28 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

28 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dukuyipu Kan MODERN SANAT Frâdâöric Nietzsche'ye sorar « sanız, “ruhumuzun içindeki hâ- diseleri tarassut ettiğimiz vakit, biz, kulaklarile duyamadıkları sözleri dudakların kıpırdanışın- dan anlıyan sağır - dilsizlere benzeriz. Bu deruni âlemi anlı- yabilmek için lâzım gelen bütün ince uzuvlardan mahrumuz.,, Kudret iradesi müellifine gö- re şuurumuz, ruhumuzun içini aksettiren bir ayna, yahut cam gibi şeffaf bir mahiyet değil, pratik zaruretlerden doğma, umumi intibak vetiresinde hiç bir rolü olmıyan,adeta lüzumsuz bir aydınlıktır ki, belki de gü- nün birinde yerini tam bir oto - matizme, yani ruhun şuursuzca, kendiliğinden bir hareketle ça - lışmasına bırakacaktır; mantık dediğimiz şeyse hiçbir hakikati bulmaya ve isbat etmeğe yara- maz, hep görünüşler (zevahir) üstüne kurulmuş bir düşünme tarzıdır ki, hesap gibi, hendese gibi kendi icadımız olan mef - humlardan başka bir Şeye tat » bik edilemez. Elli sene kadar evvel böyle düşünen Nietzsche, bu fikirle - rinden bütün bir modern san'at hareketi doğacağını bilmiyor - du; on dokuzuncu asırla bera - ber yokluğa karıştığı için mua - sır san'at cereyanlarına yetişe- medi, Bugünün felsefesi veya psikolojisi gibi güzel san'atları da şuurun üstünden ziyade al - tını kurcalıyor ve ruhun dibine dalmıya uğraşıyor. San'at ese - rinde şuurun, mantığın, hesabın ve ölçünün paymı asgariye, hat- tâ hiçe indirme savaşı, genç nazariyelerin belkemiğini dol - duran en büyük iştahtır. Mese- lâ sürrealizm hareketi kendi kendini şöyle tarif eder: “Gerek söz, gerek yazı, gerek bâşka bir şekilde, düşüncenin hakiki ha - reketini ifadeye vasıta kabul e- dilen saf ruhi otomatizm. Este- tik ve mânevi herhangibir endi- şeden, mantığın... herhangibir kontrolünden “kurtulan düşün - cenin tamamile serbest akışı. yani uyanıkken görülen rüya; ve rüya kadar tesirli, garip ve güzel san'at. İşte yeni resimde görülen mantıksızlığın ve ölçüsüzlüğü; birkaç satıra siğabilecek en sa- deleştirilmiş izahlarından biri de budur. Şuura ve mantığa karşı tam zaferini kazanmamış, kaza- namıyacak olsa bile klâsik düş - manınm birçok istihkâmlarını alan bu cereyanları resimde, mi- marlıkta ve heykelde yaratan ve temsil eden san'atkârların şahsiyetlerinden bahsetmek ve “muhtelif plâstik san'at cereyan larının mahiyetini çok açık bir lisanla anlatmak,, gayesile, ilk defa olarak Modern San'at adir, resimli bir kitap çıkarmak mu - | vaffakıyeti ressam Nurullah Ce- | male nasip olmuştur. Semih Lüt | fi kitabevi tarafmdan temiz ve | ucuz çıkarılan bu eser, yeni san'- at iddiasile yapılan bir sürü ge vezeliklere kulaklarını tıkaması No. 42 Cumbadan Rumbayal Server BEDİ — Satılacağından emin misiniz? — Oldukça. O Amerikalı saat de- İisidir. Bırakmaz. Bende mektupları — Yok... Ticaret işinde en emin işe güven olmaz. Bakarsınız ki Ame- rikalı sizlere ömür... Değil mi? Cemile hemen tasdik çtti: — Doğru. Tahsin Bey yan gözlerle Cemile ye bakarak sordu: — Ne dersiniz? Cemile ayağa kalktı; elinde bulü- nan saati cam tezgâhın üstüne bırak» mıştı, Tahsin beye vermek mi, kendi çantasına koymak mı lâzrmgeldiğin- de tereddüde düşerek: — Şimdi çıkalım, konuşuruz sizin- le... dedi, T AN EHİRDE OLUP BİTENLE $ - Ne Dersiniz? ARNAVUT KALDIRIMINDAN BAŞLAMALI | Universitede Universitede ikmal im ları 30 Eylül pazartesi günü bitecektir. Bir Teşrinievvelde de derslere başlana- caktır, Rektör Cemil bir söylev vere- eek ve Üniversitenin kuruluşundan şimdiye kadar geçirdiği tekâmül dev» relerinden bahsederek nasıl çalışıldığı ni: ve bu yıl nasıl çalışılacağını anla- tacaktır. Diğer taraftan Universitede kapıt ve kabul muamelesi de devam etmek- tedir. Şimdiye" kadar muhtelif fakül- telerde 300 talebe yazılmıştır. e Bu talebenin çoğu Tıp fakültesine kay - dolmuş, geçen yıllara nazaran bu yıl hukuk fakültesine pek az müracaat vaki olmuştur. Bununla beraber haki kl sonuç kayıt ve kabul muamelesi bit- tikten sonra anlaşılacaktır. — Yurdun her yerinde Yağış başladı Evvelki gün, öğleye doğru başla - yan yağmur, kışı hatırletacak kadar İstanbulluları korkutmuş ve dün de devam etmiştir. Dün “gece, sabaha karşı birdenbire şiddetlenen yağmur, sabahleyin de silrmüş ve herkese par» desü ve empermeabl: arattırmış, giy- dirmiştir. Yağış, Orta Anadoluda ve bilhi sa Ege mıntakasında da kesif bir su- rette devam etmiştir. Tarım Bakanlı. ğı meteoroloji enstitösünden bildiril. diğine göre son 24 saat içinde Ege İ bölgesi tamamen, Orta Anadolunun Kastamonu, Bolu ve Eskiyehir çevre- lerile Uşak cihetleri yağışlı geçmiştir. Olgülere göre metre murabbama Ma- nisada 59, Turgutluda 48. Kusada- sında 42, Somada 29, Tosyada 13, Dursunbeyde 25, Kastamonu ve Es- kişehirde 1 kilogram yağış olduğu an laşılmıştır. İ Ankarada evvelki gün saat 13 bu. çukta başlayan yağmur, vakit vakit siddetini arttırmış ve on beş buçuğa kadar sürmüştür. Dün, geç vakit rasathaneden öğ - İ rendiğimize göre, evvelki gün 11 de oldukça devamlı surette yağan yağ- mur, saat 14 e kadar 16 milimetre va- örs kaydetmiştir. Yağmur, gece bir- denbire şiddetlenmis, gece yarısını 45 dakika geçe dinmiştir. Dün sababtan İtibaren hava bulutlu ve vağışlr gö - rülmüş ve yağmur gece de devam et- #istir. Havanın bu ansızm' değişmesi sr - caklık derecesine tesir etmistir. Bir gün evvel Istanbulda 17 olarak kay» dedilen sühünet derecesi, dün en çok 15 ye en az on bir olarak bulunmuş” tur. Maamafih bütün bu ani değişi- min mevsim icabı olduğu ve gayri ta- bit bir hal görülmediği temin edilmek tedir, —— Yumurtaların o Taze Gönderilmesi İçin Yumurta tecimenleri, yumurta ih- | racatımız etrafında ilgililere bir mü- racaatta bulunmuşlardır. Türk yu- murtalarının sevkedildikleri piyasala- râ taze olarak gönderilmesini temin için köylerdeki depoculuk usulünün kaldırılması istenilmektedir. Yumur- ta topliyan köylülerin bunları topla- ma merkezlerine bekletmeden gön - dermeleri başlıca çare olarak gösteril. mektedir, e m ve işin aslını anlaması için, Tür- kiyede halka sunulan bir tek ki- taptır. Peyami SAFA ken arada bir duruyor;kaşlarını çata- rak yere bakıyor, düşünüyordu. Yan bakışlarla onun hiçbir hareketini göz den kaçırmıyan Tahsin bey sordu: — Size eceba paranın iktızası yoh değil mi? Cemile düşünmeden ve bağırarak cevap verdi: — Var! — Gaç Tire iktiza? Derslere başlanıyor. İstanbulan yılın ancak kurak aylarında gezip dolaşılabilir bir şehir olduğunu anlamak için, sü- rekli yağmurları beklemek lâzım- geliyor. Iki gündenberi bozan havalar, | üstüste yağan yağmur, İstanbullu. ları, derhal kabukları içine çeki mek mecburiyetinde kalan birer haplumbağa vaziyetine düşürdü. Kaloş lâstikler ayaklarda, şemsi» ye koltukta, yarı bellerine kadar çamura bulanmış adamlar görme- NE, Yeni ilkokullar Açılacak llkokullara talebe yazımı 30 Eylül pazartesi günü akşamı bitecektir. O- kullara kaydedilen © talebe pek çok 2 saa son günlerde 929 do- Şumluların da kabul edilmesi - hak kındaki karar, okullarda talebe çoi luğunu artırmıştır. Bu çokluk karşt- unda talebeyi okullara yerleştirmek için alınacak tedbirler ilk tedrisat mü- fettişleri tarafından tesbit edilmekte- dir. Bu yıl her okula bir çok şubeler ilâve edileceği gibi yeniden birkaç ilk okul da açılacaktır. Fakat bütün bu tedbirlerin de talebe çokluğunun önü- ne geçemiyeceği anlaşılmaktadır. Bu sebeple birçok mıntakalarda ya- rim tedrisat usulü tatbik edilecektir. Bakanlık hiçbir çocuğun okulsuz kal- mamasını kati olarak kararlaştırdı - ğindan ber müracaatin kabul edilmesi | yeniden okullara bildirilmiştir. — Kadastrosu Yapılan Mahalleler İstanbul kadastro faaliyetleri her tarafta bütün hararetile sürmektedir. Şimdiye kadar Tülbentçi Hüsamet- tin, Hocapaşa, Alemdar, Mahmutpa - şâ, Süruri, Hobyar, Nişanca, Hayret- R ! ğe başladık. Küçük bir hava de- Zişiklij sürekli bir yağmurla manzarası baştanbaşa değişen şe- hirler arasında bir müsabaka açıl- muş olsa, güzel, fakat bakımsız 1s- tanbul sanırız ki çok yüksek bir pavan alırdı. Plân, plân.. Iyi, güzel. Ancak bütün plânlardan önce şehrin imarına Arnavut kaldırımlarından başlamak azrureti var. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz r # Cahil çocuk Kalmıyacak Memlekette okumıyan çocuk kal. maması için Kültür Bakanlığı, okuma çağına gelmiş bulunanların mutlaka mektebe gönderilmesini kararlaştır - mıştı. Duyduğumuza göre yakmda bir komisyon toplanacak ve bu husus ta esaslı incelemelerde bulunacaktır. Bilhassa fabrikalarda çalışan fakir ço- cuktarın durumu gözden geçirilecek ve bunlar için muhtelif semtlerdeki okullarda gece kursları açılacaktır. Çocuklar fabrikadan çıktıktan sonra bu kurslara devam edecek ve bu su- retle cahil kalmaktan kurtulacaklar - dır. — Kurtuluş Ba; 6 Teşrinievvel İstanbulun oKurtu- luş bayramıdır. Bu imünasebetle © gün yapılacak tören programı hazır - lıklarna baslanmıştır. Ayrıca beledi. ye de bu isle mesgul olmağa ve bay. ram hazırlıktarile uğraşmağa başla - mmrştar, —— Göçmen Evleri Trakyada göçmen evlerine ait fan- tin, Çadırcı, Şehsuvarbey, Küçük yasofya, Emsinan, İshakpaşa, Binbi direk, Molla Fenari, Camcı AH, Zin- dankapı, Muhsine Hatun, Kölender- hane, Tahtakale, Tavşantaşı, Bayram Çavuş, Beyazıt ve Hacı kadın mahı İelerinin kadastro yazımları bitiril. miştir. Kadastrosu üzerinde uğraşılan mas halleler şunlardır : Mimâr Kemalettin, Kemalpaşa, Sa- raç İshak, Yavuz Sinan, Rilstem Pa- $a, Dayehatun, Mercan ve Büyükçar- ş. Bu mahallelerde kadastro faaliyet- leri bir müddet daha sürecektir, Hey- beliadanın o kadastrosuna ilkteşrinin birinde başlanacaktır. — Istanbul Orta Tedrisat Kadrosu Ankarada bulunan Kültür Direk » tör vekili Mehmet Eminin bu sabah şehrimize gelmesi beklenmektedir. Mehmet Emin İstanbul orta tedri- sat kadrosunu da getirecektir. Orta- okullarda bu yıl talebe gokluğu yü- zünden kadroya öğretmenler ilâve e- dilmiştir, Diğer taraftan ortaokullarda açıkta kalan talebenin yerleştirilmesine de süratle devam edilmektedir. Bu iş en ktsa zamanda sonuçlandır'lacak © ve i ! İiyetler hararetle sürmektedir. Bilhas- sa Tekirdağ ilinde göçmenler için ha- zırlanması kararlaştırılan evlerin mü- nakananı yapılmıştır. Trakyadaki bütün göçmen evleri inşaatı, en çok ilkteşrin sonuna ka - dar, bitirilmiş . olacaktır... Bu suretle göçmenler, kış gelmeden evlerine yer leptirilecöktir. — Tecim Odasında Değişiklik Istanbul Tecim odasınm - vaziyeti Üzerindeki incelemeler | sürmektedir. Verilen malümata göre, odanın lâğ » vından ziyade ıslahı cihetine gidile cek, bu iş için Türkofisçe bazı esas- lar hazırlanacaktır. Tecim ve Endüs- tri odası genel sekreterliğine bağlı şubelerin daha verimli bir şekilde ça- İsşabilmesini temin için bugünkü ida- re vaziyetinde de bazı değişiklikler o- lacağı anlaşılmaktadır. —şe— İş Kanunu Üzerinde İncelemeler Ulusal Endüstri birliği, idare heye- ti, Pazartesi gününden itibaren her. gün toplanacak, iş kanunu projesini gözden geçirmeğe başlıyacaktır. ——— Vinçten Kurtulan Denk Dün Istanbul limanında bir kaza Birinciteşrinin ilk haftasında bu yıl yeni açılan Kumkapı ortaökulile Ör- taköy ortaokulu derslere başlayacak» lardır. Kadıköyünde açılacak olan ü- güncü ortaokul, henüz hazırlıkları. nın bitirilmemesi yüzünden tedrisata daha geç başlayacaktır. Cemile çarşının ottasında çantası- nın kulpunu ağzına almış, sinirinden dişliye dişliye yürüyordu. Cevap ver- meden evvel ta dükkândan beri dü- şündüğü bir şeyi halletmeğe çalışı yordu: Bütün bunlar hile, yalan, do- lan olmasın! Saat antika filân değil dir; Tahsin bey Cemileyi kaçırma» mak için böyle bir yalan uydurmuş” tur; antikacı da ahbabıdır birlikte böyle bir dolap çevirirler. Niçin? Niçin olacak, maksat Cemileyi borçlu çıkararak bağlamak... Fakat Tahsin Bey Cemilenin bin liraya ihtiyacı ol. duğunu nereden bilsin ki böyle bir hikâye uydursun? Hoş, paranm yüzü #ıcaktır, Cemile açıktan eline böyle bin lira geçmesi ümidine kapılarak Sonra saati Tahsin beye uzattı. Dükkündan çıktıktan sonra Cemile gok düşünceli görünüyordu. Yürür. 'Tahsinin peşini bırakmaz. Evet, e- vet... Belki de bütün bu antika hikâ- yesi Maştan başa yalan; belki de doğ- ru... Nasıl anlamalı? Saati Tahsinden | alıp başka bir antikacıya göstermeli. Cemile otomobile bindiği zaman elini çenesine dayamış, saati Tahsin. den bir biçimine getirerek almann çöresini düşünüyordu. Derin bir ne fes alarak doğruldu: — Bin beş yüz lira lâzım! dedi. Bu rakamın Tahsinde uyandıraca- ğı hayret veya isyanı önceden boğ- mak için gayet sert, kestirme söyle- olmuştur. Vapurdan yük boşaltilerken bir kayıkçı vinçten kurtulan bir denk altında kalmış ve ağır surette yaralan mıştır, Adınm Mehmet olduğu anlar şılan zavallı kayıkçının muayenesi ya pılmış, belkemiğinin kırıldığı görül. imüştür. Tahkikat sürmektedir. mişti. Fakat, tahmini hilâfma, Tah- sin bey bu ralsamı oçk tabii, hayret. siz ve isyansız karşıladı: — Bin beş yüz mü? diye tekrarla- Mimi — Evet. — Virmez o gadan Remzi... Emme üstünü ben tersam iderim. Cemile sesini çıkarmadı. Her şey- den evvel saati Taksinin elinden al. KUÇUK HABERLER * Tifaiyenin bugün yapacağı 13 ün- cü yıldönümü töreni başka güne bıra- İ kalmıştır. Buna sebep iki gündenberi İ| devam eden yağmurun törenin yapı- lacağı itfaiye direktörlüğü bahçesini | İ çamurlatınasıdır. 9 Yugoslavyanın Savuva eyaleti valisi Stefan Haçi dün sabahki eks - presle sehrimize gelmiş ve belediye namma turizm şubesi müdürü Kemal Ragıp ve diğer zevat tarafından kar- şılanmıştır. Vali ayni zamanda Savoi- da spor teşkilâtı başkanıdır. Bu se- beple şehrimizde kaldığı müddet i- çinde Balkan olempiyatlarını göre- cektir, İl ve Şarbay Muhittin Usti dağ dün kendisini Tokatii “n etelin- de ziyaret etmiştir. * Lise ve ortaokullarda derslere 30 Eylül pazartesi gününden itibaren başlanacaktır. Bir akşam gazetesi bu okullarda derelerin haltada 30 saat olacağın: yazıyorsa da bu hususta he. müz kat'i olarak verilmiş bir karar yoktur, © Istanbul öğretmenlerinin makam tahsisetı olan 65 bin liradan öğret - menlere şimdiye kadar ancak 5 bin İi- râ dağıtılmıştır. Bu sebeple öğretmen ler, birliklerinde bir toplantı yaparak teşebbüsata (girişeceklerdir. Kültür direktör vekili Mehmet Emin de-An- karada bu işle meşgul Olmuştur, s0- nuç yağında belli olacaktır, 9 Yumurta nizamnamesinin değiş- lecek maddeleri üzerinde tetkikler yapılmaktadır. Tedim odaları bu hu- Sustaki noktâi nasarlarını Türkofise irmişlerdir. * Tetim odası, ekicilerden tütün alma kanununda yapılacak tadilât mü nasebetile ilgililerin fikirlerini sor- muştur, Cevaplar geldikten sorira bir rapor hazırlanacaktır. * Türkofis İstanbul şubesinin Dör. düncü Vakıf hânındaki koridorunda ihracat maddelerimiz için bir nümu- ne meşheri açılacaktır. Meşher için hazırlıklara başlanmıştır. İ © 935 yal ilk iki ayı içinde genel sıtma savaşı bölgelerinde 186611 yurt taşın yeniden bakımı yapılmış, bun- İlidan 87872 kişinin kanları muâye- ne edilmiştir. * Gümrükler ve İnhisarlar Bakan- İığı yönetgeri Adil dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Adil gümrük işle- rini tetkik ettikten sonra Samsuna gi- decektir. * Etibba muhadenet kurumu, ge- | ve eczücilardan ölenlerin çocuk ve eşlerine 2316 liralık yardımda bulun. muştur. * Ankaradan verilen haberlere gö- re, Maden araştırma enstitüsü 8 lise mezununu Avrupaya gönderecektir. Bunlar, Avrupada okudukları müd - det kadar enstitüde hizmet etmeğe mecbur tutulacaklardır. * Eski Babiâlinin Alay köşküne bakan tarihsel kapısı, tamir edilmek- tedir. Kapının saçak ve diğer ahşap kısımlarının onacılması #ön bulmuş - tur. Haber verildiğine göre, kapıya ya pılan boya eserin tarihsel değerini or- tadan kaldıracak ve bambaşka bir ka- pr meydana çıkaracaktır. Kapınm ta- Fihi kiymetini koruyacak şekilde ta - mirata bir istikamet verileceği umule maktadır. İ * Rum patrikhanesi Sensinodu İ dünkü toplantıda patrikhane ile ihti- lâfa düştüğünden dolayı Papa Efti- me ilhak eden eski Feriköy papazı Yenadiyosu ruhanilik silkinden çi: karmıştır. 9 Tbaylik hukuk işleri direktörü Kenan tektütlüğünü istemiş ve İstidası İç Bakanlığına gönderilmiştir. Kenan yıllarca hukukta, mülkiyede ve yük- sek ticaret mektebinde profesörlük et miş, mülga hariciye nezaretinde hu - mak istiyordu. Bunun için bir yolu- nu bulamadığı için açıkça söyledi: — Sen vir bana o saati... Ben onu başka antikacılara da... Tahsin bağırarak Cemilenin sözü. nü kesti: — Ne diyonuz siz Cemile hanrm? Bir antika dolaştı mr hemen düşer. — Atlâmadmı?. — Bir keret bir antikayı üç beş antikacı gördü mü, fiyetini düşürür- ler, — Niçin? — Adet böyledir. Cemile hemen verecek cevap bula- mayınca Tahsin bey ilâve etti: — Remzi döst adamdır bizim. Al- datmaz beni... Aramızda huguk var- dır. Sâat yabancı eline düşerse ke. pezeye döner, beş İireye iner fiyeti. Tahsin bey bu sözleri o kadar em- niyetle #öyledi ki Cemilenin bütün bu antika hikâyesine inanacağı geli- yordu. Hale Tahsin bey cebinden sa- ati çıkararak: — İsterteniz buyurunuz, gösteri niz! Deyince, Cemile hem Tahsin böy- den, hem de ilk şüphesinden delayı kendi kendinden utanarak: gen bir yıl içinde malül dektor, dişgi | 28-9-035 3 Atina Şarbayı Kotiyas Geldi Yunan atletlerine bir kupa verecek Atina şarbayı Kotiyas, yanında u- Tay kurulu üyelerinden Lambrinakos olduğu halde dün Atinadan şehrimize gelmiş ve Perapalas oteline misafir edilmiştir. Istanbul il ve şarbayı Muhiddin Us- tündağ ile ilbaylık ileri gelenleri ta- ralından karşılanan Kotiyas, eski bir Uçak yolculuğunun güçlükle geç- miş olmasma rağmen konuk şerbay, neşe içinde Istanbul gazetecilerini ka bul etmiş, geliş maksadını anlatmış” ur: Kotiyas, demiştir ki: “ — Istanbula ilk defa olarak geli- yorum. Bu itibarla Türkivele Tük. lerle ilk kez temas ediyorum. Gelişi- min amacı, yalnız, burada Gumcun Yunan atletlerine şarbayı olduğum Atina adına bir kupa vermektir. Bu- nunla beraber, eski bir atlet sıfatile genç Türk atletlerini de selâmlamak- la bahtiyarım.,, Bundan önce, Atinaya dönmesi is- tenen Kral Jorjla görüşmek üzere, Londraya giden Kotifas politikadan bahsetmek istememiş ve Yunanistan» da rejim durumu hakkındaki sorula- cevabı vermiştir: — Burada bir şarbay ilgisile bulu- nuyorum. Bu yönden politikâ yap - | mak istemem. Eski bir gazeteci srfa- tile sorularınızı tabii bulmakla bera- ber siksik matbaalara giderek orada- ki havayı, oradaki kokuyu teneffüs etmekten zevk aldığımı da söylemek isterim.,, Kotiyas, salı gününe kadar Tstans bulda kalacak ve o gün Aero Ekspres sosyetesinin bir uçağile Atinaya dö- necektir, —— — Romen Tayyarecileri Ankaraya Gidemediler Evvelki gün şehrimize gelmiş olan Römen tayyarecileri, dün de havanın lena olması dolayısile Ankaraya gide memişler ve Perapalas otelinde istira- hat etmişlerdir. Romen dostlarımız hava iyi olduğu takdirde bugün An- karaya gideceklerdir. Heyet relsi miralay Negresko, dün saat 16 da İstanbul ilbayr Muhüttin Ustlindağr, Istanbul kumandanı gene- ral Halisi ziyaret etmistir. Misafirler dün İstanbulda gezintiler yapmışlar, çamileri ve müzeleri gezmişlerdir. Bugün Büyükdereye 3 Romen de- hiz uçağı gelecek ve burada bir müds det kaldıktan sonra" Pireye gidecek » tir, Zafranbolu Demir Fabrikası Zafranboluda Karabük mevkiinde ön milyon lira sarfile bir demir fab- rikası yapılmasına karar verildiğini yazmıştık. Bu fabrikada işlenecek ma denlerin mühim bir kısmı memleketi mizdeki maden cevherlerinden olacak geri kalanı hariçten almacaktır. Son yapılan tetkiklerde memleketi» mizin bazı noktalarında çok zengin demir cevheri bulunmuştur. Anesk bunların fazla miktarda kükürtle ka- tışık olması hariçten almacak maden cevherlerile karıştırılmasını ortaya koymuştur. Bundan baflka beş senelik endüstri programı için İsveşten fen müşaviri olarak getirilmesine teşeb * büs edilen OKerschbaum tarafından yapılacak tetkiklerin sonunda kurula- tak olan kimya sanayii için de yedi milyon lira sarfedilecektir. ———— ——— kuk işlerinde çalışmış, çok kanunse- ver, halük bir şahıstır. Kenan bundan sekiz sene önce eski Kadın birliğine üye olmuş ve feminizm tarafını tut- muştu. Fakat çok geçmeden birlikten çekilmiştir. — Hayır, dedi, madem ki ne göstereyim... Tahsin bey saati elinde tutarak dedi ki; N — Bir düşününüz. ecelesi yok, çok iktızanız varsa ben kefil olurum, bu parayı buluruz. Cemile gene sesini çıkarmadı. Tekrâr çantasının kulpunu dişli- yordu. "Tahsin bey alçak sesle ilâve etti! — Emme bir şartla... Cemile çimdiklenmiş gibi sıçrıya- rak bağırdı: — Ne şartı? X — Celellenme sultanım. Vallah size hürmette bir gusur idersem kör olayım... Zatınıza elimi dohanmam. Refikadan ayrılmcaya 'gadan hiç ha- ram nazarla balımam. Sonra da siz istemezseniz gene ayrılırsınız. Emme hele şü apartmanı döşeyip dayıya- ım. Siz orada oturunuz. Ben gicele ri de yâtmam orada... Cemile ayağını yere vurarak: — Sus! diye bağrıdı. Sonra daha mülâyim bir sesle ilâ- ve etti: — Düşüneyim helel TArkas var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: