24 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

24 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PiYASA. VAZİYETİ Afyon tacirleri ne düşünüyor ? "Afyon mahsulü toplanmaktadır. Henüz uyuşturucu maddeler inhisa- rının yeni sene mahsulüne karşı ne vaziyet alacağı belli değildir. Bu iti- barla afyon tacirleri tereddüt için- dedirler. Her halde Avrupada bulu- nan afyon heyetinin, buraya dönü- şünden sonra, İnhisar idaresi, afyon ticaretinde ne gibi hareket tayin ede ceği Bu Sene mahsulü piyasaya çıkarılmıştır. İlk mahsul 180 kuruştan fiat görmüştür. Bu fiat müstahsiller tarafmdan pek a- şağı görülmektedir. Fiatler yüksel- mediği takdirde, bazı mıntakalarda müstahsilin afyon toplamayacdağı tereddüt devresinde, fiatler hakkın da ümitsiz davranmak doğru değil- dir, Yukarıda yazdığımız gibibütün mitler Avrupada tetkik seynhati| yapan heyetin temaslarma bağlıdır. Heyet Almanyada bulunmaktadır. 'Ay sonunda Türkiyeye avdet edile- ceği söylenmektedir. Piyasayı, buğday, tiftik, yapağı, yumurta gibi malların hareketleri daha #iyade işgal etmektedir. Buğday piyasasındaki yükseliş ta- mamile dufmuştur.. Yazdığımız gibi, Zriaat bankası, piyasaya müdahale ettiği için fiat- lerin düşmesine sebebiyet vermiştir. "Anadoludan ihtiyaca"yetişecek dere- cede yeni sene mahsulü gelmektedir. Arpa fiatleri düşmektedir. Mersin- den gelen haberlere göre Adana mın takasında arpa yüz paradır. İhracat hentiz başlamamıştır. İzmirde de ye- ni arpa mahsulü üzerine İşler başla- muştır. İstanbul mntakasında yeni sene mahsulü üzerine İşler yoktur. geçen haftaya kadar yapağı piyasa- 6: sâkin geçiyordu. Bu hafta içinde, başta yerli fabrikalar olmak üzere, #hracatçılar yapağı mllbaycatma baş Jamışlardır. Tiftik piyasasında yeni bir tahav- ül yoktur. Alıcıların başında Frasız firmaları bulunmaktadır. Üzüm ihracatçıları teminat verecekler Izmir, 23 (AA) — Türkofis müdürü Ziya, Tariş Limitet Şirketi direktörü Hakkı Veral, üzüm fiat ve ihracatı üzerinde bir toplantı daha yaparak bu yıl üzüm ihracatı yapa- cak olanların Vekâletten üzüm Ihra- ent lisansı almalarını ve tesbit edi- len fiattan aşağı oferto yapmıya- cakları hakkında hükümete tahriri teminat vermeleri kararlaştırılmış ve asgari fiatları şöyle tesbit etmiş - tir; 7 numara - sif Hamburg - 13, 8 numara 14, 9 numara 15, 10 nu- mara 17 buçuk, 11 numara 20. Bu flat geçen seneye nazaran 20 para fazladır. Alman tedbirlerle herhan- gi bir piyasa oyununa mahal kalmı. yacağı temin edilmekte ve bu karar- ların derhal piyasada müsbet tesir - ler göstermesi beklenmektedir. T Yeni iş kanununda İş verenle iş Yeni İş Kanununun en karakteris- tik tarafı, iş verenle iş alan arasın- daki mukavelelerdir. Kanunun 8 inci maddesinde, “İş” iki kısma ay- rılmaktadır. Mahiyeti itibarile 3 gün devam eden işlere “süreksiz iş” bundan fazla devam eden işlere de “sürekli iş” denilmektedir. Bir sene veya bir seneden fazla olan sürekli işlerde, patron ile amele | arasında iş akdi, bir mukaveleye bağ lanmak suretile mecburiyet altına almmaktadır. Mukavelede ücret miktarı da kaydedilecektir. Bu mu- kaveleler syni zamanda kollektif İ mahiyette de olabilir. Yki taraf arasında mukavele yap- mak mecburi olduğuna göre, patro- nun bir işçiyi bir sebep olmaksızm, kolundan tutup işinden çıkarması kabil olamıyacaktır, kanunda buna minat vermeğe mecburdur. Bu su- retle İş Kanununu, bir işçinin bir müessesede daha ziyade emniyetle çalışmasını temin etmektedir. İş Kanununun ana hattı İş veren- le iş alan arasında ahenk temin et- mektir. Patron ve amele münase- betlerindeki ihtilâfların ve kavgala- | irin en ziyade, işten çıkarılma, iş al- | ma meseleleri üzerinde cereyan et- tiğine şüphe yoktur. Bu gibi hâdi- selerde patronların da haklı mevki- de kaldıkları vakidir. Buna alt mi- saller bulunabilir, meselâ: Tütün İşleme işinin en hararetli bir dev- resinde mütehassıs bir işçi, işi terke- git mühletler vardır, Bu mibletlere| riayet etmiyen bir patron, işçiye taz- | ——— BORSA alan arasındaki münasebet iyi tanzim olunmuştur | derse başka bir depoda İş bulmak- tadır. Bu vaziyet karşısında depo sahibinin işleri yüzüstü kalmakta- dır. İş Kanunu, patroplara karşı melenin hukukunu müdafan ettiği gibi patronların hakkını da, ameleye karşı korumaktadır. Kanunun 14 üncü maddesine göre, bir işçi, ihbar mühletine riayet etmeksizin işini bi- rakıp başka bir iş verenin işine gi- rerse mes'ul olur. Kanunun bir mad- desinde, başka bir mücssesedeki pat- tonun bir işçiyi ihbar mühletine ri- ayet etmiyerek kendi milessesesine alması da cezayı mucip olmaktadır. Bir işçi, mukaveledeki ihbar müh- letinden evvel kanunda tasrih edilen #ebeplerden dolayı işini terkedebilir, kanunda bu sebepler daha ziyade ih- İtilâf bakımdan tenzim edilmiştir. Türkiye de endüstri hayatma yeni girmektedir. düştüğü hatalara sakmmak için eli- mizde fırsat vardır. Bizde de, en- düstri yüzünden, ortaya bir takim ahlâki ve içtimai hastalıkların zuhür etmemesi şimdiden tedbirler almak lâzımdır, Iş Kanununda bu tedbir- leri alan hükümler konmuştur. 15 inci maddede bu gibi haller tasrih edilmiştir. İş veren veya vekili işçi- nin veya ailesi tarafmdan birinin şe- ref ve namusuna halel getirecek ve- ya ahlâkmı ifsat edecek mahiyette #özler veya harekette bulunursa, iş- ei, ihbar mühletine lüzum görmeden işini terkedebilecektir, | EŞ 28 HAZİRAN SALI el li Paralar - JEsham z ad Aliş Satış İş Bankası Mü. B5,m it —— N Gertik Bİ - . : 290 1 Dolar 126— Anadolu 95 ve 408 20 İsviçre fr. 820— ape .— 20 Belçika irana S0 Be Şirkethayriye 1659 20 İsviçre a ee Nekt; s7 ia | em ağ 20 Ley 16— | Aslan Çimento Kupon kesik | ©3$ 20 Dina s1 Merkez Bankası #0. kire veskalı 190 Osmanlı Bankarı Ze ia Şark Merkez Ecranesi 445 Bi »7 Jİstikrazlar sin Türk Borca Sim ” ” un 33— Kab yi— | Eman rgani A. B.G, #e> Srvas Erzarum T Gi ege izmso Misir fahvilleri 631,75 —————— 079.20 1806 1 —— —— 10,11,7$ 1903 VE 1.— Me “ 191 7 m. 50.50 91,50 e İTahvilât 25 67 Rihtem Kuponsuz 10,20 90 Anadolu Tve 11 43,15 307,20 5 40 Dİ 44.50 58125 Anadolu Mümessil S14s No, 62 Âdemle Havva Bürhan CAHID evvel Istanbulda bir avcıdan dinle- diğimi hatırlıyorum. Bu bahsetti- ğim avcı hatıralarını kitap geklinde heşretmişti, li Mery dudaklarını büktü: — Meşgul olmağa değmez. Yarın tenise başlıyorum. gelebilir misin? — Nerede? * — Dün gece kltipte öğrendim. Bü. rada bir İngiliz klübü varmış. Tarif ettiklerine göre arkamızdaki caddede olacak. Sırf Ingilizlere mahsus, Fa - kat sen kocam olarak girebilirsin. — Kim kabül etti: — Madam Didis. — Kaçta gideceksin? —Altı buçukta Sekiz buçukta iş başmda bulunu - klüplerde görünmeyi daha şerefli buldukları için nereye gitsek birkaçı ile karşılaşıyoruz. Tenis klübü sirf ecnebilere mah - sus olduğu balde spor meraklısı üç Mısırlı prens te buraya devam edi- yor. Bunlardan biri prens Bekir. Mısırlı Prensler Müslüman olmak- la beraber Osunanlılıktan ayrıldıkla- rı için evlâtlarına Osman adı vermi- yorlar galiba, kadar Osman adlı Prens işit Bunun bir te- sadüf olacağını pek aklım almıyor. Bizim tenis klübüne devam eden bir Prens Aki) var. Adı gibi akıllı ve sevimli bir genç. Rivayete göre ken- di çok zengin olduğu gibi babasm - dan da birçok milyon bekliyormuş. Büra klüplerinde tanıştığım Prens - ler arasında en terbiyelisi ve akıllısı bü genç.. İngilterede Kembriç de o - kumuş. Ama okuduğu yaldızdan i - baret değil. Yaşma göre temkinli de. yer bulan Mısırlı prensler bu ecnebi 1 hissediyorum. Fakst Prens Akile karşı okadar samimi bir sempeti duydum ki, bana âdeta eski bir mektep arkadaşı &a- mimiyeti veriyor. Temiz bir genç. Otekiler gibi prens liğini ilân etmiyor. Fakat hali, tav- rı gösteriyor ki kibar ruhlu bir in san, Onunla iyi dost olabileceğimi zan- nediyorum. O vak'adan sonra Prens Hasan'la bir akşam Skepheard'da karşı karşı- ya geldim. Burası Mısırm eri lüks oteli idi. Bir dostumu ziyarete git- miştim. Prens beni görür görmez bir şey ünutmuş ta o anda hatırla. miş gibi derha! geri döndü. Aslanları yere seren kahramanı nekadar da korkutmuşum. Asalet ve cesaret ruhtan > se çok çirkin oluyor. silği Bugün iki hafta oldu. Bu devrede, garp memleketlerinin | Dünyada on bin tana cüce var ! Cüceler kongre yapıp haklarını istiyecekler Paris - Soir'dan Bir gece içinde bütün Budapeşte duvarları tzerlerinde “bütün dünya cüceleri, birleşiniz”, kelimeleri yazılı ilânlarla dolmuş ve herkes, bunun evvelâ, bir canbazhane için reklâm olduğunu zannetmişse de mesölenin böyle olmadığı anlaşılmıştır. Filhakika, dünyada 10.000 cüce vardır ve bunlar sosyal haklar iddia etmektedirler, Cücelerin Nderleri 75 santim bo - yunda Jules Gont isimli bir cücedir. Bir dev sesine sahip olan bu cüce, ayni zamanda zengindir ve şu beya- nâtta bulunmuştur. — Ben anadan “doğma” cüceyim. Babam, anam, büyük babam da.ci- ct iğiler, Bugüne gelene kadar, dün- yada cücelerin hukukunu müdafaa İçin kimse bir şey yapmış değildir. Halbuki, sanat bakımından dünyada mühim bir mevkiimiz vardır. Mak- sadım, Budapeştede, muâzzam bir cüceler kongresi yapmaktır, Macar dahiliye nazırı ile bir mülkat yap - mak istedim ve bize, bu kongre i- çin yardım edeceğini veadetti. Sos- yal gayelerimiz muayyendir. Biz, in- sanlar arasında hususi ve muayyen bir ırkız. Evvelâ, cücelerin, kendi ırklarma mensup kimselerden gay- ci kimselerle evlenmelerini yasak e den bir kanun İstiyoruz. Çünkü ırkı- mızın yer yüzünden kaybolmaması lâzımdır. Sonra, birtakım ailelerin çocukları cüce olsun da para kaza- nayım diye onlara yaptıkları meza- lime nihayet vermek lâzımdır. Sonra, bütün dünyada, tiyatro, sinema, tramvay, tren, vapurlarda bize hususi tarifeler tatbikmi istiyo- Tuz. Çocuklara yarım bilet alınmı » iyor mu? Biz onlar kadar yer isgal i ediyoruz, bize de yarım bilet alsin- İlar. Bir de, ev meselesi var. Bizim için alelâde insanlara mahsus evler- de oturmak imkânı, pratik sahada, yok gibidir. Muazzam tavanlı, yük » sek odalarda şahsiyetimiz eziliyor ve kıymetimiz kaybolarak gülünç olü- YOR da pi , Glee Jules Gont'un iddiajarı nâka- dar boyundan aşırı olursa olsun, on- ları o kadar samimiyetle ve imanla müdafaa ediyor ki, insanm bu kücük adama, büyük adam diyeceği geli - yor. Esasen ona burada birtakım isim- ler takmışlar, Meselâ Lilliput Fuhre- ri ve Orta Avrupa adamlarından bir diktatörün hatırasını anmak için “Miilmetemlieh”, a a aaa Deri üzerine işler İstanbul piyasasında deri üzerine sön hafta içinde büyük işler olma: mıştır. Yalnız Almanyaya 10 bin &- det kuzu ve tçbin çift keçi derisi gönderilmiştir. Alman kontrol daire- si fiatlarile bu piyasa fiatlarmın bir- birine uygun olması dolâyısile önü- müzdeki hafta içinde bu memlekete fazla ihracat yapılacağı haber ve- rilmektedir. Palamut Ege mmtasası piyasalarında mev- cut orta mallar üzerine istekli ve hararetli muameleler devam etmek- tedir. Yiyatlarda yeni bir yükselme olmamakla beraber piyasa sağlamlı ğini muhafaza etmektedir, gözlerini karşımda görür gibi oluyo- rum, Bugün direktörle telefonla konuş- tuk. O Minie'de çalışıyor. Bana ön- ce hararet derecesinin gölgede otuz #ekizi geçtiğini haber verdiklen son- ra İşler Üzerine konuştu. Sonra ço- cuklarmı ziyaret edip etmediğimi sordu. On gündenberi onlara yalnız bir kart bırakmıştım. Nezaketsizlik ettiğimi biliyordum. Direktöre mah- Bir fırsat bulup ona vaziyetimden hâlâ bahsedememiştim. Fakat bura- ya geldiğimdenberi Mery ile olan be- raberliğimizi bilmiyen kalmadığı için vaziyetin direktörün ailesince de an- laşıldığından şüphe etmiyorum. Fa» kat çokları bizi evli biliyorlar. Mery artık sıkalmıyor. Gününtün birçok saatleri kortlarda. ve klüplerde geçiyor. Buradaki In- İkisinden hangisi ? M. E. C, imzasile ; Hem baba, hem değil Bundan yedi sene evvel, çalşı| G.S, B, 16 imzasile: ğım bir daire şefimin muhtelif vesi- | o Bundan 8 sene evvel 18 yaşındar İelerle teveccühünü. kazanmıştım, | yıdım, Güzel bir kadın tarafından Ahlâk ve terbiyem on derece mah- | seyildim. Kadın o zaman 7 senelik ev guziyetini mücip olmuştu. Bana bir | (5 idi. Fakat çocukları olmıyordu. evlât muamelesinden başka bir 901 | Ben de onu seviyordum. Çünkü gür yapmıyordu. O türihte henüz 18 yaş- | zeldi. Buna rağmen böyle bir yak larında bir..de kerimeleri vardı. | aşmanın yıkabileceğini id. Muhtelif defalar evlerine gittim.Ai- | rak edecek tahsilim de vardı. Niha- lece tanıştık. Bana büyük yardım | yet fırsat bularak kocası ile aramı ve iyiliklerde bulundular, Kızları arz | açtım, Fakat kadın tarafından bir ettiğim yaşta bile mükemmel bir ev | gölge gibi takip edildim. Bu swrada hanıme idi. Yani bu kadar küçük ol | akrabadan bir kızla mişanlandım. masına rağmen bir ev o kadınından | Olmadı. Ve bir zaman bana bir ko- beklenecek her meziyeti haizdi. Bu | dından farklı değilsin bile dedi. Er- gün de ayni nezahet ve meziyeti mü | keklik © onörüne yakıştıramadığım hafaza etmektedir. . Bir zamanlar | bu lekeyi silmek kolaydı. Fakat vio bir vasıta âle.benden söz. istemişti. | danın vardı. Lâkin öyle bir an Fakat o vakit söz vermedim ve kö- | ki hissiyatımın esiri oldum. Ve çamak yollu. bir cevap verdim. Elân sene sonra bir erkek çocuğu onlarda. bu ümit bakidir, Kız olduk» | dana geldi. Kocası sevinçler çü güzeldir. Beni mesut edeceğine | sinde, Aile içerisinde. tase bir kaniim. kkk habbet başladı. Çocuk bana oçk Bundan başka çalıştığım mücss6- | siyor, Ayi biliyorum. o: çocuk. benim sede çalışan bir kızın Denimle alâ- | dir. Fakat gizliyorum, Nihayet ls- kadar oluşuna bigâne o kalamadım | şanbula geldiler. Aradan 6 sene geç» ve onunla seviştim, Aramısdaki 70- |. Ben de geleli £ sene oluyor. Bun <B sl bıta üç seneye yakın devam etti, Ve kendisini alacağımı vadettim. O da bana söz verdi. Aileme çok muti bir eviddım. Ailem bu işe ras olmıyor. Ve muhtelif vesilelerle bu Kızı iste- mediklerini söylemekle beraber “sen geçineceksin, istersen al bis karışma ans” diyerek kırılıyorlar. Hattâ ak- rabamdan bazıları duysalar bana darılacaklardır. Kızın valdesi de sim alacak olan erkeğin kendisine de bakmasini ve yanına almasını şart koşuyor. Halbuki buna imkân yoktur, Çünkü ben iç güveyisi git- miyorum. Benim de valdem vardır. Binaenaleyh bir kızın valdesini de almağa ve bakmağa mecbur değilim, Buna mukabil bunları Kendilerine söylemeğe yüzüm tufmuyor. Bu kız şimdiki halde bana çok muti ve uy- sal görünüyor, O kadar güzel de- Gildir. Kendisine çok acıyorum, Diz de bir Kısmından mahrumdur, Sa- bık gefimin kızımı tercih ettiğim takdirde söz verdiğim bu ikinci Kız ne olacaktır? Bana büyük bir vic- Aramızdaki münesobet bir nezahat dairesinde öereyan etmiştir. Bu ra- bıtadan benim ailem son zamanlar- da haberdar olmuştur. Fakat onun aile ve akrabaları bundan haberdar- dırlar, Ben şimdi her iki kızda da çok uzaklardayım. Bu vasiyet kar- gımnda nasıl hareket edeceğimi ve hangisini tercih etmekliğimin lâsem geldiğinin açık olarak bildirilmesini sonsuz saygılarımla rica ederken be. nizi dilerim. Her iki kızın da yaşla rı £J benim yaşım yirmi sekizdir. Ailenizin size göstereceği yolu geçiniz. Bir tarafta sevgilinizin si“ ze iyilikleri, öbür tarafta sizin ver » Giğiniz bir söz var. Herhalde birin- den birini tercihte bir tarafı kıra- caksmız. En az zararlı olanı seçiniz ve bunun hangisi olabileceğini siz - den daha soğukkanlı düşünebilecek olan ailenizle kararlaştırınız. ret etmeğe karar yerdim. Bunu evvelce haber vermek te o- lacaktı. Daha iyisi onları bir ak - şam yemeğe götlürmekti. Bunun için bizim eski Semiramis oteli münasip- gibi onun haiz olduğu . mesiyetlerim dan azabı terettüp edecek midir? | balık hakkı lerim pınar gibi akıyor, İpek genç yaşta tattığım için ne ka- İ dar bedbahtım. Çocuğun bu hali be- ni çok üzüyor. Yardım etmek iste» İ dim annesi korktu. Adliyeye müra- caatı bile aklımdan geçiriyorum.Fa- kat vicdanım müsade etmiyor. Yav- rumun saadeti için ne yapayım? Bütün hilsni niyetinize rağmen yapılması icap eden hareketi yap - muışsınız. Şimdi bunun cezasını çekf- yorsunuz ve bu hatânızı ödeyecekei niz. Cemiyetin. kanunları bunu emre cuğunuzun da istikbalini lekeleye - cektir, Ons, herhangi bir. vasıta İle yardım edebilirsiniz. Bunu takdir et mek, aramak, bulmak, size düşer, etmeyiniz, da söylediklerimizi düşününüz. Onu mahvetmiş olursunuz. ————— Balmumu piyasası İstanbul piyasasmda (balmumu kalmamış olduğundan bu madde W- zerine fazla iş yapılamamaktadır. Fiat 95 kuruştur. i İzmir piyasasma Almanyadan ge- ilen fazla miktarda teleplere rağmen ni bu kararsızlıktan da halas etme-| mal mevcudu bulunmadığı İçin iş yar pılamamaktadır, Flatlar 91 kuruştur Keten tohumu on biri bulur, Istanbul keten tohumu piyasasın - da hazır mallar üzerine stokların azlığı dolayısile son hafta içinde iş olmamıştır. Alivre İşler için yağ fabrikaları 7,25 - 737 kuruş arasm- da alıcı görünüyorlarsa. da satıcılar 7/15 kuruştan aşağı satmak İsteme- mektedirler. Sesini çıkarmadan muvafakat etti, ti. Nil kıyısmdaki cennet gibi bah-| yal gede bir akşam yemeği her halde on- larm da hoşuna gidebilirdi. Onun İçin bu akşam yemekten ev- vel uğrayıp bu daveti yapmalıydım. Yarni yine bizim klüp akşamı, O- nün için bu daveti öbür güne bırak- mak lâzım. Yahut bizim kesiği al yor. şamlar uğramıyor. 'Biz haftanın bir gecesini orada geçiriyoruz. Klüp arkadaşlarının bize göster - dikleri alâkaya bakarak anlıyorum ki o meselede herkes bana hak ver. miştir. Prens Akil'in bir kibarlığmnı da bu mesele fırsatı ile anladım. Kahirede O, uyumak için odasma çıktı. Ben büroya döndüm. Tam sekiz buçukta Madam Döe- lozler ve kızları otele geldiler, Onları bahçenin ilerisinde en rin köşede hazırlattığım masaya gö- türdüm. Yanıbaşımızda yüksek bir fıskiye kalım yaprakları suluyor. Ba- 11 damlalar yanımıza kadar düşüyor. Ustümüzdeki dallara saklanmış am- pullerden sofranm Üzerine pembe bir aydınlık dökülüyor. İki kız bu akşam çiçek gibi, Baş- | hafif birer f ? i yorum. Bir saat kadar gidebilirdim, | Onunla iyi arkadaş olduk. Nisten ce'vap gelmedi, Hayali'n o | giliz muhiti Ingilteredeki gibi sıkı — Olur. Dedim. Beraber gidelim. | Hidiviyal klipte bana silâh çek - | inatçı kafası eski sertliğini muhafa- | değil. Aile münasebetlerinde teşri - Mery burada kendine göre bir mu- | meğe kalkan Prens Hasanı kepaze €- | za ediyor. Acaba bulduğum âdı be- | fata pek bakılmıyor. Onun için her hit yaptı. dişim, bura mondanitesinde benim | Zendi mi? yere girip çıkabiliyoruz. Ahbap kad- Çoğu Ingiliz olan yeni dostları ara | tarafıma iyi bir tesir yaptı, Herkes | Onu hatırladıkça iki hafta evvel | rosu gittikçö genişliyor. Ve bu saye- smda Kahirede de yüksek mevki sa- |'bana hak vermişti. O vak'adan son- | içimde deşilen yaranm sicak sicak |de Mery de beni eskisi gibi sıkmı- A > rg ri im Aan Ash — 5 — a misler. Adrjenne ba akşam gelmiye- | dan daha uğır görünüyor. Evdeki neş'esi yok, Marionne gibi dur” a e 7 eeğimi söyledim, . — Kaça kadar dönebileceksin! de- | | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: