16 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

16 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

|Günün Meselesi: stanbul şoförleri ve otomo- bil sahiblerinin plâka ve İ bazı ceza ücretlerinin indi- | imesi etratında Belediye nez- dinde yaptıkları — Heşebbüsler hakkında Belediye tarafından henüz hiçbir hareket vaki ol- Maması üzerine bazı — şolörler || *ralarında toplanarak Beledi - Yeye tekrar müracaat ctmeğe || Yarar vermişlerdir. Belediye eski ve yeni otomo- | billerden ayda 7,5 lira plâka Tetmi almaktadır. | . Halbuki piyasada 15 senelik | bir araba ile yeni bir otomobi- | #a yaptıkları iş ve getirdikleri ç arasında çok fark bu - | N— Kahvehanelerde! Likör için izin — Alınacak Rakının Derecesinin hdirilmesine Çalışılıyor — İnhisarlar idaresi tarafından dü- fük dereceli rakı çıkarmak için indiye kadar yapılan tetkikler Dihayetlenmiş olduğundan bu ne- Vi içkilerin piyasaya çıkarılması in hazırlıklara başlanmıştır. Bur-| başka likör, şarab ve emsali Bibi içkilerin de piyasada rakı ye- Tine sürümün artması için icabe - |den tedbirler alınacaktır. Ax al - | ü içkilerin lokanta ve kahve- lerde — içilebilmesi için icabeden | Müsaadelerin de verilmesi mev - uu bahstir. Bu takdirde ruhsa - “Üye ücretlerinde tenzilât yapılması . Muhtemeldir. B sbnanlıların Hataylılara Borçları Hatayda faaliyette bulunan Su- Tiye - Lübnan tütün rejisinin Ha- fay hükümetine olan hisse taksit- İerini ödemediği için Hatay Ma - İiye Vekâletile aralarında Ihtilât Sıktığını yazmıştık. Öğrendiğimi - Ze göre mezkür reji şirketi birkaç Rün evvel Hataydaki ıınııııdıııaıı (Gurdurmuş ve bütün şubelerine bu| hususta emir vermiştir, Şirket bor- (€unu ödemediği takdirde Hatayın Bütün.sigara ve tütün ihtiyacının da - diğer inhisar maddelerinde Olduğu gibi - inhisarlar mamu - İğtımızdan temin edileceği kuv - Vetle tahmin olunmaktadır, —— Zam Gören Muallimler İlk mekteb muallimlerinden ge- $Şen sene zam — görüp de henüz *D> barem cetveli tasdik edilme- ——— — ROMAN: 21 | İ | Ertesi gün hava bozuldu, yağ - ır başladı. Ve herkesin canmı ikan bu yağmur bir hafta devam - Sonbahar yavaş yavaş ağaç- 'A musallat olmağa başlamıştı. yağmurlu günlerde, dışarıya gezemiyen Janet, alnını pen-| dayayıp, yağmuru ve dö- külen “yaprakları - seyretmekten başka yapacak bir iş bulamıyordu. Arada bir Brissale'in hayali göz- Terinden geçiyar, içinde nasılsa bir, İncizab duyduğu bu delikanlı ile bir daha ne zaman görüşmek müm-| kün olabileceğini düşünüyordu. | Bu düşüncelerinde hakkı da Yok değilmiş. Kalbden kalbe yol Yardır derler. Bir sabah, aynanın tüvaleti ile meşgul ol- | Soförler Plâka | Resminden şikâyetçi u Hususda Belediyeye Yeni Bi | Müracaat Daha Yapacaklar Gduğu sırada, hizmetçi kadın içeri- | tub gönderdiniz ki, mütehassis öl- Tunmaktadır. Bu parayı müte- nasib bir surette tahsil etmek için Avrupanın birçok memle - ketlerinde olduğu gibi plâka Tüsumunu benzin sarfiyat Ü- zerinden, yani benzin üzerine Belediyenin ilâve edeceği bir miktar paradan alınmasını İs- temektedirler. Bundan sonra otomobil sa - hiblerinin eskidenberi en mü- him derdlerinden biri olan par- ça temini meselesi de henüz bertaraf edilmiş değildir. Şo - förler ve otomobil sahibleri bu mesele için de icab eden ma- kamat nezdinde teşebbüslerde bulunacaklardır. Mısır Çarşısı Esnafı Dün Vali ile Görüştü Esnafın Şikâyetleri Etraflıca Din'endi Mısırçarşısının Belediyece Hal haline konulması hakkındaki ta - savvur dolayısile buradaki esna - fin baklı bir endişeye düştükle - rini ve Belediye reisliğine bir is- tida ile müracaat ederek çarşıya dokunulmamasını rica ettiklerini yazmıştık. Vali ve Belediye reisi Lütfi Kır- dar bu istidayı bizzat tetkik et- miştir. Mumalleyh, netilocede mezkür Çarşı esnafı ile temas etmeği lü- zuralu görmüştür. Bunun üzerine esnaf dün akşam aralarından iki murahhas seçerek Lütfi Kırdara göndermişlerdir. Murahhaslar Be- lediye reisi ile geç vakte kadar görüşmüşlerdir. Arsşüğinlü İngiliz Anlaşmasının Tesirleri İngiltere ile yapılan son siyasi anlaşma ihracat yapan mücsseseler, arasında çök iyi bir tesir husule getirmiştir. Alâkadarlar Türkiye mahsul - lerinin bu anlaşma ile İngilterede ve daminyonlarında iyi bir mah- Teç kazarimış olacağı kanaatinde- dirler. İngiliz firmaalrından ba - zılarının şimdiden muhtelif mad- delerimizden mütalebatta bulun- ması bu ihtimalleri kuvvetlendir- mektedir. diği için zamların alamıyan mu- allimlere aid mezkür cetveller Ve-| killer Heyetince tasdik olunmuş ve maarif müdürlüklerine gönde- Tilmiştir. Bu muallimler ay buşın- dan itibaren maaşlarını zamlı 0- larak alacaklardır. ye girdi ve kendisine bir mektub verdi: Janet, zarfın kenarındaki Bris - sale'ların armasını derhal tanıdı. Bu arma bir kayaya yarı yarıya gömülmüş bir testereden ibaretti. Altında da şu kelime vardı: «Se- batlı Janet, hizmetçi kız çıktıktan son-. Ta, zarfı açtı, merakla ve biraz da heyecanla okumağa başladı: «Madam, «Sizinle tekrar görüşmek saade- | tine nail olacağımı ümid ediyorum. İlk gün buna yardım etmiş olan | tesedüfür, bundan sonra da iyili- Bini benden esirgememesini — son | derece temenni ediyorum.: Janet derhal yazıhanesine gitti, kâğıdı, kalemi eline aldı ve şöyle bir cevab yazdı: «Mösyö 18 Dük, «Bana o kadar sevimli bir mek- Hava Kurumu Bunu Yapabilir ün hava şehidlerimizin ha- D tıralarını hürmetle andık. Yurdun her tarafında ihti- faller yapıldı. Vatan için ölen a- | zis tayyarecilerimize hin minnet! | Biz, burada, bir teklif yapmak İsliyoruz: - Bugüne kadar - şehid düşen hava kahramanları için bir albüm vücude getirmek! Şüphesiz ki, hava şehidlerimi- zin künyeleri, fotoğrafları alâka- dar makamlarda mevcuddur. Fa- kat, bunları bir araya toplıyarak, Büzel, itinalı bir şekilde tabettir. mek, tereülmei hallerini, fotoğraf- larını, yaptıkları vatan hizmetle- rini keydetmek, zannediyoruz ki, iyi bir kadirşinaslık olur. Ru eser, ayni zamanda Türk ço- cuklarını havacılığa daha ziyade teşvik eden bir harekettir. BÜRHAN CEVAT Müfettişlerin Belediyedeki Tahkikatı İstanbul Belediyesinde faoliyet- te bulunan mülkiye müfettişleri - nin iktısad müdürlüğündeki tef - tişlerini ikmal ettiklerini evvelki gün yazmıştık. Müfettişler dünden itibaren Be- lediye umuru hukukiye müdür - lüğü muamelât ve evrakını tetkik etmeğe başlamışlardır. Bu tetkikler esnasında tetkik et- meğe başlamışlardır. Bu tetkikler esnasında muha - kemelerden çıkmış olan Bazı ev- rakın infazında teahhürler oldu- #u ve bu suretle bazı yolsuzluk - lar yapıldığı görüldüğü kuvvetle söylenmektedir. Dün müfettişler mezkür müdürlük memuru Rıd - vam dinlemişler ve bazı hususlar hakkında mselümatına müracaat etmişlerdir. SAi Mimar Prost Tedkiklerine Başladı Cumartesi günü şehrimize gel - diğini haber verdiğimiz şehireilik mütehassısı Prost dün de Bele - diyede çalışmalarına devam et - miştir. M. Prostun Eminönü meye danı ve Tepebaşında yarlacak ti- yetro binası projeleri — üzerinde meşgül olduğu küvvetle tahmin edilmektedir. Mumaileyh; bunu takiben de 'Taksim kışlasının Belediyece a - lmdıktan sonraki müstakbel va - ziyeti ve Vali konağı karşıısnda vücude getirilecek yeşil sahaya kadarki kısmın tanzimi — işlerile meşgul olacağı anlaşılmaktadır. Sti Hukuk işleri Müdürlüğü Bir müddedettenberi münhal o- lan Belediye umuru hukukiye mü- dürlüğüne İstanbul esnaf cemi - yetleri müşlerek bürosu — hukuk müşaviri İzzet tayin olunmuştur. M mamak kabil değildir. Temenni - nize iştirak ediyorum, tesadüfümr böyle bir lütfu esirgememesini de bütün kalbimle dileyorum.» Brissale artık o günden sonra, her fırsatta Janete yaklaşmak is- tiyen insanlardan birisi olmuştu. Fakat ileriye gitmeğe cesaret edemiyordu. Çünkü Kralın inti - bab ettiği kadın — mukaddes bir mahlük sayılıyordu. Bununla be- raber Brissale Janetin çok candan ve her zaman yardımıma hazır en iyi bir dostu olmuştu. Bu kıratta bir dost da Kral sarayının erkânı arasında bulmak güç bir şeydi. | Janet, sarayda geçirdiği hayatr | Serkisi de alarak. Mehmedin evi- samur Size Yalan Söyliyecekw Vermek Değilim yakabahatmi Bunlardan Biri de Paraşkova isminde Bir Kadın ! azar günü, Çemberlitaşda, | PTzvukuuınndı arabacılar | sokağında 15 numaralı Ro- manyalı Mehmed isminde bir e- | damın evinde kumdr oynarlarken, emniyet ikinci şube sivil memur - ları tarafından, suç Üstü yakala - narak a Ramany -| raşkava, Hasan oğlu Mehmed, Ser-| kis, diğer Serkis ve Nurinin du - | Tuşmasına, meşhud suçlar kanu - nuna göre dün üçüncü sulh ceza mahkemesinde başlandı. Maznunlardan Müubharrem su - çunu ikrar etti: — Ben otuz yedi — gündenberi, Romanyalı Mehmedin evinde ki- | racı ölarak oturuyorum, geçen se- | ne, Mehmed, karısı Paraşkova ve diğer arkadaşlarile sekiz on defa kumar oynamış, 2600 lira kaybet- mişim. Cumartesi günü Romanyalı| Mehmed beni gördü ve gene ku- mar oynamak için evine davet etti. Ben de geçen sene kaybettiğim pa- Tayı tekrar kazanmak " üimidile, Mehmedin evine gittim. Fakat tam oyuna başlıyacağımız. sırada, evi sivil polis memurları bastılar ve bizi yakaladılar. Romanyalı Mehmed, hâdise es- nasında kahvede bulunduğu, evin- de olup bitenlerden haberi olma- dığını söyledi. Paraşkova: — Pazar günü öğleden sonra, Muharreme dört misafir geldi, Mu- harrem bunları odasına alarak, ka- piyi kapadı. İçerde ne yaptıkla - rını bilmiyorum. Ben — kat'iyyen bunlara kumar oynatmadım ve onlarla kumar oynamadım, dedi. Serkis gülümsiyerek söze baş - lar — Huzurunuzda yalan söyliye- cek değilim, beyim!. Her şeyi ol- duğu gibi anlatacağım size, Geçen- lerde, bir gün. arkadaşlarımdan birinden, Romanyalı Mehmedin, e- vinde kumar oyaattığını duydum. Dün, yanıma arkadaşım ve adaşım! ne gittim. Oyun masasır hazırdı. Fakat oyuna başlıyacağımız sıra- ! da polisler geldiler. Suç üstünde bizi yakaladılar. Diğer Serkis de adaşının ifade- sini tekrarladı. Nuri de, Roman - yalı Mehmedin kendisini kumar oynamak üzere evine çağırdığını söyledi. Suçlulardan sonra ikinci şube komiserlerinden Şinasi, komiser Mahalle Sokağından Saraya!: MADAM DUBARRY içinde kendisine göre ancak üç te-i selli bulmuştu. Bir defa — Kralın kendisine karşı gösterdiği sami - miyot! Kral nekadar Hodbin bir adam olsa — dahi, neticetünnetice pek de o kadar fena adam sayılâ- mazdı. Fenalık yapmaktan hoş- lanmazdı. Hatta Janete karşı pe- derane denecek muamelelerde bu-| lunuyordu. İkinci tesellisi de şu idi. Mareşal Mirpua'nın refikası her gün gelip Janetten derdlerini, bir ihtiyacı olup olmadığını saran bir adamdı.| Mareşal, sabahleyin yatağındat Kalkıp kahveltısını yaptıktan sön- »ra, mutlaka Janetin odasına uğ - 'PoLis VesMahkemeler Selâm Arkadaşını Yaralıyan Kirkor Mahküm Oldu €vvelki akşam, Kadirga cad- E desinde, arkadaşı Artini bı- çakla yaralıyan - Kirkorun muhakemesine dün üçüncü sulh cezada başlandı: Davacı Artin mahkemede hâ - diseyi şöyle anlatlı: — Dün gece, saat 8 - 9 arasında, arkadaşım Apkar ile Kadirga cad-| desinden geçerken Kirkora tesa - | düf ettik. Kirkör, arkadaşım oldu- Ru için yanımdan geçerken selâm verdim,. Fakal bu hareketim onu kızdırdı. Kaşlarını çattı. — öfkeli nazarlarla “yüzüme baktı ve sert seri söylendi: — Neden bana selâm veriyor - sun?.. — Selâm verdimse, kabahat mi ettim? Dedim. Kirkor: — Evet, Diyince ben de sinirlendim. Ağ- zıma geleni söylemeğe, ona söğüp saymağa başladım. Kirkor üze - rime hücum etti. Amcası Mihran kollarımdan tuttu. Kendizi de to- katlamağa başladı. Fakat öfkesini bununlada yenemedi, Cebinden bı- | çağını çıkardı ve beni yaraladı. Ben yere düşünce diğer arkadaşım Apkarın üzerine saldırdı. Apkar kaçtı. O da kovaladı. O sırada vak'a| mahalline bir bekçi geldi ve bizi karakola götürdü. Kirkör suçunu inkâr etti, Artini döğmediğini ve - bıçaklamadığını iddia etti. Kirkordan sonra Mihran, Alpar 've Kâğam şahid sıfatile dinlendi- ker. Hâkim Bay Kâmil, Kirkorun su- çunu sabit gördü. Önu 29 lira pa- Ta cezasına mahküm etti, Fakta bazı hafifletici sebeblerden dolayı bu cezayı 12 liraya indirdi. muavini Şakir, polis memuru Ah- med ve İhsan şahid sıfatile sar - guya çekildiler, Mahkeme; — hazırlık — tahkikatı münderecatı, suçlulardan Muhar- rem Serkis, diğer serkis, —Hasan oğlu Mehmed ve Nurinin açık ik- rarları; şahidlerin sözleri ile maz- nunların suçunu sabit gördü. Bv- lerinde kumar oynatan ve oymu - yan Muharremi Romanyalı Meh- medi ve Paraşkovayı — beşer gün bapiz, altmışar lira para cezasına, kumar oynamaktan suçlu, Hasan oğlu Mehmedi, Serkisi, diğer Ber- kisi ve Nuriyi de onar lira para cezasına mahküm etti. ramağı ihmal etmezdi. Madam Mir-i pua'yı çok sevmişti. Onu hiç bir zaman yalnız bırakmak istemi « yordu. Üçüncüsü de hiç şüphesiz Dük Dö Brissale idi. Halbuki Janet bu delikanlırın kendisine karşı gös- terdiği muhabbetten şüphelenmek- le ne büyük hata işlemişti. Brissale| mutlaka kendisini sevdirmeğe ça- lıştıran öteki insanlara benzemi - yordu. Fakat her hali, — yerinde söylenmiş bütün sözleri esvilme - mesine imkân bırakmıyordu. O, kalbini verdiği insanlara karşı her| türlü fedakârlığı göze alanlardan biri idi. Fakat dedikodu durur mu?) N Ka V]'t—' —SoON ! Otelciler Projesi Belediye Bu Husuda Tedkikler yapıyor Şehrimizdeki otellerin biran ev- vel alahını arzu eden İstanbul o- telciler cemiyeti Belediye reisliği- ne bu husustâ bir proje vermiştir. Fâkat bu projedeki teklifler gayri kabili tatbik ve çok indi tecrübe- lere müstenid görülmüştür. Binaenaleyh proje rasyonel hallil bakımından kıymetsiz görülmüş- tür. Diğer taraftan Belediye reisliği İstanbul otellerinin modern bir şekilde tanzim ve organizasyonu- nu temin için biran evvel faali - yete geçmeği çok lüzumlu görmüş- ür. Bu münasebetle; merkezi Ce- nevrede bulunan beynelmilel o - telciler cemiyeti, kâtibi umumi- liğine bir mektub yazarak alına- cak tedbirler hakkında esaslı ve | etraflr malümat verilmesini iste- | miştir. Breslav Sergisine iştirak Ediyoruz Broslavda açılacak olan sergiye hükümetimiz de iştirake karar ver-| miştir. Ancak bu sergide memle- leketimizi Berlin Türk ticaret - dası temsi) edecektir, Mezkür oda Teisliği tarafından ticaret odaları- mızdan istenen nümüneler gön- derilmiş ve sergideki Türk stadı Na konulmuştur. Alâkadarlara bil-| girildiğine göre Breslavdaki 'Türk stadı bu sene pek cazib bir şekil almıştır. KISA POLİS HABERLERİ * Kızıltoprakta 22 — numaralı köşkte oturan Tâcide ve Saliha a- dında iki kadın henüz — anlaşıla » miyan bir sebebden ayni köşkte oturan Cudinin cam kapıları kır- dıklarından yakalanarak mahke- meye verilmişlerdir. * Kadtköyde oturan Mazlum oğlu Erdoğan adında bir genç Çam- hcada arkadaşlarile oynarken dü- şerek kolundan yaralanmış Hay- darpaşa nümune hastanesine kal- dırılarak tedavi altına alınmşıtır. * Sarıyerde oturan Mustafa oğ- Ta Rıfkı Hünkârsuyu — civarında yalınayak dolaşırken ayağına bü- yük bir cam parçası batarak ya - ralanmış, tedavi altına alınmıştır. * Hasan oğlu Yusuf adında bir hırsız Sirkecide bir yapıda çalış - makta olan İsmail, Hamid ve A - dem adında amelelerin elbiselerini çalarak savuşurken tutulmuştur. x Kasımpaşada Samancı mey- danında oturan Bekir adında bir çocuk oyun yüzünden çıkan kavga| neticesinde Suzan adında küçük bir kızı taşla başından yaralamış- İ tır, * Beşiktaşta Paşa mahallesinde oturan Mustafa kızı Şükriye mut -| fakta iş ile meşgul iken ayağı ka- yarak düşmüş ve başından yara - lanmıştır. Diller yine çözülmüştü. Brissale | ile Janet arasında sanki gözlerile i görmüşler gibi, âşıkane münase- betler olduğunu iddia edenler bile vardı. Hakikatte Janet Dük Dö Bris - sale'yi sevmemiş değildi. Fakat hiçbir zaman da ona teşlim olmadı. Onu seviyordu, ondan hoşlanıyor- du. Brissale.in hayatı pahasına da- hi olsa, bir gün Janet tehlikeye dü- şerse, koşup onu kurtarmağa ge - leceğini biliyordu. TAKDİM MERASİMİ Versay sarayında şöyle bir &- det vardı: Krala takdim edilmiyen | hiçbir kadın resmi merasimde bu-| lunamazdı. Bu takdim meselesi dti | bir takım merasime tâbi idi. Eğer Janet resmen Krala takdim edil- miş olsaydı, o zaman saraydan çı- karılıp gönderilmesi — ihtimali de kalmazdı. Hülbuki şimdiki vazi- Üüi ai öi Sünek'ek ü a düe llli ll D Mesafe Ve Zaman Mefhumları esafe ve zaman mefhumları, M bu asırda, en çok kıskanı- Tan manalar olmuştur. Bunun sayısız zaruri sebebleri arasında, bugünkü insanlarda vasati öm - rün azalması ve hayat denen mü- cadele sahasında iş ve meşguliyet çeşidlerinin çoğalması vardır. Evvelce iki ayda görülen — bir işimizi şimdi, iki saatte bitirmeğe mecburuz. Çünkü, geride ayni in- san dimağlarını ve bileklerini bek- liyen sayısız diğer işler vardır. Eski devirlerin yavaşlığı bütün faaliyet sahalarımızda olduğu gi- bi, tabiatile, şehirciliğimizde hâ- kim ve müessirdi. Bir duvarı yık- muk için haftalarca uğraşır, — bir yolu tamir için aylarca çalışırdık. İşlerimizi rasyonalize edemiyor - duk. Fakat, bu hal, belki de, bir zaruretti. Çünkü, geride, bizi bek- liyen diğer işlerin mevcudiyetini müdrik değildik. Meşhur fıkradır: Yıllarca evvel, Çinde, demiryolu inşasını teklif eden Avrupalı mühendisler, Çin- lilere, şimendiferin - faydalarını bir türlü anlalamamışlar. Nihayet demiryolu hakkında tam bir fikir vereblmek kaygısle: — Şimdi, yürüyerek 30 günde gittiğiniz yere, şimendiferle - bir günde gideceksiniz, demişler... Çinliler düşünmüşler, taşınmış- lar: — Peki amma, demişler, geri — kalan diğer 29 günde ne iş yapı cağız?. R Evvelce bülün şark, bu haleti Tuhiyenin içinde geniş bir istira. hat kampı idi. İstanbulun bir istirahat kampı olmaktan çıktığını gördükçe se- viniyoruz. REŞAD FEYZİ BirimizinDerdi Hepimizin Derdi vi ı. Eîh yeti öyle değildi. 'Takdim yapılır- sa, Janel Kralın resmi ziyaret ve seyyahatlerine de iştirak edebi - lirdi. Saray arabasına binebilirdi. — Kralın kardeşinin yanma gidebi- lirdi. Hatta saraydaki dalresinde sefirleri bile kabul edebilirdi. İşte takdim merasiminin yapılmasının bukadar büyük ehemmiyeti vardı. Halbuki şimdi — sadece Kralın metresi olmak gelip geçici bir va- ziyetten başka bir şey değildi. Kont Jan Dubarry de ayni fikir. de idi: — Evet yavrum, dedi, bu tak - dim merasiminin mutlaka yapıl- masını temin etmek - lâzımdır. O zaman, bütün dedikoduların ar « kası kesilir. Kin ve hased besle « — yenler eksik olmasalar bile, hiç olmazsa ağızlarını açmağa cesaret edemezler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: