29 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

29 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

fünün Meselesi: | Eşya Naklini İBelediye yapacak Bunun İçin Belediyede Bir Komisyon Faaliyete Geçiyor k Belediye kanununun 19 un- €u maddesine göre — şehirdeki her türlü seyrüselerle beraber belediye hududu dahilinde her nevi yük nakliyatı hakkı da — | belediyeye verilmektedir. Ay- ni maddenin hükmüne göre belediye bu hakkımı, - isterse kendisi, isterse sermayedar bir #rupa vermek suretile istimal edebilecektir. Bu hakkın ne surltle istimal edilebileceğini tetkik etmek Ü- zere Belediye Reis Muavini Rifat Yenalım riyasetinde - bir kamisyon kurulmuştur. Bele- diye, halkın menfaatini güz- rabıtalı bir şekilde organize etmeyi dü- Hesaba Göre Rakı İçenler Azalıyor Horkes Ucuz Diye Biraya Başlamış Öğrendiğimize göre bira ucuz - layıp fazla miktarda istihlâk e - Gümeğe başlandıktan sonra şeh- Timizdeki rakı sarfiyatı yüzde yir Mi nisbetinde azalmıştır. Biranın | — Ucuzlatılmasındaki isabetli ka - Ter balkın sıhhati üzerinde bu | — Özetle tesirlerini — göstermeğe tar. — & yapılan bir hesaba göre ayın 16 &mdan 23 üne kadar bir hafta İinde İstanbulda geçen haflaya Tazaran 6 misli bira fazla istihlik Olunmuştur. Bu miktarın bütün — İhtiyaç temin edlidiği takdirde İ0 e çıkacağı muhakkak gö - Tülmektedir. Diğer şehirlerdeki — Bira istihlüki de mühim nisbette — , Pğalmaktadır. ı KE CU Mevcudu 400ü GeçenMüessese- lerde Jimnastik Beden terbiyesi genel direktör- Tüğü vilâyete bir emir göndere - Tek işçi mevcudü 400 ü geçen mü- | |— *Gscse ve fabrikalarda beden ter- Biyesi teşkilâtı yapılması mec - in tatbik — olunmasını | — Bu süretle gşehrimizdeki bez, |— Detterdar, Cibali, tütün fabrika- ha ve emsali gibi yerlerde en bir zamanda futbol, voley - avcılık ve saire gibi faali - Yetlerle uğraşacak ve spor kulüb- leri teşkil olunacaktır. No. 22 lehdine doğru çekti, Sanki oğlu- Zu okşıyan bir baba gibi... Fakat birdenbire bağırarak kendisi- Di kurtarmağa çalıştı. Çünkü Ku M sol elindeki yanmış puro s> Earasını olduğu gibi Co'nun yü- dayamıştı. Mecliste hazır — bulunanlardan birisi kımıldamamıştı. Kul - Tn nihayet kapıcıyı salıverdi. ahalarla gülerek, pantalonur M düşen külleri, kolunun yeni ile Tikli, sonra purosunu muayene e k, yeni bir kibritle tutuştur — Co, sen yaman bir adamsın, i, git aşağıda barda bekle, se- Bi Çağırtacağım. Co bir eli yanağında geri geri, dan çıktı. Gözlerinden müthiş Vette korktuğu — anlaşılıyordu, D3 Diğer taraftan inhisar idaresin- | — , Kapıcıyı bileğinden —tuttu ve | şünürken, ayni zamanda bu vesile ile şehir yük nakliya - tında kullanılan vasıtalar da da esaslı bir inkılâb yapmayı göz önünde bulundurmakladır. Bu itibarla şehirde yük nakliyatı gerek belediye tarafından biz- zat yapılsın, gerekse hususi şirkete verilsin, bu nakliyatla kulanılacak bütün yük ara- ikli olması bir şart olarak gözönünde tutulacak - tır. Bu nokta bilhassa şehirde yapılmakta olan asfalt yolların bakımı noktasından zaruri te- lâkki edilmektedir. Komisyon yarın tdplananak bu husustaki tetkilerine de - vam edecektir. Etrüsk'ün Seya- hati Şimdilik Geri Bırakıldı Bilâhare Almanyaya Gönderilmesi kararlaştı Alman tezgühlarında yaptırı - lan 5300 tonluk Doğu vapurunun müvazenesizliğini bertaraf etmek in icab eden ağırlıklar kor muştur. Vapur bugünlerde İngiliz ve Alman loldlerinin — iştirakile komlsyonumuz tarafından tek - rar müayene edilecek ve sür'at tecrübeleri yapılacaktır. Bu tec- Tübelerde muvafık neticeler alın- dığı takdirde vapurun derhal Türkiyeye bareket ettirilmesi hü- kümetimiz şantiyelere müracaat edecek ve Doğunun diğer iki eşi- Hin de en kısa bir zamanda ikmal edilerek teslimini istiyecektir. Di- Rer taraftan tadil edilmek üzere Almanyaya gönderilmesi icab - den Etrüsk vapuru da siyasi va- ziyetlerin inkişafına kadar Al - Manyaya gitmiyecektir. | —— Pendik İstasyon Binası Çok Güzel Oluyor İnşaatın Yakında Bitirilmesi Bildirildi Münakale Vekili Ali Çetinkâya dün akşam şehrimizden Ankara- | ya hareketinde trenin Pendikteki tevakkufundan istifade ederek o- rada yapılmakta olan yeni ve bü- yük istasyon binası inşaatını tet- kik etmiştir. Vekli, binanın sür'atle bitiril - mesini ve en kısa bir zamanda a- çılmasını alâkadarlara bildirmiş- | fakat hiç sesini çıkarmadı. Kapı | kapandı. Kulman etrafındakilere | bir göz gerdirdi. — Zannederim ki Co'yu kaybe- deceğiz, dedi. Ve hakikaten bir 12- V grab düyüyormuş gibi - boğazını | sıvazladı. Papulos sinirli sinirli kadehini çevirdi. Elleri titriyordu. Dikkat- le Kulman'a bakıyor, çünkü — bir kelime ve yahut herhangi en kü- çük bir hareketle ba adamın ken- disini idama mahküm edebilece- göni biliyordu. Birdenbire: — Kulman, bir dakika müsaade ediniz, dedi. 3 Bütün gözler Yunanlıya çevril. di. Papulos sözlerine metanet ver- meğe çalışarak dedi ki: — Bausit bir hata yüzünden Co'- yu ne diye öldürüyorsunuz? İn - | sandır bu. hata edebilir. | Faa Yunanlı bu ıöılnş;; asıl egi Mekteblerde İmtihan Şekilleri Mekteblerde imtihan usulleri - min bu seneden itibaren değişti - rildiğine dair gazetelerde hava - disler okuyoruz. - Bizim imtihan şekillerimiz zaten çok sakattır. Bir şayiaya göre ikmal ve mazeret imtihanları da kaldırılıyor. Dikkat ediniz. Senenin mühim bir kısmı imtihanla geçiyor. En ax iki ay Bu iki ay tasarruf edi- lerek kısmen tedrisata, kısmen de tatile verilebilir. İmtihan ruhi halet üzerinde tahribkâr tesiri olan bir hayat hâdisesidir. Binaenaleyh, imtihan Maarif Vekâleti bu yola gidi - yor. Bu senc, yeni tatbik edilecek imtihan şeklile daha iyi randıman alınacağına büyük ümidimiz var- dır. Bu suretle, çocuklar da ça - hışabilmek için daha geniş bir sa- ha bulmuş olacaklardır. BURHAN CEVAD Ba Yü Şehişt Tiyatrosunda Operet Var Bazı Yabancı Troplarda Getirtilecek İstanbul belediyesi şehir üyat- rosu bü sene kış temsillerine ha- zırlanmak üzere yakırda faali - yete geçecektir. İstanbul beledi- yesi şehir tiyatrosunun bütçe - Çığını kapamak üzere bu sene de 40 bin lirayı mütecaviz bir yar- dım yapmağa mecdbur kalmıştır. Şehir tiyatrosu halktan rağbet görmesine rağmen bir türlü ma- sarifatını temin edememekte ve her sene beleğiyeden büyük mik- yasta yardım görmekte idi. Geçen sene İstanbul belediyesi şehir tiyatrosu basılatı 66 bin li- radır. Fakat bu sene «Komedi - OÖperet» kısmının da faaliyete ge- irilmesi Vali ve Belediye Reis- liğince kararlaştırıldığından ha- sılatın artacağı muhakkak görül- mektedir. Ayrıca geniş teşkilât ve yeni - likle ve Avrupadan — getirilecek Truplar hasılatı sayesinde — bu önümüzdeki sene elde edilecek yaridat her iki kısımda ceman ye- kün (100) bin lirayı tecavüz ede- ceği kuvvelle tahmin olunmakta- dir. Bin Kütahya Valisi Şehrimizde Kütahya valisi Hâmid Oskay birkaç gün kalmak üzere şehri - mize gelmiştir. Hâmid Oskay dün- belediyeye giderek Vali ve Bele- diye Reisi Lütfi Kırdarı ziyaret etmiştir. kendisinin o dakika büyük bir ha- | ta işlemiş olduğunu anlamıştı. Kulman dik dik kendisine bakı - yordu. Papulos'un arkasından bir 5ee duyuldu: — İster et olsun, ister ha- ta olgun, bence birdir. Eğer Co herifi içeri almamış olsaydı, Uali- no şmdi katledilmiş olmayacaktı. Bunu affedemeyiz. Papulos başını arkaya çevirdi, Kulman düşünceli bir tavırla ba- ganı yavaşça yükarıya / kaldırdı, gözlerini tekrar Yunanlıya dikti. Almanın kafasının kimbilir hangi eei K | Gükça bu aşkını izhar ederek 9 Yanlış Kapıyı Çaldın Ben Senin Bildiğin Kızlardan Değilim Asliye dördüncü ceza mahke- mesinde dün sarhoş bir vaziyette sevgilisinin evine taarruz eden bir karasevda'ının muhakemesi ya- pilmiştir. Hüsrev isminde buğunan bu adam; Çemberlitaşta oturan Ba- yan Zehranın gönç kızı Sandeti çılgınca sevmekle ve fırsat bul - kendisi ile beraber gezip yaşa - masını teklif etmektedir. Buna mukabil Saadet ise ken- disine yüz vermiyerek sözlerine hiç akdırmamış, hattâ bir gün yi- ne tetha bir yerde yolunu kesen | | bu müziç sevgiliye: «— Ben fabrikada işile gücile meşgul olan bir genç kızım. Ça'ı- Şıp anneme bakıyorum. Böyle gez melere ve gönül işlerine karışa- cak zamanım yok. Sen yanlış ka- pimin ipini çekiyorsun!.. Demiştir. Hüzsrev saadetin bu söz'erinden sonra taköblerini azaltıp keseceği yerde bilâkis daha sıklaştırmış ve bu dünyada <«onsuz» yaşıyamıya- cağını, Saadeti ümidsiz bir aşkla sevdiğini ötekine berikine söyle- Mmiştir. Bu gsözler Saadetin annesi Ba- yan Zehranın kulağına kadar gi tiğinden, ihtiyar kadın kızını yol- da bir taarruzdan korumak üzere birkaç gün kendi alıp Tobr.kaya götürmüş ve getirmiştir. Bugünlerden birinde ana kız Hüsrevle karşılaşmışlar ve onun manidar bazı tehdid işarelirrine muhatab olmuşlardır. Ellerile bir kalb ve sonra han- çer işareti yapıp ikisin göstere- rek: — Sizin kalbinizi deşeceğim', Diyen Hüsrev, filhakika evvel- ki akşam bu tehdidini yerine g- tirmeğe de kalkışmıştır: Akşam üstü evlerinde o'eran ana kız birden kapılarının bızla varulduğunu duymuşlar; pence- reden bakınca zorlu âşık: karşıla- rında bulmuşlardır. Sarhoş — bir vaziyette bulunan Hüsrev: — Kapıyı açın!, Yoksa kariş- maml, | Diye bir nâra savurduktan son- ra tekmelemeğe başlamış; —hâlâ açılmadığını görünce de. «— Hele bir içeri gireyim.. He- pinizi kıtır kıtır doğriyacağım!.» Diye haykırmıştır. Etraftan bu gütültüye yetişen polisler bemen kendisini yakala- mnışlar ve mahkemey vermişler- dir. Asliye üçüncü ceza mahkemesi davayı salâhiyeti haricinde müş ve evrakı asliye dördü cezaya havale etmiştir. Öğleden sonra bu muhakeme deki sorgusunda Hüsrev habis maksadlarla işlediği pek iyi anlaşılıyordu. Papulos da bunu pek iyi an - hyordu. Demin söylediği sözler, ortalığı teskin edecek yerde bi- lâkis kızıştırmıştı. Kadehini aldı, titrememeğe ça- lıştı, fakat bardak ağzına kadar dolu olduğu için bir miktar şarab masanın üzerine döküldü. Sanki kan dökülmüş gibi... Kulman: — Doğru, dedi, sizin iyi bir in- san olduğunuza şüphe yok, fakat şu *Azizs denilen adamı ne diye | ne iade olunan ceketini sevinerek Caketin Başına Ge!çgler | Zavallı Amelenin Canını Yakmış Sultanahmed biri mahkemesi dün fakir bir ci sulh ceza | isnırde 2i gün min canını yakan Hüsni bir hırsız hakkında 1 ay hâpis kararı vermiş ve suşluyu hemen tevkif etmişi Hâdise şudur: Hayatım ame - lelik, hamalbık ve bu kabil işler- le kazanan Abdullah isminde bir adam İstanbulda daha çuk para bulmak ümidile Kayserlden kak- | miş şehrimize gelmiştir. | Abdullahın üstübaşı yırtık. pe- rişan bir vaziyette bulunduğun- dan şehre çıkar çıkmaz kiyafetini nisbeten düzmüş; bunun için de cebinde bulunan 5 lirasını vere- rek bir ceketle pantalon almış- tır. Abdullah dün Beyamıdda yev- miye ile girdiği bir odun depo - sunda odun kesorken bu yeni ve soön harçlığını vererek aldığı ce- | ketini çıkarıp yanındaki parmak- hkların üzerine asmıştır. Lâkin uzaktan kendisini göze:- liyen Hüsnü isminde bir açıkgöz; Abdullah baltayı eline alıp — işe başladığı zaman hemen arkasın- dan gelmiş ve yavaşça ceketi alıp sıvışmıştır. Fakat bu sırada depodaki ame- lelerden jbiri bu — açıkgözlülüğü görmüş ve hemen Hüsnüyü ya- kalamıştır. Abdullah mahkemede kendisi | l | almış ve: «— Ben buna para bulmak için 15 gün geceleri kuru tahtada yat- tım!, Allah razı olsun sizlerdene diyerek uzaklaşmıştır. | — Tebligat Müdürü Tevkif Edildi Adliye Tebligat Müdürü Mustafa görülen lüzum üzerine dün tevkif olunmuştur. Mumaileyhin — muhakemesine bugünlerde Ağır Cezada başlana- caktır. —— Bir yankesici mahküm oldu 'Yankesicilik suretle Ah Yon- cun tramyda 416 kuruşunu aşı ran sabıkalı yankesicilerden An- don dün Asliye Dördüncü Ceza mahkemesi tarafından 9 ay hapse mahküm edilmiştir. MeArALALARALARARALALALARDA tevil etmiş ve: «— Bu kız benim parann yedi. Kendisinden sükünetle hesab sar- mak için gittim!.» demiştir. Neticede muhakeme cütmü sa- bit görerek bakkında 3 gün hapis ve 30 lira para cezası vermişli. doğrudan doğruya Ualinoya gön- derdiniz? Papulosun nefesi kesilecek gi - biydi. Kadehinden bir yudum da- ha aldı. Kulmanın bu sualindeki her cümle sangi birer kurşun gi- bi beynine işlemişti. Kulman sualini tekrar etli: — Neden «Aziz» denilen herifi Uslinoya gönderdin?. Üzerini a- ramışsın, Adamım bir bıçağı. bir de tabancası varmış. Papulos kendisini yerinde tu - tamadı: — Sen deli misin? dedi, evet, 'ben onu Ualinoya gönderdim. Çün- ikdam'ın Dâvâsı Haberin Sahibi Mah- kemeye Gelmedi İkdam refi izin siyasi mu - harriri Ebüzziyazade Velki hak - kında «Haber> gazetesinde Nu - rullah Atac imzasile yazılan bir aleden dolayı Velid tarafından açılan hakaret davasının görül - mesine dün asliye dördüncü ce - zada başlanmıştır. Dünkü 'ilk celseye yalnız de - | vacı Velid ile makalenin muhar - riri Nurulleh Atac — gelmişler, *Haber» gazetesi sahibi Rasim Us | gelmemiştir. Bu sebeble reis Burhaneddin tarafeynin hüviyetlerini tesbit et- tikten sonra Rasim Usun celbi - çin muhakemeyi 6 eylül çarşır ba günü saat 14 e talik etmiştir. Gebze İstanbul İçin Sayfiye Yeri Olacak Burada Bazı Tesisat Yapılacak İstanbula en yakın şirin ka- za merkezlerinden biri olan Geb- zenin sür'atle güzelleştirilmesine çalışılmaktadır. Gebze belediyesi ve Münakale Vekâleti «Sabanca» gibi Gebzeyi de İstanbulluların bir tenezzüh ve mesire yeri yapmak için bazı te- şebbüslere geçmişlerdir. İstanbul elektrik cereyanından Gebzenin de istifade etmesi için Kârtaldan buraya havaf tel uza- tılması hususunda tetkiklere 'baş- lanmıştır. Bizzat Gebze belediye reisi Esad ile bir mütehastıs bu işle eneşgul olmaktadırlar, Bu iş masraflı görü'düğü tak- dirde *Eskihisar» mevkündeki | çimento fabrikasından kasabaya | cereyan verilecektir. Gebze sahilinde modern bir pllij yapılması ve çok lâtif bir man- zarası olan bu sahilde İstanbul - luları celbedecek bazı tesisat vü- cude getirilmesi de tetkik olun- maktadır. —— Valiyi Manisaya Davet Ettiler Manisada yapılacak üzüm bay- ramına, bu bayramı ihdas etmiş olmak hasebile Vali ve Belediye Reisimiz Lütfi Kırdar da davet edilmiştir. Belediye Reisi işleri- min çokluğundan delayı Bu bay- rama iştirak edemyeceğini bir telkgrafla Manisa be'pdiye Teisi- ne bildirmiştir. llk Tedrisat Kadrosu yesinde üzerinde çalışılmakta olan İlk tedrisat kadrasumun birinci ileri gürerek tahvillerini ve bir de becayişlerini isliyen birçok mual- Dmlerin vazifeleri, yeni kadro - larla değiştirilmiştir. İlk kadra Vekâletçe tetkik ve tasdik edil - mek üzere dün Ankaraya gönde - ilmiştir. Kü onül görmek Hin biliyordum. Otelden gönder diğimiz zaman, üzerinde ne bi - çak vardı, ne tabanca! Üzerini - yıyan Feldere sorun? Felkder ayağa kalkt — Baksana bana!. Papulos eliyle işaret etti: — Otur, otur! Ben seni itham etmek istemiyorum. Benim söy- lemek istediğim şudur. Kulman delinin biridir. Benden sonra ek 'bette senin de sıran gelir. «Azizse içimizden hangimiz raslarsak, bir- birimize ihanet etmiş sayılacağız. Durdu ve başka birşey söyle- medi. | Çünkü Kulmanın masanın al - tından tabancanın namlusunu ken- disine doğru çevirdiğini görmüş- '*ü. Viskinin ve şarabın Yunanlıya verdiği hararct birdenbire kesil- dk | | (Devamı var) ioeoxn LA Yalnız Kendimize Güveniyoruz Bütün dünya büyük şehirle rinde, âdeta bir panik manraı var. Halk heyecan içindedir. oluyor?. Harb muhakkak mı?, zi şehirler beşaltılıyor; şimdir herkes, başının çaresine Pariste eğlence yerleri kapan mıştır. Paris halkı, eğlenceyi u- mutacak kadar heyecanlı ve dişelidir. Böyle karışık zamanlarda, milleti bir asalet ve yiğillik munesidir. Etrafınıza bakınız: zim kadar soğukkanlılığını mü faza eden başka kim var?. kendimize — fazla güvenimizden, yaptığımızı, — yapacağımızı — iyi bilmemizden ileri geliyor. Türkiye sulhen bir devlettir. Mütecaviz değildir. Taahhüdle « Tine sadıktır. Yalnız kendisine güvenir. Fakat topraklarımıza kar şı en ufak bir tecavüz, bizi hal şaha kaldırmağa kâfid'ı tün kuvvetimiz ve kudreti: düsmanı ezeriz. Vuru gürültüye kulak asma; Dikkat ve teyakkuzla hâdiseleri takib ederiz. Azami — soğul ve mütevekkil — görünürüz. Bu, bizim eşsiz. hasletlerimizdeni Muhakkak ki, sinir harbinde, bizim kadar muvaflakiyetle ta - hammül etmesini bilen başka millet yoktur. Şuurumuzu, kimizi, bir an için bile, asla kay- betmeyiz. Ğ Harb, belki de yakın, belki de uzak bir ihtimaldir. Her vaziyete göre tedbirimizi almış bekliyeo ruz. Ortalığı velveleye, heyecar vermeğe lüzum yok.. Yeryüzünün en çetin badirelerinde muvafl: kiyetle ve sayısız imi lar çirmiş bulunan Türk milleti, ci- han müvazenesinde, dün; o tikasında ve milli iştiklâli bah- sinde, üzerine düşen vazifeyi hakkın yapacaktır. 'Türk ordusu kadir ve azametli- dir. Bütün itimadımız, bütün ta rih seyrinde hirer kahramanlık destanı yaratan şanlı Türk or - dusu üzerinde toplanıyol. Birçok milletler, böyle bir duya sahib olamadıkları için, şu günlerde, ne kadar çok döğünü- yorlar. Bu, Türk olmamanın baht- LIİIİ'İI REŞAO FEYZİ Birimizin Derdi — | Hepimizin Derdi Edirnekapı - Eyüb | Caddesi Bür okuyucumuz yazıyor: — | Ben uzun zamandanberi E- | dirnekapıda Avcıbey mahalle- | sinin mahtelif sokaklarında ©- | turmaktayım. Bu semitte n Küm olduğu üzere meşhur ta- | zih$ Ka'riye camii vardır. Bu: zamanından kalma bir saray ' harabesi mevcuttur. Bu sara- yın etrafındaki cadde ve s0- kaklar - Şişhane caddesi de | Ka'riye camiinin önünden ge- | çip İğrikapı tarikile Eyübe gi-) den büyük cadde kurak hava- da toz, yağışlı havada da ça- mur deryası halindedir. Bu E- dirnekapı - Eyüb caddesi, her | gün binlerce halkın — geçtiği , işlek ve büyük bir caddedir. Biraz yağmur yağdı mi bür radan, ne araba ne de - çamu- Ta batıp çıkmadan - insan ge- çebiliyor. Üstelik karanlıktır da. Halbuki elektrik direklel mevcut olduğu cihetle bura- | man aydınlarması da birer Tâm- ba takmak masrafından iba- | rettir. Esasen İğrikapıdan His baren bir kısmı yapılmakta o-| Jan bu yolun Edirnekapıya kâr| dar vardırılması da Tüzumlu | alduğu kadar külfetli olmasa | gerektir. Bunu, bütün bura halkının isteklerine tercümi olarak sayın valimziden istir- | ham ediyoruz. B

Bu sayıdan diğer sayfalar: