19 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

19 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ 9 MARTI Avrupa Halecanlı Günler Geçiriyor Politika Âleminde: Nazarlar Amerika'ya Çevrilmiş, Onların Nasıl Bir Vaziyet Alacağı Bekleniyor Avrüupa'da Harb Olursa Amerika nın Emnıyetı Tehlıkeye Girer mi i? vrupa- matbuatimi şu gün- A lerde pek meşgul eden Li rinci derecedeki Lnı mevzü da Amerikanın harfei dir. Avrüpada sulhua &dvamı ma- selesile Amerikşlıların dünya iş. lerile alâkaları — bahsi * çök bağlıdır. Şu son xx bunun: fili misalleri görüldü. Av- rupada harb olursa Amerikanın buna lâkayd kalamıyacağını yi- ne Amerikalılar söyleyince Av» rupa politika âleminde büyük bir değişiklik görüldü. Şimdi de A“ merika parlâmentosunda — harici siyasete dair başlıyan müzakere- ler Avrupalıları muhtelif suret- te alâkadar etmektedir. Bilhassa bundan sonra Amerikanın bita - raflığı kanunu tadil edileceği için bunun etrafında cereyan edecek Mmüzakereler az dodikodulu Öl - Mmiyacaktır. Avrupada harb olursa Ameri- kalılar Fransaya, İngiltereye tay- yüre yapıp göndermekte devam edecektir. Amerikanın harbeden- lere silâh göndermek hususunda- ki kanunu bul kırıdır. O- En Nefis Şark Müsi Racaların Muhteşem Baş rollerde; Unutu'maz BUĞUN MELEK Sinemasında Verter rolünd. Ayrıca; Renkli Mü Musiki kısımlarını tertib eden: Tayyareler müstakbel harblerde mühir rol oymyacaklardır. Hattâ şehirlerin zaptedilmelerinde bile.. Geçenlerde Prag'ın Almanlar tara- fından bu süretle işgali buna - bir lerde asker bulundurmak, paraşütle başlanmıştır. nun için harb halinde Amerika- nin alacağı vaziyet bu bitaraflık kanunile şiddetle alâkadardır. Çünkü Amerika meb'üsların - dan ve ayanında birçok kimseler vardır ki Amerikanın tam bita- raf kalarak Ayrupalıların kavga- sına karışmaması fikrindedirler. İşte bunlar Avrupada bir harb çı- karsa Amerikanın emniyeti y... h kikaten tehlikeye girer mi' kisi ile - En Mükemmel Türkçe Sözlerile ... Kendi Dilimizde Konuşan ve esrarlı Hidistaanı en cana yakın bir uşk mevzuu iç'nde canlandıran Saraylarında Filime Alınmış « RACANIN HAZiNELERi ŞEYH AHMED filimlerini ve Şeyhin Aşkt yaratan MC. ve üstad CEVDET KOZAN Başlıca şarkı ve gazeller MUSTAFA ÇAĞLAR ve K. SAFİYE Parsomle Aşmı İPEK ve SARA Y siema'arızda birlen KB YO YA K OY L SEVENLERİN SEViİLENLERIİN misaldir. Bu itibarla artık tayyare- aşağıya indirmek tecrübelerine de | selesinin kat'i surette anlaşılma- »1 şirası gelmiştir; demektedirler. Amerika efkârı umumiyesi bu noktada ittifak edememiştir. Avrupada harb olursa Ameri - kanın hiçbir tehlikeye uğramıya- cağını ileri sürenler az değildir. San Fransisko'nun garbında 5,400 mil meşafedeki Guâm adasının müstahkem bir mevki haline ge- Muazzam Mizansenli RAMON NOYARRO ve aşkı bilenleri filmi GCöte'nin ŞAHESERi VERTER'in Büyük Aşkı Pierre Richard Vilm - Lotte rolünde Annie vernay « Paramount dünya haberleri ve muhterem misafi Bulgar Başvekilinin İstanbul'u gelişi Bugün ll ve 1 de tenzilâtlı matineler iyerek, ilâve etti: — Bunlar benim arkadaşlarım. Gücenmezler, gelirle yyorulmazlar, Vi yatağın Tini sıkı sıkıya tutüyör, — Bön! yaln'z burakma Güney. Sana bakarken İyileşiyorum. ateşin ti Sana doyacağım!. Se Diyor — Hiçbir şey'yok kocacığım. Kendini üzme.. Hepsi geçer! Herhakde kuvvetli geçen bir grl) Her yerde salgın... Diye kocasını teselliye çalışıyor, di bir — Doktorlara telefon edeyim kocacığım.. . Fazil, krsik sesile kazısının ardın- — Rüştü Çapçı, Rusçuklu Hakkı da gelsin... üp buharlandırdığı gövdesini inde yerden yere atarak karısının elle - — Yurda da telefon et, hasta olduğumu söyle, Ramiz be hastaları için ler, mle evlendiğine pişman etmiyeceğim! öden yaş akıtıyordu. Ergen kadın: oluncıya kadar işlerime baksın. gerekirse Hasan Vasıfı da rica etşin- En önce Rüştü Çapçı geldi. Za İç ZATÜRRİE , kuru, ilk ba- kışta küçük boylu, sinirli gibi göz ken bir adam. Konuştukça Şi anlaşılıyor. minikleri, hor B içinden de cid- — Geniş ol. bi oynayan elleri, nliği, bubacanlığı, taclı * sözlülüğü nirle hiç ilgisi yok. Yüzünün bütün sözile sanki dil ortaklığı ediyormuş kolları, insana Diyor, Güney onu birinci kere görüyordu. Te- lefonla Cerrahpaşada buldu, - O bizim Fazıl mı, nesi var nesi? Şimdi ge- liyorum!. Dedi den soruyordu! . geldi. Hastanın yanına gitmeden Günev- |Meraklı Şeyler| FERİLİ EV YANDI! ezillerenin meşhur perlli evi yan- du. Bu haber; cinlerden, periler- den korkanları memnan edeceği yel de. bilâkis daha Cuzla endişeye dü - şürmüştür. Evdeki perller, cinler yandı ma, yam- madı mi? Yanmadı ise civurdaki ev- leri mi işgal edecekler? Yandılar ise tekrar hortlayıp canlanmaları — ihl- mali yök mur Ba korkü; perili evla etrafındaki - leti ciddi surette meşgul etmektedir. İngilterede, cinlere ve perilere ina « manlar ax değildir. Halk hemen her yerde perili evlerin bulunduğuna ka- nider Goçenlerde, büyük bir yanaın ee a yanan bu ev Suflalt civarın- Hatik | dadir ve çök eski bir binadır, 13 üncü asırdan kalma mandanberi dundüğü söylenmektedir. Civardaki halk arasında, evdeki ne- rileri, cinleri gördüklerini kddia eden- der çoktur. — Senelerdenberi — deveran eden bir şaylaya göre, evde bilhassa idi. Bunların bir üç Mayalet dölaşmakta Birisİ, ayağında —zincir bulunan mahkâmun hayaleti idi. Bu hortlak zeceleri evin etraf ayağındaki zincirleri şürükliyere laşıyor, müthiş bir gürüllü yapıyordu. ade evim icindekller değil. yak dakiler de Bu gürüllüyü işitiyorlardı. Evdekl horilakların ikincii: (Kur - şan adam) dir. Bu, kurşuni bir duman şeklinde görünmektledir. sonra büyük bir hayalet olarak şun üzerine saldırmakla ldi. Üçüneüsü: En kerkuncu budur. E- indeki ilmükli bir p ile dolaşıyor, ' le- sadüf ettiği kimselerin boynuna alıp boğmak istiyordu. <ZÜZEREK MEKTUR NAKLEDEN Tyosra m vıuıuıı Yayan yürüyen, alla xidem, bisik - | detle hareket eden posla müversile - Tine çek rasllamıştınızdır. Fakat; yüzerek mektub gölürüp ze- Üren müvezellere rastladığınızı san- netmiyorum. Yeni Zelândin. cenubundakt Nuka- Balfa adasında posta müveszileri yü- zerek mektüp rötürüp relirmekledir- der, Zira bu adahın strafı denşelti su - rette kayalıklır. Sandallar yanaşırkan yüzde seksen devrilir. İçerisindekl pa- ketler saya düşer, Buna karyı bir care arıyan posla - düresi memleketin en. meşhur yüz - geçlerimi müveaşi almıştır. Posta yapurları gelince bu yüzzeç müvezziler derhal başlarına çanlala- rina alarak dehize atlarlar, Vapurlara yanaşırlar, bir d vası- tasile çantalarını Vapura verirler O rada porta paketleri bu çantaları k. mur* Yüzceclere yine İp Yasdasile v- zatıtır. Posta bu şekilde adaya — getirilir. Arfada sarada zavalli yüzzeç müvez- ziler köpek balıkları taralından yü- | tulur. Abdülvehab — Ne vakit hastalandı?, Gi güçlük » çıkarıyordu. Yi geçirmişler gibi soluk, gözleri dolu doluydu. — Dün akşam geldi, ajeşim var.. dedi, yatlı © yatış. Diye cevab verdi. — Ateşi şimdi ne kadar?, — Biraz önce 39 üç diziyemdi. Rüştü Çapçının suratı birden değişti; göz ke - narlarındaki çizgiler çoğaldı; — Yaaa, — Evet.. leri üney sordu: Rüştü Çapçı güldü, güldü: Düsün | | Hele bir kulak ver, —a Ve (0T sazmamma Y00 CTEM İZZET BENİCE gee aa ey çok üzüntülü duruyor, ağzından lâfları Amma ne tuhaf. Doktorlar kendi kendileri ni iyi edemiyorlar. Önce hastalanmalari tuhaf ya? Mum kendi dibine ışık vermez ayol. HİKÂYE Çocuğunu Satan Ana! yandâ,.. Bir gazeteci « H daşımla 8- yakta konuşuyoruz: — Nereye gidiyorsun? ıda gidiyorı arıyacağım. gım bizdenbire, önümüz- başi ğıma iğildi: — İşitiyor musun? — Hayır. İşitmek de ister Çok enteresan bir - mevzu.. Hatta bir roman mevzuu, azizim! İki genç kadın. Biri yirmi -beş, öleki kırk yaş- larında., Genci' sarışın. mer, Fakât “kişi de güzel, İkisi de sevimli; Peşirr söyliyeyim: Ben, bu (ko- nüşmayı dinlerlikten ve bu iki'ba- 'yanı yâkmdün' gördükten sonra, fizyotomi mütehassıslarının ver- '*dikleri hkükümlere verdiğim kıy- met bemeh henen yüzde elliden « birdenbire * kıfıra indi. «Güzel, Sevimli, Kanı secak bir insahdan fazla fehalık umülmaz!» Şözütü İnkâr ediyor ve böyle saçmalara “inanmiyoram artik. Şimdi 'bü konuşmayı — birlikte dinliyetim: — Ben, ön beş yıl kocamdan ay- Tı yaşadım. Fakat, sen' daha Çok Orta yaşlısı es- arbiyo » Boyazıd tramva - | m.. Eski bir! gençsin. Nerlman! Neden üzülü- Şiirin:.. hastalığını <Leylâ Murat — Doktor da insan değii mi?, O da üşümez mi, mikrob almazmı?. Hem. o « tuz dokuz, kırk ateş içinde yatarken insan kendi nasıl ayırt eder, naşü ilâcını düşünür?. Rüştü Çapçının böyle şen ve şakalaşır gib! ko. nuşuşu Güneyin pek hoşuna gitti. Kendi kendisine: | gençle evlenece; si olmazsa Öteki., — Doğru amma, çocuk Vardı. Ayrılık işi bü yüzden uzadı biraz.. — Mahkeme ayrılık kararı ve: alde ne bekliyorsun? — Bekled bilirdi Timi Yüakında bir — Saki mi? Vallahi çok yaman kadınsın sen? Güzel mi bari?.. — Yirmi yedi yaşında. Ramon Navaroya - benziyor.. meşgul. — Haydi hayırlısı. Ya çocuk? Onu du kabul ediyor mu? — Hayır.. — Babasına gönderseydin! — Bauabası henüz Erzurumdan dönmedi. Ben de Yazla bekliye- mezdirn.. Sattım... Neyi satfın?! — Ferhundeyi- Kizımı.. —A. Vallahi Şi ü mi yutacağım, Evlâd - şatılır mı hiç?. — Başka-ne yapabilirdim? Ba- basına göndermek imkânı yoktu.... Yeni varacağım adam, çocuğumu istemiyordu. — Darülâcezeye verseydin, ayoli! — Adam sen de, Kim gidecek o-! ralara kadar. Çocuk topliyan. bir komisyoncu - vardı..'Ona - saftım.. — Para ile mi? __— Siremacılık âleminde muvaffakiyet; muzafferiyet rekoru... Müzik, san'at mevzu rekoru.. Bülbüllerin yuva kurduğu şairane ülkelerin.. Abı hayat fışktran çağlı yanların... güzel ve füsunkâr şarkın hassas ve ince ru hundan kopan, Arab diyarının ses karalı: tü rühnevaz | Bülbül nağme- ve lâhnti sesi 'lerile süsleni Sümer ve Taksim YAŞASIN AŞK Şark sinemacılık âleminin ebediyen iftihar edeceği türkçe sözlü, arabca şarkılı hakiki bir şaheserdir. SÜMER ve TAKSİM Sinemalarında | Bugünkü seanslar ; 10 - 12.30 « 15.10 - 18 ve 20.45 tedir. Mezin n DONUAR AAT KK aK DA . Aşkın, musikinin tereni üm etüiği ı billür ve kıv- rak altuni sesi Sinema'arının vasi sa'onlarını çınlatıyor — Ne şen ,ne şakacı, ne babacan adam... Doktor: Diyor, ilâve ediyordu: — Hemen senli benli oluveriyor. hastalarını dilile iyi eder... Buü adam, — E hastayı göretilir miyiz?, Derker Güney — Bir saniye., okak kapısı çalındı, , Dedi, doktoru salonda bıraktı, koridora çıktı. Macika kapıyı açtı. Güney bakıyordu. Ak saçlı, ak kırpık biyıklı, yuvarlak yüzlü, urmızı renkli, ya- nak etleri dolgun dolgun epeyce geçkin bir adam kapı aralığından sordu: Güney: — Tanımıyorum amma... — Doktor Fazılın evi mi?, Amasyanın bardağı; biri-; | ğim bir şey yok.. Ben, Yüksek tah-| | sil görmüş amma, şimdi ticaretle Peki., Ne yaptın Ferhündeyi?| İSKENDER F. SERTELLİ l — Elbette, Tamam elli lira al- dım. Çocuğuma iyi bakacak. Fa- kat, bir şartla. Anasını, babasını isine söye tira bu işe ben. A- mân şu a âdresini bana da ver kuzüm kardeşim! Bir k: lursa, düşürmektense, doğurup satmak daha kârlı bir İş... * Kulaklarıma inanamıyordum. Arkadaşım — Nasıl, dedi, bu kadar heye « canlı ve tüyler ürpertici bir mev« zua - belki de bütün ömründe - rastlamamıştır, değil mi? Beynimde bir uğultu duydum. Bir ana, karnında dokuz ay taşı« dığı yavrusunu elli liraya başın - dan nasıl atabilir diye düşündüm. a o- Hâlâ düşünüyorum: Acaba kulaklarım beni aldatı- yor mu? Hayı Tramvay Eminönünde durdu Ve onlar, hâlâ konuşuyorlar.. — Düğününüz nerde olacak? — Park otelde. * Tramvaydan indim. Dünyâ, başımın üstünde bir bar lon gibi küçülüp dönmeğe baş' - ladı. İnsanlar bazan nekâdar küçü - Yüyor, ekadar bayağılaşıyor, Al- lahim... 1T35 Müzik (Pasar gayı - Pi). 1845 Konuşma (Çocuk saati), 1SAS Müzik (Pasar çayı devamı FAĞ. 19,15 Türk müzliği (fasıl heyeti). Çalanlar; Vecihe, Cevdel Kezan, Ru- şen Kam, Zühtü Bardakoğlu. Okuyanlar: Muzaller İlkar ve Ra- düle Neydik. 1— Benli Hasan ağasın - Rasl peş- | revl n | 3— Dede Efendinin - Mast kârı nalıki Z makam. 3— Arif Beyin - Rast şarkı - Aşk oldur kim kılar canın feda, 4— Zühtü Bardakoğlu - Santur tak- | simi. S— Mahmut Celileddin paşanın « Rast şarkısı - Pitneler gizlemiş. G— Rasi saz sermisl T— Şemsettin Ziya - Kürdilihlear- | kâr şarkı - Güvenme hüsnüne, 8— Şemsettin Ziya - Kürdilihlens- kâr garkı - Bıklam elinden, $— Belik Fersan - Mühayyer şar Ki - Her güzelin bağından bir gül se- gerdi. YARIN 21 Memlekel xat ayarı, Zi Neş'eli plâklar - 2110 Müzik (Kiyaseli Cumhur ban dosü - Şef: İhsan Künçer), 2? Anadolu ağansı (spor servisi) 22.10 Müzik (Cazband - P. 22445 - 23 Son ajans haberleri ve yarınki program. 12,38 Türk müztğl - PL 13 Memleket xaai ayarı, alanı, me teoroloji haberleri. 1315 - 14 Müzik (hafif müzik - Pih. ——— O 1357 Hiert 1355 Rumi Muharrem Mart 6 1939, Ay 3, Gün 78, Kasım 132 19 Mart PAZAR Vakitler | Vasati | Ezani ——— mdkln A Güneş 605 | 11 46 Öğle 1222 | 601 İkindi 1$46| 927 Akşam | 18 20 | 1200 Yatsı 9s0| 181 İmsak 426 | v0 06

Bu sayıdan diğer sayfalar: