26 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

26 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Ağustos Taarruz hazırlandı ve nasıl yapıldı? Emekli General H. Emir Erkilet “SON POSTA,, NIN ASKERİ MUHARRIRI 26 Ağustos 1922, yani 17 sene evvel bu gün, Eskişehir.Afyon-Uşak demiyolunun doğu ve cenubundaki müstahkem ve di. kanli tel örgülü mevzilerinde rahat rabat uyuyan müstevli düşman, sabahleyin her taraftan gürliyen Türk toplarının sesle- Tile uyanmıştı. Deniz aşırı gelen düşman ordusu İzmir ve Bursamızı alarak Afyonkarahisar hat. tina ilerlemiş ve Türk ordusuna son ölüm darbesini vurmak için. Ankara istika metinde yürümüştü. 1921 sonbaharında, Sakarya savaşı işte bundan çıktı. İnsan, top, tüfek, mühimmat, malzeme ve her cihetle sayı üstünlüğü düşmanda olması- na rağmen muvaffakiyet ve galibiyet bizde kaldı. Burada (ki haftaya yakın ge. celi gündüzlü kanlı muharebeler olmuş ve İzmirin işgali tarihindenberi müstevli.. nin memleketimizdeki ileri hareket ve savletleri ilk defa kırılmıştı, Türk ordusu, Sakaryada son cephane- sini sarfetmişti ve bunların hemen ikma. H kabil degildi, çünkü ne gerideki kıt'a- larda veya Ankarada bilhassa top mermi- $i kalmamıştı. Bunlar doğu vilâyetleri - mizden, ta Erzurum ve Karstan kağnılar. la getirilecek veya yabancı işgal altımda ki İstanbuldan kaçırılacaktı. İşte Sakar- yada düşmanın büyük bir hezimete uğra. ratılamamasınm başlıca sebebi bu idi; yoksa 26 Ağustosa hacet kalmadan müs. tevli düşman ordusunun sağ cenah ve gerilerini sararak onu Sakaryada boğ - mak imkânı daha o vakit hasi olmuştu. Düşman Sakaryadan sonra Eskişehir. Afyonkarabisar.Uşak demiryolunun şark ve cenublarındaki mevzilere dönebilmiş ve burada yerleşmek imkânını bulmuş- tu, Bundan sonra Türk ordusu için yapı. lacak şey onun karşısındaki mevzileri kâ. $i kuvvetlerle tuttuktan sonra geride bü- yük ihtiyatlar türetmek, orduyu yeni baştan tensik ve teşkil ederek silâh ve Gephanesini ve sair malzemesini müm - kün mertebe ikmal etmek ve bunlar o- İup bittikten sonra bir taarruz şekil ve imkân: bularak onu denize almaktı. Ge- rek başkumandanlık ve gerekse Garb cephesi kumandanlığı bu hususta hiç bir imkân ve fırsatı kaçırmadılar. Memleketin düşmandan temizlenmesi ile istiklâl ve hürriyetine sahib olması için bundan başka çare yoktu. Yoksa sirf siyasetle ve diplomasi yollarile düş. manı memleketlen dişarıya büsbütün atmıya imkân yoktu, Gerçe büyük harbin iktizasınca yepyeni ve canlı bir istikiği ordusu vücude getirerek Sakarya süva. şını kazanabilen Anadolu Büyük Millet Meclisi hükümeti diplomasi sahzlarında da büyük denecek kadar muvafiakiyet- ler elde etmişti, Bunların en mühimmi Sovyet Rusya İle sıkı ve samimi bir dost. luk esasi kurmak ve Fransa ile de anla. Şarak bunun cenub ve cenub doğu vilâ- yetlerimizi, İtalyanın da Antalyayı tah- İiyesini temin etmek idi, Yalnız Loyd Corcun İngilteresi hâlâ İstanbul deniz - lerimizi tutuyor ve Anadoluyu şiddetli bir abluka ile boğmak İstiyerek düşma. na yardım ediyordu. Filhakika memle. ketin dışından ehemmiyetli denilebile - cek hemen hiç bir şey alamıyorduk. Be- reket versin o hamiyetli ve fedakâr zibit. lere ki İstanbuldan. Çanakkaleden ve şuradan buradan bin türlü güçlük ve fe. dakirlıkları göze alarak Anadoluya, az çok silâh ve cephane yetiştirebiliyorlar- dı. Sakaryadan itibaren, yâni 1921 son - baharından 1922 sonbaharına kâdar, ge- çen bir sene zarfında Türk garb cephe - sinde böylece hummalı bir hazırlanma İasliyet devresi açılmıştı. Bu devrede Türk istiklâl ordusu aleddevam iyileşip kuvvetleniyor ve taarruz için hazırlam. yorken Sakaryadan sonra hedefini kay. betmiş ve ümüdi zayıflamış olan düşman YAZAN ordusu ise hergün manen biraz daha za yıflayordu. Bu dev « rede Anadoludaki harbin sulhen halli ile düşmanın Ana « doluyu tedricen tah- liyesi esasına Tmis tenid bir tesviye su. reti bulmak yolunda vukubulan tavassut, larla İngiltere bizi avutmak ve uyut, mak istemişti. Fakat 1922 senesi - nin Ağustos ayında artık yapabileceğimiz hazırlıklar o bitmiş ve taarruz zamanı gelmişti. Şimdi de düşmana nereden ve nasıl taarruz etmek) se SON POSTA jin | Boyunbağını yokldr, bağlamıştır. Ceb- lâzumgeleceği cephe kumandarlığı ile or. | nın 12.13 fırkası var demekti. du kumandanlıkları arasında mahrem bir | müzakere mevzuu olmuştu, Bütün ka . naatler taarruz lüzumunda toplanmıştı. Fakat taarruzun yeri ve şekli hakkında müş ve bütün meseleler süratle aydınla. maştı. Bunlara karşı bizim kuvvetlerimiz biri Akşehir - Afyon demiryolunun şimalinde | nım. hüviyet varakam yanımda mi? ve diğeri cenubunda olarak iki ordu ve bir de müstakil Kocaeli grupu kalinde| sokakta iki adım atar: şu veya bu türlü fikirler vardı. Fakat bu| idiler. Şimalindeki ikinci ordu kuvvetli müzakereler ancak lüzumu kadar sür -) cenubtaki birinci ordu ise nispeten zayif| diktan sonra acaba musluğu idi. Şimaldekinin kuvvetli olmasının 68.) mıydım? Sayfa 7 LEMİZAHLI Acaba hastalığı Yazan : İsmet Hulüsi İlâcı var mı, bik miyotum; seromu İ- cad edildi mi. haber almadım; irsi midir, zannederim; sari Mİ. dir, herbalde.. Acaba hastalığına tutulmuş insan hâ- yatında az rahat €- der, çok üzüntü çe. ker... Acsbayla kal- kar, acabayla oturur, acabaya hâkim -de değildir. Acaba ona hükmeder. Sabahleyin kalkar, p santa id saat yedide kalkacaktı, he.) — Acaba kadına fazla mı dikkatli bak ü buçuk, 4 daha uyuya.| tım? imi a Düşünür, yok o kadar fazla dikkatli — Acaba saate yanlış bakmış olmıya. bakmamıştır amma, amma gene bakmış. tır: a Acaba yedi buçuk cimasın?.. Olur| — Acaba kadına baktığımı bir tanıdık i altı buçuk görmüşüe.| gördü mü? yim bee Etrafına bakınır. Hep tanımadığı si. Tekrar bakar, saat altı buçuğu iki da- Ma ğe lll: he sm — Ne kadar da güzel! Bir müddet geçer, kalkar saat yedi. A-| Tam kadından başını çevirirken, ön lelâcele yüzünü yıkar, çamaşırını değiş. | sahanlıktan bir kadının indiğini görür. tirir. Evbisesini giyecektir. İnen kadının mantosu karısının manto. — Acaba çamaşırımı değiştirdim mai? “suna çok benziyordur: Çamaşırına bakar, temizdir. | — Acaba karım mı? — Bana temiz görünüyor amma acaba hakikaten öyle mi7 a Çıkardığı çamaşırını arar, bulur, — Ha bunlar kirli? Biran düşünür. — Bana bunlar kirli görünüyor, acaba hakikaten bunlar mı kirli? , Sırtındaki gömlekle, çıkardığı gömle.| — İşte yürüyor. İği yanyana koyar. Kadının peşisıra koşar. tramvaydakl — Bunlar kirli imiş, çamaşırumı de; ler sarkıp ona bakarlar: Z tirmişim. e i vag ee Çapkına bak, kadının peşine düştü Elbisesini giyer. Boyunbağını bağlar. iie düşünürler. Sokaktakiler duruş — Acaba boyunbağı bağladı. »İona bakarlar: ay ER ri — Herif, kadının acaba nesi? Peşisir* ne kadar da telâşlı yürüyor Yürür, kadının yanındağ öne geçer, bakar. Karısı değil! — Acaba yanlış mı.. bu başka kadın mı? Acabaların verdiği üzüntü içindedir Kendi kendini avutmaya çalışır: — Buydu canım, karıma benzettim. ... Asıl kabahat bende, ne diye tram ... Acaba yammdaki kadına dikkatli dikkatli baktığımı gördü mü? Acabalar birbirini kovalar, yerinde duramaz, ayağa kalkar, tramvay hareket etmiştir, atlar. — Acaba karım ne tarafa gitti? Bir aşağı, bir yukarı bakar: lerine bakar. — Ac sigara paketim, para cüzde-| ğer Gene ceblerine bakar, evinden çıkar, — Yüzümü yıkamıştım, yüzümü yıka. kapamış. İ bebi düşman ihtiyatlarının şimalde yani Nihayet Başkumandanlık kararını ver. | Dükerde bulunmalarıydı. miştir: Akşehir-Afyon demiryolunun çi. İşte bütün hazırlıklarımız bu vaziyet- malindeki Türk kuvvetlerinin merkezi | t€ olmuştur. Ağustosun yarısından son. sikleti cenüba kaydırılacak ve düşmanın | ra. $imaldek! ihtiyat kuvvetlerimiz! ce. Afyonkarahisarla Dumlupınar ars sındâ, ki cenub cenahma taarruz edilecektir. Düşman ordusu tâ Gemlikten başlıya. rak Eskişehirin, Dükerin, Afyonun şarkın dan geçen ve burada birdenbire garbe muba, yani düşmenm taarruzu hedefimi. “İzi teşkil eden sağ cenahaıa karşı kay - iki ihtiyat kolordusunu. TT inci ve IV ün- cü kolorduları, birinci orduya vermiş ve bunları yalnız gece yürüyüşleri ile ce doğru kırılan ve tâ Çivril, Aydın ve Kuş | nuba doğru yürütmüştü. adası cenublarına kadar uzanan uzun bir Geride Akşehir.Ilgın arasında hazırla. cepeh tutmuştu. Bu cephe onun göz koysİnan V inci süvari kolordusu da gece yü. duğu müstakbel batı Anadolu Ülkesinin takriben hududları idi, Düşman kuwvetleri, Eakişehir ve Afyon mevzilerinde üçer ve dörder fırka birer cephe kolordusu ve bu (ki grupun ara. sındaki Dükerde de üçer fırkahı bir ihti yat kolordusu olarak başlıca üç grup ha. nde kümelenmişlerdi. Bunlardan başka Uşakta bir süvari fırkası ile muhtelif yer- lerde müstakil piyade alayları vardı. Bu nm yaman Rİ a mms memlmeimmimmimaniapnkşl ( İnebolu biçki - dikiş sergisi ) rüyüşleri ile garb birinci ordu emrine gönderilmişti. Bu suretle ikinci ordu em- dırmıys başlamıştık. Bu suretle 2. ordu: Tekrar eve döner, musluğa Musluk kapalıdır. Evden çıkar, Gene bir kaç adım atar: kapısını kapamışmıy'dım? Tekrar tersyüzü döner, Evin kapısı kapalıdır, fakat kapıyı kapalı görmüş oL makla şüphesi zail olmaz. Elile iter, tek. rar iter, tekrar iter: — Kapamışım... Yürür, aklına gelir: — Acaba para çantamı yanıma almış- mıydım? na almıştır. — Acaba başka bir şey olmasın! gider. rinde yalnız 5 fırka ile bir müstakil sü - vari alayı ve bir de pek zayif bir süvari |den çıkarır, bakar: fırkası kaldığı halde birinci ordu emrin. de 12 piyade ve 4 süvari fırkası toplan - mıştı, İşte 28 Ağustos 1922 taarruzunun muvaffakiyet sir ve hikmeti bunda idi (Sonu yarına) 'H. E. Erkilet İnebolu, (Hususi) — Kazamız Dikiş . Biçki Yurdu tarafından İsmetpaşa ilk okulu binasmda bir sergi açılmış, yurdun 18 mezunu bir yıl içinde hazırladık- ları eserleri teşhir etmişlerdir. Resimde, yeni mezunlarla sergiyi ziyaret edenler görülmektedir. Elile dokunduğu para çantasını cebin. — Para çantası! Tam cebine koyacağı sırada: — Acaba içinde para var mıydı? Çantayı tekrar çıkarır, açar içinde pa. ra var. Cebine koyar, iki Gç adım atar: — Acaba para çantamı tekrar cebime koymuşmuydum? Bir kere daha yoklar, cebindedir. Tamvay istasyonuna gelir. Taksime gidecektir. Harbiye . Fatih tramvayı gö. rünür. Tramvay durur, binecek: — Acaba tramvay Fatih - Harbiye mi idi? 'Tam bineceği sırada durur, tramvayın üstündeki tabelâyı bir daha okur: «Fatih - Harbiye, Biner, tramvay hareket etmiştir. — Yenliş olmasın, acaba Fatih , Har. siye mi? | Etrafma bakımır, birine sorar: — Bu tramvay Harbiyeye gidiyor de. ğü mi? — Evet bay! Kondüklür gelir, bilet ahır, İki kişilik)” yerlerden birinden bir erkek kalkar, tek başına bir kadın kalmıştır. Kadının ya. ama oturur, kadın güzelcedir. gözü ka- yar, bakar, — Hakikaten öyle! Üstelik kıltbıktır da, vaydaki kadına o kadar yakın oturdum. ... Acaba üzerime kokusu sinmiş ok — Evden çıktığım zaman acaba evin | 245'9- ve. Kadın sarı saçlı idi, saçlarından bl ikj tel düşüp yakamda kalmış olmasın! Sokak ortasında ceketini çıkarır, y& kasına bakar. Hiçbir şey yoktur. Ceketi koklar, bir daha koklar, bir da ha koklar: — Kokusu da sinmemiş. Nihayet işine gidebilmiştir. dairedeki masada oturuyor: — Acaba daireye geldiğim zaman jur. Çalıştığı Ceblerini yoklar, para çantasını yanı-| malı imzaladım mı? sc. Acaba imzalamadım mı? Odacıyı çağırır: — Sen beni, jurnala imza ederken gör. dün mü? — Jurnalı Ben size getirdim. imzala- dınız ya! — Ha sahi! * Acaba hastalısı, evine döndüğü zaman kapıyı karısı açar. Kadının yüzü gülmü- yordur. — Acaba bir şey mi oldu? Kadın: Ne duruyorsun, yukarı çıksana der Düşünür: — Acaba neye yukarı çıksana diyor. Yukarı çıkar, odasına girer. — Sen izin aldın mı? Acaba hastası, işinden izin alacağını, karısile bir hafta bir seyahate çıkacak. larını söylemişti: .—Aldım, yarından itibaren izinliyizi — Yarın gidiyoruz değil mi? — Tabi! Ertesi gün olmuştur. Eşyalarını yerleş. tirecekler, acaba haslası valizini alır. Gömleklerini, çamaşırlarını valize ko. ar: — Acaba gömleklerimi valize koydum mu? Valizi boşaltır, gömlekler valizin di- bindedir. ik — Koymuşum. i Tekrar valizi doldurur, (Devamı 10 uncu sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: