25 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

25 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 İkincikânm CSİNEMA | (Stanley) maceraları filme çekildi Bundan 70 sene evvel bu maceralar bütün dünyanın alâkasını celbeden belli başlı mevzulardan biri Amerikan sinema- Sılığı yeniden büyük ir eser vücude getir- Miştir. Öyle bir eser i mevzuu aylarca bütün dünyayı işgal eylemiştir. Bundan yetmiş ses Be kadar evvel, başta İngiliz ve Amerikan matbuatı olmak ü- Zere, bütün dünya gazeteleri - günlerce, haftalarca © Stanley Ve o Livingstone'den bahsedip © durdular, bu mevzu aylarca, hatta senelerce mec | Mualârı işgal etti. Kütübhanelerinde *ski İngiliz, Ameri- kan, Alman mecmus- ları bulunan okuyu- Cularımız bu vak'aya Filmde dair mecmualarda in ) tişar etmiş olan yazıları bulabilirler. Bu vak'ayı kısaca anlatalım: Misyoner, doktor Livingstone Afrikanın henüz keş-! İedilmemiş mıntakalarında kaybolmuş, dört sene ondan hiçbir haber alınama- Muştı. Nihâyet New York Herald gazete- #inin muhabiri Stanley misyoner ok Vingatone'u 10 Teşrinisani 1871 tarihinde “Ucici, mıntakasında bulmuştu. İşte Amerikan sinemacılığı bu hiç lenmemiş vak'ayı ortaya çıkardı ve On- dan büyük ve herkesin takdir ve alâks- mını celbedeteği muhakkak olan bir film Yaptı, Çok canlı, çok cazib ve sürükleyici bir Foman kadar kuvvetli olen bu tarihi Yak'ayı teşkil eden hâdiseyi Son Posta okuyucularına anlatacağız. İlkönce Stanleyden bahsedelim: Stanley 29 Haziran 1841 tarihinde İn- Bilterede Galles mıntakasında Denbighte yaya gelmiştir. O vakit ismi John lands idi, Doğduğundan iki sene #ohra pederini kaybeylemiş olan küçük John, bakılmak üzere annesi tarafından Yük babasına teslim edilmiş, çocu tu banal az sonra büyük baba dâ Velat eylemişti. Validesi onu büyütecek, ©na bakacak vaziyette bulunmadığından fevkalâde hasis insanlar olsn dayılarına bıraktı. Dayıları da çocuğu Saint Asaph adındaki yetimhaneye ver” diler. O vakit altı yaşımda olan küçük Yalnun orada dokuz sene kalması mukar- Terdi. Bu yetimhanede disiplin kırbaç ile enin edildiği gibi, yiyecekleri de yer&- Sek bir halde değildi. Burada çocuklara Allah sevgisi kırbaç- ” Anlanıyordu!.. bu tahsil tarzı John Rowlandsın Üzerinde büyük bir iz bırakmıştır. 5 ie len John Rowlanı Va hay man lamine Sai tan firara muvaffak oldu. Bütün pilesi otradını yegân yegân dolaştı, hiç birisi tarafından kabul edilmedi. Nihayet | Nouvelle Orleans denilen çok uzak şehre| ye Yapan bir yelkenli yolcu gemisine pmarak yamağı olarak yazıldı. Yolculuk rtinalı havada geçmişti. Üstelik vapur- eki hayat yetimhanedeki hayat tarzına o çıkartıyordu. Jabn tamamile sıskö- —— idi. Mizstasipi kıyılarına yard vi duracal değilgi, ıyıflıktan ayakta Orada pamuk taciri olan Henry Stan- pa tesadüf eyledi, Tüccar onu himayesi | gette ha OrĞU. Yata kavuşmuş bulunuy Önceleri ayda 25, sonra da 30 dolar ali- Yatacak temiz bir yeri vardı. Bu- en hareketli rolü yapan Amerikan san'atkârı Spencer Tracy çocuğile al yy i N İtina aldı. John yeniden ve hakiki bir m e Siner bike ili BON POSTA ile (Livingston) un di Bu misyoner de C İngiliz idi 19 Mart| , 1413 tarihinde dün- Yaya gelmişti. Küçük yaşında iken hiç din- “ar değildi ve din iş- Jeri ile alay ederdi. Bu yüzden başına binbir vak'a gelmişti. Hemi bir dokuma fabrikasında işçilik Yapar, bem tahsiline devam edirdi, Hatta! tahsilini (o üniversite Gerecesine çikartma- ğa muvaffak olmuş- tu, 22 yaşında doktor- Rıdvan Sadullah suallerile — Kendisine o gece zabıtaya ve o ka - Daldan mâtbuata oaksetmesi obenim için tehlikeli olan bir meşguliyetim bu - lunduğunu söyledim. — Bu meşguliyet ne idi? — Kolay para kazanmak hırsına mağ- lüb olarak bazı arkadaşlarla gizli bir ku- marhanenin lesisi ve işletme masarifine iştirak ettiğimi, fakat bilâhare bu işe gir- diğime pişman olduğumu söyledim. O ge- ce hesabları tasfiye edeceğimizi ve be - luk ünvanını almağa | nim şirketten ayrılacağımı bildirdim. muvallak oldu O! Ne güzel yalanlar uyduruyorsunuz, vakit hayatının Eİ-İ delikanlı! dişatını değiştirmeğe © Rıdvan Sudul'ah suallerile Necdeti &- karar verdi ve Lon-| dota çember içine almıştı. Fakat deli - a drada bulunan misyo-| kanlı o kadar tabii idi, suallere o kadar - bir arada > merler heyetine 3Tzı| eri ve o mukni eevablar veriyordu ki rada çok temiz, çok iyi kalbli insanlara hizmet eyledi. Misyonerler onu Cenubj bunlarda samimi olmadığından şüphe e - rasgelmiş idi. Arasıra onların evine gidi-| Afrikaya göndermişlerdi. Orada evlendi; dilemezdi. Yalnız bir aralık bir ter dam- yordu; sonradan bu evde ikamete başladı. | evvelâ Mabotsa'da, sonra da, Colobeng'de| Jasının sağ şakağından süzülerek çenesi- Çocuk Benry Starleye karşı o kadar)|dini vazifelerini görmeğe başladı. İş yal-İne doğru yuvarlandığını gördüm. Çekti- ısınmış idi ki artık ona «baba» diye hitab ınız dini vazife görmekle kalmıyordu. | ği sıkıntıyı avı belli eden yegâne 8- di y yı ve ezayı belli eden yegâne a eylemeğe başlamıştı. Adam da onu çok | Misyoner olan adam oralarda kendi evi-İ âmet bu oldu. seviyordu. Stanley çocuğu kanuni bir su-|ni kendisi inşa edecek, sebzesini yetişti-) “Rıdvan Sadullah devam etti: rette evlâdlık edinmeğe hazırlanırken «Se | recek, hayvanlarını teksir edecek, vahşi-İ O — Nişanlınız Neclâ Hanıma kumarha- cassion» harbi tütmeğe başladı. O sırada)leri hıristiyan dinine sevkedecekti. nede bulunduğunuzu söylediniz. Halbuki La Havane'a seyahat etmek için yola) Karısı hem çocuklarına bakıyor, hem| hakikatte metresinizle Yeşilköyde idiniz. çıkmış olan bu iyi yürekli tüccar, yolda |mum, sabun gibi zaruri şeyleri bizzat| Raif Beyi öldürdükten sonra avdet etti » vefat etti. P imal eyliyordu. niz. Neclâ Hanımla daha evvelden bir John Rowlands gene kimsesiz, hamisizi (Yeni yeni kıt'alar keşfeylemek sevda-| yerde buluşmayı (o karârlaşlırmıştınız. ortada kalmış idi. Nihayet hastabakıcılı-isına düşen Livingstone tamami'le serbest | Metresini?! savdınız, Neclâ Hanımla bu- ğa yazılmış. O tarihte ortalığı kasıp ka- kalmak için karısı ve çocuklarını İngilte-| tuştumuz ve Leylâ Hanımı alarak bara vuran sari hummaya azimle göğüs ger-İreye gönderdi ve Afrikayı dolaşmağa ko- gittiniz. Orada karanlıktan o bilistifade mişti. yuldu. Leylâ Hanımı meyva bıçağı ile vurmağa John Rowrlands edindiği arkadaşların-| o Zambeze nehrinin kıyılarını takib e-| kalkıştınız. Bütün bunlar böyle oldu de- dan syrılmamak için «Sudistem kıt alara derek Tamenbege kadar çıktı. Bu nehrin gil mi? gönüllü yazıldı ve bir harbde Nordistes-! muazzam şelâlelerini meydana çıkardı.) — Evet, böyle oldu. ler onu esir ettiler. Çok feci sıhhi şerait! Moreo ve Ngami göllerini de buldu. A£| — Peki Necdet Bey, nasıl oldu da mey- altında bulunan üsera kampında kapanıp rikayı ili defa baştanbaşa dolaştı. va bıçağının üzerinde parmak izlerinizin kalmaktan ise, kendisini esir etmiş olani 1856 senesinde İngiltereye avdet etti, kalacağını düşünmediniz. Bıçağın sapını Nordisteslere gönüllü yazıldı. ” Orada az kaldı ve tekrar sevgili Afrika- | bir peçele ile tutamaz mı idiniz? Cinayet- Hayatımın cilvesi bu... Eline silâh al-|sına döndü, Bir daha İngiltereye dönme- |lerinizin tertib ve icrasında gösterdiğiniz madan müthiş bir dizanteriye yakalandı İmeği tasarlamıştı. Afrikada hiç balta) zekânin derecesi ile bu ihmal arasında ve bir hastaneye nak'edildi. Güç hâl ile| görmemiş yerleri keşfe koyuldu. Gönler-| nisbet var mi? kurtuldu. Hastanede iyi bakılmadığından ce, haftalarca dolaştı. Nihayet İamamile| — Hata ettim. Bilmelisiniz ki zabıta kaçtı ve bir çiftçi tarafından tarlada bi-| kayboldu. Onu aramayan kalmadı. Bir) tarihinde (mükemmel cinayet) yoktur. tab olarak bulundu. Tekrar bir vapura | ürlü bulunamadı. Dört sene devamı €den | Her cani ne kadar zeki olursa olsun mut- Yazan: CEVAD FEHMİ Necdeti adetâ çember içine almıştı — Bendim, — Yalan söylüyorsunuz. Hem ds teh- likeli bir yalan... Leylâ Hanım takma sa rı saçlar altında bulunsanız bile sizi nâsıl olur da tanımaz... Bu sarı saçlı adam kimdi? Delikanlı bir dakika düşündü. Sonra ca vab vermekte âcele etti: — Haklısınız. Size her şeyi olduğu gibi söylemeliyim. Bu adam Vafidis idi. Rıdvan Sadullah bu beklemediği ce » vab karşısında irkilir gibi oldu. Keskin bakışları birkaç saniye delikanlının göz“ lerinde israrla tevakkuf ettil — Yani Vefidisin de ortağınız oldu - Bunu mu söylemek istiyorsunuz? Hani sia cürüm şeriklerinizi ele vermezdiniz. Va- fidisi neye ele veriyorsunuz? Delikanlı bu suali sükütla karşıladı. Ridvan Sadullah devam etti: — Vafidisi nasıl oldu da işlerinize ka « rıştırdınız? — Onun bu işlerde hiç bir dahli yok» tur. — Ne demek istediğinizi anlıyama « dık. Suçu olmadan nasıl Portekizli mü « hendis rolünü oynar ve Leylâ Hanımı teh dide kalkar? — Bunu kendisinden ben rica ettim, — Ne sebeble? — Mavi elmas hikâyesine inanmış gö- ründüm ve böyle bir elmasın mevcudi « yetine kendi müşahedelerimi ileri süre - rek onu da inandırdım. «(Portekizli nü - hendis) bu elması ele geçirmeden biz ge « çirelim» dedim. Leylâ Hanım Vafidisi tax nımıyordu. Pdklâ kendisini Portekizli mühendis sanabilirdi. Ondan mavi elma »; sın yerini öğrenebileceğimizi ve Porte - kizli mübendisten evvel bu meşhur mü- cevheri ele geçireceğimizi söyledim. Va- fidis kandı ve (Vasko dö Goma) rolünü oynadı, : Necdet cevabını bitirince Rıdvan Sa- dullah ayağa kalkarak serkomiserin ya - nma gitti, eğildi ve kulağına bir şeyler söyledi. Serkomiser derhal yerinden fır- adı ve dışarı çıktı. O avdet edinciye ka- tayfa olarak yazıldı. |bu gaybubeti cesur adamların ümidleri- |laka bir noktada sürçer, Vapur İspanya sahilleri hizasında bat-|ni bir türlü kırmadı. — Verdiğiniz derse teşekkür ederiz.) tı, yüzerek karaya çıktı. Bir müddet son-| 10 Teşrinisani 1071 senesinde Stanley |Biz işimize devam edelim. Yeşilköydeki! m Amerikaya avdet eyledi. Bu sefer A-| onu bulmağa muvaftsk oldu. köşkten ayrilirken yere bir mektub at - rikan harb bahriyesine yazıldı. Ame-| 30 Nisan 1673 tarihinde Livingstone| tınız. Bunda (Vasko dö Goma) isimli bir ver kuvvetleri tarafından Fort Fisher) vefat etti. Onun sadık hizmetkârları , imali Caroline'e karşı yapılan sefer-| bulunan zenciler nâşını mumyalaştırdı- da 2 irak ey'edi. Jar ve sahile kadar götürdüler, Orada va-| — Zabıtayı şaşırtmak için! e yada müktesibatı arttı, pur ile İngiltereye nakledildi ve İngilte-| — Şu halde mavi elmas hikâyesi uy - Buy id renin en büyük kilisesi olan Westmins-|durma olduğu gibi (Vasko dö Goma) Me ge terin mahalli mahsusuna defnedildi. isimli bir adam da yok, öyle mi? Vr Aradan az bir müddet geçmişti. İngil-) — Tabii yok! şistane, Giride, terenin tanınmış alimleri, atari — Peki biz bu adamı LAYM Hann zi” ri delim ki bu seyahatlere | coğrafyacıları Stanleyi yalancılıkla itham | yaret ettiği gece görmedik mi? simi m 1 Amerikan filosuna) ettiler, Bu hal Stanleyin pek ağırına git-| yük bir yalancı olduğunuzu anladı , Fa - başlamadan da evve Stanley ismini al-|di. Onlara bir cevab olmak üzere Afrika-|kat ayni zamanda sihirbaz olduğunucu yazıldığı vakit me ans getireceği-| ya sefere çıktı. Doğru «Zengibar» a gitti. | bilmiyorduk. Bu marifetiniz de var mı? mıştı, Bu ismin e Livingstone'un dolaşmış olduğu yerlerde| Rıdvan Sadullah isticvabın en mühim ne kani idi. tecilerinden | seferler tertib etti. Bu muınfakalardan|noktalarından birine, muammanın kör Zamanının en değerli gazel iie gayri yerlerde dahi istikşaflarda bulundu. |düğümüne temas etmişti. Mi Necdet biri olan New Gü zile ii Li-| Nil nehrinin tâ başlangıcına kadar çık./bu suale ne cevab. verecekti? Hepimiz Gordon Bennett, ğe ılma keyfiyeti| ti. Gölün ismini Victoria koydu. Oradan | tekmil kulak e yeğ ti viugstone'un Afrikada kaybol yordu. Dok-| Tanganikaya gitti. Cangoya geçti. Doğrusu bunu ye e iç bi ile yakından pm vurmak.) Çok dolaştı, çok gerdi, Harikulâde ma- yin kk Bim bulmak işin > yaşadı, İki sene sonra gayesine u-|bu iv AAA ei kalmıyan bu yi m in y ia terileri susmağa mecbur etti. itiraflarına ligi e e katil radan hig çekinmedi e ba Stan-| Belçika kral» Leopold onu himayeşi olduğundan HP e eee ken tertib eyledi ve bü hey alına aldı. Belçika Alrikasi hakkında o-| Ridvan Gadullah muslini bir başka pe — altında |munlu görüşmeler yaptı. İstifadeler temin k 2 silim Tap anil gi iz gördüğümüz sarı saçlı adam kimdi? mavi elmas hikâyesini niçin uydurdunuz? tanıdık- seneleri arasında Habe- Mısıra, İspanyaya sey&- a YA n (Devamı 11 inci soyfada) mütevecc Afrikaya b sesli 4 dar isticvaba da fasıla verildi. Bitişik odadan akseden gürültü ve ses- lerden cinayet masası şefinin bir yere te- lefon ettiğini anladım. Fakat burasının kahraman yaratıyordunuz. Bu adamı ve| neresi olduğunu ve ne konuştuğunu öğ-| renmek mümkün olamadı. Yalnız telefon kapanacağına yakın serkomisesin «emüm- kün olan süratle getiriniz!» emrini ver « diğini duyabildim. Beş dakika sonra Osman Bey tekrar içeri girdi ve Rıdvan Sadullah suallerine devam etti: — Pet Necdet Bey hem Vafidisin gi- ze bu işde cürüm şerikliği ettiğin. söy « Jüyorsunuz, hem de kehribar ağızlıkla ay» ni günün ayni saatinde onu katil diye ortaya sürmiye kalkışıyorsunuz. Yoksa kehribar ağızlığı bizim bulduğumuz ye - re siz koymadınız mı? — Ben koydum. — Bu işi niçin yaptınız? — Meseleyi büsbütün karıştırmak için. — Peki Vaftdisin sizi ele vereceğin den, ona (Vasko dö Goma) rolünü oynat tığınızı o söyliyeceğinden O korkmadım! mı? Hem bu size iyilik yapan adamı P© lise teslim etmek, kahpeliğe tenezzül eb par Dikkat! Roman burada bitmedi. Arkası 1 inci sayfadadır! <a

Bu sayıdan diğer sayfalar: