27 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

27 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yk yen —— 7 DÖSÜNDÜKCE TALİM VE TERBİYEYE DAİR BİR HABER Kültür Bakanlığının talim ve “terbiye heyetini yeniden - teşkil etmeğe karar verdiğini öğreni - yoruz, Hattâ bir habere göre he | yetin başkanı İhsan ve diğer bir zattan maada bütün üyeler de - giştirilecektir. Bu sütunda Kültür işlerimiz le talim ve terbiye grubu hakkın da evvelce yazdıklarımı hatırlr- yanlar, yeni Kültür Bakanının kararma aşırı sevinenler arasın- da benim de bulunmamı tabii gö rürler. O derecede ki, verilen ha ber doğru çıkarsa, büyük Türk devriminin başlangıcındanberi kültür işlerimizin kökünden dü- zeltilmesine ilk defa bugün te - şebbüs edildiğine inananların ü- midi ve neşesi içinde olacağım. “İnkılâp,, veya “devrim,, gibi, parçalardan ziyade küllün mâna sını ifade eden tabirleri ulu orta her yerde kullanmayı hoş gö- renlerden olsaydım, bu kararın Türk kültüründe ilk büyük dev- rim olduğunu kaydetmekten çe- kinmezdim. Şimdilik haberin tahakkuku - nu bekliyerek en kuvvetli sevinç lerimden ve şükranlarımdan bi- rini duymaya hazırlanıyorum. Peyami SAFA P, 5. — Saltanat ve mutlakı- Yet rejiminin en bellibaşlı put - larımdan biri hakkında yakın ta- rihin verdiği hükümleri tekrar ettiğim için Ercüment Ekrem beni dava etmiş. Hakikatte beni değil, tarihi dava etmiş demek « tir, —P.S. AŞ Şerefiye resimleri İstimlâk sebebile bir sokağın yüzü artmak veya buradaki yolları geniş- letmekle kıymeti artan yerlerin, es- ki kıymeti ile yeni kıymeti arasın - daki farkın üçte biri belediyenin şe- iye resmi olarak, bir defaya mah- olmak üzere beş senede ödenme- lame erer Pakat, ferağ ruhaberi n > mesi haki aediliyerik Kali ması Üzerine bu şerefiye rezmini tah sil etmek güçleşmiştir. Bunun Üze- rine belediye, istimlâk kanununun ö- nemli bir maddesine dayanarak şube- lere bir yayım yapmıştır. Bu yay: - ma göre, belediye şubeleri mıntaka- ları dahilinde şerefiye resminden ne kadar borçlu varsa bunların isimle - rini ve borç miktarlarını tesbit edip bir cetvel hazırlıyacaklar ve duruş - ma yaprlamadan hüküm alarak tapu sicillerine bunları acele olarak kay- dedeceklerdir. —— Tecimsel büro işleri Tecimsel büro işlerine muvakkat bir zaman için Türkofisin bakması kararlaştıcılmıştır. o Tecim işlerine bakmak üzere ilbaylık yeni bir şekil aramaktadır. Fransız ve İngiliz seyyahları geldiler Dün Theophile Gautier vapurile şehrimize 60 kadar Fransız İngiliz #eyyahı gelmiştir. Ayni vapurla Sur- ye ve Filistinden yazı geçirmek üze- re bir miktar seyyah daha gelmiştir. Bugün de Patria vapurile şehrimi- ze 70 kadar Fransız gezgini gelecek- tir, No. 94 Erik Çiçekleri Mahmud YESARİ — Çok bekliyecek miyim? — Zannetmem. Hem, sana yapa- cağım şey de, bir dost masihatinden ibarettir, — Öğüt dinlemeyi — Senin iyiliğin için söylüyorum. Kadriyede, her an değişen, bocala- yan kararsız bir heyecan vardı. Otel- deki sinirlenmesi” geçmişti, fakat şimdi yerinde durmuyor, sağa sola, öne arkaya kımıldanıyor; ellerini kollarını oynatıyor, parmaklarını &- şıp kapıyor, kâh gülmek İster gibi, kâh ağlayacakmış gibi ağzını açı - yor, dudaklarını büzliyor, gözlerini kırpıyordu. İçi içine sığmadığı belliydi; ruhu, kalbi, bir fırtına geçiriyor ve o, ken- dini bu fırtma sağanaklarma kaptır- mamak için çırprnıyordu. Otomobil, şehre girmişti, Kadriye, şoföre: — Biraz yavaşlat.. Ağır gidelim. dedi Ve omuzunu omuzuma yasladı, ku- lağıma frsıldadı; — Kalbini mi kırdım, Yesari?. Hır Gayri mübadiller ! Dün toplandılar Gayri mübadiller cemiyeti yeni i- dare heyeti toplanarak içlerinden Celâl Galibi başkanlığa, Arifi asbaş- kanlığa, Şahabr genel sekreterliği Raulu da muhasip ve veznedarlı, seçmişlerdir. İdare heyeti gayri badillerin haklarını korumak hükümet nezdinde yeni teşebbüsl, de bulunmak üzere eski idare heye- tinin bu hususta neler yaptığını tet- kik etmektedir. Gayri mübadi!l bonoları 17 kuruş- tan yukarıya çıkamamaktadır. Açık arttırma ile satılığa çıkarılan mallar da üzerlerine fazla kıymet konuldu - Bundan dolayı pek az müşteri bul - maktadır. Bunu nazarı dikkate alan gayri mübadiller komisyonu satılığa çıkarılacak kaçak malların kıymete. rini bir miktar daha indirmeğe ka - rar vermiştir. Satılığa çıkarılacak mallara şimdiye kadar mevcut kıy » metlerinin bir misli zammedilmekte idi. Badema bu zam yapılmıyacaktır. T ŞEHİRDE OLUP Hiç, Buğazda oturup Adaya gi dip gelmek yahut Adalarda otu- rup Buğazda bir gezinti yapmak istediniz mi?.. Eğer denemediniz. | se sakın (o sinamaya kalkmayın! Çünkü iskelelerde perişan olur - İ sunuz, Istanbul gibi yapısı dağınık bir * şehrin nakil vasıtaları kurumları biribirinden habersiz gibidirler. Adadan akşam Köprüye gelen va pur meselâ 7,40 da yanaşır. Hal- buki Anadolu kıyısına giden şir- keti Hayriye vapuru 7,35 de köp rüden kalkar... Bunlar arasında hiç bir Bağlılık O bulamazsınız. Sanki bedduaya uğramş, biribiri- ni haybetmiş kardeşler gibi. Zaten Istanbulda çalışan vapur Bununla beraber bu tedbir bonola- |; ve şimendiferlerin tarifelerinde rın kiymetlenmesi İçin kâfi bir bir değildir. Bonoların kıymetini art- tırmak için geyri mübadilleri biraz daha terfi etmek ve bunları el n- deki Bonoları satmak mecbüriyetin - den kurtarmak lâzımdır. Bonoların ileride çıkması muhak- ksk olduğu söyleniyor. Fakat gayti mübadiller bonolarını satmakta ol - duklarından, ilerde bunların kıymet lerinin yükselmesinden gayri müba- dillerden ziyade bunları toplamış 0- Janlar istifade edecektir. Yeni idare heyeti Ankarada yapı - lacak teşebbüsler hakkında yakında bir karar verecektir. ! —şG— At koşuları başlıyor İlbaylık Baytar direktörlüğü tara- İmdan her yıl tertip edilen at koşu- Jarınra birincisi yarın Veliefendi ko- şu yerinde yapılacaktır. Yarınki ya- Tış, beş koşudur. Birinci koşuya 7, ikinciye 6, üçün- cüye 10, dördüncüye 4, beşinciye 10 olmak üzere 37 hayvan yazılmıştır. At meraklılarından Ahmet tarafın. dan Avrupadan getirilen ve şimdiye kadar Avrupada bir çok yarışlara girmiş olan Esekş adındaki at ta bu yarışlara girecektir. . Emniyet direktörlüğü beşinci şube müdürlüğü Emniyet direktörlüğü beşinci şube direktörlüğüne atanan Çerkes ilbayı Kâmuran yeni işine başlamıştır. Art- vin kaymakamlığına atanan emniyet direktörlüğü muavini Hüsnü, Edir- ne Emniyet direktörü Demir, Mardin emniyet direktörü Nureddin yeni yerlerine gitmişlerdir. Diyarbekir Emniyet direktörlüğüne atanan ka - çakçrirk bürosu şeflerinden Mazhar da yakında gidecektir. —— Belediye fidanlığında yetişen kaysi ve şeftaliler Belediyenin Büyükderedeki mey- va fidanlığında bu yıl nefis kaysı ve şeitaliler yetiştirilmiştir. Bu meyva İar, en iyi usullere ve çürümesine meydan verilmiyecek tarzda ambalaj- lanmış, ilk defa müzayede ile satıl- mıştır. Meyvacılığımızın inkişafı yolun - da girişilen bu deneme, çok önem bir sonuca varmıştır. Büyük bir itina ile yetiştirilen kaysı ve geftalilerin kazandığı rağbet, çalışmanın iyi mey- vasmı ortaya koymuş olmaktadır . beri kendimde değilim. — Farkındayım. — Evet amma, kismen farkında - sın, Halbuki bilsen... parıltıları belirdi: — Sabahleyin otele telefon ettiler. Kim tahmin edersin? Bu, tahminle pek keşfedilmez. Şairimin silesi te - Jefon etti... ted - || (tarife tekniği) denen yeni ve modern bilgiden hiç bir eser yok- tur, Hele aralarında anlaşıp bi - i ribirlerine kolaylık (o göstermek duygu ve düşüncesi başlarının üs- tünden bile geçmez. Bu beraberliği onlardan bekle- İ mek boştur. Hele biribirlerinin biletlerini tanımak, meselâ bir şir- keti Hayriye kişesinden alınan bi- letle Adalara kadar seyahat ede- bilmek gibi şeyler hatırlarına gel- mez, gelse de gülümterler. Çün- hü böyle karışık şeylere - açıkça İ söyliyelim - akılları ermez, Bu yüz Yerli Mallar sergisi ve ecnebi gezginler Yerli Mallar sergisine halkın gös- terdiği rağbet günden güne artıyor. Dün akşama kadar sergiyi gezenle - rin miktarı 163 bin kişiye varmıştır. Bugün ve yarın tatil günleri oldu- Hundan sergi komiserliği, sergi sergi binası içinde yeniden ingibat tedbirleri almağa karar vermiştir. Halkın sergiye kolaylıkla gelebilme- lerinin temini için şehrin mubtelif semtlerinden Galatasaraya gelmekte olan tramvay seferlerinin arttırılma- sı istenmiştir. Şehrimize gelen seyyahlar da dün sergiyi gezmişler, pek beğenmişler, ve bazı eşya satın almışlardır. Dün görüştüğümüz bazı seyyahlar demişlerdir ki: — Sergiyi gezerken çok zarif gi - yinmiş bir çok kadınlar gördük. Ve sıklıkları nazarı dikkatimizi celbet- ti. Sonra bu kadınların hep yerli ma» Ir giymiş olduklarını öğrenince hay- retimiz bir kat daha arttı, Türk ka- dınları şıklıkta Avrupa kadınlarını geride bırakmış oluyorlar, Tecim ve Zahire borsa- sında seçim Tecim ve zahire borsası idare he- yeti seçimi salt günü yaprlâcaktır. Seçime girebileceklerin isimleri lis- te halinde hazırlanmış, ilgililere bil- dirilmiştir. Seçime girecekler, 32 ki- şilik bir heyet ayıracaklardır. Bu hes yet borsanın idâre heyetini seçecek- tir. Tecim odası ayrıca iki üye ataya- caktır. mışmıydı?. Düşünmemek, unutmak istiyordum. Şairimi, artık sevmiyor - dum, Jâkin ondan nefret te etmiyo- Tum. Onun hastalanması, hele ölü - Bir an susmuştu; gözlerinde yaş | mü, bana pek dokunacaktı. Çünkü o, gençti... Kadriyenin bir saz gibi titreyişine bakıyordum,Bu kadın,kalpsiz,ruhsuz, insafsız değildi ve onun yüreğinin bir sevgiliden ziyade, bir anne şef- Ben, pek vakitsiz yakadan silkilip | kati ile sızladığından emindim. atrlan zavallı genç şairi unutmuştum. | © Onu dinlerken, garip bir hez duyu Kadriyenin ! Şairimin ailesi telefon | yordum. Kadriye içini çekiyordu: etti! demesi, çok mânalı idi. — Merakımdan kendimi yiyecek- İçime bir korku ürpertisi çöktü. | tim. Seninle kavga etmek istedim; Kadriye, yavaş sesle devam etti: senin soğuk kanlılığın buna da en - Evvelâ kulaklarıma inanmadım. | &el oldu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Telefondaki ses kadın sesiydi. Be - | Oturduğum yerde hep düşünüyor - taki evlerine Symi Oteldei pekin rica | dum. Sen yanımdan kalktın, deniz adresimi, apar- | kenarma çıktın. Ne kadar zaman geç trmandan Emelden öğrenmişler... Ni- | ti, bilmiyorum. Şef garson geldi; be- gin? diye sordum. Bir bıçkırık kulak | ni telefondan çağırdıklarını söyle - larımı tırmaladı ve telefon kapatılı- | di. Bir nefeste telefona koştum. Bir verdi. Düşünüyordum, Acaba bu, | erkek sesi, bana, yalvarıyordu. Bu şairimin bir hilesi miydi?. Fakat o- | ses, şairimin babasının sesiydi, arka- nun, böyle hileleri düşünemiyecek | daş! Damarlarımın donduğunu duy- kadar toy olduğunu biliyordum. Dü- | dum. Şairim, hasta imiş... Muhakkak, sündükçe sinirleniyordum. Yalnız | beni görmek istiyormuş!. Geleceği - bir tek şeyden kuşkulanmıyordum. | mi vaadettim.. Orada ne yapacağım? Telefondaki hıçkırık... Bu hıçkırık, | Gitmem, görmem lâzım. çok samimi idi, bunda yanılmıyor- Gum. Peki ne vardı? Ummadığım | Kaj bir facia karşısında mıydım? Nasıl Otomobil ağır ağır ileriliyorda; kiye göföre gereki: — Sola sap,. İkinci sokağın başın- sunlığıma bakma,, Bugün, sabahtan» | bir facia olabilirdi? Şairim hastalan- | da dur. -——-—— —-Ne Dersiniz? — TARİFELER. ,| kikata göre, bu haber, binadaki: bazı AN Bunu bir yana bırakalım da şu i tarifeler arasındaki bağlılık işine | dönelim. Şehrin seyrüseerini i » | dare eden ofis bu işe el atarak | mutlaka şirket, Akay ve Şark şi- mendiferlerini biribirlerine bağı | kıyacak tarifeler yapmalıdır. Bu | olmazsa şehir dağınık bir halde kalır. Halk iskelelerde perişan o- lar. Vakit kaybeder. İşler aksar. Bu perişanlık ve dağınıklık o kadar genişdir ki; meselâ her bi- | ri bir iskeleye bağlı hatlar üze - | rinde çalişan Uahüdar - Kadıköy | tramvaylarile vapurlar arasında hiç bir münasebet yoktur, Vapur halkar ve bir dakika sonra tram- vay iskeleye gelir. Gerek Akay ve şirket, gerekse tramvay sosyetesi düşünmezler ki, iskeleye gelen a- rabadaki yolcuların yüzde dok « | sant vapura binmeye gelir, Onla- | rt beklemek yahut vapura bağlı |! muayyen tramvay arabaları yap - mak düşünülmez, Bu böyle gidemez. Bu şehire celbetmek gibi lüks ve ağır işler yapmadan evvel, bizce şu bir haç nakil şirketinin tarifeleri arasnı | bulup biribirine bağlamak ilk işi- | miz olmalıdır. Böylece halk nor - mal olmıyan sebeplerle bir kaç sosyeteye bölünmüş nakil vasıta. | larının ayrılığından zarar görme- den ve vakit kaybetmeden şehir işinde gidip gelebilirler. Biz böy. | le düşünüyoruz, il Siz ne dersiniz? | Gümrük binası Denize mi kayıyor? Dünkü akşam gazetelerinden biri, İstanbul gümrük binasını denize doğ» Tu kaymak tehlikesine maruz bulun- duğunu yazıyordu. Yaptığımız tah- çatlakların fen heyetince muayene e- Ölmezi , iste ğin desi » guliasştın.. Mag. müdürlük, senelerdenberi mevcut o- Tan bazı çatlaklıkların tehlikeli olup | olmadığını tetkike lüzum göstermiş- tir. Bu muayene, yakında yapılacak» tr. Gümrük baş direktör vekili Mem- duh, meselenin bundan ibaret oldu- ğunu teyit etmiştir. —>—— Ayasofya Müzesindeki mozayıklar Amerikanın Bizans Enstitüsü na- mına Ayasofya müzesindeki moza - yıkları meydana çıkarmakta olan İTENLER profesör Wittemore çalışmalarına de- vam etmektedir. Bizans enstitüsü asbaşkanı Emerson ve şef sekreter İ Gana şehrimize gelmişler ve Ayasof- yada meydana çıkarılan mozayıkları gözden geçirmişler ve bir kaç gün Wittemore ile birlikte çalışmışlar - dır. Emerson ve Göno bügün Parise gideceklerdir. —— Sonposta altı yaşında Son Posta gazetesi dünkü sayısile altı yaşına basmıştır, Refikimizi teb- rik ederiz. Bana dönmüştü: — Ben, çok kalacağımı zannetmi- yorum. Sen, otomobilde, beni bekler» sin, sıl bir vaziyetle karşılaşacağı mı bilmiyorum, Seni, niçin yanıma aldığımı anlıyorsun, değil mi? Sinir. lerim, pek bozuk... Bugün bana, ar « kadaşlık edeceksin. Otomobil, sağa sapmış ve ikinci 80 kağın başında durmuştu. Kadriye, eli titreyerek açtı ve dışarı fırladı; koşar gibi yürüyordu. Onun ai baktım, kuvveti. ae hayran kaldım. Bir zamanlar sev- diği, yahut gönül eğlendirdiği, son- Ta bıkmca yakadan silkip atrverdiği zavallı genci görmeğe gidiyordu. Bu zavallr belki ağır hasta idi, belki de ölüm döşeğinde idi. Kad siye, bu genç hastanın ve onun anne- sinin, babasının yüzlerine nasıl baka aktı? Daha doğrusu, hastanın şikâ - yet eden Ve anne ile babanm kin, nef ret saçan bakışlarına nasri tahammil) edebilecekti? Bu kadının yaptığı bir kahtaman- liktr. Bir vakitler gönlünü verdiği gencin, arzusunu yerine getirmek için, hakareti hazmetmeği göze alı - yordu. Bu, her kadının göze alabile- ceği bir kahramanlık değildi. Onun gidişinden fazla, nasıl döne- ceğini merak ediyordum. Gözlerim, otomobilin şoför saatine dikilmişti, KUÇUK HABERLER # Evkaf işlerini gözden geçirmek üzere İzmire giden Evkaf genel di- rektörü Fahrettin dün şehrimize dön müşür. # Belediyenin ahırlar talimatname- si mucibince şehir hududu dahilinde bulunan oinekçilerin abırlarındaki hayvan mevcüdünü göstetrir bir def- ter tutmaları ve ölen, satılan hay - yanları bu deftere yazarak mıntaka- Jarındaki belediyelere müracaat et- |! meleri Jâzmdır. Fakat şimdiye kadar | hiç bir inekçinin bu hususa riayet et- mediği anlaşılmıştır. Bunun üzerine | belediye genel bir teftiş yaparak bu gibileri cezalandırmağa karar ver - miş ve keyfiyeti kaymakamlara yay- muştır, ; # Şehir Tiyatrosu rejisörü Ertuğ- rul Muhsine, Fransız kültür bakanlı ğı tarafından Officier d'Academie nişan: verilmiştir. # Türk kuşu için geniş bir ve meydanı aramakta olan Sovyet plâ - nörleri, dün sabah Bursadan İstan - bula dönmüşlerdir. # Etibba odası idare heyeti dün toplanmış, Beyoğlu tarafında oturan 200 doktoru kazanç vergisi sınıfları. na ayırmıştır, * Hava kurumu e üye yazmak üzere Tecim odasında kurulan heyet dünden itibaren çalışmağa başlamış- tır. * Din sayımızda er cemiyeti başkanı “Ferhan,ım adı bir tertip hatası olarak "Vahan,, şeklin- de çıkmıştır. Arzı itizar ederiz. Şehrin çöplerinden istifade edilebile- cek mi? Bundan bir müddet evvel beledi- yenin çöpleri denize atmıyarak güb- re yapmak, cam imalinde kullanmak suretile istifade edeceğini yazmış - tık, Belediyenin bu husustaki tetkik- leri ilerlemektedir. Makine, sanayi şubesi ve temizlik işleri direktörü Nusret Belediye daimi encümenine müracaat ederek bu husustaki fikir- lerini bildirmiştir. Bunun üzerine çöplerden nasıl istifade edileceği hakkında bir tecrübe yapılması ka - rarlaşmış, fakat bu sırada Almanyada Frankfurtta beynelmilel bir çöp kon gresi toplanacağı haber alınarak bu beki deki “ema ieyülmsiğ eli, ÇÜMRU günde 500 metre mikâbı çöp atılmak» tadır, Bunların kamyonla nakli lâ - zımgelse 250 büyük kamyon bu işi ancak görebilecektir. Bu çöpleri de- | nize dökme masrafı senede 25 bin li- zadır, Bu çöplerle gübre yapmak i- çin hususi tesisat ve sonra da müşte- zi bulmak lâzımdır. Tesisata yapıla- cak masrafı gübre satışının karşı” layacağı da malüm değildir. İşte be. lediye bütün bu noktalara önem ve- zerek çöpten istifade tecrübesini ge- Tiye bırakmıştır. 18 ağustosta Frank. furtta toplanacak olan beynelmilel çöp kongresine makine sanayi direk- törü Nusretin de iştiraki kararlaş - mıştır. Nusret kongrede bulunmak» la beraber yabancı devletlerin çöp - ten nasıl istifade ettiklerini incele- yecek ve bu alâkadarlarla görüşerek malümat istiyecektir. Di. rektör kongreden döndükten sonra tetkiklerini muhtevi bir rapor ha - zırlayacaktır, Bu rapor gözden geçi- rildikten sonra tatbikata geçilecek - tir, Diğer taraftan bazı memleketlerde göplerin fırınlarda yakılarak elektrik kuvveti İstihsal edildiği öğrenilmiş, fakat bunun bizde kabil olamıyaca- ğı anlaşılmıştır. Çünkü elektrik im- tiyazlı bir şirkete verilmiştir. Bu Beş dakika... On dakika.. Bir çey- rek geçti... Yarım saat oldu... Bir saat oldu.. Bir buçuk saat oluyor... Otomobilin kapısı şiddetle açıldı, Kadriye, soluk soluğa girdi, kanape- ndini attı: barıp inerek 3 — Zavallı yavrum, benim... Zaval- enin Z o ne solmuş! Ne ren benim... Ben, çok alçak bir kadı. nım... Ah annesi de babası da, bana, ne fena Hakları yok mu? Ellerile yüzünü kapamıştı: — Onların yüzlerine bakamıyor - dum, Zavallı çocuğum, yatakta eri - miş, solmuş. Güç tanıdım, o kadar değişmiş! Doğruldu, gözlerini kuruladr: — Onu kurtarmalıyım.. Kurtar - mak vazifem... Hıçkırıyorum, mendilini ısırıyor, anlaşılmaz kelimeler mırıldanıyor, dizlerini yumrukluyordu. Otomobil, apartımanın önünde dur —— 27-7-935 Up BENİ DOSTLARI! KURTARIN! Her medeniyet 0: kendi doğuşunda, kere leri sürdüğü, öne attığ! sipleri inkâr eder. * İşte bunun için; eko politikada, sosyal hayâ” tün bölümlerinde het parlemento demokrasi guşunun ve yerleşmet prensipleri olarak bugünkü Avrupa ede nin bu prensipleri dolu” inkâra başlamış olmasi” mamak lâzım gelir. Ve yine eğer bu bs” bakacak olursak, faşif yeniden can bulma har gil, önüne geçilemiyen çüntünün, bir medeniyet şınm ifadesidir... Her medeniyet göç nun bütün kıymetleri döner. Göçen bir met çerçevesi içinde (o yaşiY”u her sosyal bölümde biri” karşı oitimatsızlıkları gelir, Bu yalnız teklerin daki münasebette değil, ların münasebetlerinde © dini gösterir, Örmek mi istiyorsumuZ Habeş - İtalyan - Japon sebeti, İtalya Habeşistana mak isterken Japonya © şistana dostluk gösteri? ponya Habeşistanın dos esinin istilâcısı Japd dostluğuna bir tek akli” da Habeşlinin oinanacaP! nır mısınız? Yurdunu Bi peryalisme karşı korum”. yen her Habeşlinin bu »£ peryalism (dostluğu dünyaya söyliyecek ti çıkarım, siz beni dost! koruyun 1, Orhan 9” ATATÜDWÜN Teşekkürleri İstanbul, 26, A.A, — CU kanlığı Genel Sekreterliği” rilmiştir. 2 ğ Lozan gününün 12 çi yö den ötürü yurdun her tal len kutlama yazılarına te ni iletmeye, Atatürk “a sını memur etmiştir. —— Dünde 600 göçmen Romanyadan göçmenleri & devam etmektedir. Dün de parile Köstenceden 600 & miş ve Kavakta sağlık t€ pıldıktan sonra vapur miştir, sosyete de elektriği mü | kadar ucuza mal ettiğind”, yanaşmıyacağı anlaşılme! ğer kongreden sonra göP fade edilemiyeceği anlı diye çöpleri imha etmi bip şirkete- verecek ve bum para istimeyiceği gibi gebiii liği için bir yılda sarfet bin liranın dörtte üçünü “94 te terkedecektir. v muştu. Kadriye? ji — Ben, ineceğim. dedi, seni, tekrar otele götürsü” Otelde yalnız oturmak: * yili birşey olmayacaktı * — Ben de evime gider! Ellerimden tuttu, yal — Bana darılmıyorsu”. # yorsun ya? Sen, halden #” ler çektiğimi, ne buhrar Bg görüyorsun. Ben, seni &Pİ vet arar bulurum, Bir yere & san, kapıcıya haber bi! — Peki, yavrum! e elile başımı tutuf öptü: İ — Buna gücenme.. Seri ne mühtaç olacağım; ” emi? Bir ilci gün sonra, #0” hakkak ararım! Onun arkasından ben de den indim. Kadriye, #7 rerken selâm verir gibi Kulaklarımda onun uğultusu, gözlerimde, SE ei ağir, Beyoğlun değe » Bet luna doj Acaha bu hıçkıtıkla, DE benden ayrılmak için © komedi trajik,, miydi? © Bahar gelmişti... (4 çiasi'

Bu sayıdan diğer sayfalar: