28 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

28 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İstanbul Caddelerinde Gıdış Yolu, Geliş Yolu! İstanbul Başka Şehirlere Benzemez. Kesafet Yerlerini Gözönünde Tutarak Seferleri Ona Göre Tertib Etmelidir Yazan: ©. A an Cemal KAYGILI hoş kaçtı. Bu ha- işe küm sebeb olduysa bi bü h - Rami) — otobüs- yyen kâfi ge- 1 bap ında bu yeni otobüs, he Ne o, içleri benzin mi koku- kelle götürür gibi leri halde donüş- | Gümüşsuyu, Dolma - nbülun en rahat | Ç *"—'ıh en muntâzam arabları in biricik ve en bel- En belli karıdan gitmi İkisi de birdir. Fakat Beyoğ- hh_“ bütün tiyatroları sinema- Yi Phur mağa: Sti Taksimle tünel arasında ĞU içi & Bi Talardan çı H__m“knm - Cihangir otobi ’“m.;k n ta Taksime €k mecburiyetinde dir ki bu, doğru değddir. $ giyerden, geceleri, Bey “Yatro, sinema, kor '& Tepebaşındaki Şehir ti- | Esikiden saatte on kilometre giden dönüşte o- e binmek için o kç ta Taksime kadar ında ne kadar işlir. bunu bilmiyen yoktur. Şimdi gelelim, yeni Edi: Cihangir otobüslerinin, anbul sokaklarında işliyen otobüsler büs, otomobil, araba —mo! gibi birçok nakil vasıtalarmın dö- nüşte hep Tarlabaşı caddesini ta- kib etmeleri yüzünden bu yol çok kalabalık olüyormuş: Şimdâ buna bir de Cihangir otobüsleri karı- şınca yol büsbütün daralacakmış, işte bundan dolayı, onların dönüş- Gümüşsuyu, — Dolmabahçe yolil m daha lurmuş. - Fakat, bu - olobüs (Devamı 7 inci sayfada) le katır şırtında, k: re gidip gelmek için bir çiftçi ile şmıştı. Çiftçi, Çarşıya sebze ve götürmek için kullandığı | için bu gibi yerlere giden- Eski Devirlerde ve Şımdıkı Yolculuk Eskıden Parlâmento Reisi Meclise Gelmek İçin Sebze Arabası ile Sayfiyeden inerdi BAR : Şimdi saatte 150 kilemetre giden lokomotiflerden biri Yolcu nakleden karoçeler | © yüz yılda çıktı. 4550 de, Pariste yalnız üç karoçe vardı. Kibar ve zenginler sedye ile se - yahat ederlerdi. Bu devirde, İngilterede, gürül- tü yapan,, halkın istirahatini bo- an kimseler bir sedyeye konu - lur, yüksek br ağaca asılırdı. Ba- zan, sedyeyi dalları dere üzerine sarkan bir ağaca bağlarlar ve bir, iki defa ipi gevşetip sedyeyi suya batırırlar, çıkarırlardı. Pariste hali ve vakti yerinde o- t lanların hususi s ları bulunurdu. Olmiyanlar, kira roya, baloya süslü sedyelerle gi - bu âdet 5— SON TELGRAF —28 AĞUSTOS 1938 CIEED Plâjlar, Mayolar KANBURUN TEESSÜRÜ Körün biri, kanburum birine kin bağlamış. İkide bir : — Ahi Şu kanburu bir ele ge- çirebilsem bir güzel dayak atacar ğim Dermiş. Kanbur bunu haber â- ca gu suretle izharı teessür et- miş: — Kör herif, beni görmediği halde kanbur olduğumu nereden Bilmem., Şimdiye ka- | da sigara içen olmadı. OBURUN MANTIĞI Büyük bir dikkat ve ehem- | miyelle okuduğunuz şey nedir?. | Lokantalardaki yemek Jiste- lerl! HAVA ALACAKMIŞ:. nan adamın biri Topkapıya gitmek Aksaraya gelin lur, terler. Bir bakkal dük- nın önünde boş bir iskemle he — Bay! Ne alacaksınız? Adamcağız, terini silerek ce - vab verir; — Oği üş etme!' - Yalnız | biraz nefes gün bahçe kapısından — geçerk: nasılsa — yüzükay uvarlı Kalktıktan sonra üstün bakarak taaccü ini siyaha, siyah yere lerini beyaza boyadı!, İKİSİ DE BİR Mİ? ve şube» manalarına da doştla- Talebelerinizi terbiye için, biyel etfalin hangi branşını kullanıyorsunuz?, sorar, Muallim bu branş ini dal manasına da ala- | âk cevab verir: | Findik ile kızılcık dallarını Otuz Kır—k VSene Evve line Kadar Malüm Olmıyan Bu İki Kelimeyi Bugün Bilmiyen Yok Kadınlar Arasında Mayo Modası da Çıktıktan Sonra Plâjlar Zevkine Doyum Olmaz Yerler Oldu Otuz kirk sene evveline gelin - ciye kadar memleketimzide plâj we mayyo nedir bilen yoktu. Bo- daki yalıların altında birer ka- yıkhane, birer de deniz hamı vardı. Yaz geldi, banyo m başladı mı Boğazın Mmuhtelif yer- lerinde erkeklere, kadınlara mali- sus ayrı ayrı deniz hamamları rulundu Hatta, Galata köprüsü - n Ha ada da bü; vardı Bunl Haricinde denize girmek yasal | vrupada da böyle idi, Mese! | rislilerden bir | mezdi. Dokt | deniz banyosu almı yenler, Ha rine giderl madığı için çok da zahmet çe - kerlerdi. 1833 de, arada denize du. Fakat, kendini bilen ailı yine evvelki gibi ayrr ve etrafı kapalı y ede banyolarını — alı- yorlardı. 1850 senesi sonlarında Biyariç plâjında oteller yapıldı. Bü buraya akın dı. Fakat bunların çoğu banyo için dej gazinoda mar oynamak için zlar, yavaş kadınlı erkekli plâjdan da istifadeye — orada da eğlenmeğe başladılar. İşte dünya plâjlarının kurul - anasına ve kadın erkek herkesin | plâjlara koşarak bir arada gün - lerce ve günlerin saatlerince de- nize girmelerine, denizde oyna iyariç plâjı sebeb ols ji gördüğü rağbet üze- Fine artık Avrupanın her sahi - Hırsız - Polis Zabıta memurları nda da azifel sutislimal edenler, hır- kullanıyorum. Çünkü bu yara --| mitzlara bunlardan başkası ya- ramıyor I Faydalı Bilgiler: Karıncaları Kaçır- mak İçin Ne Yapmalı ? Karıncaları kaçırmak- için, çıktıkları yerin yanına bir ça kesik limön kabuğu ve- yâ küçük bir tabak içerisinde kahve telvesi koymah, derler Pencere ve kapı. kenarları- na, biraz nikotin karıştırılmış gaz sürmek te karıncaları ka- çırır, ŞAPKA TÜLLERİ NASIL ÜTÜLENİR?., Şapkaların üzerine konulan tüller pek çabuk — buruşuyor, bozuluyor. Sık sık ütülemek lâzımdır. Fakat bunun da usulü vardır: bu gibi tülleri, bir gazete küğidr arasına koj malı, üzerinden ütüyü geçir- meli. Ütünün pok kızgın ol- mamasıns dikkat etmeli. Son- ra, hafif zamklı bir suya ba- tırmalı ve ince bir bezin ara- sımda tekrar ütülemeli. ZAMKLI SU Tüllere, dantelâlara, ince boyun atkılarına, Fubarlara ve erkek gömleklerine yenilik yerir, 10 - 15 gram arab zamkı a- hnız, bir kabın içerisine ko- yunuz, Üzerine yarım litre su dökünüz, tahta hir kaşık ile karıştırarak halif bir ateşle kaynatmız. İyice eridik üi ra bir tülbentten geçiriniz. Şa- yet koyu ise bir parça su ilâ- sizlık ve cinayet yapanlar olur. İşte bir misal: İngiliz polis me- murlarından 22 ya; Artur Klayto Bir gece vazifesini birakiı zlık yapmak cürmile mâahke- e verilmiş. Hâkim soruyor: a âmiriniz, sizi yerinizde görmeyince haşwet et- | uş. Nihayet sizi, bir ma- yı soyarken yakalamış. Çal dığınız yetmiş İngiliz lirası ile bir deste iskambil kâğıdını cebiniz- den çıkarmış. Cürmünüzü itiraf etmişsiniz... — Evet, Maylı — Refikanıza götürmek üzere ipekli bir gömlek. bir pantalon ve | çorap çaldığınız da doğru mu?... — Evet, Maylord! — Refikanız kaç yaşındadır?.. — On sekiz yaşında... Müdafaa vekili, Klayton'un ka» | tısının uzun müddettenberi hasta olduğunu ve bu yüzden çok mas- rafa girdiğini söylüyor. Çalınan gömlek, pantalon ve çorapların sa- hibine iade olunduğunu, paraya gelince, Çalışıp ödiyeceğini ilâve Mahkeme, Klayton'un eski hiz- metlerini dikkat nazara alıyor ve Şu hükmü veriyor: — Seni altı ay hapse mahküm e- diyoruz. Mahkümiyetini hapis - ardiyanlığı yapmak sure- sin. Çıklığın za vazifene başlıyacaksın... Aşk Ferman Dinler mi? seçenlerde Mi vak'a olmuş. Gernavaça'nın maruf ve ediniz, ada garib bir | bir avukatı e bir dişçi boğuz bo- | ğaza gelmişler, Niçin mi? Bir ka- H linde plâjlar kuruluyor ve halk da buraya akın ediyordu. Muhak- kaktır ki plâjlar dünyanın en lerdir. Hele kadınların arasında, bir de mayyo modası çıktıktan #onra plâlar zevkine doyum ol - evkli saatlerinin yaşandığı yer- | maz yerler oldu. 24 Saatte Dunyayı Dolaşabilecek miyiz ? Dört sene ev- vel, 23 ilkteşrin 34 de, Agellb adlı bir İtalyan tayyareci, — bir deniz — tayyaresi ile ve saatte 700 kilometre sür'at « le uçmiya mu « vaffak olmuştu. Geçen sene, 30 martta, — Alman tayyarecilerin den Dieterle, bir avcı tayyare - sile bir ssaatte 746 kilometre kat- etti. Son yapılan tayyarelerle saatte 800, 1,000 kilometre sür'at elde edileceği ümid olunu; dan birinin tecrübesinde, bir pilot, Pike uçuşla 1.000 kilo - metro sür'ate yaklaşmaktadır. Pike uçüş için, pilot 6 bin 8 bin metre yükseğe çıkar, sonra bütün ——— dının ahu gözleri için... Fakat bu âhu gözlü dilber kaç yaşında, biliyor musunuz?... Ta- iş beşi... Ya sevdalı - » Dişçi altmış, avukat da yet- miş beş yaşında... | Kavganın sebebi de kıskançlık!..| Avukat; dişçinin son zamanlarda işi azıttığını, sevgilisinin evine sık sık g ni haber alınca yolunu | | beklemiş, suratına şidditli bir yum- ruk indirmiş. Tabil boğaz boğaza gelmişler. Halk bi hapse mahküm etmiş. kmiş, polisler | bin müşkülüâtla ayırmışlar. Mah - | keme, her ikisini de birer hafta | Saatte 1.000 Kilometre Sür'atle Uçan Tayyareler Hazırlanıyor Dünya sür'at vekorunu elinde tutan Hans Dieterle gâzlere basar, amudi olarak yen iner. Ufki olarak uçan bir tayyare - nin normal sür'ati satte 500, 550 kilometredir. Bu, bazan 700, 800 kilometreye kadar çıkar. Pike, uçuşlarla daha fazla sür'a elde edilir. Fakat, makinenin ve bilhassa kanadların çok sağ'am olması lâzımdır. Yirmi sene evvel, umumi harb- den sonra dünya — rekoru, Sadi Lökuant adlı bir Fransız tayyare- ci de idi. Sadi, 1923 de, saatte 375 kilometre sür'atle havalanmıya muvaffak olmuştu. 1929 da Bone, Şnayder Kupası için yapılan mü sabakada 448 kilometre sür'atle birinciliği kazandı. Fakat âon da- kikada bir kaza neticesi öldü. Saatte 48 kilometro-.. Bunu kimsenin — göçemiyeceği — zan - nolunuyordu. — Halbuki 1984 de Delmot 508.8 kilometro ile bu re 1,000 — kilometro muvaffak olduk- artık bizim içir küçüldükçe küçülecektir

Bu sayıdan diğer sayfalar: