27 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

27 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAKYERİNDE icradan Para Çekenler Yolsuzlukla Para Çekenlerin Muhakemesine Dün Başlandı İcra dairesinde yapılan yol - suzluk suçlularının dünden itiba ren ağır cezada duruşmalarına başlanmıştır. Suçlular, ikinci icrada kâtip Kadri, vekâletle meşgul olduğu nu söyliyen Herant Dikran Ma navyan, Orozdibakta tezgâhtar Viçen, Osman Bey matbaasın - da çalışan İstavri, avukat Salâ- haddin, icra muhağebesinde kâ- t'_p Refet isimlerinde altı kişi - dir . Bunlardan Kadri ile Manav- yan mevkuf olarak, diğerleri mevkuf olmaksızın muhakeme- leri yapılmaktadır. Okunan da- Va evrakına göre suçlulardan Ka.ıln, Manavyan ile anlaşarak adliye yangınında bazı dosya - ların yanmış olmasından istifa de etmek suretile bir takım ka - yıtlar açmak ve hayali bir ta - | kım alacaklı ve borçlular göste Terek icra dosyasından para çek mek ve aralarında paylaşmak - tan suçludurlar. Çekilen paralar, bulmaktadır. _Son Pparti olarak 2500 lira çe kilmek üzere bir plân da yapıl « miş iken bir kayıttan şüphelenil diği için iş meydana çıkmış, me süller yakalanmıştır. - Dünkü celsede, suçlular sor- guya çekildiler. Bunların çoğu inkârda bulundular. Duruşma, şahit çağırılması için başka gü- ne bırakıldı. Sarıyer c'nayeti fa'lleri ele geçiriliyor mu? sarryerde, 17 yerinden biçakla vurularak öldürülen — Ermeni Madam Elmasyan cinayetine ait tahkikat kadının ölümü üze- rinden 37 gün geçtikten sonra yeni bir safhaya girmiştir. Elmasyanın evine - girip çı - kanlar arasında, nazarı di İ celbeden Mehmet oğlu Mehmet isminde iki şahsın birdenbire ertadan kaybolmaları zabıtanın Şüphesini çekmiş ve bu iki şah - sın hüviyetleri her tarafa bildi - rilmişti. * Evvelki akşam, Zonguldak - tan İstanbul müddelumumiliği- ne gelen bir telgrafta, tarif edi- !eı_-ı eşkâlde, ayni adları taşıyan iki şahsın Zonguldakta ele geç tikleri haber verilmiştir. , Müddeiumumilik bunun üze- Tine, gece geç vakit Zonguldak rr.uddziumunıiliğine telgraf çe- kcrçk Mehmet oğlu Mehmet ve Salih oâlu Mehmedin tevkif e- dilerek İstanbula getirilmeleri - ni bildirmiştir. ,Suçluların Elmasyanın haki. ki katilleri olup olmadığı henüz belh.değildir. Burada yapılacak tahkikat, bu karanlık işin bütün safhalarını aydınlatacaktır. Mehmet oğlu ve Salih oğlu 2819 lirayı Mehmetlerin bugün yahut ya - | ci istintak dairesine verilmiş - | tirilmeleri bekleniyor. * Beyoğlunda ,bir sahte dip- loma dolandırıcılığı meydana çıkarılmıştır. Bedros, Jirayer, ve Arşağir oğlu Leva isminde üç şahis, bu dolandırıcılığı yap - maktan suçlu olarak Beyoğ'lu sulh hâkimliğince tevkif edil - mişlerdir. Suçlular, bazı askerlik şube - lerinin, belediyenin, Üüniversite nin başlıklarını da taklit etiniş - lerdir. Sahte diploma suçluları ile altıncı istintak hâkimi meş - gul olmaktadır. * Karagümrük ve civarında 7 - 8 eve girerek muhtelif eşya çalmaktan suçlu boşnak Ali oğ- lu Rasim, tevkif edilerek yedin tr, * Küçükpazarda, — kayıkçı Dursunu yaralayıp öldürmek - ten suçlu Cemal ve babası İb- rahim dün müddeiumumilikçe | tevkif edilerek dördüncü istin - tak hâkimliğine verilmişlercir. ——— POLIS Dir randevu evi Bir müddettenberi devam e- den randevü evleri hakkındaki şiddetli takibat neticesinde yi - ne yeni yeni evlerin çalışmakta olduğu meydana çıkarılmakta - dır. Bunlardan bir tanesi daha geçen gün iş halinde bastırıla - rak adliyeye teslim edilmişler - dir. Beyoğlu polisi şüphe ede - rek nezarette — bulundurduğu Taksimde Abdullah ağa soka - ğında 9 sayılı Yanko kızı Mari- nin evini geçen gün basmıştır. Yapılan araştırmada burada bir çok genç kadınların yabancı er keklerle ve fuhş maksâdile bü - lundukları anlaşılarak hepsi ya | kalanmıştır. Bunların — içinde Cenyo sahte adı ile çalışmakta olan bir de genç İngiliz kızı var dır. Yakalanan kadın ve erkek ler müddeiumumiliğe verilmiş - lerdir. ileeamle | f Icranın kapana- cağı günler İstanbul icra muhasibi mesulltiğü hesap muamelâtının yeni seneye dev- ri dolayısile haczi ihtiyati gibi müs- tacel mevat müstesna olmak üzere bilcümle tahsilât ve tediyat haziranın 1 ci, 2 ci, 3 cü ve 4 cü günleri yapıl- miyacaktır. — Pamuk fiatları Gelen haberlere göre Adana borsasında pamuk fiatları bir ay önceye nazaran kiloda 5 ku- ruşluk bir yükselme göstermiş- tir. Mart ayı içinde 34 - 35 ku - ruşta kapanan fiatlar nisanda rın Zonguldaktan şehrimize ge- “TAN ” m tefrikası : 48. —esi tü ,%Y Sarı Dbal| Bürhan CAHID — Bugün Mardin'den bana göndermişler. — Onlara burada sizden lâyık olmadığı için... Her gün muhtelif fırsatlarla evine buket yağdığını görmeğe alışan Nadya ne zamandır mahrum kaldığı çiçeklerden çok memnun oldu. Gözlerinin o ba- zan uyuşturucu, bazan kudurtü- cu bakışlarıyla İspanyolu serse- me çevirdi. Bu iltifatlar Provani ile Vat - son'un gözünden kaçmadıktan başka onları âdeta kıskandır - mıiştı da. Bu akşamdan sonra masanm âhengi birdenbire değişiverdi. Ertesi akşam masanm tabii davetlilerinde (lahadgörünür bir itina göze çarpıyordu. ü Biiğin gün iş başında, güneş- altında çalışıp yorulan mühen - devamlı bir yükselme ile 39 ku - ruşu bulmuştu! disler her akşam masaya artık işlemekten kalmış — bir makine gibi çökerken şimdi taze, neşeli görünmeğe çalışıyorlardı. Ve bu akşam da Provani te - miz bir kıyafet ve elinde bir pa- ;"—:ş bf'h;tm önce yerini alan adya'ya doğru yaklaştı. Eğil- di ve mihrap önünde bağ Küstü ren bir rahip saygısı ile: — Madam, dedi. Bir arkada- şım Halep'ten gönderdi. Zan - nederim ki burada sizden baş - kasını memnun edemiyecektir. Kokulu Mısır sigarası, Nadya, sihirli dudaklarında taptaze bir tebessümle ona te - şekkür ederken değişen kıyale- tini de gözden kaçırmadı. Turgut işin farkımdaydı. — Arkadaşı lüstrin iskarpinleri- ne kadar süzdükten sonra Ju dak büktü: — Bu ne şıklık. Bir opera ar- tisti de bu kadar rol yapabilir. Galiba yavaş yavaş hepimiz ba- lo kıyafeti ile görüneceğiz. Zaten eski vaziyetlerini boz - mayan Turgutla Şahin kalmış - lardı. Delikanlı her hareketinde SAĞ ÖĞÜTLERİ işliyen beyin Bunamaz! Felemenk'te sinir hastalıkları profesörü Winkler bu yakınlar- da seksen yaşını bitirdiği için kendisine büyük ihtifal yapılmış ve ünlü profesör yazmakta ol - duğu kitabının en çetin kısmını bu münasebetle çıkarmış. Büyük ihtiyarlara yapılan şenlikler onların gençliklerinde gördükleri işlere karşılıktır. O- nun için şu havadisin birinci kıs- mı önemli bir şey sayılmayabi - lir. Fakat havadisin ikinci kıs - mı herkesin bilmesi lâzım olan bir derstir. Hocanın seksen ya- şında kitabın en çetin kısmını çıkarması onun beynindeki i5 - lekliğin hiç bozulmadığını gös- terir. Bazı kimseler bunamayı in - sanlar için tabil bir hal sanırlar. Halbuki bunayanlar ancak işle- meyen beyinlerdir. Eskiden o - kuma yazma şimdiki gibi yayıl- mış olmadığı zamanlarda, ka - dınlar erkeklerden, köylüler de şehirlilerden daha çabuk bunar- lardı. Çünkü onların beyinleri daha az işlerdi. Bunun tersine olarak, büyük ilim adamlarından çok yaşanı:ş olanlar arasında bunamış olat- ları bulamazsınız. Voltaire sek- sen yaşında yatağından kımıl - dayamazken gene bütün dünya ile alay edecek kadar ince fikir- li idi. Pasteur felce tutulduğu balde gene büyük işlerine de- vametmiş ve ölünceye kadar ge ne derin ilik ve felsefe işlerini dü şünmüştür. Hâlâ yaşamakta o - lan Guenot yüz üç yaşında Pu- risteki Tıp Akademisinde baş - kanlık etmişti. — Richet seksen yaşını geçkin, hâlâ taze yazılar yazmaktadır. Ünlü profesör Pavlov iıâ. seksenbeş — yaşında ad'da hâlâ yüksek bir e a llim Bunaş bir şey bilmemek belki Hıymukkm gün bunayabileceğ ş sanlardan daha aşağı bir dere - cede kalacağını düşünmek insa- nn gençliğinde en ziyade acı veren bir düşüncedir. Beden sağlığı bakımından da en fena şey sşüphesiz bunamaktır. Beyin bunadığı vakit vücudun dinç ol- masına artık imkân olamaz. Bedeni daima genç tutmak için cimnastik nasıl faydalıysa, beyin için cimnastik demek olan okumak, yazmak, düşünmek te öyle faydalıdır.. En küuvvetli pehlivanın beyni sulandığı va - kit pazıları artık hiç bir işe ya- Tamaz, Gerçekten — ve devamlı gençlik hem adalelerin, hem beynin işlemesile temin olunur. İnsan hiç bunamayan o bü - yük adamların derecesine va - ramasa bile, beynini mümkün olduğu kadar uzun zaman genç tutmak için daha gençliğinde ©- kumaya, yazmaya ve düşünme- ye alışmalıdır. Lokman Hekim patronu takip ettiği için ondan evvel bir şey yapmayı düşün - müyordu. Ğ::k'ıluin böyle her akşam daha başka bir inceliş ve göste- rişle karşısına çıkmaları Nadya' nın hoşuna gidiyordu. Turgut arkadaşlarının böyle kılık kıyalet değiştirdikten son- Ta yavaş yavaş hal ve hareketle- rini de değiştirmelerinden kor- kuyordu. Vatson'la konuşurken İspan- yolu iıı:ım ::erek: |— Fena değil, dedi, siyah el- MIWHMKMM smokine Er. galiba! Ş n Muhtar Arif memnundu. burada çok k cağından şüphe etmiyerek kark- tuğu halde onun halinden pek şikâyet etmiyerek böyle avun - ması hoşuna gidiyordu. Nadya, zorlu fakat ümit dolu hayatı kazanmak için çırpman bu i$ adamlarını kendisile meş- gül ettiği için gurur hissediyor- du, Basibrin'in tenis oynamak - tan, dikiş dikmekten başka işle- rTAN H'E Erol Gemisi Hikâyesi ikâyesi Yabancı sularda tayfası azı- yan Erol. vapuru tahkikatı bu günlerde sonuçlandırılacaktır. Pirede vapurdan ayrılarak li manımıza gelen Erolün çarkçı- başısı Hüseyin Mehmet Ali ile telsiz memuru Ösman Nuri dün kendilerile görüşen bir muhar- ririmize, uzun dedikodulara yol açan bu hâdiseyi şöyle anltmış- lardır: . “— İlk önce şunu söyliyeyim ki, vapur süvarisinin hâdise hakkında anlattıkları tamamen — atılsızdır. Biz tayfayı isyana teşvik etmedik. Yalnız yedi ay parasız çalıştırıldığımız gemi den ayrıldık. Bu da kavga gürültü i- le değil, dostça oldu. Vapur sahibi Pirede Konsolos huzurunda bize se- i. Gemiden ayrılmamıza ye- yedi ay İstanbulda on pa ailelerimize bir an evvel kavuşmaktan başka bir şey değildir. Seyahat esnasında ailelerimize para gönderdiklerini söylemişlerdi. Hal » buki Istanbuldan aldığımız - telgraf bunu tekzip ediyordu. Bu vaziyet kar şısında biz, bir aile reisinin yapmağa mecbur olduğu hareketten başka bir gey yapmadık, Şimdi hakkımızı ara- mağa uğraşıyoruz.,, Baltacının Çadırı Askeri müze — direktörlüğü Müze bahçesine tarihi kıymeti büyük olan eski başkurmandan lrk çadırını kurdurmaktadır. Bu çadırda eski döşeme ve tezyinat yapılacak ve tıpkı tarihi teşrifat ve erkân ile canlı tablosu yapıla caktır. On beş gün zarfında bitecek olan bu hazırlıklardan sonra ça- dır gazetecilere ve halka açıla - caktır. Açılmada ve halkın ge- lişinde bu çadırın altında geçen büyük tarihi vakalar canlı bir halde yaşatılacaktır. Bu vaka - lar meyanında ve bilhassa en başta baltacı Mehmet Paşanın Katerin ile olan görüşmesi ve daha buna benzer bir çok ente - resan tarih sayfaları görüle - cektir , Bunun yapılmasındaki ülkü hem halkı tarih önünde —daha doğru erle doldurmak hem (giler de müzeye gelenlerin sayısını arttırmaktır. — Şehrimize gelen Mısırlı prensler Nazperver adlı hususi bir yat la dün sabah şehrimize altı Mı- sırlı gelmiştir. Bunlardan Prens Abdülmünim — Katıktyümdeli köşküne gitmiştir. Prens Yusuf ile dört arkadaşı yatla Boğazda bir gezme yaptıktan sonra se - yahatlerine devam etmek üzere Hmantmızdan ayrılmışlardır. 3 Abdülmünim yazı şehrimizde geçirecektir. YENİ KITAPLAR Edebiyat Edebiyat fakültesi talebe cemiyeti taralından çıkarılan bu mecmuanın Üçüncü gayısı çıkmıştır. İçinde Mut- tafa Şekip Tunç, Hilmi Ziya Ülken, Akdes Nimet, Rahmeti ve Sabahad. din Rahminin yazılarile profesör Du nr.d: Bronschwing'in konferansları vardır. ri olmayan Lehli ve yerli kadın- ları arasında çöllerin kraliçesi gibi erkek gönüllerini zaptedi - şinden koltukları kabarıyordu. « Bir tatil gününü Atik çiftli - ginde geçiren mühendis Turgut kendisini heyecanla — bekleyen Şahini beraber oturdukları evin verandasında bul Patronun yüzü gülüyordu: — Her şey yolunda! dedi. Haftaya Atik'te ziyafet var. Şahin merakla sordu: — Ne ziyafeti? — Nişan! Ve delikanlıya Demir beyle görüştüğünü, yemekten sonra müzakereye Erguvan'ın da ka- rıştığını, Demir beyin bu mese- lede kat'i sözünü vermesi için bir şart koştuğunu söyledi. Şahin merakla sordu : — Nedir şartı? — Basibrin'deki işinden ay - rılıp İstanbula dönmen baba kı- zı d“î»ü"dfküyo:. Demir kimsem yok. Erguvanla evlene- cek delikanlı Atik in ev - bey: $ , — Radyofar Aletin7i.ısı'”Dün. Tecrübeleri Yapıldı Tesisat İyi Bulundu Ve Alındı Dün Rumelifenere konan radyofar tesısatının tesellümünde Tahlisiye idaresi tarafından Karadeniz boğazına konan Rad- yofar âleti yapısının bitirildiğini yazmıştık. Telsiz dalgacıkları va sıtasile kaza halinde bulunan bir geminin bulunduğu yeri tayin e- den bu âletin dün ilk tecrübesi yapılmıştır. Tecrübe muvaffa - kıyetle sonuçlanmış ve âletin te sellüm muamelesi de yapılarak kusursuz olarak teslim alınmış - tır. Henüz Balkan sularında bu - lunmayan bu mühim enstalas - yon bütün deniz vasıtalarını sis- li havalarda her türlü kazalar - dan kurtaracak ve gemilere isti- kametlerini gösterecektir. Radyofarın tesisatı elektrikle çalışmakta ve âlet 200 kilomet . reden ses alabilmektedir. Anteni 33 metredir. İki motörü, akümü- lâtör, telsiz telefon, işaretler ci- hazı daireleri vardır. Bütün te - sisat otomatik tertibatlıdır. Elektrik dairesinde çift dina- mo vardır. Bunlar 110 ve 6,5 ki- lovatlıktır. 12 kontak saplamma- sı ve 12 de sigortası vardır. Tel- sizi olan her vapur âletten isti - fade edebilecektir. Telsiz telefo- nu ile 300 mil mesafe dahilinde bulunan heyet — Radyofar aleti konuşmak kabildir. Müteahhid mühendis İsveçli Sevnuviski'nin yaptığı bu âletin tecrübesi altı saat sürmüştür Ekonomi için Bir dünya konferansı Yok ole-cTANS5 taklit aslitecun Nevyork, 26 (A.A.) — Bir - leşik Amerika hükümetlerinin gümrük engellerinin azaltılma - sı ve kambiyo fiatlarının istik - rarmma ait arsrulusal bir anlaşma esaslarını hazırlamak üzere bir dünya konferansı toplamak ni - yetinde oldukları bildiriliyor, Bu fikri ilk evvel yabancı hü- kümetlerin mütalealarının sorul masını tavsiye eden Coodel Hul ortaya atmıştır. Alınan sonuç - lar memnuniyet vericidir. Ev - velce Londrada toplanmış olan ekonomi konferansında görülen mahzurların bir daha teşekkür lâdı olmalıdır. Bu ocağı söndür- memelidir, diyor. Turgut duygularına ve fikir - lerine güvendiği delikanlının vereceği cevabı çok beklemedi: — Benim için İstanbul, Mar- din ayrı ayrı yerler değildir. Sa- adeti bulduğum yerde hayatımı kurmak isterim, Turgut başını eğdi: — Güzel, Şimdi bir de Ergu- van'ın şartı var, Delikanlınımn gözleri büyüdü. Patrona baktı: — Ne gibi? Turgut gülüyordu: — İyi bir fikir, doğru bir tek- lif: Kışa kadar nişanlı kalmala- rını istiyor. Patron bunu söyledikte son- ra ilâve etti: — Erguvanı Bana: — Şahin beyi yeni tanıdım. Nazik, terbiyeli bir genç. Fakat evlenmek için daha iyi anlaş - mak lâzım. Bir kaç ay nişanlı kalırsak biribirimizi daha iyi ta- nırız, haklı buldum. Genç kızın bu fikrini ben sa- | Bulgarlstandsı Sofya, 26 (Husui muhabiri « miz bildiriyor) Başbakan Toşef dolu yağmış olan havaliden bu- gün döndü. Dört kasabada ya * ğan doludan bir milyon hektar arazinin yüzde yüz zarar gör “ düğünü, zarar gören ahaliye t0 humluk ve yiyecek olarak 120 vagon buğday dağılması lâzıni geldiğini söylemiştir. ç Sefirimiz Şevki hükümetimiz nâmına hükümete acılarını bil * dirmiştir. — etmemesi için bu konferansa ge” lecek d:leî:lımn adedi az ola - caktır. senin hesabınâ na sormadan, kabul ettim. Ne dersin? — İsabet etmişsiniz. Bu Er “ güvan hesabına iyi bir likıtd)f: Yalnız Demir beye nasıl temi & nat vermek kabil olacak, 01 düşünüyorum. i Turgut genç arkadaşının O müzuna elini koydu: v — Ergun ve Atik birer hık!’ nedirler. Sana el uzatan kal Türk kanımım belki en temiz Kt mış bir evlâdıdır. Onu bu mif * takanın en ileri gelen bq:ı“' K zenginleri almak istemişie. — B=r bahane ile redşlzdl'd'ı'r Ben senden bahsettiğim 7â çir ne yalan söyliyeyim, ı)",h li vap alabileceğimden endişe 5e yordum. Her halde bundan |.. ceki temaslarında baba V€ (. üzerinde iyi bir iz bırakmış ilifi caksın ki Demir bey b“;gu . aykırı görmediği gibi ( bel van) âdeta böyle bir ııı:::f* ler vaziyetinde karşıladı. Şahin sevinçten keke!ıy"'# Beni # ron!

Bu sayıdan diğer sayfalar: