25 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

25 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mam 25-9.935 anka YALAR YENİ AMÇLARA HAZIRLIK Sovyet Sporcuları için Bir Proğram Hazırlandı (Özel (aytarımız (bildiriyor) Ankara, 24 İdman cemiyetleri ittifakı gelecek ayın on ikisinde İstanbula gelecek olan Sovyet sporcuları için bir program hazırlamıştır. Programa göre, misafir sporcular, Ankara, İstanbul ve in de futbol, eskrim ve güreş maçları yapacaklardır. Cumuriyet bayramında da Ankarada yapılacak merasimde hazır buluna - caklardır. istanbul Kültür Kadroları Ankara, 23 (Özel aytarımız bildiriyor) — Kültür direktör vekili Mehmet Emin bu sabah Hava tehlikesini Bilen üyeler Ankara, 24 A.A. — Hava teh- likesini bilen üyeler: geldi. Öğleye kadar bakanlıkta kaldı. İstanbul kültür kadroları üzerinde çalışıldı. İstanbul kad roları yarın akşama kadar ta - mamlanmış olacaktır, Yeniden ikiyüz ev yaptırılıyor . “Ankara, 24 (Özel aytarımız Bildiriyor) — Ortakları için evler yaptırmak gayesile kuru- lan yapı kooperatifi, çiftlik yo- Ju üzerindeki fidanlığın karşısın daki sahada 350 dönüm yer sa - ın almıştır. U Kooperatif birer evlik parça- ara ayırmakta ve plânlarmı da hazırlamaktadır. Kooperatif ö - Bahri Avşar 20 Kambur oğlu 20, Kambur oğlu Yorgaki 30 bir defalık, Ahmet Halit 30, Ah met Halit 20, Halil Hilmi 50 bir defalık, İbrahim Raci Oral 20, Ahmet Osman oğlu 20, Şevket 20, Daşlı Ahmet 20, Abdülâziz Hızır 20, Hacı Ali 30, Ali oğlu Hüseyin 20, Ahmet oğlu Meh - met 20, Hüseyin oğlu Murat 20, Yunus 20, Selim Akış 40, İslâm dayı 20, Etyemez oğlu İbrahim 25, Nesim Yuhay 20, Mordehay Yafe 20 yardımı 10, Arap oğlu Refacl 20, Salamya Raso 20 yardımı 100, Mehmet Süreyya 20, İhsan pere 20, Manahim Ka nümüzdeki baharda iki yüz ev - lik bir mahalle kurmak niyetin- dedir, mi İtalya ile ticaretimiz "Ankara, 24 (Özel aytarımız bildiriyor) — İtalya ile ticaret anlaşması müddeti birinciteş - rinin 20 sinde biteceğinden mü zakerelere başlandı. Tehlike Geçtimi ? (Başı 1 incidel ruretini emretmektedir. Hemen bir tehlike var mıdır? Vardır ve yoktur. Yarın harp olabilir ve daha, kimbilir, belki de elli se- ne harp olmaz. O halde vaziyet şudur ki, en açık tarafımızı mümkün olduğu kadar çabuk ka pamak, tavansız evimizin üstün- den akabilecek kızıl lâvları ve boğucu gazları önliyecek beş - yüz tayyareyi bir an evvel te - min ederek korunmak çaresine başvurmak lâzımdır. “Beşyüz tayyare alabilecek halimiz var mı?,, Sorusu tamamen beyhude dir, Bu suali öne sürecek inan- maâz ruhlara verilecek cevap sa- dedir: vardır ve yoktur. İster - sek beşyüz tayyareyi alabiliriz, âstemezsek, tehlikenin farkına varmaz ve söylenenleri ve yazı Janları vatan edebiyatı farzeder, geçeriz. Muhakkak olan şey şu- dur ki, nutuktan sonra alman netice, önemli olmakla beraber, bilhassa zenginlerimiz bakımın- dan ve birkaç zenginimizin bü- yük yekünlar vermiş olmasına rağmen tam bir ulusal uyanık- lık gösterisi sayılamaz. Bir se- nede lâzım olan otuz milyon - dan altı ayda kaç milyon top - landı? Meselenin can noktası buradadır. Halkta tehlike duygusunu uyanık tutmak lâzımdır. Çünkü tehlike, sayın Başba - kanın kudret dolu Hisanlarile açık anlattıkları gibi, © kadar büyüktür ki, derhal parlayıp sö nen saian alevini andırır uya - nıklıklarla yatıştırılamaz.. Ali Naci KARACAN Eskrim birincilik müsa- bakaları programı 28 Eylül 935 saat 16 da Taksim Dağcılık klübünde yapılacaktır. 1 — Mil İliç oyunumuz olan sutu 20, Birinci genel mületlişlik Ankara, 24 (Özel aytarımız bildiriyor) — Birinci Genel Mü fettiş Abidin Özmen geldi. İç Bakanlıkla müfettişlik işleri et- rafında temaslarına başladı. Yunan Fi oOcuU Ve Uçakları TA Samiye Bürhan Cahit Anlatıyor Tertip heyetinin mes'uliyeti var, yol bozuktu Samiye Burhan Cahit kurban giti yarıştı Turing klüp tarafımdan pazar günü düzenlenen otomobil yarışlarında ida» Te ettiği otomobilin bir ağaca çarpa- Tak parçalanması üzerine ağır yaralı bulunan Samiye Bürhan Cahidin sıh- bi durumu hergün biraz daba iyileş- mektedir. Operatör Mim Kemal ve Suatle Şişli çocuk hastanesi hariciye hastalıkları uzmanları ve asistanları hasta ile gereği kadar meşgul olmak tadırlar. Samiye Bürban Cahidi dün de bir- çok dostları, akrabaları ziyaret etmiş ve kendisine geçmiş olsun demişler- Samiye Bürhan Cahid anlatıyor BiR DUŞUNCE Ein Yazan : Nizamettin NAZIF Hayran Olmamak Sırrı — ENE Naci'ye — Kudüsün ağlama taşları önündi Yâküb'un bugünkü torunları göni lerinde canlandırdıkları ulusal hatıra» lara nasıl gözyaşları ile çelenkicumiş bir hayranlık sunuyorlarsa ; 'Dalaylamada, cânlı Budada bir Ti- betli nasıl hayran hayran bakacak bir taraf sezebiliyorsa; Kammâme kilisesinde duz İskemlesi- ne diz çökmüş bir Ogüsten veya bir Fransisken, gözlerine nasıl yarı mü- rai bir softa süzülüşü vermeğe ça - balıyorsa, . Sent Andreyi hatırladıkça keramet- lâ bir Bener patriği günlüklü bir hul- yaya ve hülyalara dalmakla içinde nasıl bir ortodoks âyini yapmış gibi oluyorsa; Baybil Havz'ın ihtiyar bir misyone- si bir Kitabı Mukaddes cildi önünde nasil ağız suyu akıtarak hâtifin sesi- ni işitmiş gibi bir tavır takınıyorsa. Parlak üniforma, bol nişan ve bir i- kinci Vilhelm portresi bir eeneral Göring'i nasıl bir o kusursuz hazir ol vaziyetine sokabiliyorsa; (1) Veya, sapsarı saçları pembe beyaz omuzlarıma dalga dalga düşmüş ince belli, gergin göğüslü, dalgın bakışlı bir Dezdamona'ya en erkek geceleri- ni dört keçeden ölüm haberleri alan bir harp çadırında yalınkılıç geçirmiş bir Otello, sahne san'atına kendini beğendirmek için, nasıl bakmağa mecbur tutuluyorsa. Bu dört ressam da tıpkı öyle engin bir hayranlık içindeydiler. Dört ay- met imamı gibi, bir albomu mihrap- edinmişler, el pençe divan durüyor- lardı. Ne Payen bir tapınma, ne dört ulu kitabı uhrâsı önünde bir topar» lanış, ne bir politika inanışı, bir ide- âl antuziyazmı, ne bir propagandacı- nın bir kitleye istikamet vermek için takındığı inanmış, adam holığı, bir insana bu dört insanın gözlerine nada dört pozu akseden bir Sultanah- | bir esrarkeş donukluğu,başlarına bir tutsak iğilişi, onurlarma (bir derviş dilerinden evvel yaratık heserlerin karşısında 8 olanlardır. İslâm dininin inananları, “Kur'anda belâgat apojesine ulaşmış” tır,, dedikleri için değil midir ki is lâm dini ile Arap tek başına bir me- az pahalıya mı mal olmuştur? Hut beyi camilerin minberlerinde ve kâ- ğıda bakarak okunur bir süpara say- fası sandığımız ve gırtlaklarımızı, dudaklarımızı, dillerimizi tecvit bo- yunduruğu ile ırki | elân'larından mahrum ettiğimiz için hatipsiz kal mış değil miyiz? Yüksek hayranlığın tek ifadesi vardır: “Teveccüh ettiği san'at bölümünün ulaşı- yahut şunun ve bunun eserleri ile resim san'atı bhatmedilmiş bulunu- yor, neden devlet bir Güzel Şan'at- İar Akademisi masrafına ve neden siz atölye kiralarına, boya paralarına katlanmakta devam edersiniz. Kırınız paletlerinizi | Türkiyeye fırça itheli güldür işlesinler.. gel... Ok, gel bep işte budur. Türk gazetecisinde de vardır. Bu yaz tatilin: dan, Macar çift kasabacıklariyle lamazlı ğı,, Madem ki, Sezan'ın menedilsin. Bastıralım Sezanın al- bomlarını... Ofset makineleri güldür keyfim . Yalnız güzel san'atları değil, bü. tün çalışma bölümlerini bizde istedi- ğimiz saldırış derecelerine ve yaratı: silk kiymetlerine ulaştıramıyan se- İ Türk ressamın san'at hızını si- | tıra indiren bu kötü köstek Türk mimarında da, Türk iktısatçısında da, Türk üniversite protesöründe de, Paristen, Londra- inden ve Alman ini Belçikadan ana vatana dönmüş biroçk talebeleri- | mizle konuştum. Hepsi bulundukla- rı yerlerde Sezan albomuna hayran birer ressam kafasile dolaşmışlar ve ayni bulanık camlı gözlük ardından Dün kendisini hastanede gören bir yazıcımıza Samiye Bürhan Cahit mu- dize kabilinden kurtulduğu faciayı an İatmış ve hâdise etrafında gördükleri- ni, bildiklerini söylemiştir. Rökort » men demiştir. kiz “.- Şimdi ıztırap içindeyim. Size vakayı olduğu gibi tamamile anlata mıyacağım. Hastalıktan kalktıktan sonra bu işin iç yüzünü yazmayı dü- şünmüyor, değilim. Yarıştan evvel ben, bir defa alanı görmek istedim. Bu maksatla otomo- bilimle bütün yarış sahasını gezdim. ile AE Ge ŞERİ kat bunlar o kadar endişe edilecek teh likeler göstermiyordu. Alman çiftliğinin katşısmda yolda batırı sayılır ve geçilmesi gayet güç Dün Gittiler Birkaç gündenberi şehrimiz - de bulunan Yunan deniz ve a1- va filoları dün şehrimizden ay - rılmışlardır. Dost Yunan filolarını İstan - bul süel hava erkânile Türk ha va kurumu direktörü ve erkânı uğurlamışlardır. Yunan deniz filosunu Hamidi ye kruvazörü Marmaraya kadar geçirmiş” hava filosunu da uçak filolarımız uğurlamiştır. Yunan Amiralının ayrılış diyevi © İstanbul, 24 A.A, — Amiral Sa - kellariu Türk basınına şu diyevi ver- mistirs ; “len filosu ile deniz uçakları fi- losunun hareketi esnasında, İstanbul sivil, süel ve hava makamlarile misa- firperver ahalisine, kendi adıma ve emrim altında bulunan bütün sübay- Jar ve tayfa adına mazhar oldukları güzel muameleden dolayı hararetli te- #ekürleri bildirmek isterim. Bu gü - zel muameleler, iki ulusu birleştiren sempati ve samimiyeti ispat etmektedir. Bilhassa Istanbul , valisi Muhittin Ustündağ ile sücl kuman - dan general Halise, Fregat kaptanı Mecidiye komutanı İhsâna ve hava miralayı Şefiğe İstanbulda hoş ikame #imizi temin için yaptıklarından do. layi minmettarlığımı bildirmeyi vazife addederim. Dost ulus mümessilleri - nin, deniz ve hava sübay ve tayfala- rı arasında geçen arkadaşlık ve sa - mimllik gösterilerile birleşen bu te - zehüratı iki ulus arasındaki dostluk bağlarını kuvvetlendirmektedir. Bu dostluk yurtlarımızın ulusal menfa - atlerine ayni suretle hizmet etmekte. dir. Ayni zamanda maiyetimin de hiş- #iyatını bildirmeyi lüzumlu &ddede - rim, Bu dostluk gösterilerinin, Türk ulusuna karşı esasen kuvvetle müte - mayil bulunan Yunan efkârı urmumi- yesini daha ziyade kuvvetlendirmeye hadim olacağına kanilm.,, — —— — Kaymakam Botasis ve Romen at- letizm reisi ML, Boerescu tarafından ifa edilecektir. 4 — Mübarizlerin beynelmilel €$ - görünen bir kum tepesi verdı. Sizi temin ederim ki, bu tepe bana yarış- tan evvel bir tehlike işareti gibi gö- rünmüştü, Bunun için yarıştan evvel gezerek gördüğüm yarış yolu sakat- İiklerini tertip heyetinden Suat Rüş- tüye anlattım. Hiç unutmam, 0. bu hoksanlık karşısında gülerek: . “— Canım, dedi, ötomebil, sizin gi Man meşe olduktan sonra o te- als her halde güç bir şey de , Ben bunu işittiğim zaman mütees- g olmadım dersem yalan söylemiş 0- rum, Fakat her şeye rağmen, yarışa gn de asla aklımdan geçirme- Yol bozuk Yarışa başladığımız zaman 120 ki- Jometre İle gidiyorduk. Alman çiftli- ğine gelmeden evvel, daha önceden yaptığım yavaş gezintide bulduğum tehlikelerin yaklaştığını hissediyor » b gi eş pili sürat art dağ zukluğu o meydana Kaza niçin oldu? Virajlarda önümüze çikan taşlar da ayrıca bize çok sıkıntı verdi. Alman çiftliğinin karşısmdaki yola doğru yaklaşırken yanımda bulunan şoför Azizin 140 kilometre üzerinden gitti- gimizi söyleyişini duydum. Fakat te- peye de çok âz bir mesafe kalmıştı. Direksiyonu, bütün soğukkanlılığım- In kırmak istedim, lâkin tepeden haş- ka aşacak bir yol bulamadım ve o- rada birdenbire otomobilin patinaj yapmasile tepetaklak olduğunu gör - düm ki onden sonrasını hatırlaya » e veee yetişip beni kur- tarmasaydı, bugün size tek bir kelime dahi söyliyecek vaziyette olamıyacak tm. O, zamanında yetişti ve beni kan dökmekten kurtardı. Ona iyi oldu - Zum zaman gidip bizzat teşekkür e- deceğim. Kazanın yegâne mesulü, — ei Le eden Turing klüp ve göre klüp müddein- iğo veriknkştir. ip müddein- Tertipte sakatlık > yolda hemen hemen her yıl ya yarışlarda kaza oluyor. Tertip heyetinden Suat Rüştüye yol ların bozuk'olduğunu söylediğim za» man bana iltifatla karışık kullandığı sinizmi veren ve dillerine bir korku YELEK BEN SANA GÖSTERİRİM İnsanları ber: | — Ben sana gösteririm... Dedik- leri zaman şu gösterecekleri şeyle» ri göstermekte başıboş deniyet ifade eden Süku)'ukkâz'mi te beşik e Pİ e ear ELEM niinanışın felöketi bize). Ben sana gösteririm. diye söy İcnenlerin en çok çattıkları, zavallı tramvay biletçileridir. Hepimiz bu biçarelere haklı hak- sız yükleniriz. Hergün saatlerce bir tramvay arabasının içinde a- yakta dolaşmak, herkesin ağzının kokusunu çekmek, metelik kaçır - mamak için daima gözünü açmak, kontrolörü kızdırmamak, istasyon. ları unutmamak, para bozarken, bilet keserken yanlış hesap yapma» mak, kapıları kapalı tutmak... Bü- tün bu arada da: gösteririm... diye germek pek tatlı açığa, ya alttan alta: — Ben sana gösteririm. diyen ler vardır. Doğrusu ben böyleleri- ne çok içerlerim, Adam vardır ki, | - Çinliler gibi - böyle tehditlere gü lümserler ve elaltından mukabele ederler. Adam vardır ki, lerden yılar ve bu tehdidi lara boyun eğerler. Adam da var- dir ki, böyle lâfları işittikçe çetin leşir, budaklaşır ve granitleşir. Ben leşir. bu sonuncu kategori hayranı rm. Sayısı pek az dostlarımdan biri vardır. O, bu çeşit yani tehdide kar- şı kabaran insanlardandır. Anlatmıştı. Yıllar evvel bir ev satışı yüzünden birinin haksız bir târizine if. Önce gayet ya- uğramı: yaştan almış, karşısmdaki onu kor» kuttum sanmış. Ihülâf bir tellâllık parası verip vermemek üzerinde i- kemendi atan hayranlığı verebilirdi. Birini dürttüm: — Yahu! Bu ne dalgınlık? sek perdelerden birer “hey gafil!, rak; yiz? - nn albomu bu... Şu resimlere bak. rımlara, şu ellere bak. Jen bir hiddetle; Be çocuklar. zan bukadar yüksek bir ressam mı? dolaştıran bir gülümseme ilc; — Sanırım ki öyledir. Diyecek oldu. Uzun boyu, cihan pehlivanı andıran ve bir gün bir diğeri ilâve etti: — Bunlar renksiz basılmışlar, asıl- larını görsen çıldırırsın. İçüncüsünün ağında ise mevzu biraz daha züppeleşti: — Bunlar yapılamazlar! Yapıla düşün bir kerre.Monşer oranın gale- riletini, atölyelerini, Monmartrı dü- şün bir kerre... Bunları yapan fırça... Kulaklarımı tıkayarak kaçtım. Ve sonra dayanamadım; Şu sözleri söy- lemek için tekrar yanlarına gittim: — İşte, - dedim - resim sanatı de- Bilen nesnenin bizde kötürüm, $a- Rir, kör, çolak, bodur ve ökstrüklü, oluşunun sebebi. Behey delikanlılar! Eğer genç Zezan sizin gibi düşünmüş olsaydı, gün albomu karşısında sizi ciğer kokusu almış birer kedi gibi yutkunduran büyük Sezan yeti- şebilir miydi? Bütün yaratıcılar ken- — —— —— Iyi olduktan sonra yarışa gir- meyi düşünmüyor değilim. Maamafih, yarışlardan evvel yollar üzerinde tet- kikat yapmadıktan sonra girmeme bit mm yoktur. wâziyetim, hergün biraz daha iyileşmektedir. Kırık kolumdan başka imkanim da ağrı hissediyorum. 'emiyeceğim, beni affe - nie iyeceğim, Türing Klüp ne diyor ? Kaza etrafmda Turing klüp dünya- nin her tarafında yapılan arsıulusal otomobil sporu nizamnamesine uyan yarış tarzların: ileri sürmektedir. Bililtizam Üzerindeki mânialarile daha sert meyilli ve virajlı yollarda hattâ dağ yollarında yapılan yarışla- fı misal gösteren Turing klüp kendi- Dördü de göz bebeklerinde en yük- belirterek (Obana baktılar. Kolunu dürttüğüm, albomu burnuma uzata- — Nasıl dalmayız monşer? Nasil dalmayız, nasıl kendimizden geçme- diye söylendi - Sezanl Seza- Monşer şu. hatlara bak, bu gölgele- Te, şu, gözlerin , ifadelerine, , bu kıv- İçimde o anda bütün hayranlık da- marlarıma kilit vuran bir katır inadı belirdiğini bissettim ve güç zaptedi- dedim -şu Se Birisi, temiz dişlerini gösteren ve ârifâne bir istihzayı hem dudakları nın kıvrımlarında hem de kaşlarında kocaman kafası ve dehşetlü adalelerile bir Çoban Mehmedi bir matbaada par- mak çekişmesine davet ettiği zaman, masalarla berâber sürüklemiş olan maz şeylerdir bunlar. Monşer, Parisi garp medeniyetini görmüşlerdi. Çinli bir toy papas Üzerinde Vati- kan nasi işlerse bunların çoğu Üze- rinde de Avrupa öyle işlemişti, Birer papağan gibi; »*İ — Azizim Avrupaya biz nasıl ula- şabiliriz? , Deyip duruyorlardı. İçlerinde bir tek genç görmedim ki bana şöyle söylemiş olsun; — Ressamları da, heykeltraşları da, gazetecileri de, hamalları da kö- “İ tür. O kadar geniş maddi imkânlar karştimida» yapılacak “resim, yapıla” cak heykel, gözete, rihtım- larda ve garlarda gözüme ilişecek hamal böyle mi olmalıydı, bunlar mı olmalıydı? Resimden zevkalan böylebir kala balığa paletle fırça bu kadar sönük bir cevap mı vermeliydi? Kalabalık- tan böyle yüksek alâka gören mu- harrir, romanlarını bir buçuk milyon- luk baskılara ulaştıran artist, bir ©- seriyle şatolar #atın alan tiyatro müellifi, anketçi, reportajer bu kötü yaratma merhalelerinde mi kalmalıy- dılar? o Su sözler, bir başka cemiyetteki ilerleme Türk münevveri- nin, Türk gencinin duymağa mecbur bekledi. — Bu para verilmezse kan çi kar.. diyecek olmuş. O da şöyle ol- duğu yerden dikilip herife yan van ve bir gözünü kısarak bakıp sor- muş: — Sün kaç yaşndasmı?. — Kayma ol ında: EMİ varam değil ml, — Evett, N yi lee dahâ bir ap var) diye kadar k içi öldümü Za kan olar diye Mv buradan çıkar mısın Söyler. ve, . Lâkırdıyı bitirmeden beriki çok. tan kapıyı hizalamış... Halk tabakasının yaşama akıntı. sında rastlanıları bu çesit lâflardan tutun da herkesin elindeki silâhın nev'ine göre birtekm tehditlerle, insan karşısındakinden hınç almak kaleme ea İp Onun ta- ını tatmıyanlar için bu önül bulantısı gibidir. elm çi edemez. Kusunca da iğrenç bir şey e bizim gazeteler. tir, İmparatorluğun © müştemlekeleş- mesi tarihinde bü mevi hayranlıkla rn az hain rolleri mi olmuştur? Biz taklit etmek değil, ayni imkân vasıtalarını kullanarak yapmak, üs- tün yapmak, her şeyin en güzelini, en beğenilenini yaratmak vazifesini üzerine almış a e Romen tayyareleri geliyor Yedi askeri Romen tayyaresi bus gün şehrimize gelecektir. Halta tatilini tatbik etmiyen'erden ceza > Hafta tatili kanununa riayet etmi- Bizim bize benzerliğimizi söyleme- | yerek cumartesi günü semt 13 en mizin ve övünmemizin sirri dadır. | Sonra icrayı faaliyet edenler ve pazar Nizamettin NAZİF | günleri de dükkünlarını s9 şer lira ceza kesilmesi bütün şubelere yayılmıştır. Zabıtai belediye memur. ları derhal faaliyete geçerek kontrole başlayacak, kanuna aykırı hareket €» denler cezalandırılacaktır. (1) TBir şişman adama için müm- kün olabildiği kadar.) Sovyet Endüsiri komser muavininin teşekkürü Rocop Peker Ankaraya gitil Evvelki akşam Berlin yolile Na aray Moskovaya hareket eden dost|, Birkaç gündenberi e ba Sovyet heyetinin başkanı Sov - uman Ç, H. Partisi genci sekretei “| Recep Peker, dün akşam Ankaraya yet ağır sanayi komiser MUaVİ- | hareket etmiştir. Bu münasebetle C. ni Piyatkof hareketinden evvel | H. Partisi genel sekreterlik bürosu Ekonomi Bakanı Celâl Bayara | da şehrimizden Ankaraya dönmüştür. türkçe bir telyazısı çekerek, bu- rada kaldığı müddetçe kendisi |/“77 0 ne gösterilen teveccühlere ve Milletimizin İleri atılmalarile misafirperverliğe teşekkür et - || dolu olan, yaşama kudret ve hak- miş ve pek mütehassis olduğu- || kın dünyaya tanıtan bir devirde nu bildirimiştir. yaşıyoruz. - İrikişaflarımızın ölçül- mesi için içinde bulunduğumuz Üzerinde ehemmiyetle duracaj işlerden birisi de muhakkak ki : İ 20 İlkteşrin Pazar günü İskenderiye konsulosu vazifesine gitti | yeğ #onra: “Bu yolun fena oldu” ğunu biz de biliyoruz. Sakat bunun tamiratı için icap eden zaman kalma- EŞİT, deyişi, tertip heyetine de bir parça mesuliyet düşürür.,, ve İvi kılınç ve kalkanla mübareze Bursa muntakası sporcuları tarafından yapı- lacaktır. 2 — İstanbul ve Ankara eskrimör- Teri tarafından kılıç, epe ve flöke mü- krim federasyonu nizamnamesinin ah kâmına harfiyen tiayet etmeleri lâ - zımdır. $— ile müsabaka salonu na girileceğinden Dördüncü Vakıf - sini mesul görmemekte ve iddia edil. diğine göre yarış tamamen nizamna- meye uygun olarak yapılmıştır. İddizlarm ve mütaleaların ne de- receye kadar doğru olduğu ancak iki ü usmasile anlasılabi- Türkiyenin yeni İskenderiye konsolosluğuna tayin edilen Basri dün Ankaradan şehrim! ze gelmiş ve akşam Eğe vapuri- | le İskenderiyeye hareket etmiş İ YAPILACAK OLAN GENEL o NÜFUS SAYIMIDIR. N Başvekâlet İstatistik Umum Müdürdüğü

Bu sayıdan diğer sayfalar: