19 Haziran 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

19 Haziran 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—8SON TELGRAF — 19 Haziran 1938 Müloi uyuşturucu maddelerden Kurfarılabilecek mi ? Rusel Paşa bu gayeye bir an evvel varmak istiyor. Rusel Paşa kimdir ? Polis müfettişliği ile Kahireye gelen genç zehirli madde kaçakcılarile mücadele ediyor. On beş gün evvel, Cenevrede toplanan afyon komitesi âzaları çok.neş'eli idi. Çünkü, Fransız za. bitası, kaçakçılar kralını - tevkif etmişti. Komite üzaları, ellerini uğuş - turarak beyanı' memnuniyet edi- votlardı. Bunların içinde en çok memnun olan birisi vardı: Kırk senedenberi afyonla mücadele e. den, ve Peru'lu diplamatın faali. yetinden şüphelenen Rusel Pııı,.J Bu galibiyetten niçin bu çadar memnun oluyor? Bu Rüsel Paşa ı kimdir?.. Yirmi yaşında bir polis Müfettişi tuz altı sene evvel Kahireye | yirmi dört yaşlarında genç bir İn. giliz gelmişti: Tomas Venvort Rusel... Dahiliye Nezareti polis müfettişliğine ta. yin olunmuştu. Vazifesine başlar başlamaz, teftişe çıktı. Bütün Mı. sırı dolaştı. Bu esnada yüksek ve aşağı tabaka halkının zehirli maddelere olan ibtilâsını anladı. Mısırı, Mısır halkının bu derdden kurtarmıya karar verdi. 1911 de, İskenderiye Polis Mü. dürü olunca, uyuşturucu madde- ler satanlara karşı müdhiş bir mücadele açtı. 1918 de Kahire Po. lis Müdürü (bilâhare de Dahili . ye Nazırı oldu. Misirda, — uyuşturucu - madde kullanan 500,000 kişi var. Rusel Paşa, ilk evvel zehirli maddeleri satanları, kullananları tesbit etti. Mısır hapishanelerin. de bulunan 20,000 mahkümdan 7000 i ya zehirli maddeler ka çakçısı, ya da mübetlâsıdır. Mı. sırda, 500,000 den fazla kokain, morfin ve afyon kullanan, esrar içen vardır. Bunların çoğu 20 - 30 yaşında kadın ve erkeklerdir. 70 yaşında ihtiyarların, hattâ 6 ya. şında çocukların da buna mübte. lâ oldukları görülmüştür. Rusel Paşa, mücadeleye başla. dığı zaman Misir bü vaziyette idi. Hususl bir polis teşkilâtı vücude getirdi. Bunlar, develerle, otomo. billerle, kayıklarla ve tayyareler. le kaçakçıları takibe koyuldular. Rusel Paşa, hafiyeleri vasıtasile kaçakçıları tarassud ediyor, cür. mümeşhud halinde yakalıyordu. Göz açtırmıyordu. Kacakçıların bileleri Rusel Paşa, son zamanlarda fa. aliyetini arttırdı. Kaçakçıların karargâhlarını da meydana çıkar. dı. Bunlar, Bulgaristanda, Yuna. nistanda, Fransada ve İsviçrede idt. Zehirli maddeleri buralardan kaçak suretile ve bin ürlü hile - lerle Mısira gönderiyorlardı. Meuliere taşlarının - içerisine, çift tenekeli konserve kutuları - Da, içi boşalmış ceviz kabukları. na eroin, kokain gibi zehirli mad. | deleri dolduruyorlar, gönderiyor. lardı. Gemi tayfalarının, gemilere ha. ricden gelen teşyicilerin de ka. çakçılık yaptıklarını anladı. Kü- Çük kızların saç örgüleri arasın. da gizlenen afyonları yakalattı. Mısırda, bir dereceye kadar ka - çakçılığın önünü aldı. Fakat bun. ların elebaşıları Cenevrede idi. Asıl onun başını ezmek lâzımdı. 1992 de Rusel Paşa büyük bir müvaffakıyet gösterdi. Jan Voya. tis adlı pek maruf bir kaçakçının Çinde bulunduğunu ve Mısira ge. leceğini haber aldı. Kahirede, kendisine bir şey yapabilmenin imkânını bulamadı. Kaçakçı, Pireye gitmek üzere vapura bindi. Portsaidde çantala- rının karıştırıldığını farketti. Rusel Paşa, kaçakçı çantaların. da bulunan vesikaları — dikkatle tedkik odiyordu. Bu kâğıtlar arasında küçük bir muhtıra defteri buldu. Bu defterde, zehirli maddeler imal eden en büyük fabrikalar. dan, bunları satmakla meşgül o. lan en âdl bir satıcının bile İsmi, adresi yazılı idi. Nihayette, gizli muhabere için bir de şifre vardı. Bu sayede bütün kaçakçıları öğ rendi. ; Rüsel Paşa, altmış yaşlarında.. dır. Misir hükümetile olan mu - kavelesi 1941 de bitecek. Ve mem. leketine dönecektir. 1911 de Eve. lin Doroti ile evlenmiştir. Fakat, karısile başbaşa rahat bir gün ge- çirememiştir. ——— —— ORTA EHLİYETNAMELİ OLAN. LARI DAVET Kadıköy Askerlik şubesinden: 1 — Kadıköy yerli ve yabancı as. kerlik şubelerine kayıtlı olup 333 doğumluların son yoklamaları sıra. sında kısa hizmetli olarak ayrılan ve bu doğumlularla muameleye tâbi olan orta ehliyetnameliler 1 Tem . muz 938 gününde yedek sübay oku. Tuna sevkedileceklerdir. 2 — Gerek yabancı ve gerekse yerli şubeden olan orta ehliyetna . melilerin nüfus cüzdanları, ehliyet. name ve mezun oldukları mekteb şahadetnamelerile birlikte 20/6/933 çarşamba günü sevk muhtıralarını almak üzere müracaatları. İstanbuldaki bütün gazeteler kapatılsın, | — Uzak Şark harbi bundan sonra ne safhaya girecek?. Bu suali sor. manın yeridir. Çünkü Çinliler bir taraftan Japonlara karşı mukave. met gösterirken, diğer taraftan da mali ve siyasi sahalarda başka türlü muvaffakiyetler gösteriyor. lar, İngiliz gazetelerinin Çindeki hükümet mehafili fle temasta bu. lunan, iyi haber alan mul abirle . rinin bildirdiğine göre Çinliler üç büyük devletten yardım görecek. lerdir. Bundan birkaç gün evvel «Son Telgraf» ın sütunlarında yi- ne böyle Avrupa gazetelerinin neş riyatı hulâsa edilirken bugünkü Çan - Kay . Şek hükümeltinin ileri gelen bir adamı olan diplomat Sun Fo'nun Avrupada uzun uza- dıya dolaşmağa çıktığı ve-Rusya. dan sonra Belçikaya geldiği yazıl. mişti. Çinli diplomat Fransız - ve İngiliz payıtahtlarını da ziyaret et. mektedir. Rusyada mühim bir an- laşma yaptığı söyleniyordu. Şim. di İngiliz gazetelerinin verdiği ma lâmat bu evvelki neşsiyata ekle. nince vaziyet hakkında daha et. raflı bir fikir elda edilmiş oluyor. Çinlilerin üç büyük devletin yar dımını temin ettiklerine dalr ve. rilen yeni malümata gelince; Çin hükümetinin mümessili ill evvelâ Pariste bir anlaşma temin edil . miştir. Bu anlaşmanın hududu ge. niştir. Çünkü Fransadan Çine pa- ra verileceği gibi tayyareci gön - derilecek, diğer işlerde de Tüzım olan mütehassıslar yollanacaktır. Çin hükümeti Pransadan birçok silâh, cephane alacaktır. İşte iti. lâfın hududu böyle genişliyor. Fransızlarsı elinde bulunan Hin diçint sahilinden cenubi Çine doğ. ru demiryolu da uzatılmış ola - caktır. Bu suretle Çine lâzım olan herşey Hindiçini tarikile karadan Fransızlar tarafından az zamanda yollanabilecektir Çinin üç muvaffakıyeti İngiltereden temin edilecek yar dıma gelince; İngiliz gazetelerinin yazdığına göre Londradaki Çin el. çisi geçen gün İngiliz Hariciye Na zarı Lord Halifaks tarafından ça. Bırılmış, uzun uzadıya konüşmüş- lardır, İngiliz Harıcı fe Nazırı Çin. Ji diplomata demiştir ki: — İngiltere kabinesi son içtima. ında Çine paraca yardrm edilme. sine karar vermiştir. Onun için Çin hükümetine Londra piyasala. rıtıdan 10,000,000 İngiliz lirası ve. rilecektir. Londra gazetelerinden bir kıs. mı harice para vermenin aleyhin- de oldukları için meselâ şimdi Çi, ne para verileceği habert karşısın. da şöyle bir lisan kulanmağa baş. lamışlardır: «— Biz herkese para vermiye. lim. Avusturyaya para verdik. Al. manlar Avusturyaya girdi. Bizim paramızı tanımak istemiyorlar. A. lacaklarımızı Almanlara kabul et- tiremodik ve demek ki Avustur . yaya verilen İngiliz milyonları Almanların işine yarıyacak. Biz A. vusturyaya para verirken Şuşning hükümeti vardı. Şimdi alacağı - mizi istiyoruz, Şuşning ortada yok. Çine de para verirken bunu düşünmeliyiz: Çan.Kay-Şek Çin. liler için milli bir kahramandır. Fakat yarın alacağımızı isterken ingiltere, Fransa ve Rusya ara- sındaki müzakereler neticelendi. Çine tayyare, tank, top verilecek. Ayrıca Londra piyasasından 10 'milyon İngiliz lirasıtemin ediliyor karşımızda onu bulamazsak?..» Maamâfih bu neşriyat işin dedi- kodu tarafıdır. Biz de İngilterede yalnız İngiliz imparatorluğu iş - lerile meşgul olarak bunun hari. cindeki meseleleçe karışmamak i. çin ötedenberi nasıl bir cereyan olduğu gizli birşey değildir. Şim. di Çine yüz milyon İngiliz lirası verilmesinin aleyhinde olanlar bu cereyana mensub olanlardır. Hal. buki şimdiki Çemberlayn hükü . meti bir taraftan bu cereyana men sub mhafili memnun etmek ister- ken, diğer taraftan da İngiltereyi meşgul eden diğer büyük mesele. leri gözönünden ayırmamaktadır. Çine yardım etmekte ise tabildir ki Uzak Şark işlerinin neticesi çin düşünülen noktalar vardır. Kalıyor üçüncü yardım.., Yine İngiliz gazetirinde okunu. yor ki Çin diplomatları Rusyada da büyük bir muvaffakiyet kazan. mışlardır. Moskova ile Çin arasın. da cereyan eden ve neticelenen müzakerelerin netiçesinde varılan anlaşmanın esasları şöyledir: Rus yadan Çine tayyare verilecek, tank verilecek, top verilecek, mü. himmat verilecek, motörlü vesait gönderilecek. Rusyadan Çine ve- rilecek tayyarelerden 400 tanesi harb tayyaresi, 100 tanesi bombar. dıman tayyaresi olacaktır. Diğer taraftan Tokyodaki Av. rupali muhabirlerin bildirdiğine göre Japon kabinesi fevkalâde bir toplantı yapmıştır. Japon hükü - metinin millete hitaben bir beyan name neşrederek Çinde takib edi. len harb gayelerin! izah etmesi düşünüldüğü de söyleniyor. Çin - deki harbi mümkün olduğu kadar çabuk bir surette ve Japonyanın emellerine muvafık olarak bitir . mek maksadile harekâtı şiddet - lendirmek istiyen Tokyo hükü . meti birçok da malf müşkülât kar. KUÇÜ Yaza H henktar vücudile minyon bir taş bebek;kadar güzel ve sevimli idi. Onun en güzel ta. rafı gözleriydi. Masum ve temiz bir bakış. Dikkat ve tecessüsle seyrederseniz bu masum ve te - miz nazarların altında — yıllarca mihnet çekmiş ağır başlı bir in « san simasını görür gibi olursunuz. Ah o gözler, ah onların sehhar rengi... Onlara baktığınız zaman,, ken. dinizi yeşil tüllerle bezenmiş, gül ve fidanlarla — dolu bir bahçede zannedersiniz. Kendinizden geçer, bu bahçenin her köşesinden ayrı bir zevk almak için dolaşmağa kalkarsınız. Bu saadetiniz çok sür. mez, az sonra etrafı koyu'bulut . lar kaplamağa, güllük, güneşlik © gül bahçesi gözünüzden silinme- ğe başlar, her taraf bulutlanır, bulutlanır.. Nihayet — kendi kudurmuş azgın dalgalarla mü - cadele eden ufak bir sandalda gö. rürsünüz. Of bu çok korkunçtur. Hayatınız her an için tehlikede . dir. İsmi Berin idi. Daha muhitini yeni, yeni tanımağa başladığı bir sırada babası, onu annesile bir - likte yalnız bırakarak — gözlerini ebediyete yummuştu. İşte bu acı felâketten sonra annesi Fehime Hanım, daha pek genç aşta ölen kocasına için İçin gözyaşı akıtıyor ve bu ıstırabım teskin edecek di. ye mini mini Berini bağrına bas. tırarak saatlerce ağlıyordu. A - facan ele avuca sığmıyan Berin sanki annesinin bu ıstırabını bi . liyormuş. gibi ve ona orlakmış gibi dakikalarca onun göğsün - den ayrılmaz ve akan o göz yaş. ları karşısında hürmetle susardı. İşte küçük Berin bu yaşta bile ıstıraba, eleme göğüs germeğe a. lışmıştı. Kocasının — ölümünden gönra bütün muhabbetini yavrusu Be. rine veren Fehime - Hanımı her geçen gün biraz daha sarartıyor, her geçen dakika onu biraz da. ha solduruyordu. Berin de o acı günden sonra küçücük vücudün. den ümid edilmiyecek kadar bir hassasiyetle uslanmış, adeta evin içinde sessiz sadasız dolaşan bir gölge halini almıştı. Berrinin bu halini gören anne annesi kızı Fe. himeye: — Çocuğun başında ağlıya lıya onu da derdli yaptın diye çı. kışırdı. - Fehime Hanım daha a. radan iki yıl geçmeden büsbütün sarardı ve nihayet ayakta dola . şamaz oldu. En ufak bir soğuk al. gınlığı onu günlerce yatakta kal. ——— —— -— — şısında bulunduğu cihetle Maliye Nazırı yeni bir plân daha hazırlı. yacaktır. Uzak Şark Işleri Çinlilerin mu. kavemetini arttıracak sebebler ço Baldıkça bundan sonra daha ehem *li safhalara girccek gibi gö. Rıfkı akikaten küçüktü, ufak a. | izi | Yahud da Damed Feridin" — Tasviri kapattım. Diyememesine sebeb yoktur. Ana kanunda bu. # karşı koyacak bir esas var mı? Bu kadar ağır yük içinde bir gazeteci nasıl evlenebilir. Hapsol . mak var, açıkta kalmak var, sürülmek var, mah- keme mahkeme, karakol karakol süründürülmek, divanı harbe gönderilmek var, Bunların hepsi alın yazısı. Böyle zamanlarda, evde lokmasız kalan ka. Tıya kim bakacak, memedeki çocuğa kim acıyacak'. Şimdi bile kendisi, arkadaşları, gazetesi tehdid al. tin neşriyatını hazmedemiyor. Her vesile ile başla. Te birer yumtuk indirilmesi dalma beklenebilir. Bütün bunları ve mütarekenin meçhul âkıbetini bi. rer birer, inceden inceye düşünen Refik, Nimetle evlenmeyi ancak, bu noktadan iltizam edebilir. Nimette para var, konak var, ahçı var, sevilmek Var, şehvet var, boluboluna herşey var. Gazetesi ka. pansa da kapanmasa da, çalışsa da çalışmasa da bir. Nimetin servetini kondi öz malı bilebill! Şünüyor, Nimeti böyle buluyor. Fakat, kararını boz. mak için karakterini de bozabilme, o seciyeyi yık - mak; yeni bir seciye yaratmak yeni bir huy edinmek lüzım! Refik Ferhunde ile de evlenebilir. Ona karşı ka. nında fazla bir oynaklık, gözlerinde fazla bir dik. kat ve hassasiyet var, Hoşuna gidiyor. Bu sarih. Hat. A . Böyle dü- Edebi Roman No.19 tâ, her akşam, ya kendi söyle, yahud da saza söylet- tirirken: Endamının hayalini gözlerimden silemem. Kollarında can vereyim başka birşey dilemem... Şarkısını, onu düşünerek, onun hayalini, onun endamını gözönüne getirerek söylemiyor ve söylet. niyor mu? Ferbunde, ,, Ferhunde O, şimdi hastanededir. HFasta değil, hastabakıcı! Çalışıyor. Şen, ferah, sakin. 'Tek başına kalmış gene bir kız için bundan emni. yetli iş olamaz. Biçilmiş kaftan! İyi olduğu günlerde, sertabib Refik kafakafaya verdiler,; böyle düşündü. ler. Hastaneden çıkıp da nereye gidecekti, ne yapa. taktı, kimin yanında, kimin odasında veya evinde kalacaktı?. Muhacirin mişafirhanesinde mi?. İstemi. yor. Otel odasnda mı?. Olmaz. Hizmetcilikte mi?, Yapamaz. Çalışarak ve kazanarak mı?, Asla. Nerede Etem İzzet BENİCE çalışacak, nasıl kazanacak?. Kazansa bile kazandığını nerede sarfedecek?, Yalnız oturamaz. Genetir, gü zeldir, böndür, kimsesizdir. Olmaz... Olmaz.. Olmaz!'. O halde, en iyisi hastane. En mükemmeli hastabakı. cılık. Zaten, koskocaman hastanede erkek namıma beş on doktordan başka da kimse yok. Onlar da şefkatli ve centilmen genclerdir. Hem, kadına en yakın ve emniyet veren erkekler de hekimlerden başka kim- lerdir?. Öyle olmak lâzım değil midir?. Bu takdirde mesele yok. Fakat, muhakkak ki Refik bu kızi sev. meğe başlamıştır ve seviyor! Toy kızda da Refike karşı uyanan, sadece rengi, ifadesi tebellür etmiyen bir his var, Genc ve muztarib erkeğin kalbi nasıl mavi gözlerinin derinliğinde okunuyorsa genc kızın iri yeşil gözleri de birşeyler söylemeğe çalışıyor. Yal nız, bu ifadenin dilinden anlamak lâzım! Sevgi mi, kardeşlik alâkası mı, minnet borcu mu?, Bilse ki, Kerhunde kendisinden biraz hoşlanıyor, gözlerinde biriken ateşli temayüller kendisine karşı uyanan aş. kın ilk müjdecileridir. Hiç tereddüd etmiyecek. Gi. decek Ferhundeye: — Seni seviyorum... Diyecek. ve.. belki, saniyelerin şehvete gebe ol. duğu bir an da gelecek, ki gözler birleşecek, arzular birleşecek, vecdengiz - bir istiğrakın hükmü tecelli edecek: Aşk. Âşık olmak, doyasıya sevmek. Bu, Refik için ne Mmüthiş bir arzu! Âşık olursa kendini kurtaracak, ra. kıdan kurtulacak, ıztırabtan yaka siyıracak. — Aşk, şehvet değildir. Aşk, damarların tutuşması değildir. Aşk, saniyelerin lezzeti değildir. Aşk, gönlün zevkini sürüp solması değildir. Aşka hudud biçilmez. Aşk, ihtiyar küreyi eskiten zaman ve mevsim kayıdları ile bağlı değildir. Nice ebedileşen aşklar vardır ki, bize aid olmadıkları halde hâlâ gönüllerimizde onlara yer verir, alevinden hız alırız. Refik, annesinin ölümünden sonra, Ferhundeyi bir defa gördü. Bir mektubuna bizzat mukabele için gördü. Teşekkür için-gördü. Mektub... Mektubi. Bu, bir taziyet mektubu. Geçmiş olsun mektubu. Bir gündü. Annesini toprağa arkadaş ettiğinin üçüncü günü. Gazetede otururken müvezzi geldi: — Pos...ta... Hademe, mektubu uzatlı: Osman Bir gt mağa mahküm ediyordu. arkasındaş şiddetli s.ncı:r” tağa giren Fehime Hantll aylar geçtiği halde du,ıvull;: eve doktorların biri gidip P y liyordu. Annesi Nuriye bife ? öi 4 ta solmağa yüz tutmuş # l yatan kızına, bir de onul cunda silik bir hayal gibİ sadasız bekleyen — torunü bakarak o da bir çılgın gönttü j Hasta günden güne ağırlafi) — .. c ir son baharın söf Dt B idi.. Ağaçlarda ""':ıl ve dökülmiyen bir kalmamıştı. Rüzgâr bir Yüleçe süratile esiyor, etrattaki MA A fidanlar arasından geçerktfi g acı ıslıklar çalıyordu. Hıf:k tikçe kararan, gittikçe k“n-' sularına bakan ufak ve # eç $ evde mini mini bir yavrunül ge kırarak - anne, annem, #Ç Şf ye ağladığı, gözleri yaşlı FÜ ah h bir ninenin de onu bağrtft öçk tırarak susturmağa çıh:“:ıj hayet yatakta tamamen ve solmuş gül gibi dudük li beliren sön tebessüme - Hi kanlar karışan - genç bİT yaltığı görülüyordu... .. erin annesi dt * B terkettiği zaman ıı::" 9 yaşında idi. ilk H iygik büyük ninesinin yanında V eh Eyüb orta mektebine d#"” tiği seneler zarfında gündül Üa güzelleşiyor, ağır ve * ı' Tile, nezih harekâtile M'*",J dini sevdiriyordu. Mualli .,.d" üzerine titriyen müştik b arasında daha 16 yaşında ği rasını da bitirdi. Liseye Yt diğer herhangi bir ok_d'w_,'f etmeği istiyordu. Fakai . Tunduğu şerait buna hM rakmamıştı. Muhakkak annesi her fedakârlığt ':':' rerek onu okutacaktı. Pa Yur çük Berin o müşfik, ak # yük nineye artık yük onu sön günlerinde .;"" '_ refah içinde yaşatımı Tek hayata atılmak hti Ait du. Defterdarlıkta bİF ğ tayin edildi. Berin vazifesinde :g.!' dikkat ve itina ile çalı pi 'ı' zamanda arkadaşlarına V last lerine kendini sevdirdi. Fi ee dairede, yaşının o kadaf / memiş olmasına rağmef _9 senelerin değil, ıstırabifi tığı derin izler taşıyaf, n ruhlu, çelimsiz, bir üzerinde garib bir alâkt rıyordu. Ona, wuılj şam ve bir de öğle tal düf ediyor, mesal odalt mı olduğu için daha kambil olamıyordu » mişti. Onun ölül! sında henüz lisenin $ :'::; Ve fında bulunan Cavid Miligeyir kânsızlık karşısında tahf rıda birakarak hayata * küçük kardeşile ann:f di ihtiyaçlarına cevab uğraşmıştı. Cavid de defterdar)i rin ile beraber çalışıyO” çücük vücudünden ÜP , medik bir hassasiyet ';,.W likle çalışan Berin d€ yordük zarı dikkatini celbediy0” ç Aradan bir yıl BeSt: yie ; genç de birbirlerine KAT aç kınlık hissediyorlardı 9/ biraz olsun konuşmak ,,ı;ç bulabiliyorlardı. Cavif p viyordu da. Her, :;" f; bularak bu küçül mak imkânımı bu""':, » doyulmaz bir zevk "'hınk ©'temiz ve kibar MA Cu ona yakın olarak yı“:,ı) kat ufak maaşlı bir Mtf y kadar az-bir gelirle — “ çi mes'ud edebilirdi. H"îh,.g' lerini ve annesini ::..dı b'"f memek şaritle-. O tt — Yok bu olamaz: (Devamı 7 inci Z —RÜLS L I dB L ECLL GLLK MMM S LELALAM L AD

Bu sayıdan diğer sayfalar: