28 Mart 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

28 Mart 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—SONTELGRAF —28 Mart 1937 — Fransanın altınları 87 milyar altın frank nasıl muhafaza ediliyor ? Fransız Devlet bankası: nın ÜÇyÜZ yıl evvel yapılmış yeralti kasaları Fransız devlet bankasının mahzenlerinin görünüşü Avrupanın en büyük zenginliği 25 metre yerin altında saklı.. kapıya yaklaşmayınız, binlerce voltluk elektrik cereyanı sizi Parisin ortasında, Petit Champ sokağında Fransız Cumhuriyeti - | harici matızarası-ile yapılış tarzı | görülmektedir. çık sarı, Rus altını koyu sarı, Tran- nin bütün zenginliklerini içinde- | değişmemiştir. Dahili taksimatı ise, | olan bu kısım geçildikten sonta | gilç; ; va altını ise kırmızımtırak - Zinhar, hikâyemin İsmine baka- | V gizliyen alçak bir bina vardır. Bu | bilhassa 1925-1930 yıllarında büs- | (kinci bir kapı daha gelmektedir. | 'ur. rak bir kadın kölleksiyöru tera'» | " dınmış Yani mektebe başlamafi! bina, Bangue de France'dır bütün değiştirilmiş ve Fransa dev- | p, y A D Pransa Cum - | — Fransa hazinesinin bulunduğu — İina turulduğumu sanmayınız. Şe- | sünnet olmasını ve evlenmesili, Üç yüz senelik olan bu bina 1635 | let zenginlikleri daha emin bir hâ- b ü Skaeürle Vüret bu.yer aitinda manipülâs riat bile dörde kadar müsaade Annem Allah rahmet eylesin Mf * ö ğ ye hazineleri! arşılaşı » yer aitinda manipülâs: b ğ a ü K yılında inşa olunmuştur. le konulmuştur. Bankanın içinde | Ptriyetinin Aynlaki gayak bürük vü'ğe derken benim dördün Öönüne bir | rüvvete düşkün bir kadındı. Kapıdan içeri girildikten sanra sayısız koridorlar arasından geçile- rek kabul salonuna varılmaktadır. 60 metre uzunluğunda olan bu sa- lonun duvarları, (Lüvr) müzesi gibi, büyük Jevhalarla tezyin e « dilmiştir. 1635 ten 1640 yılına kadar uğra- şilarak Graf Vriye'nin sarfettiği | milyonlarca irank ile ve o zamana | Gorlarla aşağı 'kısma inmek müm- | 400-500 milyon franklık allın külçe | gündüzleri hazinenin içinden dı - | ©imek imkünma sahip olmak bu - | dım. Arabaya rdiler, göre birinci derecede bir bina ola- k""î“'— Maamafih, 25 :l“-'eıd'—'ı; vardır. Odaların adedi ise 124 tür. | şarı çıkamadıkları için yemek ha: L”n'[’"':" bir "'d*d*: gibi f;';"';aîuş İax BüğalüraE. Ci "“’mm ge a ., büyük tarihi | Tinliklerine inmiye mahsus olaral a i SARFE Z Ü eee KŞ RANARİRE ÇÜ İN siz gelin de bunu bana sorun! piç Tak yapılan burası, büyük tarihi Bu odalara dünyadaki bütün al AALL N MCA M | Di yarum ya işte, ben ne kadın mal- hlar. Paralar dağıtıldı, vakaları yaşamıştır. Binanın sahi- bi Vriye, ihtiyarlığında parasız ka- Hınca, 14 üncü Lüinin gayri meşru oğlu Tuluz Arşidükü burasını sa - tın almıştır. Parisin zengin aileleri bu geniş koridorlarla muhteşem sa- lonlarda, balolar, bayramlar yap - mış, açk sahneleri yaşamışlardır. Fakat, büyük Fransa ihtilâli bü » tün eski an'aneleri silip süpür - müş ve 1825 inci yılında bina, dev- lete mal olmuş ve Fransa milli ban- kası da büraya naklolunmuştur, Yüz yıldan beri Pariste tanınamı- yacak derecede değişiklikler ol - Fazla altın sahibi Ameri- kalı milyarderlerden biri | görülecek -o kıdar çok şey vardır muşsa da, Milli Banka binasının ki, bunu bir yazının içine sığdıra- bilmek mümkün değildir. Burası | bankadan ziyade bir fabrikaya ben- zemektedir. Maamafih, alâkayı en fazla celbeden yeri de, altınların muhafaza olunduğu yeraltı kısmı- dır. Bankanın - birinci — katından merdivenlerle örülü bir çok kori- yapılan iki tane asansör de alt kıs- ma inip çıkacakları taşımaktadır. Kasaların ve 87,000,000.000 külçe altının muhafaza olunduğu #it kıs- min yeni ve'modern tesisatı, 1930 yılmda bitirilmiş ve Pri dö Rom mükâfatını kazanan arkitekt Di rastin plânına göre yapılmıştır. 25 | metre yer altında altınların bu - lunduğu kısmın kapısına varıldığı zaman zırhlı bir- tanka - benz korkunç bi rejderha ile karşı maktadır. Bu, tank kapıyı, iki e- lektrikli anahtar açıp kapamakta- dır. 220 kiloyatlık elektrik kuv - vetleri kapının etrafında devrida im etmektedir. Bu kapi, çelikten mamul ölup, 17 ton ağırlığında, iki metre yük- sekliğinde ve bir buçuk metre ge- nişliğindedir. Yere altı metre ba- tıp çıkmaktadır. Kapı, tankın kuv- vetli makinesile açılmakta ve bu açılma 10 dakika sürmektedir. Ma- kinenin elektrik cereyanı kesilecek veyahut makine bir düşman elile tahrik edilecek olursa, kapıyı baş- ka şekillerde açmak mümkündür. Fakat,bunu öğrenmek — mümkün değildir. Kapıdan içeri girilinc>, husüsi müşterilere mahsus olarak B usk bir anda kömür haline koyar ilen 1000 tane para kasası Hususi eşhasa ait yerleşti maktadırlar, Ritşildin altınları a- lümde 87 milyar frank muhafaza olunmaktadır. Bunlar altın külçe halindedir. Tuğla biçiminde olan her külçenin ağırlığı 8 den 15 kilo- ya kadardır. Raflarda dizilen her bir külçenii numara vardır. üzerinde büyük bire, Yalnız bir odada tınları getirip koysalar, yer var - dir. Amerikâ ile İngilterede — ise Fransadan daha çok altır. mevcuttur. 'Tuhaf değil midir ki, altınlar' da, vsanlar gibi biribirlerine uyma * külçe maktadırlar. Roçhildin altınları a« Altın külçeleri de insanlar gibidir, biribirine | uymaz. Açık sarı, koyu sarı ve kırmızı renk- " te olanları vardır. 'yer vardır ki, 150 tane büyük mas> | ile bınden fazla yerleştirilmiştir. A rada tartılıp, nümaralanmakta ve ambalajlara konulmaktadırlar, Bu işi yapan mütehassısların etrafını 1 memur beklemektedir. sandalye - bur külçeler bu- iki yüz si Bu mütehassıslar ve sicil memurlar, kemmel bir mutfak meydana ge- tirilmiştir. Hazinenin bulunduğu yer altındaki havayı temizlemek üzere beş tane büyük — vantilâtğr mütemadiyen çalışmaktadırlar, İki yıl önce bu mahzenlerde iki yüz (Devamı Gincı sayfada) | bi tam 14 tabloluk bir f: yaıni bül cü ka yYakam ilâ nırclıl:— bu adedi on di 6 miyacak kadar Hereri " meşrep o - luşumdandır. Hayır iki gözüm. Belki bekârlık cennetinden evlilik eehenneminin esfeli safilinine düs- memiş olanlar için on dört defa ev- lenmek, ön dört kadına - tasarr'ıf leksiyonu yapmak, ne şeriatin em- Fini bir kaç misli fazlasile yorina getirerek diğer günahlara mah> p etmek, ne'de bir bal arısı gibi, hor kadırdan nasibimi aldıktan sorya bir diğerini denemek için evle1 - dim. Bu sadece benim alın yazım - dır. Ne sandınız ya!. Alnımın k a yazısı.. Bu mevzuu benim aklı.sa nereden getirdiniz. Bütün dert'a - rlın depremişti. Biliyor musun benim hayatım merhum Menakya- nın, Karakaşın oynadığı balmura - | cular, (bir pederin cinayeti) (fazi- Jet mağlüp olur mu?) p“l"'“*x nuz | koskoca faclanın bi- aktörüyüm!. zi ağrıtmazsam anlata - u size.. Yalnız 'çok rica e- derim aramızda kalkın. Çünkü Tım duyarsa, yani on dö: Cenabı haktan sonuncu olmasını tahmin eltiğim sevgili zevcem Fahrünnisa hanım haberdar ol sa, Cenabı vacibülvücudun verdiği son günlügün bozulmasından kor - karim. Bunun için ben sizin kula - ğimza söylemiş olayım, bilmemiş, duymamış olun... | Anneme göre bahtiyar bir ana | r - Haşmetlu on dördün- | bi rım!.. yüzden —daha sokal y yaramazlık etmeğe doyma lam mektebe başlatalım diye tWt turdu. Diktatör bir kadındı. B& | korktü hayır diyemedi. KGi komaşu pilâv zerde aşkına tam 27 manıdır. diye kahve dövercitli hınk deyiciliğini yaptılar ve bit bir alay valâ ile mektebe başl ” malar döküldü. Ben hocanın KAf Şısında bir elif dödim diye bül Çti Atiy iş burada bitmedi B eyin ikinci ın görelim diyc tultu üvvet birinci i. Ben canımın # mahalle tıka basa yedi, iç olsun amı ken Kar Tram yaptı. seyretti. Annemli nöbet çocuğu ölmi k için âne vasıta bendim. e ihtiyarlıyorum. İ de b'l adı. Gecti ker eti dl' kendi elimle L_ı-m""o kvwiv ye tutturdu. Ve bendeniz taml t—" yedi yaşında henüz . çocukluk! terhaneli: Şükrü efendinlü emat girdim. “Karım henüf &) kaktan içeri alınıp çarşaflandift” mış on dört yaşında bir kızdı. ti zamanile ben onu: Sümüklü Raziye diye kızdırif (Devamı altener sayf' le bir türlü imtizaç edemiyor. Gel- Fransız: g 'Türkçe | — Benim bu düşünceli, meyus ve | nevmit halimi gören yatak kotü « şŞum Öjen Diyodon iszminde bir Fransız: üyan'a ıüriilon aa Türk polisinin hakiki hatıraları: 25 bilmiyordum. yazdığım mektupların ise sileme | varacağında şüpheli idim, Sonra mahpuslardan öğrendiğime gör: | hazin ve acı bir manzara İf gözlerim, gayri Ihtiyari agerdk Sinirlerim, fnsanlığın şu insaDi) sizliği n eder gibi geril diğim gündenberi rahatsızım Hır gün ya başım, ya midem, ya n larım ağrıyor, sinir, gün geçtikce Burası adeta bircehen- nemdi, kurtuluş yok.. Jadım.. Ağladım ve ne kadar 2a - man böyle ağladım bilmiyorum. Ni- hayet sabah oldu. İki gardiyan ge- Jip kapıyı açtılar — Düş önümüze! Etrafta hâlâ dezin bir süküt var- dı — Yalnız civardaki koğuşlardan bazı mahkümlara ait sesler geliyor. Henüz kapılar açılmamıştı. Sa - bahın alaca karanlığında bi çin ve nereye götürüyarlardı? Ne yapılacaktı orada? Hiç bir şey bil- —miyorum. Beyaz ve muntazam bir bina ö- nünde durduk. Kapının üzerinde- ki levhadan anladım ki, burası ha- pishane komutanlığıdır. Dün bi - de SAĞBE SÜ e di b e zimle gelenlerden bir kısmı ile Ah- met Şevki ve Nusret de orada idi- ler. İlk önce beni kumandanın ya - mona çıkardılar, İri bıyıklı ve ufak gözlü olan kumandan evrakıma ba- karak beni sorguya çekti. Yüzü - me, hareketlerime ve gözlerimdeki kızarıklığa bir hayli dikkat ettik- ten sonra halime acımış olarak se- sini yumuşattı: — Santral dö Maroni! nlar, beni, sonradan Ah- nin de geldiği kalabalık bir koğuşa bıraktılar. *.. Bir hafta daha geçti. Hava sıcak ve ağır. Sıhhatim buranın iklimi- 47z etinedle v Alülrre eei S d önem kesbeden bir hastalık halinı aldı. Hayat pek-sefil geçiyor. Verilen çamaşır giyilecek gibi değil. Ye - mek, ber ağza alınışında midemi karıştırıyor. Ve bütün bunlar yetişmiyormuş gibi muhit insanı öldürecek kadar korkunç ve yaşayış ağırdır. Vücu- dümün rahatsızlığına rağmen her Bün ormana gidiyor, diğer mah - puslarla birlikte ağaç keserek kü- tük taşyorum. Tahammülüm son devresini yaşıyor. Bu kara günlerimde en büyük teselli, bir köşeye çekilip aileme, kardeşime mektup yazmak ve bu suretle derdimi dökerek ağlamak oluyor. Fakat, bunun da kondine göre fecaati var. Mektuplarımız sansüre tâbi. Mahpuslara alt hiç bir meztup inceden inceye tetkik edilmeden — verilmiyor, Halbuki ben, henüz mektup yazacak kadar Fransızcr - yazılmamış - mektuplar burada sansür edilemediği cihetle fransaya gönderilerek orada tet - kik olunduktan sonra iade edilir - miş. Şu halde, gilemden memleke- tmden — şevdiklerimden — mektup gelse da bunu ancak bir sene son- ra ele geçirehilecektim. Bütün bu maddi ve manevfl ıstı- raplar beni üzdü, ezdi, bir hafta içinde on sene ihtiyarladım. Genç yaşımda başımda beyaz saçlar gö- | rünmiye başladı. Rengim sarardı. günden şüne hissedilecek derecede zayıflıyorum. Zayıfladıkça kendim- | Giri. | mıslardı. İşte (Diyodon) bu çeteye den korkuyorum. Böylelikle ben de mi eriyip ölmiye mahkümdum? Yakat, etrafıma bakıyarum. Ko - Buşta on, on beş, hattâ yirmi sene- denberi burada sürünen insanlar var. Demek bunlar mukavemet e- debilmişler ki, yaşıyabiliyorlar. Şu halde ben de mukavemet edece - ğim, ben de ölmiyeceğim, diyorum. | — Cimll, dedi, ne düşünüyor - sun? Burada çok düşünmiye gel - mez, Ölür gidersin, ölümle müca- | dele için metin olmak lâzım. O vakit uyanıyor, Diyodonla ko- nuşarak derdimi unutmiya Çalışı- yorum. Bu, hakikaten yaman bir adamidı. 1910 senesine doğru Pa - riste Borner Gorniye çetesi Ismile bir çete türemişti. O vakit bu hır- sızlar güçe gündüz Paris ortesında #tomobille bir bankayı soymuş ve iltica ett.kleri bir evde zabıta ile saatlerce çarpıştıklân — sonra bazısı bazısı da ölü olarak yakalan- mensup bir adam olup on seneye yakın bir zamandır buradadır. * Şiddedl. bir çan sadasile uyan dım. Herkeste bir telâş başlamıştı. Sabahı zor bulan bu hasta kafile - sinin o çanla birlikte harekete ge- çerek düşe kalka hazırlanışı, öyle çıkâ ? İçeri giren gardif nin namert sesi beni de nuı*" geçirdi. Yoklamada mevcut çıkanlâf m” pıya diziliyordu. En sonunda $ okundu. Gardiyanları” takip ", Diğer k. ğuşlarda — bulunanlaf 'e meydanlığa çıkmıştı. Acı ız:;»., içildi ve ben herkesin, bu ne* haneye düşmüş olanların olsüf lıştırılmıyacağını umarketi Nfıî" kürek - ve baltalar alındı. "g grüp ve her grup bir gıvdî!’y kumandası altında ormana verdi. Elli kişi kadar ıevkımnd—" Va mıştı. Bunlar da üstü yaptakli g tülmüş Lüyük çardağın albft —| gınarak çalışmıya başladılar: |Ğ | Giden ve kalanlar bep ""/ı kansız, ölümünü - bekliye! insanlardı. Kamp dıreımru!" dasına vardık. Mutsd sorl (Devamı "'

Bu sayıdan diğer sayfalar: