29 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

29 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sz to İş Kanununun şümul dairesi Kanun yalnız sanayi müesseselerine ve yalnız sanayi işçilerine değil, bütün iş sahalarına tatbik edili İş kanunu çıktıktan sonra gaze: | telerde bazı tefsirler yapılmıştı. İk- tusat Vekâleti, | iş ve işçiler bürosu müdürü bu hususta Ulus Gazetesine bir izahname göndermiştir. Bu izah- nameyi, bütün iş sahiplerini ve işçi- leri alâkadar ettiği ve yanlış tef- sirleri önlediği için buraya alıyoruz. “. Memleketimizin ekonomik ve sosyaP hayatında nizamı ve çalışan unsurların hak ve vazifelerini tespit etmek üzere çıkarılmış olan İş ka- Duru, Türk inkılâbinin en mühim €- serlerinden biridir. Böyle mlihim bir kanun ortaya çıkınca bunun nizam altına almış olduğu saha üzerinde simdiye kadar muayyen hükümler tatbik edilmiş olmadığı ve ancak borçlar kanununun umumi mahiyet- teki hizmet akdi faslınm hükümle. riyle yaşandığı cihetle yeni bir hu- kük belgesi olan iş kanunu hakkm- da umumi efkârm yanlış zanlara ve- ya izahlara bel bağlaması doğru gö- rülemez. Kanunun Büylik Milet Meclisince kabulündenberi gazeteler- le bunun hakkmda çıkan yazları dikkatle okuyoruz ve görüyoruz ki gerek kununun madde metinleri ve gerek bu metinlerin ihtiva ettiği hü- kümlere ait şerh ve izahlar hemen baştan aşağı denilecek derecede yan- | Mıştir.,, İş ve işçiler bürosu müdürü bun- dan sonra muhtelif gazetelerde çi- kan kanun metinlerini ve gazetemiz- de intişar eden bir yazıyı mevzuu bahsederek demiştir kir — İK önce şunu açıkça bilmek Jâ- ztmdır ki, iş kanunu yalnız sanayi müesseselerine ve yalnız sanayi işçi- lerine tatbik edilecek olan bir kanın değildir. Iş kanunu, . sanayi olsun, ticaret olsun, küçük zenaat olsun bü- tün iş sahalarına tatbik edilir. Elve- rir ki kanunun tatbikine miyar tu- tulan “en az 10 işçi çalıştırmak,, va- ziyeti, herhangi bir iş yerinde ta- hakkuk etmiş bulunsun... Keyfiyet böyle olunca güya bu'ka- | nunun devlet fabrikalarma ve yahud devletin herhangi bir suretle alâka- * dar olduğu iş yerlerine tatbik edil- miyeceği-sözü katiyen doğru değik | dir. Bunun tam tersine iş kanunu, hü | #usİ iş yerlerine nasıl tatbik edi- liyorsa devlet müesseselerine de ay- nı şekilde tatbik edilecektir, İkti- sad Vekâletinin bu husustaki düşün- cesi. devlet o müesseselerini hususi müesseselerin tâbi tutulacağı mükel- Jefiyet ve vazifelerden hariç bırak- mak suretiyle hususi omüeseselere karşı devlet müesseselerini ayrı bir rejimden müstefit kılmak değildir. Çünkü, memleketin ekonomik haya- tmda çalışma payı olan iş yerleri- nin resmi olsun, hususi olsun aynı rejim altında işlemesi memleketin sosyal ve ekonomik inkişafı için bir vecibe diye tutulmaktadır. Bu ba-| kımdan devlet müesseselerinde çalı- şan işçilerin de iş kanununun ken- dilerine bahsettiği haklardan ve kendilerini müstesna almalarını ve| igveren sıfatiyle devletin, vilâyetin, belediyelerin veya milhak büdçeli idarelerin dahi gene iş kanununun işverenlere tahmil eylediği mükelle- fiyetlerden müstesna ( sayılmalarnı aslâ varit görmemelidir. Bundan sonra iş ve işçiler bürosu müdürü yine gâzetemizde çikan ya- zıyı mevzuu bahsederek burada be- sinci maddenin yalnız ilk fıkrasınm ele alındığını ve bir hüküm çikarıl- dığını söyliyerek demiştir ki: Halbuki, ikinci fikra devlet tara- fmdan doğrudan doğruya veya do- layısiyle işletilen iş yerlerinde çalı- şanlardan ancak “idari vasifeler gö- ren memur ve müstahdemleri” müs- tesna tutmuştur. Idari vazifelerden maada İşçi sıfatiyle çalışan bütün yurddaşlar, tıpkı bir hususi müesse- Sede olduğu gibi bu Kanuna tâbidir- “Taçi sıfatiyle,, tabirini kullanm- ca kanunun işçi kelimesinden ne an- ladığını da burada biraz daha açık ga ortaya koymak doğru olur. Kanunun birinci maddesi: “ Bir iş akdi dolayısiyle, başka-bir şahsın işyerinde bedenen ve yahut bedönen ve fikren çalışan kimselere işçi denir,,, Bedenen $ ışmayı izaha hacet yok- tür. (ve yahud) kelimesiyle ayrılmış olan bedenen ve fikren tabirine ge- Jince bumun üzerinde'dürmak iste- rim: Çalışmak bedenen olacağı gibi yal nız Ükren dahi olabilir. Çok kere de hem bedenen, hem fikren-olur. Me- Belâ alelâde bir işçinm (çalışması Bedenidir Kalifiye yani “zenaatm İ ehli,, olan İşçiler ve yahud usta ba- şılar ve atölye şefleri gibi işçilere gelince bunlar hem © bedenen, hem fikren çalışanlardır. e Yalnız fikren çalışanlar için örnek olmak üzere si- ze bir müessesenin umum müdürü- nü, hukuk müşavirini ove yahud u- mumi teknik plânlarmı yapan mü- hendisini gösterebilirim. Iş kanunu buğün işçi denince bedenen çalışan- ları ve bir de bunlardan başka hem bedenen hem fikren çalışanları ele almaktadır. Münhasıran fikri çalı- şanlâr ise işçi tarifinin içerisine Aalınmıyarak bu kanundan hariç tu- tulmuştur. Ancak şu ciheti de tebarüz et- tirmek isterim ki, fikren çalışan yurddaşların hukukunu her ne ka- dar şimdilik gene eskisi gibi borç lar kanunu hükümlerine (tâbi kılı yorsa da bütün öteki medeni mem- leketlerde olduğu gibi O bunlarn da tâbi olacakları ahkimı havi syrıca bir kanun çıkarılması da derpiş edil- mektedir. Zaten medeni memleketler den bir çoğunun bu gibi fikren çalır şanlar, “müstahdemler” hakkmda ayrı kanunları vardır. Bunun aksi- ne olara kçalışanların hepsini bir araya getirmek suretiyle tek kanun çıkarmış devletler de görülür. Zaten bir iş yerinde günde âz 10 işçi Gâlıştırmak tarifinin tesbitine gider- ken Iktısat Vekâletinin kanunun tatbikatiyle mükellef olan memurla- ri, bü bahsettiğim birinci maddede- ki işçi tarifine dahil bulunanları ayıracaklardır. Ihtiyaç görülmesi halinde “bedenen ve fikren, tâbiri- nin şümul çevresine girecek olanlar- la, yalnız, fikren çalışmaları suretiy- le kanundan hariç tutulacak olanla- ri gösteren bir nizamname dahi ya- pılması memuldür. Gerek kanunun metinlerini ve gerek bunlara müteal- lik izahları havi olarak gazetelerde çıkmış olan yazılarda bilhassa bu beden ve fikir çalışması meselesinin karıştırılmakta olduğunu - gördük. Verdiğim izahat bu ciheti aydınlst- mıştır sanıyorum, Gene Tan Enzetesinin aynı maka- Tesinin sonlarında . İş kanununun ü- çüncü maddesinden bahsolunarak güya bu kanunun yalnız o maddede sayılı işyerlerine tatbik edileceği ne- ticesine varılıyor. Halbuki maddede vazı! kanun yalnız nelerden ibaret olduğunu saymıştır. Sanayi iş- lerini böylece ayrıca saymak lâzrm- dir. Çünkü kanunun birçok hiiküim- leri ve hükümlere müteallik çikarı- lacak nizamnameler sanayi işlerine ait başka şartlar ve usulleri ve sa- nayi işlerinden başka işler için ise, gene başka türlü şartlar ve usulleri muhtevi bulunur. Ve mahza bu se- bepledir ki bu maddede kanuna der cedilmiştir. Kaldı ki, dördüncü mad de Üçüncü maddede sayılmamış © lan bazı işleri de Iktisad Vekâletinin | lüzum gördüğü takdirde sanayi iş- leri arasına katmak salâhiyetini tes pit ediyor. Şimdi kanunun tatbik edileceği işyerlerine miyar tutulacak olan “en az 10 işçi çalıştırmak,, kaydını da bi raz aydınlatayım : Ikinci maddenin A bendi: “Bu ka- nun mahiyeti itibariyle yolunda iş- leyebilmesi iinç günde en az 10 işçi çalıştırmayı icabettiren işyerlerine ve buralarda çalışan işçilerle bunla- rm işverenlerine tatbik olunur.,, İ- baresini taşıyor. Mahiyeti itibariy- le yolunda işleyebilmesi için demek şu demektir ki bir işyerinin kuru- luş tarzi, orada bulunan çalışma va- #ıtaları ve o işyerinde / yapılan İşin istilzam ettiği işçi kuvveti, normal vaziyette 10 kişinin alçıştırılmasını icap ettirmektedir. Meselâ bir triko- taj atölyesi tasavvur ediniz ki 10 işçi için lâzrmgelen alât ve tesisatı havidir. Ve gene meselâ öyle bir ber ber salonu düşününüz ki, içinde on koltuk sandalyasiyle on berberin ça- hışabileceği tesisat vardır. Demek ki, bu işyerleri yolunda işleyebilme- #i İçin mahiyeti itibariyle günde en az 10 işçi . çeliştırmayı icabettiren işyerleridir. Amma, bu iş Yerlerin- deki işverenler herhangi bir: sebeple tam.10 işçi çalıştırmıyor da faraza 6 gar kişi çalıştırıyor. Işte biz bu- rasinı gene İş kanununun hükümleri. ne tâbi tutarız. Şu kadar ki böyle bir yeri işleten kimse 6 kişi yerine 10 işçi çalıştırmaya mecbur'değildir. O, gene 6 igçi ile işine devam ede- bilir. Nitekim, dilerse on İşçiyide daha fazlalaştırabilir. Böyle bir ye- re iş kanununun tatbiki demek © yerlere ait olan kanun o hükümleri- üçüncü | TAN | İSTANBUL TRAMVAY ŞİRKETİ (1936 yılmın 15 Hazirandan sonra) Pazardan başka günlerde Gidiş - Geliş programı No YOLLAR Tirkalkış Aralik Dakika Sonikalkış 10 Şişli. Tünel se Vere 7 ye 900 17.50 6 Tünel - Şişli «m0 iimozda0e 10 40. 11. Şişli - Beyazit “erin .. Beyazit < Şişli 1ez İndi 28 200 12 Harbiye - Fatih — A 380 —110 7 Fatih - Harbiye 545 ilde S2i00, 1 2318 12 a Harbiye - Aksaray a yn zi R i Aksaray - Harbiye 557 1500 — 2320 330 8 2250 15 Taksim - Sirkeci 745 o 715 900 7. 1919 Sirkeci - Taksim 138. 1730—1930 19.30 16 Maçka Beyazit a 400170 9 sağa ” pop Beyazit - Maçka Pimi re > 16 a Şişli di Eminönü 6.10 610— 730 5 6.55 740 900 a Eminönü - daş 05 640 gi 3 20.50 Maçka - Eminönü 105 RT > m0 17 Şişli - Sirkeci 823 -.— 2000 Sirkeci - Şişli 6.55 1740—2030 3 2030 17 a Mecidiyeköy-Eminönü (o 64 ea 1845 Eminönü - Mecidiyek. 147 4740-1915 3i “a 19 Kurtuluş - Beyazit mz 3 se il — : .. İKUMBARA DESTEKTİR Beyazit - Kurtuluş 645 Bin — 19 8 2888 | 19 a Şişli - Eminönü SN 7m m iş Bankasının kumbaralarını almakla Depo Ke Eminönü - Kurtuluş 65 iamep - 2045 yalnız para biriktirmiş olmaz, Kurtuluş - Eminönü GEZ Sakalar TE sineiMMİNİİ aynı zamanda: 22 Beşiktaş - Bebek 523 — - — | ...... . Bebek » Eminönü © © - | Taliinizi de denemiş Eminönü - Bebek < 2420 ; Bebek - Beşiktaş 5 ın olursunuz! mii nr ci m iş Bankası asgari 25 lira mevduatı Aksaray - Ortaköy SE azma aş bulunan bütün kumbara sahipleri- 11, Bonetiş >, Fadız ii e EY ne senede 7 defa kur'a çekerek Fatih - Beşiktaş Du t 32 Aksaray - Topkapı N 20, 000: Li ikâ f Topkapı - Sirkeci 540 ira m ü a a Sirkeci-- Topkapr * 012 l Topkapı Aksaray” vw ere aş Teşrinicvvel tarihinde kur'a çekilerek verilmek- Yi A Ee . tedir. Bu iki Keşidenin her birinde 5000 lira, şu Sirkeci - Yedikule 817 şekilde tevzi edilmektedir. i . gi Ve » . Yedikule - Aksray.. .. . macun mm Birinciye 7000 Lira 37 Aksaray - Edirnek. S4S “ 545 730 O10 © 2325 diğ D5 4 akmak. eke izm 4 sl ökinciye Dİ. irkeci - Edirnek, 614 1750 —1800 « ya Edirnek. - Aksaray ke ağ eğ eN 70 kişiye TOÖyüzer Uradan/000 s3» lu Müğmmne olduğ iktikii ds ta» kellefiyetlerin tamam bulunması de- mektir. Yoksa işçi sayısını beheme- hal ona doldurmak mecburiyeti va- rit görülemez. Zaten ikinci maddenin C fıkrası, bu “A bendinin tarifine dahil bulun- madıkları halde, mahiyetleri ve eko nomik durumları itibariyle bu kanu- nun herhangi bir faslının veya bir hükmünün kendilerine teşmili lâzım gelen iğlerin bir nizamname ile te$ pit olunacağını da tasrih eylemek-| tedir. Şu halde bir işin iktisadi durumu | O İşte çalıştırılan işçilerin 10 kişi ol masma bakılmıyarak kanun hüküm- lerine tâbi tutulmasını icap ettiriyor sa bu suretle kanunun tatbik saha- 8(, daha ziyade genişletilmiş olur. Ve işte bu bakımdan dolayıdır ki kendilerine mahsus hükümleri havi ayrı bir kanuna tâbi tutulacak olan ve böyle bir kanunun projeleri üze- rinde çalışılmakta bulunan küçük zanaatçılar ve sair esnaf dahi bazan yaptıkları işin mahiyeti dolayısiyle elimizdeki iş kanununun umumi bü. kümleri çerçevesi dahiline bir nizam name ile alabilirler. Bugünlük ka- nunun umumi manâsı hakkmda bir noktayı daha izah etmek isterim ki oda, Sinci maddede yazılı “süreksiz. İş, we “sürekli iş” tabirleridir. Sü- reksiz iş, mahiyeti itibarile ancak 30 İş günü devam eden iştir. Sürekli iş ise bundan fazla siren işlerdir. İşte burada, yani 30 gün devam etmek noktasında bir inceliğin gözden kaçı rılmaması lâzımdır. Süreksiz iş tari- finde “mahiyeti itibariyle” tâbirine dikkat edilmelidir. Meselâ; birdu - var yaptırırsınız. Bu 25 günde yapı- labilir ve bittikten sonra siz, tekrar buna mümasil duvarları yapmak suretiyle muayyen bir iş yürütmek- te değilsiniz. Bu, bir kerelik ve yapı- ıp bitmesiyle nihayet bulan bir sü- reksiz iştir. Fakat bir dokuma fab- rikasını el almız. Burada faraza, İN 200 50 ellişer ,,1000 günde 20 işçi çalıştırılmaktadır. Fab » ”» Faran rey ayy Jifiiyera onar 7 175071 daha alınmış ve yirmi günden sonra bu işçiler çıkarılmıştır. Şimdi bünle- rm yirmi günde işlerini bitirmiş ol- maları, süreksiz iş yapmaları de - mek değildir. Çünkü fabrikanm işle- diği dokumacılık, dalma sürüp giden bir iştir. Tâkin aynı fabrikada yeni getirilen bir makinenin montajı İ 80 günden az zaman sarfedilmiş İ bu; süreksiz bir iştir. Çünkü müte madiyen makinelerin montajı o fab rikadaki İştigalin esası değildir. Bir defalık olmuş ve bitmiştir. İş Kanununun diğer hükümleri hakkımda da esaslar itibarile lâzım- gelen izahları matbuatımıza her za- man vermeye hazır bulunuyoruz. Muhterem Vekilimizin ayrıca kanun müzakeresi mda Kamutayda beyan ettikleri gibi; iş kanunu hü- kümlerinin işçiler tarafından ve bü- tün halk tarafından kolayca anlaşı- labilmesi için gayet açık bir dille yazılmış risaleler de çıkaracağız ve Ceman 207 kişiye (5000 ikişer bin liralıklar: Diğer beş keşidenin her birinde yal- nız İ kişiye iki bin lira veriliyor. Bu keşideler her sene Şubat, Haziran, Temmuz, Eylül ve Birinci Kânun ay- larının ilk günleri yapılmaktadır. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden: I — 16-7-936 tarihinden Mayıs 937 sonuna kadar 10,5 aylık Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünün 530-580 talebe ile 120-140 müstahdeminin Sabah, öğle, Akşam yemekleri eski şartnamede bir çok tadilât yapılmak su- retiyle yeniden eksiltmeye konmuştur. Z — İhale Yüksek Enstitü binasında ihale Komisyo- nu tarafından 13-7-936 pazartesi günü saat 16 da yapı- lacaktır. 3 — Muhammen bedel 109056 lira olup muvakkat te- minat teklif edilecek mıktar üzerinden yüzde 7,5 dır. 4 — Daha fazla izahat ve parasız şartnamesini almak istöğeğlerin, Enstitü Daire Müdürlüğüne müracaatları. (1509) (3631) Kanun hükümlerinin hukuki ba- kımdan şerhleri ve ilmi esaslara gö- re esbabr mucibeleri ve neticeleri ise büyük ilmi kitaplarla tedvin olu- nabilir. Bugün için. iş kanunu Hak- kındaki yanlış ve eksik neşriyatın ka. nün ruhuna ve vazı kanunun mak- #atlarına göre umumi bakımdan mücç mel izahı budur.,, Göz Hekimi ŞÜKRÜ ERTAN Cağaloğlu Nuru Osmaniye cad. No.30 (Cağaloğlu Eczanesi bitişiği). Tel 22566 BANZOPİRIN T kajeler Dr. HORHORUNİ (Berksoy); Muayene her gün aksama kadar Eminönü Valde kıraathanesi yanını.

Bu sayıdan diğer sayfalar: