6 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 14

6 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Mi garbisindedir. Büyükli ——l DA M Kapurtala Mihracesinin Geçirdiği Hayat Mihraca Pariste “Hindistanın Kapurtala mih- racesi, her yıl olduğu gibi bu defa da Parise gitti. Sarayının bütün debdebesi ile yerleşti. MVaktiyle Bulonya ormanında on sekizinci asırdan kalma ihti- şamlı bir malikânesi vardı. Ora- da kibar âleminin, edebiyat ve sıyasa acununun bellibaşlı sirna- ları toplanırdı. Mihracenin gar- den - parti'leri, en ehemmiyetli bayramlar gibi takvimde yazılı idi, Ancak sonraları mihrace, bu malikâneyi Paris şehrine he- diye etti. Fakat Parisi unutma- dı, Her evin, her ağacın, her çi- Çeğin, en parlak ifadesini arzet- tiği bu mevsimde, mihracc, her yıl Parise gelmeği unutmaz. Mihracenin sade geyinişi Mihracenin huzuruna çıkınca küçük bir hayal kırıklığına uğ- radım. Onu, memleketi hüküm- garlarının birinin kılığı ve hey - beti ile göreceğimi tahmin et- miştim; onu, zümrütle kıvılcım saçan. yakutlar ortalığa renk veren, bir inci seli altında kalan bir şahsiyet görmek istiyordum. Başında mücevheratın ağırlığı altında ezilen bir sarık olacağı- nı düşünmüştüm. Hayır, o, herkes gibi sadece giyinmişti. Surtında Kişmir ku- maşından bir ceket vardı. Kara ve canlı bir bakış... Bakışırır, kır- laşmış kaşları biraz örtüyor.. ' Bu büyük çelebinin, mevki ve servetine yaraşacak bir tavrı var: Son derece sadelik! Normandie'nin ilk seferinde Mihrace Normandie gemis nin ilk seyahatine iştirak etmiş- tir. Dedi ki: — Tasavvur eder misiniz ki, ilk seyahatine iştirak edeceği- mi haber alan İngiliz ve Fran- sız dostlarım, beni bu fikirden vazgeçirmeğe çalıştılar. Bunu, basiretsizlik saydılar. Böyle bü- yük bir geminin ilk seferinde kazaya uğraması ihtimali var- mış.. Görüyorsunuz ki, seyahat, arızasız geçti. Ben, dünyanın sekizinci acibesini görı ime sevindim. Bu vapurda ne ihti- sam, ne süs var!.. Ğ Ve ne güzel yemekler!.. Dehdebeli saray Mibracenin gününü nasıl ge- irdiğini öğrenmek, hayft me- Taklı bir şeydir. Prens bana dedi - Kapurtala mihracesinin Filleri . 'kb — İsterseniz, — Hindistanda, fülkemde geçirdiğim bir gün ile Pariste geçirdiğim bir günü an- latayım. Kapurthala ülkesi, Himalaya - “dağları yakınında, Hindin şima- kaç fransız vilâyetine muadil- dir. Ekseriya mihrace seyahat eder! Başka mihraceleri ve genel valiyi ziyarete gider. Genel vali her yıl iki defa Dehli'de parlak müsamereler verir. Mihracenin ikametgâhını gös teren resmi görünce, bu yüce bina karşısında şaşkın kaldım. Acaba rüya mı görüyorum. Bu saray, Versailles saaryının yarı- | sı kadardır ve Fransız üslübun- da yapılmıştır. — Bu binayı ne vakit inşa et- tirdiniz? — Kırk iki Mihrace gününü şöylece an- lattı : — Sabah yedide kalkarım, sekize kadar atla bir gezi yapa- rım. Saat sekizde, açıkta, tara- çada sabah kahvaltısı alırım. Saat ondan öğleye kadar çalışı- Tım, Mihracenin maiyyeti kaç ki- şidir sanırsınız? Mihraceyi dinliyelim: — Önce, sarayın iç işlerine bakmak lâzım; sonra aile işleri- ne,. — Bu vazifeyi kim görür? — İkinci oğlum prens Amar- git. Onun iki özel sekreteri ile altı yaveri vardır. — Kaç hizmetçiniz olduğunu sorahilir miyim? — İki yüz.. İyi okuyunuz. İki yüz hizmet- eli, — Düşününüz ki yapılacak işler çoktur. Park ,konak, ahır- lar, filler.. — Kaç filiniz var? — Yüz kadar!.. Devlet işlerine gelince; mih- racenin bir başbakanı vardır. Bununla beraber daha üç bakan mevcuttur. — Tabii.. —mahkemelerimiz, adliyemiz var.. Sarayın ve mali- kâneye bağlı arazinin muhafa- zası için küçük bir de ordumuz var.. Ordu, iki bin kişiden iba- rettir. 1500 piyade 500 jandar- ma ve şahsıma bağlı 50 süvari. Seyahatlerimde bana refakat eden sekreterler on tanedir. Ah- çıbaşımı da her gittiğim yere beraber götürürüm, Şimdi: konusma, ziyafetlere. EZ SS | | En Büyük Hazinelere Sahip | | Kaç Ayını Pariste Geçirir 'L'..h_tîşîı_'_,l?_ şi_ı:_bdebe sahibi bir mihrace | yemek hikâyelerine intikal etti. — Fransada pişirilen Hint yemekleri, tam usulüne göre pi- şirilmiyor. Hindistanda kullan- dığımız, baharat ve salçalar bambaşkadır. Yemek zevki, bizde çok tak- dir olunur. Mihracenin iki türlü ahçısı var: Fransada ahçılık öğrenmiş alafranga yemek pişi- renlerle, Hint yemeklerini, pilâv börek ve ilâh pişiren ahçılar.. Beş yıl oluyor ki Kapurthala mihracesinin ellinci yıl dönümü tır. -Sofrada — 1000 çağırık vardı. — Öğle yemeğinden sonra saat üçe kadar istirahat ederim. Saat üçten beşe kadar tekrar çalışırım. Saat beşte ya bir gar- den parti yahut bir tenis maçı yaparım, Haftada iki defa da ava giderim, Bizde kaplan yok- Olan Bu Adam Senenin Bı'rğ tur. Kapları avr için arkadaşla- rın yanma giderim. Bizde pars avı vardır ki, cidden heyecan- lıdır. Mihrace pars avını anlatırken hiç bir şeyi unutmadı. Dekorla- rı,'bir ağacın dibine bağlamları küçük keçiyi, konukların filler üzerinde bekleyişini, dalgalr ve zalim yırtıcı hayvanım saldırışı- nı ve nihayet ateşi!.. Mihrace, sofrada hiçbir şey içmez, yalnız bir bardak şam- panya alır. —Ak: l N "âr'diît";:vîpz'nyı Tâzım. Bu bardak olmasa, günümün en sermest dakikası kaybolmuş olur. Geceleri tam geceyarısı ya- tarım, Şampanya, bazı ıtrıyat ile bir kat daha sevimli olan güzel ka- dınlara benzer. — Fransada nekadar kalacak sınız? — 8 temmuzda memleketime dörgceğim. Dünyada gördi en büyük müsamereler şunlar - dır: 1934 de Longehamp gecesi ve geçen seneki beyaz gece.. Beyaz gece müsameresi Bayan Fauchier - Magnan'ın bahçesin- de verilmişti. Ay aydımlığında Serj Lifar'n görünüşü cidden çok hoştu, Bunlardan başka ha- zır bulunduğum en büyük mü- samere İngiliz kralının ellinci yıl dönümü merasimi idi. — Hindistana dönünce en büyük eğlenceniz nedir? — Ata binmek, pars avlamak, dans etmek., Doğrusu en büyük eğlencem Parisi düşünmektir... Ben de, asansöre binerken şu- nu ilâve etmek istiyordum. — Parisin de en büyük zevki sizi düşünmektir. bir " ği hatıra gelir KAPURTALA MİHRA- CESİNİNİKİ PORTRE- Sİ VE HİNDİSTANDA FİL ÜZERİNDE ALIN- MIŞ BİR RESMİ Ü eee ( Dünyada O_lup Bitenler E Almanyada nekadar Ecnebi talebe var? Almanyada neşredilen bir istatisti- ğe nazı ci alman hudutları dahilin- deki üniversite ve yüksek mektepler- de 86.85$ talebe okumaktadır. Ecnebi talebeye gelince, geçen se- menin yazında Almanyadaki muhtelif fakültelerde muntazam kayıtlı ola- rak, 4380 talebe vardı. Bunların alt başında 377 talebe Tle Romenler gel- mektedir. Diğez ulusların talebe mik- tarı sırasiyle şunlardır: Birleşik Amerika (373), Polonya (373), Danzig (363) Bulgaristan 254, İsviçre 231, Hindistan 100, A - vusturya 187, Çekoslovakya 186.. İstatistik bu suretle daha biroçk memleketleri ihtiva etme; jçdir. Ecnebi talebelerin - bulundukları fakülteler en Siyade şunlardır. * Tıp, kimya ve teknik ilimler (mühendis ve saire).. işsizlere Almanyada — donanmanın İn Mermaşuymm yüzde 35 i nhbeıf:â: arttırılması üzerine yeniden birçok işsizlere iş çıkmıştır. Malümdur ki bütün dünyada olduğu gibi Alman- yada da sesli sinemanın ve radyonun alıp yürümesi üzerine birçok mızıka- cılar açıkta kalmışlardı. Şimdi Alman donanmasının yeniden tesisine karar verilince bunlara iş çıkmıştır. Alman gazetelerinde çıkan ilânlara nazaran donanma için iyi mızıkacılar isten- mektedir. Bunlar birer talepname ile ait olduğu makama müracaat ede- eeklerdir. Görülüyor ki Alman donanmasının arttırılması, sade birçok masraf ihti. yarı neticelendirerek menfi cihetten tesir yapmamış, ayni zamanda mizi- kacılara da iş bularak müspet bir te- sir yapmıştır. Kılıbıklar klübü Dünyada her türlü cemiyet olaca- ama, bir kılıbıklar klübünün vücuduna imkân verilmez- di, Meğerse varmış. Hem de merkezi İngilterede Yorkshire'de bulunuyor * müş. Bir ingiliz gazetesinin yazdığına göre, klüp yakında kongresini akte - decek ve bütün kılrbıklar burada ha- zır bulunacaklardır. Bir gazete, Tür- kiyeden de Yorkşhir'e bir veya bir- kaç murahhas gidip gitmiyeceğini kaydediyor. Fakat her hbalde böyle bir kongrenin çok kalabalık olacağı umuluyor. Verilen malümata göre bu klüp çok eskidir. Milâttan evvel 3980 ta- rihinde Buldreskluğ'da tesis - olun- muştur. Klüp o zamandan bu zama- na kadar karılarının sözlerinden çık- mıyan bütün kocaları sinesine almış ve güya onların haklarını müdafaa etmiştir. Gayri mekttm olan bir. kanuna göre, klüp azaları senede bir gün hürriyete maliktirler, Fakat bunun için, adamaktılir kılıbık olduklarını is- pat etmelidirler » Habeş tayyarecinin Başına gelenler Siyah Kartal namile maruf olan, zenci tayyareci, Hubert Julien'in ba- şından kötü bir macera geçmiştir. M lümdur ki bu tayyareci, Habeşiz- tan tayyareciliğini ıslah etmek üzere Halieşistana gitmeğe karar vermişti. Amerikadan Avrupaya gelirken vapır | run güvertesinde düşmüş, yaralanmış, bundan sonra Habeşistana gitmiştir. Fakat krallar kralı kendisini kabul etmeğe tenezzül etmemiştir. Bunun üzerine zenci tayyareci, Adis - Aba. ba'dan Amerikada bulunan arkadaşla. tına S. O. S.le şu telsizi çekmiştir; *“Hareket imkânsız. Kalmak imkân: sız. Para gönderin.” ——— Para kaçakçılığı Almanyada dışarı para çıkarmak yasaktır. Hattâ Almanyaya giren seyahlardan bile üzerlerinde ne kâa dar parası olduğu sorulur ve hudut tan çıkarken sıkı bir muayene yapt lır. Bir fransız gazetesinde okuduğu müuza nazaran Frank Sehmidt ismin de bir Alman bunun da çaresini bub muş ve dahiyane bir usulle para ka çakçılığı yapmıştır. Bakmız nasıl: Berlinde bir notere gitmiş ve clin deki mühürlü bir paketi uzataral demiştir ki:” — İşte vasiyetnamem. Lütfen bu nu emin bir yere saklayınız . Noter verilen paketi almış ve der hal kasasıma kilitlemiştir. Bundan bir müddet sonra Franl Sehmidt Fransaya gelmiş ve nihaye Alman sefaretine giderek şunları söy lemiştir: — Karımın beni aldattığını habe aldım. Halbuki ben onun lehinde hi vasiyetname yazmış ve Berlinde fi lânca notere vermiştim. Bu vesikay bana iade etmeleri için delâletiniz rica ediyorum. Vasiyetnamemi baş tan aşağı değiştireceğim. Bu tarihten bir hafta sonra Sch midt'in notere teslim ettiği pakt gene mühürlü olarak Alman serarcı tarafından kendisine verilmiştir. Sefaret neden sonra bu kâğıdın va siyetname değil, haddi zatinde, het biri 1.000 er marklık 100.000 mar kıymetinde para olduğunu anlamı! tı r. Şimdi eğer bir daha böyle bir vi ziyet olacak olursa paketler x şuam dan geçirilecektir. Mançuride bir yağmacılık hâdisesi Hsinking, 5 A.A. — Sungeht huan'in silâhlı bir müfrezesin Mançurinin bir hudut mevziin taarruz ederek yağmacılıkta D lunduğu ve iki hudut muhafız? nı ağır surette yaraladığı habt€ alınması üzerine Jehol hudü mmtakasına 106 kişilik bir J& pon küvveti sevkedilmiştir. l

Bu sayıdan diğer sayfalar: