25 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

25 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HL ae $ KÇış bastırmadan önce Göçmenler getirilebilecek Dün akşam da Edirneden 200 kişi- — Hik bir kafile şehrimize geldi Yurdumuza getirilen göçmen - — İerden (200) kiştlik bir kafile dün akşam Edirneden şehrimize gel- Miştir. Edirneye kadar kendi Va- — Sütalarile gelen göçmenler oradan da Edirne şosesini takib ederek İstanbula gelmişler, iskân mü - Gdürlüğü tarafından kendileri kar #ılamağa tahsis edilen memurlar — Marifetile barınacakları yerler — kodilerine gösterilmiştir. Göç - Menler iki gün de şehrimizde ka- lacaklar, sonra iskân edilecekleri Muntakaya sevkedileceklerdi: Diğer taraftan pazartesi gü: Romanyadan şehrimize yeni — Bir kafile göçmen daha - getirilmesi beklenmektedir. Ayrıca «Vatane — vapüru — da YVarnadan büyük bir kafile geti - recektir. Geçen sefer getirilmiş olan 3000 Bgöçmenin bir kısmı Trakyaya, bir kısmı Niğde ve Yozgad havalisine yerleştirilmişlerdir. Kış gelmeden evvel göçmenle- | rin ana vâtana nakli için vapur a- dedi arttırılmıştır. Diğer taraftan; önümüzdeki se- neden itibaren göçmen işlerinin daha vâsi ve esaslı bir şekilde icra olunması için hazırlanmakta olan proje ikmal olunmuştur. Bu hu - susta Yugoslav hükümeti mu' - rahhasile şehrimizde yapılmakta olan temas ve müzakerelerden maada ayrıca Romanya ve Bul « | garistanla da görüşmelere giri » şilmiştir. Bir değil,on Almanıdo- landırmış ve hepsinden kıymetli şeyler aşırmış Paşazadenin bütün marifetleri birer birer meydana çıkarıldı Kendisine mühendis süsü vere- Tek tanıştığı ve ahbab olduğu bir | Alman mühendisinin fotograf ma- kinesini çalan meşhur sabıkah - lardan paşa zade Sald Cemsilin ya- kalandığını geçen gün yazmuştık. Zabıtata yapılan tahkikat neti- cesinde Sald Cemilin bundan baş- ka kendisine bazan mühendis, ba- zan mimar veyahud tüccar süsü Vererek birçok Almanlarla tanış- | Iki balıkçı ; Dükkânı - Kapatıldı Bir de_fırın . seddedildi Beyoğlu mıntakası dahilinde iye teftişlerine devam edil - Bilhassa gida maddeleri salan dükkânlar sık sık tetkik edilmek- ledir. Halka bozuk ve evsafını | kaybetmiş maddeler satan ve dükkânında bulunduranlar da şid * detle cezalandırılmaktadırlar. Bu cümleden olarak dünkü kont | rolda Beyoğlu Balıkpazarında ba- | hıkçı hact Hasan we balıkçı Esa. tın dükkünlarını pis tutlukları O görülmüş, pis balık sularını da | sokağa döktükleri tesbit edilen bu iki balıkçının bu sefer birer hafta | müddetle dükkânları kapatılmış. tır. Belediyece tayin edilen evsaf- — taki francalayı bozuk çıkaran bir fırın da bir hafta kapanma cezası- na çarplırılmıştır. |mparatoriçe Öjeni may ve evlerine girmeye muvaf- fak olduğu ve bunların evlerin - den pek çok eşya çaldığı anlaşıl- miştir. Bu suretle Sald Cemilin evleri- ne girerek hırsızlık yaptığı Al - manların sayı: fazladır. Said Cemilin hırsızlık yapmak için Almanları tercih etmesi almanca çok iyi bilmesindendir. ondan 879591 Kişi Fuarı gezdi Fuarı ziyaret edenlerin kat'i ra- karnı ancek dün — alınabilmiştir. Bir ay içinde İzmir fuarını 789591 kişinin ziyaret ettiği anlaşılmış - tır. Geçen sene ile bu sene muka- yese edilirse bu sene fuarı 181030 fazla ziyaretçinin gezdiği anlaşilır. Eminönü Halkevinde müzik dersleri Eminönü Halkevinden: I— Bvimizde piyano, keman, viyelonsel, bas, solfej ve koro di lerine bu sene de yeniden talebe kaydolunacaktır. 2— Yeni ve eski talebenin 1 bi- rinciteşrin 936 e kadar kayıtlarını yaptırmak için birer fot-*rafia Halkevi bürosuna — müracsatları ve bu suretle kayıtlarını yaptıran ların birinciteşrin cumartesi gü- , Hü saat (18) de Halkevi salonun- da bulunmaları rica olunur. bu enteressan ve orijinal yemeği merak etmişti ve bunun Fransada yapılamaması izzatinefsine dokunmuştu. Emsalsiz derecede güzel ve na- | Zik olan Öğeni Padişahın buzuru- | ha girdi. Sultan Aziz; Öjeninin çok neşeli zaketle kabul etti. Ve bir arzuları olup olmadığını sordu. İmparato- tiçe; kahkahayı basmışı. y Sulan Aziz; Öjeninin çok neşeli olduğunu görünce: — Haşmetmeab; neş'enize işti- | rak edebilir miyim* — Hay, hay. — Buyurunuz... — BSarıburma meselesi... Sultan Aziz; hayretler kalmıştı. Sarıburma da ne olu - yordu? — Efendimiz; sarıburma haşu- içinde | | dıkları şikâyet olunmuştur. | | Günde 14 saat Çalıştırılan İşçiler mi var ? İstanbul iş dairesi ehemmiyetle tahkikat | yapıyer Karaağaç Sütlice ve Silâhtara- | Badaki tuğla harmanlarnda iş- | çilerin sabah saat 5 den akşam 13 e | kadar bilâfasıla 14 saat çalıştırı!- İş bürosu 3 üncü bölge âmirliği burada vazife gören işçileri ko « Tumak üzere hemen harekete geç- miş ve ehemmiyetle tahkikata başlamıştır. | ODADA BİR TOPLANTI Diğer taraftan pazartesi günü sant 15,30 da Ticaret ve Sanayi e- dası salonunda İktisad Vekâlefi iç ticaret umum müdürü Müm - taz Rekin riyasetinde tekmil 8- nat cemiyetleri reislerinin ve kâ- tibi umumilerinin bulunacağı bir | toplanlı yapılacaktır. Bu toplantıda pazarlıksız satış kanununun tatbiki etrafında gö- rüşülecek ve bazı kararlar verile- cektir. Maktu Satış Esnafta tenvir ediliyor Pazarlıksız satış kanununun Aatbiki için neşredilen kararna - me alkâmına göre, esnafı hazır- Jıklı bulundurmak için bakkalar cemiyeti idare heyetince bir ka- zar verilmişti. Bu kara göre ce - miyetten ikişer kişi mıntaka mın taka gezerek esnafa — pazarlıksız satın kanununun tatbiki husu - sunda izahat vereceklerdi. Cemiyetin verdiği bu kararın tatbikine dün başlanmıştır. Cemiyet kâtibi umumisi Faiz Gündoğdu ve diğer iki zat Beya- zıddan Topkapıya kadar olan mın takadaki mensublarına kanunun tatbiki hususunda izahat vermiş- lerdir. * Bundan sonra muhtelif semtler ayni suretle gezilecektir. Dil bayramı münasebetile Üsküdar Halkevinden: Dil bayramı münasebetile 26/9/ 938 pazarlesi günü saat 18 ve 21 de Halkevi salonunda yapılacak tö- ren proğramı: 1— Dil kurumu adına tadyoda verilecek konferans dinlenecek - tir. 2— Halkevi dil, tarih ve edebi- yat kolu üyelerinden avukat Re- Şad Kaynar tarafından dil inkılâ- bımizin ehemmiyeti ve geniş ma- nast etrafında bir konferans ve- rilecektir. 3— Konser: Ar kolu üyeleri ta- | rafından. 4— Salon herkese açıktır. İ nuza mı gitti — Evet; — İrade buyurulursa yapsın - lar... — Hayır; bizim ahçıbaşı bir türlü — öğrenememiş, hayretimi mucib oldu. Doğrusu merak et- | tim. İrade buyurulur ise; Türk ah- çısı sarıburma yaparken görmek istiyorum. Bu sebeble; neşelen - dim. — İrade buyuryrsanız; — şimdi vaktiniz müsait ise mutfağa ka- dar gidelim.. — Çok memnun olurum. Bizim | ahçıbaşının izharı acz ettiği ve öğ- renilmesine imkân göremediği bu işi yakından görmek benlin için çok meraklı olacak. Sultan Aziz; mabeyincisini ça- Birdi. Emri verdi. Bolulu, ahçının başı bolâya gir- mişti, Söylenip duruyordu. Bere-| Mütekaid yüzbaşı “Otobüs devrildi ! ,, “Otomebil parçalandıl,,| diyeruz da.. Hepimiz; her gün, hazan her saatle sabah, öğle ve akşam çı - kan gazetelerin muhtelif sayfala- rında şu başlıklara raslıyoruz: «Bir otobüs devrildi!. «Bir O - tomobil parça parça oldu'» hüdi nin sebebi sürattir!. Sinirlerimize — şiddetli — bir kizbaç tesiri yapan bu - baş- Dıkların — altındaki — sütn — sü- tun yazıların korka kerka, deh - yet içinde kalarak okuyoruz. Senc- | lerdenberi birçok ve zararı he - | sabsız faclalara sebeb olan bu fe- €i kazaların devamındaki keramet | * nedir? Bana kalırsa; Lüleburgazda olan ve yaralı insanların listesini yü- zümüze vuran kazanın mes'ulle- ri ne yol, ne otobils, ne şeför ve ne de yarolanan ve ülen yolcular- dır. Herhangi bir kazayı yazarken| sebeb olarak gösterdiğimiz suç - Inlar sürat ve şefördür. Halbuki «bir etobüs devrildi'« derken kazanın kimin tarafından yapıldığını işaret etmiyorruz. Tecrübeler — gösteriyor ki asıl kabahat şoför ve otomobillerde de- ğildir. Bunun doğruluğu meydan- da olduğuna göre böyle kazala - rın sebeblerini ararken ilk aklımı- za gelen şoför ve otomobil değil.. Bunlara müsaade edenler, mes'ul şahıslar olmalıdır. ÜRHAN CEVAD Ve binbaşılar için Yeni birkarar Bunlar; münhal asker- lik şube reislik'erine tayin olunacaklar Mülekaid yüzbaşı ve binbaşı- ların terfihi için yeni bir karar verilmiştir. Bü karara göre; emekliye ay - rilmiş olan yüzbaşı ve binbaşılar isterlerse münhal askerlik şube reislikleri vazifesini ifa edebile- ceklerdir. Ancak bunların - yaş haddini aşmamış olmaları icab etmektedir. Hatayda Davlet reisinin b insaniyeti Hatay bayrağının Millet Mec - lisine çekildiği gün belediye to- punu sıkmakta olan Bay Şükrü; bir kaza eseri olarak yaralarmış ve memleket hastanesine kaldırıl- mıştır. Bu kazayı haber alan Hatay | Devlel Reisi Tayfar Sökmen; bir hususi kalem memurunu hasta - neye kadar göndererek yaralı va- tandaşın hatırına sordurmuş — ve ayrıca nakdi yardımda da bulun- muştur. Nedir bu kefere diyarında başıma gelenler?.. İşim gücüm kalmadı da durmadan hamur mu açacağım?.. Diyordu. Hamur tablası, oklava, un, şü bu ortaya konmuştu. Biraz sonra; Sultan Aziz, İmparatoriçe Öjeni içeri girdiler. | Fransızlar hayret içinde kalmış-| lardı. Daha bugüne kadar İmpa- ratoriçenin mutfağa geldiği gö - rülmemişti. Hatta, böyle bir zi - | yaret Fransız tarihinde bile yoktu.| Sultan Aziz, Bolulu ahçıbaşı- | sını güzel İmparatoriçeye takdim etti ve iradesini şu suretle verdi: meklerini çok beğenmiş bulunu yorlar.. -Ahçıbaşısı tarif ettiğin halde öğrenememiş.. ve öğrenme- sine de imkân yok demiş. Merak buyuruyormuşlar. Görmek isti - ket versin.. Etrafında — bulunan | Fransızlar bir şeycikler anlıya - miyordü. yorlar, Haydi, şu hamuru yap aç | da görsünler. | l Bolulu; efendisinin iradelerini İ L |Kesik ny;:—t_a—ki gümüş Barutgücü sahasında | yapılacak maçlar: | yanında çalışan akrabaları sene- Şehir Meseleleri Odun niçin pahalı Buna nakil vasıtası buhra- .. nımı sebeb oluyor ? -| Maamafih kömür yakma mecburiyeti- nin bir mahrukat buhranı mahranına olmıyacağı Bu sene odun we kömür fiat - ları, henüz son mevsimine — bile girmemiş olmamıza rağmen çok yükselmiştir. Bu yükseklik bazı yerlerde yüz- e 30 u bile geçmektedir. Ezcümle geçen yıl Büyükadada ve adalarda bu aylarda 280 küruşa alman bir çeki odun bu sene 400 kuruşa zor bulunmaktadır. Beşiktaş, Fındıklı ve civarında ise geçen sene 250 - 260 kuruşa | satılan cinsler bu yıl 340-360 ku- Bdıeiiye iktısad müdürlüğü o- | dun Satlarının yükselmesi ile ya- | | kından alâkadar olmaktadır. Bu yükselişin nakliye buhra -? mından ve nakil ücretlerinin yük- sekliğinden ileri geldiği anlaşıl - maktadır. Çünkü geçen yü çeki başına ka-| yıklarda 50 - 60 kuruş ölan nak - | Tiye masrafının bu seneiki misli- | ni bile geçtiği tesbit olunmuştur. Bilhassa Rumeli kıyılarından bir kayık buhranı bile mevcuddur. Bu senehavaların çok bozük ve | fırtınalı gitmesi yüzünden odun | pakliyatı az yapılabilmiştir. | temin olunmabtadır. Almanya'dan | Ticarefin Gelen | Yolunu Kocabaş kuşu!. Bulmuşlara halkalarda ne yazıyor? Değirmendere nahiyesinde Mus-| tafa oğlu Mehmed isminde - bir | köylü garib bir «kocabaş» kuşu vurarak ayağını kesmiş ve şehri- mize getirmiştir. Bu kesik ayakta; gümüşten 5 milimetrelik 1 ve ayrıca 2,5 mili- metrelik de diğer bir halka geçi- rilmiş bulunmaktadır. Halkaların üzerinde G 544879) Ross 1EL - Germana) bareleri okunmaktadır. Bu «Kocabaşı ku- şunun Almanyada bir hayvanat bahçesinden, veya bir kuş çiftli - ğinden firar ettiği anlaşılmıştır. bu hafta yapılacak maç'ar Barutgücü sahasında bu hafta 1— Barütgücü - Alemdar G. birliği A takımları sant 16 da 2— Barutgücü - Alemdar G. birliği B takımları saat 14 de. 8— Barutgücü - Alemdar G. birliği Gtakımları saat 12 de. #— Atletizm seçmeleri saat 9 da. telâkki ettikten sonra hamur yap-| mağa başladı. Nihayet; sıra açmağa geldi. Ö- | jeni hayretler içinde kaldı. Cidden çok müşkül bir şeydi. Pukat, ec- nebi 'ahçılar bu derece güzel bir | san'atı neden bilimyorlardı? | adam Sultan Azize sordu: — Türkiyede; büyük ve kıymet- Hi ahçı mektebleri var demek.. Bu derece yüksek san'at eserini bi- zim ahçılar maatteessüf bilmiyor- lar. | — Hayır; Türkiyede, ahçı mek-! tebleri yoktur. Bizim —ahçıların | mektebi ustalarıdır. Her ustanın lerce çalışarak sıraya - gelirler... | Nihayet; derecelerine göre us! kalfa olurlar... — Demek, bu Türk ahçısı dip- lomasızdır. ; | — Evet; mekteb diploması yok-| tur. Fakat; kimbilir hangi meş - hur ustanın yanında kaç sencler* emek vermiştir. Fakat çok sürmedi söyleniyor 'Toptan odun tüccarlarının de- polarında ise geçen yıldan pek az stok kalmıştır. Odun nakliyatım | y orunulamıyor. temin eden kayik ve mavnalar; bu | sene daha başka şeyler taşımağı tercih etmişler liman, tahmil ve boşaltma masraflarının fazlalığı ileci sürülerek vapurla da odun nakliyatı yapılamadığından yeni- den İstaribula pek az odun geti- rilebilmiştir. Dün oduncularla — görüşen bir mouharririmize depo sahibleri, he- valar böyle bozuk gittiği takdirde fiatların daha yükseleceğini ve bir çeki odunun 5 liraya bile çıkması- nm mümkün olduğunu söylemiş- lerdir. Belediye vaziyeti ehemmiyetle tetkik etmektedir. Maamafih kömür yakma mec - buriyetinin başlamakta olduğu bu. yıldan itibaren berkesin odun ye- rine maden kömürü yakması be- lediye reisliğinin de arzusudur. Odun fiatlarındaki bu yükseli- bu gayenin tahakkukuna kendili- ğinder vesile vereceğ' tahmnin ve Galatada Burla elektrik mağa- zasına amapul almak bahanesile gelen Nesim isminde biri satın ab dığı ampullerden başka 38 am - pulü de çalarak savuşurken yaka- lanmıştır. Yapılan tahkikat neticesinde | Nesimin ayni surette birkaç defa bu mağazadan yine orada çalışan Yasef oğlu Musanın yardımile bir| çök ampullerin çalındığı anlaşıl - muştır. Nihayet yakayı &e veren Ne - sim ile suç ortağı Musa bugün ad- Hyeye verilmişlerdir. Bir istifa Hatay Devleti Başvekâlet proto- kol müdürü AlI Muhsin Bereket | sıhhi sebeblerinden dolayı vazife- | sinden istifa etmiştir HATAY DAHİLİYE VEKÂLETİ MATBUAT MÜDÜRÜ Haber âldığımıza göre Hatay resmi gazetesi müdürü ve neşri- yat servisi şefi Şükrü Balcıoğlu bu vazifeler de uhdesinde kalmak üzere Hatayda yeni ihdas olunan Dahiliye Vekâleti matbuat mü - dürlüğüne tayin olunmuştur. — Eğer; mümkün olmuş ol - saydı. Türkiyeye bir iki Fransız | ahçısı gönderip Türk usulü ye < mekleri öğretirdim. — İrade buyurulursa ahçı başı- mı size terkedebilirim, Türkiyeye göndermeğe hacet kalmaz. — Çok müteşekkir olurum, Fa- kat; alıştığınız bir ahçıyı eliniz- | den almak istemem.. — Ahçımı- size terketmekle memnuniyet duyarım. — Teşekkür ederim.. Cidden bu san'atı öğrenmek çok güç... — Evet; fevkalâde zordur. Öjeni, Türk ahçısının pişirdiği çeşidli yemekleri seve seve yer- di Kadın göbeği, hurma tatlısı, tu- dumba tatlısı, baklava, gözleme ve sair tatlılar son derece haşuna | | Bidiyordu. İ Hele, Bolulunun pişirdiği bö - rekler şaheserdi. e © Sultan Aziz Fransaya sergi mni alâkalanmıştı. Si z | nasebetile gitmişti. Birgün | ecnebi pehlivanlar kı Ya hep - va hiçl yi zemiyor. Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur, derler. Fakat bu sene, pek tepeden inme oldu; birdenbire benzeyiverdi. Havalrın bozuk gitmesi, hazır- — daksaz elan insanları da fena sars- tı. Acaba, hazırlıklı alanlar var mu? ü İnsan, nekadar ihtiyatlı, tedbir- | hafif. Soba yakamıyorsunuz, mane niz terden boğuluyorsumuz. | aslaklık, vücudünüzün di kuruyar. İşte bu, grip senizden yakalıyor. yapmalı? Nasıl korunmalı? — iğı ile Ne yaz, ne kış! Bu ikisi ortası oluşun biç tadı hiç! —ej | Barbaros tüzbezi Barbaros türbesi adile Bönçliği için yazılan güzel bir &- ser bastırılmış ve satışa çıkarıl. gal da başa vuruyor. Tek yorgan | asıtmıyor, hattaniyeyi de örlerse- — Yağmurdan slanıyorsunuz; bü * larak en- Bu ıslak günler, kara kıştan fena, — yok. Meysimler de hile, ya hep, ya — Türk — miştir. 7 Fatih Halkevinde Fatih Halkevinden: j Dil bayramı dolayısile 26/9/9â8 pazartesi günü saat 18 de Evimiz de bir toplantı düzenlenmiştir. herkes gelebilir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Işıksız yerler Belediyece yeniden — şehri müuhtelif semtlerine 2000 lâmı takılması için bir karar veril « diği şu sırada Yüksekkaldı da, sed üzerindeki bahçenin ni- hayetinde bulunan az ışıklı hava gazi fneri hakkında alâ - kadarların nazart'dikkatini cel Bu fener çok donuk ziyalı ve az ışıklı bir fenerdir. Y 200 metrelik kasmatda bündan başka hiçbir lümba bulunma dığından geceleri buradan ge mek çok müşkül olmaktadır. Bu semtte oturan birçok © kuyucularımızdan — aldığım mektublar da şu noktada ti edilmekte ve belediyenin yo * niden lâmba Koymağa karal verdiği semtler arasında bu' noktanın da işıklandarılması içit alâkadarların nazarı dikka « tini celbetmemiz dilenmekte « dir. Yolun bilhassa fazla olan bu kısmına da bir'el Tümbası asılması hakkında lilerin dikkat nazarlarını cel « hederiz. a rator ve İmparatoriçe sergiyi ziyordu. Padişahın yanında Ş dancıbaşı Kara İbe ile Halil P da vardı. Serginin bir köşesinde ku #letleri duruyordu. Bu niyorlardı. Sultan Aziz, maiyetile âletleri dairesine gelince şöyle € rafına bir göz gezdirdi. Bazı kun vetli ve iri yarı Fransızların lerle uğraştığını gördü. Üçür Napolyon Padişahın âletler rinde nazarının takılıp kaldığı: götüncc: g — Haşmetmeab bu tler insanlar kuvvetlerini de ri Dedi. Padişah; lâalettayin bir Teti göstererek: — Bu âletle nasıl ıunü nenir? Diye İmparatora sordu. İi | ratoriçe de Padişahın bu mer (Devamı va

Bu sayıdan diğer sayfalar: