27 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 15

27 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z 37.1.038 .“Şişman Berta ,,;la — ,1918 yılr 21 martında seksen "*'lomctr:h'ı bir cephe üzerinde larruz başlamıştı. Çok geçme- n İngiliz hatlarının düşman tazyikına dayanamayarak düş - iğü haber almdı. Paris merak endişe içindeydi. Parlâmen - to koridorlarında heyecan var « b 12'2 mart sabahı Clemenceau rlâmentoya şöyle bir uğradı. Dedi kiz ya şöyi tle Her şey iyi gidiyor. İngi- kendilerinden beklenen « Mm hattâ fazlasını verdiler. k Üdafaası güç bazı siperleri, hdi ihtiyarlarıyla terkettiler. M 'Büs göğse muharebeler oldu. aamafih arka siperlerde mü - afaa halindedirler. Foch şu da- a İngiliz umumi karargâhın- lunuyor. ; 23 mart cumartesi günü, Pa- Tislilerin işlerine, kadınların çar- xy!. çocukların mektebe gittik- Ti bir sırada, Paris bornbardı- edildi, Evvelâ şehrin hava- 'an bir düşman taarruzuna uğ- Tadığı zannedildi. Çünkü 21 Tnartta da Alman tayyarelerinin Pheyi geçerek gerilere doğru adıklarını bütün Paris haber mıştı, Fakat duyulan infilâklar hiç d tayyare bombalarının o ka - ı)ı':'ı:hsı.lmış olan patlamalarına emiyordu. hsıbıh saat 7,20 den 14.45 e lâ 'dar her çeyrek saatta bir infi- ik Oluyordu. Sokâkta olanlar, Sürültüyü duyunca gözlerini Böğe kaldırıyorlar, arıyorlar, ta- ;Wurıa._ fakat ne tayyare görü- l:!'lar_ ne de motor sesi işitiyor- tdı. Tramvaylar yolcu alma - %'('Pık garajlarına çekiliyordu. ş"hktan kulağa bir haber: qğ:k / istasyonuna bir bomba &: Sinüş, sekiz kişiyi öldürmüş, " üç kişiyi yaralamış. lıiıAlv“'k herkes mahzenlere çe - Mmiş, münakale vâsıtaları dur- din » dükkânlar kepenklerini in- Miş, umumi! hayat çekilmişti. hi.rsüt 11 de neşredilen resmi da tebliğde çok yüksek irtifada hâ.'ml" tayyarelerinin Parise takikaf bomba attıkları, fakat Ki iplerine çıkıldığı için derhal 'Stıkları bildiriliyordu. thalhuki tebliğe rağmen bom- hq':'l_nin devam ediyordu. Altı üç “diye dairesi ile mülhakattan $ yere “bombalar,, düşmüştü. 'exâat on üçe doğru Poincar& 'ü_Ç_llmınccıu bombaların düş- OCÜ yerleri gözden geçirdiler. humm Clemenceau bir bomha ı—ğ:::nı tahlil eguı belediye & Uvarı müdürü Kling'in pü'_"d_ln. bunların bomba değil, S üzerine ateş eden bir top aWyle bir tebliğ neşretmişti: Bzün Mart, saat 15 — Düşman ıqü:"uzilli bir topla Paris ü- ateş açtı. n saat sekizinden iti- 240 lık öobüsler. Paris ve Yaralı var. Bu düşman to - bizla, tahrip için icap eden ted- B alınmaktadır. Tei tebliğ karşısında Parisli - k.;: ":l'e kadar hayret içinde k,m—'n tasavvur — edilebilir. bir topun yüz kilometre ıhmm'den ateş edebileceğine i - düşm ” OTdu. (Parise en yakım '"şık Z hattr yüz kilometre u - 'ta bulunan Noyon'daydı. Minanmayanlar, düşma - İ 'ş;leyı_yırdığm. ve Parisin, Üğini k kilometre yakınma gel İN he Zannediyorlardı. Büyük Lyor; aıy.'t"' bütün Parisi çalka- Üzhi » , Hattâ topçu zabitleri böyle bir top olamayaca « ğgını söylüyorlar ve ihtiyatsızca şampanya bahıslarına girişiyor- lardı. Belki o inat ve kanaatla on senelik maaşlarını, hattâ ser- vetlerini bahsa terkedenler bile oşmııım. derkedenle Leon Daudet harptan sonra neşrettiği bir — kitabında diyor “Mütarekeden sonra, nan hattının gerilerinde değil böyle uzun menzilli bir topa, izine nile kimse rastlamadı. Bulunan şe y- ler hep malüm ağır toplara ait parçalardı. Olsa olsa bu tap Pa- ris civarında bir yere saklan.aış, sessiz infilâklı bir toptür.,, Halbuki Leon Daudet'nin dü- şündüğü gibi olmadığı da son - radan anlaşıldı. Parisin topla bombardıman edildiği, cephede de hayret u - yandırmıştı, bittabi Pariste co- luğu çocuğu olanları da endişe- ye düşürmüştü. 23 mart sabahı Fransız tay - yare filoları gökyüzünü taradı - lar. Bu filolardan — birinin ku - mandanı dönüşte Parisin tayya- re ile değil, topla dövüldüğüne kanaat — hâsıl ettiğini söyledi. Zaten Alman esirlerinden de, düşmanın Parisi — dövecek çok uzun menzilli ağır topları nak- letmek üzere bir demiryolu ya- pıldığını da söylemişlerdi. Otuz saat sonra Fransız tay - yareleri bu topun yerini keşlet- tiler ve sıkı bir bombardımanla büsbütün susturmağa muvaflak oldular. Fransızlar bu topa “Şişman Berta,, adını verirler. Berta o zaman Almanyanın en zengin vârisi ve Alfred Frederic Krupp' un kızı idi. e Krupp müessesesinin mühen- disleri, başmühendis Rausen - berg'in — idaresinde Bertaları meydana getirmek için iki sene uğraştılar. Bu topların Cuxha - ven ile Bremerhaven — arasında | tecrübeleri yap.ıildı. Berta'nın — dikkate değer hususiyetleri vardı: Bemi Otuz dört metre uzunluğun - r Parisi Nasıl D da olan top iki kısımdan mü - rekkepti. Namlı kalmlığı otuz sekiz santimetre, topun umumi heyetinin ağırlığı 260 ton. Yir- mi bir santimetrelik mermi yüz- yirmi dört kilo. Merminin uzun- luğu kırk dokuz santimetre. İ - Büyük Harpte Parisi Döven A “Şişman Berta,,lardan Biri çindeki barüt iki yüz kilo. Sürati saniyede 1500 metre. O zamaâana göre her atış 3750 maloluyordu. e Almanlar Paris'i dövmek için üç Bertayı mevzie sokmuştular. Bunlardan biri Paristen 120 ki- lometre, ikincisi 119 kilometre 900 metre, üçüncüsü de 119 ki- lometre uzaklıkta bulunuyorlar- dı, Bir topun mevzii betonlan - mıştı. Diğerleri madeni sahan - lıklarda işliyorlardı. Her üç top ta 23 martta ateşe başladı. Bir dördüncüsünü de mevzie koy - dular. Bu top 27 mayıs 1918 de ateş etti. Bu top ta Paristen 110 kilometre mesafede bulunuyor - du. Almanlar Bertaları düşman tayarelerine karşı çok dikkatle gizlemişlerdi. Topların üzerine, üstüne yeşillik doldurulmuş bü- yük kafesler — gerilmişti. Düz hattan toplara gelen demiryol - larına da vağon gidip gelmediği zaman, ağaçlı büyük tahta sak - sılar koymuşlar ve bu demiryo- lunun, civarın umumi manzara - sından ayrılmaması için ne müm künse yapmışlardı. Bertalar ateş ettikleri zaman, sesinden yerlerinin belli olma - ması için on kilometre civarda « ki diğer bataryalar da ateş edi - yorlardı. Bertalar namludan çı - kacak alevden de yerlerinin bel- li olmaması için, geceleri ateş etmiyorlardı. DA Derler ki Kayser Vilhelm Bertaların ilk atışında hazır bu- lunmak için cepheye gelmiştir. Demiş ki: — “Parisin — bombardımanı halkı tethiş etmek suretile har- bı kısaltmak için askeri ve siya- si bir tecrübedir.,, Berta topçuları attıkları mer- milerin Parise vardığını haber aldıkları zaman son derece se - vinmişlerdi. Alman tekniğinin bu yeni zaferini kutlulamak için şampanyalar aktı. Berlinde ma- halleler donandı, mektepler bir gün tatil edildi. Topçulukta böyle bir dünya rekorunun da bu kadarına değeri vardı. Yalnız Berta topçuları, obüsü gönderdikten otuz saat sonra Fransızların nasıl olup ta yerle- övm N üşlerdi ?| “Berta,, ların yakın mesafe- sini gösteren harita rini keşfetmeğe muvaffak ol - duklarına şaşıyorlardı. Halbuki sırrı saklamak için ne tedbir al- mak lâzımsa hepsini almışlardı. Fransızların top mevziini bomn - bardıman etmek üzere açtıkları ağır topçu ateşi on beş gün sür- dü. Bu müddet zarfında yalnız bir topun etrafına — beş binden fazla mermi atmışlardı. Bu mer- milerden hiç biri Bertaya dokun madı. Fakat yedi Alman neferi öldü. Üç nefer de yaralandı. | Yalnız şu var ki, Paris üzerine ateş açışın da tadı kaçmıştı. Müttefiklerin ileri hareketi ü- zerine, Almanlar topu mevziin- den kaldırıncaya kadar ateş de- vam etmişti. Bertaların nasıl ve niçin tek- rar Almanya'ya gönderildiğini hâlâ kimse bilmiyor. Bertalar 23 marttan 1 mayı - sa, 27 mayıstan 11 hazirana, 14 temmuzdan 16 temmuza, 5 a - ğustostan 9 ağustosa kadar kırk dört gün Paris üzerine ateş aç - tılar. Bu müddet zarfında 320 mermi attılar. Bunlardan 179 u Parise, 141 i civarma düştü. Bütün bu mermilerin umumi sık leti 41,000 kilodur. Fransızlara göre, bu öbüsler 112 si erkek, 134 ü kadım, 10 u çocuk olmak üzere, 256 kişinin ölümüne, 254 ü erkek, 337 si kadın, 37 si ço - cuk olmak üzere 628 kişinin ya- ralanmasıma sebep olmuştur. Bu yüzden 600,000 kişi Parisi terketmistir, T ROBER Olümünü T .ROCM Yıl Dönüm Memleke Amerikada her yerden çok cemiyet vardır. Bu —senenin programma bakacak olursak bir yıl içinde 14845 içtima olacağı- nt anlıyoruz. 14845 içtima dile kolay! Bu içtimalara (4) mil- yondan fazla insanın iştirak ede- ğini düşünecek olursak büsb na görc, merakına şaşmamalı, hoş gör- meli. Yukardaki rakamları sakm mübalâğa sanmayın. Bunları dünya almanağından aldık. Doğ ru olduğuna şüphe yok. Maa- mafih yalnız bu içtimalardan her halde birkaç düzünesinin olamıyacağı kanaatindeyiz. Çün kü bilhassa - Tıp cemiyetlerinin isimlerini telâffuz etmek o ka- dar güç ki, şimendiferden çıkan murahhasların şoför adresi ve- remeyip geri dönmeleri çok kuvvetli bir ihtimaldir. Gene bu almanağa nazaran Amerikayı sihirbazlar, üfürükçüler memle- | keti zannetmemek kabil değil, (Amerika sihirbazlar cemiyeti) nin bu seneki Nevyork içtimat- na (700) den fazla azanın işti- rak - edeceğini, bundan sonra Vashington'da toplanacak diğer bir sihirbazlar cemiyetinin de resmi kaynaklardan öğreniyo- ruz. Hakikaten anlaşılmaz bir memleket! Cemiyetlerden bazı- larının isimleri de başlıbaşına bir âlem: Meselâ Altın kartal, Altın kertenkele; — Altın yılan, Altın kedi cemiyetleri var, Hele bu sene eylülde — toplanacak *“Şahane su kaplumbağaları ce- | miyeti,, ne ne dersiniz? İsim bir az saçma olur ama bu kadar manasızı da acaba sıri Amerika- hılara mı vergidir? Boş vaktinizde isimlerini oku- yarak bir mana çıkarmak isti- yorsanız şu cemiyetlerin mak- şaşırmamak - kabil değildir. | Hler milletin bir merakı oldüğu- | Amerikalıların da bu | (300) azası bulunduğunu gene | 15 Cemiyet Meraklısı Bir t: Amerika! | güç bir şey değildir: (Yüksek on iki enternasyo- nal), (Yüksek zekâ fen kilisec- si), (Amerika ve — Kanadayı yükseltmek için şark mahcubi- yeti cemiyeti), (Amerikaya sa- dık Amerikalıların cemiyeti), (İç göz cemiyeti), (Hakiki ak- rabalar cemiyeti), (Ulusal ta « banvaylar), (Amerikanın eren- ler ve günahkârlar cemiyeti). Bu cemiyetlerin vücudu, insa- nı yalnız bir bakımdan teselliye kâfidir ki, o da eğer Amerikada insan kendinde herhangi içti- maa murahhas olarak gönderil. mek iktİdarını hissediyorsa hiç« Sinema yıldızlarından başka Amerikada her mes'eğin bir cemiyeti vardır. bir vakit işsiz kalmıyacaktır.Ay- ni zamanda hayatta alâkanız ne olursa olsun muhakkak surette bu alâkayı teşkilâtlandırmak bir cerniyet kurulu olduğuna da sce vinebiliriz. Faraza; at cambazına gitmek az çok büyük küçük hepimizin hoşuna giden bir şeydir. Fakat hiçbirimizin aklına (At camba - sadı teşekkülünü düşünmekle | Zını sevenler cemiyeti) diye bir ö | Mazhar olmak da || n 25 inci u Dengisleiileleenaslen aa iee larda kat kat geçer. Çünkü ora« da böyle bir cemiyet senelerce evvel kurulmuş ve 14 üncü se- nelik içtimamı da bu sene teme muzda Cincinatti'de yapacak » tır. Amerika bilmececileri ulusal cemiyeti; Amerika Pingpon ces miyeti, kemancılar, harmonik, banço, saksafon, gramofon, rad- yo her ne olursa olsun çalanla- rın cemiyeti; güvercin uçura' lar, balon uçuranlar, yalan uy - Z27 mayıs 1910 tarihinde öl - müştü. Bugün ölümünün 25 inci senci devriyesidir. Koch bugün- | kü modern Bakteriyolojinin me totlarını kurmuştür. 'Tüberküloz ve kolera basille- rini keşfetmiştir. Dalak hasta - duranlar; daha neler neler! Bununla beraber bu işlerle o kadar alay etmeğe gelmez, Me- selâ kutu yapanlar cemiyeti se- nede birkaç defa toplanarak ge- çen seferki toplantıda teşhir olunan kutudan daha iyisini yapmağa muvaffak olunduğunu tesbit etmek bir hayli meseledir. Sonra; hıyar turşusu yapan'ar cemiyeti, sandığa yumurta dol- duranlar birliği ; ulusal arı besle- yenler cemiyetile bunların hepsi halkın işine yarıyan teşekkül « lerdir, Bunlardan başka türlü türlü şubelere ayrılan büyük cemi- yetler de vardır. Meselâ (At yarışına meraklılar cemiyeti) kol budak salmış bir teşekkül- dür, Her sene Şikagoda topla - nan bu cemiyet, İngiliz, kırma arap, tay, dişi. aygır, iyi at; fe- na at; hergele beygiri ve daha türkçeye gelmiyen hirçok şube- leri ihtiva etmektedir. At hırsızlarına karşı cemi- yet; keçi sütünü içmiyenlere karşı cemiyet; sivrisinek tsırma- sına karşı cemiyet; fırtına, tay- faun ve ölüme karşı cemiyetle bunların hepsini gene Am-rik da buluruz. Cemiyet kurma da kürüln arsıulusal kongrede kendisini ilk defa olarak Pas - teür “C'est un grand progr&s,, diyerek tebrik etmiştir. Koch 1905 te Nobel mükâfa- tınt kazanmıştır. 1907 de uyku hastalıklarının lıklarının esbabı teşekküllerini izah etmiştir, 1881 de Londra « sebeplerini araştırmak için şar- ki Afrikaya bir sefer yapmıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: