30 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

30 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T Xx) Babil Muhasarası Gri Şehirde Erzak Kıtlaşmıştı. Onun için Evvelâ TN lir AN N üfusu Azaltmak Lâzımdı T A | *ç Dİ j İSonra 2 Fazla Genç zlar idi Hayatın kıymetini ölçmek | tam murabba bir. şekilde idi. icin mantrki bir ölçü bulmak lâ- | Altından yapılmış muhteşem nmgelse muhakkak ki, insan tırın selâmeti hakkımdaki emni itimat duygusunu ile- ri sürerdi. Bununla beraber yi- ne insanlar arasında bunun ka: dar elâstiki bir his yoktur de- sek yerid Bi kahramanlar, erenler, meczuplar vard bunlar hay mukabilinde ol mişler, vücutlerini her türlü iş- kenceye maruz bırakmadan korkınamışlardır. Fakat bunlar ekalliyette kalan. insanlardır. Bu itibarla biz daha ziyade in- sanlı: bir kül olarak zulüm ve,itisafa, işkenceye ve e ölüme karşı takındıkları bi gan elik üze- dikk izi teksif ha; eti, rihe nazarı atir edelim. Bugünkü elde mevcut tahrip vasıtalarının ortadan kaldırı! - mış olduğunu farzedecek olur- sak, beşer tarihin resihde bugünkü kadar emniyet icinde yaşamış değildir. Bu iti- barla hayatım kıymeti her Za- mandan daha yüksektir demek yanlış olmaz. Fen, şimdi ol duğu gibi, hiçbir zaman beşerin hayatını idame için bu kadar ilerlemiş değildi. Gerek maddi, gerekse manevi en wfak bir cü- rüm bile kanun nazarında şa) görülmektedir. medeniyetin yüksek mertebesine vâstl ol - mak bakımından iyi bir işaret olarak kabül etmemek haksızlık olur. Binlerce insanın hayatın her faaliyet sahasında beşerin ha- yatını muhafaza ve siyanet için raşmakta olmasına mukabil, fen âleminde ilerlemiş binlerce- si de sırf hayatı tahrip gayesini teminle uğraşmaktadır. Difteri hastalığına karşı kullanılan s€- rom ile öldürücü nefes tıkanma vak'alarına karşi gelinmesine mukabil; ayni madde ile insanı cok çabuk öldüren boğucu gaz imal olunuyor. Tabiat kuvvet lerinden hem lehte, hem aleyhi. te vâsi mikyasta istifade kabil oluyor. Şöyle bir bakacak olur. sak insanlar her göyeye doğru yürümekten. çok nzak ta blunuyorler. Bu itibar- la da eskileri bu. hususta belki şimdiki beşer cemiyetinden da- ha akıllı görmemek kabil olmu yor. nı tecziye Bu mi 2500 sene evvel Bugünkü hikâye bizi iki bin beş. yüz #ene evvel geçen bir vak'aya götürmektedir. İki bin beş dra'dan her hususta daha büyük bir sehir: Mezapotanıya'nın çorak ovalarınm müntehasında merkezi Babil olan bir impara- | | Bu 350 Şehir torluğu idare etmekte idi. gehrin işgal ettiği arazi murabba kilometre idi. hiçbir dev- | en| hususta ayni | üz sene evvel, bugün Loi- | anıtları, parlak emaye tuğlalar- dan inşa olunmuş binalarile göz kamaştırıcı bir manzara arze - den Babil, teneffüs ettiğimiz ha- va henüz fabrika bacalarından çıkan dumanlarla kirletilmeden, henüz insanlar makinalara esir olmadan, asırlarca evvel mil - yonlarca insanların bir arada yaşadıkları büyük bir şehirdi. Babil İmparatorluğu asırlar. ca hiç kimse tarafından taarru- ramaksızın : yaşamış bir imparatorluktu. Cyrus'ün ku- mandası altında Acem ordusı nun hücumuna maruz kalıncıy: kadar böyle yat n- dün sor: AGAM Baka Cyrus, Acem -İmpara torluğuna, Assyria, Media ve hattâ Lydia'yı da ilâve etmiş, daha sonraları Mısır ve Lybia- yı istilâ eylemişti Cyrus'un Babil'i fetbinin üs- tünden 22 sene geçmişti. ramıştı Şehri ikiye taksim eden Fırat nehrinin sularını ikiye ayırmak suretile senelerdenberi vam eden muhasarâyı hitama erdi ren Cyrus şehre bir damla bile kan dökmeden girmeğe muvaf- fak olmuştu. Sefahatten, içki ve kadın âlemlerinden baş kaldıra- mıyan şehir halkı hariçte olan enden sanki külliyen bihaher- miş gibi zevk ve eğlencelerine devam etmekte oldukları bir za manda, düşman ordularının şeh- etmekte indeki olan 20 surlar. ri muhafaza metre yüksekli dan aşmaksızın şehre nasıl da- | hil olduklarını düşünürken, Ba bil, Acem İmparatoru Cyrus'ün eline geçmiş bulunuyordu e sarhoş T müha K kim ledli bilmeden düş « man askerlerine kâse rap dağıttıklarını; en hasna ve levent kadmlarm muzaft- fer Acem da bihuş bir halde gözlerini sa kâse şâ- zabitlerinin kollârın: | İbahın güneşine açtıklarını tarih İ bize maalesef çok kısa tafsilât- la anlatmaktadır. Acem kılıcı nım altında uyarari şehir, kendi- ni bir gece evvelki sarhoşluğun tesirinden kurtardığı anda, ga- vet tabii olarak uyanan ilk his- si intikam olmuştur. İntikam hissi İ Seneden seneye daha keskin, İ daha şedit bir hal alan bu inti- kam hissi gitgide Acemlere kar- şı açıktan açığa savaş hazırlık- larile neticeleniyordu. Evet; imparator ordusunun başında bulunuyordu. : Fakat, « Babil en ufak bir kımıldama,alâimi gös- törsederhat yn eYuhasara al- 'de yerle beraber edilecekti. Bu- At rağmen şehirdeki her am » bâr,bir cephanelik halini almış- ar. Milyonlarda ok imal edilmiş, | saklanmıştı. Zahire meselesine mezalim, Ac surları haricinde ç dukları vakte tesadüf etmek? dir. Bugünlerde erzak çok 3 mıştı. Kulaktan kula Sir nan ritayetlere göre, bu şaft” lar altında ancak bilfiil harf denlerin hayatı bir kıymet Mü adiyerde Nikiayor (eği in çıkması da uzun sürü e ekmek yav Jın kalacair, roüt iple boğulacaktı, hçilerin sükütla geçtiki€” ri bir yer de çocukların akibet” dir. Fakat hakikat olan bir $ arsa her ev, tarif edilmez” a sahne olmuştu. Her X beşer için ebedi bir £ me sahne olujü” maddelerain & kerlere yetiştirilmesi için # milletin istikbali bile ikinci Öğ recede bir mülâhaza imiş gi” ni düşünce bir Wer sınıftan GÖZ I kızlar, henüz kad emine yeni doğan olgun ti ler, sanki cansız birer mevci İ yet imiş gibi sevdiklerinin caklarından zorla koparılaf | ademe yollanıyordu. Bu smezaliine" sahne olm, erler ayrılmış d gelince, meselenin en güç tara- fi bu idi. Çünkü un ç saklamak, anları şehrin du- varlarından uzakta otlattırma - maâk hakikaten bir mesele teş- kil &diyordu. Yahudiler Senelerce evvel Cyrus tara - fından 200 bin Ya nin şe - birden dışarı atılması, şehrin kesif nüfusu üzerinde çok ehem- miyetsiz bir tesir yapmıştı yan hareketinin başına geçen » ler Cyrus'ün ordusile Samos'a geçmesinden daha büy İs bulun rlardı Erzak noksanını düşüne İ oturlarsa belki isyan harek için henüz daha mevsim mişti, Fakat ayni zamand bır ve tahammülün de sorf mer» | halesine varmış bulunuyorlardı Umumi binalari ve g İ ları ellerinde tutan düşman as- kerleri nisbeten âzlıktı, Bunla ra karşı yapılan hücum çok ko- | laylıkla arıldı. Şehrin yüz muhtelif kapısı kapatıldı. Sur ların üstünde binlerce muharip şehri müstevlilere karşı sonuna kadar muhafaza için and içerek yer aldılar. İsyan hareketi imparatorun kulağıma çok çabuk vâsıl oldu Babil'in ahdine sadık kalmadı- | ğını işiten İmparator Darius derhal plânı değiştirdi. Mu- azzam ordusuna derlial Babil üzerine yürüme &rmrini verdi. ecek her zaman için böyle hain iş! le kullanılacak adam bulut sı ne tuhaf bir tesadüf eser” Tübiatin kendilerine mes'ut “ müreffeh bir hayat meri İnd atmacsk e bu sefer belki | binlerce güzele mezar kaz8' ir kollarda kuvvöt bulunması # in hain bir cilvesi değil m Bu manzaranm fecaatiniğ il etmek bile insana W undan nefret ettirmek Sy kâfidir. Bunun daha İf tasvire tahammülü O yok”, İ zannederiz. (o Binlerce (kğ nm bir sürü halinde <4 lıya ağlıya cellâtlara ta. olunan mahalli mahsusa S€ İeri tüyler ürpertici bir yaar ra olsa gerektir. Saklananlâf bulunarak daha vahşi bir lümle ifna edildikleri, yasıyii ların bu mezalime şahit ols! leri azap her türlü ta! teşkil Bu faciada kaç bin razi kısmının ne vakit Hâdis olduğu öldüğünü tali hakkında çok az malümat ver- jet memek mümkün değildir. £.. mektedir. Bununla beraber, öy- | kat hakiki rakamları zikre hi ik Tün evneli kabikdir ki, ta- | hain kalem cesaret edebilirdi) rihte bir misli daha işitilmemiş ye Şehrin içinde çok geçmeden açlık baş göstermiş bulunuyor- İd. Erzak ve zahire günden gü- ne azâkmakta ve başka suretle tedariki i#hkânsız bif”Hale gel - mekte olduğundan muhasara) karşı koymak için yeğ doyurulacak insan adedi: siltmekti. Evvelâ ihtiyarlardan kurtul « İmak çaresine baş vuruldu. Bin. lerce ihtiyar kadın, sürü halin- de toplanarak şehrin kapıların- dan dışarı atıldı. Bu biçareler, İ aç ve sefil nereye gideceklerdi? Burası hiç düşünülmedi. Manteereraviye yenin asil “özünü eden cançekişerek ö Bütün genç ve güzel kadınlar henüz hayata yeni gir- miş bakireler, dolgun ve olgun dullar, hayatın lezzetine doymadan, sevgililerine veda etmeğe vakit bulmadan koyun sürüleri gibi mezbahalara sevkediliyorlardı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: