19 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

19 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Geçenlerde meyva hali hakkın- bir yazı yazmış ve bu yazımda lin umumi fağliyetini muhtelif belerden tetkik ve izah etmiş- Bu defa da halin içinde ve öcdern ve muazzam bir şekil- İnşa edilmiş olan hal binasının tarafında, halin ayrı ve küçük S1 gibi görünen, fakat ta- ile ahşap olarak ve Dıt.îni:- € yapılmış olan; 45 dükkân - mürekkep bir kasım — vardır. in cadde tarafında Eyüp - eciler otobüsleri durur. Bu ilar, dörde bölünmüştür. - n deniz tarafına Beçen ne Yol vardır, iki tarafında (ll;'r]ııynhku.;ı:: Puz ve kavun dolu dükkiânlar, | bölümde bulunan 45 dükki; htelif kimselere ve sağdan kısım da Uzunköprü kavun arpuz - kooperatifine b kooperatifi: 'da bulunan 45 dükkân ada ân sade- kavun ve karpuz satışile alâ, b Fakat perakende değil, an satış Yapıyorlar.. Bu rin sahipleri do 4 müs an! dük. oürudan doğ- Müstahsilden aldı; Ya, Yani esnafa dev:eder Wet. burada dört kooperatit —ğ’drnuşum, Uzunköprü ve İRA kavun . karpuz koope- ve Mmeyva n,'ol ve Rize por- 'ope eri... Bu koope- » AY ayrı *müstakil olarak & faydalı olacağı ı—. Merkezi hal Binasında $ Üzere bir ,B; d ı'r:::ş!fnlnıış Ve 10 teşsrinde p h_uu .Timn Batış kmpçı-x_ Ka ı):ıhsıı kurıılmuş'.ur. Ma: - atifler ve ye. :nunîdılen bi_rıiı Yalmız ’ve “muan şel'fnmüd.e bulun; amuk . lüdir; ldırda 4 :: ol irlik> kurulması Işadı | Tupada daha, ziyade Mustafa pehli. Böremediğinden dolüyı esef. Üzülüyardu Çünkü; gezme- sıkamadığından dolayı, ham ni göremiyordu. fatnlacı Müstafaya; Arzini- Sta bile vurgundu. Lâkin, 3 ve şerefi #Sarile, Musta- yan b:mu bile Bibaşında bulunan kooperatif- | 'ğim; t Malı ga. | tifleri birliğine bağlıdır. Giresun- dü: findik satış kooperatifi var- dır... Görülüyar ki, bu saydığım yer- | lerde, satış kooperatifleri olduğu gibi bunların bağlı bulundukları birer de «Birlik» mevcuttur. İşte halde bulunan dört kooperatifin şimdiye kadar birliği yoktu. Fa- kat ayın onundan itibaren vardır. rı, istihdaf ettikleri me- leri müstahsil ve müsteh- in, binsenaleyh memleket i- çin çok faydalıdır. Bu hususta si- Ze biraz müsbet fikir verebilmek için maksada dağru biraz daha i- Zaha girişeyim; işte temin edilen | faydalardan bazıları: Tarım satiş kooperatifi müsteh- Tik malının harici ve dahili piya- Bada sürümünü artırmak, müstah- sil ve müstehlik'in menfaatini dü- Şünmek, ortakların mahsullerine devamlı sürümler ve alıcılar bul- mak, dahil ve hariçte vasıtalara Bider kazancı müstahsillere mal ederek, mahsullerini yabancı ül- derdeki müstahsillere karşı kuy Vetlendirmek, piyasada düzen ve- rici bir yer alarâk fiatların zararlı dalgalanmalarının önüne geçmek, mahsulâtın Piyasada iyi fiatla sa- tilmasını temin etmek, yurt mah, sulâtının standartlaştırılı müstahsillere, duıeîıçıhım:n?ıî t.—kıı Vazifeleri gerçekleştirmek, ar- akların, mahsul Yetliştirme ihti- yaçlarına yarıyan her Çeşit vasıta- Y1 toptan ve ucuz olarak edinip dağıtmak, ihracat Mallarını ucuza Mal etmek, kalitesini iyileştir. TMEk, satış kabiliyetlerini artır- mak ve bunların beynelmilel pi- Yasalarda en iyi fiatlarla satılma- Sını temin etmektir. _İıtf bu saydığım, memleket ve öylü için faydalı vazifeleri ba- Şarmak maksadile teşekkül etmiş bulunan kooperatifler ve bu koo- Ptratiflerin idare merkezi olarak ayın onundanberi faaliyete - geç. Miş bulunan tarım satış koopera- fifleri birliği, gerek müstahsil ve Zerek müstehlik lehine olsrak, Yalnız şahsf menfant güdülerek :';(ıl)llın kabzımalcılığın önüne bir çekmiş ve ona kar; cephe almıştır. - Mi Tarım satış kooperatifleri, Bir- liğinin muhtelif bakımlardan fay- daları pek çoktur ve bu kısa yazı ile izah kabil değildir. Ancak memleket, köylü ve halk böyle faydalı teşekküllerin çoğal- masını can ve gönülden temenni ederiz. her gezmeğe götü- dinç olarak götür- le hırpalanmış ve Şad; Sultan :uî':':“’ görüyordu Son Çağlıyan köşküne gelir - ken, Mat güzel Mustafa pehliva- Tu kırk yedi günlük hasretten son- Ta görebilmişti. Bu güzel ada - min zayıfladığını, renginin sol - duğunu hissetmişti. Kendisi de |,bu adam için derinden derine 1z- fırab duyuyordu. Hattâ; Çağlıyana geldikleri gün türlü korkuyu bi tarafa bı- Yolculuğu Kısalıyor Yeni gelen vapur bu günlerde seferlerine başlıyacak Denizbank tarafından” Alman tezgühlarında «Kadıköy» ve «Ya- lova> hatları için yaptırılarak li- manımıza getirilmiş olan «Suvat> vapurunun Cümhuriyet - bayra- mından itibaren seferlere başlıya- cağı anlaşılmaktadır. Çok zarif bir vapur olan «Su- wats ın boyu «6ö> metredir. ve <1700> yolcu almaktadır. Sür'ati 145 mil olduğundan Köprü - Adalar mesafesi şimdiki- ne nazaran kısalmış olacaktır. Aldığımız malümata göre bun- dan sonra, yine Kadıköy ve Ada- lar hattı için ısmarlanmış olan «Ülev> vapuru limanımıza gele- cektir. B Gemi Leşleri Aranıyor Fakat henüz bir şey yek Bundan yüzlerce sene evvel ka- ra sulaırmızda batmış olan gemi- lerdeki hazineleri çıkarmak üze- re tanınmış tüceatlarımızdan A- lanyalı Mahmudun Çeşmeye git- tiğini yazmıştık. Şehrimizden maruf bir dalgıç heyetini de beraber götüren Mah- mut, evvelki gün Çeşme önlerin- de; kara sularımırda araştırmala- ra başlamıştır. İlk gün inen dalgıçlar; henüz bir gemi enkazına tesadüf edeme- Diğer taraftan başka bir zat da Umumi harp sıralarında «Çeşme» civarında bir torpile çarparak ba- tan Amerikan bandıralı «Teksası vapurunun demir aksamını çıka- mak üzere müracaat etmiştir. Gümrükler Müdürü Gidiyor Bir müddettenberi şehrimizde tetkikler yapmakta olan Gümrük- ler Umum Müdürü Mahmut Ne- dim bu akçam şehrimizden An- karaya dönecektir. Gümrükler u- mum müdürlüğü — Trakyadaki | gümrük memurlarına mahsus ol- mak üzere modern ve bahçeli ev- ler inşa etmeği kararlaştırmıştır. Bu hususla geçen hafta İstan- bul başmüdürü Mustafa Nuri ile | Trakyaya giderek mahallinde tet- kikler yapan Mahmut Nedim bu işe ait projeyi de beraberinde An- karaya götürmektedir. Orada Vekâlete lâzım gelen i- | zahatı verecek ve inşaata bir an evvel başlanılacak lerini dikerek doya, doya baka - bilmişti. | atlerine ve senelik tahammülleri Mustafa pehlivan; Dilşadın is- mini bile bilmiyordu. Yalnız, onu her gezmeğe götürüşte çok canlı ve dinç olarak götürdüğü halde; avdette hırpalanmış — ve solmuş görüyordu. Hamlacı; gün geçtikçe, kara - sevdaya tutulmuştu. Sultan Azi- ze; içinden kin ve adavet besli- yordu. Nihayet; teverrüm edip ölece - ceğine; sevgilisine kavuşmak için her türlü fedakârlığı yapmalı i- di. Esir bir halde bulunan sevgi- lisi kendini sevdiği halde; bir başkasının zorla esiri idi. Müstafa; — sevgilisinin ismini kimseciklere soramazdı. Ne had- dine kime sorsa derhal boynu ipe giderdi. Fakat; Mustafa hamlacı ol - alde bir tedkik daha Yalava ve Adalar | Türkkuşu Tarım satış kooperatifleri unların müstahsile, müs- hlike ve ortakları ne gi bi faydalara var ? peratifin taşra kolları ne yapıyor ? Ve bayram Programı Sabiha Gök- çen yapıyor Cümhuriyetin on beşinei yıldö- Bün.ü töreni için Türkkuşunda hummalı bir faaliyet göze çarp- maktadır. Daha bugünden hazır- lanmış olan hususi programa göre hava geçit resmine Türkkuşunun elliden fazla motörlü ve motör- süz tayyaresi iştirak edecek ve birçok paraşüt atlayışları yapıla- caktır. Karadan yapılacak geçit resmi- ne motörlü ve motörsüz tayyare Pilotu olarak Ankarada Türkku- şunun üç yüz geçci iştirak edecek, bir v kadar genç de bağlı bulun- dukları şubelerle birlikte Cum- huriyet bayramı törenlerinde ha- zr bulunacaklardır. Ankaradaki Türkkuşu mesaisini | ve tören hazırlıklarımı başöğret- men Bn. Sabiha Gökçen tanzim etmektedir. HĞ a Orman Men.urlarının İşleri Ziraat Bakanlığı tarafından ha- zırlanan ve Devlet Şürasınca tet- kik olunan orman umum müdür- lüğü memurlarının görecekleri işler hakkındaki nizamname Ba- kanlar Heyetince kabul edilmiş- tir, Nizamname genel direktörlük ve şubelerinin vazile ve salâhiyet- | lerini ayrı ayrı izah etmekte vi Tâyet teşkilâtında çalışacak or- man mensuplarının — vazifelerini, salâhiyetlerini esaslara bağlamak - tadır. Nizamnameye göre mek- tepelerin idare, tahdit ve sınırla - ma, teşcir, fidanlıklar, amenaj- man, mücadele ve fenni araştır- ma, imar işleri, orman umum müdürlüğü tarafından tanzim o- lunacak talimatname hükümleri dairesinde yapılacaktır. Muvak- kat maddeye göre orman kanu- 'nunun neşrinden evvel aktedilmiş ve bir seneden fazla müddetli mukavelelere ,nağlı ormanlar vüs miktarına göre umum müdürlük- çe revir veya bölge addolunarak müddetleri bitinceye kadar mu- kaveleleri hükümlerine göre idare | olunacaklardır. j ÖLÜM AKINI Midilli Nasıl Battı ? En doğru vesikalar Yarın Son Telgraftta mutlaka okuyunzi mıştı. Hazinedar usta bile; son zamanlarda bu kıza yer ve mevki veriyordu. Mustafa pehlivan; bitkin — ve düşünceli bir halde meydan ye- rine çıkmıştı. Aylardanberi; kal- bini saran aşk onu mecalsiz bırak- mıştı. Fakat; sevgilisinn de Arnavut | oğlu ile olan güreşini seyredece- | gini bildiği için kalbi kuvvetli idi. Her ne pahasına olursa olsun, Ar- navut oğlunu yenmeli idi. Veya- hut, hiç olmazsa, berabere kal- mak lüzmmdi. Güreş başladığı zaman; - hazi- nedar usta ile, Mat güzel bir o- dada bulunuyorlardı. Bu oda, pa- dişahın balkonda bulunduğu ye- rin yanında idi. Odanın kafesleri örtülü bulunu- yordu. Arzıniyaz Mustafa pehli- van ortaya çıkar çıkmaz elindeki dürbünle, kalbinde yer eden beyecanla seyre daldı. izel ustazının bu h izel usla: a- 38—80N TELG İktısadi meseleler Et gene ucuzlıyacak Canlı hayvan ihracatı fazlalaşıyor “Canlı Hayvan İhracatcı birliği,, faaliye ti Cenub - vilâyetlerine de tşemil ediyor ee e ünle ae K V LN «Doğu ve cenub vilâyetleri mınta- kası canlı hayvan ihracatçıları bir-| liği> mamı altında teşekkül etmiş ve Doğuda faaliyete geçmiş olan bütyük teşekkülün; cenub vilâ - yetlerimizde de faaliyetini teşmil etmesi kararlaştırılmıştır. Bu karar üzerine cenub şehir- lerinde canlı hayvan “ihracatı ile uğraşanlardan istiyen tüccarların | birliğe 1000 er lira — vererek aza | kaydedilmelerine başlanılmıştır. Birlik cenub şubesini Gaıiımep-l de teşkil elmiş ve orada bir bina | tutmuştur. Mütemadiyen Amyur___ İbracatımızda ehemmi- yetli surette arttı Tuz istihsalâtımız mütemadi- yen artmakta; hariç memleketle- re yapıları sevkiyat Va ayni nis- bet dairesinde tezayüt etmekte- Ğir, Diğer taraftan Çamaltı tuzlası yeni mevsim tuz istihsalâtına baçlamıştır. Modern tesisatla çalışan bu en büyük tuzlamızda istihsalât her yıl arttıkça maliyet fiatı da in- mektedir. , Bu seneki istihzalâtın; - yağmur * 180 bin tonu bulacağı ve fiatların bir mikdar daha ten- zil edileceği kuvvetle tahmin o- lunmaktadır. Yakında memleketimizden Ja- ponyaya mühim mikdarda bir Ayrıca Yugoslavlar da tuz sa- 'tın almak için bizden fiat istemiş- ( Jerdir. (Almanya ile ticaretimiz inkişaf halinde Tiftik ve ceviz ihraç ediliyor Almanya ile olan ticaretimiz gittikçe inkişaf etmektedir. Son günlerde şehrimizden — Almanya- yya mühim mikdarda tiftik ve ce- | viz ihraç olunmuştur. Bunu diğer bazı maddelerimiz- def. müteşekkil yeni sevkiyatlar takip etmektedir. Diğer taraftan memleketimizden tütün satfı al- mak üzere bugünlerde şehrimize bir Alman heyetinin de gelmesi beklenmektedi çıkça sezmişti. Demek; usta Mus- tafaya vurgundu! Acaba; bu sev- da meselesinin bağdaşmış ve yer- leşmiş bir hali var mı idi? Çünkü; kurnaz hazinedar, serbest ve âmir bir vaziyette olduğundan istediği- ni yapabilirdi. Dülşad; ustasımı, ikinci bir rakip olarak karşısında görmüştü. Ne- reye gilse önüne çıkıyordu. Pa- dişahın, karşısında da en büyük rakibi o, değil mi idi? Dilşad, belli etmeden hem, ha- zinedarın hal ve tavrını kontrol ediyor, hem de elinde dürbün sevgilisini seyrediyordu. Mustafa pehlivan;”canlı ve diri huzur peşrevine başladı. Daha genç ve toy olan Hamlacı başpeh- Hvanlarla yeni güreşiyordu. Hattâ; Arnavudoğlu ile ilk baş pehlivan güreşi idi. Sultan Aziz; Hamlacısını şam- dancıbaşı Kara İboya hazırlatmış- t | vetle tahmin olunmaktadır. Tuzistihsalâtımız Kadın Çorapları | | İ | Sene başından iti- Kars ve havalisinden Rusyaya mühim hayvan ihracıma başlıyacaktır. Ay-| rıca İstanbulun et ihtiyacı ve bu- raya gönderilecek kasablık canlı hayvanlar işi ile de birliğin esaslı surette meşgul olacağı söylenmek- tedir. Bu takdirde şehrimize bol | miktarda canlı hayvan getirile - ceği ve toplu — sevkiyat daha az Masraflı olacağı için maliyet fiatı | bu suretle ucuzlayınca şebrimiz - de de et fiatlarının ineceği kuv« Sovyet | miktarda canlı Mes'elesi baren yeni tib üze- rinden yapılcak İpekli kadın çorap - fabrikala- rıran imalâtını kontrol etmek ü- zere teşekkül etmiş olan «kontrol beyeti» şehrimizdeki — müteaddit imalâthaneleri tetkike devam et- mektedir. Heyet; her imalâthanedeki i- | pekliler ve mevcutlar hakkında ayrı ayrı notlar tutmaktadır. Diğer taraftan Avrupadan ge- tirtilmesi kararlaştırılan müte- hassıs da yakında şehrimize gole- cektir. Bu mütehassısa ayda 500 Tira bir Öcret verilecektir. Sene başından itibaren de <00 dönyenden aşağı kadın çorabı ya- pılmasına kat'iyen müsaade olun- | imıyacaktır. | Hariçten Travers Getirilecek Bu iş için bir ko- misyon kuruldu Yeni yapılmakta olan Demir- yollarımız için lüzumlu görülen traverslerin; bü sene hariçten ge- tirilmesi için bir kamisyon top- lanmıştır. Nafıa, iraat ve İktısat Vekâlet. lerinin mümessilleri ile mütehas- sıslardan mürekkep olan bu ko- misyon; traverslerin bu sene ha- riçten demir olarak getirilmesine müsaade edilmesini, ancak, gelo- | cek seneden itibaren; bu travers- lerin muhakkak ormanlarımızdan | tedarik olunmasını - kararlaştır- Mıştır. - — olan İbo, Hamlacı Mustafayı bir sene çalışarak kıyak bir pehlivan haline getirmişti. Zaten gözü açık olan Mustafa pehlivanlığı çabu- cak kavratnıştı. Hamlacı Mustafa; aslen Tosya- h idi. Küçük iken memleketinde karakucak güreşirdi. Bu sayede yağ güreşini çabuk kavradı. Arnavudoğlu; Sultan Azizin eş- ki pehlivanlarındandı. Namdar ve çok usta bir adamdı. Herkes; Arnavudoğlunun Mus- tafayı bir hamlede yeneceğine ba. ni idi. Fakat; Sultan Aziz, pehlivanlı- Bi çok iyi bildiği için. Arnavudoğ- iünun öyle kolay kolay Hamlacı- yı yenemiyeceğine emin idi, j Mustafa; peşrevi bitindi. Arna- vudoğlu eski kurt'atdan olduğu için, harşısında ne âyarda bir peh- Hivan olduğunun farkında idi. | tebden çıkan talebelere | saaite bir kız, bir de erkek mek- altın yağmuru altında kaklılar... Birimizin derdi RAPF—19 1 ci Teşrin 1808 Çocuklarımız Başlarında kasket, — ellerinde mekteb çantası akşamüzeri mek- ç rastlı diaiz mı? Eğer mekteb dönüşü li alettayin bir yolda ve toplu ola- zak bunlara tesadüf etmiş iseniz siz de görmüşsünüzdür. Bunların yüksek sesle ve acayib bir lehçe ile birbirlerine seslendiklerini ve bu hitabların ekseriyetinde kü - fürün yer tuttuğunu da benim gi bi esefle işitmişsinizdir. Bu, acıkl bir levhadır. Ben her akşam bu tebinin çıkış — manzarasını içim sızlıyarak seyretmek — bedbahtlı- gındayım. Bu yavruların bu ağız bozukluğunu, bu hoyrat ve terbi- yesiz muaşeretlerini mektehlerinin disiplin noksanına atfederek hir haksızlıkta — bulunacak değilim. Şüphesiz hepiniz gibi ben do bi- liyorum ki bu, mekteb işinde ce- reyan eden hazin manzaradan mekteb idaresi ne haberdar ola - bilir, nede mes'ul tutulabilir. Bu içtimai yaranın kökünü gile- Terde aramak, çocuklarını — fazla şamartmak gibi masum suçlarına atfetmek gerektir. Masum suç di- yorum. Zira yavrusunu sevymiye- cek, okşamıyacak — içimizde kim var? Fakat mâfrit bir serbesti için- Bir dostum bu bahis üstünde şu mütaleayı serdetti. «KEskiden bir ailenin üç, beş, se- kiz, on ve hatta daha furla çocuk- ları olurdu. Bunlar — müsavi ve mantık dairesinde, — mutedil bir muhabbetle sevilirdi. Halbuki şim. di hayatın güçlüğü ve pahalılığı eskisi gihi böyle düzünelerle ço- cuk yetiştirmeğe müni olduğu için hemen ekseri ailelerin çocukları, analarının babalarının bir tane - sidir. Bu itibarla fazla ve aşırı bir muhabbet gösterilerek şımarlılı- yöor, işte bu parmağımı — bastığın yara, bunun âkıhetidir.» dedi. No de olsa ben çocuklara karşı mazülrü bir muhahbeti ve sıkı bir kontrolu tavsiye etmeden — içim rahat edemiyecek. HALK FİLOZOFU Hepimizin derdi- Vapur tarifelerindek uygunsuzluk — Büyükderede oturan”oküyl- cularımızdan biri, matbaamıza gönderdiği bir mektupta şu yolda bir şikâyette bulunmak- tadır: e— Büyükderede oturuyo - rum. Gebzedeki arazimin zira- ati ve Gebze kaymakamlığın « daki işlerimin takibi için hafta- da iki üç defa Gebzeye gitmek mecburiyetinde olduğum halde Şirketihayriye ve Akay tarife- lerindeki uygunsuzluktan do- layı Gebzeye gitmek mümkün olamadığından bir gün evvel İstanbula inmek ve birçak mas raf ederek otel köşelerinde ra- batsızlanmak ve ancak bir gün sonra Gebzeye gitmek müm « kün olabiliyor. Zira Şirketi « hayriyenin Kavaklardan kal - kan birinci postası -Köprüye yediyi beş geçe geldiği halde Gebzeye uğrıyan Adana posta- sının vapuru Köprüden yedi- de kalkıyor ve Yolcular Hay- - darpaşada kırk beş dakika bek lemek mecburiyetinde kalı - yorlar. Köprüden yediyi beşte kalkan vapur da Haydarpaşa- —| ya uğramadan Kadıköyüne git | tiğinden, oradan da trene yetiş- mek münikün olamıyor. Vesar — iti nakliye idarelerinin birinci vazifeleri halka teshilât gös - — termektir. Halbuki benim gibi — birçokları bu halden müşteki- — dir. Bu vaziyet şu şekilde hal edilebilir: 1— Şirketihayriye- nin ilk vapurunu 15-20 dakika evvel hareket ettirmek, 2— Köprüden yedide kalkan Hay« darpaşa vapurunu 15 dakika

Bu sayıdan diğer sayfalar: