19 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

19 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. 5 Sayfa Son Dakika: Rus tankları yanlışlıkla Rumen toprağına girdiler. Özür dileyerek döndüler Bükreş, 19 — 550 Polonya tayyaresi Romanyada mevkuf bulundu- rulmaktadır. Ekserisi fevkalâde hasara uğramış bulunan bu tayyareler Bükreşte bulunmaktadır. Romanya topraklarında bundan mı Po- lonya ordusuna aid 200 tank ile mühim miktarda harb malzemesi var- dır. Cormantideki Polonya konsolosu tarafından verilen malümata göre asker ve sivil olmak üzere 30,000 Polonyalı dün Romanyaya geçmiştir. Sovyet tanklarının dün sabah Kuty ile Wicneceo arasından Roman- yaya giden köprüyü geçtikleri hududdan bildirilmektedir. Rumen ku- mandanı bu tanklara durmalarını söylemiştir. Bu kola kumanda eden Sovyet miralayı özür dilemiş ve tanklar geri dönmüşlerdir. Polonyada- ki Fransa sefiri Bükreşe hareket etmiştir. Simigli Ridz ordu kumandanlığını başka bir generale tevdi etti Cermanstni, 19 — Mareşal Smygiy.Ridz'in dün sabaha Icarşı saat bir de General Slawoj o Skladkowski'yi takiben Romanya hududunu geçtiği ve bir kaç saat sonra da otomobille Cermanti'ye geldiği teyid edilmektedir. Mareşal pek bitkin bir halde bulunuyordu. İyi bir membadan bildirildiğine göre Sovyet kıt'aları dün sabah Leh - Ru men hududuna gelmişlerdir. Metörlü Sovyet cüzütamlarının Zalecztiki köp- rüsünü geçerek bu köprünün Romanya tarafmdaki kısmını bir müddet işgal ettikleri haber alınmıştır. Diğer cihetten dolaşan bir şayiaya göre Mareşal Pilsudski'nin eski erkâ- mıharbiye reisi General Sosenkowski Mareşal Smigiy - Rydz'in azimetin - den sonra Polonya (kuvvetlerinin kumandanlığını deruhde etmiştir. Sovyet kıtaatı Macar hududuna vardı Belgrad, 19 — Yugoslavya radyosu Sovyet kıtaatının Macar hududu- na varmış ve orada Macarların setir kıtaatı ile selâmlaşmış olduklarını bildirmektedir. Kızılordunnn bu sahahki tebligi Moskova, 19 — Kızılordunun bu sabah erkenden neşrolunan tebliği: Sovyet kuvvetleri Lwow ve Wilnaya doğru ilerliyorlar. Hitler bugün Danzigte siyasi hir nutuk söyliyecek Roma, 19 — İtalya gazeteleri, Bay Hitlerin Danzige yapacağı ziyaret ve bugün söyliyeceği nutuk ile fevkalâde alâkadar olmaktadırlar. Dan-| zigden gelen haberlere göre bu nutuk pek mühim siyasi beyanatı ihtiva edecektir. İngiliz tayyare gemisi nasıl battı? Londra, 19 — Couragenus mürettebatından 400 kişi torpito muhrib. leri ile limana getirilmiş bulunmaktadırlar. Miktarı daha fazla olan di- ğer mürettebat ta ticaret vapurlarile getirilmiştir. Gemide 700 kişi bu- lunmakta idi. Kurtulanlardan biri diyor ki: — Courageaus, derhal yana yattı. Beş dakika sonra kumandan ge- miyi terketme emrini verdi. Geminin baş tarafı batarken kıç tarafı da dimdik havaya kalkıyordu. Torpillenmesinden 15 ilâ 30 dakika sonra denizin dibine doğru saplanmağa başladı. İhtimal bir saniye fasıla ile iki kuvvetli ve birbirinden ayrı infilâk vukua geldi. Tâli bir takım infi- lâklar vukua gelmiş olduğunu da tahmin ediyorum. Courageaus battığı zaman birçok tayfa henüz g'ivertede bulunuyor. lardı. Birçok tecrübe efradı denize atılmışlardır. Yüzmek (bilmiyenler tahta enkazına ve tahlisiye simidlerine sarıldılar. Torpito muhribleri ile ticaret gemileri, vak'a mahalline pek çabuk geldiler. Bunların mü- rettebatından ekserisini kurtarmış oldukları tahmin edilmektedir. Bir Holanda gemisi ile bir Amerikan kargısı da felâketzedelerin im- dadına koşmuşlardır. Kurtulanlardan bir başkası macerayı şu suretle hikâye ediyor: — 75 dakika suda kaldım. Bir ticaret gemisi tarafından kurtarıldım ve bir torpito muhribine götürüldüm. Neş'emizi hiç okaybetmemş$itik. Yüzerken de şark: söylüyor, şakalaşıyorduk. Courageaus torpillendiği zaman gemideki bütün ışıklar söndürül- müştü ve gemi yana yattığı zaman bütün tabak, çanak büyük bir gü- rültü ile kırıldı. Gemide bulunanların hepsi soğukkanlılığını muhafaza | etmisti. Hattâ suda yüzenler tahlis edilmelerine intizaren aralarında; lâtife ediyorlardı. Kumandan KeiteJonesin ne olduğu malâm değildir. Kaya bir köye garib Kalkan ilkmekteb binasının bir balon düştü inşası bitti Kaş, (Hususi) — Kazamıza bağlı Bağir -| zl gün köyü civarına balon şeklinde garib bir — Kalkanda inşası bi-| cia düşmüştür. a ilk mekteb binası yeni ders A m a aramı > Jza münasşbetile açılmıştır: Bu mekteb) diğ ve nereden geldiği alâkadarlarca araş - | de 350 Köylü çocuğu irfan nurundan isti. tarılmakiadır. İfade edecektir. i SON POSTA Trakyanın tarihi bir köyü Kapaklı köyü Bizans ve İslâm Tarihinde birçok harblere sahne olmuş bir yerdir Çorlu (Hususi) — Trakyada hâlâ ya- sıyan ve Kapaklı adile anılın bir vardır. Buranın zirai kabiliyeti, hava ve suyunun lâtalet ve temizliği kayde şa - yandır. «Asfalte yol yapılmazdan önce İstanbul yolu buradan geçerdi. Maamfih bu yol el'an mevcuddur. Burası engin bir mazt medeniyeti gö- ren ve çok eski eserleri toprsklarında seklıyan tarih! bir beldedir. Orta kurunda Bizansın ekanimi selâse sailerinden «Kapadokyanos: isminde bir derebeyinin malikânesi vaziyetinde idi. Di — neşir ve ftamimde muvaf- fakiyeti görüldüğünden bir kale bina et- mesine ve namının krallıkla anılmasına mazhar olan bu derebeyinin ismine iza- feten buraya «Kapadokyonos» denilmişti, Hâdise Emeviler zamanında, Süleymanın İstanbulu muhasara ettiğ tarihe rastlar. «Ebu Fettshı Emevi» namındaki islâm 'kurmandanının. ordusundan ayırdığı bir müfreze ile düşmanı arkasından tehdid ve tazyik etmek plânını tatbik etm Bu suretle Erdeğe vâsıl olan kuvve Marmara adasında toplanmış ve bayrak altmda yapılan tadatta 77 bin kişilik zinde bir müfreze Lübnandan tedarik olunmuş seren ağaçlarından mamul takım vasftalarla Tekirdağına çıkarı! - mışlardı. «Ebu Übeydullahı Habeşi» ile «Müslim Adnan Emevi: kumandalarında muvaf- fakiyetle harbeden bu müfreze muzaf-! fer olmuştur. Bu harbde şehid olan «Ebu Übeydul- lah Habeşi: me: şimdi Kapa 5 yünün cenubu Harbi bolunmaktadır. Eski eserlerde cenubu sarbisinde ve yüksek bir srt üze, rinde kâin kalenin alt kısımlarındadır. Bu kslenin yirmi basamaklı merdive- ninden aşağı inenler, beheri seksen tim uzunluğunda elli de bakırdan mamul sel Bu kutuların içinde Bizans meski vardır. Bundan baska bikırla güm mamul bir fi, bir karta! ve bir de insan hevkeli vardır. İnsan heykelinin altında altın kabze- Ni bir kile bulunmaktadır. Bu kılıç mağ. lb kral Kapadokyanosa aiddir. Ve arka- sında 639 rakamı yazılmıstır. Gene bu tarihi eserlerin bize öğretti- #ine göre: Kspaklıda en son kral Bizans ası'zadelerinden «Ciyocu Poloss adında biri Birinci Mursd zamanında Ahi Türklerinden Durmuş bey adında bir zat ifrezesile burayı zaptetmiştir. Tarihi asarlar dolu Trakyamızda bu kabil kıyı bucakta kalmış «Adsız» kahramanlardan sırası geldikçe bahsedeceğim. Nurettin Fikri Ertürk Pi'ecikte zelzele 10 refa tekerrür etti Bilecik (Hususi) — Cuma günü gecesi saat | den 6 ya kadar 10 defa yer sarsın. tısı olmuştur. İlk defasında çok şiddetli olan sarsıntıdan bütün şehir halkı uyan- mış ve sokaklara fırlamıştır. Hasarat az- dır. Yalnız bazı binalar çatlamıştır. * Geyve (Hususi) — Bu gece saat 1,20 de şiddetli bir yer sarsıntısı olmuş, sa - baha kadar fasıla ile birkaç defa tekrar- ilamışlır. Uykudan uyanan halk, ilk sar- sıntının şiddetinden heyecana düşerek evlerinden dişarıya fırlamıştır. Hasarat yoktur, Adana, Mersin, Tarsus belediye re'slerinin toplantısı Adana (Hususi) — Çukurova buğday-| larının istihsal bölgelerinde sarf ve İs - tihlâki için Adana, Mrsin, Tarsus, Cey - han belediye reislerinin şehrimizde top- lanarak yeni bir ekmek tipi tesbit et - tiklerini evvelce bildirmiştim. Dünden itibaren Adana, Mersin, Tar- sus ve Ceyhan şehirlerinde bu yeni tp) ekmeğin çıkarılmasına başlarımı Pazar Ola Hasan Bey Divorki: ... Haber aldığıma göre bu sene — Hasan Bey, artık sine» mu mevsimi de geldi. ... Seyredeceğimiz filmle- rin hemen hepsi facia imiş, (o Sene bize sinemalarda Avru.| Hasan Bey — Desene bu pa manzaralarından başka film göstermiyecekler, köy) .İbir coskunlukla anlatıyordu. «Son Posta» nın tefrikası: NNBİR Yazan: Martha Richara Almanyanın gizli şifro anahtarınin öğre - niimesi neticesi bu memleketin Amerika ü- zerindeki mütecavizane teşebbüsleri meyda - Bü çıkmış oldu. Amerikanın da Avrupa Ihti- lâfma iştirnkini muclb olan (oda Almanların bu mütecaviz niyetleri olmuştur. Bu adam teşobbilalerinde muvaffar oldu ise bunun se- bebi çalışırken yanına hiç bir şerik almamış olmasıdır. Frank Helse isimli iki taraflı casusuda meşhur C, B. 17492 numarab | itilâfnameyi neşretmekie bir dünya harbinin patlak ver - az kaldı sebe» oluyordu. İşin garibi beşredilen bu itlâfname haddizasında sahte Jdi. Bir gay# uğruna tek başına bütün Av - İrupa efküri umumiyesini ateşe vermişti. Bun idan dolayı da onu mahküm ötmek imkân - sızdı. Ben bile sarb sırasında bazan o tamamile münferid olarak çalışmamış mıydım? Şelle- rimden hiç biz talimat almıyordum. Rapor - larım tamamlle covabsız kakyordu. İşte bu zamanlardı ben de kendimde büyük bir c0-| saret duydum ve bu cesaretle kimseden bir emir ve direktif almadan sadece kendi şahsi düşüncelerim ve kararlarımla çalışmağa de » vam etim. Potâdam parkında geziyorduk. o Arkadaşım Margot Ma sargilisi Otto gayet o muhabbetli bir surette birbirlerine sarılmış olarak önüm sira yürüyorlardı, Sans . Sovir sarayını da gezmiştik. Bir - den nazarı dikkstimi, Orangeriin tarasa - sında gezinen üniformalı genç Naziler oldu zaman, nasyonal sosyalistler henüz mev -| Kil İktidarı geçmemişlerdi. Fakat Tegrinis İni inlihabındaz! ademi o muvnffakiyetlerine | rağmen, herrin daha fazla kuvvetlenmekte idiler. Hitlerci gençlerin böyle niformalar için - de, hallharbdeki asker edasile o dolaşmaları hiç de Hoşuma gitmiyordu. Bu hali, Arrupa- nin istikbali için bir tehlike zannediyordum. Bu hususta Otto İle bir münakaşaya girdik. Otto dehşetli surette Hitler taraftarı İdi Na- zilerin Ikinci şefi olan Gregor Btrasser'in kar şısinda Hitlerin kazandığı — galibiyeti büyük — Bütün mebuslara Hitler şöyle bitnb et- ti: Aramızda bir Yudas var! Onun ihane - tine başkalarının da iştirak ettiği doğru mu- dur?» Bunu söyliyersk cebinden bir küğıd çikor- du Bu küğidda. Sirasser'le birHk olarak it - ham ettiği bütüm meb'usların İsimleri yazılı idi, Hitlerla polisi, kendisini mükemmel su - rette her şeyden haberdar etmişti! — İşte, dedim, diktatörlerde Lenim hiç ho #uma gitmiyen ve hatalı gördüğüm £mokta- alma casusluğu himaye etmek! — Biç şüphesiz ki Hitlerin (casusları var! Ve olmalıdır da, Fakat Marthe, siz mi casus- luk aleyhindesiniz? Margot &öze karışmıştı” — Acaba mevkli iktidara geçecekler mi? — Hiç şüphesiz! Karşılarında kim var ki! Von Papen!... Evet o bir salon adamıdır... Zeki ve parlak bir insandır... Güzel söz sÖY- İemesin! bilir, Fakat işto hepsi bu, Zalen o da rüzgürin ne taraftan estiğ'nin farkında Hindenburgün yarına Hitleri gene kendisi götürdü. — İhtiyar Hindenburgun pek çökmüş ol- duğu söyleniyor, doğru mu? Adeti bunamış diyorlar, Ben gözümle görmedim amma zannede- rim. Bir gün, önünden Nazli taburları geçer- ken kendini harb zamanında zannetmiş, ve oğluna «Oskar demiş, ben bu kadar çok Rus esir ettiğimizi bilkwyordum.» * Ben gene kendi İşimi düşünmeğe başla- dım, Daha şimdiden #eldon ila Werneri düş- manım kıyas etmökte idim. Hattâ şimdi biri bana, beni takib ettirdiklerini haber verse- lerdi, hiç hayret etmiyecektim. Felden aten eakı bir düşmandı. Harbi U- mumide, İsviçrede, hemen hemen tek başına, bizim gizli teşkilâtın bütün işlerine mâni ol- muştu. Bir kukla gibi Bolo Pachayı elinde oynatan bir adamdı, Zavallı Lenoiri darağa- ema sürükleyen âmil gene o idi. Foldenin usulü gayetle basitti. Bizim taraf hesabına çalıştığı hakkında birinden şüphe eder etmez onu ihbar edilmiş olduğuna inan- dırıncıya adar uğrasyordu. Nihayet bu casus artık mahvogmu$ bulunduğu kanaati- ne gelince, günün birinde hiç tanımadığı bir yabanci yavaşça onun yanına geliyor ve: — Siz Almanlar tarafından şiddetle takib ediliyorsunuz, diyordu. Bunu size söylemeğe mezun değilim amma... Bana çok sempatik geliyorsunuz. Sizi gözönünde bulundurdum. Eğer bu şekilde şalışmağa devam edecek o- bursanız kendinizi mahıvolmuş addedebilirsi- niz... Ve meçhul adam orti Bu şekilde ihbarlar mu! 6dince caausun mânevi muhakkak surett3 ele geçeceğine inanıyordu. Onun için tek kurtuluş çaresi kalıyordu. Bu da Almanlar hizmetine de çalışmak ve bu suretle İki tsraflı casusluk yapmak. Tabii yalnız Almanlar hesabına çalışıyor- muş gibi görünerek memleketine sadık ka- labileceğini ümid ediyordu. Fakat o gön, Feldenin eline düşmüş bulunuyordu. Yelden bütün gayretini sarfederek onu meyadana çıkaracak imkânlar hazırlıyor, faraza ondan hususi mürekkeble yazılmış bir mektub ali- yordu. Bilâhare Fsldan bu vesikayı Fransız gizli teşkilâtına gönderiyordu. Birkaç gün sonra, bedbaht iki taraflı casus, Prahsiz di- vanıharbine sevko'unuyordu. Onun aleyhi- ne, kendi el yazwils kendisini ithem eden İ vesikalar vardı. Bazan böyle bir casuz muhakeme bile 0- dilmeden bir gece, bir sokak başında sırtına indirilen bir hançer darbesile öldürülüyordu. Eyldt 19 CASUS KADININ TIRALARI — Çeviren: Hatice Hatib Karmakarışık hâdiseler Şimdi ben Feldene karşı bir cephe alarak, onun alçaklığıle öldürülmüş olan eski arka- daşlarımın intikamını almış olacaktım. Le« moiri yalnız bir kere, ikinci büronun sofa- sında görmüştüm, fakat bu kadar görüş ba- na kâfi gelmişti, O zavallıyı çok sevimli bul- muştum. Eski şefim Ladoux, Lenoirin hatırasını te- mize çıkaracağını söylüyordu Lenolirin inti- kamını almak daha doğru değil miydi? Bob Wernere karşı şahsi hiçbir düşmanlı- gım yoktu. Onun İnteliigene» Service'in tâ içinde yap- tığı entrikalar beni doğrudan doğruya alâ- kadar edemezdi. Hattâ, dünyanın en İyi teş- kilâtını halz İnteliiğence Service (galebe çalabilmiş olduğu için ona karşı büyük bir hayranlığım da vardı. Ortada bir de Loulue Walter vardı. Bu gülünç görünebilir amma, eski Alman vellahtinin casuslie aramızda temizlenecek bir eski hesab olduğuna kanidim. Bu kadın, azametli, cesur ve güzel bir kadındı. O kendi üzerinde bulunduğu bir gemiyi soğukkanla batırmıştı. Kendi memleketi a- İeyhinde yapılacak bir anlaşmaya mâni oi- mak için cesaretle ölmeğe razı olmustu. Mary. G. nin bana anlatmış olduğu bu ba- taşın bazi tafaflâtını hatırlıyorum. Geminin torpillendiği sırada Iki easus ka- dın geminin süvarisi ve Çine giden Lyonlu zengin bir ipilkçi ile briç oynuyorlarmaş, Torpilin çarpışı genilyi oldukça hafif sör#- mış. Briç masasının üstünde bulunan viski bardakları bu sallantıdan dökülmemişler bile, Fakat herkes bir torpile çarpmak tehiire- #ini düşündüğü için Lyonlu fabrikatör yo- rinden kalkmış, güverteden aşağıya bokar ken Loulse Walter ona: — Oh oyunu kesmeyinir Şimdi şra be nim, ben oybıyacağım ve elimde Iyi kâğıdlar var, Demiş, o da: Girip ne olduğunu öğreneyim, şimdi m. Cevabını vermiş. (arkam var) Bir doktorun günlük notlarından Apandisit Apandisitlerde süratle karar ve hare- ket lâzımdır. Apandısıt krizi başladığı zaman derhal aile tabibi ve onun delâ- letile bir mütehsasu operatöre muayene olunmalıdır. Bu muayene hem seriri, bem de lâboratuvarja olacaktır. Yani hastanın ağrı mevcud olan sağ kasığının üst tarafı dikkat'e tetkik edilecek, bü- hassa nabız adedi sayılacak, derecesi muntazam alınscak ve ayni zamanda parmağından kan aldırılıp beyaz kürey- vatın adedi saydırılacaktır. Hali tabilde beyaz küreyvalır. adedi bir milimetre mikâbında 6-7 bin kadardır. Bu miktar derhal on bin! aşar, yirmi, yirmi beş bini bulur, O halde vücudde bir hareketi ilti- habiye mevcuj ve muhakkak demektir. Böyle vak'alarda hiç vakit geçirilmeden ameliyata sevketmek lâzımdır. Bu müd- det te azami 24 ilâ 48 saattir. Kırk gekiz amati geçerse o zama" vaziyet değisir ve ameliyalın lüzam veya ademi lüzumu operatörce tayin ve tesbit edilir. Bazan kırk sekiz saatten sonra ameliyat yapıl- maz, yapılamaz, bazan da kaç gün ge- çerse geçsin unumi vaziyet derhsl mü- dahaleyi Icab ettirir. Herhalde herkesin bilmesi icab edon umumi “bir prensip karında birdenbire tutan şiddetli sanci- larda apandiatti düşünmektir. Hele böyle vak'alarda bazılarının teicinlerine kapı- Jarak müshll almaz ada caiz değildir. Zaten umumiystie sık sık müshil sima üâdetini terketmek lâzımdır. Doktorler şimdi müahlli nadiren kullanmakta ve tavsiye etmektedirler. Cevab istiyen okuyucularımın posta pulu yollsmalarını rice ederim. Akal tak- dlrde istekleri mukabalesiz kalabilir. Köbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan cezaneler yunlar- dır: İstanbul cihevndekiler: Şehzadebaşında (İ. Hall), Eminönün- de: (Hikmeti, Aksarayda: (Pertev), â- 1amdarda: o (Eşe! Neşet), Beyazıdda (Haydar), Fatihte: (Emilyadi), Bakır köyünde: (İstanbul, Eyübde: (Arif Be- sir). Beyilu cihetindekiler: İstiklâl enddesade. (Deâsüda), Dai- rede: (Güneş). Taksimde: (Limonciyan). Pangaltıda: (Nargilcciyan), Karaküyde: (Hüseyin Hüznü, Beşiktaşta: o (Süley- man Receb). Boğaziçi, Kadıkör, Adalardakiler: Kadıköyünde: (Halk Hulüsl Osman), Üsküdarda: OMerker), Sarıyerde: O CA- 80). Adalarda. (iŞmasi Rıza).

Bu sayıdan diğer sayfalar: