27 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

27 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sİ Hergün Irk tesanüdü Yazan: Muhittin Birgen R usya ile Pinlândiya arasında cereyan emekle olan çetin müzakereler, bir Mmüddettenberi bütün dünyanın gözlerini bu memleket üzerine çekti. Avrupanın en şimali devletini teşkil eden Finlândiya, Avrupanın ve belki de dünyanın en medeni milleti ile meskündur. Umumiyetle, bilhassa ahlâki me. deniyet bakımından en yüksek derecey3 vâml olmuş milletlerin başında şimali Avrupa milletleri gelir; bu arada en İleri giden mil Jet te Pinlerdir. Finlerin bilhassa medeni ah- Tikla ne kadar İleri gitmiş oldukları bakkın- da bir fikir vermek için şunu söylüyelim ki, Sazilet ve taahhüde sadakat bahsinde en Çok gürültü yapan büyük möle-lerin hiç biri Amerikaya olan borçlarını ödemedikleri hal. de Finlândiya, sözünü tutmuş ve harb 60 - munda girişliği kurtuluş mücadelesi esna #inda Amerikadan aldığı paralari son san - timine kadar ödemiştir. Bu üç buçuk milyon. İik küçük millet, dürüstlük, hulüs, çalışkan. hk ve medeniyet sahasında çok meşhurdur. Göllerinin çokluğu hasebile, kendisine «Bin (göl memleketi, ünvanı da verilen Finlândiya, toprak bakımından geniş olduğu halde, nü. fue bakımından zayıftır. Fakaı, Üç buçuk milyonluk küçük bir kütleyi temsili eden bu milet, manen o kadar kuvretildir ki, Çarlık Rusyası, kendi idaresi altında bulunan mil - İetlerden hiç birine hiç bir imtiyaz vermediği halde, Pinlindiyaya muhtariyet vermeğe mecbur olmuştu. Lehistanın en büyük ve en halis parçasına sahib olan Çarlığın, Lehile. #9 hiç bir imtiyaz tanımadığı halde Finlân - diyaya muhtariyet vermiş bulunması Pinle. rin, Çarlığa karşı nasil bir manevi mücadele yapmış olduklarını göstermeğe kâfidir. Ümid ve temenni edelim ki Rusya ile Fin- Mândiya arasında cereyan sden müzakereler, bü memleketi sarsacak veyahud ona zarar verecek derecelere kadar gitmesin. i | Finler, etnoğrafların Pino - Ugr dedikleri Turan neslinin Dir kolunu teşkil ederler, Mi.' tekim, Eslonyalılar da bunlardandır. Mâ » carların, Bulgarların da bunlardan oldukları malümdur. Şu halde, Finler, Estler, Macarlar, Bulgarlar, Türklerin, yer yüzünde millet 0. larak yaşıyan en yakın akrabalarını teşkil ederler. Turan nesilleri, her nedense Slâvlar, Yavaş yavaş, hiç acele etmeden İngiliz ve Fransız Askerleri yan yana yürüyen için uzun yol Cermenler veya Lâtinler gibi, Avrupa üzerin.| İngiliz mekerlerinin Pransaya nakledildik. da büyük nüfus tekisüleri yapamamışlar.İlerini ajanslarda okudunuz. Bu resimde de, Bunun başlıca sebebi de, Turan neslilerininibir kasabada İngiliz ve Fransız kıt'alarının Avrupaya muhaceretlerinin ötekilere nisbet.İ karşılanışmı görüyorsunuz. Köşede de sine - e daha geç vukua gelmesidir. Lâtinlerin ma-|ma operatörleri hihdimeyi filme çekiyorlar, baçeret devirleri tarih devrinden çok eski ol. mak icab ediyor. Onlardan sonra Cermenler, daha sonra Slâvlar ve nihayet Turanlılar gelirler. Turan çocukları Avrupaya geldikle. temin eden cemiyet Fi zaman, orada Cermeniler çoktan yerleşmiş. iler, Slâvlar da yerleşmekle meymul bulunu.| İD&lizler, cephelerde bulunan askerlerin yortardı. Bunun içindir ki 'Turanlılar, büyük|ayat şartlarını dügürleştirmek gayesile kemfetler vücude getiremediler. Bununla be. | hususi yardımlarda balunmak üzere cemi - raber, Macarların beyleri olan Arpad, peşine|Yetler teşkil eylemektedirler. Bu cümleden taktığı kabileleri Avrupanın göbeğine kadar jolarak, ik defa bir tütün cemiyeti, tasla 6- sokmuş, Tunanm o güsel ve geniş ovülarma İ dümüştür. Bu cemiyete «Tobacco Fundu Masi| İngiliz askerlerine sigara Sabir ve sükünla hazırlanmasını bilen için de elde edilemi- yecek hedef tasavvur edilemez. ad ARASINDA Tedbir Otuz ramazan içki içmemiş bir ay- yaş, bayram günü elinde bir valizle $ karakola girmişti: — Müsaade ederseniz valizi bura - da bırakacağım! i o Dedi, polisler sordular: — Bu valizde ne var? — Bir kat pijama, bir çift terlik. — Niye buraya bırakıyorsunuz? — Ben içkiye çok düşkünüm, ta - mazanda içmek âdetim değildir, otuz $ ramazan perhiz ettim. Malüm ya bu : gün de bayram, ne olsa gece buraya muhakkak geleceğim! / Polonya askerleri Patates tarlalarında ( Hergün bir fıkra | yerleştirmiştir. Bin senedenberi Avrupanın ortasında Macarlıklarını muhafaza eden bu) Arpad oğulları, bugün Turan fikrinin en ha. raretli mümessilleridir. Son zamanlarda Finl Rusya tarafından fi dıklarını gören Mac, yiza uğra -| vertimiştir. «Tobacco Fund, cephelerde ve vatan! hiz- metlerinde bulunan askerlerin s.gara ve 18-) tün Sttyaşlarım tamda Teykema da bele) Estonyann | arasında iane açmıştır. İri Gri Sk b deebrlkn şirk başi cenlerde, bütün | İnsiliz lirası olarak verilmiştir. kiliselerde bunlar için dualar yaptılar, DiajÜk günü toplamış olduğu ianeler sayesin; bahsinde müteassıb değil, faka*, mütteki ç.| tedarik edeceği sigaraların uzunluğu 36 si lan Macarların ırkdaşlarına biç olmazsa büy. metreyi geçmiştir. le bir yardımda bulunmaları ğüdir. Bundan bir asır evveline gelinciya ka-| dar, milli şuurları yeni tarih ve elnoğrafi malümlarile kuyvetlenmemiş olan Macarlar Arasında çok acıklı bir yalnızlık duygusu hA.İ kimdi. Macar edebiyatında «kardesşsiz millet» | ölmak duygusunun bütün hüsranlarını te -| rennüm eden şairler yetişmiştir. Avrupanın göbeğinde, on iki milyon Macar olarak yaşa- yp la etraflarına baktıkları zaman «Macar» Asmin! taşıyan başka bir millet görememenin ne kadar hazin olduğunu herkes anlıyabilir., Gene son günlerde, Macaristanda bir işti- ma yapıldı. Üç Fino - Ugr milletin mümes. sillerini bir araya topltyan Du içtimada, Ma- çarlar, Finlândiyalılar, Estonyalılar hal ve; zamandan (bam alan nutuklar söylediler. «Bin Göl memleketi. nin, Estonyanın isim- leri acılıkla yüdedildi ve bu memleketler 8- rasındaki tesanüd duygusu bir kere daba canlandırıldı. * 'Bü irk tesantidü ve ona nd tezahürler gü. zel şeylerdir. Bu tesanüdü kuvvetlendirmek için, galba bundan bir buçuk sene evvel, Macaristanda gene bu tarsda bir içtima ya - pıldığı zaman, gene bu sütunlarda yazmış - tam; biz bu içtimalara niçin iştirak etmiyo. Tuz? Niçin bu Turan kardeşliği fikri, geriye bakan romantik bir Turan siyaseti olarak deği, Meriye bakan bir Avrupahhı ırkdaşlık ruhu ile bizim tarafımızdan da beslenilme - an? Ben ne zaman Macarları, Pinleri, Estleri batırlıyacak olsam, içim bir Turanlı ve bir “Türk olarak iftihar ile dolar. Esilerin, Blâv. lar ve Cermenlerle fazla Karışmış olmaları- na mukabil Finler ve Macarlar. kendilerini ber bakımdan daha sağlam ve daha temiz muhafasa etmişlerdir. Medeniyet bakımın - dan Finler, şimal milletlerinin en önünde gi. derler Macarlar da merkerl Avrupanm en fazl unsurlarıdır. Avrupanın her tarafını iyi tanıyan bir adam sıfatile ve hiç bir hissi mü. balâğaya kapılmadığımdan emin olarak söy- Eyebilirim ki Macarlar, bugünkü medeniye. tin faziletli taraflarını en kuvvetli bir şe - #ebebelz de | Emma amaaa kilde temsil eden bir millettir. Şarlatan de. Bü, büyük sözlü değil, fakat, çalışan, mü - mevver, iyi ahlâklı ve temiz bünyeli olmak bakımından, iddia edebilirim ki, Macrlar, garbi Avrupa milletlerine kat kat faiklirler, Tex bir kabahatleri vazsa, henüz fakir olma, ilarıdır. Fakir, fakat adil bir milet, Tıpkı Türkler gibi! Bilmiyorum, Bulgarlar bü işe ne derler? Büdiğim bir şey varaa, Türkler, Macarlar, Finler, bugünrü Avrupa meden'yeti içinde ve edeni ırk varlıkları arsında göğüslerini ge. Te gere yer simayı hak edebilecek varlıklar. &r. Bu üç varlık, aralarmda kuvvetli bir ruh tesanüdü yapmıya çalışacak olurlarsa süratle iyi netieeler almaları muhakkaktır. Çünkü, ırk desanüdü, ber geye rağmen, bugünkü Av- rupada geniş bir nisbetle hâkim olmakta de. vam eden bir kuvvettir. Bilhassa bu tesa - nüd, ayrı ayrı sahalarda, birbirlerinden uzak ve ayni gamanda büyük kütlelerin yanıbaş- Jarında yaşıyan milletler arasında daha ko - Jay ve daha kuvvetdi olarak inkişaf oder, İşinde yaşdığımız zamnın büyüklüğünü de unutmiyalım. Böyle zamnlarda her şey bir kuvvettir. Her tesanüd, her mülesanide faz. Is bir kuvvet verir. Urun zamn ihmal ettiği. miz şeyler arasında bunun da bulunduğunu söylerken ilhve edelim ki, Türkiyenin bu sa- had sade menfaatleri değil, hattâ vazifeleri 4e vardır. Muhittin Bisgen 1 İSTER ti — Eylülün ilk gününden, Birinciteşrinin 20 sine kadar garb cephesinde ölen zabit ve nefer Alman 2: dır. Fransız gazetelerinde okuduk, bu müddet zarfında haya- İSTER İ İNAN, Alman ordusu başkumandanlığı küçük bir bilânço neşret- İngilizlerin iddiacı Bir doktoru öldü Zayıflık delisi bir genç kız İngilterede Leamingtende Helen is - minde bir İngiliz kızı, vücudünü” sineme yıldızlarının vücudlerine benzemek e - melile zayıflamıya karar vermiş. Eline eni Son Polonya harbinde esir düşen Po-| lonyalı askerlerin, (o Almanyada patates Hraatinde kullanıldıklarını ajans habe - ri olarak öğrenmiş bulumuyoruz. Bu re - simde de, esir Polonyalıların tarlalarda aasil çalıştıklarını görüyorsunuz. Buz dağları boyanmıya başladı Kutub mıntakalarından kopup denizlerde muazzam ndelar halinde yösen ve vapurlar Için pek büyük bir tehlike teşkil eden buz dağları hakkında tetkiklerde bulunan Alim. ler bunların nerelere kadar gittiklerini tez. bit etmek üzere yeni ve modern bir çareye baş vurmuşturlar. Bu çarenin tatbikinde gene modern hir vasıla olan tayyareden istifade edilmektedir. Bususl vapurlara konan bir tayyare, mü. nasib mahalden uçurulmaktadır. Tayyareye pek bol miktarda boya hamulesi yöklesil. mektedir. Buz dağlarının üzerine gelindiği vakit tay. yareden boyalar boşaltılmaktadır. Bu suretle buz dağı tetkikatın cins'ne göre kırmısı, ye. gi, mavi ve siyaha boyanmaktadır. İş boyan. makla kalmamaktadır. Bu boyalı buz dağla. rına rasgelecek olan gemi süvarilerine bun. lara nerelerde tesadüf ettiklerini bildirmele- "ri rlea edilmiştir. İSTER ta göz yuman Fr: ancak 10 nefer ki; ve cephe arkasında ğı 6 milyondur. Bu ğuna: İSEM aylatının yekünu 196 NAN, geçen paraları hep bu uğurda sarfetmiş, gene de istediği gibi zayıflayamamış. Ve günün birinde de bu zayıflama illeti vü- zürden, bulunduğu kasabanın hâkimi ta- İ hapse mahküm edilmiştir. Genç kız 18 yaşındadır. Para bulup za- yıftık hapları almak sevdasile müteaddid kereler hırsızlık yapmıştır. Kaç defalar tezası tecil edilmesine rağmen fena hu- yundan vaz geçemiyen genç kız, geçen - lerde bir eczahaneye girerek zayıflık hapları çalarken yakalanmıştır. Çok garib bir hastalık Aşağıda okuyacağınız vak'a aynen cereyan etmiştir: Doktor 'Tyndal Tondraya civar köy- lerden birinde icrayı tababet eyismektedir, müşterisi azdır, bepsl de fakir insanlardır. Doktor Tyndal, boş vaktini şatranç oyna. makla, ipnotizma tecrübeleri yapmakla ge. girmektedir. Doktor Tyndal 1938 senesi Mart ayında çok garib bir müşahedede bulunmuştur. Çok parlak cisimlere uzun müddet bakın. det bu halde kalmakta ve neden sonra ken. dine gelmektedir. Doktor bu halin ancak Hindistandaki fa. kirlerde müşahede edilmekte olduğunu hatır. liyarak işe fazla ehemmiyet atfederek bu hu. *ir, Fakat, az sonra vücedündeki hassasiyet eylemeğe başlamıştır. Günün birinde, bir hastayı ziyaretten av. (det eyliyen doktor sokak ortasında düşmüş İve ölmüştür. İNANMA! sızların sayısı 100 ü geçmez, İngilizler ise bettiklerini söylediler, Halbuki cephede karşılıklı duran orduların sayısı en aşa- vaziyette iki aydanberi muharebe oldu - NANMA! irafından etrafa sui misal olmak suçile|' Sözün kısası İkbale erişmiş Adam E Ekrem Talu kbal.. Eskiden oahiretliklere verileni bu isim daha ziyade dünyalıkla müs hasebettardır. Ve her kime teveccüh ©- derse onda bir takım ruh, seciye, ahlâk inkılâbları husule getirir. İçilmez ammâ sarhoş eder. Yenmez fakat hazmı güç - tür, Kuvvet, kudret ve cür'et hassasını artırmak hususunda alfabenin bütün 'harflerile anılan çeşid çeşid vitaminler, hormonlar, guddeler ona nisbetle solda sıfır kalır. İkbal teveccüh eden Miz galatı bas“ ra uğrar. Gözlerindeki bu zâf uzakla, yar İkınla alâkadar değildir. Sadece kendin « den başkasını ufak görür. Nefsine ittmadı © mertebe artar ki her hareketi, onun indinde caizdir, mübahtır, İ İkbal bir takım kelime mefhumları - nm üzerinde de müessirdir. Meselâ «â iyb. ım çerçevesi daraldikça daralırç «saygi karşılıksız, tek taraflı bir kelime olur. İkbale ulaşımş adama sonsuz bir gu» rurla beraber, veyahud ki bu gururun İs cabı olarak teklifsizlik gelir. Bir ahbabınızla bir köşeye çekilmiş konutyorsunuz. oİkbale erişmiş adam pervasızca yanınıza sokulur, lâfa karı - şır, sözlerinizi cerheder, hattâ yalanla «* mağa kadar varır, kendi fikir ve kanaat- lerini size ve arkadaşımıza zorla kabul ettirmeğe çalışır, kabul etmez gibi gö - rünürseniz kızar, tersler, sonunda darı« up kalkar, gider. Bu hareket ona görünür. Zira o, kendi ikbalini talihine değil de, Iktı 4 darınn, zekâsna atfetmektedir, Ve o - 'nun nazarında, ikbale erişmemiş bulu - n siz, mutlaka cahil, nâdan, ksbiliyet- jsiz ve abhmaksınızdır. Tevazuunuzu ( pısırıklığınıza, terbiye ve nezaketinizi miskinliğinize" he: Yüzünüze karşı savurduğu kahkahaların önünde siz ezilip çe, onun gururu bir kat daha artar. Ç kü sizin bu vaziyetiniz onun indinde, yerek, kimbilir?. gaddar da olur. Bu, kenii gibi erişemiyenleri biraz kıskan * dığından, istirkab ettiğinden.. — Ne olur, ne olmaz!, Biraz da gadri ve zulmü ikbalin Icabatmdan saydığın « dan ileri gelir. İkbale erişmiş adamın kalbi de bü tün muhteviyatile değişir. Eski dostluk- lar kaybolur, hatıralar silinir, minnettar” lıklar bazan gaiblere karışır, bazan da husumete inkılâb eder. Ve bövlelerine eski rabıtaları, âsinalık m hatırlatmak pek büyük bir hatadır. yed o, at: — Yahu! Hatırlarsın değil mi?. Fi lânca zamandı! falân şey olmuştu. Dese bile, — Hayr, efendimiz! hatırlamıyorum. Nerede fakirde o hafıza?. Tarzında bir mukabele çok âkilâne bit harekettir; “ Basılar, ikbale erismiş adamın yanı « <okulmayı, meclisinde bulunmayı bir dı olmıvan yüksek duvar» lara benzerler. Yıkıldıkları anda, civar. da ne var. kim varsa, bir daha davrana « mamak Üzere ezer. vamyass: cdivrrirler E. Elrom Talu İngilizler 400 kilo altın müsadere ettiler Prüksel 26 (A.A.) — Lastste Nicuwa İngilizlerin Baudowinşville ve Elisnbeti» ville vapurlarmda bulunan 400 kilo altın müsadere etmiş clduklarını yazmakta dır. ca vücudü dimdik kesilmektedir. Bir müd.l/i susta tecrübelerde bulunmağı karar vermiş. ||l fazlalığının mazarratlarımı bizzat tecrübeli!

Bu sayıdan diğer sayfalar: