25 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

25 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türk takımının haklı bir gatebesi m... Basketbolde Yunan milli takımını 49-12 gibi bariz bir farkla mağlüp ettik Tki müsabaka yapmak üzere şehri- mize gelen Yunan basketbol takımile | dün akşam saat A30 da Beyoğtu | Haikevi jimnastik salonunda ilk kar | glaşma Türk « Yunan müli teması | olarak yapıldı. Müsabakada Türk- spor Kurumu Başkanı General AN Hikmet Ayardem, Tokat say'avı St. | reyya ve federasyon ekâbiri hazar | bulunuyorlardı. Evvelâ uzun boylu oyunculara me Pik olan Yunan basketbolcüleri mavi | pantalon beyaz fanilelerle salona gik tılar. Ve türkçe yaşa sadalarile halkı #e -| Vimlamaları uzun uzun alkışlandı. Arkasımlân çok şık bir vaziyette ay | yldızir formalarile çıkan Türk takı. mı da:nyni şekilde karşılandı. Kısa süren ibir merasirden sonra her iki | takım biribirine bu temasın hatırası | olarak'birer bayrak verdikten sonra orta hakemi Amerikan Kolejinden Nadulski ve yan hakemi Süreyya| Türkerin idaresinde takımlar dizildi ler. Yunan takımı: Angelos — Bohp - mis — Kosti Lâkis — Names — Sa - penoyakis — Vassis — Siklâyonis — Marontides. Türk takımı: Naili — Sadri — Rr. sa — Feridun — Hayri — Sakalak— Habip — Penso — Kâmil, Oyuna Türklerin seri bir top ka - pışile başlandı. Yunanlılara olan fa- rülden Sadri ilk sayımızı yaptı. Ar- kasmdan Yunanlılar bir sayı yaptı. lar. Türk takımı forları birçok sayı fırsatları kaçırıyorlar, müdafi oyni - yan Sakalak bir sayı daha yaptı. Bu glin çok muvaffakıyetli bir oyun çı- karan Habip uzaktan bir sayı yap &. Habip favül yaptı Yunanlılar ka gırdı. Hayri çok canlı bir oyun oy - niyor. Birçok Yunan akımlarını yak iz başma kesti, Sadri bu #ratık çök bozuk mütemadiyen fırsat kaçırıyor. Türk takımı taym avut oldu. Ta- kım değişti. Feridun ve Najli oyuna girdiler. Sakalan çok muvaffakıyet- B bir gününde, bütün Yunan akınla. rm: durdurduğu gibi arkadaşlarına mükemmel paslar da vermekten ge- ri kalmıyor. Sadri oyundan çekte. Ye rine Penso girdi. Türk takımı bu sırada arka arka- ya sayı yaptı, Habip bu sayıların başlıca âmilidir. Yunanlılar taym a-| vat olarak takımlarını değiştirdiler. ve birinci haftaym nihayetlendi. Va- ziyet şu şekilde : Türk takımı 13 - Yunanlılar £ İkinei devre: Müdafaada Naili, Sa kalak, forlar Feridun, Habip, Pens oynuyor Yunanlılar da değişiklik » Oyunun başlamasile be- rsber Türk takımı sayı yapmağa , Türkler birinci haftaym tat. bik edemedikleri teknik oyunları ar- ka arkaya dizilerek birçok sayı kay- dettiler. Bu arada Yunan takımı o- yuncuları Türk oyuncuları arasında mekik dokuyorlardı. Üst Üste yapı- lan saytlardan âdeta ambale olmuş - lardı, Arada takımlarm, değistilerde de buslayı adedinin fazlalaşmasına mâni olamadılar. Bu arada takma giren Sadri bi - rinci devrede oynadığı kötü oyunu unutturacak derecede muvaffak ol- du ve birçok sayılar yapmasile bera- ber arkadaşlarma verdiği o nisbette teknik paslarla sayı da yaptırdı (TAN) m Polis Romanı 16 Kapı Dünkü basketbol maçında Yun galebe elde eden Türk takımı A AMET Dün sabah şehrimize Yunanlılar arada yapmış oldukla- rı birkaç sayıdan başka bir enerji gösteremediler, Oyun bittiği zaman Türk takımı 49 Yunan milli takımı 12 sayı yapmış bulunuyordu. 'Türk takımında başta Habip ol mak üzere Feridun, Naili, Sadri, Sa» kalak bilhassa muvaffak olmuş Ve bu parlak neticenin âlınmasına âmil oltnuşlardır. Kendilerini bu zaferden dolayı tebrik ederiz. Bu galibiyetleri We Balkanlarda basketbaldeki üstün- | Küğünü isbat eden gençler.Olimpiya- da gidecek bir kabiliyet göstermiş lerdir, oçkay takımı yarın şehrimize geliyor Macaristanın Boçkay takımı, 27 - 25 Haziran vel Temmuz tarihle rinde milli takım namzetlerile üç müsabaka yapmak Üzere cuma gü- DÜ sabahi konvansiyonel ile şehri- mize geleceklerdir. Son temaslarile Merkezi Avrupa futbolünün en kuv- arkasında bir cinayet! Anası babası öldükten sonra C6- sar mühim bir servete sahip oldu. Bu #ervetin bir kısmını laboratuvar teerübelerine sarfetti. Birkaç sene- denberi de cinayet ilmine ve par- mak izleri ilmine kendini verdi, Za- ten yarıda kalmış bu alböm bunu başka bir tarzda bize gösteriyor. Leprinee yerinden kalktı ve Ber- Bar'ın yanına geldi. — Vignon - Marcellet, muhakkak ki büyük bir ilim adamı idi, dedi, fakat üstelik de bir manyaktı. Yaki. ninden, herkes bu fikirdedir. Fakat buna rağmen, eyi kalpl ve zevk sa-/ hibi bir adamdı. | Michel Herbert - Eugene Wyi ge arel rr rekat ki hoşlanırdı. Ondan, herhengi bir dam, para istediyise, ed cevabi mamıştır . Bunun içidir ki barı garip fiktrle- rini affederlerdi. Meselâ, evine gelen lerin parmak izlerini almasına, bir şey demezlerdi. “Tahkikatlarım Üstelik, bana #u- nu öğretmişti, Vignon Marcellet, 49 yaşmda iken, o zamanm en güzel Pa risli genç kızıyla evlendi:Mile. Andre Paille, Simdiki Madam Vignon Mars gellet, Genç kız parasızdı ve Vignon Marcellet, bir aşk izdivacı yapmıştı. Beş senelik mesut, bir hayattan sonra, birdenbire felce uğramıştır. Resim galerisi Evvelki gün Güzel Sanatlar Aka- | demisinin elli beşinci talebe serg açılışmdan sonra gazeteye geldiğim vakit masamın üzerinde bir Bulgar gazetesi gördüm. Gazetede ilk “gö- züme çarpan şey şu serlevha oldu: SOFYA PEK YAKINDA MİLLİ İ SANA GALERİSİNE SAHİP OLACAK | ve derhal, Akademi Direktörü Bürhan Toprağın biraz evvel açılış İmutkunda söylediği şu sözler hatıri- ma geldi: .. Mezunlarının sanat kıymetle- rine ve bütün şubelerile İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinin Bal - | kan Güzel Sanatlar Akademilerinin İ ekserisine üstün olmasına rağmen..,, Evet, bütün bunlara rağmen, bi zire, İstanbulun, turist ve ri İstanbulun bir mi Galeri neye yarar? diyecekler bu- | lunabilir. Galeri bir memleketin sa- nat eserlerinin toplu olarak bir yer İde teşhirine, sanat hevesi olan genç» İ lere, isim ve şöhretlerini sadece duy | İ makla kaldıkları üstatların eserleri- İni görmeğe, turistlere, o memleke- tn sanati hakkında bir fikir ver - meğe, muhtelif bakanlıkların ve cemiyetlerin her resim sergisinden, teşvik için olsun, himaye için olsun | aldıkları tabloların ambarlara ati | larak çürümesine veya sadece kirik bir pencereyi örtmeğe kullanılma | sna mâni olmağa yarar, Ve miha-| yet galeri, salonuna odasına bir re ———.... an Milli takımına harşı mühim bir İsim asmak isteyen vatandaşı, Yük-|, sekkaldırım çerçevesilerindeki kro- İmo tablo basmaları ile “İllustration veya “La Vie Paritienne” den| kesilmiş resimleri bir cam altına ge girerek evinin duvarlarına asmak sevksizliğinden kurtarır, ve her se ne sergi açmak için dört tarafa baş arak, yer arayan muhtelif teşele- küller ve ressamların, zaman za < wan ahriçten gelen snnatkârların eserlerini teshi Bu kadar hizmetine mukabil, bu işin tahakkuku da zannedersem on beş bin lirayı geçmez. İstanbul şehrinin bir milli galeri- ye sahip olması için Parti Başkanı, vali ve belediye reisi Mühiddin Üs- tündağın himmetini beklerken, Bul ger gazetesinde okuduğum şu satır lar: da kaydetmek isterim: Bizimki gibi 300,000 nüfuslu bir şehirde, bir geleri tesis etmek lüzu. | İmü üzerinde rar eteği faydasız | İ baluyorüz. Bu gelirini “Kuruluşa; İ memleketimizin kültür terahkisi yo- İlanda yeni bir zafer olacahtır. İ Bu lüzum 300,000 nüfuslu Safya için bu kadar sarih olursa nüfusu ın üç misline yaklaşan İstan- ne dereceye kadar âcil vur. gelen Alman güreşçileri vetli ve en sayılı takımlarının bu « Tunduğu bir şehirden gelen bu nümü ne çoktanberi özlediğimiz güzel fut- bolü bize seyrettireceği gibi Olimpi- İ yatlar dolayısile spor ülemimizdeki canlılığı bir kat daha faz tur. İçlerinde Macaristanm ; Nerede kaldı ki, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi nasıl Türkiy de bir tane ise, İstanbul milli sariat | galerisi de öyle olacaktır. Fikret ADİL A Tkog | ber aldığınıza göre, Federasyon bü- /Bir koca, İle karşılaşmıştır. Aralarında İ ws Toldi gibi belli başlı oyuncularım dan birkaçını bulunduran Boçkay bu seyahat kuvvetli bir şekilde çıktı- ğını Belgradda Pazar günü Yugos- lavya kulübile yaptığı maçı 2 - O ka zanmakla isbat etmiştir gi, buda şehrimizde yapılacak müsabakaların ehemmiyetini arttırmaktadır. Şehrimize geleli çok kısa bir za - man olduğu hâlde dağınık kıymet: | leri bir araya toplayarak kuvvetli | bir futbol takımı haline getiren Gü- neş kulübü antrenörü Donelli'sin e saslı bir süzme ameliyesinden sonra | seçilen Mil takım namzetlerine aza | mi faydalı olacağı şüphesizdir. Ve| müsabakalar, bu cihetten de tetkike ran bir manzara arzedecektir. Hi rakterini değiştirmiştir. Hasta olma- dan evvel, bütün düşüncesi, kendin İden 25 yaş küçük olan gevç karısı| idi. Felce uğradıktan sonra, kendini yeniden fenne verdi. Tecrübelerine ve tetkiklerine başladı. Daha kolay olsun diye, çalışma odasınm yanına | bildiğiniz küçük | laburatuvarı yap-| trt. | Son zamanlarda da, kendini ta- | mamile parmak izleri fenpine verdi, İ Resimler çeker, o resimleri büyütür, | tetkikler yapardı, Bernard cevap verdi: — Hakiki bir İlim adamı çamir ve ! İlar bununla alay ederler, Fakat fen- nin İlerlemesine sebep, ilim adamla» Uiklarıyla çalışmalarıdır. — Hâkim Ecrnard'ın sözünü kesti — Bunları bırakalım! Cinayet fl» mini İyi bildiğiniz içindir ki sizi ça- gırdım ve Vignon-Marcellet'nin eseri hakkında fikrinizi sormak istedim Eirafındakilere iyilik yapmaktan | Bu hastalık sinirlerini bozmus, ka- | Itiraf etmeliyim ki Ranelazlı soks- rının bu tarzda, ciddi ve biltün var | tün oyuncuları yeniden bir deneme» den geçirmek İçin cumartesi ve pa- sar günleri yapılacak ilk ili temasa ayrı ayrı iki takım çıkaracaktır. Çar samba günkü son maçta da ilk iki oyunda muvaffak olan futbolcüler- den mürekkep bir kadro ile çıkıla - caktır, Bu ekip takımın aşağı yukarı kat'i şekli olacaktır. Alman güreşçileri ile ilk karşılaşma bu akşam Olimpiyat hazırlık karapına öyr lan güreşgilerimizle üç müsabaka ya pacak olan Dortmund Alman takımı dün sabahki konvansiyonel ile şeh- rimize gelmiştir. Güreşçiler, Konti nantal oteline misafir edilmişlerdir. nm elanyetindi t ismini hi — Kuthropologie şöhreti olmayan bir ilimdir... Bernard bunu söyledi, una daha fazla görüldü, Mösyö Clergerie kalktı ve Ber - nard'a — Sizi daha fazla alıkoymıyayım, dedi, Hastabakıcı Suzanne Blum, bekliyor. Müddelumumi şimdi gelip, bizzat onu Vignon - Marcellet'nin hastalığı ve karakteri hakkında, sw- ale çekecektir. — Eenim acele hiçbir işim yok, ve koltu- bütün düşüncesi ilmidir. Cahil insan- | Pek âlâ kalabilirim ve eğer herhan- | Bi bir şeyde bana ihtiyacınız olursa sizlere yardım etmeğe hazırım. Ve... Bernard, pek merak ediyordu ve bir türlü koltuğundan kalkıp gitmek istemiyordu. Clergerle, sözünü ke- serek. Hayır, hayır... Sizi alıkoymak istemiyorum, dakikalarınız kıymet- ildir... — Ya... Öyle mi, peki öyle ise... Poliste barışmıyan | karısını ağır Evvelki gece Aksarayda Çakırağı mahallesinde bir cinayet olmuş, bir adam çoktanberi dargın bulunduğu! karışımın önüne çıkarak onu bıçakla | yaralamıştı. Vak'a şöyle olmuştur Aksarayda Çakırağa mahallesin - de oturan Refika, bir müddetteriberi boyacı Yaşardan ayrı yaşamakta; an nesinin ve kardeşinin yanında otur - maktadır. Yaşar, Refika ile darıldık tan sonra, yaptığına madim olmuş, fakat karısı ile bir türlü barışama - miştir. Kardeşi Fatma ile civardaki tırmardan birinden ekmek alıp dö nen Refika, evvelki akşam, kocasi: önce ağız kavgası başlanış; fakat bir) müddet sonra Yaşar bıçağını ceke - rek Refikayı karımdan tehlikeli su- rette yaralamıştır. Hemen hâdise yerinden uzaklaşan Yaşar, biraz sonra ele geçmiştir. Ya ralı kadın hastaneye kaldırılmış te- davi altma alınmıştır, hayatr tehli kededir. i Kıskançlığın sonu Kad:köylünde Acıbadem mahalle - sinde oturan Bahri ile kartar Saadet, kıskançlık yüzünden kavga ekmiş » ler, bu sırada Bahri tabancasını çe- kerek iki el atmıştır. Çıkan kurşun. lardan biri Saadetin sol kolüna sap- Tanmıstır. Yarah kadın hastaneye ırılmış Bahri tabancasile yaka - tır. Polis hâdise etrafında hkikat yapmaktadır. Cıvata yüzünden Hasköy civata fabrikasında çalı. şan Recep İle ustabaşısı Mustafa a» rasında civatalarm bozuk çıkması yüzünden kavga olmuştur. Kavğada Mustafa Recebi demirle büşmdan ya raladığından yakalanmıştır . HMiş yüzünden kavga Usküdarda Selmanağa mahallesin de oturan Salâhattin ile Samim, ay- ni mahallede oturan Rahimenin evis | be gere taarruz etmişlerdir. Eve gi ren iki arkadas, içerde Ali isminde birisile karşılaşmızlar ve kavgaya tutuşmuşlardır. Neticede Ali, biçak lâ ayağmdan yaralamıştır. Suçlula 5 Fransada Ateş-Haç teskilâtının Paris, 24 (A.A) — Salengro, bü» tün prefelere telgrafla aşağıdaki ta » limatı göndermiştir. “.. Birtakım şehirlerde ve bilhas- sa Pariste caddelerde vukua gelen hâdiseler dolayısile döpartmanlar da hilinde 1854 tarihli kanun ahkâmı tatbik ve umumi intizami muhafaza esasına İstinat etmek suretiyle mef- suh biriiklere ait üniforma ve nişan- ların taşınmasını mennedebilirsiniz.., Salengro, bu talimatı aybi zamân da Paris polis müdüriyetine de ver « miştir. Mamafih, 1884 tarihli kanun ahkâmı Pariste csri olmuyacâktır. Teşkilâta bağlı hayır müesseselerinin vaziyeti Paris, 24 (A.A.) — “Ateşhaç, teş kilâtmın feshine müteallik kararna- meden bahseden Salengro, 18 hazi * van tarihli kararnamenin bu tegkilâ ta bağlı bulunan bütün cemiyetlere şümulü olduğunu söylemiştir. Diğer taraftan hükümet “Ateş haç,, teşkilât tarafından ihdas edile miş olan birtakım içtimai müessese lerin bu teşkilâtım propagandasını yapmakta olduğunu bilmekle bera - ber, gocuk bakımevleri ve saire gibi müesseselerin muhafaza edilmesini düşünmektedir. Mamafih bu zibi mü esseselerin dahili nizamnemeleri yes nileştirilecektir HOLANTSE BANK - UNİ N. V. Mezkür Bankanın. 1 Temmuz 1986 “Orunjestad (Aruba, İndes Oc- ale Nöerlandaises) ” de yeni bir sube açacağını haber aldık. Böy- le bir kararın verilmesine Aruba 8 dusrnda, tesis edilen petrol tasfiye- hanelerinden dolay! bu adanın del mi bir surette inkişaf etmekde ok ması sebeb olmuştur. Bu suretle mezkür Bankanın on tane şubesi bulunmuş oluyor ki, bunlar da şun- lardır Türkiyede: Istanbul Holanda'da: Amsterdam Arjantin'de: Buenos-Aires Brezilyada: Rio de Janero. Santos, Sao Paulo Caracas Hayfa rı yakalıyan polis, hâdise etrafında tahkikat yapmaktadır. Curacao'da: Willemstad. Aruba'da: Orunjestad Avrupa güreş birinciliğinin organi -! zasyonu Almanyaya (verildiği za - man müsabakaların iera yeri olarak | seçilen Dortmund şebrinden gelen bu ekip, güreş bakımından ehemmiyetli bir kuvvet olarak tanmmıştır. Nete- kim gelen güreşçilerin altısı Dort - mund'dan, yalnız 66 kiloda serbest ve grekoromen © şampiyonu olau Gulde Mayster Beriindendir. Kafile Baskanı olarak gelen Her Vaymor Dortmund güreş kulübünün müessi | st ve Alman federasyonunun uzun | müddet Milli güreş takımının organ lığını yapmış çok değerli bir idare cidir. Güreş antrenörü Pellinen, O- limpiyat hazırlıklarında geri kaldı. mızi ileri sürerek elemanlarımızm kendi çalıştırma rejimine bir an ev-| vel verilmesini istediğinden birinci ve İkinci karşılaşmalara çıkaracağı- miz ekip en kuvvetli güreşçilerimiz. | den intihap edilmiş ve İkisi serbest beşi grekoromen olarak yedi siklet i apılacak bu akşamki kar- rda Türk taktmr sit şekilde tesbit edilmistir: 56 kilo — Kenan 6 — Yaşar 66 — Yusuf Aslar 12 — Nuri 7 — Ibrahim (Serbest) 87 — Büyük Mustafa Ağır vaşça kapıya doğru ilerledi. Tam kapıdan çıkacağı sırada, Le- princa onu çağırdı. | —ernard acele acele Leprince'e| duğru ilerledi, Leprinee bir dolap açtı, içinden küçük bir şişe aldı ve masanın Üze- rine koydu. Bermard'a sordu: — Bu şişeyi tanıdınız mi? Tanımaz olur muyum? Cinayet odasında, onu ben yerden kaldırdım. Onunla beraber, sürahi ve bardağın İ parçalarını da ben yerden kaldırdım. İ sede zördüğüm parmak İzleri, kasa- um Üzerinde ve kapımın kilidinin & zerinde gördüğüm izlerle aynidir. - Izahatlarmıza teşekkür ede - rim, Bernard sözüne devam etti: — Bundan başka, zehirler lâbora- tuvarı direktörünün neticeleri kat- idir: Bu şişede acide cyanhydrigve isimli bir zehir vardı. Bu zehir, fev. kalâde kuvvetlidir... Zaten bu ?ehir- Raporumda arzedeceğim gibi, bu şi- | dedi. ilmik silk çıkarılacak Türk ta- şekilde tesbit edilmiştir. — Küçük Hüseyin — Ankaralı Ahmet — Sadık (Serbest) — Nuri — Mersinli Ahmet (8) - Büyük Mustafa Ağir siklet — Çoban Mehmet Kendisile görüştüğümüz kafile res isi, dünya güreş âleminde tanımış elemanlara malik olan Fenlandiyalı- larca memleketimize gönderilen eki» bin müsabakalarını yakından takip ettiklerini ve aldığımız neticeleri tak dirle karşıladıklarını söylemiz. aze « mi kuvvetle gelmeğe gayret ettikle- rini ilâve etmiştir. Müsabakalar Take sim stadında ve saat 20,30 da yapı lacâktır. Müsabakalar radyo ile verilecek Türk Telsiz Telefon Anonim Şir- ketinden: 21 Haziran 936 Cumartesi günü Taksim stadında yapılacak olan Ma- car - Türk futbol maçı ile 29 Hâziran Pazartesi günü saat 20/90'da yapı- lacak olan Alman - Türk serbest güreş maçlarını spor spikerimiz Çe- lebi Sajt tarafından Staâyomdan nak len radyo İle neşredileceğini bildiri- diz, dir ki... Mösyö Clergerie, dayanamıyarak: — Bütün bunları zaten biliyoruz! dedi ve onu yavaşça kapıya doğru itmeğe başladı. Mösyö Bernard, fevkalâde meyus olarak hâkimin odasından çıktı. Ko- ridorda Suzanne Blum'u gördü, bi- raz daha ilerledi, Müddeiumumi Brossard'la karşılaştı. kapanır kapanmaz, Clergerle derin bir nefes aldı: — Amma da tıraşçı herif! Ondan İ hiç kurtulamıyacağımızı zannettim, Mösyö Brossard içeriye girdi. Vakit kaybetmeden, hâkim, zile dedi. Müddelumuminin size soracak birkaç suali var. Mösyö Brossard derhal söze baz- ladı; (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: