28 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

28 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ema 28-9-935 | Are YALA GOÇMEN İŞLERİ Sağlık Bakanı Trakyaya Geçmek Üzere Geliyor (Ozel Ankara, 27 aytarımız bildiriyor) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı doktor Refik Saydam, yanın- da müsteşar Hüsameddin, hıfzıssıhha Genel Direktörü Asım ol- duğu halde bu akşam İstanbula hareket etti, Doktor Refik Saydam, İstanbuldan Trakyaya geçerek Murat- ıda Trakya Genel müfettişi ve pılacak toplantıda bulunacaktır. Trakya valilerinin iştirakile ya- Bu toplantı üç gün devam edecek ve mühacirlere ait işler gö- rüşülecektir. istanbula tayin | Nevşehirli Edilen öğretmenler; Tarikatçılar Ankara, 27 (Özel aytarımız | bildiriyor) — Bu yıl Türkiyede muhtelit öğretmen okulların - dan diploma alanların sayısı 775 i bulmaktadır. Kültür Ba - kanlığı Haziran devresinde dip- loma almış bulunanların tayin- lerini ikmal etmiş ve her ile ay- rılan yeni öğretmenlerin listele- rini ilbaylıklara göndermiştir. Eylül devresinde diploma al - mış olan genç öğretmenlerin ta- yinleri de yapılmak üzeredir. Bu seneki mezunlardan İstan bula tayin edilenlerin isimlerini bildiriyorum: Edirne kız öğretmen okulu mezunlarından Saide, Saadet, Şaziment, Nüzhet, Adviye, Ha- tice, Handan Kurt, İstanbul öğ- retmen okulları mezunlarından Hakkı, Makbule, Fikret, Fahri- ye, Kadriye, Nezahet, Fazıla, Fikriye, Bedia, Ferhünde, Melâ hat, Putuhat, Meliha, Mesrure, Münevver, Nuriye, Müveddet, Muzaffer, Konya mezunlarından Fethi- ye, İzmir mezunlarından Mürv vet, Bursa mezunlarmdan Eme- ti, Mestüre . Edirneye tayin edilenlerini - simleri de şunlardır: Adana erkek öğretmen okulun dan Hüseyin, Edirne kız öğret - men okulundan Saliha, Hayri - ye, Şükriye, Cavide, İrfan, Be- hiçe, Konya kız öğretmen oku - Tandan Emine, Bayındırlık Bakanı Ankaraya döndü "Ankara, 27 (Özel aytarımız bildiriyor) — Bayındırlık Baka- nı Ali Çetinkaya bu sabah şeh - rimize döndü. Ankara, 27 (Özel aytarımız | bildiriyor) — Nevşehir tarikat çılarının duruşmalarına bugün devam edilmiştir. Suçlulardan Şerife kadın ile Şeyh Ahmet ve İsmaili ilkönce ihbar eden Ali - nin Nevşehirden şahit olarak dinlenmek üzere getirtilmesine karar verilmiş ve inuhakeme 10 Birinciteşrine bırakılmıştır. Malmüdürlüklerinde tayinler Ankara, 27 (Özel aytarımız bildiriyor) — Cihanbeyli mal. müdürü Ali Galip Mardin mer- kez malmüdürlüğüne, ziraat mü hasebe kâtiplerinden Ahmet Ur fa malmüdürlüğüne, Saimbeyli malmüdürü Hamdi vekâlet em- rine, Saimbeyli malmüdürlüğü - ne Söke malmüdürü Abdürrah- man, Çoruh tahsil müfettişi Ta- ip, Maçka malmüdürlüğüne, Ci- hanbeyli malmüdürlüğüne Tav- şanlı eski tahsil memuru Mus- tafa, Petürke malmüdürlüğüne Niksar malmüdürü Mustafa Re- fik, Burçka malmüdürlüğüne Boztoğan malmüdürü Tahsin Ri za, Gülnar malmüdürü Ahmet Arif, Kolp malmüdürlüğüne ta- yin edilmişlerdir. (© © * Birinci müfettiş bugün geliyor Ankara, 27 (Özel aytarımız bildiriyor) — Birinci Genel Mü fettiş Abidin Özmen bu akşam İstanbula hareket etmiştir. Evkar Genel Direktörü Konyada "Ankara, 27 (Özel aytarıtmz bi r) — Evkaf Genel Di- rel de Konyaya gidecektir. Fahri Konya, evkaf iş- lerini incelemek için bugünler - BENCE ADAM İÇİN İŞ DEĞİL, İŞ İÇİN ADAM! Bir bakanımızın çok güzel bir sö- zünü anlattılar, Bakanlıkta açık olan önemli direktörlüklerden birisi için kendisine bir adam tavsiye etmişler; “İhtiyar yaşta işsiz, güçsüz vaziyet- te kalmış bir zavallıdır., diye. Ve kendisinden şu cevabı almışlı Be nim bir zavallıya değil, bu göre- bilecek bir adama ihtiyacım var, Ne doğru söz ve ne kadar yapılma- sı, yeretmesi gereken bir düşünce. Gerçi, ulusumuzun acıma, düşmüş mak, iyilik sevmek gibi hislerinin pek büyük bir insaniğ kıymet taşıdı. ğından şüphe edilemez. Ancak, itiraf edelim ki, bu insaniğ vasfımız, ço ğun, işlerimizin yolunda gitmesine engel olan kusurlu tarafımızdır da. Eskiden memlekete çok hizmette bulunmuş, düşmanla döğüşmüş, ya- yalanmış bir adamın ihtiyar yaşında yoksuzluk çekmesi elbette ki hiçbir zaman hoş görülemiyecek bir sosyal haksızlıktır ve bu haksızlığın örta- dan kaldırılması memleketi için bir ödev olur, Yalnız, bütün ömrünce ça- işıp yıpranmış ve artık bir köşeye çekilip dinlenmeye hak kazanmış bir adamı yoksuzluktan kurtarmak için, onu önemli bir işin başına getirmek, ia e hem onun omuzlarına al- ndan kalkamıyacağı kadar ağır bir yük yülklimsek ve hama dkir analar olmak, bir haksızlığı ortadan kaldı- rayım derken daha büyük haksızlık” lara meydan vermek demektir. Ayni halin bir başka türlü belirişi- ne bazı edebiyatçılarımıza verilen iş- lerin şeklinde raslıyoruz. Eterlerile emlekete hizmet etmiş olan bir ya- zar sikinti çekmesin, eline biraz bol- Sa para geçsin diye kendisine ağır işler veriliyor ve böylelikle onun ye- ni eserler yazmasına engel olunuyor. Gerçi, kendisi genlik içinde yaşadığı işinden, halinden hoşnutsuzluk etmi» yor, ancak memleket ondan beklediği Asıl hizmetlerden oluyor, Bu da adam için İş prensipinin bir nev'idir. Devlet kurulmuş bir makine ol- duğuna göre onun her parçası özel bir-iş görür ve gördüğü işe uyg olmak gerekir, Nasıl bir makinede iki ayrı parçayı biribirile değiştire. mezseniz, devlet mekanizmasında da, her ferdin, gördüğü uzmanı ol- ması öyle kesin bir ihtiyaçtır. Yaşlılar, emekliler, yoksuzlar, za- vallılar için koruma usulü medeniğ bir cemiyette bambaşka türlüdür. Böyle insanlara açıktan, hiçbir iş gördürmeden para vermek, inanınız >) ei onları göremiyecekleri ir işin başına getirmekten daha az pahalıya mal olur, Yaşar NABİ Çoğun — Ekseriya: Genli fah; Uzman — Müteha: Kat'i, Atatürk'ün Teşekkürleri Ankara, 27. AA— Cumur Baş- kanlığı Genel Sekreterliğinden bil. dirilmiştir: * Dil bayramından ötürü yurdun her yerinden gelen ve yun rn sevinçlerini gösteren kutlama yaâzılâ- sına teşekkürlerini iletmeye, Atatürk, Anadolu Ajansını ödevlemiştir. 2000 Lira Hediyeli Ev Kadınlığı ve!:. Ev Kraliçeliği Müsabaka- mız Yakında Başlıyor Müsabakamız, şu mev- zular üzerinde cereyan edecektir: D— bul kız san'at mekteplerini id. değerli miitehassıtların fikir narak ve onların bir nevi teknik üsabakamız resinde cereyan edecektir. Bu zevat, bu sosyal aile müsabakamızda ve fili hizmetlerini kâfatlar verilecektir. ŞARTLAR: irin hepsine girerek Ü ünvanını kazana - İn okuyucumuzla, kendi- İ takip edecek ikinci, üçüncü e diğer ev kadınlarına yine mü pa Mükâfatlar 4- Müsabakamıza girecek olanların fotoğrafları gazetemizde neşredile- cektir, Imtihanlar, kız san'at mektepleri #uallimlerinden seçilmiş bir heyet ta rafından ve herkesin yözü önünde yapılacaktır, 5 - Müsabakaya girme şartlarını dağıtı- lacak mükâfatları ve müsabakanın ne zaman başlıyacağını yakında ilân yardım, dost kollamak, hatır kırma» | ket işinin bozuk yürümesine sebep | r AN Izmir Şarbayile Mülâkat izmirde Kültür Park ! Bugünkü çalışmalar sonuç verdiği zaman izmir bugünkü Türkiyenin Akdenize açılmış bir penceresi olacaktır Tizmirin değerli Şarbayı Beh- | İ çet Özle yaptığımız bir konuş-| mağı aşağıya koyuyoruz. Beş alk tı sene içinde, yaratıcı çalışma- larile İzmir şehrine birçok iyi- likler ve güzellikler kszandıran | Behçet Öz'ün söyledikleri İzmir şehrindeki bugünkü imar hare- ketlerinin tam bir krokisini çiz- mektedir:) © — Izmir şehrinin imar hareketle ti içinde bir de büyük kültür park yapılacağını. işittik. Bu hususta İza- i ? e bir park yapacağız. Çünkü gündelik izlerle yorulan balk için bol hava, güneş ve serinlik alı- nâcak yerler yapılmasını sağlık ba- kımından çok faydalı görüyoruz. Parkçılık ve ağaç yetiştirme işine hususi bir ehemmiyet veriyoruz. Beş senedenberi şehri ağaçlama işi üze- rinde yürüyoruz. Muntazaman şehrin en küçük yollarından en büyüklerine kadar muhtelif cins 35.000 ağaç dik- tik. Bundan başka şehrin muhtelif semtlerinde mecmuu (60.000) metre murabbar tutan (11) tane küçüklü İ büyüklü bahçe ve çocuk oyun yeri yaptık. Bunlardan bir kısmı eski ba- #aklıklar ve mezarlıklar üzerine rulmuştur. Fakat yapılan bu mit için kâfi bulmuyoruz. İstiyoruz ki güzel İzmir ayni zamanda yeşil İz- mir olsun. Taliis cilvesile büyük bir kısmı yan- gin harabelerine dönen İzmirimiz, im- kân ve şeraitin müsaadesi nisbetinde ve azami hızla medetn bir şehir ol- mağa doğru gidiyor. Elimizdeki park ve bahçeler bugünün ihtiyacını karşı lasa bile yarın için kâfi gelmiyecektir. İzmirin müstakbel imar ve inkişaf bölgesi, Kordonun arka tarafında kalan ve bir kısım yolları ve mahal- leleri tesis edilmiş bulunan yangın- kklardır. Şarka, Halkapmar istikame- tine doğru uzamakta olan bu geniş havza, yeni büyük mektepleri, mo- dern evleri ve amele mahalleleri ile Aydm ve Kasaba şimendifer hatları- nın birleşme ve, biribirine bağlanma yerini ve yeni İzmir limanını içine alacaktır, Işte cültür park ta bu bölgede ku- rulacak ve genişliği (360.000) metre murabbar, olacaktır, j e çe arazi İçinde bir ormanlık mr yapacaksınız?,, “— Burasi öyle bir ormanlık ola- cak ki, içinde devrimimizin bütün hu- susiyetini yaşatacak kültür mülessese- leri de bulunacaktır... “.- Bu hususta da tafsilât verir mi- siniz?,, Parkta tatbik edeceğimiz pro- jenin ana hatları şudur: Parkın muhtelif istikametlerden ka» poarı bulunacak ve bu kapılar önün- de birer meydan yapılacaktır. Motor- lu vesaitin giriş kapıları ve park da- hilihdeki yolları ayrıdır. Bu kapılar önünde de garaj tesis edilecektir. “Ağaçlanma ve yolların açılmasında mütenazır hendesi şekiller âranmıya- cak ve park mıntakalâra taksim edi- lerek her mıntakanm ağaçlanması başka başka tarzda tertip edilecektir. Kültür müesseseleri: İzmirde mektepli çocukları ve hal- kı tatmin edecek müzeler yoktur, Kül tür bakımından çok lüzumlu olan ve yalnız İzmir için değil, bütün Ege mıntâkasma lâzım olan bu müesscse« leri park içinde kuracağız. 1 — Atatürk köşkü: Müzelerin başımda (Atatürk) köşe kü gelecektir. Çok itinalı şekilde ha- zırlanacak bu köşkte Atatürkün ço- cukluğundan bugüne kadar geçirdiği | teren daimi hayat ve Türk ulusuna yaptığı sayısız büyük hizmetler canlandırılacaktır Bu köşkte, Atatürkün inkilâp kadaşı İsmet İnönü için de ayni şeki de bir salon bulunacak 2 — Devrim müzesi: Bu müze Türk ihtilâlini ve devrim hareketlerini canlandıracaktır. 3 — Süel müze: Türk neferinin ve Türk ordusunun tarih başlangıcındanberi geçirdiği te- takki safahatını ve cümhüriyet ordu- sunun bugünkü modern bünyesini gösterecektir, 4— koruma müzesi: Fena ve bulaşıcı hastalıkların yap- tığı tesirler ve bunlardan korunma çarelerini gençlere ve halka öğrete- cektir, Toprak ve endüstri ürünleri müzesi: Ege bölgesinde topraktan ve fab- rikalardan yetişen bütün ürünleri gös- bir sergi mahiyetinde olacaktır, 6 — İzmir sivil müzesi buraya ta- şmacaktır. © .l 7 — Jeografik, jeolojik, antropolo- jik, astronomik bir müze de kurula” caktır. Umumi toplantı, eğlen- ce ve spor yerleri: 1 — 5.000 kişilik bir meydan, 2 — 1.000 er kişi alacak iki mey- dan, 3 — Bir lokanta ve gazino, 4 — Bir sirk yeri, $ — Amfiteatr şeklinde bir açık tiyatro, 6 — Bir çocuk tiyatrosu, 7 — Çocuk oyun yerleri, 8 — Küçükler için kum oynama ha- vuzları, 9 — Şehir stadyumu, 10 — Tenis bahçeleri, 11 — Bir açık yüzme havuzu. oo / Diğer tesisat: da şöylece sıralıyabi- iriz: Kapılarda paket bırakma yerleri, park idare binası, sigara ve gazete sa“ tan köşkler, telefon, posta ve telgraf köşkleri, fotoğraf köşkleri, elektrik santralı, aptesane ve çöp atacak yer- ler, yangın söndürme merkezi, polis ve belediye merkezleri. “— Kültür park ne zaman başlıya- cak ve ne zaman bitecektir? Ve son- ra İzmir, yalnız başına bu büyük işi başarabilecek 'midir?,, a "— İsteğikten ve çalıştıktan son- ra ba ,yacak bir iş yoktur. Hü- kümetimizin, sayın e Başbakanımızm ve diğer değerli bakanlarımızın yar. drmlarile, üç sene evvel yangın hara- besi olan bir yerde Wügün arsıulusal İzmir panayırı yükselmiş bulunuyor. Büyüklerimizin şefkatli himayeleri ve yardımlarile beş sene sonra, yine yangınlıklar içinde, bu bütün saydı. ğ:m müesseseleri ve yeşil ağaçlıklari- le bu parkında yükseleceğine cmin olabilirsiniz. Parkn ilk adımı atılmıştır. (360.000) metre murabbalık yangın harabeleri sekiz ay sonra tamamen tesviye edilmiş ve yollarının taslağı meydana çıkmış olacaktır. Bu işi mü- teahhide verdik, bir aydanberi çalışı» yor, Tesviye bitince ağaçlanma ve yol- ların döşenme İşi başlıyacak, bir ta- raltan da imkân müsaadesi nisbetin- de diğer tesisat kurulmağa başlana- caktır. Parkın heyeti umumiyi beş sene İçinde tamamlamağa gayret edeceğiz. Amacımız, yukarda da söylediğim gibi güzel İzmirin ayni zamanda ye- şil İzmir olması, ve yaşadığımız mes- ut Atatürk devrine lâyık modern var- uğa sahip olmasıdır.,, Nazilli fabrikası Moskova, 27 A.A, — Hafif meka- nik imalât genel direktörü Zubjitski, Nazilli dokuma kombinası için lüzum- lu olan makineler hakkımda Tas &; aytarına şunları söylemiştir: “— Kombinanın gerek iplik iğir - me, gerek dokuma ve gerek perdah kısımları için lüzumlu bütün makine- ler, fabrikalara ısmarlanmıştır. Bu makineler, 28236 iğ, 768. otomatik tezgâh, muhtelif yıkama #letleri ve boyama, perdah ve srklaştırma maki- neleridir, Birçok fabrikalar daha şim- diden bu makineleri yapmıya başla - mışlardır, Bir mühendis grupu, Kayseri kom- binası yapılırken edinilen tecrübelere dayanarak yeni basma fabrikasmın plânları ve forma projeleri üzerinde çalışmaktadır. Makinelerin yapılması işi de yine bu tecrübelere göre ince- Jenmektedir. Makineler 1936 Tkincikânununda | fabrikanın kurulacağı yerde bulun - muş olacak ve kombina 1937 İkinci. kânunda tam olarak kurulmuş bulu « nacaktır. Bu suretle fabrika 3 ay son- va çalışabilecektir. Yurtta yağış Ankara, 27 A.A. — Ziraat vekâle- ti Meteoroloji enstitüsünden bildirili- miştir: 279-1935 de Türkiyede hava du- rumu, son 24 saat içinde Trakya, E- ge böylegeleri ile Orta Anadolunun Konya ve Çı n maada yerleri ve Güney Anadolusunda Dörtyol ve Kilis tarafları, Karadeniz kıyılarında Rize ve Sinop yağışlı geçmiştir. Ölçü- len miktarlar, metre murabbama: Burada 87, Adapazarında 45, Hay- reboluda 24, Dursunbeyde 21, Istan- bulda 16, Edirnede 14, Uşakta 13, E- timesutta 11, Kütahya ve Eskişehirde 8, Isparta ve Babaeskide 7, Bolu ve Kişitte 6, Ankarada 5, Beyşehir ve TTosyada 3, Dörtyol, Polatlı, Bandır- ma ve Tekirdağnda 2, Sıvas, Kırşehir, Sinop; Ki Niğde, Rize ve Afyonda bir kilogramdır. ÇE kN 20 ilkteşrin Pazar Genel Nülus sayımı Sayım işine verilen önem Türk Ulusunun kalkınma ve çoğalma © şağında bulunduğunun esidir. Başvekâlet İ Istatistik Umum Müdürlüğü ; ELEK ASLAN VE RESSAM Gazeteci ve sünnetçi, bu ikisi pek güç sevilirmiş derler. Operatör Bay Cemilin iddiası gibi sünnet ortadan kalkarsa sünnetçiler bu sevgisizlik- ten yakalarını kurtarırlar ama ek- meklerinden olurlar. Şimdi her adı mımızi, hattâ sünnet işinde bile eko- Domi temposuna uydurmak zarure- tinde olduğumuz için hekimlik yö- nünden sünnet lüzumsuz olsa bile, İ bence memlekette alışveriş kapı: bığı için faydalıdır. Neyse orası bi lâzım değil. Gâzeteciler de öyle imiz, Pek sevilmezmiş. Eh iyi kötü ben de şunun şurasında gazeteciyim diye geçiniyorum. Eksik olmasmlar beş ön okuyucum var ki; beni sever gibi görünürler. Lâkin sevmiyenleri yok | değil. Ve bu sevi: ek daha ziyade bizim kendi aramızda. Eğer biribirini en az seven ve en çok çekemiy. meslek erbabı aranırsa bunu bizim esnaf teşkil eder. Bize burası da lâ- zım değil, Asıl anlatmak istediğim şudur? Gazetecileri sevmi bir dostum var, Benimle bile gazeteci gibi ko- nuşmak istemez. En büyük derdi ga- zetelerin arasıra hâdiseleri i rek veya istemiyerek — biçim. tirmeleri davasıdır. O diyor ki : — Bir işin hakikati kimsenin el süremiyeceği mukaddesattandır. He- le bir gazeteci için buna tecavüz et- mek hiç affedilemez. Ben gazetecileri müdafaa ediyo rum. — Herkesin bir görüş tarzı var dır. Bu hakikat denilen şey ona göre değişir. Diyorum ama inanmiyor! * — Hayır hayır. Hakikat ne taraf tan baksan b ,kikattir. Ancak siz hâ- diselere kendi istediğiniz şekli ver. meye kalkıyorsunuz. Sana bir fıkra anlatayım: Vaktile lâf eden bir as lan varmış. Gülme! Kendi naturası- nım, yaradılışmın dışında iş yapan ve ya yapmıya yeltenen niceleri var kiz bu lâf eden atlanın yanında çok da- ha acayip görülür. Neyse bu tarafı çe kiştirmek bize düşmez. İşte bu laf eden aslan, sahibiyle birlikte bir gün bir resim sergisine girmiş... Tablolar. ra bakmışlar. Muhakkak orası, res- min makbule geçtiği bir yermiş kiş değil sade adamlar, hayvanlar bila gidip görürlermiş.. Sergide teşhir edilen tablolardan biri önünde aslan- la sahibi durmuşlar, Bu tabloda'bir İ adamın, bir aslanı yere yatırıp mağ« lüp ettiği gösteriliyormuş.. Aslan da, sahibi de tabloya derin derin bakmışlar.. Sahibi aslana sor muş — Ne dersin bu tabloyaf., Aslan hiç müteessir görünmüyor. muş. Şu cevabı vermiş: — Bizden de ressamlar çıksaydı, bu tablonun aksini yaparlardı... Demiş. İşte azizim. Çoğu elinize aldığınız işleri bu tabloda olduğu gibi resme- diyorsunuz... Biz de onları gördükçe #5 aslanın düşündüğü gibi düşünüyo” TUZ Dedi. B. FELEK Avrupada Bir Tecavüz Olursa (Başei incidel dir. Sir Hoare, demişti ki - “ İngiltere, Uluslar Sösyetesi ni- zâmnamesinin kollektif bir şekilde ve bütünlüğü ile muhafaza edilmesi ve bilhassa sebebiyet verilmeksizin ya» pılan tecavüzlere karşı metin ve töp- İs bir şekilde karşı gelinmesi taraf- tarıdır.,, Bundan başka haber alımdığına gö re, İngiltere hükümeti verdiği cevap ta Avrupada zuhuru mefruz tecavüzi hareketler hakkında evvelden hiç bir teahhüd altıma girmemekte ve muka- bil hiç bir soruda bulunmamaktadır. Bu itibarla görünüşe göre, İpgiliz ce vabı Fransanın bir daha cevap ver- | mesini istilzam edecek mahiyette dö gildir. i Taymis gazetesi Bu gazete Avrupada beklenen du- rum olursa İngilterenin nasıl hare- ket edeceğine dair olan Fransız soru- suna İngilterenin verdiği cevabı hiç tesirde bulunmadan yazmaktadır. Ga zetenin haber aldığına göre, İngilte- re notası, Sir Samuel Höate tarafın- dan Cenevrede verilen söylevi ince- lemekte ve İngilterenin hususi hattı hareketi hakkında hiçbir kayıtta bu- lunmamaktadır. Buna göre, cevabın yamlış tarzından Fransız geneloyun memnun olacağı sanılmaktadır. Morning Post gazetesi diyor ki : “ Büyük Britanya notası İl tem- muz diyevi kuvvetli bir surette tek- rarlamaktadır. Bu diyeve göre İngil- tere herhangi bir taârrüz karşısında müşt ve kati bir o mukavemet göste, almıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: