30 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

30 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-Maktu satış meselesi Kavafların dile ri kabul edildi Iskarpinlere muvakkat bir zaman vsafı yazılmadan etiket konacak Bu karardan cemiyet Bir kaç gündür, pazarlıksız sa - tış kanunu hakkında, muhtelif es- nafa, Ticaret odası salonunda iza- hat ve malümat verildiği ve es- mafın bu hususta mütaleaları so- malâmdur. Dün evvelâ halıcılar, kilimciler, teshihciler sonra da kundüracılar toplanmışlar, evvelki gün de di- ğer esnafa yapıldığı gibi kendile- rine pazarlıksız satış kanununun tatbiki etrafında izahat verilmiş ve noktai nazarları sorulmuştur. Pazarlıksız satış kanununun es- Hafa izahı maksadile tertib olu - 'nan bu toplantıların bugün $0 - nuncusu yapılmış ve bu toplantı- (da mahrukatcılara ayni suretle i- zahat verilmiştir. Ancak bu kanun ortaya çıkalı- | danberi'ortada mevcut bir mesele de dünkü toplantıda halledilmiş- | tir. Malüm olduğu üzere etil ler evsaf yazılması da kararlaş - tırılmış, fakat ayakkabılara mu- kavva, dikiş veya çivi şeklinde vasıflar yazıldığı takdirde piya - sada bulunan ve kösele yerine mukavvadan yapılmış kadın is-- | karpinleri — satılamıyacaktır. Bu, | hiç şüphesiz yüzlerce esnafın e- saslı surette zarar görmelerine se- | beb olacaktır. Bu cihet nazarı dik- kate alınmış ve ayakkabılarda - Askerliğe : Davet Fatih Kaymakamlığın- dan 938 Teşrin celbine! 1 — Piyade sınıfının şimdiye — kadar sevkedilmemiş olan 316 ilâ) 330 (dahil) doğumluları. 2— İki senelik sınıfların keza 316 ilâ 331 doğumlulardan bakiyyesi alınacak noksanı 332 doğumlu - — larla ikmal edilecektir. 3 — Hava, gümrük muhafaza, orman koruma, jandarma, harb / Banayli ve deniz sınıflarının yine 816 ilâ 332 doğumlularından ta - mamlanmadığı takdirde noksamı 333 doğumlularla ikmal edilecek- tir. 4 — Gayri islâm eratın 316 ilâ 331 doğumlularının bakiyyesi alı- nacaktır. 5 — Deniz ve jandarma sınıf - — larının içtima günü 14 birinciteş - rin 938 günüdür. Şubede saat 9 da toplanılacaktır. Burilardan bedel - vereceklerin bedelleri 13 birinciteşrin 938 ak- şamına kadar kabul - edilecektir. Bundan sonra bede) alınamaz. 6 — Diğer sınıfların içtima gü- nü 25 birinciteşrin 938 olup şube- SON TELGRAF'ın Tarihi tefrikası No, 110 Halk; şenlik yaparken, biz de şöyle bir âlem eyliyelim... Üçüncü Napolyonun, 1970 de Almanlara esir düşmesile tac ve tahtı elden giden Öjeniye Sultan Aziz bir çok üzülmüş ve hayıflan- mişti. e« Sultan Aziz, Avrupa teyahatin- e yalnız Pariste zevkü sefa sür - müştü. Diğer yerlerde ruhu sıkıl- Tış, bir an evvel İstanbula kapa- Bi almağa çalışmıştı. " İstanbula geldiği gün, Dolma - kle- memnun elmadı şimdilik yalnız fiyatını göstermek için her çifte birer etiket konul- | ması ve evsafına dair bir şey ya- | zılmaması kararlaştırılmıştır. Bu karardan satıcılar pek mem- nun olrmuşlar. Yapıcılar, daha doğ- Tüsu cemiyet mümessilleri ise iti- | yaz etmişler ve halkın, ayakkabı- | da bulunan mukavayı farkedemi- yeceğine göre yine aldalmakta, aldatılmakta devam edeceğini id- | dia etmişler, evsaf yazılmasını is- | rarla istemişlerdir. Bu yüzden iki kısım esnaf ara- sında şiddetli münakaşalar ol - muüş, neticede bir müddet sonra evsaf kaydı konacağına fakat şim- dilik görülen lüzuni üzerine yal- nız fiyat ilânı için etiket konma- sına karar verilmiştir. Bundan sonra, kışlık lâstiklerin atbalâjdan çıkarılarak, birer bi- rer etiketlenmesi ile malın hırpa- Tanıp bozulacağı ileri sürülmüş ve yalnız, her marka lâstiğin fiyatla- *rı, numsralarına göre tanzim edi- len ve görülür bir yere asılan bir liste ile ilân edilmesi istenmiş - tir. Bir çok mütalealardan sanra, a- lâkadarlarca, liste yapılmasına fa- kat, beher çiftin ambalâj kâğıdı üzerine yine'fiyat —yazılmasına karar verilmiştir. Kulak, bağaz Kuııure_sl 1941 seııes—inde şeh- rimizde teplanıyer Beynelmilel kulak, boğaz, burun hastalıkları kongresinin 114 se- nesinde yapacağı köngre — şehri- mizde toplanacaktır. Bugün karar veriliyor Bir müddet evvel Tarlabaşında kadın meselesinden sebzeci Sa- (l idi tabanca ile öldüren Arnavud | Maksudun — muhakemesine dün Ağırcezada — devam - edilmiştir. Dünkü celsede Maksudun mü - dafaası okunmuştur. Muhakeme karar için bugüne bırakılmıştır. şamına kadar alınacaktır. 7 — Tayin olunan içtima gü - nünde mükelleflerin şubede bu- hunmaları meşruttur. Gelmiyen- lerin askeri mahkemeye verile « cekleri ilân olunur. Beyoğlu As. ş. inden: askerlik şubesinde istihdamla - Tanı arzu edenlerin şubeye müra - gaatları ilân olunur. Yazan: M. Sami KARAYEL bahçe sarayı yerinden oynamış - | 'tı. Efendisini çok özliyen Arzıni- yaz Padişahı harem kapısından ilk olarak karşılamış, yaşlı gözlerile ayaklarını öpmüştü. Sultan Azizin soyunup dökün » dükten sonra hazinedarından ilk sorduğu şey şu olmuştur: — Dilşad ne yapıyor iyi mi? Arzniyaz, Padişahın bir türlü aklından çıkmıyan mat güzel için verdiği cevab şu olmuştu: »- Efendimizi özler duvrurlar. Yenibir Gazete Çıkıyor Kıymetli ve maruf gazeteci ar- kadaşlarımızdan Ali Naci Kara- can 3 birinciteşrin pazartesi gü- nünden itibaren siyasi bir sabah gazetesi neşretmeğe başlıyacaktır. Türk matbuatma katılacak o - lan yeni arkadaşımızın ismi «BU GÜN» dür. Ali Naci Karacan «Bugün: ü en kıymetli, tecrübeli muharrir ve gazetecilerden mü - rekkeb bir kadro ile çıkartmağa hazırlanmaktadır. «BUGÜN>» refi-| kimize şimdiden muvaffakiyet - ler dileriz. Gürcüblak'ta — Modern bir Gümrük binası Yapılacak Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti İran - Türkiye transit yolu üze- rinde Gürcübulak mevkiinde mo- dern bir gümrük binası inşasına karar vermiştir. Elektrik, su ve Büyük Farklar. Beylerbeyinde kıymeti para ile ödenemiyecek kadar — pahalıya malolan bir kaza oldu. Bence bu faciaya; kazadan ziyade ihmal ve kkatsizlik sebebiyet vermiştir. İnsanın kıymeti, ne de olsa üç beş bin lira ile ölçülemez. Bunu yüzde doksanımız biliriz. Ve bi le bile birçok facinalara sebebiyet veriyoruz. Hiç şüphesiz son infilâk hâdi- sesinde kabahatli olan yine biz- leriz. Niçin mi?, Niçinolacak. Yarı alışab binada sözüm ona fabrika kurduğumuz, hiçbir tesisatı bulunmuyan — bir çatı altına otuz üç insanı, aile sa- hibini (içimizde hiçbir korku ve mes'uliyet hissetmeden) kurban- Çay şekerleri son Şehrimizde bulunan esnaf ce- | miyetleri mümessillerile, bu ce- l miyetlerin faaliyetleri, müstak - bel mesai projeleri hakkında hal- kımıza bir fikir verebilmek mak- sadile yaptığımız görüşmelere de- vam ediyoruz. Bu yazımızın mevzuunu şeker- bk koyun gibi doldurup her gün sekiz saat çalıştırıyoruz. Yalnız kendimizi değil, bepi - mizi daha fazla korumuya moc - bur olduğumuzu unutmamalıyız. BÜRHAN CEVAD Barbaros'ün Heykeli Yapılacak Barbarosun türbesi önünde bir| beykel yaptırılması kararlaştırıl- maştır. kalörifer tesisatı ile beraber ke- |Meyva mütahassısı şif bedeli (200,000) lira olarak bu. binanın inşasına yakmda başla - nacaktır. Müddeiumumi Bursada İstanbul Cumhuriyet müddel - umumisi Hikmet Onat mezuniyet almış ve mezuniyetini geçirmek üzere Bursaya gitmiştir. Kendisine baş muavin Sünühu vekâlet etmektedir. Emniyet müdürlüğü beşinci şu- be müdürü Bay Hasan Şükrü A- del de mezunen Bursaya gitmiş - tir. getirildiği doğru . değil Meyva ihracatımıza aid husu - satı tedkik ederek bir proje hazır- Jamak üzere Almanyadan celbe- aildiği yazılan, Alman mütehas- &i Yakopsen, hükümetçe davet edilmiş olmayıp, meyva halinde ve tüccar tarafından sureti hu- susiyede ve kendi müessesine aid işlerin intizama alınması için ça- Bırılmıştır. Hisar güzelleştiriliyor Rumelihisarının - etrafında ve içindeki binaların istimlâk mua- meleleri bitmiştir. Paraları gelir gelmez istimlâke başlanacaktır. Çabuk zengin olmak için Banger'e tehdid mek- tubu gönderdi, fakat. Emniyet İkinci şube memur- darı zengin bir adamdan — tehdid süretlle para almak istiyen hay- —| dut bozuntusunu yakalıyarak Ad- Tiveye teslim etmişlerdir. Hâdise- yan tafsilâtı şudur: Kadıköyünde Yoğurtçuçeşme so-| kağında 114 numaralı evde otu- ran Ahmed Nahid oj'u Rasim is- Tinde biri son günlerde parasız kalınca zahmetsiz para kazanma- ğa karar vermiş ve Sıraservilerde 99 numaralı evde oturan Banker mamile maruf Yorgi Hamalopu- los isminde zengin bir adama teh- ak hele; sahih mi dersin — Ne hadleri efendimiz? | — İyi baktın mı bari kıza? — Efendimiz irade buyurur - lar da hiçbir şey esirgenmiş o - lur mu? — Görüyorsun halimizi... Yo- .rulduk, bittik... Ah, bu Ali ve Puad Paşalar durmaz iş çıkarırlar — Başını sağ olsun efendi - miz... Bu da geldi geçti. — Evet, amma kırk yedi gün- dür yollardayız... — Hakkınız var padişahım, Al- Tah ömrü şahanelerini müzdad ey- lesin!. — Anlıyacağın, Pariste hoşça hayat geçirdik... İmparator Öjeni gok nazik ve kibar bir kadın.. — Bu İmparatöriçe için hüsnü &ne sahib derler doğru Padişa- hım.. —. Doğru, Bönkypük döğru Yar kında iadei sivnrete gelecek gö- did yollu bir mektub göndererek pura İstemiştir. Banker bu mek- tuba hiç ehemmiyet vermemiş ve mektubu yırtıp atmıştır. Mektub cevabsız kalınca Rasim ikinci bir mektub daha yazmıştır. u defa Yorgi Emniyet müdürlü- ğüne giderek alâkadarlara vazi- yeti anlatmıştır. mniyet İkinci şu- be müdürlüğü lâzım gelen terti- batı almış ve Rasimi Yorgiden 50 lira para alırken suç ÜEstünde ya- kalamıştır. Rasim tanzim edilen evrakile beraber Adliyeye tanzim edil - miştir. - gahüne bir hanımefen- — Şu bavulumu aç İçinde ba - na verdiği bir resmi var... Bak, ne güzel ve hasna müstesna bir kadın... Hazinedar, küçük el çantasını açtı. İçinden altın çerçeve içine konmuş olan İmparatoriçenin res- mini çıkardı. Baktı. Ve: — Padişahım; cidden — şahane bir kadın. — Evet bana, bu resmini im- zalıyarak verdi. İstirahat oda - mın münasib bir yerine koy ol - maz mi? — İrade efendimizindir. Peki, orlalıkta ne var, ne yokt... - Hamdolsun herşey yerinde.. — Demek Ali iyi idare etti hal, — Fvet efendimiz; hiçbir m - zılüya meydan — vermediği gibi, sarayı hümayunları da tek bir sı- kıntıya maruz kalmadı. ciler cemiyeti teşkil etmektedir. Şekerciler cemiyeti namına ken- disile görüştüğümüz cemiyet baş- kamı Kâzım Sezer, ceraiyetin faa- liyetini, mensublarına gösterdik- leri yardımları ve saireyi şu su- retle anlattı:* — Bilâmum esnaf cemiyetleri esnafına yardım maksadile teşek- kül etmiştir. Binaenaleyh bizun de başlıca gayemiz budur. 2000 den fazla kayıdlı azamız vardır. Bunlar içinde zaman zü- man işsiz kalanlar olur, çalışa - miyacak vaziyette — bulunanlara nakden yardım eder, Hastalarımızı tedavi ettirmek için cemiyetler umumi hastane - sine verdiğimiz muayyen para - dan maada bütçemizde 6 - T yüz lira yardım faslına — ayrılmıştır. Bir de ebemiz vardır. Fakir esnaf ailelerinin ebe ve doğum mas - rafı cemiyet tarafından temin o- lunur. Hatta röntken icab eden bütün hastalardan röntken mas - raflarını dahi cemiyet üzerine a- lır. Bilmukabele esnafın gösterdi- Bi alâka sayesinde cemiyet büt - çesi busene geçen seneye nazaran KÜÇÜK HABERLER & Londradaki küçük çocuklar hep iç Şehirlere nakledilmiştir. * Her mektebin bir filâması bu-; dunması kararlaştırılmıştır. p * 1İl inci beynelmilel Cerrahi | kongrede murahhasımız. Kâzım İsmail ikinci reis seçilmiştir. * Büyük Faşisi meclisin yarın mukarrer olan içtimsi 6 tevrini- | evvele bırakılmıştır. «& Kaçak gümrük ve inhisar me- | vaddını haber verenlerin ikrami- yelerinin daha muntazam bir şe- | kilde ödenmesi için hükümetin | bir lâyiha hazırlamakta - olduğu haber alınmıştır. Y Nafıa Vekili dün Afyondan Eskişehire hareket etmiştir. * Kıdem zammı almağa hak Kkazanmış — muallimlerin derhal teftişe tâbi tutulmaları kararlaş- tırılmıştır. * Denizbank Denizyolları ida- Tesi yaz mevsimi için ihdas edilen İzmir ilâve seferlerini kaldırmış- tır, * Beylerbeyi faciasında yara- lJanan amelelerden üçü daha öl - müş, ölenler altıya baliğ olmuş - tur. - Sıhhat ve âfiyeti hümayunu- nuz efendimiz.. Sultan Aziz ortalığın süt li - man olduğundan memnun oldu. Demek kırk yedi gün memleket- ten ayrıldığı halde herkes yerle- rinde idi. Öyleyse günün acısını çıkarmalı, havada güzel mehtab- h bir sonbahar bavası idi, Ustasının sırtını okşıyarak: — Usta, kırk yedi günün yor - gunluğunu nasıl dinlendireceğiz? — Ferman efendimizin... — Yalnız, benim fermanım kâ- fi gelmediğini bilirim bu işlerde?, Hele, hele şöyle bir fikir ver ba- kayım. — Soönbaharda, Küğidhane gü- zel olur. Çağlıyanın tam sırası de- Ril mi efendimiz.. — Fena değil, Boğaz şimdi so- ğuk olur... Sen kayıkları hazır- Jat.. Fahriye söyle Çağlıyanı ha- zırlatsın, — İrade ve ferman efendimi - — Aferin, Aliye... Baska; baska. zindir Esnaf Meseleleri Şekercilerin derdleri Helvacılarda iktısadi faydaları olan sanayi meyanına giriyor & —SON TELGRAF —30 EYLOL 195 ARADA BİR Bu da bir Hastalık.. derece rutubetli bir haylı yükselmiştir. Ve bugün yardım faslına aid olmak üzere epeyce ihtiyat paraya maliktir. Helvacıların faydai iktisadiyesi| olan sanayi meyanına ithal edil- mesi için İktısad Vekâletine yap- tığımız müracaat tedkik olunmuş ve makul görülerek kabul edil - miştir. Bu yüzden cemiyetimiz ve| helvacı esnafı memnun ve mü- teşekkirdir. Şekercilerle, cemiyet arasında işte böyle bir anlaşma ve kaynaş- ma vardır ve esnaf şekerlerini 'tatlı tatlı satmaktadır, hiçbir der- dimiz yoktur. Yalnız sizden yaz- manızı bilhassa rica edeceğim. Bir. tek şikâyetimiz var. Oda şudur: Piyasada satılmakta olan Cava şekerleri sön — derece — rütübetli esmer ve kötüdür. Bu şekerlerden imal edilen şekerlerimiz müşte - Tiyi tatmin etmiyor, gösterişsiz 0- lüyor. aha mühimmi, şekerciler pudra şeke ridediğimiz en ince, yani lokuma ve saireye kullanı - lan şekeri yapmak için piyasada kuru şeker bulamıyor. Ah.. yerli şekerlerimizi ne kadar arıyoraz. Ne çare ki yerli şekörlerimiz ço- ğalıp ihtiyaca kâfi gelinciye ka- dar bu sıkıntıyı çekeceğiz. Fakat hiç olmazsa bu şekerlerin biraz daha iyisi ve kurusu getirilmeli- dir. Bu umum şekercilerin derdi- dir, Esnafımız namma bu işe bir hal çaresi bulunmasını rica eder ve bu ricamızı alâkadarların dik- kat nazarlarına arzederim. * Çin Hariciye nazırı, Harbiye Nazrile çıkan ihtilâf neticesi isti- fa etmiştir. Başvekilimizin Tedkikleri Başvekilimiz Celâl Bayar dün Merkez Bankasında - tetkiklerde bulunmuş bilâhare İç ticaret t- mum müdürü Mümtaz Rek ile Ti- caret odası umumi kâtibi Cevad Düzenliyi kabul etmiştir. Başve- kilimiz akşama doğru Büyükada- ya gitmiş gece şehrimize dön - TMüştür. Otuz ;e_di genç Deniz lisesini bitirdiler Heybeli Deniz Harb okulunu bitiren 37 genç subaya dün Hey- beli Deniz lisesinde büyük ve as- keri merasimle diplomaları veril- —— — Halk şenlik yaparken, biz de, şöyle bir âlem eyliyelim. Sultan Aziz; gerilmiş bir bova- ya dönmüştü. Her nekadar Paris- de kurtlarını iyiden iyiye dök - müş bulunuyor idise de, Londra-| Berlin, Viyana ve saire yerler - deki sükümeti ona, oldukça dol- Bgun bir hayratlık vermişti. Artık bu gece çağlıyanda ta- besabah eğlenerek hoyratlıklar * nı böşaltacaktır. Arzıniyaz, mabeyinci Fahri Be- yi çağırdı ve Padişahın iradesini tebliğ etti. Sultan Aziz; daha ayağının to- || zile cünbüş âlemine giriyordu. — || Sadrıazam Ali Paşa, Sultan A- zize arzolunacak bazı mahrem şey- leri göylemek ve iradelerini a) - Tak üzere başkâtib — dairesinde || bekliyordu. | Padişah; Çağlıyana hareket et-il medea Ali Paşayı huzuruna ka - î bul etti. L 257 1warl 30 Eylül: | Özie Bazı arkadaşlarımız, her gün doldurmuya mecbur oldukları sü- tunlarını bazan öyle mevzularla karartıyorlar ki; yalnız kendileri değil bütün okuyucular o yazının — kısırlaşmış bir kalemden çıktığı- ni anlamakta güçlük çekmiyorlar. Sabah gazeteleri arasında çıkan eti budu serçecik kadar küçük ve cılız bir refikimiz ilk günlerinde sütunlarında yer alan bir muhar- ririn yokluğunu kaybetmek için hâlâ devam ettirdiği bir fıkra sü- tunumda — yine bir çam devirdi. Nasrettin Hoca misali, mizah ve halk gazetelerinin bile tenezzll etmediği Şimal kutbu kadar so- guk bir espiri arasında, sözde e- hemmiyet vermediği — refiklerile alay ediyor ve onlara çatıyor. Düşündüm; hentiz emekleme çağında bulunan ve. yüksek bir kavak ağacı üzerindeki rüzgürm kendisini düşüreceğinden ürküp vaktinden evvel rengi solan bir yaprak gibi korku içinde yaşıyan acemi çaylaklar nasıl uçmuya yel- tenirken soluğu teprak üzerinde bulurlarsa.. Bu muharrir (!) ar- kadaş da gözlüğünü silip sayfa - sının baş tarafındaki taklid man- şetlere baksaydı bilmem kalemi elinden düşer, içinde bir pişman- hk duyar mıydı? BEDİ GÜNDÜZ Polis enstitüsü müdürüşehrimiz e Polis enstitüsü müdürü Adil Başaran dün Ankaradan şehri - mize gelmiştir. Ka Birimizin derdi Hepimizin derdi Nakii vasıtalarında temizlik Muhakkaktır — ki, - evimizde, yazıhanemizde, dairemizde, he- pimiz temizliğe riâyet ederiz. Hatta bazılarımız bu hususta — daba ileri vararak titiz bir ha- leti ruhiye izhar ederiz. Öyle ya. Yazıhanesinde, kâ- ğıdı dürüp büküp de yere fır- Tatacak, evinde fındık, — ceviz kabuklarını odanın - ortasına alacak, yerlere, döşemenin ü- xerine tükürecek, sümkürecek bir kimse tasavvur edilir mi? Şüphesiz edilemez. © halde, umum yerlerde; ni çin bu temizlik severliğimizin, hiç olmazsa birazını göster meyiz?, Sokakların pek kötü — bir şekilde kirletildiğinden de- Bil, tramvaylardan bahsetmek Tramvayların içinde her za- — man - kâğıd parçaları, findik, — ceviz kabukları, tükürükler, — sümkürükler ve daha neler de — neler... Tramvay — arabalarını âdeta bir çöplük haline koy - — makta hiçbir mahzur görmü - yoruz. i Evimizde, yazıhanemizde, da- — iremizde gösterdiğimiz temiz- Hik severliğimizi umumil yer - lerde de tatbik etmemiz için de mi belediyenin tazyikine ih- tiyaç hissediyoruz?. Herhalde bu vaziyete lâkayd kalınmamalıdır. Halkın büyük bir ekseriyetinin bu yüzden rukan müteezzi olmasına da - — hü uzun müddet meydan Veril- — memesi için belediyemizin da- ha sıkı bir surette alâkadar ole — masını rica ederiz. k 2521 X3 al L Şaban Eylâl 5 v el YalISOĞKAYI, Gaa 2T arlas | CumA — | Ermat |a 11 s4 6 v7 M u0 v3r | Vakillar kkindi Akşam Yatsı İmsk

Bu sayıdan diğer sayfalar: