19 Haziran 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

19 Haziran 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L , : Ç Hay, bana bakın bet... Her. ıNıvıyı linin 8 tayfasından 6 m n etrafında halkalandılar. dümen — başındaki Turna | dle, prova cundasında saf lvar vebön bir halle Marma- Vç tü saatteki güzelliğini sey. Yzmuk Hasan yerlerin « Nlivaıı reis, tayfasını yanına Kiktan sonra onlara çöyle bir ı.ıy ledi: Çocuklar! —.'Uıriyd açıldık! Allah yar. K Muz olsun. Bugünlerde düş. | & Tahtelbahirleri bu sularda Atıyorlar.. Burada palamut . Sük tahtelbahir vardır. Teh « Pi #inde yol alıyoruz! — Onun atli bulunmamız, bu hi. domuzun bir oyununa tu « gerektir. l için gözünüzü dört açın; Kaleye gidinciye kadar is. Yok Avarya olanlaz bor. D suyu gözetliyeceler, Bözden geçirecekler!. Am. idaki tüfekleri de alın.. Bu gözü, suyun üstünden bir Yukarıda gider, camlı bir Uzaktan onu farkeden M ayteş edecek... Bir dela o- Ğmı kırdık mi işi iştir gay- in.,. Sonra tutar, arkamı. , İstanbula şanlı şerefli Kapdan henüz disko - * bitirmişti.. Yukarıda gab - inin cundasında denizi Yamuk — Hasanın sesi ı"lı betl, Bah, ta şu yana © Bir balıh, göca bir balıh N lemiş üzerimize geliyor!. Uvın reis Yamuk — Hasana “erade ulan, ben birşey gör. "u. işte, şa yana bah, iske - k:"“ Goca, emme göskaca .';m. zıplıya zaplıya geliyo be. h €© bütün tayfalar o tarafa İ a.. Suyun — üzerinde hafif & birakarak Nerleyen, hızla (8 Ve doğru gelen bir cisim gör. Pehlivan reis bunu gö - Yandık. Allatım!.. Güvür Lattı, üstümüze geliyor!. Jt narayı bastı, otrafından N üsu gibi dağılan tayfaları. ife dümen dolabına doğru fam çarkı yakaladı, olan. “"ı le sancağa alabanda et. ! "'Pdı. bu sırada dehşetli bir h Nn, koptu, müthiş bir infilâk- Hik bu çatırdının arkasın - Büyaya yükselen — tayfalar, R, müthiş bir sarsıntı ile a fırlıyan direk, seron ve Darçaları göke doğru uç. N.f' farafı siyah bir düman kap. * Birkaç saniye sonra iki am. p. Osından yediği torpille da. h Bah kızaktan inen (Doğanı Marmaranın serin derin * daldı, kayboldu lâkr duyduğu zaman neye şaşıran ve kendini den Pehliyan reis gözlerini t Vakit kendisini bir kalas Na tutunmuş buldu. l Höskoca, boynuzlu kaplum. ı: Andıran de 'üttesinden —uzanan İngiliz Hi Hlileri sudaki tayfaları top- ıınu Bl'lmslmn batmasile kap - M da tarihe karışan Pehli - N* bitkin bir halle kesi *N düşen kollarını gemiden Ya. | Yazan : Rahmi YağıziHİKAYE Vezika, resim, malümat ve not verenler; Eski Osmanlı donanması erkâ- mından miralay Remzi, İskele ve limanlar umum kumandanı albay Şükrü Pala, komodor başkâtibi İhsan, batan gemi kaptanları, eski armatörler. Ve bugüne kadar gizli kalan vesikalur Meis tayfalara şövle diyordu: 4 Bu marmarada palamuttan çok düşman tah- l bahiri var. Gözünüzü açın! Ufacık bir dalga sarkan üniformalı yabancılara u. zattı. — Bittim... dedi! Kuzum beni de çekip alın neredeyse bataca - ğım!.. Tam kaptana uzanan cller, onu san bir gümbürtü duyuldu, de - nizdekilerin biraz ötesine, mine uzağına düçen üç mermi bir anda üç su sütunu çıkarttılar... Bu vaziyet karşısında denizdeki. leri toplamaktan vaz geçen düş. man bahriyelileri birbirlerini çiğ. niyerek açık kaportadan — çeriye daldılar. İkinci üçüncü top ateş . leri Pehlivan reisin kamını da - marlarında dondururken tahtel. SİN (5 inci sahifeden devam) olan filimler şunlardır: «Tesadüf ve çavuş Berry», «Kırmızı orki « deler», — «İspanyol — ihtiram-:Baş rollerde Heinz Rühmann, İngelist Hans moser, «Boşonma seyahatıs: Başrollerde Viktor de Kova ve Heli Finkenzeller, «Bir mayıs ge- cesir. * Almanyada çevrilmek üze. sadüfün — çocuğu»: Jutta Freybe, Paul Klinger, İda Vüst. «Kukla»: Başrollerde Hilde Krahi, Fritz van Dongan. «İki kocalı majas: Başrölde Christi Mardayn. - Daniel De — Poe'nun Tmeşhur eserinden iktibas edile. rek yapılacak olan - «Robinson Crusoe>: Başrolleri temsil edecek artistler henüz seçilmemiştir. Meşür Alman — muharrinden Hermann Sudezmana'ın bir hi . kâyesinde iktibas ediecek — olan *Tilsit'e seyehate: Başrolleri Oy- nıyacak artistler henüz seçilme. miştir. Bu eser vaktiyle sessiz 0. larak mütevefla rejisör Murnau tarafındanda beyaz perdeye nak. ledilmiştir. O zaman kordelânın ismi *Güneş doğarken.... kon . muştu. *Küçük zevcemiz!»: Baş. rolerde Kate von Nagy, Albert Matterstock, Lucie Engliseh, Gre. rarsanız, ne İsterseniz hep ver - dikleri cevab budur: Yarın!... .. Bununla beraber, ertesi gün bir katır buldular. Bir de genç reh. ber verdiler. Dar bir yoldan tepeye doğru çıkıyoruz. Kâh hendekleri atlı . yoruz, kâh çalılıklar arasından lere | tün azametile göze çarpıyor. A . şağıda koyu mavi bit deni sim kayalar... Uzakta, Taşoz, Lim. | Samanoz adaları, gülge gi. r. Dağın cenub tarafında yalçın kayalar arasında sayısız kaynak. r var. Bu kaynakların yanında. ki kaya oyuklarında dünya ile a. Yâkasını kesen keşişler yaşıy Bazıları, o kadar yüksek ki ha . latla çıkmaktan başka çare yok. Sivri bir kayanın üzerinde be. tutacakları sırada yeri gökü sar- | re olan filimler şanlardır. «Te - | Başrollerde | lardan üzüm topla . | tesadüf | tlar, geçiş hepimizi berbad eder ha !.. içinde kayboldu... Pehlivan reli top sesleri, mermi gürültüle: suların çıkardığı haşin ve kor - kuhç sesler arasında tekrar ket - dinden geçti... bayıldı... 'Türk destroyeri rasgele savur. duğu mermilerile denizin bu nok. tasında anplasman meydana ge - tiriyor, orada suya dalan düşman tahtelbahrine bir isabet yapmağı ummuş, ayni zamanda bir ok hı. zile denizaltının kayboldu u yere yetişmiş, indirdiği filikasını ora. da, denizde çırpınn birkaç tay - için bırakmış, süratle o mın.ak.ıda büyük bir kavis üzerinde dönmeğe, tahtel. bahire 2id ufacık bir iz keştı bahir tuhaf bir gürültü İle suyun the — Veirer, Paul Kemp, Hans Jurkermann, «Cennette üç gün-: Başrollerde Lihan Harvey, Vittorlo de Sica filmin hatici manzaraları Viyana Floransa, Venedik, Roma, Napo. live Kapri adasında alınacaktırü * Halihazırda Alman sütüd . Himler ise şunlardır: «Pour le me. rite nışanıs: - Başrollerde Paul Hartmanın, Fritz Kampers, Jutta Freybe, Paul Otto, Paul Dahike «Nanon>; Başrollerde Erna Sack, Johonnes, Haesters, Oskar Sima. «Gaibden gelen seslerr: Reji ve ne Hartmanns: Başrolde Hilde Veissner. «Küçük ve büyük aşk Başrollerde Paul Hürbiger, Hansi Koneteck, Kâte Haack, Paul Ot. to. «Volkanın tepesinde — dana-: Başrollerde Güstaf Gründgen, Sybille Sehmitz, The Lingen, Paul Bilat. «İki kadın»: Başrol - lerde Olga Çekova, Paal Klinger, Rudolf Kicin - Rogge, — Valter Jünsen, İrene von Mayendortt. * Danielle Darvicux'un kında «Katla- isminde bir artistti gelecek sene de «Katia> M muharriri Prenses Biberco . nun diğer bir eserini beyaz per - dede emsil ödöcektir. Bu eserin adı *Louison» dur. Aleksander Kadınların dişi hayvanların gireme. dikleri.. Ve giremiyecekleri bir yer., (5 inci sahifeden devam) | yaz sakallı bir keşiş — oturuyar. Rehberim bunun, Rus prenslerin. den biri olduğunu söyledi. Bu prens, S0 sene evvel dost. larına, hayattan usandığını, in - sanların haksızlıklarına tahammül edemiyeceğini söyliyerek sarayı. ni terketmiş ve Aynaro. ya olmuş.. BSon senelerde artık yürüyemi. yormuş. Bacakları — şişiyormuş, Müthiş ağrılar içinde yaşıyormuş. Koraşu keşişler hergün kendi . sin! ziyaret ediyorlar, yiyecek içe. cek getiriyorlarmış.. Rehberim ihtiyarın yanına ti, elini öptü ve ken tedavi için manastıra finde bulundu. İhtiyar prens, Sersiz gözlerini enginlere çevirdi, boğuk bir ses. le: — Keadimi tedavi ettirmek is . temiş olsaydım İnsanlar azasında kalırdım. Yüreğim Tanri muhab. betile doludur. Vücudümde ağ - rıları hissetmiyorum evlâd.. ze düşen bir vazife varsa o da ancak başkalarınım ıstırab çek < memelerine dua etmektir. Dedi.| | İt rmek tekli « | * BL. | HİKAYE (& Üncü sahifeden deram) ve kardaşlerimin saadetinden baş- ka hiçbir saadet göremem. Bana Herşey haram.. Fakut o, evet o ne olacaktı. Onun erkekler arasında haya- tını kazanmak İçin çabalamasını da istemiyordu. Çünkü yoluna çı- kacak canavar ruhlu bir şeytan onu tatlı, yaldızlı Cakat altında riya ve hile dolu sözlerle aldat - mağa uğraşacak ve belki de mü. vatfak olacaktı. Çünkü Küçüktü, çünkü o her tatlı söze, her ahenk. tar sese inanacak kadar temizdi. Evet onu bir canavarın kitlete - ceği muhakkaktı. Eğer bu aet ha. kikat olmasaydı. Caviii kendini umulduğundan çok dahı mes'ud addederdi. Çünkü o kardeşleri gi. bi Leylâyı da gelccek her tehli - keye karşı müdafasya — bazırdı. Fakat kalbine ve ciğerlerine gi - recek, girmeğe çalışacak bir mik. robu nasıl defedehilir, onun ora « daki tahribatma nasıl mâni ola - bilirdi. Eğer bu görünür bir derd, hissedilir bir 1stırab olsaydı.. Ca. maddi irakümsızlık karşısın. ihayet bir kardeş muhabbeti halini alan bu sevgisi günden gü- ne uteşleniyor, için, için karlanı. yordu. Fakat — sevgisini - Betine hissettirmemek için de uğraşıyor, uğraşıyordu, Çünkü belki bu sev. gi o hassns ruhu incitebilir, belki de umulmadık tesirler yapabi - Tirdi. Of bu parasızlık.. Ona datma: Küçük, derdi. Berin o zaman gözlerini yere indirir, gülen yü. zünü buruşturur, masum bir be. bek gibi dudak bükerdi. Ohun bu hali — Ben küçük müyüm, demek istediği aşikârdı. Evet o küçük « tü. Hern de pek küçük ve zarif. Cavid ona dokunacak en hassas el bile onu solduracak, ena'ba - kacak en munis göz bile onu in. citecek diye titrerdi. Cavid çök kereler gayriihtiyari olarak onun. la meşgül olurdu. Berin bundan şüphelenir diye düşünür ve der. hal yaptığı « hareketin - focaa' takdir ederek büyük bir feragat. le uzaklaşırdı. Of! Ümidsizlik.. Yarının en mes'ud yuvası bugü. nün maddi yokluğu yüzünden da. ba kurulmadan yıkılmağa mah . adam tasavvur edinir. Bu heka. dar acıklı ve manasızsa beriki de o kadâr manasızdır. Üridsiz sev. gi bu manasızlığına tahammül ode. mezdi. Esasen beş yıldanberi çek. RADYO BUĞÜNKÜ VROGRAM Akşam neşriyatı: Saat 1830 Plâkla (i kisi. 18,50 Konferans: Prof. Salih Murad (Redyo dersleri). — 19,20 Nihal ve arkadaşları tarafından 'Türk musikisi ve halk şarkıları. 19,57 Saat ayarı: Gtenviç rasad. hanesinden naklen. 20,02 Konser. yatuvar profesörlerinden viyolo. nist Liko Amar, piyanoda Bayan Sabo. 1 — Konserştük. Şubert, 2 — Könser No, 22: Viotti. 2045 Hava rapörü. 20448 Ömer — Riza Doğrul tarafından Araboa söylev. 21 Klâsik Türk musikisi: Nuri Halil ve arkadaşları - tarafından. 1 — Poşrev. 2 — Beste . Serde havayi kâkül dilde hayali canan: Zekâi dödenin. $ — Şarkı « Vakfı râhi aşkın etmişken bütün canü teni Zekâi Dedenin. 4 — Şarkı - Camı aşkın içtim oldum derdinâk: Şevkinin. 5 — gönül sultanı, aman ey canimın canı Dedenin. & deği d nâz ettiğin: Mu- zikalı Bay Halid. ? — Şarkı . A. Imca gönlümü mihri cemalin Ha. rif'in. 8 — Şarkı - Yeni mode niçin sen beni üzer- gin: Muzikalı Cenab. 9 — Yürük semal - Ey dil hevesi vuslatı ca. nan sana düşmez Küçük Mehmed müsl « Şarkı » Çaykovsky Delbes; Mar * — Sgabatti Seranad - Valse. 2215 Ajans ha. berleri. 22,30 Plâkla sololar, ope. ra ve operet parçaları. 2250 Son haberler ve ertesi günün progra- mı. 23 Son. ka, küm.. Çok zengin fakat detdli bir | Cavid de daha uzuh zaman | Dedim ey | Şarkı - Hoş | li mihnet onu h maştı B mek üzere acele eden memurlar arasında paltosunun yakasını kal. darmış, elleri cebinde, kararsız a. dımlarla ilerleyen düşünceli bir genç de vardı. Sararmış bir beniz, nahif bir vücud. Ayni kararsızlıkla Babtâ . lüden aşağı doğru iniyor. Köptü. yor ve ayn! acullük. rek Haliç is . 1 boş salonlarında bek - 1 Birkaç dakika sonra kala « balık arasında küçük Berin tatc. tüble o gence yaklaşarak. Cavid Bey, siz Samatyada 0 turmuyor musunuz. Büurada ne işiniz var? Hiç, Berin Hanım. Bu akşam eve biraz geç döneceğim de. — Peki amma, sizi pek sarar . miş görüyorum. — Dışarda uzun müddet kalmanız doğru almıya « cak, hava çök soğuk Üşürsünüz. Ne olur evinize gidin. Oh bu ne tatlı bir yalvarış, bu De samimi ve içten gelen bir is . tekti. Cavid ancak onun işitebile. ceği bir sesle — Borin.. Berin, diye inildedi. — Peki Cavid Bey. Fakat der. hal evinize mek Şartile, Halicin köh. isltislerinden ilekdnn wnak - laştırırken Cavid de sel gibi a - kan gözyaşlarını gizlemeğe, sil - meğe uğraşıyordu. Ertesi gün Berin Cavidi d de göremedi. Moraklanıyordu. O ir kış akşamı, Lâpa. lâpa kar yağıyor. Defterdarlık kelesini geve eve gitmemişti. Çünkü ak | saçlı — annesi onu ne oldu diye lip dairedeki arkadaşlarından nuştu. Berin çıldıracaktı. Br. tesi gün güzetelerde göyle bir ha. vadis çıkmışlı: «Dün ahtırkapı sahillerinde ba. lıktan dönen Recab oğlu Musta. fa denizde bir cesed bıtayı haberdar etmiş, yapılan tahkikat ve araştırma neticesin . de cesedin Cavld isminde biri ol. duğu tesbit edilerek morga kal. dıfılmıştir, Tahkikat devam et. mektedir.. En masüm çağında bile ıstırab. da arkadaş, hatta kardeş olan kü. * Çük, Berin şimdi ellerin! o ma . sum yüzüne kapamış Hıçkırarak Katılırcasına ağlıyor, ağlıyor, ağı. hiyordu. RIFKİ OSMAN “Peri masallarına Benzemiyor. (8 inci sahifemizden devam) çalışarak kazanmayı öğrenmiştir. Fakat bundan sonra evinin işile Tmeşgul olacak, kocasına yardım e- decektir. Karneci ölmeden evvel serveti. nin en mühim bir kızmını hayır müesseselerine, maarif uğrunda galışan cemiyetlere ve kütüpha . nelere vakfetmişti. Fakir bir çocuk iken işe atılmış, sefalet ve mahrumiyet ne olduğu. nu bilir bir edum olan Karneci ha. yatının sön senelerden bu cesim servetin vükünü tayımak isterme. miş, İngiliz gazetelerinin hosabına göre 70000 İngiliz İlrası kadar tu. tarı teberrülerde bulunmuştur. Az para kuzananların hayatına biraz 'e ve şetaret vermek istediğini liyerek şöyle dermiş: ken nisbeten fakir ak ölmhek is- e kâ. çİfLİİŞİ bi.. raktıktan sonra dıiğer emlâkini sat müosseselerin! — devretmiş, Rundan anlaşılıyor ki milyarde. torünunun düğünü peri ma. sallarındaki gıpta edilen düğünle. re benzemiyecek. YARINKİ PROĞRAM Öğle neşriyatı 12,30 Plâkla Türk rdusikisi. 12,50 Hayadis. 135 Plâkla Türk musi « kisi. 13,90 Muhtelil plâk neşriyatı. 14 Son. SON TELGRAF'ın Tarihi tefrikası No, 18 Fakat orada olsa Bazan da hamamdâ sıkılıp di. şarı çıkarak oturan Padişah da bulunabilirdi. Kızlar, bir parça bekledikten | sonra, tekrar kapıyı — vurdülar. İçerden gelen giden olmadı. Bir parça daha durup yine vurdular.. Hazinedara ne olmuş acabat. Pa. dişahın huzurunda bu kadar ka . lamazdı. Nihayet arzuyu şahane. yi yerine gelirmek için bir irade ile girip çıkabilirdi. Acaba, — Sultan Aziz, mahrem kapı dairesine mi çıkmıştı. Bu da olamazdı. Padişah mahrem kapı e olmuş olsaydt kendi - kapı vurmaşına mukabil mühakkak turette hazinedar di . Şarı çıkıp ne istediklerini derhal sorması İlanm gelirdi. Hem, or. tada hiçbir şey yok iken kapı vu. ruyorlardı ki buna cevab veril . memesine hiç imkân var mıydı? Kalfalar, kırk beş dakika. süren bir müddetle arasıra kapıyı vur. dular. Ustalarının gelinediğini gö. rünce hayretten hayrete düştü - der Dış kapıda bekliyen kalfalar da genç, dilber Çerkoz — kızlarıydı. Bunlar da bütün kadınlıklarının verdiği bir heyecan ile b yaya dalmış nöbet bekli Hazinedarlarının halveti hüma » yunda İtifatı Padişahiyı har olup, mat dilberle tığını nası) bilebilirlerdi? lacak şeylerden değildi. Gürcü kızı, hiç yirmi beş yaşına gelen hazinedara meydan verir miydi? Böyle şey hatır ve hayale gel . mezdi. Belki, maazallah, nöbet beklediği yerde emri hak vaki ol. muştu. Olabilirdi ya... Kalfalar, daha birçok akla ge. lebilecek şeyler düşünüyorlardı. Fakat kapıyı açıp mahrem ka. pi datresine giremezlerdi. Aradan epey geçti. Valide sul. tan, daha hâlâ hazinedar ustayı bekliyordu. Halbüki hazinedarın — geleceği yoktu. Acaba bir saattır. neden gelmiyordu? Yoksa, emirlerine ilaat ©i et. Kazlarağası ve Nurldü — kalfa Valide Sultanın küptsında bek . leşip duruyorlardı. Onlar da, Ar. Zzıniyazın bir saattenberi gelme . Mesine hem hayret ediyorlar, hem OĞ dlele A a a M a W üler e M d ı 4 MEŞHUR FRANSIZ MARKASI - ! ' Yazan: M. Sami KARAYEL Acaba Sultan Aziz mahrem ka- pı dairesine mi çıkmış idi ? idi.. Muhakkak hazinedarın kapıyı vurup ne iste- diğini sorması lâzım idi de seviniyorlardı. Çüükü Validı sultan hazretlerinin hiddeti, da. ha şiddetlenmiş olmüş oluyord Eğer, Nuridil ile kızlarağası hi kuş olüp da billür havuzün cum tavanına konup gazaba uğratacak ları hazinedarı mmat güzelle yarışa çıktığını görmüş olsalardı, ne de. vece gaflete düştüklerine agâh a. Tarlar, ve bu fettan kadımı sara dan öyle kolay kolay uzaklaştır miyacaklarını anlarlardı. e Sultan Azizin meş'esine pay yoktu. Eski gözdesine bu aks nedense daha ziyade bağlılık * termişti. Gürcü kımnın hıtçınlık. ları, şahlanışları Arsıniyazın bu akşamki gösterileri yanında göl- gede kalmıştı. Billür havuz bin. bir gece maşallarından bir gece daha yaşıyordu. Sültan Aziz bir dildadesinin e- linden diğer dildadesi eline dü . şerek çoktanderi güreş besisinde dolgunlaşmış bulunan — pehlivan wücudünü israf ediyordu. Bu, öyle bir yarış idi ki, ya İki dilberden biri galib gelecek ve yahud mağlüb olarak gözden dü. şecekl. Armniyaz, mat güzelin tehli - kesini bertaraf etmek — mecburi. yetini hissederek, tesadüfün ken. disine bahşettiği bu hususiyetten istifade etmek çin olanca kuvve. tile didiniyor ve hasmile hiç ol . Sultan Aziz neş'eli bağırıyı — Aferin ustam! Sen ne yaman gerymişin de, biz bilmezmişiz be efendim!.. Arnıniyazla Dilşad bütün işve. bazlıklarını ortaya koyara't oyna. geyorlardı. Hatta bir aralık hazi . nedar yeni bir oyun icad ederek, ellerile kokulu Edirne sabununu suda köpürtüyor balon yâpıp u. Çurmağa ve uçarduğu balonların peşinden şahane hareketlerile ko. şarak onları havada patlatıyordu Arzıniyazın bu harekâtı, Sul tan Azizi büsbütün çileden çıkaı. mıştı. Sabunu köpürtüyor, pembe du. daklarını avuçlarının Üzerine ha. fifçe tamas ettirerek satıverdili nefesile küçük büyük balonlar şti. şirerek uçuruyordu. ı ı i ' ı ' ı ' Cal ı A ' ı ı ı ı ı , ' ' ı , SA e DİKKATI Paris COT Y fabrikalarında imal ve ihzar edilmiş bir fransız mustahzarıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: