16 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12

16 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e— 17 KAV GAM Hitler'in yazdığı kitab ğ ea AAA CN IBU ESERDE İLERİ SÜRÜLEN DÜŞÜNCE VE DUYGULARLA HIÇ BİR BAGIMIZ YOK - TUR. BU TEFRIKAYI BÜTÜN DUÜNYADA DE. DİKODU UYANDIR - MIŞ SİYASI BİR VESİ- KA OLARAK NEŞRE.- DIYORUZ.) “Bu daveti aldıktan bir saat sonra bütün hazırlıklarımı bitir- miştim. Benimle beraber bir kaç arkadaş bulunmasını istiyorlar - dı. Hücum kıtalarından -sekiz yüz kişi seçtim, Bunları on dört kıtaya ayırdım, Hususi bir tren bunları Cobourg'a götürecekti. Bundan başka diğer taraflarda bulunan kıtalarımızı da keyfi - yetten haberdar etmiştim. Böy- le disiplinli kıtalar halinde as - kere benzeyen insanların husus? trenlere binişini görenler takdir ve muhabbetten kendilerini tu - tamuyorlardı. O vakta kadar da çok kimseler bayrağımızı gör - mermişlerdi. *“Cobourg istasyonuna vardı- Zımız zaman, kongreyi - topla - yanlardan bir heyet bizi karşı - İadı. Öğrendik ki oradaki sendi- kalar, yani müstakil sosyalist - lerle beraber komünistler emir vermişler, biz kasaba içinde mı- zıka ve bayraklarla dolaşamaz - mışiz, Halbuki beraberimizde yirmi dört kişilik bir bando ge - tirmiştik.,, Hitler istikbale gelen heyetin bu teklifini derhal reddetti ve kongreyi tertip eden bu heyete hiç te yüz verilmemesi icap eden adamlara boyun eğdikleri için hayretini saklamadı. Ne kıratta insanlar olduklarını bu adamla- ra da göstereceklerdi, Hücum kıtalarınım başta mızıka olduğu halde bayraklarla şehir içinde dolaşacaklarını söyledi. Dediği- ni de yaptı. Binlerce hakaretlerine ve — bağırışlarına aldırış etmiyerek şehir sokakla. rını tam bir intizamla dolaştı - lar. Bu kıtalar için bir misafir- hane hazırlanmıştı. Fakat polis bunları şehrin merkezindeki bir birahaneye kapatmak — istedi. Hitler o kadar şiddetle protes - toetti ki nihayet birahanenin kapıları açıldı ve kıtalar evvel - ce kendileri için hazırlanan ye « re gittiler. Fakat sendikalistler de boş durmuyorlardı. Hatta ge çen kıtalara taş atmağa başla - mışlardı, Hitler diyor ki: “Artık sabrımız. boğazımıza Belmişti. On dakika Akadar sön- Ta sağdan soldan bir yumruk Yağmuru başladı. ir çeyrek sonra da kızıllardan iç biri sokaklarda görünemez oldu.,, Geceleyin de bir yumzuklaş - ma oldu. Tek tük görülen mil- | liyetçi sosyalistlere fena mua - mele edildi. Hitlerin hücüm kı Mensup devriyeler, çok yerlerde tesadüf ertiği bu ka - E'ı Mütecavizleri yola getirdi. sabah senelerdenbeiCo bourg da hüküm süren kızıi tet hişinden eser kalmamıştı.,, A"."_" milli bir köngre topla- ::“k için ileri partilerin bu dere- n oldukları bir şehir he den intihap edildi?. Hitlerin söylediğine göre, Cobourg'da köngreyi tertip edenler kızılla - run Ka tirtir titriyorlar- dr. Nitekim ertesi gün, sosya - listler işçi halkı Hitlere karşt a- yaklandırmak istemişlerdi, fa - kat muvaffak olamadılar, Hü- <um kıtaatr öyle yaman hare - ket ediyordu ki, muhasımlar başlarını göstermeğe cesaret “le_"u)'nılırdx. Uzun zamandan beri her şekilde tazyik gören Cobourg halkı da bu kurtuluş - lırmdzkı sevinci alkışlarla iz - har ediyorlardı, İstasyonda hareket zamanı şi mendüfer memurları Hitleri ve hücüm kıtalarını götürecek o - lan trenin hareket edemiyece - ğini bildirdiler. Hitler derhal emir verdi: Ne kadar kızıl varsa yakalayınız, lokomotife, tende . ve, furgona, vagonlara sokunuz, Milliyetçi sosyalistler tireni biz zat sevkedecekler, fakat bera - berlerinde rehineler götürecek - ler, . Bu emir tesirini gösterdi. Tren hareket etti ve hücum kı- taları da rahatça evlerine ka - vuştular. Cobourg'da yapılan bu kuv vet tecrübesinin çok enteressan neticeleri olmuştur. Hitler di - yor ki: — “Artık ondan sonra, mu - ayyen bir plân dahilinde, nere- de kızıllar yıllardanberi tethiş . le milliyetçilerin hiç bir toplan- tılarına müsaade etmiyorlarsa, orada hürriyet iade edilecekti, Yavaş yavaş Bavyeradaki sos - yalist kaleleri birer birer düştü - ler.,, Hitlerin idaresindeki hareket bu suretle yolunu takip ediyor, mücadele teşkilâtı eksiklerini ta mamlayor, kuvvetleniyordu.Par ti epeyce büyümüştü. Almanya- nın hemen her tarafında da hü - | cum kıtaları teşkil edilmişti. 2 sonkânun 1923 de Sehaun- bürg Lippe hükümeti (küçücük bir hükümet, 444 kilometre mu rabbaı) merkezi olan Bücke - burg'daki bir milliyetçi sosya - list u feshetti. Başka ta- r:ıflıırııı:l':pgıl.l bu şekilde zorluk çı karılmıyor - değildi. Hitler ta- raftarlarının şehirleri sosyalist tethişinden “kurtarmak,, için tatbik ettikleri şiddet usulleri,21 sönteşrin 1922 de Bavyera mec- lisinde, 18 ilkkânun 1922 de Vürtember g meclisinde iz- tizahları mucip olmuştu. Mebus Steinmayer Hit- lercileri bir hükümet dar- bası hazırlamakla ittiham edi - yordu. Her iki mecliste de isti- zah edilen nazırlar, hükümetle- rinin Hitler ve çetelerinin ta - kip ettikleri usulü takbih ettik - lerini, esefli vakalar olduğunu söylemekle beraber, milliyetçi dip hareketinde bulunmak iste- mediklerini de ima etmişlerdi. 1923 yılı bidayetinde Fran « sız kıtaatı Ruhr'a girmişler di. Hitler © zaman mücadele | plânmı değiştirdi. Doğrudan | doğruya Reich hükümetine kar- şı cephe aldı. Hitlere göre Ruhr'un işgali Alman milletinin doğrulması, ıztıraplarına artık bir nihayet vermesi için mükem mel bir fırsattı. Fakat başta bu- lunan kafaları harikülâde dar, cesaretleri sıfır. burjuva insan- lar bu fırsattan istifade etmeği bilememişlerdi. Hitler bunları hiç affetmez. Ona göre, Fransızlar Ruhr havzasını işgal etmekle Versail- les'de imza edilen sülhü apaçık ihlâl etmişlerdi. Tabit Fransız - l"_' silâh kuvvetile hemen yer - lerinden çıkarmak imkânı yok - tu, Fakat memleketin işgal al- tında bulunmayan kısımlarında Marksistleri ortadan — kaldıra- rak, harbe hazırlanmak imkân . ları vardı. Bu suretle işgal al - tındaki arazide bulunan Alman ların mukavemeti elbet artacak we bir müddet sonra da Alman- yadan gönderilecek fırkalar pek âlâ Fransızların haklarından ge lebilecekti. Hitlere göhe, dahil - de marksizim kat'i sürette ezil - dikten sonra, zaferin Almanlar- da kalacağına şüphe yoktu. Mev cudiyetini ve istikbalini tehdit eden düşmanlardan kurtulmuş bir Almanya, kuvvetlerini öyle topladı ki, bütün dünya birleşse bu kuvvetleri boğimzlzdı: Al - manyada bir defa marksizm k'ı< rıldıktan sonra, Alman milleti- nin sırtına vurulan zencirler de ebediyen kırılabilirdi. Hitler diyor ki : — “Tarihimizin hiç bir dev - rinde harici düşman bizi kuvvet le mağlüp edememiştir. Biz, hep kendi hatalarımızın, kendi içi - mize yerleştirdiğimiz düşman - ların kurbanı olduk.,, ÇArkası var) Klavuz için Dersler e Ş Aht — And, pakt Birge — Müşterek Özgen, erkin kalmak, birge andı- mızdır. — Hür ve müstakil kalmak, müşterek ahdimizdir. Balkan paktı, yalnız arsıbalkanik düzen için değil, bütün Avrupa barışı için de esaslı ektelerden biridir. — Balkan paktı, yalnız Balkanlararası nizamı için değil, bütün Avrupa sul- hu için de esaslı amillerden biridir. Bundan başka osmanlıca aht bir de devir anlamına gelir: “Yalvaç dev- rinde — ahtr peygamberide.” Hdi #YAN " m tefrikası : 24 u_Mw TURKÇE e Hal (T. Kö.) Ahval — 1 - Hal, hallor, (circons- tances) 2 - İşler (situation, les <hoses) 3 - Durum (vaziyet anla- mına) Ahvalü — şersit — İşler, haller (balü vaziyet, zuruf ve ahval anlamı- | na) Osmanlıca “Ahval kesbi vehamet etti” yerine “İşler kötüleşti” diyoruz. İhtimal, “İşler sarpa sardı” sözü ile, aşağı yukarı, ayni şeyi söylüyoruz. Ahval kelimesini bir de vaziyet ye- rinde kullanıyoruz : “Ahvali şahsiye - Soysallık duruüm Burada niçin “şahsiye” kelimesi yerine “soysallık” sözü kullanıldığını anlamak istiyor- sunuz. Çünkü doğrusu budur. Bura- da “şahsi” yi fransızca bir de “civil” kelimesi ile çeviriyoruz. “Ahvali #ih- hiye” için de hal böyledir: “ahvali sihhiye — sağlık durumu.” Osmanlıca “Bu ahval ve şerait için- de.” yetine türkçe, kısaca, “bu haller. de” diyebileceğimiz gibi, gene türkçe “işler elverirse” g#özünü osmanlıca “ahval ve şerait müsaid olursa..." ye- rine kullanmaktayız. e Aid, raci, dair, mütecallik — UÜze. ;M için, dolayı, ilişik, ilişikli, iliş- in. Hemen hatırmıza “dairel aide"' «ö. zü gelecektir. Daire şu şekilde türk- çedir: Dayre! Şu halde bu klişeyi kolaylıkla — karşılıyabiliriz: — “Tlişkin olduğu dayre” Yahut deha kma ola» rak: “İlişkin dayre!” — Bu ev kime aittir? Cümlesindeki “aid” , türkçemizde, karşılanmak bile istemez: "Bu ev ki- 'er e Sekreteri Peceb Peker, yeni ptogram değişkeleri üzerine radyoda bir söy - lev verdil,, diyecek olursam, burada- ki “üzer'ine” sözünün “dair” kargılı- Bi olduğunu anlarsınız. Hak türkçe olduğuna göre hakkım- dıkme.ı' de işimizi pek kolaylaştıra- caktır. “Türkiye hakkında bir yazı”, “Tür kiye üzerine bir yazı", iki si de “delr” in bir başka türlü karşılığıdır. Kılavuzun bu kelimeler hakkındaki misalleri burada yenilerine lüzum bırakmıyacak kadar iyi ve açıktırlar. e Sosyete Cemiyet Sosyete kelimesinin en eski bir türk köküne dayanmış olmasından değeri büyüktür. Biz şimdi bu kelime- yi “insan cemiyetleri” ndeki “cemi- yet” anlamı ile “anonim şirketler” de. ki “şirket,, anlamına kullanacağız: (Türkiye Iş Bankası bir anönim sos. yetedir!) Şu halde “çtimai” teriminin türk- çesi sosyal'dir. Cemiyet kelimesinin kendisinden d€ türkçe oluşu, bizi “Hilâkahmer ce miyeti”, “Himayel etfal cemiyeti” gözlerindeki cemiyeti sözüne karşılık aramaktan kurtarıyor: Kızılay cemi- yeti, Dil cemiyeti, Çocuk esirgeme cermiyeti! e Heyet — | « Kurul (meclis anla- mına 2 - Salgıt (misyon anla- mrna) 3 - Salkur (Heyeti mü- rahhasa karşılığı.) 4 « Şekil. Sti ıöxuı— eyetile — Olduğu gibi, ire P smAri iduğu gibi, hep bir: Heyeti umumiye — Genkurul (ge- nel kurul) Murahhas — Delege (dil, İşte size lüıbşzlı:'pış .3'3: ko- lay, uıı:lılıı.îı'î:hn karmakarışık keli- me ve klişeler! Şimdi rimizi misallere vuralını; — ünele. Heyeti Vekile düm Başvekil lamet Inönünün riyasetinde Içtima eıı—, - tir — Bakanlar kurulu, dü.., . kan İsmet İnönünün başkanlı; toplanmıştır. Her şirketin bir meclisi idaresi var. dır — Her sosyetenin bir yönetim ku. rulu vardır. Iş Bankast Heyeti ümümiyesi ya. tın içtima edecektir — İIş Bankası Genkurulu yarın toplanacaktır. Son günlerde Rusya ve Almıııgıa. ya iki gazeteciler heyet gitti — Son günlerde Rusya ve Alma yaya iki ga- zeteciler salgıtı gitti. Fransadan Asyaya bir heyeti ilmi» ye gidecektir, — Fransadan Asyaya d » < Lammmillllli sas ddi c Y6 .$9. Y3 —e OKUDUKLARIMIZ, DUYDUKLARIMI Hitlerin “1,, Numaralı Adamı : Göring Nazi Almanyasında Goering ismini eski Roma'da (Sezar) lâ- kabına benzetenler var. Alman milleti, “ulu,, mânasına gelen kulusal kelimesine çok merak- lıdır. Bu itibarla Goecring onlar için her mânasında uludur. Geçenlerde bu kolosal adam bir artiste portresini yaptırmış, Fakat göz bebeklerini tama- mile tecessüm ettiremediğine kızarak resmi parçalattırmıştır. | Elinde tuttuğu (Napolyon'un hayatı) adlı eser; yanında bu - lundurduğu aslan yavrusu da artist tarafından iyice belli bir tarzda gösterilmediğine pek ca- N sıkılmıştır. Goering üniforma meraklısı- dır. Doğru olduğuna inanılma- sı lâzımgelen insanlar onun 8 türlü elbisesi olduğunu söyler. ler. General Goering'in kolosal vazifeleri vardır: Giydiği türlü türlü elbiselere göre taksim o - lunmuş vazifeler: Meselâ Prus- sia Başbakanıdır. Reichstag ba- kanlığı, hava kuvvetleri nezare- ti, piyade generallığı, polis u « mum müdürlüğü vesaire gibi va zifeleri de şahsında toplamıştır. Bütün bu vazifeler için ayrı ay- r üıâi:'nrmılır taşımak lâzım « dır, Bir beyaz bir koyu mavi ü - niformayı da gayri resmi fırsat- larda giyen Goering bugünlerde en Ziyade general elbisesini gi - yerek gezmektedir. Almanya « ZAr MA ite da haizdir. General Hermann — Wilhelr.. Göoering Almanya'da Hitler'den sonra gelen şahsiyettir. Dina - mik denecek kadar canlı ve fa - aldir. Geçen sene İtalya'yı ziyareti esnasında Duce ona herkese gor- duğu bir suali tekrarlamış: — İtalya'ya bundan evvel Buna Kolosal Goering çok ti- pik bir cevap olarak: — Evet, harpte Verona'yı tay yare ile bombardıman etmiş - tim. demiş. General Bavyera'da bundan 41 sene evvel doğmuştur. Spor için çocukluğunda Alplere tır - manırmış, Mektep hayatı son derece iyi geçmiş. — Her zaman iyi bir talebe olarak tanmmıştır. Harpte iki sene zarfında tayya- recilikte mühim yararlıklar gös- termiş, beşinci takip kolu ku - mandanı olmuştur. —Harpten sonra Goering, — memleektinin düştüğü zelil mevkiden son de- rece nevmit olarak Bavyera'da karısı ile dağlar arasmdaki kü . çük evine çekilmiş, 1922 senesi- ne kadar herkesten uzak kalmış- tır. Hitler ile ilk teması 1922 yı- lında olmuştur. Fakat bundan bir sene sonra Hitler ve taraftarları Münih'te Bavyera polisi tarafından tev - kif edildiği esnada Göering a - ğırca yaralanmıştır. Karıst tara- fından binbir müşkülât ile Al - manya'dan kaçırıları Goering İsveç'te iyileşmiş, fakat bu se « fer karısı vereme yakalanarak yatağa düşmüştür. — Goering bundan son derece müteessir o- larak uyuşturucu liâçlar almağa karısının ıstırabini. buü süretle unutmağa uğraşmıştır, Bir kaç sene devam eden bu derbeder hayatında general bir kaç kere sanatoryomlara girmiş, çıkmış ve nihayet ancak 1926 yılında Berline döndüğü zaman iadei â. fiyet edebilmiştir. Karısını 1932 yılında kaybeden Goering ayni senede Reichstag başkanı ol - müştur, Bundan sonra ilerleme- si çok çabuk olmuş, — bugünkü bir ilim salgıtı gidecektir. Delege türkçe olduğu a göre he- yeti murahhrsa için delegasyon diye- biliriz. Fakat salkur da pek asi) bir 'Türk #özüdür: "Cemit :ti Akvama gi- den heyeti murahhasamız — Uluslar ıoığetııln.ııidıı salkurumuz.,, eyet anlamına kur kelimesini tıharbiyenin türkçesinde ımı.ı.“m n"d:(I: Bu kelime fransızca ve Cour kelimelerini : Onun için divanı muhasebata Coüurs det Comptes karşılığı sağışkur'denmiştir, Göring ve yeni karısı inevkiine sekiz dokuz ay zarfın- da çıkmıştır. Goering şimdi Berlinde çok | muhteşem bir binada oturuyor. Mefruşat ve ihtişam meraklısı olan generalin hayatında ölen karısı Karin — hâlâ mümtaz bir yer işgal etmektedir. Bununla ür al ile evlenmiştir. Goering'in Hitler ile arka - daşlığı çok candandır. Haftadâ iki üç defa biribirlerini görür - ler, münakaşa ederler, berabet yemek yerler, Hitler'e bir şey olursa, Goe « ting ile Goebbels'ten hangisinin Almanya işlerini eline alacaği bir ân düşünülebilir. Fakat söy- dendiğine göre, ITiticı'den son * Taki en kolosal adam ne Goe * Ting ne Goebbels değil, olsa ols? von Hess'tir. | EN BÜYÜK TELESKOP l ir hakikattir: insanlar bir türlü memnun olmayorlar, yıl « dızlarla uğraşan âlimler de.. Ge nişliğini ve namütenahiliğipi havsalamızın almadığı gök yü- züne şöyle bir baktığımız zaman gördüğümüz altı yedi bin kadar yıldız, milyarların yanında hiç sayılır, Alelâde bir dürbinle göğe ba- sak, tahminen on iki bin kadar yıldız görürürz. Uzun bir gemi- €i dürbünü ile kırk bin tanesini seçebiliriz. Küçük bir teleskop - la yüz bin, orta kuvvette bir te- leskopla dört bim yıldız sayıla- bilir. Halbuki her birinde bir bu çuk milyar yıldız bulunan bir milyon nebülözün yanında bu ra kamlar ne ifade eder? ... Şimdi yen! bir teleskopun ade sesi ikmal edilmek üzeredir, Bu adese 5,08 metre kutrundadir. Bu teleskopla ışığı bir milyon sene evvel yola çıkmış yıldız - larr da görmek kabil olacaktır, Alimler, daha yen: şeyler öğ - renmek ihtimalleri karşısında şimdiden seviniyorla.. Çünkü bir çok sualler var: Ay, hakika- ten arzımızdan kopma bir par - ça mıdır, yoksi müstal * bir yıl- dız mıdır? Ayinştayn nazariyesi dâhiyane bir buluşmudun, yoksa hakikate uygun mudur? Kâinat mütemadi infilâklarla — kendi kendini dağıtarak, tekrar ken- di kendini yaratıp duruyor mu? Güneşten yirmi, hattâ otuz bin defa daha büyük yıldızların bu- lunduğu söyleniyor. 3u muam - ma halledilecek mi? Ancak bun ları istikbalde öğrenebileceğiz. Şimdiki halde mütchassıslar Amerikada Corning'de yapıl - makta olan büyük - teleskopun adesesini hazırlamakla meşgul - dürler. Adese üç yüz elli kilo ağırlı - ğındadır ve soğumağa terkedil- miştir. Ancak adesede hava ka- hâsıl olmasın diye, bu cam bidayette elli gün mü < temadiyen 500 hararet derecesi içinde bırakılmıstır. Ö zaman - danberi her otuz saatte bir harâ vet derecesi indirilmektedir. Öf sekiz aya hadar : İese soğumuş ve temizlenmeğe haz * bir hale, getirilmiş olacaktır. Hayvanlarda hararet dereceleri ğ Hararet dereceleri yükset olan hayvanlar hangileridir? in” sanda hararet derecesi 37 santi” graddır. Bü rakam, aşağı yükaff bütün ırklar için sabittir. Hattf üstüvada oturan adamla kutup” larda yaşıyan Eskimoların harâ* ret dereceleri bir gibidir. Memeli hayvanlardan harâ” ret dereceleri insana biraz olanlar arasında 38 hararet dö” recesile at vardır. Bütün mal” lüklar içinde hararet dereceli en yüksek olanlar kuşlardır. T#” vuğun ve ördeğin hararet deft” cesi 43 tür. Hayvanlarda üreme kııııııyli Bazı hayvan ve nebatlardı öyle üreme kabiliyeti vardır bir taraftan kırılıp gitmeselt yeryüzün'in bunları istiap - mesine imkân olmryacak. Me selâ dişi bir ringa balığı ilk yi yarıst dişi, yarısı erkek iki bit yumurta çıkarır, Bu bin tanes! birinci sene sonunda iki milydü yumurta yumurtlarlar. Ud”: sene sonunda ilk dişi ring*' evlât ve ahfadı iki milyari lur, Ön sene sonra hılı-k"': adedi 2 rakamının arkasına , üç tane sıfır ilâve etmek İ""»o le ifade edilebilir. Bu kadar lığın hacmr ise kürenin w:"; dan fazladır. Bereket V balıklar arasında muharsl? biribirlerini yiyorlat,

Bu sayıdan diğer sayfalar: