28 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

28 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

in TAN 28-9-935 ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler SiYASAL DAVALAR Büyük Brita Berliner Tageblat'dan: Büyük Britanyanın İtalyaya karşı aldığı vaziyetten dolayı o Romadaki hiddet ve asabiyetin galeyan noktası» na çıktığı bildirilmekte ve Romada, Britanya hükümetinin bir büyük dev let denmesine girişmeğe ve Akdeniz ile ön Asyadaki hegemonyasını ispat etmeğe karar verdiği ve İtalyaya kasten böyle bir gülünç teklif yapı- larak ona bu teklifi reddettirdikten i i LITVİNOF sonra müeyyide © yolunu açmak mu. radedildiği kanaati o hüküm sürmek- tedir, İşçi Partisinde İşçi partisinin Lordlar kamarasın- daki hideri Ponsonby, bu parti hükü- metin takip ettiği zecri tedbir politi- kasına yardım ettiğinden (dolayı li- derlikten çekilmiştir. Mumaileyh ken- disinin 30 aylık tecrübesine istina- den harbin hiçbir vakit sulhü tezin edemediğini söylemiştir. Ayni sebep- le Sir Stafford Gripps dahi işçi par- tisinin idare heyetinden çekilmiştir. Daha evvel partinin resmi lideri Lansbury dahi harbcuyane bir karga- şalığa sebep olabiccek bir zecri ted- bir politikasını reddedeceğini bildir. mişti, Bütün bunların zecri tedbirler a- lrken hükümetin Laböur partisine itimat edemiyeceği Manasma mi ge leceği sualine karşı aksi sabit olun- caya kadar (hayır) cevâbını vermek lâzımdır. Nitekim 14 gün amele teş- kilâtı kongresi büyük bir ekseriyetle zeeri tedbir lehine karar veri; | Ayni zamanda henüz istilasını ver, HINÇ EDGAR WALLACE için hemen uyunuz. Foss odalara işa ret koydun değil mi — Evet, her kapıya isimlerini yaz- dım. Genç kız, detektife hayırlı geceler diledi ve kendisine tahsis edilen oda- ya gitti. Öteki artistler dörder beşer başka odalara taksim edilmişlerdi. Adâle'in odasında küçlük bir yatak, | bir komodin, üstünde bir ayna, bir ma. #a ve bir sandalyeden başka bir şey yoktu. Genç kız mumu yaktı. Oda- Dın tabanı yeni cilâlanmış, ortaya da dir küçük halı serilmişti. Kapıyı arkadan kilitledi. Mumu söndürdü, pencereyi açtı. O zaman penceresinin bir camma yuvarlak be- yaz bir kiğıt yapıştırılmış olduğunu gördü, Bu kâğıt pencerenin camına dışardan yapıştırılmıştı. Bir an, kâğıdı oradan söküp atmak istedi. Fakat odüşündü. Belkide Knebworth ertesi gün çevrilecek sahnelerin sahasını tahdit etmek için böyle bir işaret koymuştur. Yattı, fakat uyuyamıyordu. Bir İ esna gidişi Polonyanın Uluslar Sos nya Ve italya memiş olan ve fakat istifa edeceğini bildiren Lansbury ile istifa etmiş o-| lan Ponsonby ve Sir Staford Cripps- | in şahsi nüfuzlarına haddinden. fazla ehemmiyet vermemek lâzmıdır. Mü- him olan şey partinin başmdaki Her- bert Morrison gibi zattır. Bu zat dün işçi partisinin hükümetin arkasında bulunduğunu ve sulhün muhafazası işin mücadele etmekte olduğunu, an- cak emperyalist kavgalara sürüklene miyeceğini söylemiştir. Kezalik par. tinin en nüfuzlu şahsiyetlerinden bis ri olan Greenwood dahi uluslar sos | yetesi lehinde konuşmuş ye “Çilgin bir avantorir, olan Mussolininin harb yapmaktan > menedilebileceğini bildirmiştir. İşçi partisinin resmi organ olan Daily Herald gazetesi bu günkü bir | makalesinde şöyle diyor? “Eğer Mussolini şerfli bir selhü reddederse uluslar soyetesinin zecri tedbirleri ile karşılaşacaktır. Pârti kongresinin kararı henüz ve- tilmemiş olmasma rağmen hüküme- tin takip ettiği uluslar sosyetesi po- litikasının İngilterede (ciddi bir da. hili tehlikeye maruz olmadığı hük- mü umumidir. Milli liberal birliğinin dahi Lon- drada aktettiği bir toplantıda hükü- metin politikasi lehinde konuşulmuş” tar, Polonya - Romanya Polonya Romanya arasında müna- sebetlerin fenalaştığı, Titüleskonun Uluslar Sosyetesinin şirmdi oplan- yetesi konseyine tekrar seçilmesine mâni olmak için entrikalar çevirmek maksadına mebni olduğu, Benesin de buna yardım ettiği, bir müddet tenberi kötüleşmiş olan Çekoslovak» ya ve Polonya münasebetlerine mu- vari olarak Polonya - Romanya mü- nasebetlerinin de kötüleştiği, bunun başlıca sebebi! Romanyanın Çekos- lovak - Rus paktına dahil olması için yapılan Rus - Romen müzakereleri- nin terakkisi olduğu, elyevm mer'i olan ve her iki memleketin Sovyet Rusyaya karşı sücl müdafaasmı ihti- va eden Lehistan » Romanya ittil kına rağmen şimdi Titöleskonun her bir vasıtaya baş vurarak bu ittifakı tamamile maküs İstilsamette kullan- defa Brixan zihnini çok meşgul edi- yordu, Kendi kendine: — İyi insan ama, diyordu, tuhaf tuhaf sualler sormasa.. Nihayet uyudu, dudaklarında bir tebessüm, gözleri Brixan'ın hayali üzerine kapandı. Belki iki saat kadar uyumuştu. Yakın bir tehlike hissi ile hemen uyandı. Kalbi çarparak yatağına Ö turdu, Etrafına bakmdı, Çıplak oda- nın duvarlarını soluk biray ışığı #öyle böyle aydınlatıyordu. | Acaba kapının arkasında birisi vardı da, onun için mi uyanmıştı? Yataktan kalktı, Kapımm topuzunu yokladı. Hayır, kapı * arkadan iyice kilitliydi. Acaba pencerede mi birisi var? Genç kız pencerenin zemin ka- unda olduğunu hatırladı. Açık cama yaklaştı. Kapatmak üzereydi ki, kei ve iri bir kal bileğine yapıştı. Adele bağıramad: bile! Heyecan- dan ve korkudan © derece kendisin- den geçmişti. Kalbi sanki durdu, vü- cudu soğumağa başladı. Kimdi bu? —iı— İŞARETLİ PENCERE İriyarı mahlük homurdandı. Bir eliyle kın. bileğinden yakalamıştı, öbür eliyle de kenardaki asmaya tırmanarak, iyice pencereye ulaşmak istiyordu. Genç kızın gözleri kor- Italya Bu Kadar Masraftan Sonra Geri Dönemiyecektir Afrikaya sevkedilen 23 Nisan fırkası Asmara'dan Observer gazetesine bildiriliyor; Saturniz vapuru İtalya askerlerini yüklü olarak Massava'ya vâsıl oldu. “21 Nisan,, adını taşıyan siyah göm- lekli fırkaya mensup olan askerler derhal Asmara'ya nakledildiler. Fır- kanın geri kalan kısmı yakinda bura- ya nakledilece! Askerler her ihtimale karşı gelmek için hazırlanmışiseler de vaziyet he- nüz karartızdır. Harekât ne zaman başlıyacağr belli değildir. Yağmurla- rin durması ve havanın açılması bek- leniyor. Bu mıntakadaki askeri hare- ketin ilk hedefi, Adova'nın işgali Bu şehrin işgali yalnız asleri zarı” ret değil, ayni zamanda hissi sebep- ler dolayısiyle İtalyanın önem verdi- gi bir meseledir. Eritre sömürgesinin birçok mi kalarını gezdim. İtalya askerleri bu topraklarda dövüşmek kolay bir iş olmadığını anladım. İtalya aşkerle- rinin karşılaşacakları en büyük düş- man Habeşler değil sarp arazidir. Yol yoktur. Su her tarafta bulun- maz. Binaenaleyh askerin iagesi için lâzimgelen her şeyi katırların üstün. de taşımak lâzımdır. İtalyanlar şimdi | fi senir boyu yol yapmakla meşguldür- ler. Yapılan hesaplara göre günde bir kilometro yol ancak iki yüz ame- le tarafından inşa edilebiliyor. Bu da geniş ve esaslı yol inşası değil ancak dar nakliye kamyonlarının ge- gebilmesini temin edecek bir yoldur. İtalyanın bu kadar masraftan 80n- ra bir savaş yapmadan buralardan çe kilmesine ihtimal verilmiyor. Bura- ya gelen askerler, İtalyanın ekono- mik sebepler kadar da temdin edici vazifesi dolayısile Habeşistanı işgal etmesi lüzumuna kanidirler, Birtaktm Habeşler siniri geçerek Eritreye gel- mekte ve gönüllü olarak İtalya ordu- suna girmek istemektedirler. Adova- ya yakm olan Adi Ugri mevklinde bu Habeşlerin birkaçı ile görüştüm. | Bunların ekserisi esirdir ve esirlik- ten kaçmışlardır. Bunlar arasında iki kadın vardı ki ayaklarının bağ- İr olduğu zinciri kırmcaya kadar ya- ralanmışlardı.Sınırın öte tarafında da, Haheşler hümmalı hazırlık yapmak- tadırlar, Habeş askerlerinin mal 4 me- si gön aylar içinde çok artmıştır. İtal. ya askerlerinin silâh ve maİzemesile Habeşlerin malzem: yas edilemez se de arazinin arızası Habeşlerin en kuvvetli müttefikidir. Habeşler de talyıya saldırmak için bir işaret bekliyorlar, POT İK sila — Küçük bayancığım, size rast bileme, kunç bir çehre ve keskin iki yeşil gözle karşılaştı. Tekrar homurdanâr, kızı kolundan çekti. Adele geriye doğru kaçmak is- tedi, fakat bileğini kaptırdığı menge- neden kurtaramadı. Kocaman kılı bir bacak pencerenin şevinden içeri» ye uzandı. İriyarı mahlâk öbür elile de bağırmasın diye genç kızm ağır nı kapatmıştı. Tam o sırada bir tabanca sesi du- yuldu. Asma yapraklarının arasından bir kurşun fısladı, pencerenin kenar tuğlalarından birini parçaladı. O zaman iriyarı mahlük birden avını bıraktı ve pencereden aşağıya atlıyarak, gecenin içinde kayboldu. Genç kız, bayılmamak için kendini toplamağa çalışıyor ve duvara daya- narak muhakersesini yokluyordu. Bir az sonra pencereye dayanıp dışarıya baktı, defne dallarınm arasında bir gölge gördü ve tanıdı: Brixan. Delikanlı yavaşça pencereye yakla. garak sordu: — Aman, yaralanmadınız ya? Genç kız ancak menfi surette başt- nı eallıyabildi ve bütün gayretlerini toplıyarak: — Kaçtı, dedi, kaçtı, kurşun değ- medi. Brixan cebinden elektrik fenerini çıkararak, civardaki bütün çalılıkları âradr. Yerlerde hiçbir kan izi yoktu. — Maazallah sizi vururum diye Ö KIRANLAR iniz! Sizin çok güzel bir kızkardeşiniz vardı değil mi? — Hayır! kızkardeşimin çok güzel bir kızkarde: vardı, öyle ödüm patladı ki... Evde bir pencere açıldı ve worth'un sesi duyuldu; — Kim silâh attı? Siz mi atınız Brixan? — Evet, ben attım, biraz aşağı ininiz, size olup bitenleri anlataca- dem. z Silâh sesi, ne Lotgval'i, ne de trüpta bulunanların Biçbirini uyan- dırmaşıtı. Knebvortü bahçeye in- di, Brixan birkaç kelime ile vaziyeti anlattı. Dedi ki: — Bu maymun, Gregory'nin may- munudur, bu sabah şatosunda gör- düm. — Ne tahmin ediyorsunuz? Demek buralarda dolaşırken açık bir pencere gördü, ve, Brixan başını salladı. yavasça: Kneb- — Hayır, dedi. hayır! © avmun buraya muayven vir maksasa. Ade le'i kaçırmak m»' adiyle geldi Pek aklım almıyacağı (9 gibi e “ivot insa- na ama, ben öyle düşünmüyorum. Bu maymun, maymun san! — Peki ama Adele'i nereden bilip tanıyacak, bir defa hiç görmedi. — Görmemis olabilir. burnu , her halde gözünden kuvvetlidir. Adele sabahleyin şatoda değil, adeta in- Onun bir Hazer Türkler'nden| ' Kalan anıtlar Pravda'dan: Maddi kültür tarihi akademisi ekispedisyonu Danilevski başkanlığı altında bazı eski şehir harabeleri ci? varında on üçüncü asırdan kalan ka- nalizasyon tesisatını incelemiştir. Bu yollardan ve borulardan bazılarından şimdi yedi asir sonra bile ufak bir ta- mir ile iyi su verebilecek halde bu- lunmaları, onların vaktile nekadar mükemmel bir teknikle başarıldığını ispat etmektedir. Feodosya şehri ci- varındaki Sultan ovasında on üçüncü asırda yapılmış büyük bentler, ba- rajlar ve boru tesisatı şebekesi bugü- ne kadar kalabilmiştir. 'Türkistanda Aşkıabat civarındaki kâzılarda da Parfi ulusuna ait büyük bir kale harabesi ve Parfi paraların; da görülen bir hükümdarın heykeli bulunmuştur. | Kuzey Buz İzvestiya'dan: Bu yaz ilk defa olarak Kuzey Buz Denizi yolu ile Kuzey Av- rupa limanlarından uzak doğu limanlarına vapur hareketleri tanzim edilmiştir. ve bu hare- ketler bir tarife dahilinde yapt | labilmistir. Mormansk (Kara- denizinde) ile Vladivostok (J pon Denizinde) arasında dört yük vapuru yaz boyunca gidip gelmistir. Bu vapurlar “Andır, Skra, Vanzetti, Stalingrad” va- pürlarıdır. Bu vapurlarım hare- ketleri buz kıranların, keşif tay- yarelerinin; radyo. .ve-meteoro- | İoji istasivonlarının yardımı ile | tanzim edilebilmektedir. Şimal | Buz Denizi yolunun uzunluğu | 11.500 kilometre tutmaktadır. Bu yolun acılması Sovvetler Rusvasmın Kuzey Buz Denizi kıyılarındaki servet hazineleri- nin istismarını ve Simal Avru- pasile uzak doğu Wmanları ara- sındaki rabrtaları kolaylaştıra- caktır. 1019 yılma radar Ravay Maniz de Arkaniel limanından Lena, Öbi nehirleri marsabma kadar olan yerlerde istiksaflar vanıl- mısve buralarda vasıvan Yakut "Türklerine avcılık icin gerekli olan msfzeme, seker. netrol, kü- mas gibi eşva gönderilmiş ve buralarda avcilik ham maddele- ri alımmıstı, 1922 de Stalin'in emrile Sibiryanof vapuru Mor- mansk'tan Vladivostok'a ilk de- fa muvaffakiyetli bir sefer ya- pabilmiş ve bu suretle Kuzey Hitit medeniyeti Ellinikon Mellon'dan? İstanbuldan yazılıyor: isarında araştrımalar yaparak Hi- tit eserlerini meydana çıkarmak üze- re iki İngiliz kadın arkeolog gelmiş- tir. Bai mütehastelarm filrince, Hitit medeniyeti, İyonya medeniyeti, bu da kadim Elen medeniyetini de- Kurmuş ve bu somuncudan Avrupa medeniyeti doğmuştur. Türkiye hükümeti istenilen müsa- adeyi derhal vermiştir. Hititler çok medeni bir kavim olup, bunların ka- nunlarında kadın erkeğe müsavi sa» yılmaktadır. Kodektleri Roma kanür hundan üstündür. Asırlarca evvel Türkistandan gelen Hititlerin Boğazköyündeki saray ve mabetleri muazzam kalelere çevril- miştir. SOVYET RUSYADA Denizi Yolu yolları tesisi fikrini doğurmuş» tur.Buz Denizi beş altı buz kıran tarafından durmadan buzlardan temizlenmektedir. Yalnız Lenin buz kıranı bu yıl 40 gün içinde 53 ecnebi vapuruna Obi ve Yeni» sei mansaplarına kadar gidebil- meleri için kılavuzluk yapmış- tır. Kuzey Buz Denizi yollarının açılması Avrupa ile Asyayı en kısa voldan biribirine bağla- maktadır. mama MİLE Gİ “Almanya ve Yahudiler i ,Journal Des Döbats'dan: 15 bin milis Berlin spor sarayına davet edilmiştir. Orada ırk siyasa- sı hakkında büyük bir gösteriş ya- pılmıştır. Berlin milislerinin şefi Yagov, Hitler tarafından veri len tal'mat üzerine verdiği bir söy» evde demiştir — Hücum kıt'aları, Yahudilerle mücadele için değil, bir ırk siyasa- sının lüzumunu bir kat daha derin- leştirmek içindir. Yahudiler, ulusal teşekküllerde tafeyli bir millettir. Yahudiler, bir millet içinde bin sene yaşadıktan İ sonra da yine Yahudi olarak kalır lar, Bu millet. iş yaptığı kimseleri daima aldatır. Bununla beraber Yahudilere açılan savaşı sohaklar- da ır. Bu savaş ancak fikri silâhlarla yapılmalıdır.” Yagov söylevinin sonunda ka- nunların, Yahudileri Alman mille- tini yağma etmesine ve Alman kız- larına sahip olmalarına mâni olaca- ğını söylemiştir. Buz Denizinde muntazam deniz — Olur mu böyle şey? İnsanın havtalası almıyor. Maymunların bir- çok İşler yaptıklarını biliriz ama, bu derecesini işitmemiştim. Öldürdü- nüz mü hayvanı? — Hayır, tuttoramadım. Fakat si- ze bir şey temin edebilirim ii, bu hayvana herhalde daha çok böyle kurşunlar sıkıldı. Alışmış da ondan. Yoksa üstüme saldırırdı, ben de ya- kıntlan gebertirdim. İtiraf ederim ki, geceyi hep bahçe- de geçitecektim. Çünkü Bag'ın gel mesini bekliyordum. Kim 0? Evin kapısı açıldı. Sırtında rop dö şambır, ince bir kadın hayali peyda ol- lu. Knebvorth: — Uşüyeceksiniz, küçük hanım, dedi, ne var, ne oldu? — Ben de pek iyi anlayamadım. Bileğini uvdu — Bir gürültü işittim, pencereye yaklaştım. O zaman o korkunç şey bileğimden yakaladı. Neydi bu Mr. Brixan? — Bir maymun. Sizi bu kadar kör- kutmuş olmasına müteessitim. Yoksa tabancadan mı korktunuz? — Siz bu maymunu bekliyor muy- dunuz? — Bekliyordum. Çünkü O Longval eldivenlerini kaybetti. Bu eldivenleri | gördüğünü söyledi. Hattâ siz de gö- muhterem Gregory bi: alıkoymuş | rür gibi olmuştunuz değil mi Kneb- olması ihtimali kuvvetlidir. Maksadı | vorth? Rİ İİ e Evet, — Daha doğrusu hepimiz gördük. Maymunun müstakbel bir yıldızı ge- eeleyin ziyaret etmesi de Biç hoşüma gitmedi. burada bekledim. Adele elini uzattı: — Ben hakkınızda nekadar yanlış düşünmüşüm. Brixan gülümsedi: — Olabilir, dedi, insanlar aldanabi- hirler. Genç kız odasına döndü, bu sefer pencereyi iyice kapadı ve uyumadan evvel kalkıp bir kere daha pencere » den dışarıya baktı, Aşağıda bekçisinin sigara ışığım görünce, bu sefer cinin ve müsterih tekrar yatit. Çok geçmeden Foss ka- pıları vurarak herkesi o uyandırıyor. işbaşma çağrıyordu. Evvelâ bahçeye inen #debi direktör oldu, Ortalık yavaş yavaş ağarıyordu. Foss detektifi de ayak'a görünce se- dr. — Bonjur Posa, şatoda biraz se- ciktiniz. Herhalde dostumuz Gregory ile konuşcak şeyleriniz vardı. *Fose e: yürüyerek: — Orası size sit değil! dedi. Fakat Brixan kolundan tuttu: — Batı şeyler vardır ki pek zivade Bana aittirler. Meselâ Mis Adele'in penceresine yapıştırılan hu yuvarlak peyaz kâğıt nedir? « TArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: