September 25, 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

September 25, 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni bir mesele Mukavvalı iskarpinler ne olacak? Esnaf, ellerinde mevcud malların satılması için kendilerine bir mühlet verilmesini istiyor Ayakkabıcılar cemiyeti, esnafın bu mütaleasının aleyhin- dedir. Cemiyet halkın izrar edilmesini doğru görmüyor ve mukavvalı iskarpin satmanın aleyhinde bulunuyor arasmı müşt tir Ayakkabıcılar cemi! kanununun dbir deri tta bulunmak üze- | te bir müddet evvel tekmil kun duracıları ve kavaf esı yete di *t ederek, cemiyet salo - nunda toplananlara icabeden izah- ları yapmıştır. Bu ibahlar meyanında, ayakka- biların kali yin maksadile konacak etiketlere - eğer bir kıs- mı mukavvadan imal olunmuş ise- » diye yazı anlatılmı «mukavvalıd zam geldiği « ğ kavaflar bu noktaya itiraz etmiş- lerdir. Bu hususta meselenin mahiyeti- ni daha esaslı surette için önce cemiyetli le görüştük. Her iki ta- rafın fikirlerini de aynen yazı - yoruz; cemiyet ikinci reisi Meh- med Ali bize bu mesele hakkında şunları söyledi: — Esnaf, mukavvalı ayakka - bıların üzerine konacak etiket - lere mukavvalıdır diye yazılma sına itiraz etmiştir. Fakat bu biz- ce ekseriyet değildir. Ancak yüz- de 20 dir. Esasen mukavvalı ayakkabı yap- mak ve satmak istemekte ve bun- da ısrar etmekte mana - yoktur.| Çünkü mukavvalı ile mukavvasız la, maliyet fiatı itibarile 50,| azami T5 kuruş fark vardır ki bu kadar ehemmiyetsiz bir fark için kötü mal çıkarmak abestir; 3 lira veren müşteri 3,5 lira verir, iş sihi glar; Bu. suretle de, teciricen mukavvalı ayakkabılar da piya - sadan kalkmış olur. kkabıların : n sağlam ayakkabi imali- ne imkân yoktur. Çönkü deri ve le fabrikalarımızda çok kı- ir zamanda, piyasaya mal ç- iyor. Halbuki deri ve kösele- nin uzun müddet yatması lâzüm- dır. Avrupada piyasaya çıkarılan köseleler bir seneden — fazla bir müddet usulü veçhile yatırılmış, | pişirilmiş köselelerdir. Burada, ay- | ni ameliye birkaç günde yapılıyor ve bittabi köselelerimiz ve her ne- Vi derilerimiz gayet çiğ, gevşek ve çürüktür. Buna rağmen ayak - kabılardaki — çürüklüğün bütün | mes'uliyeti ayakkabıcılara AŞK, HE Tetrika N. 116 — Bunun aksini, en büyük ru- — hiyat mütehassısları bile isbat e- demediler, Madam! Maamafih, mademki bu mevzuun uzamasını şimdi arzu etmiyorsunuz.. Arzu iniz zaman sizi bu hususta iknaa hazırım. Kimin kimi ikna edeceğini — gşimdiden kestiremem amma, dans — hiç de ruhu tatmin edici bir eğ- lence vasıtası olmasa gerek. Viçelli genç kadının yanına so- uldu. Masaja başlıyalım, Madam! OÖn bes dakika sonra, başka bir uüi ldi İ ei Taüer maalesef | esnafımız cemiyete karşı lâkayd bulunması | 10 bini aşan esnafı cemiyetimizin azası | Di , hiçbir teşekkü' di ke; | ket eden ki ir. Kund | lik çok ince, ve mehateti Bir san'at olduğu halde herkes bu işi yapar. lup olmadığına dair sehliyet» sormaz. Şimdi bütün ümidimiz san'atlar kanununda: Bu ka- nun her cihetle mükemmeldir. Tatbika başlandığından — itibaren bugün saymakla bitmiyecek ka - dar çok olan pürüzlü noktalar ta- mile halledilmiş olacaktır. Bu kanunun biran evvel tatbik sa- hasına girmesini bütün esnafımız namina candan dileyoruz ve bek- liyoruz. KOOPERATİF TEŞKİLÂTIMIZA GELİNCE 1933 yılındanberi — devamlı bir faaliyetle çalışmaktadır. 200 0r- tağı vardır. Ortak a maksızın uhtaç rasgele ehi kimse bir içük edi zamanla | Balmumcular caddesi 28 numi | zada kavaf Haydar Kereste unundan Bu hâlk için de tdir. Yalnı bir nokta var Bizlt Ayak- avvalıdır» sak kin üzerine | diye etiket koy se almaz. Bu takdirde halen elimizde bu - Bu malların satılması ise en az 6 ay- lık bir iştir. Binaenaleyh bu iş şim- diden tedbir alınmak — suretile 6 aya kadar ancak düzelebilir. Hal- kın menfaatini düşünürken bizim zararımızı intaç etmemek için bu hususla bize biraz müsaadekâr davranılması lâzımdır. nu lunan malları ne yapacağız?, EEzmamı saz a Hd YECAN ve İHTİRAS ROMANI yazan İskendar SERTELLİ Müşterinin odasına gitmeğe mec- burum. — Haydi, vazifenizi yapınız! — Lütfen yüzü koyun yatar mı- | sınız? Ayten dönerek yattı. | Bun 1 sene yaptı- i hesabla - 330 bin bin li- «Küçük san'atlar kan tatbikına başlandıktan sonr: mak Üü bir ekunduracılar kürsu» açmağı tasavvur ediyoruz. en tedkik- nun işe n üzerinde şir ler yapmaklayız. Cemiyetimizin aza adedi 300 ü geçmemekle beraber, her ay, yar- dım faslımızdan, çalışamıyan düş- künlere, ihtiyarlara 50 - 60 lira da-| Bitiyorüz. Cemiyı tanesinden er umümi has- 'ade ettiğimiz gibi ayrıca bir de hususi doktorumuz | vardır. | Sözü şu cümle ile hulâsa etmek Pazarlıksız satış kanunu hakkında| kavaf esnafının düşünceleri | | | | | — Aman, kemiklerim çok ince- | dir. Sakın fazla sıkmayınız! Müsterih olunuz, madam! bendeniz alelâde bir masajer de - ğilim. Tıb fakültesinden mezun bir doktorum. Cebinden bir küçük şişe çıkar- | di. | —— lkönce hafif bir friksiyon Çadırcılar 181 numarada kavaf Aliz — Çarşi ve Mahmudpaşadaki 'da bulunan her ayakka- A az çok mükavva vardır. Bil- a ince ve zarif zenne ayak - bılarında.. - Üstüne bu suretle zaılırsa mallarımızı kime s: iz? Kavaf ayakkabısı mukav- z olmaz. Çünkü çok ucuzdur. Bize biraz mühlet verflse çok iyi olur. FIKRA Zamanında ölen üç ihtiyar NAHİD SIRRL Cihan harbinin ortalarına doğru, daha Avusturya - Macaristan Tâl etmeden Francois-Joseph sek- sen altı yaşında olarak vefat ey- | İlânın da büyük bir rol oy- | mamadığı gibi önünü atmak için de birşey yapmadığı büyük harbin sonuna kadar yaşasaydı, memle- vmişti. kette kopan ihtilülde olacak ve payıtahttan bir canlı ce-| naze halinde ve hakir ve zelil ka- ken ihtimal ki yollarda ölecek- masında tesir değil kop: cağını fark dı n nihayeti di de öteki ihtiyar, tan Mehmed İstanbuld koparak bula ee meteri mukadderdi, v iradeden ma se beşinci sul- | noksan ve kusuruna ordularının payıtahi rine ha | bir adam | terini Ğ gibi sevinecek tir değildi. Harb felâket- renince kendisine nüzul inen büyük dedesi birinci Abdül hamidin belki akaıbetino uğr: dan, zaferi mwihat gözlerini kapaması ma - v rüyaları lihin ken - disine bir inayeti oldu. Fukat ni - hayet bu iki bül de tahtımı işgal ettikl | kete hizn Pek Fran ri, memle- - J öseph'in yegâne hüne- ah karanlığından evraka imza atmak ve © Reşadın dokuz yıl süren Padişah- lığında bütün işi, gücü gelenle - rin yüzüne gülerek gidenleri çe- kiştirmek olmuştu. Halbuki vak - tinde ve zamanında öldüklerine bu fıkranın serlevhasında işaret el- tiğim ihtiyarların üçüncüsü Tho- mas Masaryk'in uzun yıllar esir yaşamış bir millete bütün ül - külerini en geniş hadlerine kadar tahakkuk ettirmiş, başına geçtiği Çekaslovakya devletinin mensub olduğu 1rkın şeref ve hükimiye- ti için tesis edilmesinde en büyük rolü oynamıştı. - Şimdi inkısam tehlikesi karşısında bulunan ve | büsbütün parçalanıp parçalanmı - yacağı veyahud yeni bir korkunç imtihandan geçip geçmiyeceği şu günlerde henüz bilinmiyen Çe - koslovakya topraklarının üstün - den altına, herşey milleti için güzel ve eminken, bir yıl evvel intikal etti. Üç ihtiyarın tekrime ve tarihe en lâyıkı şeksiz o olduğu | gibi, tam zamanında ölmek hu - susunda en talihlisi de yine o oldu. bir s kavvalı a ne gi mukavvalı ayakkadı almayız, bu ik bir iştir. Şimdiden mu- yakkabı önü- e biz de bundan sonra imalinin eye kadar bu iş yo- olur. Aksi niz zarar bizi fi kdirde bir a- e duçar edebilir Büyükçarşı 207 numarada Ah- | med İlkesen: inde | | zin Cağaloğlundaki salonunda a- Gayri mübadillere ald mühim bir karar Yeniden yirmi gün mühlet uu Bu m akları 4 I | badiller ve eli I nan gayrimü rinde bono bulu şahıslar; b | j takdiri da tevdüne kaymet d Her gece On ev Soyuyormuş Azı'ı hırsızıa marifet. eri öğrenildi Bebekte oturan bir ecnebinin | evine girerek birçok eşyaları ça- lan azılı gece hırsızlarından İne- bolulu Raşid oğlu Şakirin yaka - landığını yazmıştık. Zabıtaca ya- pılan tahkikat neticesinde Şaki- rin birkaç gün içinde geceleri on- dan fazla eve girerek —hırsızlık yaptığı anlaşılmış ve çaldığı eş- | yalar tamamen meydana çıkarıl- mıştır. Eminönü Halkevinde dil bayramı Emibönü Halkevinden: 26 eylül 938 pazartesi günü sa- at (18) de (Dil bayramı) Evimi- şağıdaki program gibi kutlula - nacaktır. Yer darlığından hazı lanan giriş kartlarımı arzu eden- lerin Ev bürosundan almaları ri- ca olunur. Dil bayramı programı: Saat tam 18 de Ankaradan ve- rilecek konferarisın dinlenmesine başlanacak ve hitamında: İstiklâl marşı: Evimiz or - rafından: Koönser Beyazıd, Parmakkapı, Balmum- | cular, numara 40 İbrahim Ulusoy — Elimizde mevcud mallar sa- tılmadan üstlerine «mukavvalı dire diye yazmak bunların satıl - | Masına mâni olacaktır. Mevcud satılıp bitme bence Sonra uğuştururuz. Aytenin kolları çıplaktı. Masaj mütehassısı, Aytenin kol- larını keskin kokulu bir mayile ıslatarak uğuşturmağa başladı. — Nereli olduğunuzu sorabilir miyim? İstanbulluyum... Türksünüz demek — Evet. Neden hayret ttiniz? — Hayır. Hayret etmedim. Fa- kat.sizi temin ederim ki, binler ü arasında ilk defa bir Türkkadınının vücudüne yapıyorum. — Olabilir.. Tesadüf etmemiş- siniz! — Venediğe yenimi geldiniz? — Evet... — Bundan daha evvel hangi o- tele inmiştiniz? — Britanya oteline. — Prens ve prenseslerin oteline.. Öyle mi? — Evet.. — Bekâr mısınız, madam? masaj | ayakkabı almak için şteri en fazla 240 - ayakkabı almak is- ter. Bu fiata verilen bir ayakka - bırın mukavvasız ve daha iyi ka- litede olması nasıl mümkün-olur. Yalmız sırf köseleden mamul ve (Devamı sahifede) dayır. sır. sarayındadır. Masajer biraz daha v zik dav- ranarak : Sizi meşgul etmek ve canı- nizi sıkmamakiçin konüşuyorum, madam' Kusur — işledimse beni anüz. kis. Size teşekkür ederim mazur g — Bi ki, beni sıkmıyorsunuz! Çok ko- nuşkan bir erkeksiniz — Ne yapalım, madam! Müş rilerimizi memnun edebilmek için konuşmağa, hatta eğlendirmege mecburuz. Şimdi sual sormak sırası Aytene gelmi, Viçelli masaj yaptıkça Ayten derin bir haz duyuyor ve âsabı - | nin yatışdığını seziyordu. — Çoktanberi bu otelde mi bu- hanuyorsum Diye sordu. Masaj mütehassısı büyük bir | nezaketle: 1 — Evet, madam, dedi. Dört yıl- Evimiz oörkestrası | YAKINDA| n gizel edebi roman Son Telgrafta | —— Masajın, âsab üzerinde duns- | tan daha müessir bir tedavi va- Sıtası olduğundan emin değil mi- siniz? — Hayır. madam! Dansı, ma- sajdan daha müessir bir | Tarak ileri sürebilirim. | Şu halde bu mesleki bırakıp bir dansöz olmalıydınız! — Otelin danssalonundabu va - | zifeyi de yapıyorum, madam! Fa- kat o iş benim için bir eğlencedir. Vazife değil.. Aylen susmuştu. Viçelli yavaşça Aytenin kolla- rından tuttu. Lütfen sırtüstü yatar mısı - niz? , Ayten esniyerek döndü. Vicelli: — Uykunuz mu gldi madam? dedi. Ayten: —( y Hayır, dedi, çok haz duy - asıta - | | hlet zarfında herkes dosyalarını tamamlamak mecburiyetindedir. | halat takılmış, Bandırma seferini | işte mütehassıssınız! Tebrik öde- verildi Diğer şehirlerden de her gün ordarlığında gayri- örülmüş risyo ikmal etmemiş © mühlet verilm kadar nok tamamlıyarak İstanbul lığında müteşekkil ler' tasdiy gayriri ları ktır. * Vaz K Belçika da kısmi seferberlik yap- | miştir * Fransız Hariciye Nazırı dün | sefirimizi kabul etmiştir. | * İngiltere, Rom garistan ve Yugoslavyaya yapa- cağı mali yardımlar hakkında ye- ni bir proje hazırlamıştır. & Geçen cumertesi Beyoğlun- da kalb sektesinden ölüp de hü- viyeti anlaşılamadığı için kimse- a ve Bul sizler mezarlığına gömülen ölü- nün eski fırka kumandanlarından Hamdi Naciye ait olduğu anlaşıl- mış ve bugün mezarından çıkarıl- mıştır. Yarın merasimle Şehidli- ğe gömülocektir. * Yugoslavya Başvekili Balkan devletleri ve Türkiye selirlerini kabul ederek Avrupa — vaziyeti hakkında görüşmüştür. * Mısırda kadınlar bir kongre yaparak Filistin ahvali hakkında görüşmeye ve Filistini kurtaracak etmeğe — karar | * Vali Yalovadan dönmüştür. * Sus vapurunun pervanesine yapamamış, yolcuları Mu gelen 'Trak alıp Bandırmaya * Adap na ait bir kamyon | Kartaldan İzmite giderken fazla sür'at yüzünden köprüden geçer- ken devrilmiş, içindeki amelei den bir kıs ezilerek öl! yetsiz olduğu anlaşılmış, tevkif e- dilmiştir. * Şirketi Hayriye vapurların- | da hırsızlık yapan Raif dün tevkif 4 yaralanmış, üştür. Şoförü: ——— sısı, Ayteni, kü- çüklüğünde büyük annesinin çey- zeklediği gibi, kollarını çapraz - lamaüstüste — koyarak sağa sola | salladı.. Yukarı kaldırdı, aşağı in- dirdi. Tekrar uğuşturdu. — Yorgunluğunuz gidiyor, de- ğil mi madam? — Evet. Evet. Siz cidden bu rim. Viçelli küçük bir vak'a anlattı: — Geçen yılın sonbaharında bir İspanyol prensesi gelmişti oteli- mize, Bir akşam beni çağırdı.. Git- tim. Masaja başladım. Çok hoş - landı. Her akşam çağırmağa baş-| ladı. — Masajdan mı yoksa sizden mi? — Her halde masajdan olsa ge- rek medam! Çünkü prenses iste diği erkeği her zaman bulabilirdi Çok zengindi. hoşlanmıştı. | sız Hariciye | Vekili | rafından ile: | Malümdur kâ bu madde Mille Cenevre içtimalari Yazan: Ahmed Şükrü Milletler Cemiyeti asamble V€ konsey içtimalarının ba detf? zarfındaki müzakereleri, ıili”'y im gürültüsü arasında zorlukla gitilebildi. Avrupada mily silâhle asker «manevras yal devletler birbirine tehditler #8Yİ rurken ve İngiliz Başvekili sulht korumak için Almany « ile İl re arasında inekik dokurken, sekir devletin murahhesı Cetf rede toplanan on dokuzuncu ” | samble içtimama iştirak etariştir Büyük devletlerin Hariciye Y Ki olarak içtimaa yalnız Bay Littk nof iştirak etmiştir. İngiliz Hariti yola çıkmak üzereyketi yle meşitl Frafr ye Vel Çekoslovakya mesele olmak üzere Londrada k: Vekili aralı Cenevrecd | Alfabe ile âzadan üzaya den reislik Tânda muruhhası rası bu defa Yeni Z Ğ i Gordan, bir kaç gün san: msamble içt sini yaptı. Bir zamai” far, asambleye reis seçilmek bÜr yük bir şeref sayılırken, bu reislik için namzet bulmuak kolaf ya Hariciğ? veislik vazil vekili Holsti' dü. Fakat bu zat reisliği kabul ©* medi. Sonra Romanya — Hariciy? Köomnen'den — bahsedilli Buhranın merkezi olan Çekoslür vakya ile olan yakm münasebet” leri dolayısile ondan da vazgeçi” di. Ve nihayet İrlanda Başvekil üzerinde karar kalındı. Asamble rüznamesinin en ebeti” <i, sanksiyonlar ME” uyandırmıştır. Bu reaksiyona ÖM ayak olanlar da küçük devletler” dir. İskandinavya devletleri, €© çenlerde Kopenhağ'da yaptıklaft bir içtimada sanksiyonlara karşf vaziyetlerini tayin etmişlerdi vaziyet, Cenevrede İsveç, Nor”ef ve Holanda murahhasları tarafif dan izah edilmiştir. Anlasılıyor bu devletler, zecri tedbirlerin biki meselesinde ihtiyarlarını #” hafaza etmek istiyorlar. Kendi vafakatleri — olmadıkça — tej larından askerlerin geçmesine razı değillerdir. Büyük devletlere gelince; giliz murahhası Lort Delavar, İ07 gilterenin noklai nazarıni izah © ir, İngiliz murahhasının b" nokta üzerindeki sözleri sarih ©" mamakla beraber, her halde İT gilterenin de küçük devfetler #” ürülen noktai MW zara temayül ettiği anlaşılmakt© dır. Fransiz murahhası, yalar? © konemik meselelerden — bahsed” vek bu noktaya hiç temas cti / miştir. Pakt ile girişilen taahhil lerle bağlı kahınmasını ve bit da Çekoslovakyayı müdafaa yalnız Sovyet Rusya hariciyt kili Litvinol olmuştur. Sanksiy' lar hakkındaki nihai karar "'.: memekle beraber, küçük ve Bil yük devletler tarafından rülen bu ihtirazi kayıtlardan *0 ra artık bunların gömüldüğü $7? lenebilir. Fakat hâdiselerin F; tecellisi olmak üzere, Çin m"»_,. hası, Vellnglon Ku, Japonya Ni kında on yedinci madde hüküt” l e SA ea rinin tatbik edilmesini istem Ti . v İv Cemsiyetine âza olmuyan bir (€ . letin, misak hükümlerini hbddı" miye dâvet edülmesi !ı:lıh!li"v onların. tatbikine İ dar gidebilir. Konsey de w:'d lebini kabul etmiştir. Cene' devletler sanksiyonlur ılo!“"" vmriyet seken, b TC ya hakkında sanksi kadar varacak - bir ni başlamasına cevaz vermesi, £t bir tezat teşkil etmektedir. - ya hakkındaki karar şöyle dilebilir: Çin bir defa şikâiy duktan sonra hususi bir mü mede düva açmıya — benziyef muamelenin önüne geçilerti” Fakat Japonya hakkında #7 Ti tedbirlerin tatbikine ke0V (Devamı 6 mecı (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: