atgas — BON POSTÂ- —— POR Yarın yapılacak Hig maçları Mühtelif vestlelerle birtaç hafta teahhüre uğramış olan ikinci devre lig maçları Bal -l kan güreşlerinin hararetli çarpışmaları a - rasında âdefa unutuldu. Bu haftanın mühim. maçlarını oyun ba . kımından Vefa - G. Saray, puvan cetveline tesir bakımından Fener - Beykoz müsaha- kaları teşkil etmektedir. 'Şeref stadında yapılacak olan Fener-Bey- koz maçı şampiyonada oldukça ehemmiyet kesbetmişstir. Birinei devrede ayni takımla berabere kalmış olan Fenerbahçe bu maç - ta da ayni noticeyi alırsa Beşiktaş lehine bir pmvan feda etmiş olacaktır. Bu takdirde son hafta yapılacak Beşiktaş . Feser ma - çında Besiktaş maHlüb dahi olka şampiyon- luğu kazanabilecettir. Fenerbahçenin mutakkak kazanmrak az - mile öYym'yacağı bu macını çetin bir karşılaş- | ma olacağı mohakkıktır. Bülkassa sıkı bir müdafan takib ettti takdirde Beykozu mağ. lüb etmet güç bir meseledir. Şeref stadımda yapılacak diğer macçda Be- şiktaşın, Hilâle karsı kolay bir galitiyet al- ması Mmuhtemeldir. Haftanm diğer mühim maçı Taksimı sta- dında G. Sarayla Vefa arasındadır. Şam , piyonluk üzerinde hiç bir rolü almamaklı| peraber bir aç teknik iki takımın zevkli bir Carpısması halinde gececektir. Gelata - sarayla £ ganar daha fazla olmakla beraher, Vef 2cik bür oyundan Ziyade, iki içi geriye Teteret müdafaasını takviye e - derse tyi Di netice $ Fenetbalçe Sadında Sileymaniye Te Top kapı, I şacakigrdir. Ftmen hemen birbürime müsa, Vi kuvyet 2PİEden dört takımıı Süsakaka | Rususfyet karşılaşmalar Siki ve hararetli gererektir. P M T.Ö ” Pazar GÖ yplacak 6lan meaçlar Taksim Stad? W - MM Bahaettin TENÖZ. YAM hakemleri: Muhtar Müeyyad Cüredin. Galataspor — Anadolu sa- at 14 Hakem: Refik Top, yan hakemleri:! Ba baettin umuöz - Rahmi Atasayar, Galatası- TAY . Vefa saai 16 Hakem: Adnan Akın, yan hakamleyi: Semih Duransoay — İhsan Bayrı. Şeref Stadı: Kurtuluş - Alemdar saat 109 Hakem: Selâ- mi Aktan, yan hakemleri: Turgud - Halid Ü. Zer. yi - Küle saat 12 Hakem: Şazi Tez. Can, yan gekemleri Turgyg — Halld Üzer, . Bilâl saat 14 Hakemı: Sami Açık, Öney, yan Hakemleri: Sazj — pahrettin So - îer. Fenerbahte - Bevkoz saat 16 Hakem: Âdem, YAY hakemleri: Sami Açıkö. ney . selami Akal. Ka Süleymaniye - Toğkapı saat 14 Hakem: Halld pzgü, yan Hakemleri Neş'et Şarman - ZİYa Ka t'sı"3'l'—hltııı'ıtıığ saaf 16 Halem: Terik ÖztTentin, — yan hakemleri: Fikret Kayral - Südik Ceylğn, let Yarış'arı Beden Terbiyesi İstanbul Rölgesi Bisiklet Ajantığından! v teşvik Yarışlar üncü 10/3/1940 Pazar gm ,: mın üçıîneus& 2 — yarış tam da Başlıyacaktır. 3 — yarış YO Mecldiyeköy ile, Keteli - köy arasında İki Ö8'ü Bİdip geliş olmak üze, re (8or Şi 4 — yarışa ”“rı"ı edecek olan bisiklet - çilerirr ar? halde müay - yen vakitten YATIN Sâat evvel yarış yerinde arı ve İp; hazır bulunmaları Ve mmı hakem hey- a et a Ve Şeref sa- |da Boğaziçi ile İstanbul lisesi takımları ya. Altatağ takımları karsıla -| Lipde çok iyı vaziyette olan ve şampiyon. luğa namzed bulunan taktımlardan Gala - tasarayla, Kabataş bugün Taksim stadım- da karşılaşacaklardır. Saat 2 de yapmlacak maçı kazanacak takım şampiyonluğa — cok yaklasmış olacaktır. İkinci maçı ayni saha- pacaklardır. Şere? sahasında birinci maçı İstiklâl, Per- tevniyal, ikinci maçı da Vefa, Haydarpaşa seleri takımları yapacaklardır. Bu maclara da büyük bir ehemmiyet ve- Galalasaray denizellik şub si kor koşusu te-tb etti Galatasaıray denizcilik şubesi denizcilerin nefes kabiliyetini arttırmak maksadile bir kır koşusu tertib etmiştir. Rnbert Kolejin 3500 metrelik Âârızalı sa . hastnda tertib edilen bu koşuya 35 denizri iştirak edecektir. Müsabaka İT Mart Pazar sabaht saat 1030 (da başlıyacaktır. İyi derece alanlara klüb 'tarafından madalyalar verilecektir. Dört klüb arasında Galatasaray, Beyoğluspor, Şişli ve Kurtu. Taş takımları arasında hususi bir turnuya tertih edilmiştir: Bu karşlaşmalar 17 Martta Taksim sta , 'dındh. yapılacaktır. BU CAZİP ' DEĞİŞİKLİ! 7 GÜNDE OLOU Bayan D. Bramalle'in ikf fotografı Bu inanılmayacak gibi gel * iaÜnE ETİRİZ PİZZAT TEGRÜBE FUT Ancak bir hafta zarfında, binlerce lar ve birkaç sene gençleştiler. Cil - dinizi kendi tabii ve kıymetli unsuru olan «BİOCEL» cevherile can. jlandırınız. 'cektir. «BİOCEL» Viyana Üniversite. si profesörü Dr. STEJSKAL'in keş - tidir ki, halihazırda cild unsuru - olan pembe renkteki Tokalon kreminin ter- kibinde mevcuddur. Her akşam yat - imazdan evvel tatbik ediniz. Siz uyur - ken cildinizi Gündüzler için de yağsız beyaz renk - teki Tokalon kremini kullanınız. Bir - kaç gün zarfında, siyah benleri eritir ve açık mesameleri sıklaştırır. En sert ve en esmer bir cildi yumuşatıp be « İ,f Böyle | şey.* olamaz! (Baştarafı 1 inci sayfada) mamaları hakkındaki karar yaptığı - mız ve diğer arkadaşların iştirak et- tikleri neşriyat neticesi geri alınmış bulunmaktadır. Hayatlarını — bınbir müihnetle kazanmıya çalışar bu kül- tür hâdimleri kadar biz de kısmen bundan memnun bulunuyoruz. Çün- kü evvelâ bir haksız'ık tamir edilmiş oluyor, saniyen de hiç bir kimsenin almıya salâhiyetli bulunmadığı ser - best meslek erbabının faaliyetini tah- did veya yasak etmek neticesini do - ğuran bir kararın esas yanlışlığı mey- dana çıkmış bulünüuyor. Maamafih müvezzilerin. vapurlar - da gazete satışlarına müsaade edil- miş olması kayıdlanmıştır. Bu şekil biri belediye, biri basın birliği, biri de - Denizyolları mürekkeb üç kişilik bir komisyonun bulduğu bir formül ile tesbit edilmiş ve Denizyolları işletmesine tebliğ o- Tunmüştur. Bu formüle göre her va - pura iki müvezzi girecek, bunların biri vapurun alt, diğeri de üst kısım salonlarında bağırmadan ve gürültü etmeden. satış yapacaklardır. Bu mü- vezziler, ayni zamanda muayyen bir üniforma giyecekler, bu üniformala- rın tedarikinde de belediye kendile - mümessillerinden | — —0 SATAKHANESİ razan: Reşad Ekrem Tayyarzadenin hayreti — Bre ağa benim bir şeyden haberim di. Ayni zamanda Yandım Ali ile ayak- yoktur... Bre ağa tiz söyle efendiye me taşlarını kuşkulandırmamak için, hazi- oldu? Diye bağırdı. ânedar İbrahim ağanın Perşembe sabahı Hazinedar İbrahim ağa gayet zeki bir €&rkenden konağa dönmesi kararlaştırıldı. adamdı. İnsanları, bir görüşte tartardı.| O gece Midi'li Tayyarzadenin koy- Tayyarzadenin Hüseyin efendiden ha - Hunda yattı. Sabaha kadar da hemen hiç beri olmadığını derhal anladı. Esrar per-| Uyumadı. İkide bir delikanlının boynuna delerinden biri sıyrılıp — ka'kıvermişti. sarılarak öpüp ağlıyor, ve Fazlıpaşa sa- |Gümrükçü Hüseyin efendi, Yandım Ali Tayı hakfnnda, darmadağın fakat mü- denilen kopuğun bir tuzağına düşmüştü. HİT malümat veriyordu. Öyle ki, Tay- Yahud, yalnız Yandım Ali'nin değil, bel-| Yörede, çocuğun bu. sözlerinden, Sahbâ ki de birçok haydud ve serserinin yatağı | ya guvene'bıleceğıdi, kalfanın sas ” TARR rayda, Gevherli Esma hanımdan sonra |olan bir batakhaneye düşmüştü. |en Si Bo Gi ci Ki e etli söz 1 olduğunu anladı- |.. — Meded Tayyarzadem... Efendimia .. . c a hanımın kendisi. bir aya yakındır kaybolmuştur... ne karşı eölm seryeküka de ktifede & Tayyarzadenin gözleri hayret ile açıl- debi'eceğini çıkardı. mıştı. O sırada küçük Midilli de, çıplak — Tayyarzade, ertesi gün en yeni esvabi- ayakları ile sessizce odaya girmiş, bir nn giyinerek bir kat daha güzelleşti. köşeye büzülmüştü. İbrahim ağanın son. -Giyinirken de birkaç defa gözleri yaşar- iwd'zmlesi.ni» tamamen işi.misti: aEfendimiz |dı. Zira, her el attığı şey, Gümrükçü Hü« (bir aya yakındır kaybolmuştur...» Ço- seyin efendinin ihsanı, hediyesi idi, ya- cuğun gözü önüne derhal Fazlıpaşa Sa- hud, onun parası ile alının yapılmıştı. irayı, Yandım Ali, Arnavud Sinan ve da-| Tayyarzade açık mavi çuhalar — giyimk ha birçok haydud ve serseri gelmişti. mişti. Kısa diz çakşırının kenar zırhlazı | | kadıa buruşukluklarından kurtuldu -| gençlik | Cildiniz hemen tazeleşip gençleşe—A besler ve gençleştirir. | rine maddeten yardım edecektir. Şayanı teessür bir hâdiseyi halle- der gibi görünen bu karar :raalesef esas davaya çare bulmuş değildir. Çünkü: Müvezzi serbest meslek sahibi bir adamdiır. Kanaatimizce kendisine ü- niforma giydiritemez: Bu, doğru ot maz. Yalnız fırkasımn azasını değil, bütün devletin mensublarını ünifor- malandırmaktan zevk duyan faşist idarelerde, nihayet bunu anlamak mümkündür. Fakat demokratik te - lâkkisi, millf hizmet mükâfatı ola - rak yalnız istiklâl madalyasını kabul eyler-ek'e iktifa etmiş bir memle - kette behemehal müvezzie üniforma giydirmek istemek. biraz fazlaca şe- kilperestlikten başka nedir? Kaldı ki biz, vapurlara iki değil, : istediği kadar müvezzi girmesine ta- raftarız. Fakat gürültü etmemeleri, halkı iz'aç eylememeleri bahsinde de evliyayı umur ile beraberiz. İbrahim ağa, sözünü bağladı: Valtın sırma işlemeliydi. Üstüne beyaz üse tüne açık mavi çubuklu ince bir yün Kü şak sarmıştı. Cepkeni altın sırma ile gül iştemeliydi. Beyaz kadife bir sipahi kü- Jâhımın etrafına, açık mavi karanfil ©- yalı bir çemher sarmış, ayrıca, ateşin bir de karanfil iliştirmişti. Esvabının kuma- şından tozlukları sırma işlemeliydi. Çıp- lak ayağına Kemal usta işi bir çift siyali filâr giymişti. Tayyarzade, bu tuvaleti e Gevherli Esma hamım sultanı mur- hakkak ki çileden çıkarırdı. Hazinedar İbrahim ağa bile, Tayyare zadeyi görünce, efendisinin güzide çu- buktarına olan düşkünlüğüne hak verdi. (Arkası var) Hitler ne yapacak? (Baştarafı 5 inci sayfada) 1 — Hitler, İngiltereye taarruzu bü « tün vasıtalarla teksif edecektir. Bu me- yanda İngiltereye geten ve buradan ha- reket eden bütün vapurlara karşı de « inizaltılarla yapılmakta — olan taarruzlar sonuna kadar arttırıklıktan başka bull- — Hüseyin efendimiz sana varvrm; diye çıktı ve çıkış © çıkış, ay olur dön- medi... Z — Bre hazinedar ağa bu olmaz ber — Persembe günleri birer kâğıdın a- hrım... Kendi &li yazısıdır ve parmağı iş- 'nişanı vardır, kese ister ve mücevher is- | | 'ter... | — Bre hazinedar ağa tiz söyle efendim 'nerededir?... — Tayyarzadem efendim size misafir- dir!. — Ben vallah deli olurum.., Bre efen- di bende deği!dir. Efendi beni kapısın- dan çıkarmış, bayramda ırgad çamaşırı | şır hikâyesini, Tayyarzadenin - ayakları- 'na kapanıp özür dileyerek anlattı. Son- ira da Hüseyin efendinin misafirlik hi- kâyesini anlattı. Bu arada, Yandım . Ali- min adı geçerken, Midilli bir çığlık at- maktan xendini alamamıştı. Hangi müvezziler, hangi vapurla- ik ra girecek'er? Şimdiye kadar iske - lelerde çalışanlardan hangileri tercih olunacak? Tercihte esas ne olacak? gibi akla gelen bir sürü pürüzler, bu işle meşgul olanları bekliyen yarı - nın mukadder zerluklarıdır. Birkaç müvezziin şamatasını sur k ka- 1 Tayyarzade, çocuktan bütün- hayatını, Fazlıpaşa sarayını ve Yandım. Ali deni- len azılı serserinin macera'arını dinle- miş olduğundan, Gümrükçü Hüseyin e- ifendinin de «Tayyarzadeye gideriz...» diye Fazlıpaşa sarayına götürülmüş ve kölelerden biri ile bir odaya kapatılmış dar ko'ay bir şey vakken bir habbeyi bir kubba yapıp bir ekmek davası artaya çıkarmak, yalmnız aczim bir ifa- sizliğin de bir şaheseridir. Müvezziler için temiz kıyafet? E - vet. Üniforma? Hayır. Ve bilhassa şu- nun, bunum himayegerdesi satıcıya cevaz? Asla. yazlattırır: - desi değil, ayni zamanda münasebet- Li 'olduğunu anlamıştı. Fakat o delikanlının 'asıl şaştığı tesadüf, anasımın, kim bilir | bir sebeb ile, Bal Mehmed ağaya soğlum Gevherli Esma hanım sultanın çubuktarı olmuştur!'» demiş olmasıydı. Söze Midilli de karıştı ve hemen gece yarısına kadar konuştular. Tayyarzade, hemen ertesi gün, her ne pahasına olursa Jmmmgwum— seyin efendisini kurtarmağa karar ver- Hazinedar İbrahim ağa, evvelâ çama-| lar şiddetli muharebe uçakları -hücume 2 — Hitler ikinci derecede bir darüle iharbde yeni bir muvaffakiyet elde et « mek istiyecektir. Çünkü bu, ona lâzım :tireceğigibigueküüîve gerek hukukf | müttefikleri ile yakından çalışmağı te « îıım eyliyecektir. Yeni bir Alman hare- ket ve muvaffakiyeti ayni zamanda bi « 3 — Her halde Hitler müttefklere - bilhassa Fransaya - karşı yıkıcı bir pro- askeri ve iktısadi ka'kınmasıma da bü- tün kuvvetile çalışacaktır. «Sonu yarın» H. E. Erkilet Demiştir; öldürmüşümdür. Halık, ken-| ğ z eden bir vak'anın WEYE SEVÂOMA — naçılı. ialkar da mahlükuna yükletmek küçüklüğüne dü- çer?. Hayır ve şer kâmilen sa ben şuuru, akh, mantıkı, kabiliyetini ne yapayım?. Yarattığı bir varlığı her türlü fenalıklardan meneder- ken kendisine. (Gaffar-ı Zünup) luk iza- fe edişinden şüphelenmiyor değilim. Ni- tekim, benim gibi, zaman zaman şüphe- ye düşem mutasavvıf şairlerimizden biri- si de ayni ruhi halet içinde: «Bin cehennemin olsa karkmam birin- den Ben Gaffarı zünubum demedin mi z a sen?, Sen beni dahi yakacakmaşsın neden; Affet günahlarımı yalancı mısın?.> Diye bağırmak ıztırariında kalmıştır. Fakat şüpheye, dalâlete düşmekte ma- na ne?, Aklımız başımızdadır; hayrı da, şerri de pekâlâ düşünerek, tefrik ede- rek, tercih eyliyerek kendi taliimizi biz- zat kendimiz yapabiliriz. ondan geliyor rnuhakeme | — “Son Posta,, nım tefrikası : 37 İ— Sihirli göz konuşuyor! Adaletin eline geçen hâdiselerle gö- zünden kaçan veya, delilsizlik sebebile, pençesinden kurtulan vak'aların istatis- ciyi gösteren rakamların azameti karşı- sında bizzat adalet aklını oynatırdı. Ni- |tekim memuriyetim zamanındaki suiis- timalim umumi kanaatle müeyyed iken, delilsizlik yüzünden, beni ele geçireme- diniz, Halbuki eski Yunanistanda bu gi- bi cürümler dahi cezasız kalmazdı. So- Ion kanunu, her vatandaşı servetinin he- sabını vermeğe davet iktidarında idi. Buna bakılırsa içtimaf ve insani adale- tin ilerlediğine — değil, — gerilediğine hükmetmekte hata olamaz. Solon kanunu, binlerle sene evvel, Sayın bay müddeiumumi!. — Yazan: Zeynel Besim Sunj— — Üç sene evvel senin beş paran yok- tu. Aldığın maaş meydandadır. Memle- kete ve millete karşı, memleket ve mil- let huzurunda, bu hanm, hamamın, apar- tımanın, evin, dükkâmım ve paranın he- sabmı vermelisin. nereden kazandın, nasıl kazandın? Bu kadar servet, maa- şından artıracağım para ile vücud bula- mıyacağına göre bize bütüm bunların menşeini, membamı izaha mecbursun!. Sualini sorar ve alacağı cevab kanaat- bahş olmazsa maznunu tevkif ve tecziye etmekle beraber bütün emvalini de mil- let ve memleket hazinesi nef'ine müsa- dere ederdi. Halbuki siz bana bunu sora- madınız. Aradaki mukavelenameye rağ- men elektrik şirketi lehinde, Nafıa Ve- kâleti aleyhinde hareket ettim; şirketi tahtelârz tesisat masrafından kürtardımı; o da kazandı, ben de kazandım. Buna <«fenni salâhiyeti sulistimal» derler. Düşününüz bay müddetmmumi; 20 yaşında genç bir kadın doğuramıyor. Çocuğun bir kolu harici hayata' kavuş- 'muş, mütebaki kısımları annesinin kar nından ayrılmamak inadile rahimde kal- mıştır. Böyle bir vak'a karşısında bir he- kimin rolü hâdiseyi mahallinde halle ça- lışmaktan ibaret iken hasta bezuk bir 'yolda on beş kilometre uzaktaki hastane- ye, gece yarısı, sevkedilir de ölürse ve bü ölüm neticesinde zavallı yavrucuk ta luğa dönmek ıztırarında kalırsa adalet ne yapabilir?. r Çaz | Göz yaşları içinde adaletin kapısına bir baba, bir dede görürseniz başka bir hekimin «fenni salâhiyetine» baş vura- tak değil misiniz?.. Bizimki gibi ölçükü, biçili esasata istinad etmiyen tababet, müddeialeyh hekimin fenni iddialamı karşısında ayni efennf salâhiyeti, kul. 'lanmıyacak mı?. Dağ başında adam öle dürmekten daha şeni, daha merdud ve daha ciğer yakıcı olan bu cinayeti nasıl cezalandırabileceksiniz?.. Z Maamafih benim maksadım, bu sınıf- jlara dahil ecinayetlerden bahsetmek de“ |Bildir. Sirkat, suiistima!, adam öldürmek '[vesaire gibi cinayetlerden başka ve onm iların çok fevkinde cinayetler vardır ki lâmme huzurunda alenen irtikâb edildik. leri halde cezasız kalmak imtiyazına mâ- |«Hktirler; nesli bozmak cinayeti de bum- 'TJardandır. Evet; insanların Havva ve Âdem isim- hayat sahnesine çıkamadan geldiği yok-'li müşterek bir ana-babadan geldiklerla ni ben de bi'iyorum. Din kitabları - im sanlığın bu ilk çiftle başladığını iddia lederler. ğ (Arkası var) SAÇ JENÇA ŞBU YSK ddi 5 el ÖLi Sak F i Bün eti Böz AĞ ei | Üa ni — <ia ü AD BÜ l İt x P LANFİ m e rrefee Ha e ha dirim ee d ÖU aöi eee ti