bu su, retle beni muhitime İdiğmdan vapur biletlerini iade parasını geri aldı ve mecburi olarak İs panya seyahatinden vazgeçti. Bu para yetişmediği için Consuelonun aldığı «$Şi.| mal seferi» biletleri de iade edilip parası yenildi. çer — Şimal erkeklerinin ben böyle kaba ve zalim olduklarını bilmiyordum. Eğer bilseydim. — Benim de cenub kadınlarının acuze olduklarından haberim yoktu. Ben de bilmiş olsaydım. Ve ih... ve tih... O kadar kavga ettiler ki nihayet dö. vüştüler ve bu dövüş onları birbirlerini kâvgü arasında tehdid ettikleri talâktan kurtardı, Genç İsveçli, tatlı İspanyol kızını öyle dövdü ki iki kabürga kemiğini kırdı. Te- davisi için onu hastaneye yatırdı. Hasta- Be masrafını ödiyecek fazla parası olma. ederek Ve genç kadın hastaneden çıkınca balaylarını Fransanın küçük bir köyün. de geçirdiler ve dönüşte Batiyinolle'de yerleştiler, Şimdi arada oturuyorlar ve k seyahat edecek paraları kalmadığı Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan oozaneler şun - ları İstanbul cihetindekiler: Şehzadebaşında: (Asaf), Şehzadeba - ında: o GNocati Ahmed), Aksarayda: (Pertev), Alemdarda: (Eşref Neşet), Beyandda; (Haydar), Fatihte: (Emil - yadi), Bakırköyünde: (İstanbuh, E - yübde: (Arif Beşir), Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl enddetinde: (Dellasuda), Bos- tanbaşında: (İtimad), “Taksimde; (LI - morelyan), Pangaltıda: | (Nargileciyan), Karaköyde: (Hüseyin Hüsnü), Beşiktaş- ta: (Süleyman Receb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Kadıköründe: (Büyük, üçler), Üskü - (Merkez), Sarıyerde: (Asaf), A- (Halk), Ağustos 26 Satılık Çam Tomruğu Devlet Orman İşletmesi Karabük Revir Âmirliğinden; 1 — Yalakkuzu bölgesi kati'yatından Eskipazar İstasyonunda İstifte mevcud 679 aded mundili 528 metre mikâb 468 desimetre mikâb çam tomruğu açık art. tırma ile satılacak 2 — Tomrukların ayrıca baş kesme payları mevcud ve kabukları soyulmuş olup hacim orta kutur üzerinden heseblanmıştır. 3 — Tomruklara eid satış şartnamesi Ankarada Orman Umum Müdürlüğünde Ankars, İstanbul Orman Çevirge Müdürlüklerile Karabük Devlet Orman İşlet- mesi revir âmirliğinde görülebilir. 4 — Tomrukların muhammen bedeli 13 Iira 65 kuruştur. 5 — İsteklilerin 56 75 muvakkat pey akçesile 2/9/1939 günü saat 11 de Ka. rabükteki revir merkezine müracaatları, o -6393, SİNİR AĞRILARI — BAYGINLIK ÇARPINTI — BAŞ DÖNMESİ ASABİ ÖKSÜRÜKLER — UYKUSUZLUK VE SİNİRDEN İLERİ GELEN Bütün rahatsızlıkları - ... Dindirir Sıhhat Pekâletinin 3-6-985 tarihli ve 3-13 numaralı ruhsatını haizdir. LARIN ARI Neil Mücellit Aranıyor. Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğünden : Umum Müdürlük mücellithsnesinde ayda 60 ve 40 Jira ücretli iki tane mü. cellid refikliği münhaldir. Taliblerin askerliklerini yapmış olmaları şarttır. İs- tekliler nüfus kâğıdı, askerlik vesikası, polisten musaddak hüsnühsi mazbatası, sıhhat raporu ve mücellitlik san'atına vâkıf olduğuna dair vesikalarile birlikte Ağustos 939 nihayetine kadar Zat İşleri Müdürlüğüne müracaat eyelmeleri ilân olunur, «39573 46514 Dörtyol Belediye Reisliğinden: 1/Ağustos/1939 Salı günü saat 10 da kapalı zarfla ihale edileceğini ilân ettiği. miz «27961,70> lira keşif bedelli Dörtyol elektrik inşaat ve tesisatı için vuku bulan teklif haddi lâyıkında görülmediğinden 1/Ağustos/1839 tarihinden itiba - ren bir ay müddetle pazarlığa konulmuştur. 1 — Evveles yapılmış olan daire şartaamesindeki tediye şartlarından müte - ine olarak geniş tadilât yapılmıştır. KE razi ear Belediye Encümeni tarafından Belediye dairesinde ya- pılacaktır. 3 — Talibler ilk teminat ve İstenilen vesaikle birlikte Encümene müracaat etmelidir, 4 — Talibler proje, keşifname, fenni ve daire şartnamesini Belediye Yazı İşleri Bürosunda görebilirler ve taleb vukuunda daire şartname sureti posta wle gönde- rilir, «405 K. pul göndermeleri şarttır. «6328» dikkatle bakmaktan kendimi alama dım. Rünâ banım elile bana oturmamı işa, ret ettikten sonra, hiç bir mukaddime ye,Jüzum görmeden şu sözleri söyledi: — Kızım, seni arkadaşlarından ayrı ve tamamile hususi bir şekilde okutmı. ya mecbur kalacağım. Birkaç ay yalnız hiç görmediğin bazı derslere çalışa. caksın. Bu müddetin sonunda da onla. ra yetişeceğine eminim. Azim ve ira, den kuvvetli midir? Sükünetle, hatta biraz mağrur bir tavırla cevab verdim; — İstediğim zaman ve istediğim şey. ler için... Sözlerimin çetin ifadesinin ve benim biraz meydan okuyor gibi küstah ha- imin farkında olmamış veyahud buna ehemmiyet vermiyormuş gibi sükünet. le yüzüme baktı. — Pekâlâ; o halde şimdi bütün azim ve iradeni bir araya toplamalı ve bü. tün gâyretinle çalışmalısın. Ancak bu takdirde vasin seni buradan, hapisane diye tavsif ettiğin bu mektebden bir an evvel çıkarmıya müvafakat edecektir Ne kadar çok çalışır ve arkadaşlarına ne kadar çabuk yetişirsen mekteb prog ramını o kadar kolaylıkla tatbik ede. İbilecek ve diplomanı © nisbette çabuk likte bir odada, bel. ki de vaktile anne. min genç kızken bi- riktirmiş olduğu, ya hud da babamın av kazasi (neticesinde uzun bir zaman çift Ekte kaldığı esnada getirtmiş olduğu ve orada bırakmış oldu ğu birçok eski kitab lar verdi. Kışın fev. kalâde soğuk hava « larda veya ortalığı tamamile kar örttü. ğü zamanlarda sa -| bahtarı akşama ka.| dar evin dışarısında bulunamayınca bu kitabları okumuş ve karma) bir - biraz olsun alıştımak istemişlerdi, karışık takib ettikleri ve vahşi dağ kızını ür.|çok tarihf ve edebi malâmatı başımın bundan başka fevkalâde iyi kalbli ve İmüştikti. | Sabah ek Av haşir kütmemek için eler imei TL v ikatler| hemen bütün günümü geçir. ruğa yavaş yavaş alıştırmıya çal ğa Re Vi naci; fakat allahın sonsuz kırların.İları meydanda idi. Bütün tahsilimin da, ucsuz bucaksız dağlarında yaşamış | birkaç senelik hususi dersten ibaret ol olan bir kız için bu park nekadar kü-İduğunu söylemiştim. Bu derslerle an. cük bir yerdi! Adeta avuç içi kadarlcak bir mikdar coğrafya, besab, ve küçük! Benim vahşi tabiatim serseri/Türkçe okuyup yazmak öğrenmiştim. bir ömür istiyor, nihayetsiz yeşilliklerİDoğru dürüst okumayı daha ziyade &- inde, sarp kayalarda, akar sular âra-İlimden düşmiyen ve benimle beraber da yarı çıplak bir hayat arıyordu.) dağlara, ormanlara giden Tomanlarıma için bu kapalı yaşamak ruhumu| borçluyum, imlâ yanlışı yapmadığı. Jam sebebi de, konuşacak kimse bula. aadığım için kendi düşüncelerimi bir yanıyordu. İettere yazmak itiyadından başka bir Diğer taleberin gelmesine intizaren!'şey değildir. a eti rahatsiz etmekten tevakki etmekle pek azca bir hareket etti. Yalnız, daha *mektebe ayak .basar basmaz beni te. 'peden tırnağa bir İstanbullu gibi giy. dirdi ve zahiren kendi halime bıraktı. “Bundan maada, mektebde ancak bir. ıç büyük talebeye gösterilen hususi “bir muamele olmak üzene bana da baş. lı başıma bir oda verdi ve bir akşam Bu *almin edemiyor, kalbimde bir düziye gelerek bana mektebin bütünlaçık havada geçen bir ömrün hasreti mlarını öğretli, bence o vakte kadar meçhul olan bazı adabi muaşe- kaidelerini işaret etti ve bütün bun|her sabah bir hoca bana bir ders ve. ları çok sade ve müşfik sözlerle söy.İriyordu. Benim için hususi bir program'nim tarihe büyük bir merakım var.Çift'umumiyesi o kadar şirindi ki Gizhii . Şurasını kaydetmeyi unutmuştum:Be tuk, yerde büyük bir hak vardı.Heyeti içine yığmıştım. Ancak n bunlar programsız ve gelişigüzel öğrenilmiş şeyler olduğu için hocalarımı tatmin edecek mahiyet te değildi. Nitekim, her sabah bana ders veren hoca, benim bazı derslerde oldukça ileride, fakat. bazılarında tamamile' ca. hil olduğumu müdire hanıma söylemiş olacak ki bir gün, mektebe gittiğimden bir hafta sonra, beni odasına çağırdı. Burası geniş pencereli, aydınlık bir) oda idi. Köşede büyük bir masa ve o.| danın şurasında burasında birkaç kol. elde etmiş olacaksın. Bilâkis kendini gevşek bırakır, manasız inadlarla ders lerini ihmal eder ve kendi arzun dahi. linde hareket etmek hevesine düşer. sen burada gçireceğin senelerin adedi de 9 nisbetle artacaktır. Anladın mı kızım? Kurşuni gözlerinde o kadar derin ve tatlı bir şefkat ve bir himaye arzusu vardı ki içimdeki huşunetin yavaş ya- vaş eridiğini hisseder gibi oldum ve son bir isyanla mırıldandım: — Vasim o kadar zalim ve müta. hakkim bir adamdır ki beni mümkün olduğu kadar uzun bir zaman bu dört duvar arasında kapalı tutacağına emi. etrafıma nim. Onun huyunu pek iyi anladım. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: