4 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

4 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 6 Habeşistanda vaziyet henüz anlaşılmamıştır Habeşlerin ordularını toplamak için geri çekilmeleri en iyi bir harekettir Habeşlerin fena teçhiz edilmiş olmalarına rağmen Şimal cephesinde İtalnyanlar okadar süratle ilerleyememişlerdir Times'den: Ren meselesinin Habeş İşini ikinci plâna atmış olmasma rağmen doğu Afrikasındaki İtalyan istilâsı devam elmektedir. Hem de bu istilâ öyle bir dereceye vâml olmuştur ki, Avrupa siyasetini düşünmeden ve bu siyase- tin Afrika halkı üzerindeki muhtemel tesirlerini hatıra getirmeden durdu- rulması icap etmektedir. Mareşal Ba doglionun Ras Mulugeta ordusunu Amba Aradamda büyük bir mağlü- biyete uğratıldığı Amba Alagi alm- dığı ve Tembien mıntakasında diğer bir galibiyet kazandığı haberini ve - Ten bildiriklerin neşrinden bir ay geç ti. Üst üste gelen Üç galibiyet haberi ve Habeş ordularının ricati dünya ef- kârı umumiyesi üzerinde Italyanlarm istediklerinden daha büyük bir tesir yaptı. Hattâ daha ileri gidilerek bun- dan gonra Italyan taarruzuna muka- vw imkânsız olduğu söylendi, Bazıları ise Adis Ababa yolundaki müşküllerin bertaraf edilmiş olduğu- nu ve İtalyanların Habeşler tarafım. dan yapılan yollar üzerinden merkez gehre doğru kolayca ilerliyebilecekle- rini söylediler, Bu iddialar hakkında şüphe beyan etmek, ve karar vermek için tereddüt geçirmek İtalyanlara karşı hüsümet beslemek addedildi. Fakat çabuk alman kararları za- man düzeltir. Bu sefer de öyle oldu. Efkârı umumiyenin İtalyan faaliyeti hakkımdaki fikirlerinin tekrar değiş- mesi ve Italyan galibiyetlerine ehem- miyet vermemesi muhtemeldir. Dağların tepelerindeki sis elân da- Fılmış ve orada geçen hakikati mey- dana çıkarmış değildir. Ne İtalyan, ne de Habeş haberleri bizi tatmin e- decek mahiyette değildir. Kahir İtak yan kuvvetleri karşısında İtalyanları son raddeye,kadar kuvvetlerini te- merküz ettirmeye sevketlikten sonra i yapabilece) tur, Böyle bir kanaat bizi Habeşlerin Şubat ayı hareketine ait iddialarına inanmaya sevkeder. Habeşler İtal- yanların büyük bir muzafferiyet diye tavsif ettikleri çarpışmalarda, İtal yanları kuvvetlerini temerküz ettir - meye sevkettiklerini ve düşman: böy- lece çok külfetli bir zahmete soktuk- tan sonra çekildiklerini söyleyorlar.. Miaamafih Mareşal Badoglionun bil- | diriklerinde de bir hakikat nüvesi bu- | lunduğunu kabul etmek lâzrmdir.! Halyanların Habeşlerle ciddi çarpış- | malara giriştiklerine ve Habeşleri e- peyce hırpaladıklarma inanmak lâ- Yalnız ilk bildiriklerde ilân edildiği veçhile kat'i bir galibiyet ka- zarmadıkları aşikârdır. Sonraki bil- dirikler ve zaman ve mekânın vasıta- ki şehadeti ilk galibiyet haberlerini epeyce değiştirmiştir. Meselâ Habeş telefatı hakkında ilk bildiriğlerdeki rakamlarla sonraki bildiriğlerdeki ra kamlar arasında büyük farklar var- dı. Ayni zamanda Ras Mulugetta or- dusunun tamamiyle ifna edilmiş ol- duğu söylendiği halde on gün sonra Cesasmaç Hascesianın 15,000 kişilik kuvvetile muntazam surette geri çe - kildiği ilân ediliyordu. Habeşlerin Fe- Baros yolunda panik halinde kaçmak ta olduklarını ve İtalyanların galebe- lerini dev adımları İle takip ettikleri- hi öğrendikten sonra, İtalyanlarm bu mmtakaya bu galibiyetten ancak bir ay sonra vâsıl olduklarını işittik. As- keri sevkülceyş kaideleri bozgunu $#i- kı takip etmek iktıza ettiğini söyler. Kalyanların takipte gecikmelerini memleket arızalarının çokluk ve fe- nalığına ve İtalyanların fazla tedbir- liliğine atfedebileceğimiz gibi takipte geç kalmalarınm Habeşlerin bozguna uğramamış olmalarınm netleesi ola- bileceğini unytmamak lâzımdır. Kat'l galibiyet ifadesi askeri ma- nada mistik bir anlama malik olmak istidadında olup hakikat ile beheme- hal ayni değildir. Italyan meselesinde birçok şartlar mistik mananm haki- katten pek daha çok uzak olabileceği- pe işaret etmektedirler. Fena teçhiz edilmiş Habeşlerin mu- kavemet derecesi nazarı itibara ali- nırsa İtalyanlar şimalde birkaç ay zarfında istilâ edebilecekler! mevkile- ri yarı senede İşgal edebilmişlerdir. Jstilâ ordusunun müşkülleri kendi da hil müşküllerinden ibaretti: levazım- larmı tedarik etmek, münakale hat- larını temin etmek. Bunlar her halde küçük müşküller değildi, ve İtalyan- Arızalı arazide İtalyan kamyonları İmparator düfbünle ufku seyrediyor lar imkân dahilinde bunları karşıla- mağa ve yenmeğe muvaffak olmuş - lardır. Fakat ilerledikçe müşkülütın artacağından şüphe yoktur. Garpte Setit nehri üzerinden cenu- ba doğru yürüyerek ilerliyebilmek için yeni bir yol açmışlardır. Bu mmn- takada hiç mukavemete maruz kal- madan epeyce ilerliyecekleri zanne - dilmektedir. Fakat Gondar yolunda birçok tabii arızalar vardır ve bu is tilâ kolunu da iyi netice vermesini beklemek pek doğru olmaz. Evvelce de söylenmiş olduğu veçhile cenupta Harrara doğru İleri hareketi Italyan- lar için en çok imkânları havi olan bir hareket olarak kalmaktadır. Almanya harbe hazırlanıyor ! Bugünlerde Sovyet gazetelerinde Litvinofun milletler cemiyeti kont#e- yinin fevkalâde toplantısında söyle- diği nutuk aynen verilmekte ve bu hususta müteaddit yazılar neşrolun - maktadır. Bu arada İzvestin “Sulhün kollektif müdafaası, başlıklı başya- sısında hulâsaten şunları söylemek» tedir: “Fransa ile Belçikanm Lokârno mu- ahedesinin bozulması dolayısiyle vaki müracaatlarını halletmek için yapı — lan toplantı, Almanyanın tecavüzün- den ancak on gün sonra toplanmış- tır ve bu geçen on gün barışı mü - dafan İle mükellef olanların zaafını ve kararsızlığını meydana atmıştır. Halbuki siyasa adammm borcu müracaata derhal cevap vermekti. Sovyetler birliğinin Milletler cemiye- ti azalığı esnasında beynelmilel an - laşmaların üç defa bozulması ve çiğ- Benmesi vakağı olmuştur, Bunun bi- ri Italya ve diğer ikisi Almanya tara- fından gelmiştir. Almanya için bu hareketlerde bir fevkalâdelik yoktur. Zaten Hitler hattâ “Benim mücadelem,, adli kita- bında da daha evvel bu kararlarını ve hareketlerini yazmakta ve Avru - pada yegâne kuvvetli devletin yalnız Almanya olmasmı İstemektedir. Bi- hazırlanıyor. Yalnız onun cehdi iki " cephöde birden sâvaşa girmeyip kuv- İ vetlerini bir cephede kullanmağı te- mindir, Pransa ve Bölçikaya teklif (olunan 25 yıllık muahedelerin de es» İsi budur. Halbuki arsıulusal muahe- delere riayet olunmadıkça barişsever b teyit olunamaz ve bariş için mi- cadele edilemez. İşte milletler cemiyeti konseyinde Litvinofun verdiği gsöylevin manasi bu hakikati bir defa daha ilân etmek ve cihandeki bütün bariş taraftar- larmı barışm enerjik ve kollektif mü dafaası için bir defa daha birleşmi- ye davet etmektedir. TAN ——ğ—ğ>ğ—ğ—ğ—ğ—ğ—ğ— << 4-4-986 az MR) HERGUN BİR ROPORTAJ ———— << — m“ SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Çocuk para yutarsa Eskiden, kırk paraya epeyce yemiş almırken, çocukların en ziyade yut- tukları küçük para çil kuruşlardı. Şimdiki kurüşlar büyük oldukları gi- bi zaten bir bardak su içmekten baş ka bir işe yaramadıkları için çocuk- lar, hiç olmazsa incecik bir çikolata, yahut tek katlı bir kâğıthelvası geti- recek mini mini sarı yüz paralıkları daha ziyâde tercih ediyorlar. Onun i- "çin, kazara yuttukları o para da en gok bunlar oluyor. Çocuklarm yuttukları şey yalnız para da değildir. Pek küçük olanlar düğmeden başlıyarak iğneye kadar türlü türlü şeyler yutarlar, Çocuğun yuttuğu şey ne olursa olsun büyücek yahut sivri olursa boğazda, yani ağ- zm arkasında yahut biraz daha aşa- Erda kalır. Fakat daha ziyade, hele küçük olanlar, boğazdan geçerek mi- de borusunun İçinde, hekimlerin ön- eeden bildikleri noktalarda durur. Ba zısı mide borusundan da geçerek mi- deye, oradan barsaklara geçer; yu- varlakça bir şeyse tabii yoldan çıkar, toplu iğne, dikiş iğnesi, çivi gibi siv- ri olanlar hazım borusunun bir tara- tında saplanıp kalır, Çocuğun yuttuğu şey nekadar bü- yük olursa, rahatsızlık alâmetleri de o kadar belli olur. Pek küçük şeylerin gocuğun ağzından İçeri gittiğini hiç- bir alâmetle anlıyamazsınız.Ortadan kilçilk bir şey kaybedilmiştir,o kadar Fakat büyükçe olursa boğazda ka - lir, onu tıkar, çocuk boğulur gibi o- lur. Yuttuğu şey vaktinde çıkarılas mazsa gerçekten boğulur da! Böyle olunca, çocuğun yuttuğu şey hemen çıkarılamazsa, çocuğu kucaklayıp en yakın bulunan hekime yahut basta- neye kadar götürmelidir. görülür, Çocuğun yuttuğu şey boğu zındân geçer ve mide borusunda ka- ır. Onu orada tutacak birkaç nokta yardır, O vakit çocuk ilkin bir acı du- yar, az veya çok şiddetle boğüluyor- muş gibi olur. Fakat bu hal çabuk geçer. Yalnız göğsünün yukarı kıs- mında bir acı, hattâ yalnızca bir si Pravda gazetesi de “kollektif em- niyet “adlı . şunları yazmaktadır; “17 Mart toplantısmda Sövyetler Birliği mümessili bitaraf bir; hisle İrini söylemiştir “Çünki Sevyetle. | MİŞ rin ne Lokarnoda İmzası vardır, ne| de Almanya ile hudutları müşterek: | tir. Bu itibarla Sovyetler mümessili- nin gözönünde tuttuğu sey yalnız dünya barışıdır. Onun hedefi millet- ler cemiyeti nizamlarınn ve beynel- milel anlaşmaların müdafaa ve mu. | hafazası idi. Bu itibarla Litvinofun | mutkumu prensip bakımından çok bü- | yük önemi vardır. Eğer tecavüzün ha reketi, kollektif emniyet taraftarla- rmmn müşterek bir mükavemeti ile karsılanmazsa 6 zaman bü tecavüzler gittikçe artar ve milletler cemiyeti- nin mevcudiyetinin manası kalmıya - bilir, Litvinof nutkunda Hitlerin Fransa ve Belçikava olan 25 yıllık sulh teklifini tahlil ederek Hitlerin €sas maksadını izah etmiştir. Bu teklifin hedefi Almanya evvelâ diğer millet- lerle muharebeye giriştiği zaman mu- kavele yapacağı devletlerin bitaraf- lığmı temin etmektedir. Bu itibarla Hitlerin maksadı aşikârder ve bu maksat sâdece milletler cemiyetinin temeli olan kollektif emniyet sistemi- ni parçalamak ve ortadan kaldırmak tır, Hitlerin son nutkunda “silâh her şeyi halledecek,, sözü Hitler barışse- verliğinin mahiyetini açıkça göster - mektedir. Litvinofun dediği gibi Hit- lerin fikri kısaca bütün dünyayı Sov- yetler aleyhine sevketmektir. Fakat İltvinofun gene işaret ettiği gibi, bu tehdit öyle bir duman perdesidir ki onun arkasında Fransa ve Belçika- dan İntikam almak arzusu yanar, Sovyetler birliği kendi hesabına, mil- letler cemiyetini terkeden ve beynel- milel anlaşmaları bozan bir devletin bu | simdi birtakım silâh gürültüleri çıka- İrarak kendi fikrini bütün Avrupada cebren kabul ettirme teşebbüsüne siddetle muarızdır. akalorya talimatnamesi Liselere devam etmeyip te lise ba- kaloryalarma girecekler için bir tali- matname hazırlatılmıştır. Yakmda maarif müdürlüklerine tebliğ edilecek olan bu talimatnameye göre, bu baka lorylara girecekler 22 yaşmdan küçük 35 yaşından büyük olamıyacaklardır. kımtı duyar. Buda şa insan ço- cuğun Hiçbir sey'y yahut yutmuş olsa bile o şeyin mide borü- sundan da geçerek mideye kadar in- ten gele er yemeği» si bile yiyebilir. A Bereket versin ki, bu derecesi az| olduğuna hülkmedeceği gelir. xl mayiriru” KOY “Tuz, limon, Selçuk Kız San'at (o mektebinde “Tan” m ev idaresi imtihanları yapılı yor. Bütün ellerde birer ütü.. Keten örtüler serilmiş masalarda, gömlek yakaları ütüleniyor. Salonun duvar - larmğda, yerler silinirken, çamaşır ası ırken yorucu ve rahat veziyetleri gösteren temsili resimler.. . Bayanlardan biri, ütülediği yakayı elinden hiddetle bıraktı: — Aman. Bıktım artık... Aksi gibi bana öyle eski bir yaka düşmliş ki, bir türlü temizlenmiyor. Tamam üç defadır yıkayorum!.. Bir başka bayan da, yaka ile tü a- rasma koyduğu bezden şikâyet edi - yordu: — Fazla sürsem 'yanacak!.. Hafif sürsem, ütü iyi olmıyacak!. Bir kı- nikürlü tırnaklarla genç ev kadınla - rmın öyle sevimli bir çamaşır yıkayış tarzları var ki, seyrine doyulmuyor. Bu arada, bir bayan, elindeki ya - m çok eskimiş bularak, bana dön- ü: — Yakanızı, çıkarmaz mısmiy? U- İtüler, yine size Jade ederim! — Mersi, dedim, ben yakamı kim- senin eline verinek istemem!.. pi ir me biraz sonra bitti, i İeke çikarmağa sıra gelmi Bevoğlu Aksam ri iz vee Fakat çocuğun yuttuğu şeyin mi- deye kadar inmiş olduğuna hemen insnmamalıdır. Onun mide borüsun - da kalmıs olmasında çok ihtimal var- dır, Orada durdukça, daima öyle ses- siz, yahut biraz ağrı yahut sıkıntı vermekle kalmaz. Kaldığı yerde sonu hiç hoşa gitmiyecek tehlikeli işler & r. Bi dolayı çocuğun yuttuğu şe yin mide borusunda kalmıs olmasm- da ufacık bir şüphe olunca hemen ço- cuğu röntgen ışığı ile muayene ettir- melidir. Yutulan şey hemen her va- kit madeni, en çok defa para olduğu için röntgen ışığı hiç aldanmaz, onun kaldığı yeri gösterir. Yutulan şey hemen her vakit gir- diği yoldan, kolaylıkla, yahut güç ol- sa da gene tsbii yoldan çıkarılabilir. Bereket versin pek nadir olan, bazi hallerde ameliyat yapılmağa lüzum görülür, Bunu kararlaştıracak, şüp - hesiz, ancak hekimdir. — m aa Şark Demiryolları satış hesaplarını hazırlıyor Şark demiryolları kumpanyası sa- tış hesaplarmı hazırlamaktadır. Yar kmda #atış işi üzerinde umumi heyet ten salâhiyet istenecektir. Müfettiş salâbaddin, yeni yapılan ve harfe in- şaatı'biten Edirne garmı teftişe git- miştir, Film operatörleri Uç gündenberi şehrimizde bulunan ingiliz film rejisörü ve kumpanya di rektörü Wanrayt ile müellif Hol ve Mile, Izabel Bernar dün de İstanbul Yun muhtelif yerlerini dolaşmışlardır. Filmciler, tütün fabrikalarımızı, ima Jâthaneleri gezmek istemişler, kendi- lerine verilen milsaade Üzerine Cibali tütün fabrikasını ziyaret etmişlerdir. Bugün de Beşiktaştaki Austro» Türk Limited kumpanyasile Ortaköy ve Uskildardaki tütün depolarmı ge - zecekler, filme almmaya değer yerle- Bundan başka İmtihanda muvaffak İri tesbit edeceklerdir. Film operatör. naenaleyh Almanya nasıl olsa harbe | olanlar verilecek diploma emsallerin- İlerinin Yunanistana pazartesi günü den bir sene sonra olacaktır. gitmeleri | Mi Müsabakalara giren bir bayan yakalık kolalıyor. bi müdürü Bayan Ayşe, elindeki ka - lemi, bol milrekkepli hokkaya batıra- rak önlindeki dantelâlı, küçük masa örtülerini, birer birer lekeledi. O gü- zelim beyaz ketenlerin üzerinde şimdi geniş geniş lekeler peyda olmuştu. Bayan Ayşe, masanm buşında, fp- tihan olacakları birer birer yanma ça ğırıyordu. Salona ilk giren Suadiyeli Ayşeye soruldu: — Farzedelim ki, gu küçük örtüyü salonunuzun bir yerine koyacaksınız. Ne yaparsmız? — 1k evvel lekesini çıkarırım. — Nasıl? — Çiğ sütle Amerikan şekerini ka- rıştırır, örtüyü, iyice oğarım! — Ya, siz Bayan Emine? — Tuz ve limon kullanırım... Kevser, birden cevap vermedi. Te reddildü vardı, sordü; — Mürekkep, Avrupa mürekkebi mi, yerli mi? Avrupa mürekkebi ise trebentin isterim. Değil ise, biraz e - — Şey... Bir asitle çıkarındım ama... Şimdi hatırıma gelmiyor Nazmiyer — Limon tuzu Kevser Numan? «Asit Oksalik istediler. Gürbüz, Bayan Ayşe, düşünüyor gibi gözlerini kırptı: — Asit orik!., Sonra virien başını sallıyarak: — Yok. yok. Dedi yanıldım. Ağit Orik değil, Hiposulfld diyecektim. Yanımda duran foto Hilmiz gliserin, bize bunların hepsi lâzım! , “Kenarı dantelâlı küçük masa örtüleri bol mü- m e ma rekkebe batırılmış kalemle birer birer lekelendi m İl ge atm Selçuk Kız San'at o Mektebi Ev Idaresi Öğretmeni Bayan Behin — Tuhaf şey. Dedi, bizde Hiposul fit aksine leke yapar. Bayan Ayşe sesine ciddi bir ton ve» rerek: — Fotoğrafçılıkta belki leke yapar İN mi leke çikarır.. Dedi. ide; kestirme bir şey söyliyemi yordu. li Nihayet: “glisörin,, de karar kıldı. Fakat gliserinden başka limon da iste di. Sonra: — Yalnız limon da kâfi, Deği. Yi. me caydı: — Hem gliserin, hem limon.. İkisi de lüztm.. Saliha: — Yoğurt, tuz, limon, şeker.. Arar ken ilâve etti: — Biraz da kuvvetli güneş... Çabuk Şükran, mürekkebin “alafranga, ©. lup olmadığını sordu ve asit tartar is tedi. Fakat, sonradan, imtihanın ver- diği heyecanla şaşırarak; haykırdı; — Hayır! Asit tartar değil, Ham ee Yi b Nadire amonyakla kireç ka; a radı.Bayanların istedikleri malzeme- yi gayet mazbut bir ev idarecisi gibi önceden hazırlıyan Remzi, hemen do laptan çıkartıp dağıttırıyordu. Aradan henliz yarım sani geçme « mişti, Bütün o lekeli nakış parçaları » nın kar gibi beyazlaştıklarını; gördük. Bayanlar, bundan sonra, çorap ör- nuz? Diye sordum. ş — Kimin olacak? Dedi, tabii er « keklerin, Ve hemen ilâve etti; — Siz erkekler, sarki bizim başi mıza çörap örmez misiniz ? Dün akşama kadar devam eden ev idaresi imtihanları, işte böyle geçti. Saat on üç buçuğa doğru sofranm hz zırlandığını haber verdiler. Bütün ye- mekler mektebin değerli öğretmenle- rinden Behin'in nezareti altında ha- zırlanmiştı. Bunlar arasında, Naciye Tigaz'ın çorbası,Nihal'in prenses pata tesi, Nusret Taşkan'ın rostosu, tale- benin el birliğile yaptıkları Buding, lezzetlerine doyum olmayan şeylerdi. Salâhaddin GUNGÖR Bir mali grup gümessil yapacaktır. Grup, Ereğli limanmm ingasır- ia Na fıa Vekkletine teklif edecektir. Serseri köpekler derhal öldürülecek Kövle-» ivar olan belediye huduğ” ları **© © xi köpekler, son günlerde yine hatacak surr**” “oğalmiğe tar, Y ovun tetldiklerder, peklerin. yiyecek temini için vilâyo. köylerine den mütemadiyen şehire doğru sarks

Bu sayıdan diğer sayfalar: