29 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

29 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Macar futbolcularıyla ikinci karşılaşma aessamesesreasesasesesasasaseze Muhtelit takım Boçkay takımının güzel bir oyunu karşısında 3-0 yenildi Boçkayın bir akını Türk kalecisi tarafından iade ediliyor. Mint takım kampma ayrılan fut - bolcüilerle tiç müsabaka yapmak &- zere şehrimize gelen Boçkay Macar takımı dün Ikinci karşılaşmasını B muhteliti ile yaptı. Saat beşte Suphi Baturun idaresin de Macar akmile başlanan oyun çok seri oluyor ve her iki takım karşıl k hücumlarla biribirlerinin kalelerini tehdit ediyorlardı. Bir akınımız Sait | vasıtasile avut oldu. Macarlar bügün güzel bir tabiye ile çalışıyor. Bilhı #a ürün paslarla açıklar. vasrtasile sari alımlar yövatıyorler Bel soliçleri tam şüt çekeceği k Faruk ayaklarma yatarak bertaraf etti, Rebii vasıtasile yaptığımız seri bir akmda Fuat kendisine gelen topu &- nelmilel oyuncu Markoşun bekleri mizin ilerde bulunmasından isti ederek müsait vaziyette yakalı adığı topu Safa güzel bir çıkışla ayaklarm |da Rebiinin Fuade verdi dan aldı, Kalemiz yakında olan favu- | mel bir pas Fuat iki üç kişiyi atlata- Mi avuta kaçırdılar, Sol haf Torahi - | rak kaleye kadar götürdü isede mü min sağ açık Necdete verdiği uzun | kemmel bir çıkış yapan Macar kale- pası Necdet demarke vaziyette bulu nan Yaşara geçirdisa de bir anlık ufak bir tereddüt bu fırsatın kaçma. sna sebep oldu. Seri bir Macar akt nında Markoşu hatalı durdurduğu - muzdan aleyhimize favul oldu, Markoşuh falsolu çektiği gütü Safa büyük bir maharetle yumruklıyarak kalesini tehlikeden kurtardı. Bir aralık Rebil şahsi gayretile ka leye kadar götürerek mlişait vaziyet- te bulunan Yaşara verdiği pası Ya- şar önünde kimse olümdiğı halde ya vaş bir vuruşla kalecinin ellerine tes Bim etti, ” Sol taraftan yaptığımız altmı fa - vülle durduran Macarlara Fuadin çok milkemmel çektiği şütün direğe çarpıp geri gelmesi kale önünü ka - rıştırdı ise de istifade edemedik. Sağ açıkları her akında kalemiz için teh lke oluyor. Çektiği iki şüt Safaya heyecanlı saniyeler yaşattı. İlk dev (TAN) ım Polis Romanı: 19 Kapı Genç dulun yüzü sapsarı idi ve bu | Pencere Matmazel - Blum, hizmetçi sarılık, giydiği siyah elbiselerle da- ba çok göze çarpıyordu. Yorgun, boğuk, sorulan suallere cevap veri; v i Bitkin bir halde olduğu Buna rağmen sorgu devam ediyor- du. Mösyö Xavier Gülllet sordu: — Cinayet gecesinin gündüzü, ko- canızım yazı odasmdaki pencere açil- miş, sonra Kapatılmış, daha sonra yeniden açılmıştır. Bu neden? — Neden mi? Ben me bileyim. Kocam hasta ve binaensleyh huy - Suzluğu olan bir adamdı. Bazan si- Gaktan şikâyet eder, aradan biraz eli mi soğuktan şikâyet ederdi. vuta atarak kaçırdı. Sağ açıkları bey | renin bitmesine beş dakika var. Muh | le car kalesine üst üste tehlikeli akın - arkasında bir cinayet! yavaş bir sesle| de ben açtım... Ben bu telerruatları Türk kalesi önünde heyecanlı bir enstantane telit oyuncuları canlanmağa ve Ma- lar yapmağa başladılar. Bir defasın i milkem « cisi bu vartayı atlattı. Necdetin ye- rinde bir ortalayışını bugün birçok fırsatları kaçırmakta ısrar eden san- trfor Yaşar havadan bir vuruşla a- vuta atarak tekrar heba etti. Kazandığfnız bir körner atışmı kullanamadık ve ilk devre sıfır » &- fır beraberlikle nihayetlendi. İkinci devreye B mühtelitinde de - Eişiklik yaplarak çıkıldı, Merkez mü hacimde Yaşar, #antrhafta Rasim muvaffak olsmadıklarmdan yerleri - rl Şeref ve Adile terketmişler. Sağ- dan Necdet vasıtasile yaptığımız bir akmda Rebii ofsayt durduğundan netice alamadık. Macarların sağ İçleri mükemmel bir sayıdan uzaklaştırdı. Sağdan yap | tığımız ve göz açıp kapayıncaya ka- dar kalenin önünü bulas bir hücu - mumuzda Saldin sıkı bir şütünü kale cileri ayakla karşılayarak biraz ev - velki kurtarışimıza mukabele etti. “Tekrar soldan Macar kalesini bulan bir akınımız da Rebiinin ortaya ge- çirdiği top Şerefle Fuedin biribirine irmesi yüzünden müdafiler tarafın- San kolaylikla kurtardı... “| inde avuttan geriye çevirerek mii -| dan kolaylıkla kurtarıldı. Macarlar tekrar oyun üzerinde hâ kimiyet tesis etmeğe başladılar. En iyi oyuncuları bulunan sağ açıkları vasrtasile kolaylıkla ve mütemadiyen kalemize inerek tehlike yaratıyorlar. Bü erki tazyik altinda Reşat, Safa ve Lütfi kalelerini eansparane kurta rışlaria müdafa etmeğe uğrâşiyorlar sa du bu sonsuz çalışman pek faz- İa s#ürmiyeceği ve bu çocuklarm ke- silecekleri muhakkak, Çünkü diğer arkadaşlarmdan hiç yardım göremi - yorlar. Nihayet bu tahminimizde al danmadığımızı sol açıklarının sıkı bir sürüşle kaleye kadar götürerek sağ açiğa geçirdiği topu Markoş ha-| rikülâde bir şütle kaleye gönderdi se de Lütfi hesaplı bir çıkışla kaleci» | nin bulunmadığı zaVviyeden gelen bu topu kurtararak khlesini muhakkak | Michel ferbert - Eugene Wyi kadın ve uşak Celestin Coclinet ta - rafından açılıp kapatılmıştır. Belki unutmuş olacağım. Belki hastaba- kici ile iki hizmetçi size daha sarih ve doğru malümat verebilirler. — Onları esasen bu hususta ve başka hususlarda sorguya çektik, Size, son olarak bir şey soracağız! Kat'i olarak emin misiniz ki saat ©- nu yirmi geçe kocanızın odasından | çıktığınız zaman, pencere açık bulu- | nüyordü? Malüm. ya, siz çıktıktah 40 dakika sonri cinayet işlenmişti? — Eminim, pencere açıktı. — Kat'i olarak emin misiniz? bir sütünü Kalecimiz bloke edemedi- ğinden göğsüne açrparak geriye ge- len topu 80l içleri çok yakından ka- lemize sokarak gösterdi, Boçkay 1 B Muhteliti 0 Bu golden sonra varla - — Evet, eminim. Yaz, kış, kocam pencere açık uyurdu. Mösyö Xavier Guillet önünde bu- lunan dasyayı karıştırdı ve sordu: — Kocanızla sizin aranızda epey bir yaş farkı vardı: 25 yaş. Kocanızı seviyor muydunuz? Bu ari ve kaba sual Andre'yi şa- şırttr. Hiddetle kekeledi: — Bü ne sual efendim. Ne cest- retle... — Benim vazifem bir cinayetin esrarını ortadan kaldırmaktır. Ve bunun içindir ki vazifem zannetiğim herhangi bir suali sorarım. Size ye- niden soruyorum: Kocanızı seviyor muydunuz?.. Genç kadm yavaş bir sesle cevap verdi: — Kocama karşr büyük bir sef- kat duyuyordum... O da... * Onun hislerini - biliyoruz. Siz köcunizâ kârşi “büyük bir şefkat” duyuyordunuzsa, o, kendi hesabma sizi müthiş seviyordu. Emin olunuz ki efendilerinin gece gündüz yanla - TAN İNOTLAR Aim olsam Cins cins gazler varmış: Güldü - ren, ağlatan, öldüren gazler. Ben simdiye kadar bünlarm hiçbirisine muhatap olmadım. Gaz mamma, Dol- mabahçe Gaz Şirketinin evlere da- ğuttığı ve üzerinde öteberi pişirdiğimiz gezden yorum. Vaklâ bu da patlayınca veya musluğu açık kalmen öldürüyor, ay başı faturaları gelince hiddet ve aciz- den insanı ağlatıyor amma, ne de ol- sa, biraz dikkat edince ölümden, pa- rasmı verince âsap bozukluğundan kurtuluyorsunuz. Bu meselede beni düşündüren şey, gazleri icat edenlerin, nasıl olup ta onu bulan elleri kırılmadan, vicdan- ları titremeden keşiflerinin ölüm vasıtası haline getirilmesine razı ol- duklarıdır. Ve biz, Insanlar, bütün beşeriyet, bu İnsanların huzurunda eğiliyoruz, onlara “âlim” diye rütbe- (ler, nişanlar veriyoruz, Bu gazlerden, bence en fecii çük ” düren gazdir. Alimler bu gazi niçin icat etmişler, biliyor musunuz? Şu- nun için: l Öldüren, boğarak, elğerleri zehir. üyerek öldüren gazden, İnsanların a» ğularmı filân kapıyarak ve kaçarak kurtulmak ihtimalleri varmış. Fakat ! kaçıp kurtulmasınlar diye, önce, gül- düren gazi atarlarmış.. çünkü ins gülerken, tabii bir hareketle ve gül mekten katılmamak için, ciğerlerine bol hava almak o mecburiyetindedir. O zaman da asıl öldüren gaz atılır - muş. — Yarabbi ne feci tezat! — İn- sanlar güle güle zehirli gazi yutarlar, ölürlermiş. Herhangi buna benzer bir gaz ica- dile meşgul iken bir kazaya uğrayıp ölen ve kendilerine “fen kurbanı!” yahut “beşeriyete, terakki nama canını verdi” diye medhiyeler yazdı- Zımız âlimlerden birisi ben olsaydım, ben de bir gaz icadma çalışırdım, Bu icat etimek İstediğim gaz, uyutucu gazdir. Bu gazi, bütün dünyaya ni gün ve saatte atar, herkesi 24 sa- at mecburi bir uykuya yatırır, bütün j dünya duvarlarına şöyle ilânlar astı. £ rerdrm: Ey insanlar, biribirinizle boğuş- maktan vazgeçiniz. Bu topraklar ! hep'nize yeter. Biribirinizi sevi- niz, Dünya ve bayern hâkim 0- Tan harbi. We ük Si a teninde aşki gelirini nasıl hepi > gla muvakkaten uykuya yatırdımsa, öylece ebedi uy- | huya “yatırırım, Bu ilânın bir tesiri olur mu dersi- İniz? Umman. Çünkü böyle bir gaz bugün vardır ve ameliyat yapılacak hastalara verilir. Fakat ameliyat wmsasmdan kalkıp ta iyileşerek has- taneden çıkınca, hastanm ilk işi, ken- disini o ölüm masasına yatıran has- wmgelen şeyleri yapmak olur. Fikret ADİL talığı tevlit eden ve yapılmaması lâ- | Mili güreş takımımızla karşılaş - alar yapmak üzere şehrimize ge- len Alman Dortmun takımı güreşçi lerile üçüncü müsabaka dün gece Taksim stadmda büyük bir kalabalık önünde yapıldı. Müsabakalara saat 20,30 da başlaması icap ederken fut bol maçı dı »sile sökülen ringin ya pılma ameliyesi uzun sürdüğünden ancak 21,30 da başlanabildi. (56 kilo: Küçük Ahmet - Şönbyben | (serbest) Orta hakemi Sadullah. Her iki ml- sabık biribirlerini ufak bir deneme- den sonra Ahmedin bir elensesi ile yere yüvarlandılar. Alman güzel bir köprü ile bu varatayı atlattı ide de Ahmet bırakmadı, taktığı güzel bir burgu oyunu ile hasmını mütemadi- yen yerde sürüyor. Bu sürtmeden ilan başı sıyrılarak tedavisi için güreş bir müddet tatil edildi. Ve ilk devre berabere nihayetlendi. İkinci devrede çok hâkim güreşen Ahmet hasmına mütemadiyen oyun tatbik ediyor. Ve alttan kalkmasına imkân vermiyor. Neticede 15 daki- İ kada sayı hesabile Ahmet galip geldi. 61 kile: Ankaralı Ahmet - Şönbyben “Orta hakemi Vaymar. Böyle tem- «ili müsabakalarda ilk defa gördüğü” müz Ankaralı Ahmet mindere çik- masile nefis bir kafakol oyunile has mının sırtını yere rmesi bir oldu. Bu galibiyet 1 dakika 24 saniyede ol- muştu. 66 kilo: Vefik - Gulde Orta hakemi Sadullah. Alman ta - kımınm en teknik güreşçisi olan Gul de Vefiği hemen alta alarak oyun lar tatbik etmeğe başladı. Bilhassa tatbik ettiği süpleks oyunları çok mü kemmel oluyor. Bir defasmda tehli- keli vaziyette kafa kol oyunlle-yere giden Vefik mükemmel bir köğrü ku | rarak tuştan kurtuldu. İk devre Al İnanın üstünlüğü ile nihayetlendi. İn “Kinef devreye Almanın; süpleksile başlandı. Vefik mukabil perende ile bu oyundan kendini kurtararak has- mına taktığı çift kile ile say: aldı. Neticede 20 dakikada ekseriyetle Ve fik galip sayıldı. 72 kilo: Ankaralı Hüseyin - Vikke İserbest) Orta hakemi İsmail Hakkı. Pehli - yanlar birbirlerine ayakta saldırış - lar yaptıktan sonra Hüseyinin bir ayak kapmasile yere yuvarlandılar. Fakat Alman minder kenarma kaç- müttefikan küçük | —————————— — <<», yp 5 eee Pehlivanlarımiz yine galip geldiler | Dün gece Alman güreşçileri sıfıra karşı yedi ile yendik tığından bu ilk tehlikeyi atlattı. Tek rar ortada devam eden güreş kâmi- len Ankaranın hâkimiyeti altında 0- Tuyor. Hasminin bacağını çok tehli keli kıvıran Hüseyine o hakem ihtar verdi ve ilk devre Hüseyinin üstünlü tiyle nihayetlendi. İkinci devreye çök canli başlayan Hüseyin neticeyi bir an evvel almak için didiniyor. Ve hüsmünr yerden yere vurarak oyun tatbik ediyor. Neticede Ankaralı Hü- seyim 15 dakikada #ayı hesabile ga- Ep. 72 kile:-Adnen - Botner Orta hakemi Vaymar. Müsabaka ayakta ve biraz sertçe oluyor. Bir de fasmda Adnan hasmını ringten aşa gr fırlattığından hakemden ihtar a dr. Her İki müsabık oyun tatbik ede mediklerinden ilk devre berabere ne- ticelendi. İkinci on dakikanın başla» masile Almanın sırtını yere getiren Adnan bu tuşu minderin kenarında olduğundan sayılmadı. Şimdi müsa- baka ortada ve Adnanm hâkimiyeti- Ve'devam ediyor. Alman birçok teh. Hkeleri farla enerji sayesinde atlatı- yor. Neticede 20 dakikada'müttefi. kan Adnan galip. 87 kile: Seyit Ahmef - Kelner (serbest) Orta hakemi İsmail Hakkı, Müsa- baka başlamasile Seyit Ahmet bas mmı ezmeğe ve yerden yere vurma» ğn başladı. Ve bu vaziyette nihayet- lendi. Neticede 3 dakika 18 saniyede tuşla Seyit Ahmet galip. Ağırsiklet: Ankaralı Necmi - Fegedes Orta hakemi Vaymar. Alman kolu sakat olduğu halde müsabakaya çık» mış olduğundan Federasyon tarafm dan bu karşılaşmaya müsaade edil « mediğinden müsabaka tatil edilmiş « tir. Bu vaziyete nazaran güreşçileri. miz bü akşamki karşılaşmayı da 60 galibiyetle nihayetlendirditer. Tepkapı 3 Hilâl 2 - Kümenin sonuncusunu balli ede - cek-olan Hilâl «Topkapı maçı dün Kâdıköy stadımda büyük bir heye- canla oynanmıştır. İlk devreyi kale- cilerinin hatâst yüzünden 1 « O mağ lâp bitiren. Topkapılılar ikinci dev- tede çök canlı ve teknik bir oyun * dan sonra yaptıkları bir gole 3 golle mukabele ederek oyunu 2 - 3 gelibiyetlerile bitirmişlerdir. Hi lâl bu mağifibiyetle birinci kime #0- nuncusü olduğundan gelecek hafta © Ikinci kime şampiyonu Altınordu ile terfi müsabakası yapacaktır. yan muhtelitimiz Macar kelesi yaki- sait vaziyette bulunan, Şerefe geçen topu kalecileri çok mahirane bir plon jonla kurtararak dakikalarca alkış - landı. Macarlar tekrar yır- tıcı akınlarına başla dılar. Sağ İçler idafiimizi de ge çerek stki bir şütle ikinci golü yaptı, Boçkay 2 B. Muhteliti 0 Biraz sonra bir türlü mâni olama- dığımız sağ açıklarmmn tekrarladığı bir akında 80l açığı kadar giden bir pas, sol açıkları nefis bir çıkış ve o nisbette sıkı bir şütle üçüncü defe 0- larak kalemize soktu. Boçkay 3 B. Muhfteliti O boz; uğrayan muhtelitimizin ne- rmda bulunan hizmetçiler şeyler bilirler ve görürler... — Ne demek İstediğinizi anlıya» miyorum. Mösyö Xavier Guillet gözlerini An- dre'nin gözlerine dikti ve: — Bir şey demek istemiyorum, de- di. Zaten beni pek iyi anladınız. Kocanızın hasta olması, sizin eğlen- menize mâni değildi. Cinayet günlü kocanız divanda kötürüm bir halde yattığı sırada siz, dostlarınızı çaya davet etmiştiniz. Genç kadmın gözleri doldu, fakat hiçbir cevap vermedi. Mösyö Xavier Guillet dosyanm ke- narına bir şeyler yazdı ve Andre'nin yorgun, bitik halinin farkında olmı- yarak devam etti; — 14 mayıs gecesi, kocanızt son olarak siz gördünüz. Hastabakicı üy- ku ilâcını dolabın üzerine koyup, git“ tikten sonra, kocanızın yaninda © *turdunuz, ve sizden sonra kimse O- daya girmedi. Bu doğru mu? — Evet. Oyunun bundan sonrası tamamen | birçok | tice almaktan uzak bir diğinmesi ha linde devam ediyor, Macarlar bizim bu hiçbir hattmda alaşma olmayan ve bir arsa oyunun dan başka bir varlık gösteremiyen mühtelit takım karşısında açıldıkça açıldılar. Ve zevkle seyredilir bir 0- yun göstermeğe başladılar. Kale ya- kininde üstüste yaptığımız. favtillar yüzünden son dakikalarda gol adet- İlerinin fazlalaşacağı tahmin edildiy- B muhtelitinin mağlfibiyetile niha » yetlendi N Ikinci maçta hakiki kiymetlerini gördüğümüz Macarlar son müsabaka | sonlarma kadromuzla yapacaklardır, Dünkü maçta B mubteliti şu şe - | kilde tesbit edilmişti. Safa — Lütfi - Faruk — Ibrahim- İ Rasim - M. Reşat — Necdet » Sait - se de vaziyet değişmeden oyun. 3-0 ların: çarşamba günü en kuvvetli) Yaşar - Fuat - Rebil, Macarlar diln- kü çıkardıkları kadroyu aynen mu- hafaza etmişlerdi. “Baz oyuncularin. öynatılinaması hüklemiia “fikrini sorduğumuz alâka» darlar Hakkı ve Yaşarım imtihanları — Kocanızın ahvali umümiyesinde / endişe verecek bir şey gördünüz mü? — Tabil kocamın hastalığı beni meraka düşürüyordu. Fakat halinde fevkalâde bir şey görmedim. Zatan Doktor Miralle öğleden sonra kota- mi ziyaret etmiş, sıhhati hâkkinda bana iyi haberler vermişti. — Demek, gecenin on birinde hız- la çalman zil, sizi şaşırttı? — Tabit öyle, — Nasıl oluyor da Matmazel Blum sizden evvel yazı odasının kilitli © - lan kapısının önline gelebildi? — Pek tabif, Onun odası, merği- vene daha yakın. Ondan başka, mat- mazel Blum, giyinmiş olarak yatağı- na uzanmıştı. Ben ise, âni olarak uyandım; yataktan arak, üzeri- me bir sey almerya kadar bir hayli saman ; i »- Kocanızın hiçbir düşmanı olma» dığını ve kimsenin kocanızm ölü: münde bir menfaati olmadığmı söy- lediniz. Bu fikrinizde ısrar ediyormu sunuz? — Mösyö Vignon - Mareellet'nin yaninda mühim bir para bulunduğu hu kimse biliyor muydu? ,— Vallahi, ben bunu bilmiyor » dum... li — Bünü sorarken sizi kasdetme- Me meli > Ağlamak üzere MET — Halim yok, beni rahat birakm. başla: Dare etmek mecburiyetindeyim. Genç kadın derhal kendini topar» uyarak: <— Hakkınız var... Bir an evvel bi- tirelim, dedi. «Genç dülun-bu metin hali, Gufllet, yi biraz sarstı, fakat yina devam «t- tü: TArkası var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: