28 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

28 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün Meselesi: Darülacezede Yeni Teşkilât Yapılacak Müessçse Varidatının Arttırıl- ması İçin Tedbirler Aranıyor İstanbul belediyesi Darülâ - tezeyi bu sene bütçenin kil: titiği nisbette tekemmül ettri- Meğe ve müesseseyi bu suretle Modern bir şekle ifrağ etmeğe karar vermiştir. Darülâcezenin Yaridatı kanunu —mahsusuna tevfikan geçen seneden itiba - Ten tiyatro ve sinemalardan a- an hasılatın tenezzülü hase- bile bir buhran geçirmiştir. Ti- Yatro ve sinema hbasılatından her sene darülâceze - hissesi Gdüşen meblâğ vasati olarak 77 bin lirayı tecavüz etmektedir. Buna ilâve olarak, belediye ta- Tafından fırınlardan zaptolu - Ban fena ekmeklerin bedeli e- larak 15 bin lira ve vatandaşlar tarafından nakden yapılan yar- 'Üm bedelinden 2 bin lira tah- *İl olunmakta, belediye de ay- Tıca 85 bin lira kadar bir yar- dm yapmaktadır. Bu suretle darüilâcezenin senelik varida - fanın yekünt 180 bin lirayı te- €avüz etmektedi: Oldukça mühim bir meblâğ 'Olan bu para ile darülâceze bü- Halı Satışı Durdu Fiatlar Son Derece Düşük Haldedir Siyasi vaziyetin son günlerde Tışması üzerine piyasada bü - | Yük bir durgunluk baş Bühassa müc Fdi bazı malları Yerimi tamamen durmuş Tetleri de yarı yarıya dü: ir. Bir ay evvel 30 liraya saf Bir halı bugün 30 liraya bile alın- et © Mamaktadır. Birçok tüccarlar her hangi bir harb ih Baralarımı ellerinde — bulundu: Ülğinı iddia etmektedirler. Memleketimizden —mal çeken ' da son zamanlarda Kok mallarımızı çekmemekte ol - an bu buhran dahili piya- &ada olduğu kadar harici tcar Mizde de kendini göstermeğe Daş- | hıştır. Bazı ecnebi firmalar da mem - İeketimizde mübayaa ederek ih- Tac ettikleri malların bedelle bankadan para alamadık! Ti sürerek ödememekte ve vazi- Yetin inkişafını beklemektedirler. n ile- Edebiyat Fakültesinde| Tedrisat Değişiyor Hissedilen lüzum üzerine Üni - Versite edebiyat fakül *#aki tedrisat ve imtihan irilmesine ka Papulos dedi x — Evvelâ Nater'in yirmi bin Golari... <Aziz> in bu Benden nasıl aldığına hölüâ hay - Tet ediyorum. Sonra çocuğu selhayın'dan mükâ- yavaşca çevirdi. liyen Bu çelik bakışın karşısında Papu- öldü. e kendisi idi. ko - Tüldü ise, sebebi yin! öng Aysland'dak n kendisi değil n adı arı — bü Hep Onlar ancak Hini de pek iyi tanıyord in ehemmiyetli olân şey Retieelerden ibaretti. Yunanlı kadehine viski doldur- ü a Sark v nn | 2id imtihanlar Üniversite edebi- paraları | bu | tün ihtiyacı karşılamaktadır. Darülüceze senede 17 bin lira memur maaşı, 49 bin lira üc Te —müteferrik masraf ©- larak lIS bin İira mektedir. Bu suretle umumi masarifatı varidatını tamamile kapamaktadır. Şimdi İstanbul belediyesi bu | varidat mevcudü içinde olmak üzere darülâcezenin tekemmü- bazı çareler düşünmek- ver- Bunlardan ilk hatıra gelen - ler darülâcezede çalışanlar ta- rafından meydana getirilen sa- tılacak şeylerin daha iyi bir fiatla satılmalarını temin ede- cek çarelere başvurmak - veya darülücezede çalışabilecek olan kimsesizlerin daha iyi bir şe- kilde çalıştırılmasını temin et- mektir. Bu farzda temin olunacak Organizasyon neticesinde elde edilecek varidat fazlası mücs- sesenin inkişafına sarfoluna - caktır. Ortâ;ekteb ” Muallim Muavinliği İmtihanlara Bir Eylül Cuma Günü Başlanıyor Maarif Vekâleti bu sene orta caat etmiş olanların evrakını tet kik ederek bunlardan vaziyetleri bu imtihanlara girmeğe müs olanların — listesini hazırlı: Üniversite edebi bildirr t ve fen fakül- | telerine gtir, İmtihanla - | ra bir eylül cuma günü başlana « caktır. Türkçe, edebiyat, dya ve ecnebi dil derslerin tarih, yat fakültesinin, fen kollarına aid imtihanlar da fen fakültesinde ya- pılacaktır. İlk imtihan tahriri o- lacak, ancak bu ömti vaffak olanlar şifahi imtihanlara &irebileceklerdir. SroraearmemeaeeemeaAAcAAmAn Esasları tesbit edilmek- te olan yeni talimatname ile ser- | tifika esası ihdas edilmekte, eski 1 lisansları | Üi 5 | #ativa edeceği de yeni talima'na- Me ile tesbit edilecektir. Fakültı dekanı Hâmid bu husus hakkı! Maarif Vekâle' a temas etmek Te dün Ankaraya gitmiştir. ve K bakiş man'ın vele etti, bakışına ayni < Te 7> bu işten epey para aldı. Onun da bir ortağı var. Ona ver- mek için... (Papulos bir daha tit- | zedi H . Felder'ini ne sö.ylediğini işittiniz. «Aziz> ko- doğru söylüyorsun, dı ya sizi öldürmeğe gel » demiş. Sonra bu adam ada- bahi Niçin? ediyor, iyib adam, dedi cuğun yanına & bir enalyi kandıran adam acayib | olamaz, Ualino'yu, arkasından da Völsang'ı öldürdüklen sonra, kü- | | St 114,566 kişiye baliğ olmuştur. Reklam Noksanlığı Var Dünkü gazetelerin verd , İzmir fuarını dört gün içinde ziyaret edenlerin sayı berlere göz Bizce, bu rakam azdır. Çünkü, bizzat İzmir şehrinin nüfusu bu rakamın birkaç msildir. Demek, fuarın açılmasını müteakib, | nız bütün İzmirliler dahi, henüz, fuarı gidip gezmemişlerdir. Civar yal- Şehir ve kasabaları ve nihayet bü- tün memleketi hesaba katınız... Halbuki, fuar bu sene, her yıldan daha güzel, mütekâmil olmuştur. Bize öyle geliyor ki, bu işte ek- | tik olan reklâm ve propuganda- dır. Meselâ, İstanbuldaki günlük | gazetelere, İzmir fuarı için rek- lâm yapınız, diye, fuar komite - sinden bir tek mektub, bir tezkere geldiğini hatırlamıyruoz. BURHAN CEVAD Edebiyat Fakültesi Genişletiliyor Yeni İnşaat Eylülün 20 sine Kadar Bitirilecek Maarif şür Üzer kü nca verilen karar ile edebiyat fa- esinin tevsirg e Üniv başlanmıştır. Meb'usluğa 5i n darih şubesi profesörlerinden Uzunçarşılı İs - mail Hakkı ile profesör Şemsed - deki münhalelr için de yakında bir doçentlik imtihanı açılacaktır. Bu imtih olanlı muvatfak | talib girip de iğrudan doğruya oldukları şubelere doçent tayin edileceklerdir. Ayrıca yeni teşkilâr mak üzere fakülte binasında da hazırlan birçok değişiklikler yapılmakta, | yeni dershaneler, sinerler tesis e- dilmektedir. Bu maksadla yapılan tadilât ve inşaat eylülün 20 sine kadar ikmal edilmiş olacaktır. DOĞU Mecmuası 22? Çeviren: MUAMMER ALATUR çük kızla beraber, ellerini, kolla- l rıra sallıyarak, giden adam acayib olamaz, Masadakiler bu sözleri tas | ettiler. Kulman şiddetle yumruğu- di. Kadehler ye- rinden oynadı. bin doları cebine atıyı 4 bur: ddi mi | len nevaleyi teda | turmışlardır. | kafadar; Sarhoşluk ' Yüzünden İ Hâdise | Şaka Y[îiaaığıdDıirinyamn; oşluk v lik yüzün - ı birahanede vukua gelen şiddetli bir kavga ve hakaret hâ- Da bet, Artir ko'aki ve e Bunlardan Onnik, Artin aralarında bir rakı ölemi | yaparak çakırkeyif olmayı karar- laştırmışlar, bunun içi ge- | ik ettikten son- | ularak Topha- | l Üç 'Tophane - | Karabet ve lâzın denize — açıl afadar bir müddet Fındıklı - Dolmabahçe önlerinde dolaştırdıkları sandal içinde çi İingir safrasını kurup uzun müd- det demlenmişler ve nihayet ra- kılarının bittiği zaman da sahile dönmüşlerdir. Fakal bu esnada Onnik iste -« dikleri kadar sarhoş olmadık! rını söyliyerek gidip bi içmelerini teklif etmiştir. Artin ise bu teklife itiraz et - miş: ğimiz kadar içtik.. Bun- lüzum var?. Bu kadar keyif kât Demiştir. Nikolaki de Artinin fikrine iştiral Saat 22 ye geliyor.. Gidip | yatalım daha iyi... Hem yarın dük kân açıp çalışacağız. » Mütaleasında bulunuz donla Lâmbo ise Onn kişi ile eve dönmeyi tercih iki arkadaş arasında inada leri 3 kiloya yakm rakı- a sarhoş olan ve ndan kinaye Kendisiri » soyadını seçen Artin; bir meyhaneye gitmek için srar- Mi emir derecesine vardıran üç arkadaşa dönerek «— Siz neriye giderseniz gidin. bana dokunmayın. Diri diri kesip boğazlasanız, şuradan de sanız bile yerimden kımıldamam. Ben deniz kenarında oturup biraz kafamı dinledikten sonra eve dö- neceğim!> demiştir. Buna karşı öbürküler de işi i- nada bindirip: *«— Biz de seni almadan bura- dan 'bir yere kımıklamayız! Be- Ve hakikaten de biraz sonra üç inadeı — arkadaşlarını kollarına girip onu zorla sürük - lemeğe ve hem de: Bak nasıl gidermişsin!, de- meğe başlamışlarsa da; anadını sarhoşluğuna bile feda etmiyen Ta kurbal 8 Sabıkalı Saat Hırsızı Cebindeki Saat Yerinden Uçmuş & anahmed birinci ma esi Raif ieminde Pendük- | Hi sabikalı bir tevkif kararı v Henüz genç bir yaşta olmasına rağmen ku kölü işlen B eski sa- Raif; ekseriya ol- ya- ik allada bekli » xcahınç dolu bir birin- ci mevki Maçka - Beyazıd tram- Raif; arka sahanlıktaki yolcu - lar arasında yaptığı küçük bir çehre ve kıyafet tetkikinden son- ) seç n, &: lantor bir adı kün olduğu kadar sat kollamağa 'Tramvayın bir yerde yaptığı hızlı ve şiddetli bir fren netice - sinde vukua gelen ani sarsıntı da bu maksadı temine kâ () mahir genç yan- 'asıı okularak - fır- kesici birk: ketile $ bine indirmişlir. seri Fakat; öbürü başına gelen bersiz yoluna Ğ arifeti akabinı tramvaydan &! kluğunu meyda: fin hemen bu. elçabi karmış; tramvayda bulu: ve şık bir pan- n Raif mahkemede l tevil etmiş: artin bu alaylı söz üzeri mış; arkadaşlarına okkalı küfür savurmuştur. Öbürüküler evvelâ bu küfüre aldırmamışlar ve işi şaka niye - tine tutmuşlarsa da; Artin: — Şaka yapan dünyanın en alçağıdır. Bütün sözlerim ciddi- dir.» deyince onu yere bırakıp &- damakıllı dövm Kavga esnasında - Nikolaki de Artinin tarafını tuttuğundan sav- rulan yumruk ve tokatlardan bir çoğu da onun hissesine isabet et işlerdir. miştir. Neticede! Artinin tas yi ettiği inadeı başı ile sur yarılmış ve elbiseleri yırtılmış; Nikolakinin gözü şişmiş, Onnik ve Karabetin de parmakları, diş- leri zedelenip kanamıştır. İçlerin- gden Lâmbo işe karışmamış, yalnız polis çağırmıştır. Vak'a yerine ge- len polisler de hepsini yak: rak muhakemeye vermişi âkim, hepsi birbirle: teşebbüs etmiş; bi sulh ceza | gelmiş; | Meselesi | Belediye Bu Hususlarda Ehemmiyetli Tektiklerde| Bulunüyor | — Mahmudpaşa, Balıkpazarı, Ye « | Miİş ve civarı göbi bazı yerlerdeki | bir kısım dükkân sahöbleri bele - | | Güyeye müracasi ederek seyyar $portalı | kânlarının önünü ka- ticaretlerine mâ leri sürerek şkâ; mâk için mal almamagtadır. Belediye reisi keyfiyeti tetkik maları memnun olduğundan yasak tamamile tatbik ett tir. ir malı tabiatile da- | ha ucuz sattıklarını, bu rekabet | lar; başlıca büyük çarşı ve Tde kendilerine toplu bir bulunup mal satacak y ler gösterilmesini istemektedir - ler. Belediye reisliği seyyar esn meselesini esaslı bir şekilde hal mek istediğinden bu mevzuda ları ehem- tandaş bulunduğundan yeni tedbirlerin bunların aleyhiı olm Bu maksarlla seyyar esnafın - tek ve müşkülleri de belediye ik- | tasad müdürlüğü tarafından tet- kik edilmektedir. Bra li Cerrahpaşa Hastahanesinin Yeni Kısımları İnçantı ikmal edilemiyen Cer Tahpaşa bastanesinde mutfak ve çamaşırlığa aid pavyonların biti- Tilmesi için inşasta - sarfedilmek üzere 25, makine mübayaasına tahsis edilmek üzere 50 bin lira ayrılmıştır. İnşaata aki keşifna - me hazırlanarak dün belediye da- İ encümenii miştir. kunanamnanasananAnAAnAnAnne dan sonra - Artinden başka - hep- si buna razı olmuşlardır. Yalnız Artin inadcılığım burada da göe termiş — Benim elbiselerimi yırttı « lar... Barışmam...» demiştir. Nihayet, kötü bir sarhoş! runa böyle eski, yıllar kadaşlığı bozmak istemiyen di ğerleri; inadeı arkadaşlarına bir edise almayı kabul etmişler, o Sarayburnu Hakkında * Bir Teklif İstanbulda ilk dikilen Atatürk heykeli Sarayburnu parkındaki- Bu eseri heykeltraş Kripler is- de hir acemi yapmıştı. Eser güzel san'atlar bakımından mu - hakkak ki, muvaffak olmuş sayı Fakat, parkında diktiğimiz heykelin bir hususl « yeti vardır ki, o da, bu eserin, İstanbulda dikilen ilk heykel e- luşudur. Fakat, birçok kimseler, BSarayburnunda böyle bir heykel olduğunu bilmezler bile.. Evvelâ, bu heykelin bulunduğu — yer, İstanbulun en sapa tarafıdır, Buraya nasıl ve nereden gidecek. — ?. Bu, bir meseledir. Sonra, Sarayburnu Halbuki, Sarayburnu, mevki, manzara itibarile İstanbulun en güzel yeridir. Bu güzelliği, va - purla, buradan geçerken görmek kabildir. Yalnız, son günlerde dikkat e- diyorum, Atatürk heykeli, deniz cihetinden dahi farkedilmez ol- muştur. Çünkü, önündeki ağaç - lar büyümüş, ve manzarayı ka - pamıştır. Ağaçları kesmek gibi bir teklif | yapmak gülünç olur. Yalnız şunu ileri sürmek istiyarum: Acaba, bu heykelin kaldesi — değiştirilemez mi?. Bugünkü kaideyi bozmak ve yerine mermerden sütan halinde Yüksek bir kaide koymak ve bu Sutetle heykoli meydana çıkar- mak kabil değil midir?. i kompozisyonunda — bu | takdirde, nasıl tahavvül hasıl o | lur?. Bu noktayı münakaşa ede » | Eserin | cek vaziyette değilim. Sadece, | denizden bu heykelin görünebil- temin bir tedbir bu « lunamaz mu, diye düşünüyorum. REŞAD FEYZİ Birimizin Derdi — | Hepimizin Derdi Lüks Gazoz Okuyucularımızdan bir zat bize gönderdiği mektupta di- yollarının Akay va - Purlarında birinciden başka birer lüks mevki vardır. Bu- rada birinci mevki bileti ile -) turanlar beş kuruş fark verir- | ler. Bunlar âlâ. Bu vapurlarda birer de bü- — fe (yahut kahve ocağı) var- dar. Garsonlar vakit vakit, na- ne, limon şekeri, çikolata, çay, | kahve, gazoz diye bağırarak | dolaşır ve satış yaparlar. Bu da âlâ! g Yalnız aklımın ermediği bir gey var. Birinci mevki salon ve güvertede beş kuruşa sa- | tılan gazozün Jüks mevkte gi-| - gişiyor, iti- | | bilmem fiyatı yedi bu - uş oluveriyor. Acaba | | bu fiyat zammından Denizyol-| s ları Umum Müdürlüğünün ha-| | beri ve muvafakati var mı? — | Bunu pek merak ettim de. | yakışıklı olacak. Yeni bir süküt fasılası oldu. O sırada dışarıdan kapıya vuruldu. Kulman kadehine bir viski da- ha doldurarak: — Gir! diye bağındı Kapı açıldı, kapıemnın başı gö- ründü. Adamcağız sapsarı kesil- Elleri titriyordu. Elinde bir Kulmar mişti kart tutuyordu. hiddetle — Re var, ne ol G son kartı k he UZzatlı: Kapının - çalındığını işttim, açtım, bir el uzandı, şu di, 'ben de aldım. El çekildi. O za- ZABITA ROMANI man kimdir diye parmaklığı aç- tam, kimseyi göremedim. Yalaız sokaktan geçen birkaç kadın var- dı. Ben de aldığımı size getiriyo- bu sözleri yalvarır gibi söylüyordu. Kulman birdenbire ab vermedi. çöle rel suale olduğu gibi cevdb ve kelimeler vardı: «Bundan sonra ilk öldürülecek adam Kulman olacak! nin sorduğu | n gu | FA Kulman bu birkaç kelimeyi ©- kuduktan sonra, kapıcının yüzü- ktı. Almanın vaziyı bir değişiklik göze çarpmıyrdu. Karti masanın üzerine fırlattı, Ö- tekiler de, görsünler, okusunlar di- ye. Snra cebinden bir pur rası çıkararak, ucünü di pardı, tökürdü, yaktı. de kapıcıdan hiç Bini biraz tati sipa- de hiç | — ©, Ben biraz buraya gelsenc! dedi. Gerson titriyordu. — Sen eeki din!. 'Co kuruyan ve iltifata karşı adım yürüdü, hâlâ » merd bi dudaklarını dilile gülüm- Dün akşam «Aziz» den | Gel hâdise| nasıl okdu? Bu adam bana barda | söyledi. Kılığınd ratından polise pek benzemi denilen heri gelirdi?. — an gülümsiyerek sordu: — Demindenberi bir ş şünüyordun. Ne kapıyı | kap lmiye e olsa o kadar kişinin içini *lt edemnezdi — Amma sen tanımadığın adaz ları ne diye içeriye & kerildi, — Kulman daima güler yüzle: — Ca biraz şöyle yanıma dedi. 4 (Devama var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: