9 Mart 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

9 Mart 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| > d l k m E mlâ ve sarf meselesi © Üryan Mar ve tame SON POSTA 21 i Türk (A,B, O sinin sakat çocukları: B, C, Onlara denilmiş ki: “Siz falan ve p, ç, t olacaksınız,, ve bu emri alalıdanberi onlarda şaşırarak bazan emrin |suvuklara tahsis olunur. Bu bana lân takdirlerde b, c, d olmıyacaksınız, hilâfında sesler vermiye, bazanda emre göre davranmıya başlıyarak ? : i 3. “e R Türk a, b, c sinir şu b, e, d harfleri o çsakat çocuklarıdır. Esasen hilketleri pek — Ögağlam olan bu çocuklar nasılsa bizim o bususi bir görüşümüze güre koşsunlar, » Otursun'ar, yürüsürler diye bir terbiye al 'wssulüne mahküm tululmuşler ve bunun © meticesile ma'lâl bir hale gelmişlerdir. © Onlara, denilmiş ki siz filân ve filân tak- dirlerde b, e, d olmayacaksınız, p,Ş, © olacaksınız ve bu emri als'ıdanberi on- lar da şaşırarak bazan emrin hulâfında sesler vermeğe, bazalı da emre göre dav- O ranmağa başlıyarak oldukça karışık bir vaziyette kalmışlar. © Bunları birer birer gözden geçirelim: * Kim bilir masıl bir telâfiuz iltibasın- dan ileri gelen kulağa âid bir yanlışlıkla 'b harfi p ye kalbolunucak imiş. Meselâ: “cevab yerine cevap, kitab yerime kitâp, — hübub yerine hübup yazılacak ve böyle “yazıldıkları için öyle telâlfuz edilmeğe — çalışılacak demek oluğor. Bu çeşid keli- — melerin arasında ismihas'ar da var; Ha- bib, Lebib, Muhib vesuire kabilinden. Esasen arabca olan bu kelimeleri biz bu “o gekilde yazarak vüzedilmiş olan kaleye tebaiyet ederken Mısırda, Irakta, Suri- yede, Arab evlâdı kendi isimlerini şu yu- karıda görülen imlâ ile yazdıklarından biz onlara messlâ bir mektub göndere“ “cek olsak isimlerini ip, Lebip, Mu- hip diye yazacağız ve imlâ» bilmemek töhmeti altındu kalacağız. Türkçe kelimelerde b hartinin p okun- ması icab ederse ve bunda da hakiki bir üzüm görülürse eskiden b ile yazılan sesi p ile ifadede muhtlarız, hattâ bunda “belki bir lüzüm da vardır. Bu kabilden olarak olub, gelib, durub gib: eski yaz” “da b ile biten kelimelerde hiç şüpte yok ki sesi b değil p dir. Ve bunları olup, ge- lip, durup yazmak doğru olur, nitekim öyle yspıyoruz. Buna hiç itiruz oluna- “maz, bilâkis!. Fakat arabca kelimelerin “asıl imlâsını tağyire ka'kışmakta ne bir “ sebeb vardır, he bir hak... Dehebilir ki: «Pekâlâ! Fakat bugün mektebierde Türk çocuğu hangi kelime arabeadır, hangi kelime türkçedir, bil “mez ki ona göre lefrik etsin de imlâsını © suretle yazsın.» Bunun bir akabe i vardır ki tahsilde az çok ilerlemiş olmağa lüzum kalmadan hattâ ilk mek- ebde henüz yazıya baş'amış bir küçük ucuğun bile idrakine sığacak kadar Sa- » Çocuğa deriz ki:-Crvab 'kelimesi- nin sonundaki harfi p ile yarmak sure © tile bir telâffuz betasına kapılıp bir im- Sİâ yanlışı yapmamalısın, Bu kelimenin sonunu barekelemek için meselâ mef'u- © Kürbih, yahud, mef'ulünileyh suretlerine müracaat etmek. Eğer bunların da ne “demek olduklarına vâkıf değilsen, sade- “ee b harfini harckele meselâ «Ahme- in cevabı, dersin ve görürsün ki b, p de- 'ğil b dir. b harfi için böyle. C ye gelince: Meselâ türkçede sari ce yi bir ölarak kabul etmiştir ve bunu türkce, İansızca gibi kelimelerde olduğu (gibi zölee, yavaşça, pekce, serteç kabilin- kelimelerde öylece ku'larmıştır. Bu dir ve hiçbir zaman çe değildir. Bu- mâfbuatta yazıları İntişer eden mu- bile kâlemlerinin ucuna nasıl se bunu çe yahud çe şeklinde kulla. nip gitmektedirler, onlar böyle yaparsa artık mekteb çocukları ne yaparlar, bik © C nin belki ç olarak yazılmasına aksi iddia edilmiyecek kadar lüzum olan yer: ler vardır. Bunu da takdir etmek için yu- da b harfi için gösterilen mürakabe “usulüne müracaat etmek icab eder, Faz- la uzatmamak için tek bir misal zikre- imz p oldukça karışık bir vaziyette kalmışlardır meme YAZAN vw Halid Ziya Uşaklıgil | rmaasassesa sanız vvn9a00 00000 v0000000000000001 5000000 000083 s008 ere Güc ve göç kelimeleri. «Gücüme git-/ki bir rösonnance hâdisesile kulakta d ,ti, gitdi: deriz, şu halde e, c dir. «O ewlsesi bir t vekmini uyandırabilir. Vukıü ;den bu eve göçe, göçe geldik» deriz, şu|ben hiçbir zaman Helit, Bülent deme- balde e değil ç dir. dim, hattâ garibdir ki #ransızcayı iyi bi- ag mağ gi FTP 2 HALİ Sone | i Yazan: Berlindeki son ingiliz Elçisi Nevil Henderson Tarih (939 Eylül'ünde işlenen günahın büyük bir kısmını Ribentropa yükleyecektir 30 Nisan 1937 de Berline geldim, | ei Mayıs Almanyada en büyük amele gü- nü olarak tes'id edilir ve daha fazla Fitleri görmeği, ve onun şahsan kö - nuşmasını dinlemeği temin etti. Hitleri ilk defa nasıl dinledim? Henüz itimadnamemi takdim eime- miş olduğum için, o gün tamsmile res- mi sifattan ari olarak evvelâ Alman ©- pera binasına, sonra da Lustgarten'e İ gittira. Opera binasında Dr. Göbbeli ko - nuşmustu. Mevzu. san'at ve edebiyat jı. Ve şunu teslim ve kabul etmeliyi ki, Dr. Göbbels'in hitabet tarzının ta- Bu misal kâfidir zannediyorum. Daha müşkül olan iş d harfinin mu Kadderatıdır: Burun en bariz misali meşhur dir, dır ve tir, tır hikâyesidir. Eskiden edatı haber denilen bu lâhika ker vakit ve her takdirde dir yahud dır dır, & nin £ ye te- lâffuz benzerliğinden aldanarak bazı tak- dirlerde bü d nin t olduğuna karaat e- denler oldu, aksine kesil olanlar - ki ben de onların arasında bulunuyorum - bu kanaatin bir teMffuz müşabehetinden i- leri geldiğine ve türkçeyi temiz könü- şanların hiçbir zaman meselâ kalmıştır demiyerek kalmışdır dediklerine inan- dılar, Bu temiz telâffuz meselesine gelince: Meselâ fransızcayı ele alalım. Fransa- nın her tarafında bu lisan türlü muhte- Yif şekillerde telâffur olunur, fakat en temiz konuşan halk Parisin münevver sınıfı diye farzo'unsa Hsanın en iyi telâf- fuzumum da son derece dikkat ve itina ile muhafazasına çalışan müesseseler vardır; Censervatoire, Acadömie, The- len ve doğru söyliyen bütün tanıdıklarım Si aksına ve aşıfı derecede tatlı sesine dao lisana aid kelimelerin sonuna lesa- |. ilini düf eden d leri nasil telâtluz ederlerse Meranna siyaset karışmadığı izin, KO. bu isimlerde ve mümesillerinde clan Ğ'nuşması her zamanki propagandacı Çağla- leri asla t ye kalbetmeden dikka: gösterirler. Beyaz bir billür parçasının yanına, meselâ kırmızı yahud mavi bir billâr konulunca bunların rengi nasıl beyaza hafif bir surette İn'ikâs ederse t sesinin de de ye tecavüzünü tabil bir hâdise ola- rak telâkki etmek lâzım gelir, fakat hü- İdolanlardan. iin şeytaneilerinden ve ze - 'hirlerden uzaktı. li tıklım kümelenmiş olan hulku hitab €- den Mütlerin birsat kendisi idi, Hitleri. nutkunda, kendi tabirle köhne, mütelessih -demokrasilere, basa O ZR - i manlar bermutad, aleyhinde müthiş bir mat iri bunları ayırd etmektedir, Bu da te- ize milli erme ihr ier lâffazun fesahatine ve nezahetine dik- Çe, şneitici iması vardı. Fakat bu imalar, kat eden erbabı lisana aid bir vazifedir.' heyeti umumiyesi iliberile daha ziyade Rus. Eğer bu d ve t meselesinde iş yalnız yadeki yahudi nüfusuna kara tevcih edil - bir telâffuz hatasından baret me e ai AN mile i itler, Almayiyadan rket bunda fanta tevakkufa lüzum İeaimözdu |, aegea ii, gihrime takıldı, kaldı. Cümle demiştim. Bunu gene tekrar edeceğim. İşu if: «Hiç kimse, kendi mukasdaratından Ha'buki bu yanlışlık saria da tecavüz kaçamaz. Manssi de, Alman balının ediyor ve dünyanın hiçbir lisanında gö-|der milletlerden kendisini lamamila müsta- rülmiyen bir intizam ve siyaka omülik £ü “lmak, ve icab ederse daha fazın hayal olan Türk #llerinin. tasrifinde karıyıli o2at Çübeneenni) aldi sinek iin Şi telâffuzda | yışlarının tabii veçheleri olan, yalanlardan, Lurtgurleti'de muntazam ve organize ta. işezküller halinde o günde aralanan ve ilk, ,Avrupasında barbelmek için bütün güçlük.' bir tesir icra ediyor. İşte bir misal: Türkçede mazi'i mu'ayyen (bunun ye-| İleri iztikam etmesi lâzım geliyor, demek Bununla beraber ben © zamanlar, bilği iğ >. Fon Noyrat ve Hitler nü reslim. Oo Bundan dolayı da Hitler ssla münfall olmuş görünmedi. İntibâim şu idi ki, onun heyecanlı coyuş. ları, kendiliğinden değildi. O, kasden kendi- ani böyle bir duruma bazıriiyordu. * Mareşal Blomberg ve feda edilişi Bir büyük elçi veya elçinin itimadname » sini sayin öylediği devletin, relsine verme den evvel, yalnız o:devlein memurlarına kağ şı değil, ayni zamanda onlarla bir alâkas) olmaması farzedilebilecek siyasi arkadaşla. rına karsı da reami sıfatı yoktur, Maamalih ben, Hitler tarsfından İneliş Kralının (o aç giyme merasiniİnde &miral Şulzo ve general Stunmpf ile birlikie Lou * dradu Almanyayı temsil etmeğe zeçiler. ms. reşal Blombergin meselesinde resmi S» söylenen süzlerden ziyade, Hitlerin şahsi, İretler işinde İstisani bir muamelz gördüm. âtre français, Stanislar mektebi, Laza-İyi tâbiri geçmiş olacak galibal dem, di riete Tahibelerile Dames de Sion rahibe «İdi, dik, diniz, diler, dir. Türkçele ma: ve Füllerin pslzolojisi ile alâkadardım. Zt-!Mareşalı harbiye mesaretinde ölyaret ettim, erin sesini haşin buldum. Hoşuma gilme -lonu ve murahhas arkadaşlarını, İogütereyâ di Fakat onda hitabet san'iti Us Örülmüş) harekat etmeden evvel bir öğle yemeğine ça. haline itina elmek hattâ bir dini vecibe- dir, Garibdir ki pek hayraver olan lisan ve yazı inkılâbından sonra biz bunun hi- lâfına hareketi o inkul&bin bir tabii zeyli Bükmürde telâkki ettik, Fransızcadan bahsettim: Meselâ bu Hi- sanda 6, â, &, ei, ai, ae hep bizde e hük- mündedir, fakat fransızcada her birinin kendine mahsus pek küçük farklarla ay- rdıkları vardır. İşte bugün pek fasih ko- nuşan bir Fransızın lisanında bu farklar gözetilir ve ne kadar lisan iyi bilirse bilsin bir yabancı bu farklara temamile riavet edemediğinden onun yabancılığı- na dikkat etmekte gecikilmez. Bunu bir konuşma Jisanı olan İstanbulun telâffuz. sakatlarını işaret etmeğe lüzum yoktur, elbette. d nin istihalesine avdet edeyim; , Eğer d'nin tarzında yazılması yalniz bir telâffaz yanlışlığından ibaret olsaydı bunda belki fazla tevekküfa Kizum kal- mazdı. d ile t biribirine o kadar yakındır peri İ Ür gün Ankara Halkevinde İLA apmuştur. Ri lerinin talim müessereleri bu kabilden- | darın cevheri değişmediğinden cevhere meyize dir. Dünyanın her tarafında lisarır fcs5- bu Jâhikaları ilâve edince mazi vücude da söylediklerini sevkle diler gibi İdi. ! gelmiş olur. gelmek, masdarından geldi İh... doğar. Fakat gelmek yerine gitmek alınınca iş değişecek, Mademki git cevherinin sonunda t İvardır, onun tesiri altında mâzi lâhikasi- İnn d si te olacak, deniliyor, gittim, git- ilh... Görülüyor ki bir telâffuz yanlışıığı o güzel Türk fiilinde bir arıza vücüde ge- tirmiş oluyor; ve bünun için sarf yapa- bilmek işini türlü zorluklara boğuyor. Ha'buki gittim ve emsalinde t nin dye tasallât etmek kuvvetinde olmadığına kanaat hâsıl etmek için meselâ şu keli- İmede cevheri lâhikadan ayırarak telâ£- misal olarak kaydettim. Bugün en lemiz fuz etmek küfidir. Farzedilsin ki o keli-| verebilmek mevhibasi vardı, ve halk Buna Trağınen, o Kün güzel bir gündü, Ku- iasalığın, burada böyle ayakta durup, di . siplirli, sardalye balıkları gibi istitlenerek, İoldukça sık sk ve karl, vazih miktarda din- lemiş oldukları bu çeşid. nutukları dini» - imeklense, buşke yerde gönül eğlendirmeği İtercih edecekleri hissi geldi bara, Hitlerin büyüklüğünün nerede olduğuna, ne:eden geldiğine, ne Kibi vesitalarla ken. ai büyük bir halkın mutlak deri ola . İrak kabul ettirmeğe muvaffak olduğuna, | muskkiblerinin üzerimdeki - Wenim için - gizli olan nüfvzuzun kaynağına, ve onların )da ona karşı besledikleri tam bir itaate, kö- deliğe hayret etmemek imkânsizdi. Demayojik hasletlerinden manda, Hitle » rin, kendisini ibtilâlei arkadaşlarının fev - kinde gayrizabıli inkâr bir durumda tüten ibir vasfı var İdise, o da imanı idi. Bü iman, Almanyaya, Almanya için olan Bırdım, geldiler, Ben biihissu msreşüle hayran oldum. Ma- regal 58 yaşlarında usun boyla, asker hı ve pakışıklı bir adamdı. Eski Alman urdu, sunun tipik bi; almam İdi, Almanyayı taç gizme merasiminde temali etme vazifesinde ondaz dahâ İyi bir itihab yapılamazdı. Bi. lefin Biomberge Karşı büyük dir sevgisi ol, duğu, ve mareşalın onu terkettiği bakrirde Pübrerin kendisini pencereden aşağı etaca- ğı riyayes ediliyordu, Neticede Blombtzg, Hitleri terketmedi l89 omm sızularına kargı aykırı hareketle bulundu. Bunun üzerine, kendisini pencere, den disariya alan Hitler değil, süprüntü yı. gına savrulan Rlomberg öldü, Fakat bu hâdise daha 10 ay sonra ulacak- 4, 6 zamanlar Bieber Hitlerin ibrinai ki en yakım arkağışı ve müşaviri idi, Bir ziyafette sorulan garib sual! Zavalı Biomberg!. Majeztenin selaretin. de İlk irar ettiğim Alman o idi Beni evine i | menin iki hecesini biribirinden ayırarak vazifesine ve ne yazık ki kendisine karşi, KEN! dnyeş dden Almanların ilklerinden biri 6ö ve uzakta birisine bağırarak tel yorsunuz. Tecrübe ediniz; , Gittim değil git-dim diye seslenccek- 'sibiz ve bu suretle kem doğru telâffuz İsâpceksiniz, hem de sarfın bir esas kaj- "desini halelden muhafaza edeceksiniz. f Halid Ziya Uşaklıgil yapılan milli piyangonun ikinci okeşidesinde eşimde numaraların ne suretle çekildiği görül imanı. imanı ve iradesi idi. İnsan kolu dört saat Nazi selâmı vaziyetinde nasıl durür? Bir kere, Hitleri siyah ve kahverenkli göm lekli ordusunu teftiş ederkek gördüm. Ge - gid rermi 4 saat sürdü. Ve-Tiitler bütün bu İmüddet marfında, Nazi selâm: würiyetirde kolü öne doğru uzanmış hir haide ayakta durdu, Sonra, buna nasıl tahammül ettiği, hi, muvaffak olduğunu (sordum. Cevsbr «İrade! oldu, Ve ben kendi kezdime bu £ radenin me kadarının sun bir şekilde ter. biye edildiğini sordum. » Mülâkatlarda tanıdığım Hitler Eski resmi vaziyetine güre, Hitle'le bir. çok kereler konuşmuş olması icab eden bi Alman tanıdık bir gün, bana, Pührerle yap, tığım mülâkatlarda kendisinden mevru ha, riei bir s#bz, bir kelime kopürip koparama'< dığıru sordu. Bu, tanıdığımın böyle hir ge! ye asla muvaffak olamadığını İma eden za,| rib bir mütalea idi Maamafih bes biyle bir İteeribe İle karşılaşmadım. Bitler benim söylediklerime © ehöreriyek vermemiş, veyahud da Ribdentrop gibi ben. den sonra kendisinin ne aöyliyeceğini ep günmüş olabilirdi, faka dalma dinlemeğe amade yörünür, ve tahammül ediliyedek kada; uzun sörecek butuk vermelesg kalkış mazdı, Bir keresinde şahsan kendim, ora beş ve. ya on dakika süren bir nutuk Söyledim, Ce, vabı benimkini üç misli uzunluğunda oldu, ondan sonra da, görünür sebeblerden ölü. rü muluk vermekten çekindim. Hitlerin “nutuklarımn uzun olduğuyu, ve hilâbet kudreti hakkındaki imanına kapı - larak coştuğunu sandığım ramanlar, sözü, âlfez çği- | disikln büyüklüğüne karsı gittikçe artan İ- gene o idi, Görlüg de o yemekte bulunuyordu. Ye mekten sonru v, Blomberg ve (0 zamanlar hariciye nazırı bulunan) baron fon Noyret (Neyrath! benimle konuşurlarken öçlerin « den oiri eğer hethangi bir kimse bana Nasi selâmı verip, «Heli Hitleri. dese ne yapa - cağımı #orduğunu hatırlıyorum. Örerümde ilk defa olarak karşılık yermek. te atik davzandım: — Ben, dedim, uvuç öne doğru gelmek ö, zere; parmakları kapalı olan sağ elim! kal dirir; sağ kaşımın bir pus Üzerine getucrek değdirir; topukiarnmı şaklatır ve «Rule Bri« tanmi).. Yaşasın Britanya!,. derim. dedim, Hep. güldü; maafafih tesadüfen rasisdı . &ım bir vestiyer uşağı İle Mis Unity Mit , ford'dan maada hiç kimse beni »Heli Hitlere diye selâmlamadı ve Mis Mitford; Nüsn - bergde büyük bir kalabalığın arasinda bana böyle hisnb ettiği zaman o kadar şaşttım ve opdallaştım ki «Rule Britannlas deneği unuttem ve hiçbir şey söylemedim. Hitlere itimadnamemi takdim ederken Kra! Aitıne) dorj'un Saç giyme merasınin- den bir gün evre); Hitler zarafından kabul gdlldim ve İlimadaamemi takdim e'iim Hindeuburg balonunün yanma faclası da, benim huzura Kabul edilişimden az bucuk evvel vukua gelmişti. Orsada fana fens. sul. 8 inci sayfada) «Cennetlik Günahkârlar, isimli ro- manımız bugün mündericat çoklu » ğundan konamamıştır. Özür “dileriz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: