10 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

10 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e AŞi ğ Mata Hari Casusluğu Yurd Aşkıyla Değil, Aşkıyla Yapı Heyecan Ferlich onun dediklerini yap- mak üzereydi ki casuslar krali- çesi bağırdı: Sen bu oyunu gerçek san- Ii lc_mi? Oh, ne zevkli şey.. Coza yerine aşk! Sen geberecek. sin... n Ve iç çamaşırlarmın bir ye- rinde sakladığı hançeri Ferli- eh'in kalbine sapladı. Bir hıril- tı, bir kan boşanması ve.. hepsi bundan ibaret..,, Bu hikâyeleri anlatan Jan Bardan Matmazelin suçlarını Er az azaltmak istemiş olacak ee Zehirli içkiler tesirlerini Bösteriyor ve 1-4 G. de bunların elinde esir bulunuyordu.., Kokain, sadizm ve sinir buh- ranlarına rağımen, övülmeğe de- ğer ki, bu casus yine vatan borçlarını yapmakta geri kalmı- yordu.,, diyor. Matmazel bu hizmete ne ka- dar devam etti ve nasıl bitirdi.O nu daha önce görmüş bulunu- yoruz. MATAHARİ İşte bir tip.. Kadm, casus, lü- küs, merak, yılmazlık, ölüm karşısında, kadın onorunun bü- külmez gücü ve.. Ölüm, Mataha ri bütün bunların en parlak bir örneği olmuştur. O, bir matma- zel Doktor olamamıştır. Biri ygl!u_z aşk için, yurdunun ve sev gisinin aşkı için çalışmış, ölüm aramış, ölümlere atılmış, büyük işler görmüş fakat ölmemiş, Be alnız para ve merak için uğ lümden kaçmış, büyük bir iş görmemiş fakat ölmüş, en açıklı, ve belki suçsuz, ölmüş tür. Matahari 15 ilkteşrin 1917 de Fransızlar tarafından Alman ca susu diye kurşuna dizilmiştir. Matahari bir Alman değildir. Çaıuluğu göze alışı yurd aş - kiyle değil, tarihden evvelki ka- dmlı.rm süs diye vücutlarına iğ- | ne ile resimler yaptırdıkları, #imdikilerin cınbızlarla, yüksek ökçeler ve daha bin türlü işken- cclerle moda diye ölümü bile gö ze aldıkları, gezmek büyükler ve zenginlerle yaşamak, tehlike, iün, yenilik merakı gibi hastalık lara tutülmüş bir yabanet idi. C)_nun güzelliği ve yaşayışın - daki hususiyetleri medeniyet dünyası için yeni ve cazipti. Bundan ötürüdür ki, o, bir Mat mazel Döktor olamadığı halde ondan daha çok ün almış, öldük ten sonra bir çok kitaplar, ro - manlar yazılmış, sinemaları yae pılmıştır. Fakat bütün bu eser - 'er merak uyandırmak — ve para 'tazanmak sevdasiyle bir Berçe - Zebin uydurma karıştırılarak yapıldığı için tarih ve ders ma - hiyeti taşıyan sayfalara bunları olduğu gibi almak gerekmez. Ben, matmazel Doktor bahsın - da da yaptığım gibi, burada sü - dim madam, Fakat beş dakika beklerseniz kapıcı ile kiracılar- dan âlabilirim. — İstemem... — Bir likör daha... Bir likör daha, bir sigara da- ha... İçim içimi yiyor. Aradan on dakika geçti geçmedi, kapı çalındı. O irkildi, hen fırladım, açtım. Polis geldi.. — Madam, dedim... Karako- la kadar gideceğiz... Anladı... Cüzdanımı — fırlattı yanımdan geçerken bana bir sille aşketti... Beraber çıktık... Polise: — Ben davacı değilim, de - m... Beraberce gittiler... Ben telâşla abajuru almayı unut- sum. B. FELEK | yordu Mata Hari'n'n tevkiti yazmak istiyorum. Mataharinin kendi adı Mar - guerit Gertrüude ve soy adı Zelle dir. Matahari (tan gözü L'oeil du Matin) sonradan konmuş artislik adıdır. Zelle, Felemenk- li bir çiftçinin kızıdır. Küçük yaşta bahası ölmüş anası da acı bir yoksuzluğa düşmüştür. Ca- valı olan anası Felemenkte iş bulamadığından kızımı alarak es ki yurduna gitti. Çocuğu şeker tarlalarında yorucu işlere verdi. Buna dayanamıyan kız kilise dansları öğrenmek ve dansöz ol mak istediğinden bir manastıra verildi. Marguerit Zelle on dört yaşında bir İngiliz zabiti ile se- vişti. Manastırdan kaçtı ve za - bitle İngiltereye giderek orada evlendi. İngiliz ordusunda bir zabitin (Buda) mezhebinde bir kadınla evlenmesi hoş görülme diğinden ve zabit te kadından ayrılmak istemediğinden Hin - distana göçtüler. Orada Mata - hari biri kız, biri oğlan iki çocuk . Tuhaf! Burada da Bu da papasları başka dinde biriy - le evlendiğinden dolayı kadına dinsiz diye bakıyorlardı. Günün '“"*"4'_ Mataharinin erkek çocu $ ve özü almmış bir tarih | at Aziz Hüdayi AKDEMIİR | da gu ölü bulundu. Kadın bunu Bu | da papaslarının bir öç almasına yordu. Ve evdeki hizmetçiden bildi. Hizmetçiyi öldürdü. (1) ve kactı, Bir işle uzaklara git - miş olan kocası eve gelince ka- rısmı bulamadı. Kız. çocuğunu alarak İskoçyaya döndü. Ara - dan yıllar geçti. Ünü cihanı tu- tan Parisin hüyük dansözünü görmeğe gittiği zaman kendi karısı olduğunu gördü. Tekrar buluşmak istedise de iş işten geçmişti. Kadın yüksek rütbeli bir Alman zabitiyle sevişmiş ve onunla yaşamağa başlamıştı. İn giliz zabiti ezgin ve ümitsiz kı- zıyla yine İskoçyaya gitti. Bu işler büyük savaştan az öncedir. Parlak, iri, siyah gözler; es - mer bir ten, düzgün bir vücut, sahnede ilk defa çıplak, yahut çıplak denecek kadar ince bir r. Avrupalı erkek i ve görmeğe can attığı bir levha.. Buna bir de Buda kiliselerinin yine görülme dik danslarını ilâve ediniz.. Ma taharinin zenginlik, lüks ve ün için umduğu kerteleri ne kadar aştığını bulabilirsiniz. O yalnız Pariste kalmıyor, Almanya, İn- Mata Hari ölüme giderken.. ( Kolundan tutmak istiyen gardiyana tokat atması | 'KENDİ Hani çocuk bahçesi Hani çocuk Sineması? Tatil ayları geldi. Sokaklar - başıboş gezen küçük mektep lilere sık sık rastlar olduk. Na- sıl vakıt geçireceklerini bileme- mekten gelen bir gelişigüzel yü- üyüşle, dükkânların vitrinleri önünde sarkarak şurada burada dolaşan bu çocuklara ben acıyo- rum, Bir mektepli çocuk, — sokağı hiç sevmemelidir. Fakat ne yap- sın © çocuk ki, koca şehirde ya- | pa yalnızdır. Görüşüp tanışacak | kendi ile yaşıt arkadaşlar bula- maz, Böyle çocuk, sokağa düşerse | kimse ayıplamamalıdır. Hani, ne oldu, bir çocuk L?ıh. çesi yapacaktık? Bir çocuk sine- masr kuracaktık? Çocuk edebi - yatı çerçevesi içine girecek ki- taplar hazırlıyacaktık? Halbuki Gülhane parkının içindeki ço - cük bahçesini bile, çocuklarımı - zın elinden aldık. On yaşında ço cuklar, sinema perdesinde, öpüş sahneleri — seyrediyorlar; Nat Pinkerton, Şerlok Holms ma- sallarını okuyorlar. Çünkü bir arada oturup, faydalı kitapları heceleyerek, resimlere bakarak, her soruşta bir yeni şey öğrene- rek vakıt — geçirebilecekleri bir yer bulamıyorlar. Sırası geldikçe: — Her şey çocuklarındır!... diyoruz. Fakat onlara verdiği - miz nedir? İstanbul gibi nüfu- su yarım milyonu geçen bir şe- hirde, bir çocuk bahçesi, bir ço- cuk kitap evi, bir çocuk sinema- sı, bir çocuk kulübü bulunma - malı mı?.. Yarının büyükleri olduğunu söylediğimiz bugünkü küçükler, bizden belki bir şey aramıyor, istemiyorlar. Fakat gün, — “bunları bize niçin ver - mediniz?,, diyeceklerdir . Salahaddin GÜNGÖR Talebe ve imtihan şekli 1 — Liselerin sözlü yoklama imtihanları neticeleri birer bi - rer anlasılmağa başladı. Bir kı- sım talebeler bir dersten ikmal | kaldık. Halbuki olgunluk imti- hanları 20 - 6 - 935 te başlaya- giltereye, İspanyaya, İtalyaya, Amerikaya gidiyor ve her git - iği yerde yüzlerce aşık ve yüz binlerce servet buluyor. Paris gazeteleri bu çıplak danslar aleyhinde yazıyorlar. Fakat polis müdürü, Matahari karşısımda çabuk yüumuşayor ve (Bunlar kiliselerin dini dansla- rıdır, ahlâksızlık yoktur) diye müsaade ediyor. Harp başlıyor ve Matahari - nin sevgilisi Alman zabiti mem leketine dönüyor, Matahari Pa- Tiste kalıyor. Bunun Alman is - tihbaratına ne vakit geçtiği bel Vi değildir. Zabit çekilirken ona hizmet vermiş olduğunu ve Fran sızların ilk şüphesi buradan baş- ladığmı iddia edenler var, Eğer bu doğru ise yine tedbirsizlik olmakla beraber bir dereceye ka dar hoş görülebilir. Fakat iş bu kadarla kalmıyor. Matahari Ber linde dans ederken savaşın baş- çoktanberi temasta bulunduğu bir polis komiseriyle Jokantada, herkesin gözü önünde yemek ye diği, savaş başladıktan sonra da bir gün Kolonyada yüksek rüt beli bir Alman zabitiyle locada oturduğu ve Fransız ajanları tarafından bu vaziyette fotoğraf ları alındığı, sık sık Parise getip gittiği, Felemenkli olması dola yısile her huduttan kolayca ge- çebildiği, Fransız kontrespiyo - najının şüphesini uyandırmış i- se de casusluğunu isbat edecek görünür ve tutulur bir vesika el- de edilemediğinden bir şey ya- tır. (Arkası var) (1) Başka bir yazıya göre hizmet- giyi Matanın anası öldürmüştür, KENDiİMİZE ilerde bir | Hep okuyor, öğreniyoruz.. Şuru- da burada yolsuzluklar oluyor. Böyle şeylere her tarafta rastlana- ilir. Onun için bize bu pek aykırı gelmiyor. Adamın doğrusu da olur, eğrisi de.. Eğrilik yapmış birisini orguya çekmek kadar da ta- Lâkin işin başha sakat tarafı var. Her şeyden evvel, bizde bu yol- suzluklar geç meydana çıkıyor. Hatta Esnaf Bankası gibi bir ban- ka top atıncıya kadar aykırılıklar meydana vurmuyor.. Ondan sonra da işin tahkikatı çok uzun sürüyor. Ama her işte Bu böyle. Cezadan beklenen bir ibret ise yapılan suç ile ona verilecek ceza arasında o kadar uzun zaman geçiyor ki, su- çuan halk üzerinde bıraktığı iz çok- tan silinmiş oluyor. Ondan başka bu uzun süren ha- zırlıklar yüzünden birtakım suçsuz adamlar da boş yere hırpalanıyor cak, binaenaleyh ikmali olanlar bu imtihanlara giremiyecekler- dir. Şimdi, Kültür Bakanlığın- dan ricamız sudur: Bir dersten ilmale kalan telehelerin ikmal imtihanları (20) hazirandan ev- vel yapılsın. Eğer buna imkân bulunmazsa, olgunluk imtiha - nına girmemize müsaade edil - sin, 2 — Yazılı yoklamada bir ta- ÇATIYORUZ 10:6.938 ——7 Fazla söze ne hacet! Ne Dersiniz? Ağır gidiyor... ve yanıyorlar... Suçla için de, suçsuz için de hat- ta kamudan yana da bu ağırlık sa- rarlıdır. Nitekim şu takas işi sene* lerdenberi sürüklenip gidiyor. Bir- takım adamların adları haklı veya haksız daha belli olmadan gazelte sütanlarında görülüyor. Bu adam- darın mutlaka hüküm giyeceğini kimse kestiremez. Hüküm giyseler de halkın 6 suçla olan alâkası çok: tan kesilmiştir. Bu gibi suçları çabuk ve kısa yol: dan kovalamak hem - suçlua, hem suçsuz için, hem de hükümet hesa- bına çok daha faydalı olacaktır. Böylece saçlu, başkalarına ibret olacak kadar çabuk cezasını gö cek, suçsuz boşuna sürünmemiş, te* mize çıkmış bulunacak ve bundan beklenen genel fayda da daha ça- buk elde edilecektir. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz? AAA AAA AAA AAA a AAA AAA bir talebeye nasıl sıfır verilir? Bu noktanın bakanlık tarafın - dan hallini istiyoruz. 3 — Bir dersten ikmale ka - Janlar-da-askert-kampr yapmak mecburiyetine Yâdı tutülüyor. Halbuki kamplar 1,5 ay sonra- dır. Bu bir buçuk ayı, biz Ana- doludan tahsil için buraya gel « miş çocuklar, nerede geçirece « ğiz?.. ladığı tarihi günün gecesinde | lebe kopya yar sıfır alıyor- İstanbul Lisesi talebe « du. Halbuki sözlü imtihanlarda | lerinden bir grup İSTANBUL TRAMVAY ŞİRKETİ GİDİŞ - GELİŞ PROGRAMI 1935 yılının 1 Mayısdan sonra Son N Sinir KALKI$Ş Ara — Kalkış Vacı$ 10 Şişli - Tünel C Sişliden - Tünele Ve — s40 2340 TeTL NN ( Tünelden « Şişliye » — 600 2600 11 Sişli - Beyazit ( Sişliden - Beyazita ı? S20 2350 KARa n d0N ( Beyarittan « Şişliye 26' ye2 2413 12 Harbiye - Fatih Ç Harbiyeden - Fatihe sr 630 2600 AD A ( Fatihten - Harbiyeye . SA6 230 12 A Harbiye - Aktaray ( Harbiyeden - Aksaraya — 14'17 — 640 2330 ———0 Ç Aksaraydan - Harbiyeye 28' — 600 2250 15 Taksim - Sirkeci ( Taksimden - Sirkeciye 9 ras 1940 ee N Ç Sirkeciden » Taksime 735 1940 16 Maçka - Beyarit ( Maçkadan « Beyazita se siş 2340 ( Beyazittan - Maçkaya 17 — 655 — 2400 seang ( Sişliden - Eminönüne K 610 —— 16 A Maçka- Eminönü (€ a kadan - Eminönüne — 14 —— Tao — 9020 ( Eminönünden - Maçkaya GA0 2045 17 Şişli - Sirkeci Ç Sişliden - Sirkeciye v — 625 2000 € Sirkeciden - Sişliye 127 — 6ss 2030 ( Mecidiyeköy - Eminönüne sas — 940 17 A Mecidiyeköy-E.önü ( Eminönünden-Mecidiyek. — z11 — 7ar 104f ( Mecidiyeköyünden-Eminö. 1428 1645 * ( Emizönünden-Mecidiyek. 1500 1945 19 Kurtuluş - Beyazil — ( Kurtuluştan » Beyarita — e' 600 2810 ( Beyazttan - Kurtuluşa ir gas 1355 z ( Sişliden - Eminönün: ” OBE " Ca I9A Kurtülüş-Eminö — ( karaştanEminönüne — 1s' 70s SKİ ( Ezinönünden * Kurtuluşa 635 Z0 ( Beşiktaştan - Bebeğe 525 : S ( Beşiktaştan - Eminönüne — &© 535 22 Bebek - Eminönü —( ganektarEniindalne 10 sas SbüŞ ( Eminönünden-Bebeğe DA çe ( Bebekten - Beşiktaşa | 23 Ortaköy - Aksaray — ( OrtaküydenAksarara — &t ssa 2055 ——— Ç Aksaraydan-Ortaköye ı e $i p 34 Beşiktaş - Fatih ( Beşiktaştan-Fatihe g YG —— ( Fatihten-Beşiktaşa w eg ( Aksaraydan Topkapıya —— S9 328 ;; 832 Topkapı - Sirkeci ( Topkapıdan-Sirkeciye v 540 herea — ( Sirkeciden-Topkapıya 16' 617 2438 ( Topkapıdan-Aksaraya el ( Aksaraydan- Yedikuleye — © 330 Çeşs 33 Yedikule - Sirkeci ( Yedikuleden-Sirkeciye 10' s45 2x08 ( Sirkeciden-Yedikuleye 16 619 Tlıg ( Yedikuleden-Aksaraya aeti * VĞ (Ç Aksaraydan-Edirnekapıya — $' gee 37 Edirnekapı - Sirkeci ( Editmekapıdan-Sirkeciye — 100 — SA$ Şyss ( Sirkeciden-Edirnekapıya — 199 — G1t e Edirnekapıdan-Aktar: -— 4 aya 4208

Bu sayıdan diğer sayfalar: