6 Mart 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

6 Mart 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Mârt 1058 : 4 MISIR ENDİŞEDE | HİKÂYE İng.ilte_re-l'l"alya müzakereleri baîşlayıı:ıca Beklenilmiyen Tokat!. ilk iş Süveyş kanalının emniyetini YSi temin olmalıdır ! Mısır, İtalyanın - Habeşistanda kurduğu - garni- zonların takviyesini kendisi için daimi tehlike addediyor !.. ketleriyle İlhamiye bu cesareti ver: İçıkıyor. Nejat'tada izzetinefis denilen uımnd: oıurmuş, küşenişin istira -- Kahireden bildiriliyor : — İngi memiş miydi, ona? şey hiç de mevcut değil, Zorla güzel- hat olmuş ve artık hiç bir erkek kâl- Jiz - İtalyan konuşmaları Mısırlılar- İşinden de, 15 gün izin almıştı, Bullik olurmu? sürprizle, Nesrine beslediği hislerin| Fikret... Vedat... Selim... kaya.. bini tahrik edemiyecek bir piri fani ca çok merakla takip edilen bir key- iken Eyüb Sabri, şevabı ebediye bi- fiyet olduğuna şüphe edilmemeli. İn- temizliğini, duygularının saflığını is- Ve daha bir çok isimler defterin sa- ricik misal halinde hâlâ gençliğinin |gilterede Hariciye Nazırının değiş « ipat edecekti. hifelerini kaplamıştı. Son sahifede, Duvardaki saat onu Çalarken, İlha. |İlhaminin ismi geçiyordu, altında şu ve cazibesinin önünde bugünün ka - mesi hâdisesi de Mısır siyast maha « dınına da diz çoklurmckte berdevam- filini, matbuatını çok meşgul etmiş- İmi ile Nesrine gitmek için evinden)|satırlar yazılı idi: bir kuş kadar hafif, neşe ile çıktı. Zavallı yavrucuk, bunu avlamak d İtir. Evvelce de yazıldığı gibi: İşte o Eyüb Sabri, h.ı Eyüb Sabri'-!. Mısır bugün kendi kendini mü « Kapmwın zili, iki defa ağır ağır çın-|hepsinden kolay oldu. İlandı. Hizmetçi kız, Hasibe kapıyı aç-| Sen bepsinden safmışsın, Göz yaş- ğ dafaa edecek kuvvette olmadığı için dir. Ve anun jübilesi hazırlanıyor. O zamandanberi san'atine ve kültürü- | Wanıbaşındaki hududa İtalyanların İmıştı. larıma, yalan sözlerime nasıl kandın. ne çok yeni hamuleler yüklemiş- ve Şimdiye kadar asker ve kuvvet geti- ft GNY Bir Jübile Münasibetiyle Yazan: FİLE Şehzade başında doğan, kundakla- nan ve badi badi yürümyie başlıyan ve san'atinden ziyde halkın- kalbi- ne dayanan tiyatronun eskidenberi i- ki meşhur #iması vardı. Biri, o zama- nın erkekletini pullu kanto elbisesi- nin ardından sürükliyen Şamram, ö. tekisi de devrin çehresini tandelden peçe arkasında saklıyan kâdınları re- dingontunun eteklerine dolayan E - yüb Sabri. Bugun Şamram kat kat olmuş ger- enç erkek, Nesrine güzel bir İlhami sordu: Ne kadar, yufka yürekliymişsin, toy- — Nesrin hanım evdeler mi? çocuk. Senden sıyrılmak, hepsinden — Şimdi, nerede ise gelirler. Ter -|kolay olacak her halde.. 4 İziye, provaya gittiler. Buyrun, biraz on kalan bir kaç satırı daha İdinlenin ve İlhamiyi salona aldı. henüz tamamlamamıştı. Nes- İlhami Nesrini sabırsızlıkla bekler. rinin sesini işitmişti, defteri İken, can sıkmtısını gidermek mak -|Cebine sakladı. Heyecatımı belli et - Badiyle etejerin Üzerindeki — mec -|Memeğe çalışıyordu. İçeri Nesrin gir- İmuaları karıştırıyordu. Eli, mecmua-| Mişti. İlar arasındaki, vişne çürüğü kaplı bir| Dudakları yapmacık, bir tebes. İdettere takıldı. Bu bir hatıra defteri Sümle aralandı. idi. - — Bonjur İlhami, söni hiçte bekle- Her sahifesini çevirişte, İlhami ye- Miyordum. hângi rüzgür attı. İni bir heyecan, dehşet ve hayret kar-| — Bonjur Nearin, bugün biraz İşısında kalıyordu. Acaba gözleri al-Tahâatsımm, işe gitmedim, * hatırıma damyor mur idi? seni ziyaret geldi. Fakat bi yazılar Nötrinindi, buri 'î_“; ı;yî ettin, ne var heyok..; T;fı;'kîîn:;lm"' SD VS MA hmlhin yükllka Yaklağıı Gözleri di müdafansını düşünmek vaziyetin- (Süveyş kanalının idaresine ve mü -|nun etmiştir. Fakat bu rivayet çok | Reşat... =““="'ı&î“î="=:“;;: dedir. Onun için bir ordu vücude ge- rakabesine İtalya'nın da iştirâk et - geçmeden Roma'dan tekzib edilmiş -| Onu Heybelide. Muazzezin çayın- , "dîn Iııvnîı b:îınl ıl—ıîcımm- Si tirmiye çalışmakladır. Ordunun le .'mek istediğine dair çıkan rivayetler|tir. Bunun üzerine Mısırlıların — ilk da tanıdım, Çamlarda, bir kaç meh » y miçtı — ı . ivazımı, mühimmatı İngiltereden gel-|Mısırlıların canını çok sıkmıştır. Bu- memnuniyeti tabildir ki kalmamış - /taplı gece geçirdik. Sonradan atlat-| — " s İdi. Fakat her şey daha başlangıç ha-İnun üzerine İtalyan elçisi Mısır hü- tır. — Bilsen.. Ne kadar mes'idum İl- lindedir. İngilizlerin teşvikile İsken-İkümetine lâzım olan teminatı vere-| Hülâsa Misırlılar » İtalyan müza - hami, Sevginin bu kadar tatlı oldu- deriye civarınba bazı eski kaleler ta-irek böyle bir şeyin mevzuubahs Ol - keratından ne netice çıkacağını bek- unu, hiç de sanmazdım, ya - beni mir edilmiş. müdafaa tertibatı a »İmadığını söylemek lüzumunu hisset- ). v lınmıştır. Bu gibi faaliyetlerden sar- mh_ulîm K :î;:;ı.gî;k .İ"L,'İİ Mr:u;!kîlîı' k Artık İlhami bu komediye taham - fa nazar edilirse yukarda dendiği gi-| Süveyş kanalının müdafaası, Mi -| yi a mül edemezdi, şuuruna hâkim ola- bi bir kere daha denilebilir ki herlcer - tngiltere ittifakı mucibince Ma- | DAS suretile Trablus'ün Mısır bu- mıyarak, Nesrine bir tokat aşketti. şey başlangıç halindedir. İarklara sittir. Orayahec-hangi biz| Yü Chetinden emniyet hasil ol - Genç kız! şaşalamış, masum görü Son aylarda dahili meseleler, hü-İmüdahaleyi icabettirecek bir karar | VAS noktasından hali ve istikbali dü- meğe çalışıyordu. Cebinden çıkardı- kümet değişmesi, parlâmentonun da-|tabildir kl Mısırlıların hiç arzu 'et -| ' nmektedirler, eee ı delteri, ikinci defa, Nesrinin sura- Bitılması, yeni inüthııbaı hazırlığı de-| medikleri bir şey olacaktır. ımD_ııır "ü"':,: h:ınırh:ı mt:a.ı: ada 1.| tına fırlattı: dikodüları çıktı. İskenderiyede — bir| jayya'nın Kahire elçisi Kont Ma| İYan münüsebatının 'a taal ı | sahneye tecrübe ve bilginin verdiği'YİP yığmış olmlarını her”hâlde sâ - &ğ pişkinlikle daha cesur, daha san'atkâr olarak çıkıiyör. Ve tuldatçı diye is « tihfaf eden bazı meslekdaşlarını kv kin bir nazarla seyredemiyor. Mı - sırlıların bu endişesine mâhal olma- dığını, çünkü Libideki İtalyan tâh - şidatının Mısır Üzerine herhangir bir —7 İhareket için vzpilamdığını İtalyan « â__ e lar her-vesile ile tekrar tekrar te - XZ * min edip duruyorlar. Lâkin Mısır gi- |bi istiklâlini almış bir memleket ken- Habeşistanda italyanlar vapurunda tanıştık. Bir iki görüşmeden sonra, bu da içimi sıkmağa başladı. Busele- rinde bile, cski tadı. bulamıyorum. Cumartesi günü verdiğim randevuya | glunım budala Modada bekliye dur- Sımııyı — Hunhar.. kahpoe... takımi hüdiseler, mavi ve yeşil göme y) tarafından Misır Başvekili Mah|1âK *decek safbalarında -bu müza - Beklenilmeyen, umulmayan hâdise lekliler arasında çarpışmalar olmuş.| 4 paşaya bu hususta teminat ve - Kerata Mısır hükümetinin de iştirâk ılııımıdı «Beklenilmeyen Tokatsı dogurmuş- tur. Bu da intihabat mücadelesinin | etmişseetmesini. istiyorlar. KAPTAN BLOD ]' - — —— jbaşlangıcı demektir. ae İlhami, hakiki sevgiyi bulmak için kandıracak kadar muvaffakıyetle öy-| Fakat bu dahili işler bir tarafa bı- uzaklaşıyordu. nuyor, rakılırsa Mısırlıları bugün en ziyade ——— O zamanın Şehzadebaşı sahnesi ye-|meşgul eden cihetin İngiliz - İtal - ş gâne sahnemzidi ve bu sahnenin ye »|yan konuşmalarını varacağı netice| Kanal içinde bulu. nan silâhlar gâne jön prömiyesi de Eyüb Sabri i- olduğu söylenmektedir. Mısır maha- getiriğ. yığmalağı Yüku söylendiği di. filinin fikrince ve arzusu şöyledir: (— . bir çok endişe u - Marsilya civarında bir kanalda ba i n & b Londra ile Roma arasında ko -| hk avlıyan iki balıkçı, iki tahta sn- d:mîğî *::îî:ğ;ğî“" Hs DiT | yaşmalar. bir an evvel başlamalı ve | YAndırmaktadır. Şimdi İngiliz - İtal - c okarinlart Sazbıklarıa yilar'a Tinde ve hâlâ rolünün adamı — olan Süveyş kanalının vaziyetine — dair'yan müzakereleri başhyor, başlıya - İde, dikkatle sarılmış 46 tüfek bulun- Eyüb Sabri'nin bu büyük mözhâriye-| Misırlılara emniyet verici bir neti-(cak denirken Mısır hududunun İ - muştür. tile Zübilerini Kutlalarkan bir vakit -|27* Yazılmalı. 009 de Habeşistan me-talyan : müzakerakiin Mstr'a $aal » Kanalda daha başka tüfek bulunup tee siğlkeddönükdü di çöktüğü pri- (Selesile beraber başlıyarak — gitgide'çekilmesine başlanacağı rivayeti çık- bulunulmadığını anlamak için araş- itırmalara başlanmıştır. İrilmesi Mısırlıları memnun Tz GR Ü n Tünl A b memnuniyeti azaltmıştır. O da şu- |dur; İ Mısır - Trablus garp hudüdüna İ- talyanların ne vakittenberi kuvvet TÜRK Sinemasında 2 Büyük Film LUCTEN BARROUX VİCTOR FRANCEN JULES BEERY ve BLANCHE MONTEL PARİS MACERA EĞLENİYOR ADAMI 'arisin eğlence muhitinde cere -| | Bütün dünyada alkışlanmış fev: R kalâde meraklı heyecanlı aşk fil - İyan eden neşeli, zevkli film mi h, -420-8 235 - 6,05 - 940 ' Jartan İngiliz - İtalyn gerginliğin -'mış, bu da Mısırlıları ayrıca mem - madonna'nın torunu yine ayni sahne-| /den Misir çok mütessir olmaktadır. | de her zaman ve daima genç — kalan |giş hal artık bir netlceye Varmalı. Eyüb Sabri için göz yaşı döküyor ve| — Musırlıların düşündükleri, temen - insim yüdürgarkiyor, ni ettikleri, budur. Fakat 80 yaşında olduğu halde Margrit|Londra müzakerelerinin ne vakit baş Gotiye rolünde alkışlanmış - olanlayıp ne vakit biteceğini kim kesti. Sara Bernard'ı düşününce insan — bulrebilir? Yalnız önümüzdeki aylarda san'at harikasına hayret etmiyor am-|bir neticeye varılarak Mısır'ın emni- ma, Hayran oluy İyet meselesi artık her suretle - temin || Tedilmiş olacağı ümit ediliyor. Çünkü Nesi var?. Pek güzel adam. Zeki, münevver, kibar, açık fikirli, çalışkan, yeni kafalı. Böyle adam elbet y de eşrafın hoşuna gitmez. Onları pohpoblamak lâ - zım! Bu da onu yapmıyor.  Beni do ne kadar çok seviyorlardı. Ayrılacağ t mıza gerçekten mütcessirim, Üç gün sonra, İskilib'- ğ ten ayrılmış ojacaklar. detmişler. Haftaları perşembeden başlıyor. İsimler de bşka başka. Alışıncaya kadar epey müşkülât çek- tim, Perşembeye: Pazartesi, cumaya: Cumai diyor - lar. Ve sonra devam ediyor: Cumalertesi, girevü; düşenbe; deri... Günlerin isimleri bildiklerimizden hayli yabancı değil mi?... Kadıncağız yumurtaları saydı, mendilime koydu. Parasim veriyorum. Yanı! bir erkek peyda ol- du. Dikkatli dikkatli bana bakıyor, Etine dolgun, or- . ta boylu, hafif sakallı, keskin bakışlı, tıknaz, kırk kırk beş yaşında bir adam, Giyinişi yerli ahaliden 16 Şubet Yalnız bir şeyden hoşmudum; — Hocalığımdan. Mektep, insan için öyle sonsuz ve sevimli bir çalış- ma konusu ki. BAD Dert unutuluyor, keder avutuluyor; Zihin, oto- matik bir motör gibi, durmadan, dinlenmeden hop çocukların terbiye ye tahsiline çalışıyor. Dün ilk tedrisat müfettişi Sukı Bey — sınılıma geldi, bir iki çocuğu derse kaldırdı, tetkik etti. Ta- Hihime orta çalışkan Çocuklar kalktı. Buna rağmen, adamcağız öyle memnun ki... Sınıftan çıkarken, üst üste belki ön kere: — Teşekkür ederim... teşekkür ederim... Ciâ. den muvaffak olmuşsunuz... dedi. Bu iltifat — çok hoşuma gitti. Emeğin takdir edildiğini görmek, hiç bir madd! mukabili olmasa da, insan için pek kıymet- li bir mükâfat, pek tatlı bir teşvik oluyor. 17 Şubat — Peki... Diyemiyorum. Fakat, niçin. Hayır... Demek istemiyorum?... Ne engel var?... Bunu ben de anlamıyorum. Aradan günler geçti hâlâ bir kararım yok. Dün yine Neclâ gelmişti. Ne müsbet, ne menfi cevap vermedim Kadıncağızdan utanıyo- rum, Kafamın içindeki kargaşılığı bilmez de: — Kendisini amma naza çekiyor... Der, 21 Şubat — Kaç kuruş yumürtalar?... — On sekizi bir kuruş l—anımcıkını a — Pahalı değil mi?... — Emme de pahalı he... On sekizini bir kuruşa viriyok da yine mi pahalı diyon?... — Taze mi bari... — İnanolsun hepsi bu haftanın yumurtaları, bi- zim küçücük gübel eskere gidiyoda yağı, yumurtayı pazara döktüm. Yogsam pazarda ben nidecektim! Pazar yerindeyim. Hükümet-konağına — gidecek yolun ağzında. Mektebe yakın. Buradaki satıcıların çoğu kadın. Köylü, Şehirli. Yumurta, yoğurt, yağ, peynir burada satılıyor. Çarşamba günleri oldu mu.., Şehirin koca çarşısında semt semt pazar kuruluyor, Ekin pazarı, atpazarı, meyve pazarı... Hepsi ayrı ay- mı.. Bütün köylüler o gün çarşıya iniyorlar, satacakla- rımı satıyor, alacaklarını alıyorlar. Ben de, buraya geldim geleli ilk defa pazara uğradım, bir kadından yumurta satın almak istiyorum, Köylü kadını. Pa - zarlığımızı yaptık. On sekiz yumurtayı kırk paraya Aalmağa razı oldum. Nesini pazarlık edeyim?... U « cuz bile, İhtimal İstanbulda tansel kuruşadır. Çok yumurta yiyorum, En sevdiğim şey. Düşün« düm: Bir baftalık birden alayım. Kadına; — Beş kuruşlük say... Dedim. Doksan yumurta, Bana bir halta bol bal yeter, Arada yumurta aramağa kalkmam, Zaten a « ransa da bulmak epey güç oluyor. Satmıyorlar. Böy- le şeyler pazardan pazara satılır. Pazar... Adeta bun- Tarda hastalık. Herkeste 'para hastalığı olur; bunlar- da da pazar hastalığı Hafta başını bile pazar ad - epeyce farklı. Arkasında uzun «pardesü» - biçimin - e bir sako, ayağında imamlarınkine benzer bir pan- talon var., Kaloş potin giyinmiş. Fakat, bana — öyle dikkat ediyordu ki,.. Hem fena halde ımulıııde bem de kendi kendime söylendim: — Ömere De kadar benziyor. — Sonra da içerledim: »— Ne fena adamlar bunlar; saçlarına sakalları « na bakmaz da gözlerini tazelerden ayırmazlar, Kırk yılın başında bir pazara çıktım. Hemen birisi musal- lat oldu... Yumurtaları alınca, mektebe doğru — yürüdüm. Gözüme küçük bir külek içindeki taze tereyağ ilişti. — Şundan da biraz alayım... Dedim. — Yağı kaça veriyorsun?... — Bir buçuk okkalık küleği ile beraber sekiz ku- Küği.. — İyt mitii Acımış falan olmasın...

Bu sayıdan diğer sayfalar: