18 Nisan 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

18 Nisan 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ı ı SOÖONTELGRAF — 18N n 1937 İ ——— ——— ” —< önmeen Haai nnn animmemümei! Bu yıl Adalara gidenle- rin Çok olduğu söyle- niyor Allahın Marlen Ditrih- | Sü FKĞC ü d em âVÖŞın son çevirdiği :'ı ile gezen kadın frt e Adalı Bay Avni Ğ f D Güzel artist dai- — — ma ertak plbi- seleri yıymekten | hoşlanır. Bu film- kor ve hul- ya var MT aj Aduları Güzetleştirme Cemiyeti tarafından işletilecek Yürükalt plâjı Atacuı Babıalı- *İstanbul, en sonra güler» derler. üi İstanbulun ilkbaharı yoktur. | Sonbaharı v İstanbulun ha- | Nüsı, böy iyenleri bu sene | lündarmak istedi. Süslendi, lendi İöndi v Ça dedirtt a pü <oh! | herkese 'dirtti amma, kaç para edex ücimın M kadar yatsıya Yanaz O vüküsiz tatlı bahar günleri Silir. “Mochtal arasından Adâlı Bay Avni B tkasmdan rüzgâr, fırtma, derken tıpkı bir kara kış b. hıu.: Herkes kızdı, o yalancı ba- Âmma, İstanbul havasının u - Tüyri taç duda mı? Yağmur SEt devam c Gküz ve hih Bacağ hava birdenbire 1 Yaptı. Gedişti , %d::mu açtım. Fatin Hocaya Üt Üç 5 Üstad, artık tehlike kalmadı, * dokuz geçti divorla > Paj ? Beçti diyorlar. Doğru mu? di: tin hoca tereddütle cevap ver- 2 Ü hağ çf Sokuz, ilmi bir esasa isti- îmeı. Amma halkın teçrü - Üvvetl); ni ha | Olmaz Yetlidir. — İnanırsak fena | da Fî“ Üç dokuz geçti amma, hava! & hoca gibi hâlâ tereddüt i- e _Y'"“f ne de olsa fena değil, Guk, r' Yağmurlu geçiyor, fakat so- h © şiddeti kalmadı. Gü - R; :k sık kendisini gösteriyor. M cu'“:ik bir lodos esiyor ve ka- hl’yun ir Temmuz gününü hatır- » Bah Tokuzdan Bi kurtulduğuna kâni a âr, artık yazlık sayliye te- m—[’:lîk sevdasına kendilerini u ı_“o'“;e_ Adalar pek fazla rağ - Şok . Püyükadada şimdiden bir h)q. €vler Bim; Bezd 5 tutulmuş. Adanın meş- 1 Jak, her gün müşteri e meşgul: :e%no gelenler çok, diyor.. ir çe 160 liraya verilen üç o- Dü €V bu sene 200 liraya, Bötteiy * bu sene daha şimdiden kaş, “ilen bu rağbetin sebeplerini Yörüpe Söyle bir sıralamak isti- SAdayai, Gözümün önüne dvvelâ 1 Büzelleştirme cemiyetir İrmeki, 'Yen &h bi üç dokuz. Ya - | lara rağbet fazla imiş, İüma ada aa AAT PRRR Röportajı yapan: Abdurrahman Ş. Lâç geliyor, Acaba cet âde bir şeyler mi yaplı, n çin rağbet çoğaldı, diyo karişık, Evet bu mescle de nün sırrını ifşa etse et Avni eder. Aman ne iyi, hemen Bay / nin evinin yolunu tüutuyorum, Yaz, kış adanın sâkini, şehir mec- lisinin en neş'eli ve sempatik üye &i avukât Bay Avni beni, kendisi- ne amma yalnız kendisine mah - sus ince bir tebessüm ve tatlı bit nezaketle kabul ediy ğLyo r, - dişarıda unu n bu & yine si - yah asfaltı yal mür bozuyor. Duymak k lunan bir üzerindi Siz yağ - mâlik bu- insan, Bizans harabel yüksek İn i İstanbulun dâ- de, bu hava kar- k ki yükü altında ezilir | Fakat şu dakikadâ Büyükadadaki bu sâkin ve yağmurlu hava, insa- na gam yerine, ilâ alettayin bir yer Bi nda muhakl «gANA in en iddetl bit sükütun, tabil güzellikle mezcedilmiş en ne- fis kalitesini veriyor. Ve insan ba- harda yağmurun zevkine, ancak burada varabiliyor. Bu güzelliğin kuvvetini, Bay Av. kuvvetli ifadesinde tte ihmâl edilmi- k kadar mühimdir, ili, amma tatlı eaprili ve kuvvetli söz söylemek bir sanat ist sAdalı Avni» bunun üstadıdır. Üstad, diyorum, bu sene Ada- gelenler pek çokmuş? Böy Avni, kaşlarını geriyor, ö- nüne bakıyor, birdenbire üzüldüğü belli oluyor. j - Evet amma, diyor. Gelenlerin ekserisi geri dönüyor. Adada kal - mıyolrar! Hayret ediyorum. Rağbet çok, fakat gelenler adada kalmıyorlar! Bay Avni izah ediyor: — Sayfiye; devri saltanatta lüks idi. Devri meşrutiyette de lükslük- ten kurtulamadı. Bugünkü Cum - huriyet devrinde ise hakikf bir ih- Üyaçtır. Bugün, işçi münevverdir. Memur, münevverdir. Halk münevverdir, söylüyor : “ Münevver bir. adamın Adada eşeğe binmesi bir eğlencedir. Fakat, Nurullah dinlenmek ih- duüyüyorlar. Çünkü ba bir ihtiyaçtır. Lüks değildir. lüks olduğu devirde, A- dalarda yapılan mu: ancak Jüksü temin va almak, say de dört beş yorlar ve on- Jar. kalıyorlar. Bizde büuna — madii | imkân yok - Feki çaresi? Bence, hususi sermayenin, be- Jediyenin Ada ile alâkadar resmi husust müesseselerin biribirine ek- leşmiş şekilde ç: olmadık - ça müsbet neticeye varılmasına kân yöktur. Meselâ bel Küzurunu temin Adada yol ikidir 1 iye Adaya gelinmek için ücretle kat'ı lâzım gelen en mühim yol II — Adada gezen ve oturan - ların istifâ edecekleri tabii yol - lar, Beledi yellar. Adaya tehacü- mü eksilten llerden biri, deniz yolunun bugünkü halidr, Sık evkat tarifesi, ucuz Üücret ta- t temin edilmedikçe; ur seferleri emrazı asabiye dok- torlarına müşteri hazırlamaktan başka bir netice vermez. Mevzu tü- keniyor da, yol tükenmiyor. Dün- yada hiç bir şeyin yalnız kötü ta- rafı yöktür, İyi tarafı da vardır. Bu uzun yolculuk bir çok ahbap teda- rikine vesile olduğu gibi, sinirlilik | dolayısile bir çok dost kaybetmiye | de vesile oluyor. — Adadan memnun kalan bir çok kimseler burada arsa alıp ev va- pıyorlarmış. İnşaat çoğalmış. Bu- na Gersiniz? — Adada oturmak - istivenlerin güzel ve mütevazı yurt kürabil - meleri imkânına gelince: Bu ancak, inşa malzemesinin belediye tara » fından bilâbedel taşınmas'le, ya * pi ik köşklere ait plân vesair iş- lerde kolaylıklar gösterilmesile ka- bil olabilir. Maksadı başarmakta iştirâk ol- madıkça, mücerret bir hevesin fli- le gelmesine imkân görmüyorum. Teşvik ve yardım bilfill olmabıdır. | Aksi takdirde eski çatı altında ye- ni emellerle yaşayıp gitmekten baş- ka yapacağımız bir şey yoktur Bav Avni, Adaları Güzelleştirme Bütün bu insanlar bütün bir se- ne çalıştıktan sonra yazın temiz ha- Cemiyetinin en faal üyesidir. So « ruyorum: (Devamı 6 ncı saviada) Na Haj Adanın eşekleri toplu bir halde Marlen Rejisör Risa Bolebevski'nin eseri | olan bu film senenin en güzel yeni filmlerinden biridir. Mümessilleri v Şeyh kize Marlen Ditrih bir çöl kıyafetile Mârloan Ditrih ile Şarl Boyer'dir. Film şöyle hulâsa edilebil. «Mârlen Dikis her genç gibi bir Bençlik devresi geçirememişti. Anmnesi ölmüş, babası da çok geç- meden annesinin arkasından ölmüş- tü, Diki bu acı felâket karşısında sonsuz bir acı duydu. Ne yap - tığını bilmiyor, mütemadiyen dü- şünüyordu. Günün birinde «Joze- fin> ismindeki bir rahibeye gideerk iztıraplarını anlattı. «<Jozefin» dün- 'yada zevk ve dertlerini unutmak için dünyayı dolaşmasını tavsiye etti. «Beni Moris» şehrine götüren Trende genç bir delikanlıya rast » ladı, Delikanlı bir kaç hafta evveline kadar içinde yaşadığı manastırdan kaçan bir mürid idi. Ve bu manas- tırdan kaçarken de bir likörün nasıl yapıldığını bildiren bir sırrı beraber çıkarmıştır. İstasyonda «Rubi> isminde bir papas «Diki» ye doğru ilerlemiye başladı. «Diki» de papasın mektubunu Ru- biye verdi. Diki bir gün şehrin sokakiarında dolaşırken bir takım zencilerin Di- kinin etrafını sardıklarını gördü. Zencilere hücum ederek kızı an- ların elinden kurtardı. İki genç dost oldular ve günün Ditrik Allahın Bahçesi filminde kucağında İ İ | İ Beyaz ince Bir eldise içinde Mozlenin vücu dünü segrediniz. O adeta uçuyor "1| İ Marlen Ditrih birinde Boris Dominiye kendisin: karşı olan aşkını itiraf etti. Doömini de Borisin aşkını reddet - medi, Evlendiler ve güzel armanla- bi e buraya bir rın arasında yaşa lar, Fakat günün bi bölük asker geldi. Bölük zabıtanından birisi Bori- Si tanıdı. «Dormini> onun manastıre Gan kaçtığını ve kaçarken de bir' sırrı beraber götürdüğünü söyledi. “Domini, kızmadı. Fakat kendisi- nin Allaha taptığı için Boristen ayrılmak lâzım gekliğini düşündü. We hemen ayrıldı, Boris tekrar yalnız kalarak artık kalbinin tamamile rahat edebil - Ynesi için tekrar kaçtığı manastıra döndü. Dominhi de kırık kalbi ve nöşesiz yüzile bu ıssız ve yalnız çöllerin karanlık izbeleri arasında nihayet- siz yoluna devam etmiye başladı. Filmin cazip sahnelerinden baş- ka, artistlerin giydikleri kostümler, Lay kecek derecede güzel ve ne Ve, mümtaz ve asil bir zevkle ya pumiştır. Ve belki filmden ziyade, Marlenin kostümleri daha güzel - dir. Marlen Ditrih bu filminde yine çok sevdiği erkek kostümlerine ka- vuşmuştur, O, bu filmde bir çöl kı- zı olârak ata biniyor, avcılık yapı- yor.. Akınlarda koşuyar.. O, ince, beyaz, ipek elbiseler i- çinde, bir hayal, bir gölge gibi u- çuyor.. İnsana geniş hulya ve ha - yaller yaşdlıyor.. Güzel ve cazip Alman artisti, Allahın Bahçesi fil- mMinde, son derece muvaffak olmuş tür, Onun bü muvaffakiyoti belki, çölü, şarkı, Arap âdet ve kıyafetini | nlarımızın nazarı dikkatini çe- de de onu bu kı- Yyaletle göre- biliyoruz. Marlen Ditrih'in bu filmi sinema tekniğinin em- salsiz bir eseridir çiçeklerle en güzel pozu sevmesindendir. Bakalı bula bu film gelince, İsta: beğenecek mi?. * Nafaka Con Barrimur da diğer bir çok artistler gibi karısını bır kat karısı kendisinden a) dolar nafaka istemekt Bu parayı ister le bir masraf listesi çıkarmış Şoföre 100 dolar, hizmetçi kadı- na 75 dolar, menecere 100 dol mesken parası 350 d Marlen erkek kıyafetile işte Ditrik — bir yüz dolar, teshin ve tenvir 100 do- lar, sütçüye 100 dolar, otomobile 100 dolar, câri masraflar 125 do- lar, muhtelif 625 dolar. Marlan Ditrik çöt ve — Arap filime lerini çok sevis yor. Kendisi- nin bir dae- 4a güzelleşe tiğini en- liyor,

Bu sayıdan diğer sayfalar: