27 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

27 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON POSTA Polonyanın bu kadar çabuk çöküşüne neler sebeb oldu? Bir ordunun mağlühiyetini sadece askeri sehelilerle izah etmek doğru mudur ? Polonyada bir hezimet sahnesi ve Almanların eline düşen esirler kenaknda daima iyi şeyler soylenen Ove) 1097 rakamlarına göre Polonyanın maden Yerle inden çok büyük hizmeder ve kabili.| kömür istihsalâtı, 1914.18 harbinden önceki b * beklenen Polonya ordusu gibi bir or-İ miktara henüz erişememişti. 1913 yılında Po- Win bu Kadar kısa bir zamanda çöküşü lonyada faaliyette bulunan maden ocakları- Ge tefsirlere “yol açtı. dost - düşman rai bu mesele hakkında binbir fikir yü- Mi Aradan bir aya yakın bir zaman geç. biye Tekmen Polonya ordusunun mağlü-| kaşa İ doğuran sebebler etrafındaki müna- hâlâ dinmedi. umiyetle Polonya ordusunun mağlübi- dair ortaya sürülen söbebler şu birkaç Bokla etrafında toplanmaktadır: » Polonya ordusunun ımumi ve müşterek harekt plânı mevcud değildi. Alman ta. â ui başiadıztan aonre, müşterek bir plân- 0 Mahrum olan Polonya orduları, günlük lerin dikte ettiği muvakkat plânlarla Ve Birbirlerinden habersiz olarak iş görmeğe Şalter. 2) Polonya ordusunun Hk muratfakiyet. me. » Ordunun yüksek kumanda yeti soğukkanlılığını kaybetti, ve muha- inin Sonuna kadar bu fena ruhi haletten | türiâ yakasını kurtaramadı. $) Çok mebhedilen ve hakkında büyük ü- ma T beslenen Polonyanin garbdaki tahki- fa, Almanların fik darbeleri karşında yı. Yapıldı. Bu tahkimatın birçok noktaları hiç Adılmamış, bam yerlerindeki betonlar ise e İz kurumamıştı. Binnetice, milyonlarca #arfedilerek vüeude getirilen bu tahki- tan bu suretle hiç istifade edilemedi. taş” Polonya ordusundaki benzin ihtiyatının İe Ihtiyaca kAH olmadığı anlaşıldı. Bu aye ven ötürü de Kuto. Kattoviş, Loda gibi eş ukalarda tanklar herhangi bir faaliyet tl #österemediler... Sİ Bas in bunlardan maada daha tik silâh! İecayı Polonya ordusunun .hiç te mü.| Pon, is bir ordu olmadığı anlaşıldı. Takriben Ya ordusunun “© 40 ını teşkil eden UK-| Hayaller, Beyaz Ruslar, Almanlar ve diğer nu Azliklar, birçok noktalarda bir tex suân Binadan düşmana teslim oldular. İ | Polonya ordurunun mağtübiyet sebebleri) ki m ileri sürülen bu noztaların ne derece, ii A olduklarını bilmiyarum.. fakas bun. *dam tepsinin doğru olduğu kabul edilse! ayaza, yalnız bir ordunun, ayni zamunda Bar, aman bir memleketin de inhilâlini G0-| fe setebleri sadece bu üç, beş madde ile #tmek imkânı yoktur. Mp atmizce Polonya ordusunun mağlü. ayini doğuran sebeblerin en başında Po-| Yahın Almanlara nazaran olan ekonomik gelir. Bunu şimdi rikredeceğimiz bir. | Sa takamlardan pekâlâ anlamak kabildir. M7 istatistiklerine nazaran Polonyanın! © © Klas Söz milyondur. Bu nüfusun 96 72821) Köylerde, oy, 212 si de şehirlerde yaşar. Bu nazaran Polonya, bir endüstri mem. olmaktan ziyade bir zirmat memleke-| Polonya nüfusunun ©, 613 ü ziraat; e, 4 38/7 si de sanayi, Lisaret ve mü. işlerinde çalışır. Polonyanın işçi ve hdem adedi 3,451000 dir. Bunların için. z kuvveti e çalışanların sayısı 2,804,100 1 Ti dan ileri bir memleket sayılamaz. Polon- aş ümiyet itfbarile Polosıya ekonomik ba. tabll servetlerin bir çoğu henüz iş- KL ya bionyuzın henliz işlenilmemiş tahil. ser- lerinin miktarı takribi olarak şöyle hesab kte idi: Taş kömürü: 6L781 milyon i linyit Kömürü: 5,000 milyon ton; kaya * 5990 mmliyon ton; klor potasyom: 450 ton; ham demir: 165 milyon ton; : 160 müyon ton; çinko ve kurşun: 3$ tan; fosfor; 35 milyon ton. 53 Z nın sayısı 90 dı; buna karşılık 1936 yılında faaliyette bulunan ocakların sayısı üncak 64 Üü bulmuştu. 1913 yılında Polonyada Mtih. sal edilen mağen kömürünün miktarı 409 milyon tondu; 1937 yılnda ise 362 milyon tondur. Polonyada 1913 yılında elde edilen petrol miktarı 1,071 bin tondu; buna karşılık 1937 yılmda elde ödilen petrol miktarı 5013 bin tamdır. Polonyadaki ham demirin kalitesi de ol. dukça düşkündür, Bunun içindir çi Polonya sanayine İlzım gelen demirin bir çoğu da dışarıdan ithal edilmekte idi. 1987 yılında Polonyada 724,398 ton dökme demir elde e- diliyordu. Polonyada mevcud demir izabe- sine mahsus 19 fırından ancak 14 tanesi fa. aliyette idi. Gene ayni senede 1.450439 ton çelik elde edilmişti, Polonyada mevcud 55 Marten fırınından ancak 46 sı faaliyet ha. Mnde idi, Kurşun erilmeğe mahsus üç mü. eseseden ancak bir tanesi çalışıyordu. Polonyanın elektro teknik sanayii de bir hayli geridir. 1937 istatistiklerine göre Po- Tonyanın elektro teknik sanayiinde çalışan! işçilerin sayısı ancak 16247 Idi. Polonyanın| kimya sanayindeki işçilerin sayısı 44,000 idi. | Ancak iki sanayi branşındaki işçilerin sayısı 100 bini geçmekte idi; Bunlardan mensucab sanaylinde: 140,000, metolorjide; 151,000 kişi çalışıyordu. Polonyanın, muhtelif branşlardaki dünya istihsaldıtında hissesi (1904 yılında) göyle idi; Kömür, Gi, 2,7; petrol: ge 03; demir: Şe 02; çinko: 4 20. Polonyada, 1934 senesi istatistiklerine na- yaran adam başına isabet eden mini gelir miktarı 500 zülotiye baliğ olmakta idi, (Pran. sadan üç misli eksik). Polonya müstakil bir devlet olarak teşek. kül etlikten sonra bazı yeni fabrikalar ve imalâthaneler yapılmamış değildi. Fakat bu- na karşılık eskiden mevcud fabrikalardan bir çoğu da muattal bir halde duruyordu.| Polonya sanayi muhitinin organı olan «Kur- yer Poleki> gazetesinin yazdığına hazaran 1938 yılında Polonyada atıl bir halde duran sanayi müesseselerinin sayısı 50) ü bulmak. ta idi. Polonyanın elbise imalâtı, henüz dün. ya harbinden önceki seviyeye ulaşamamıştı. Şeker istihsalâtında da ayni şeyi görmekte- yiz: 194 harbinden önce Poldnyada faali- yete olan şeker fabrikalarının sayım 87 ol. duğu halde 1936.37 yılında ancak 60 şeker fabrikasi faaliyetle idi, 1914-1929 dünya ekonomik buhrani, esasen bosuk olan Polonya ekonomisini büsbütün berbad etti. Polonya sanayilndeki ocnebi sermayesinin hissesi de oldukça yüksektir. 1938 yılı Birin. cikânununda yapılan bir istatistide nazaran Polonyada 3801888 bin züloli sermayesi olan 1414 hisseli şirket bulunmakta idi Bu şirketlerdeki ecnebi sermayesinin nlabeti “» 429 du. Petrol sanayindeki ecnebi sermaye. sinin nisbeti ©, 85,5; elekiro teknik sana- yiinde: 4 553; metalorji sanayiinde: 5 56,8; kimya sanayiinde: 9, 492 dir. Polonyadaki ecnebi sermayeleri içinde bi- rinci mevkli işgal eden Fransız sermayeli idi, Polonyadaki çeneoi sermayesine nazaran Fransıs sermaytmin hisbeti O, 20.2; Ame. rika sermayesinin: 9, 1â4; Belçika serma- yesinin $£ 13,3; Alman sermayesinin O, 133; İsviçre sermayesinin: "5 85; İngülz serma. yesinin: g7, 34 dür. Polonyanın ekonomik geriliğinin sebeble. rinden birisi, ecnebi sermayesinin memleke. tin umumi hayatında oynadığı roldü. Fakat Ba eden asl sebeb, Polonya pa- bae rr erkeler in Polonya emtiası, maliyet turıarinın yuksekliği dola. yasile dış pazarda diğer ecnebi emtialarla rekabet yapamadığı gibi, Polonya Kalkının satın alma kabiliyetinin kâfi derece yüksek olmaması dolayısile iç pazarda da kâfi bir sürüm temin edemiyordu. Polonyadaki işsizlerin sayısı 25 milyondu. Polonya sanayli, köylülük arasında da esaslı bir müşteri bulamıyordu. Çünkü Polonyanm küy ekonamisi de derin bir buhran geçiri. yordu. 1990 yılında Polonyadaki beygirlerin sayısı 4.102,10 olduğu halde 1937 yılında an- cak 3,837,600 idi. 1936 yılında Polonya devletinin dahili bor- cu 1475 milyon züloti olduğu halde bu borç 1988 yılında 2,459 milyon kadar yükseldi. Gene 1938 rakatularına göte Polonyanın mum devlet borçları 494 milyonu bulu. yordu. Folonyanın ekoromizindek! bu bozukluk! onun #osyal hayatında pek çabuk (tesirini gösterdi. Meselâ 1938 yılında Polonyadaki! orta okulların sayısı, bir gene evveline naza. ran $$ tane azaldı. Orta okul falebesinin sa- yısı da 0000 kadar eksildi. Polonya ekonomisindeki bu umumi gerilik, memleket sanaylini tedricez felce uğratma. ğa, memleketi de, ham madde istihsal eden zirai bir memleket haline getirmeğe başla. mişti, Bir memleketin ekonom!k zâfı, o memle, ketin bütün züflarınin snasıdır, Binsenaleyh Polonyanın bu kadar çabuk çöküşünün se - beblerini arastırrken bilhama bu noktayı dikkate almamak büyük bir hatadır, Masan Âli Edir İktısad Vekili Sümerbankta tetkikat yaptı Birkaç gön evvel şehrimize gelmiş olan İktısad Vekili Hüsnü Çakır dün de tetkikle- rine deram etmiş, subah saat 10 da Silmer. bankın Bankalar caddesindeki merkezine gelmiş, burada geç vakte kadar kalarak bankanın muhtelif faaliyet sahaları hak - kında alâkadarlardan izahat almiştır. İktısad Vekili, bugün de aynı maksadla Sü. mevbanka gelerek tetkiklerine devam eğe - cektir, Müzeler umum müdür muavini Trakyadan geldi Bir müddettenberi Trakyada bazı hafriyat mıntakalarında tetkikler yapmakta bulunan İstanbul müzeleri umum müdür muavini A. rif Hikmet, şehrimine dönmüştür. Arif Hikmet, Trakyadaki tetkikleri etra - fında geniş bir rapor hazırlamıştır. Bura - por, bu hafta içerisinde Maarif Vekâletine gönderilecektir. Bağlarbaşı sanatoryomunun projeleri hazırlanıyor İstanbul viâyeti hesabına Bağlarbaşında Imşasına karar verilen sanator'şomun proje. leri nafla müdürlüğü tarafından hazırlan - mağa başlanmıştır. Dün bir İspanyol heyeti geldi Çanakkale boğazı ağzında bundan iki yıl Kadar evvel İtalyan bandıran Kapopniyo şi- lebile çarpışarak gilobin batmasına sebeb O. lan Macellanes adl İspanyol gemisinin bu hâdise yüzünden Haliede demirliyerek kal. dığı malümdur, Dünkü konvansiyonel trenile bu vapurun İspanyadaki nosntasına mensub iki kişi ile İspanyol hükümetinin bir delegesi gelmiştir. Bu heyeti istadyondâ İspanyol konsolos - Tuğu erkâm ile vapurun İstanbuldaki &cen- tasının mümessili karşılamıştır. Heyez bu - rada bazı resmi makamlara müracaatta bu. Iunarak, vapurâ konulan baoz'a kaldırı . mazını istiyecektir. 'TTEDE Yazan: Halid sevgi ve saygı bağlarını sıkıştırdı. Üniversite. de namına yapılan ihtifalde merhumun ha- ve konferanslar verildi. Razı İ hatıralar kaydettiler. Bazıları kisa makaleleri yazdılar. Neticede, ne zamandır Tevfik Fikretin namı etrafında haksız hü. .cumlar ve çok haklı müdafsalar şeklinde t6- celli eden fikir münakaşaları arkasından, hiç değlise büyük bir Türk alir ve şairi hak. kında tam bir hüsnüniyet alâkası belirdi. Ö- teki hâdiseye ne küdar müteessir İsek bu 80- nuncusuna © dereoe memnun ve müteşekki. ris, Her büyür şöhrete di uza - lanlar Ober medense bü defa fe nü itiyadlarını tekrarlayamadılar, tekrar. lamağa cesaret edemediler. Yoksa isteselerdi, Ziya Gökalp Için de kim bilir ne safsateler ortaya atabilirlerdi. Fakat hamdolsun ki hiç böyle bir hâdise yaki olmadan Ziya Gökalp İ günü ona lâyık bir vakar ve hürmetle geldi İgeçti. Ne hazin değil mi? Bazan matbuat İ sayfalarını karartan çirkinlikler arasnda, bunu bile yüksek ölülerimize karş bir ka. zanç sayıyor, minnetle karşılayoruz, - Bu dakikada hatıram, 1908 den sonraki ilk canlı türkçülük hareketlerine deliyor, Selâ- nikte çıkan «Genç Kalemler» mecmuası düşünüyorum ve Ziya Gökalpın © zamanlar benim mensub olduğum zenç neslin duğak. larında akisler yapan Tumu manzumesini Büyük Türk alim ve şairinin on beşinci ölüm yılı onun hatırası etrafındaki derin yatı ve eserleri hakkında coşkun o hitabeler gözetelerimiz tetkik - ZİYA GÖKALP Fahri Ozansoy Ziya Gökalp ikuttan yeni dile ve marma sokarak naklet, İtiği hikâyeler gibi bütün diğer destanları da bundan dolayı mühimdir. Muhakkak ki bir gün gelecek, Türk epopesinin oÖğuzname, Yaratılış Destanı, Ergenekon gibi ilim edebi vesikaları arastnda Ziya Gökalpın eKiztl Kima» si da şanlı bir mevki tatacaktır. O mevkli hattâ bugünden tutmuştur bile. / Hâsılı Türk gençliğine ilmi Türklük maka. sanki iik defa şimdi okuyormuşum gibi ye. (lelerile, şilrlerile ve bunların Üstünde temiz niden bir heyecana kapılıyorum. Bilhassa şu lekesiz ve yüksek hayatı ile bir model olan beyit nasıl hepinize enerji, Iman ve türkçü. Ziya Gökelpın hatırası otratında ne kadar ilik kaynağı olmuştu; yazsak, eserlerini ve hayatını ne kadar coş. Vatan ne Türkiyedir Türklere ne Türkistan, Vatan büyük ve mücbbed bir ülkedir. Turan Fakat Ziya Gökalpın edebi faaliyeti yal- nız bu manzumeden mi ibaret? eKzu Bi. mas yı baştan sonuna kağar dolduran bütün destan ve efsaneler, muhakkak ki Türk şik rine hece vezni kanalından en samimi sesler, tarihi vecidler ve milli ürpörişler getrimiştir. Hattâ fik okunuşta bir çocuk masalı tonu ile #itreyen sAluyeyik» şirine bile o zamana kadar duyulmamış ne tatlı bir nağme vardır: İ Küçüktüm, ufacıktım, Gördüm yerde bir erik, İ Bu tonla başlayıp devam eden şiiri ilk in. tişarında bir kere okuyup ta sarsılmayan ve bu esrarh Türk masalı abengine bütün ruhi» İle kapılmayan hangi genç şair vardır? Bütün bunlar yirmi beş yıl evvele ald batı. ralar ve tesirler... Fakat Ziya Gökalpın te. siri yalnız harikulâde coşkun bir Türk şairi ilkamı ile yarattığı bu menzumelerin içinde de kalmıyordu. Durkhaym'ın içtima! nazari. yele; pek büyük bir vukuf ve kudretle türkçülük cereyanına mesned yaparken, hiç İ şüphesiz o zamana kadar yapılmış olan bü- tün mi adaplelerin en güzelini ve en mü. kemmelim ortaya koymuş oluyordu. Bu ci- betten, «Yeni Mecmua» da yazdığı çok nefis makale şerlerinin bugün bir cilâ halinde toplanmamış olmasını esefle duyanlar ara- sinda ben de varım. Gönül, bütün o yazla- rın ve üstadın eski harflerle kitab şeklinde basılmış bir iki eserinin tekrar bastırılmasını bundan dolayı özlüyor. Bu özleyişte hepimiz haklıyızdır. Sonra «Yeni Hayat isimli di. daktik şiirlerini de unutmamalıyız. Vakâ o değildirler, «Kimi Emu» daki yüksek güri vecise halinde ezberlenecek mısraları vardır ki, düşündürücü şiire her zaman en güzel model olarak ortaya okonulabilirler,. Ziya Gökalp o manrumelerile, «Yeni Mecmua» da- ki uzun makalelerinden bir kısmının hülâ- sasını, özünü gençliğe bediye etmiştir. Me. selâ şu fikir gibi: Ferâ yok, cemiyet var, Bonra «Kadın., «Dins, «Alle. ve daha bu. nun gibi isimlerinden mevzuları kavranabi. Jecek diğer manzumeler de az mi fikir ve iman membadır? Türkçülüğü sistematik bir şeklide bir İlim olarak tedvin eden Ziya Gökalp, başka hiçbir satır yazmamış olsa idi de yalnız o iki elldi, «Kimi Elmas ile «Yeni Hayat» 1 neşretmiş bulunsa idi, gene her za- man hürmetle anılacak bir isim bırakmış o lurda. Burada, merhumun büyük tevazınn. dan dâ bir Iki satırla bahsetmek İsterim. O, kendisini hiçbir vekit yüksek bir şair gibi tanıtmak istememiş, şiirlerini yalnız Türk. lüğün şanlı marisini yâdetimek için diğer mensur yazıları gibi bir vasıta olarak kul- andığını ihsas etmişti, Halbuki, çKizıl El ma» yı terkib eden parçalarm herhangi bi. rini bugün de okusanız tesirlerinden siyrila. mazsınız. Lirizm o kadar kuvvetli, hayal o kadar renkli ve derin, duygu o kadar sami- midir. Hiçbir Türk şairi, destanlar devrinin sesini bu Kadar kudret ve heyecunla yeniden yaratamamıştır. Ziya Gökalp bunun için ge. lecek nesillere de bugünküler gibi en yüksek milli edebiyatın zevkini, sesini, havasını, ko. kusunu getireeeklir. Demek olayor ki eseri dünün çerçevesinde kalmıyor, bugünü ay. dınlatıyor ve yarını utanıyor. Dedo Kor- manzumeler dirizm ittbarile bir kiymesi baliz| yeten ve ahenkten mahrumdurlar, .ancak| kunlukla ansak gene azdır. Namık Kemâl gibi, onun da ismi, Türk uluları içinde ebe- diyen yaşayacaktır. Yaşayacak ve milli iman telkin edecek... İşte Ziya Gökalpın ilim ve san'at sahasın. da yaptığı bibasa budur. Büyük Alim, Türklüğün (islâmiyetten o evvelki dinler etrafında tetkikler yaparken, bilhassa Şamanizm üstünde durmuş, Gök Tanrısı ve | Yer 'Tanrın hakkımda bugün de ebemmiye. #ini muhafaza eden hakikatler ortaya çıkar. İmiştı, Biakalemi, Gök Tanrıdan ona gutran- lar dileyerek bitirmek isterim. Pakat kendisi de, etrafınön yarattığı milli iman ile bizlere! Sir Tanrı ilhamı getirmedi mi? Yer Tanrıst o müydu yoksa?... Halid Fahri Ozansoy Bir nahiyeye 22 odalı bir mekteb yaptıran hamiyetli bir vatandaş Antalya (Husu- si) — Antalyanın Kaş kazasına beğ - lı Kalkan nahiye »« si tüccarlarındar Mustafa Kocakaya on beş bin lira sar- file yirmi iki oda - lı ve iki katlı muh teşem bir ilk okul binası yaptıraral masrife hediye et- miştir. İki senede vilâyet dahilindeki emsalinden çok da ha güzel ve daha elverişli olarak va pılmış, en ufak t&- ferrüalı bile naza- Mustafa Kocakaya rı İlibara &lınmış mutlak tertibatı ve elli beş ton su istiab edecek bü - yük bir su deposu dahi ilâveo- lunmuştur. O Birinciteşrinin ilk haf- tasında küşad resmi çok güzel olmuştur. Mustafa Kocakaya süslü bir tabak için - deki makası kaza kaymakamı Fikri Kut- tana uzalarak şöyle demiştir. «Mesâim neticesi memleketimde servet sahibi ol » dum ve üzerime düşen borcumu yapma - ğa çalıştım. Kültüre muhtaç vatan yay » rularına istikbal temin edecek bu binâyı memleketime hediye ve Cümhuriyet büs /kümeti. hamına onun mümessili olan za- tıâlilerine #manet ediyorum» Kaymakam Fikri Kuttan da valimiz Fuad Baturayın mümessili sıfatile küşad resmine geldiğini söyliyerek makası al - mış ve bu hamiyetli vatandaşa teşekkür etmiş, yaptığı eserin ehemmiyetini te - bariz ettiren bir nutuktan sonra korde - layı kesmiş ve bina dahili davetliler ve ziyaretcilerle beraber gezilmiştir. Köy - lüler davul zurnalarla milli oyunlar oy -

Bu sayıdan diğer sayfalar: