1 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

1 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Sayia “Son Posta, nın Hikâyesi Vapur güzeli HNM. Çeviren : İbrahim Hoyi Utanmaz Terriyi size takdim etmiş miydim, bilmem. Kâfir oğlan civa gıbi bir mahlüktur. Girmediği delik, sap ol. madığı balta kalmamış, türlü türlü ma. Goralara atılmış, sizin anlıyacağınız ta. hi her seferinde do cuk oturmuştur. Anlatacağım hikâye de bunu gösterir. Utanmaz Terri ile, geçen Ağustos son- Tarina doğru şehirden uzakta bir gaz'ne. da oturmuş, tatlı tatlı çene çalıyorduk. Daha doğrusu o, bermutad, daldan dala atlıyarak konuşuyor, ben de dinliyor- dum. Birden: — Mütareke ilân edildiği zaman, Pa. riste Provo Marşalın dairesinde bulunu. yordum, dedi. Dostumun sözünü: — Kodeste, tabit., hiç şaşmam.. diye karşıladım. Terri atıldı; — Hiç te öyle değil azizim... Kulunuz, Paris emniyet müdürlüğü ile Provo Mar. gal erkâmharbiyesi arasında irtibat şü- hayı idim. Hoş ve eğlenceli bir vazife idi benimkisi. Pariste. bir İngiliz sübayı kayboldu mu idi, onu aramsk bana dü. ger, barları, batakhaneleri, oyun yerleri, Bi dolaşırdım. Muhakkak ta, yolunu şırmış olan tozu bulurdum. Anlarsın ya, bu sefahet yerlerini pek iyi öğrenmiş- tim. Nerede ne var hepsini biliyordum. İşte buralarda birçok enteresan insaris. ra, hırsızlara, külhanbeylerine, kaça adam boğanlara ve hattâ casuslara bile rasladım. — Peki bu vazifede ne kadar kaldın?. — Çok değil.. bununla beraber epeyce hoş bir işdi, Hani.. mütarekeden sunra beni İstanbuldaki «Kuvayi İtilâfiye po. Msi» emrine verdiler. Burada da pek eğ. lendim. Canım şehir, sanki neş'eden yo- Hurulmuştu. Çoğu kadın olmak 150 bin. den fazla Rus mültecisi oraya sığınmıştı. Sordum: — Yurda döndüğün zaman terhis e. dildin mi?,. 'Terri cevab verdi: — Doğru Londraya dönmedim ki.. Marsilyada vapurdan indim ve Parise kapağı attım. — Ve divanıharbe verildin, sanırım... — Yok canım.. her şey yolunda gitti. Sevkiyat vapurundan hususi bir vazife ile ayrıldım. Yani demem şu demek ki. gemide bir kız vardı. O da Mars'lyaya iniyordu da.., Terrinin gözlerins dolan uzak bir rü. yanın ışıklarını sezerek, onu kışkırttım; — Ya.. öyle mi?.. Terri devam etti; — O sevimli, şeker bir mah'üktu yav- rFum., Meryem ana bakışlı, iri lâciverd gözlü ufaktefek bir şeydi. Çocukluğun. arınâ; dan daha kurtulamamıışa benziyordu. Fa. kat hepimiz gibi, onun da dört uzun harb ğını gösteren halleri vardı. Bütün harb devamınca Sırbistanda hastabakıcılık et- mişti, Orslarda neler yaptığını Allah bi. lir.. zira, bu bahse pek yanaşmamış, su. dece, çok.. çok mürhiş şeyler gördüm.. demişti, Terri sustu ve boş bakışlarla dakika, larca âyakkablarının ucunu süzdü. Ne- den sonra da: — Bana bak babaiık.. dedi, sen bir sev. kiyat vapurunda hiç aşk oyunu oynadın| mı idi?.. Hayır, demek istermiş gibi başımı sal. Tadım! — Çok müthiş, Allahın cezası bir Şeyi. diye devam etti. Tasavvur ot. Her teklem tıklım dolu. Hangi güverteye çık. san, millet manasız oyunlarla meşgul. Yahud da askerler, kayık indirme talim- leri yapıyor. Gece de başka bir belâ. devriye gezer durur, Saydım, her sefe. rinde 67 kişi nöbette, bu ömrümde yap. tığım en çıldırtıcı seyahat oldu.. Genç kız da şaşırmış kalmıştı. Bana karşı ciddi bir alâka beslemek, benden hoşlanmak ile bereber, bir derdi vardı. taçtı. Pasaportunun gü. e gidecek hiçbir yeri Yoktu. Parası da az kalmıştı. Dünyada da yalnız bana güvenyordu, Bundan &- ürü, onunla birlikte Marsilyaya çıkıp kendisini Pârise gölürmem için yalvar. dı, rdı. Fakat, Sutamptonda karaya Çıkması emredilen bir sübayın, muhtelef #sker| İzahmetine katlanm yordu. Onun için yerlerde inmesinin höş görülmiyeceğin. den zavallının hiç mi hiç haberi yoktu. Her ne hal ise, Marsilyaya varmadan bir gece evvel, genç kıza o kadar acıdım ki. sırf onun uğuruna bir tehlikeye gir. meğua karar verdim. - O gece nöbette pek az asker vardı. Zira ekserisi eşyalarını toplamakla meşgudlü. . Telsiz telgrafci yı kafese koydum. «Mülâzim Terrinin Marsilyaya inmesi ve Paristeki esk; ku. mandanma müracaat etmesinin kendisi- ne İg'arış şeklinde kendi elciğezimie yaz. dığım telgrafı, harbiye nezaretinden gel. miş gibi ona yutturdum. Sevkiyat ku. mandanı da bü telgrafı gargara etti, Doğrusunu istersen, herif benden kur tulduğuna memnun olmuştu. Zira o da bizim genç sevgiliye abayı yakmıştı. Za. vallı oğlancağız, onun da Marsilyada Ji.| mana çıkacağını bilmiyordu. Zira bu noktayı sır geçmiştik... * lunda gitti, Genç kızla bir. likte Marsi! vi Bir kolayını bu- larak Jaklini, pasapor! dairesinden elle. rini, kollarını sallıyarak geçirmeğe mu. vaffak oldum. Birkaç saa: sonra Por'se kalkan bir gece treninin vagon restora. nında oturmuş, nefis Bordo şarapların- dan içmeğe başladık. Trenin tam kalka. cağı sırada, bir emirber, sevkiyat vapu. Fünun kumandanın bir tebliğini getirdi. Genç kızın da Mersilyaya lar anlamaz, kumandanınn fikrin! Biştirdiği: duğunu sandım. Bü da içmekte bulund Bum şarabın lezzetini, keyfini bir kat da. ha arttırdı, Onun için de tebliği okumak m. Trenimiz yolü- Her şey mı an. de- na devam ederken, mandanı çekiştirerek kahkahaları attık. Tıpkı balayı seyahatine çıkmış yeni evli. ler gibi mes'udduk. Hele Jaklin, bütün heş'esile adetâ şakıyordu. Parise varır varmaz birbirimizden ay. | rılmaya karar vermiştik. Zira, karakol. Yardaki bütün askeri polisler beni tanı, enimiz durunca, Jak. Kn, öğleyin apartımanıma geleceğini vi. dederek birbirimizden ayrıldık. O yürü- dü gitti, Bon de ağır ağır arkasından iler. ledim, İstasyondaki karukolda, Provo Marşal dalresinin çavuşlarından birinin beni beklediğini görünce hayret ettim, — Yahu bu trenle geleceğimi nereden biltyordun?.. diye sordum. Çavuş cevab verdi: — Hal,. Vapurdan tellemişlerdi. Re's, otomobili gönderdi. Derhal seni görmek istiyor... — Vay canına!.. Bu karşılanış tarzı hiç te hoşuma gitmemişti. Anlaşılan sevki. yat kumandanı, iyi kumpaslar kurmuştu. Merakla sordum: — Şey... Bizim babalık... Yani ihti. yer reis nice?,.. Keyfi yerinde mi?.. ROMATİZMA - ARKA - BEL - DİZ. lat klen ile birlikte ku. /X hapse tıktılar. Eğer sulh medi amma, aslında onu tutturmak ni LUMBAGO - POSTA Çavuş anlattı: — Bu sabah pek neş'ell ve memnun görünüyordu. Bana.. git dedi. Büyük o tomobili al.. bizem elikanlıyı muhakkak surette al gel. dedi, efendim, sevincin. den bir oynamadığı kalıyordu. Doğrusunu istersen, bon hiç te sevine. cek bir halde değildim. Derhal şefe mü. racaat etmekten başka bir çare bulama- dım. Karargâha yaklaşırken kalbim ye. rinden fırlıyacakmış gibi oldu, ve aklım. dan da kumandana kıvıracağım yalanları hazırladım. İşin tuhafı beynimde sanki yüzlerce arı uçuyormuş gib' bir uğullu, bir vızıltı vardı. Binadan içeriye girip te deklize varınca bu uğultu. vızıltı birden. bire kesildi. Zira, orada iki jandarmanın ortasında Jaklini gi Ona doğru seğir: $ — Allah Allah!.. diye haykırdım.. bu- rada ne arıyorsun sen?.. O zaman vapur güzeline, bana ne yap. — Nereden bileceğim?.. Terri kederli kederli konuşt Derken bizim geldi, ve şen ihtiyar kumandan alır” i diye, seslendi. İşte buna ve omuzuma vurdu. Ezile büzüle; — Evet generalim.. dim?.. dedi. General: — Hay diye beni değil mi efen- gel de bana vak'ayı an. odasına çağır nlerden Çı. arken bana 1 tebliğ tel. ği ve asla okumadı grafını hatırladım. Cebim çıkardım ve göz attım. Bu, harbiye nezaretinm «Çok aceleğir!.. kayıdı bir şifresi idi. İçinde le yazıyordu: Marsilyaya çık stwp. Taklin Nadajayt elde meşgul et stop. Hareketlerini Parise | bildir stop. Onu kaybeder harbe verileceksint eniz divanı. * genç, masum Jaklin meğer dünyanın en meşhur casuslarındanmış.. onu bir sene imzalanmamış olsaydı. muhakkak ki kurşuna dizecek- lerdi ve ben de bilmeden bu meşhur ©. susu yakalamış; Utanmaz Terri, kadehini bir yudumda | bitirdi, Sordum: — Sonra onu tekraregördür mü?. Başmı salladı: — Evet.. dedi. Hapisten çıkınca onu görmeğe gittim. Yüzüme tekrar tükü yetinde olmadığımı, sırf kafese koyarak onunla birlikte bulunmak istediğimi ona bir türlü inandıramadım... SİYATİK KALÇA AĞRILARINI TESKİN ve İZALE EDER | Sıhhiye Vekâletinin 9 -10 - 935 tarih ve 4-93 numaralı ruhsatını haizdir. Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser İcabında günde 3 kaşe alınabilir. İlim müessesesi olacaktır. İmnm vardır. Bunların yerine vapurdakileri | Rusyanın ince Hifli çeşidlerile, Alman « Eyldl 1 liraat: Keten ıslâh istasyonu (Baştarafı 8 inci sayfada) 936 » 86100 23100 937 ; 85800. ( 19800 Gerök bu istatistiğin gösterdiği in « kişaf seyri, gerek içinde bulunduğu «| muz imkân ve şerait, keten ziraatimi » zin sahaca genişletilmesi kadar verim. / ce de artırılmasını icab ettirdiği için bu nu temin edecek bir islâh istasyonunun kurulması, çoktanberi ( bekleniyordu. Ziraat Vekâletinin böyle bir müesse - seyi kurması, bu itibarla çok yerinde ve zamanında bir hareket olmuştur. Yukarıki istat yor ki; keten #hracatımız yabana atı - İncak gibi değildir. Eğer mahsulün ka- tesini düzeltir, mikdarını oda hatırlı parişleri karşılayacak kerteye çıka - rabilirsek, keten #ohumu ihraçından İ- yi bir para elde (edebileceğiz. Bunun için de ilk hareket noktası, gene elde- ki kötü tohumların yerine iyi ve fazla yağ veren çeşidlerin tohumlarını getir. mek ve bunların yetiştirilip üretilme. deki fenni ziraat usullerini köylü - müze öğretmektir. hasıl gerek lif, gerek tohum ke - tenciliğinde özlediğimiz terakkiye e - rişmek, devamlı telkik ve araştırma « ları; münhasıran Kketenle uğraşacak bir icab ettirmektedir. Bu da bağrına keten müte - h istas - çalışmayı şüphesiz an hassıslarmi toplayacak bir di. ıdırada kurulacak ke yonu bütün bu mesele - etle deruhde edecek biri» Yeni çeşid rın getirip denenmesi, muh. yonundan beklen Tin tesbiti zii, fenni usullerin gösterilmesi, keten n enişletilmesi, hasılatın İyi. y tezgâhlarının ve yağ yen nle sa hepsi bu ıslah ista çercevesine girmekte Bizde keten ziraati o maalesef hayli geridir. Kazanç getirir bir mahsul ol - asına rağmen köylümüz onu daha i- #n mahrum munun (Messi şeklinde kötü naya muhtaç olmadı bir göreneğe de sahibdir. Mesel (ze © zaman ayaklarım suya erdi. Şulginde kendi ağırlığınca toprak bulun - masi kâfidir) diye onu İyi işlenmiş bir toprağı çök görür. Buğday anızının Üs. w saçtığı tohumları, havasına göre bir tırmıkla örtün geçiverir. Gerçi ke. en derin ekilmek 'stemez amma, bu #temezlik işlenmemiş bir toprağa ekil. mek demek değildir. Bu ve buna be zer daha nice hususlarda köylümüzü nyarmak, ona iyi ile kötüyü göster - mek zamanı gelmiştir. Bilhassa yuka- nda da kaydettiğim, soyları pek ka - rışmış ve ne idüği belirsiz olmuş to - humlukları değiştirmeğe şiddetle lü - bilfarz ın İvi yağ veren keten çeşidlerini kame etmek mümkündür. Bunların to humların: getirip memleketle dene - mek, içlerinden uygun gelenleri seçip üretmek münferid bir tarımmanın va, babileceği is değildir. Bu işleri salâhi. yelle başarmak. ketenin ( en İyi ziraat şartlarını tesbit etmek, kısacası ketenin istihealinden İstihlkine kadar mevcud bütün pürüzleri fenni icablara uygun bir şekilde giderip, keten zirnatini memleket iktisadiyatına (kârlı bir iş vapmak ancak bir keten ıslah istasvo. nundan beklenebilir. Köylülerimizin boş geçen kış günle. rini kıymetlendirmesi itibarile pek mü MEYVA TUZU Mide, barsak; karaci- ğer ve safra yollarını temizler, muannid in- kıbazları giderir. Haz- miteshil eder. INGİLİZ KANZUK ECZANESİ him olan köy İuna konulması işi de hep keten ıslah istasyonunun araşlırmasma mevdu me selelerdir. Bu itibarla Ziraat Vekâle - İtihin Kandırada açtığı (Keten ıslah fe tasy nen hâyırlı bir müessese olacaktır. mektedir. Dikkat ediyorum bu hususta şiddetle alâkadar olanlar var. o Çiddetli layısile bu gibi kimseler hakikaten mus- larda bir iki aylık sıhhi ve tabbi tedari- , ve birden akla gelme| ne kadar mesele var.) yaşını dalma nazarı dikkatte bulundur- el tezgâhlarının bir yo - nu), kendisinden çok işler bekle. Tarımman Trakyalı okuyucumuz Bay Şemsed. dine: Sizi çok beklettim amma, sırası da yeni geldi. (Keten ziraati) ni gelecek sefere etrafi, tikten şu da anlaşılı.|” Bir doktorun günlük notlarından Ademi iktidar Meselesi... Karilerimden almakta olduğum mek - tublarda sik sik bu meseleye temas edil- genç, orta yaşlı ve hatt (ihtiyarlarda Dir arru ve iştiyak arzu hissettiği halde muvaffak olamamanın husule getirdiği manevi ve içtimai birçok üzüntüler do - tarib bulunmaktadırlar, İşin daha fena tarafı bu derdlerinden herkese de bah - sedememeleridir. Yine dikkat ediyorum gelen mektublardaki şikâyeller daha xi- yade asabi ve ruhi ademi iktidar şekline sid bulunuysr. Uzvi tegeyyürata delilet »den alâmetler ve vak'alar çok andır. Asabi ve ruhi menşeli ademi iktidar - m çok büyük faydaları görünmektedir. ek genç bir hastamda dini başlıyan bu hal bir buçuk aylık tedavi ve istirahat ve hıtassıhha şeraitinin tatbiki sayesinde yüzde seksen nisbetinde istifade ettiğini kendisi memnun bir halde itiraf eti. A- demi iktidar meselesinin bu şeklinde ka- dinin da ral çoktur. Erkeği her hususta sinirlendirecek hareketlerden ietinab ot- #elidirler. Yorgunluğunu giderecek, ru- hunu tatyib edecek, şenlendirecek ha - reketlerde bulunmak, neşeli sinema ve müzikhollere beraber gitmek, hayakı ol- duğu yibi kabul ettiğini gösterir hare - ketlerle zevcinin ruhunu teskin etmek kadının en büyük vazifesidir. Gıda ve uyku meselesinin ehemmiyeti 4 çoktur. Bu gibi kimselerin çok kahve Içmemelerini de tavsiye ederiz. Hastanın mak şartile kuvvetli gıdalar Mzımdır. İ- radeyi kuvvetlendirmek, temastan kork- mamak, heyecana kapılmamak bu işin de yemek içmek gibi fiziyolojik bir vazife olduğunu unutmamak lâzımdır. Cevab istiyen ookuyucularımın porla pulu yollamalarını rica ederim. Aksi tak» dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. en saremenrenamesaasasasssarEne0NE Askerlik işleri Son yoklamaya çağırılanlar Bu sene askerlik çağına girmiş olan 335 doğumlu delikanlılarla sıhhi sebeb- lerle ve tahsil dolayısile ertesi senelere birakılarak bu doğumlularla muayeneye tâbi kalmış diğer doğumlu mükellefle - rin | Eylül 980 tarihinde Beşiktaş asker- lik şubesi binasında teşkil edilecek as - kerliM meclisinde (son, Koklamalarına başlanarak 31 Birinciteşrin 988 günü hayet verilecektir. Bu mecliste muayene günleri Pasar müstesna olmak ürere Eylül ve Birin. eiteşrin aylarının tek günlerine tesadüf #den günlerde sabah saat # dan 18 ye kadar yapılacaktır. Yukarıda yazı mö- keileflerle simdiye kadar yoklamaya gelmiyerek yoklama kaçağı vaziyetinde kalmış muhtelif doğumlu mükelleflerin de tayin edilen günlerde yoklamalarını yaptırmak üzere askerlik meçlisine gel- meleri, gelmiyenlerin haklarında aasker- Uk kanununun muhtelif maddelerile ©6- zalandırtlacakları iin olunur. la rar KART Tar

Bu sayıdan diğer sayfalar: