18 Nisan 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

18 Nisan 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika No: 29 Yangın var.. Fakat, inanınız ki, ayağınızın di- | xbîne bir avuç kül halinde dökülmiyeceğim!,, ' Süleymanın Sarayında KUDÜUÜS KIZLARI ü Yazan : M. Necdet Tunçer Siz güneşten daha sıcak, yıldızlardan daha par- | k bir mahlüksunuz, Nâya! Içimde müthiş bir “Âmon civarindaki çöllerde dolaşan göçebelerden bir kaçım —,A':':h."!ımn yanı başındaki | Beybetiie küçük bir dağ yavrusu duran bu büyük kaya korkup kaçtılar ve bir daha saray önüne sokulmağa değil, o civazdan Hüçası geçmeğe cesaret edemediler.> Tayvan Üzerinde bir takım garip | — Beni İsrajl ordusu muhariplerin- anum vardı. İsrajll mu- | den biri bu hikâyeyi merakla din - Yti mah, bu resimleri Amon sara- | ledikten sonra arkadaşına sordu: N 'asara ettikleri gündenbe - — Peki amma, bu kayadan çıkan &. Ve hayretle seyrediyorlar- | âlev insana ne zarar vetebilir ki, n koskoca bir ordu bundan korkup "’Nhh Muhariplerinden biri, bu | ta kaçsın?!. SA& taş hakkında arkadaşları- | — — Tehlike senin düşündüğün ka- Müştı: h hikâyeyi anlat - | dar basit ve ehemmiyetsiz değil. aai Bu Bu kayadan çıkan ve yükselen a - ÜÜr bilir ll?ınmıı taşın esrarı ne - | levler, gök yüzünden büyük ateş Misiniz? Ben vaktile A - mtı“'w getiren bir kafile ile l.krı öng:g'kî("' kervanımız bu e konaklar a. Orta- ı.,.ğî"_”»ı. © gördüğünüz taş yı- b Üzerinde bir takım gölge - keş piçe et ettiği görüldü. Her - 'hh."d'hbim yerlere — yatarak: Hmrira, © bizi kurtar şu cinlerin ni diye bağrışmağa baş- ç 'hB?n cinlerden korkmuyor- | ünüw'*'"“ kaldirdim.. taşların | 'ıııu,_ma""'î" gölgelere baktım. Adümlar, YEPYİ de kraliçe Nâyanın Tünde h:,"ı- Acaba bu taşların üs- Sü adamlar ne arıyorlardı? M“dim.. Yerlerde sürüne- Yanın dibinç kadar sokul - Mnizş ylSda ne gördüm. bilir mi- a Yanin etrafına biraz su m;:"“' ateş yığınıma yağ Üevleş * gibi, birden her tarafa kayaş ANmağa başlamıştı. İşte ı..:;j'" Sırtı. Kraliçenin bü - hmwk:lnyııdmm © geçen klıyan bir göçe- debu kaya ile kaçırtmağa mu- Ktulimi İMüştu. Göçebeler Amon tehdide gelmişlerdi. Amon e h.ıı_îmılde bir başka kabile takürte Bitmişti. Kraliçe yalnız- Söçebele, Tay idan n askerle, kuvvetle Yeceği, l . & eğini anladı.. El al Edi. Bu adamlar kayaya su Tek EEEE kayaya adamlarını Başladılar.. ve bir snda ve etrafında gök gok yorulmuşa ben- ' Tağrmen orada bulü- imkün olduğu kadar hoş BWorgiy, — Sin gülümsemeğe çalı - isi için bazırlanmış — olan Biha 5%:"“ Beçti ve konferan - ©x Bet, kepinizi aç Püliş ponıaNizin bildiği gibi bir Eirim p. anları yazmış bir mu- M Tomanlarımda bir çok | mî: bulundum. Bu y Miüdürü bir gün ğ ;"ııı bı'hm Tomanların insan - Mğİtaz ça eCün / Uuyandırmak için ziyade, en u- K Bulmak plTden suçluyu, ka B Husunda yürüttüğüm () Amonluların eski bir efsa - Toma aranlıkta bir ışık parçaları halinde tekrar yere dü- şüyor ve üzerine bir küçük kıvıl- cım bile düşeni derhal öldürüyor. | Bunun için bu taşa Amonlular (ö- ı lüm taşı), Filistinliler de mahiye- tini bilmedikleri için (tılısımtı taş) deyip geçerler. Halbuki bu taş ye- rinde durdukça Amon sorayına zorla girmek imkânsızdır. Krahçe taşa su döktürdüğü zaman bütün dünya alevler içinde kalır. — Ya saray?.. Kraliçenin sara - yına bir şey olmuyor mu? — Hayır. Çünkü bu taş buraya bir mabut tarafından bırakılmış ve kraliçe Nâya 0 mabuda her yıl on kurban verdiği için, onun himaye- sine mazhar oluyormuş (i) * Beni İsrsil muharipleri kapının önünde konuşurlarken, odada baş başa veren Kraliçe Nâüya ile Şaon arasında da mühim konuşmalar ge- | çiyordu. | Anlaşma maddelerine geçmeden önce, kraliçe Nâya, Şaonun mek - tubundan bahsederek: — Beni sahiden seviyor musu - nuz? Diye sordu Şaon, kraliçenin ateşli gözlerina baktı: ğ — Sizi sevmeseydim, surları a - şıp bu tarafa çoktan geçmiştim! Dedi. Nüya gülümsedi: Surları, ordünuzun başında inden.. muhakemeler dolayısile, zihinler - de insanları, bilhassa zabıta me - murlarımı bu yolda muhakemeler yürütmeğe ön ayak olduğum için, çok faydalı bir iş yapmış olduğu - mu söylemek lütfunda bulundu. Konferansıma başlarken kendi - mi ortaya koyduğumdan dolayı be- ni mazur görünüz, Çünkü izahatı- mı tamamlıyabilmek için, böyle bir zaruret karşısında bulunuyorum. Tıpkı romanlarda olduğu gibi, ay- ni muhakeme ile yürüyerek, Ka - rayı kimin ve niçin öldürdü ortaya koymak istiyorum. Bu adamın hayatındaki - esaslı Hâdişeleri hepiniz — biliyorsunuz. Ne biçifa adam olduğu malümu - Kuzdur, İnsanlığın ne kadar affede- Süleyman ölsâydı, yine geçemez - di. — Niçin?.. Surlarınız tilsımlı vats dır? — Evet, Bunu yeni mi öğreni - yorsunuz? — Böyle bir şey düşünmediğim için, öğrenmeğe de lüzum görme- dim, Sadece şu kadar söylemek i$4 * terim ki, İsrsil orduları ayak bas , tıkları yerden hiç bir zaman mağe lüp olarak dönmemişlerdir. Nâya bu bahsi kapatmak kasdi. Je tekrar gözlerini Şaona di — Demek beni seviyar: ? Fakat, neden bana karşı bu kadar sert davrandığınızı sorabilir mi - yim? — Ben bir askerim, kraliçem! da- ima sert konuşurum. — Gerçek Süteymanın muharip- | leri bicer kaya gibidir. Kolay ko « lay ezilmez derler. Doğru imiş Fa- kat, seven lasanın sevgilisi karşı « sında bu kadar granitleştiğini gör. memiştim. — Karşınızda bir bardak su gibi çarçabuk erlyip dökülecek değilim ya. Hakikat bir noktayı lekrar söy- lemek isterim: (Devamı ver) Son Telgrafın Müsabakası Bayanı Tanıyor musunuz? Bu Resim. nın fotoğrafı. olduğunu bildiririm. ADRES ; ——— ) ceği dehşette bir zalim olduğunu | tekrara hacet yok.> Cön Leksmaan burada Vassala « Tonun nasıl öldüğünü kısaca anlat- ti. Dedi ki: «Ben şimdi bu cinayetin nasıl vükuâ geldiğini çak iyi öğrenmiş bulunuyorum. - Bana — gönderileri Nocl hediyeleri içinde bir de ta - banca vardı. Bu gönderen zat, ken- | disini romanlarımı okuyan ve beni | takdir eden birisi olarak gösteri - yordu ve ismini de vermemişti. Bu meçhul adam, şeytani plâ - nni daha üç ay evvelden hazırla - mış olan Kara'dır. Bu tabancayı aldığım zaman, örnrümde kullana- Tmmayacağım böyle bir bediyeyi san- dağin bir köşesine atacağıma şüp- he yoktu, Kara bunu bildiği için, böyle bir ihtimalin önüne geçmek isledi. Üç ay sonra hırsızlar evimi soy- mak için acemice bir teşebbüste | Ge başladığı vakit takımlar şu kad- | kendini toplayan Beşiktaşlılar An- | sında benim de ihtiyatlı bulun - | Bittabi hiç bir şeyden şüphe etmi - bulundular, Ben bu acemiliğin derhal farkına vardım. Çünkü hır- sız evde bir hayli gürültü ettikten sonTa, sadece salonumun camımı 7 - SONTELGRAF — 18 Nisan 1937 SPOR Dünkü milli küme maçları Beşiktaş - Ankaragücünü1-0 Güneş - ÜUçoku 4-1 yendi Dün atletizm müsabakaları yapıldı Ankara (Telefonla) — Bugün ha- vanın biraz soğuk, yarı kapalı ve Tüzgürlı olmasına rağmen Beşik - taş - Ankaragücü maçı oldukça bü- yük seyirci kütlesi tarafından me- Takla takip edilmiştir. Maçın tafsilâtina girişmeden ev- vel Ankara Gücünün Yaşar, Se - mih ve Osman gibi üç kuvvetli ele- mandan mahrüm olarak sahâya çık- tığını kaydetmek icabeder. Bun - lardan ikisi İstanbuldan geç gel - dikleri için takıma İthal edilme - mişler, üçüncüsü ise bazı şartlar ileri sürdüğü için kadrodan hariç bırakılmıştır. Maamafih, vehleten | zayıf görtünen bu şekil ile Ankara ” Gücü çok aksamamış, kaleci Ataş soğuk kanlılığı ve güzel kurtarışla- rile kendini göstermiş, Musa ise santrhaf olarak da iyi bir oyuncu olduğunda kimseyi tereddüde dü - Şşürmemiştir. Buna mukabil Beşiktaş, yarın i- çin ihtiyat olarak sakladığı Şeref - ten ve hasta bulunan Nazımdan mahrum olarak sahaya çıkmıştı. Maç nasıl oldu Hakem Kemal Halimin idaresi vo ile sıralanmıştılar, Beşiktaş: Mehmet Ali, Faruk, Füsnü, Fuat, Enver, Feyzi, Eşref, Hakkı, Cahit, Rıdvan, Hayati, Ankara Gücü: Ateş, Enver, Ali Riza, Celâl, Musa, Abdülhamdi, İs- mail, Şükrü, Bilâl, Abdi tarzında dizilmişlerdi. Sert esen rüzgüra karşı oyna - mak mecburiyetnide kalan Ankara Gücü sağdan bir inişle oyuna baş- kdı. Abdinin sürüklediği top, Be- şiktaş müdafüi Faruk tarafından kesildi ve soldan bir akınla muka- bele edildi. Yirmi beşinci dakikadan — sonra kara Gücü kalesine mukabil hü - cumlara başladılar, 37 nci dakikada Feyziden aldığı topu iyi idare eden Rıdvan, entes bir vuruşla Hakkıya geçirdi. Hak- kı da sert ve yerinde bir kafa vu - ruşü ile takımına yegâne galibiyet gölünü kazandırdı. Bu âni sayı k.ı.r—4 Dünkü — müsabakalardan: Bayrak — yarışı kırmakla iktifa ederek kaçtı ve bir Şey çalmadı. Evun. şehrin dışında olduğu için, böyle bir hırsızlık vak'ası kargı - mamdan daha tabii ne olabilirdi? Artık ondan sonra tabancamın eli- min daima uzanabileceği bir yerde olması lâzımdı. Kara bu hırsızlık hikâyesini ağ - zımdan dinlemek maksadile ola - cak, ertesi gün evime geldi. Ve ben yordum, Bana hiç tabancadan bahsetme- di. Fakat şimdi hatırlıyorum ki, o zaman kendisine benim de bir ta- :snnı:ım bulunduğunu söylemiş - N, Aradan ön beş gün kadar Beçti. İkinci bir hırsızlık teşebbüsü daha vaki oldu. Teşebbüsü diyorum. Çünkü hırsızın mutlaka evimden bir şey çalmak için geldiğine ka - ni değilim. Bu bir nevi sahne ter - tibatına benziyen ve bana bir kere daha tabancamı hatırletmak - isti- yen bir hâdiseydi. İstanbulda yapılan Beşiktaş- Ankaragücü maçında Hakkının bir hücumu I şısında kaleci yerinden kımıldamı- ya vakit bulamamıştı. Üç dakika sonra ise Eşrefin orta- | ladığı topu, kafa çıkışı yapan Rid - | van, iyi yer tutan kalecinin eline attı. Gölden sonra yavaş yavaş a- | çılmıya başlıyan Beşiktaşlılar yer- €en ve güzel paslarla Ankara Gücü Falesini sıkıştırmıya başladılar. Güç ırüdafaası bu tehlikelerden kalele- rini muvaffakiyetle kurtarıyor ve göl yapılmasına mâni oluyorlardı. Devre bu suretle 1-0 Beşiktaşın lehine bitti. ikinci devre İkinci devrede Ankara Güçlüler çok faal bir oyun oynamıya baş- ladılar. 36 ncı dakikaya kadar Ankara Gücü nisbeten hâkim oynadı. 396 ncı dakikada Eşrefin soldan Ankara kalesine uzanan şahsi bir inişi direğin yanından avuta git - mekle neticelendi. 41 inci dakikada Abdinin uzun kir vuruşunu yakalayıp Beşiktaş kalesine sokulan Hamdinin yakın mesafeden çektiği şüt de avutla ni- hayetlendi. Bundan sonra her iki takım da Lüyük bir gayretle çalıştılarsa da retice üzerinde müessir olamadı - lar. Oyun da 1-0 Beşiktaşın galibi- yeti jile bitti. | | Kara tekrar beni görmeğe geldi | ve her halde kendisine yine taban- camdan bahsettim. Ondan sonra bir tehdit mektubu aldım. Bu mektup' ta güya tesadü- fen Kara'nın beni ziyarete geldiği bir sırada eve geldi. Cinayet gecesi Kara'nın evimde bulunduğu sırada, şoförünün bek - | leyip beklemediğini anlamak üze- | re, kapıdan dışarıya çıkmıştım. x..! Beşiktaş takımı ikinci karşılaş - measmı ayni stadda yarın Geçler Birliğile yapacaktır. FUAT .. İzmirde İzmir, (Hususi) — Güneş takımı bugün ilk karşılaşmasını Üçok ta - kımile yaptı. Saha cumartesi ol - masına rüğmen pek ziyade kâlaba- Iktı. Oyunu Ankaradan gelmiş o- lan Bay İbrahim idare etti. Güneş takımı: Cihat, Reşat, Fa- ruk, İsmail, Rıza, Yusuf, Rebü, İb- rahim, Necdet, Salâhattin, Üçok takımı: Nejat, Ziya, Ali, Şükrü, Enver, Adil, Namık, Basri, İlyas, Suit, Saim şeklinde sahaya çıkmıştılar. Oyunun ilk yarım saa- ti sıkı akınlar yapan İzmir takımı- nin nisbi bir hâkimiyeti altında geç- ti. Fakat bu müddet zarfında Sa- idin direğe çarpan bir şütü istisna edilirse ciddi bir gol vaziyeti de hu- sule gelmedi. 35 nci dakikada Güneş kalesi ö- | ra evde, karımla yalnız kalınca, tekrar kütüphaneme dönmek üze- | re bir vesile buldu. Tabancama kurşun koydu. Hasmım bana hü - cum etmedikçe, tetiği çekmiyece- ğime de emin bulunuyordu, İşte burası plânının en tehlikeli ve en cüretkârane noktasıydı. O - nun için Kara silâhı başka bir si - lâhla değiştirmişti. Biribirlerinin ayni olan bu iki silâhtan ikincisi, yâni benim tabancamın yerine bi- rakılmış alan yenisi çok hassas bir tabanca idi. Ateş alması için tetiğe dokunmak kâfi idi, (Devamı var) Küt lll | det ve bir çok şüt nündeki bir kargaşal İzmir yine sayı kaydedemedi. Gü- neşliler bundan itibaren sıkı taar- ruza kalktılar. 41 nci dakikada Sa- lâhattinin çektiği sıkı bir şütü ka- leci körnere atmak suretile kurta- rabildi. İki dakika soanra hafbek Saimin çektiği diğer bir şüt direğe vurarak geri geldise de merkez mu- hacim Necdet buna yetişerek Gü- neşin ilk sayısını kaydetti. Bun- dan sonra devre sonuna kadar sıkı akınlarına devam eden Güneşliler hakem düdüğüne bir dakika kala ikinci sayılarını da kaydettiler. Ve devre bu suretle 2-0 Güneşin le - hine bitti. İkinci devre İzmirliler bu ağır sayı farkını gidermek için çok gayret ettiler, fakat Güneş de şimdi açılmış ve temiz bir oyun çıkarmıya başla - mıştı. Öyün yarım saat kadar bu şekilde devam ettikten sonra bir İz- mir hücumunu Güneş bekinin çel- me ile durdurması İzmir Jehine pe- naltıyı icabettirdi ve vaziyet bu su- retle 2-1 olunca büyük bir ümitle uğraşmıya — başladılar. Fakat Güneş 87 nci dakikada Nec- detin ve 41 nci dakikada da Salâ- hattinin ayakları ile daha iki sayı kaydedince İzmir takımının bu gay- Teti inkisara uğradı ve oyun 4-1 Gü- neş'in galebesile neticelendi. Ya - Tın ayni sahada Doğansporla ikinci maç yapılacaktır. ü .. Dün atletizm müsa- bakaları yapıldı Dün Taksim Stadında sekizinci Balkan Oyunlarına hazırlık olmak üzere atletirm müsabakalarına baş- lanmıştır. Bu müsabakaya elliye yakın at. let iştirak etmiştir. Fakat futbol maçlarında inim inim inliyen Tak- sim Stadında atlot müsabakalarını seyir için topu topu 10 meraklı bu- lenuyordu. Bunların arasında da eski Futbol Federasyonu reisi Ham- di Emin görünmekte idi. İdareciler Besim ve Mehmet Aliden mürek- kepti. Saat 15 te müsabakalara baş- landı. İlk müsabaka 100 metre ko- şu idi. Fakat saha çok bozuk oldu- Zundan istenilen neticenin alına- mıyacağı âşikârdı. Nitekim 100 metre koşuda birinci gelen Nazmi ancak 11,6/10 saniyede bu mesa - feyi Katetti. İkinci de Halük geldi. Bunun derecesi alınmadı. İkinci müsabaka 400 metre idi, Bu müsabakaya sekize yakın atlet iştirak etti. Bu müsabakayı Faruk 59 saniyede aldı. İkinci Galip gel- di, 800 metre — Bu yarışı Recep | 24445 te koşarak birinci geldi. İ- kinci İbrahim, üçüncü de Karâ Mu- rat geldiler. Dördüncü müsabaka (1500) met- re idi. Bu müsabakaya İzmit atlet- leri de girdiler ve bu mesafeyi bi. tinci ve ikinci gelerek İbrahim, Galip ikinci de İbrahim geldiler. İbrahim 4,33,1/10 da Gelip, 4,39 de- receyi aldılar, 5000 metrede Artin birinci, dere- cesi 17,44 tür, İkinci Hakkı, üçüncü Mehmet geldi. Son müsabaka 4x100 idi Yarışa Fenerbahçe ve Galatasa- ray takımları iştirak ettiler, çok heyecanlı bir çekişmeden sonra Ga- latasaray takımı birinci, ikinci de Fener takımı geldi. Bu yarışta Ga- latasaray takımı Küzım, Rifat, Nazmi, Halüktan ibaretti.

Bu sayıdan diğer sayfalar: