June 30, 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

June 30, 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— M-6-85 Kanferansa dair yazılanlar İngilizler tayyarelere dair tahdidata itiraz etmişler BAŞI 1 yareci İçin sadece bir mani olmayıp #yni zamanda bir tehlike kaynağı 0- lacağını ileri sürmüştür. , İngiltere Türkiyenin bu gayri as- kori mıntakaları tahkime başlama - smdan sonra sivil tayyareciliğe en - gel teşkil edecek sıkı kavait koymi- yacağını ümit etmektedir. Fransiz Doktainazarı bu hususta aşağı yuka- rı İngiliz noktai nazarına tevafuk et mektedir. Bu meselenin tetkik için gönderil komitede zannediliyor ki, kırmızı,, #ualarım inkişafı uzaktan, çok uzaklardan fotoğraf almması mümkün kılmıştır. Binaensleyh Bo- Eazlar tahkimatının fotoğrafmı ak mak istiyen suiniyet erbabı arzu et - tiği takdirde tahkimatı üzerinden uçmayıp uzaklardan uçarken de fo - toğraf çekebilecektir. Mamafih Tür- kiyenin hüşnü niyet sahibi olarak bu iddiayı çabucak kendine mal ede eeği zannedilmiyor. Esasen Tevfik R. Aras Türkiye - bin sivil tayyareciliğin Boğazlardan müurur hakkını tanıyacağını söyle - miştir Harp gemilerinin Boğazlardan geçmesi Yine dün gelen Daily Telegraph Sovyet Rasya tarafından ileri sürü- len teze dair şunları yazmaktadır: Akdeniz kuvvetleri Rusyanın Ak- denize serbestçe bir donanma çıkar- ması ve sonra icabında bu donan - mayı Marmaraya, yani düşmanm takip edemiyeceği müemmen bir sığ- nağa çekebilmek teklif ve talebini kabul edemezler, Harbiumumiden evvel bu ayni nok ta o zamanki Ingiliz hariciye nazırı Bir Bdxard Grey tarafından o 2a manki Rus dıy bakanı Isvolekiye ar- gedilince -İsvolski bu ihtimalin Rus. yanm aklma hiç te gelmemiş oldu - ğunu söylemişti. Ve ilâve etmişti ». i. kiye bitaraf olduğu takdirde haliharp te olan her iki tarafın gemilerinin ay ni kolaylıkla geçmesine müsaade ede bilir. Fakat böyle bir halde Türkiyenin hiçbir tarafa kolaylık göstermiye ra- m-olmıyacağı zannediliyor. Montrö - Cenevre Dün gelen Temps gazetesi Montrö ve Cenevre başlığı altında bir baş - makale neşretmiştir. Bu makaleyi a- Bağı alıyoruz. Boğazlara sit 1923 te yapılan mu- kaveleyi yeniden tetkik için kuru -| İan Montrö konferansı, mesaisini ta lik ederken, Uluslar Kurumu Konse Yi, Italyaya tatbik edilen zecri ted- birleri. kaldırmak için bütün dünya- nm beklediği kararı almak üzere, top Tanıyor. Bütün diplomasi faaliyeti bugün Montrö ile Cenevrede temerküz et « miştir. Çünkü bu iki toplantı, bey - nelmilel ve yakın bir istikbal imkân larmı tayin edecek neticelere yarabi- lir. Ne Montrö'de ne de Cenevrede diplomasi işleri kolay helledilecek gi bi görünmiyor ve hakikaten mem- nuniyet verici hal çareleri elde ede - bilmek için çok tedbirle hareket et - mek ve büyük bir uzlaşma fikri gös termek icap edecektir. Prensip itibarile Türkiyenin tale - bi tabil ve meşru göründü: Konfe « Kapı arkasında bir cinayet! — Peki, eğer kocanısdan başka kimler, kasada 30 bin frank bülun- duğunu biliyördu, kocaniz Okasa-| mın şifresini kime söylemiş olabilir? — Bilmiyorum. — Siz, kocanızm şifresini biliyor muydunuz? — Hayır bilmiyorum... Zaten para İşlerile hiç alâkadar değildim. Bun- larla Çezar meşgul oluyordu. — Evinize sık sık gelip gidenler. den hiç kimse bu para işlerinden ha- r mıydı? — Bil,. bilmiyorum. Kat'i olarak bir şey söyliyemem. | — Yoksa birisinden mi süphele- ? / - de | | INCIDE İngiliz murahhası Stenhop ransta mevcut devletlerin murahhas ile tetkik edeceklerini ve mevzubahs meşru menfaatleri nazari itibare ala rak samimi bir surette hal çareleri Fakat Fransa baş murahhas Pol Bonkur, Türkiyenin talebinden do - İ gan meselelerin karışık olduğunu kaydetti, Filbakiks, harp gemileri - İnin Boğazlardan geçmesi prensibi münakaşaya başlanır (o başlanmaz, Sovyet bi mümessili, tasavvur 6- İ dilen tahdidetm Karadeniz sahili dev etlerinden gayrilerine tatbikini iste- di ki, bu Büyük Britanya murahhas Lort Stenhop'un kat'i ihtirazi kayrt larma sebebiyet verdi. Diğer taraf - tan, Japonya murahhası Sato, Rus tezinin aksine olarak, harp gemileri İçin tasavvur edilen tahdidatın, Ka radenize geçen gemilere olduğu gibi Karadenizden çıkacak gemilere de tatbikini istedi. Türkiyenin bir harp tehlikesi karşısmda Uluslar Kuru, munu haberdar ettikten sonra harp gemilerinin geçmesini hususi bir mü saadeye bağlamak hususundaki tek- lifi yapılınca, noktalnazar ihtilâfları da artir. Japonya mürâhhast, mem. VeketiniM AYLİK ülüslâr kurumunda â- za olmadığına işaret etti. Diğer ta - raftan Pol Bonkur, Uluslar Kuru - mundan gayri, bazi devletlerin, her- hangi bir vaziyette tetbiki temin edil mesi lâzımgelen, mmtakavi paktlar mucibince almış oldukları taahhütle rin de nazarı itibare alınması İlzu - munu tebarüz ettirdi. Litvinof hükü metinin noktainazarını, matbuata da bildirilen bir tebliğ ile izah etti. Bu tebliğde, Sovyet heyetinin, Uluslar Kurumu Paktı mucibince, bir taarru zâ uğrayan devletlere yardım icin, bütün devletlerin harp gemilerinin Boğazlardan serbestçe geçmek pren- sibi ileri sürülüyordu. Büyük Briten ya Sovyet tezini kabulden ziyade Ja pon tezine temaylil gösteriyor. Mon- İrö konferansma iştirak etmiyen I- talyaya gelince, onun da Rus tezine iliraz edeceği tahmin ediliyor. Montrö'de almacak kararlar, ni - hayet, Cenevrede alınacak kararlara çok bağlıdır, ve bu sebepten, Boğaz. lar konferansı, vaziyetin halini tek- hik bir komisyona havale edemedi ve konferansı talik etti. Fakat şu da | rinden mantıkan neler beklenebile ceğini tayin etmek güçtür. Şurş muhakkaktır ki. Italyaya tatbik len zecri tedbirler kaldırılaca'” Büyük Britanya ile Fransa Au) #usta anlaşmıslardır. Bu p/sta, bi Michel 5 > Eugene Wyi — — — Böyle bir g/ asla söylemek istemedim. Mösyö Güğll/Dİr an sustu. Dos yanın keharım, “Ne bir şeyler yaz- mağa bağlağ “ekrar sorguya baş- ladığı sırağ €prince sordu: — Efen/1 Müsaade eder misiniz ben de b #Y soracağım... — Rip ederim, İl Lapgie dikkatle kadının yüzüne baktı/© Yavaşça sordu: . —Sizden, evinize gelip giden İn- rm bir listesini istemiştik. Siz a21p verdiniz. Bu liste tamam zı Zan... zannedersem, — Zannediyorsunuz... demek emin ları, Türk talebini en büyük bir itina | arıyacaklarını müttefikan bildirdiler. | TA NOTLAR Zekâ - kurnazlık Zekâ sarahattir, Kurnazlık miga- lâta. Zeki adamın kafası işler, yarat - mak onda bir ihtiyaçtır. Kurnaz ada mı tahrik eden haset ve İhtirastır, DM Eİbİ görtimmek için taklit Zeki sdamm malümâtı vardır. Kor naz adamm mesmmatı, çoktur; Ağz kalabalığı bundan ileri gelir. Zeki adam vakurdur, ferağat ve fedakârlık, iman onun tabii vasıfları dır. Kurmaz alam sahle vakardır, İtabii vasıfları gösteriş, alkış ve tez İyif, şüphedir, Zeki alam bir çinardır, güç yeti - şir, gölgesi engin ve serindir. Kurnaz | adam da bir ağaçtır. Fakat kokudan, gölgesinde oturulmaz. Yol kenarları- na dikilirler ve hemencecik fışkırıve- rirler. Doğruluğa nazaran yalan ne İse, zekâya nazaran kurnazlık odur. Fikret ADİL —m a ——— Dünyadaki Alman ekalliyeti tazyik altında mı? Berlin, 29. (A.A.) — Bakan Hans Frank, Galsenkirehen'de Şimali Ves- tefalya naayonal sosyalist kongresin de söylemiş olduğu bir mutukta ez- N Sovyet Rusyanın deniz kuvvetleri Sovyetlerin ne kadar harp gemisi var ? Bugün Sovyet Rusyanm yeniden ıslah edilmiş üç kruvazörü olduğu kabul edilebilir, Bu kruvazörler 1911 senesinde yapılmıştır. Bunlardan #- kisi yan! Reveloutsis “(eski - Gan * gout) ve Marât (eski - Petro Pav - losk) Baltrk denizinde bulunmakta - dır. Üçlincüsü yani Komouna Kara- denizdedir. Dördüncü bir gemi da -| ha, yani Frounze (eski Poltava) Bal tık denizinde yeniden ıslah ve tamir edilmektedir. Bu dört geminin her birinde m,/m, 305 lik on iki m/m. 120 Ik on altı, ve m/m. 76 lık iki topu yardır. Zırhlarınn kalmlığı mm. 228 ve tohajları 28.370 ton olduğum- | dan bu gemiler Almanlar Deutsch- land sistemindeki . gemilerine kargı koyabilirler. Fakat şurası âşikârdır ki, Almanlarm yeniden inşa ettirdik leri safıharp gemilerile boy ölçüşe- mezler. Kruvazörlerin haricinde, 7 sac $ Güneş ” Dil Mamak nm Slm Gü - Dil teori 2 ME ve tarihi tetkik ce tecribeleri Her sakaratın etol. ısayısız Sümer İZİ sırların Anadoludaki bu “ir? Ne isimlerini koyanlar kifiem şimal. | Sümerlilerin , ne “AK yanmış bir) de Karadenize kad” Asurun bazı istilâlarını bilmiyöfkumandanları sergüzeşiçi ve © Van gölü hav- Anadolu içinde;fa uzun seferler zasında birkağraferler kazanmış| yapmış ve kârm Karadenize ki ise de bu #olarak sürüp gittiği. | dar ay eser yoktur. ni İspat & sümerce isimler Ana- O hallen geldi? Tetkikimizin doluyaağı cihet işte budur. aydın? in ve köylerin kurumu ge- Se dağmıklık esasına daya- "i$İrada da hâlâ yedi bin yıllık Dİ tanrısı Ba'yı anarlar (1). Sovyetinda bulduğumuz mediüller şun - (2). yr, or gibi kelimelerin ye | ve eski dillerdeki lügat manala - | Rusyanım sathı bahir filosu, en şekline irca edilmiştir. Uluslar munun yıllığında, Sovyet Ri filosu hakkmda maltimat verji, ee m müzkereleğ, va çi EMEL A ve Akdeniz anlaş masmı nasil tasavvur ediyor? Zec- ri fazla, Cenevre görüşmelerinde bü değilsiniz. .abilirim, | cümle şöyle demiştir: takım insanlar cermendir diye safa düçar ediliyorlar. liyetleri meselesinin yeniden tindeyiz.,, Belçika, Polonya, zi kabul edecekleri malümdur. ve yet Rusya ile küçük anlaşma ve dan, Italyay dir. iş nelmilel teşrik! mesaiyi tekrar y cuda getirmek için kâfi gelmiyg”! Ingiliz - Italyan gerginliği yaya malt ve ekönomik zeç ler tatbik edildiği devre mi » bir fil alpların öte tarafında, der ri mesai oldu. Bazı ema?” | riyor ki, bugün filen, ye Ber lin arasında sağlam yi asa yok We de; hldiselerin /1Ue Italyan ve Alman münamep/ © şekle Birmiş tir ki, faşist hil,“€: beynelmilel birkaç mesele #Lındaki düşünce: lerini, alyan Sireza cephesinde Fransa ve xptere ile ayni safta öldüğu yayindan başka türlü bir #ökilde yele tetkik etmeğe me: “rü /ektedir. Kollektif emni - yal görü ' yeti ginize edilmesi, orta Avru - pada 7 ika istikrarı ve garp için # garantisi hukkırlda İtalya- un İziyeti ne olacaktır? İngiltere ie üzünkü mürmsebetleri gözünün Putulursa garki Akdenizdeki fili İiyeti Afrikadaki yeni arazisinin de mühim ol- tedbirlerinden - kaldırılmasından ir ehemmiyeti haiz olacak şey, bü- tün bunlardır. — Belki birkaç isim unutmuş 0- fakat zannediyorum — Ama işin garibine bakmmız birisini unutmuşsunuz... Genç kadın titrek ve endişe dolu bir sesle sordu: — Kimi? Leprince yavâşça ve kelimeler ü- zerinde ısrar ederek: — Guy de is'i., dedi, Andrenin gözlerinde müthiş bir korku şimşeği çaktı. Mendilini ağ- ma götürdü, eli titriyordu, fakat yine cevap verdi: — Evet... Bu mösyönün ismini yaz mayı unutmuşum... — Bu Guy de Pasecirtiş kimdir? — Bir dost... — Yani, demek istiyorsunuz ki, ailenizin en samimi dostlarmdan bi- ri Biraz kendin! toparlıyabilmiş o “ lan Madam Viğnon - Mareellet ce- vap verdi: -— Bir ğey demedim, sadec bir “ — Bütün dünyaya karşı alenen İ bir ihtarda bulunuyoruz, zira Avru- İpanın bir çök mıntakalarında bir ni Tazyik ak tında bulunmakta olan Alman akal- göz- den geçirilmesi lâzım olduğu kanaa- ————————— — Isviçrenin bu te- Sov bitarafların kabulünden de şüphe €- dilmektedir. Bütün fikirleri işgal e- | mazarıdil; den nokta, zecri tedbirler kalktık - | üzerinde tan sonra, yeniden bir manla olma- Avrupadaki rolünü | g, tekrar almasma müsande edecek ta bii vaziyete nasıl avdet edilebileceği- Kadbircirin MAKASI, Mani 1 teşrinievvelinden önce mevcut bey Bun | dir. 1934 senesi istatistikleri. 36 destruyeri vardır, fakat, ,, og. kruvazörler 1915 ten €V” yaodem mişti, Yalnız 9 destr 396 ton telâkki edilebilir. Buz ovaki ve hacmindeki altı târg, tane Karl 1.800 ton hacminğir, Bu sonuncu lar 1923 senesif'1 02 Tik beş top ve ker birinde Ma cay alet vardır. dakuzar toy Rusya, bütün Pilhakili tahteibahir filosunun isi etmiştir. Ve bilhassa İrinde, malümatımız o ka- AF değildir. T İr Kurumu yıllığına hazaran Ve Sovyet Rusyanın faal bir hal ve tezgühta da 8 tahtelbahiri bunlı 929 senesinde inşa edilmiştir. lar 850 ton hacmindedir. Ve her birinde 10 tene torpili atacak alet vardır. Diğer taraftan Sovyet Rusya , r | filosuna, 960 tonluk, Jokobinetz sis- » |teminde üç taktelbahi ilhak edilmiş tir, Vorochilov sisteminde dört tah - # göste - | telbahir daha tecrübelerine başlamak üzeredir. Ayrıca Metalliat tipinde al- tı tahtelbahir daha inşa edilmektedir Sovyet Rusyanın tahtejBahir üzerin- deki faaliyetinin bundan ibaret oldu- ğu zannedilmemeliğir. Birçok tip tah telbahirlerin daha tezgâhlarda bu - lunduğu şüphesizdir. Söylendiğine göre Rusyanın Vladivostok'ta otuz parça daha kuvveti vardır. Fakat sovyetlerin daima buzlarla mahsur olan bir limanda böyle bir filoyu ma- | bulundurduğu cayi sualdir. Vaziyet ne olursa olsun bugün Sov yet Rusya bir harp olduğu takdirde muhtelif sahalarda 35-40 tahtelbahi rini kullanabilir, Burlardan yalnız on beşi harpten evveline aittir. Diğer taraftan Sovyetler, büyük bir bahriye vilcude getirmek için ça- lişmaktadırlar. Baltıktaki o tezgüâhla- rmı islah etmeği düşünmekte ve ge- rek gemi siparişi ve gerek dahilde ge mi inşaati sanayiinin < inkişafı için, harice müracaat etmektedirler. (Petit Parisien) ahvalde, böyle bir unutkanlık ma - zur görülebilir. Leprinee: — Şüphesiz, dedi, fakat verdiği- niz liste, alfabe sırasile tertip edil- miş. Şüphesiz bunu adres defleri- nizden tertip ettiniz. * — Bu takdirde defterinizde Mös- yö de Passeviöres'in ismi olmayışı veyahut yalnız bu ismin atlanmış ol- masi garip değil mi? Genç kadın buna cevap vermedi ve Leprincesdevam etti: — Bu mösyö hakkında bana iza- hat verebilir misiniz? — Kendi söylediklerinden gayrı bir gey bilmiyorum kik. — İsterseniz size yardım edeyim madam, Misafirleriniz hakkında her halda hizmetçilerinizden daha faz- la malümata sahipsinizdir. Genç kadın hafifçe titredi. Lep- rinoe bunu görmemezliğe gelerek: — Kendisi, dedi, 29 yaşındadır de- Bekârdir, ressamdır. re Sovyet Rusyanın 7 kriğon bu | Marks destriyeğsa edilmiştir. Ve | Habeş buhranı yüzünden ortalığın | Sr servisteki tahtelbehirlerden ü- | karışması © kadar'büyük' olmuştür,;. yani üç Dekabırist harpten sonra |” lardır: Memleket, yer, toprak, bina, temel, barmak, harp, imar, etmek. yapı yapmak. Ve hepsinde muayyen smırları belli bir yer. Yaşıyan Türk lehçelerinde ur, or ve ordu kelimelerinin !ügat mana- lar, Büvük Türk Lügati yaşıyan türk | lehçelerinin çoğunda bu kelimeleri İ bulmuştur. Meselâ; Garp türkçesinde or: — sun'i te- pe. toprak vığı Garp lehçesinde: hendekli istihkâm, müstahkem yer, Çağatay lehçesinde: ur — yüksek yüksekte olan, tepe, Çağatay lehçesinde: ura; ka » zik, direk, ! Çağatay lehçesinde: ora — hudut gösteren işaret, toprak yığını. Çağatay lehçesinde: uru “El Çağatay lehçesinde! urut — or- yukarı, or « hendek, toprak tabye, du, karargâh, yurt. Uygur lehçesinde: utu yultarı üst. — Kazan lehçesinde: ür — yüksek yer, yukarı Üst, Harp ve «sköfe “âit olarak ta: Garp iehgesinde: - ordu “- asker, bir askeri hükümetin genel heyeti, İ Çağatay lehçesinde: ordu —or - durun konduğu yer. Uygur lehçesinde: ordu — sultan- lâra ve hanımlara mahsus daire, ça- | dır. Radloff'a göre: Or: 1 — Çukur, hefidek (Kırgız). 2 — Hendek ile çevrilmiş müs - tahkem kale (garp iehçesi). 3 — Kırımda bir sehir adı. Böylece yeri Türk lehçelerinde de ğini öğrenmiş oluyoruz. Gerek es bu kelimelerin ayni manaları verdi- ki, gerek yeni İehçelerde olsun bütlr bu kelimelerin yer kelimesinden üre- diğine şüphe yoktur. İ Yer kelimesi müştakı çok ve he - İmen bütün dillere geçmiş ve yerleş- | miş ana kelimelerden biridir. Etimo- İojik analizi şudur: 0 (2) Yer —ey er (1) ey — prensipal köklerdehdir. (. 3 ğ) ana kökünün toprak mana- sını ifade eder. (2) er — ana kök anlamının bir #iiğe veyn öbjede takerrürünü gös - terir. Kelimede süje veya objeyi işaret eden bir eleman göremediğimiz için onu ancak şu şekilde ifade edebili - riz: ley ger) — (eyer) —yer - mu ayyen, durumu ve kurumu belli ka- rarlı bir toprak parçası. Şimdiki di- limizde mahal, mekân anlamına o - lan'yer kelimesi de'ancak bu mana- yı verir. Tek heceli yer kelimesile eski ve yeni dillerde bulup öğrendiğimiz bu familyadan yine tek heceli kelimelo- ri altalta sıralıyarak ishll etmek faydalı olacaktır: Garp lehçesinde: yer (muayyen toprak parçasi) Garp lehçesinde: or (sun'i tepe, toprak yığını) Garp lehçesinde: ör — öğ (hendek) Çağntay lehçesinde: ur — uğ £ ur (tepe) Kazan lehçesinde: ür <- üğ ür (yüksek yer) Bu kelimelerin hepsinde gördüğü- müz ve öğrendiğimiz gey muayyen ve hududu belli, kararlı bir toprak parçasından ibarettir. Türk; bu ana kelimeyi kıymetlerini tabiat kanun» larına ve mantığa göre düzenlediği elemanlarile kuvvetlendirerek keli - meler ve terimler üretmiştir. Mese- lâ: herhangi muayyen bir toprak yi- ğmı ve tepe manasma gelen, fakat kendisinde bir süje veya obje alâka» 8 bulunmıyan or kelimesine oir (. * ğ) elemanrekliyerek onu (orağ) biçimine sokmuş ve hudut gösteren eyer işaret veya toprak tümseği yapmış- tr Yine yer kelimesine bir . 2 &) kliyerek / sahipsizlikten © kurtarmış bir sahibin, efendinin muayyen ve kararlı bir toprağı haline getir. miştir. Yurt kelimesinin mühtelif devirlerde ne ifade ettiğini biliyo » ruz, Almanca ort, Slayca grad (3) ke üimelerii yurttan başka şeyler olmadığı iddia edilebilir. MN. R. TANKUT unun ber tarafında — halkem ağımda yazanınkzta olan anu, abo, teha, öğ, ea, bs gibi imterjectienlar birer Sümer ma budu idi, Onlar her biri bir tabiat kudret ve unsarunu temsil eder, Netekim (EA) akıl ve ferasetin tanrısıdır. (2) Urbanizm denilen şehircilik terimi bu eski Türkçe ur, yri kelimelerinden gel miştir. (3) Houls Deyer “Les anbiennes givilisa ons Biaves,. adlı kitebmda bu kelimenin dört şeklini gösteriri, grad, grod, gard, Hrad, sonuncu ile yurd biribirinin aynıdır. Esasen etimolojik analiz hepsinin aynı kelimeler olduğumu ispat eder. Müessif bir irtihal Muteber tüccarandan Bay Mürüv- vetin kızı esbak Trabzon valisi Bey Hilmi Ulucun gelini iş bankası iü - dürlerinden Rüştü Ulucum kardesi Zeis Istanbul sefi Esat Ulus Uluçcun refikası Bayan Müberra vefat etiniş- tir. Cenazesi bir temiz çarşamba çü nü Pendikteki evinden saat on üçte kaldırılarak o Karacaahmetteki sile mezarlığına defnedilecektir. Allesine beyanı taziyet eder Evlerde elektrik aleti sat- mak üzere komisyonla ça- lışacak, referans ve Noter garantisi verebilecek MEMUR Aranıyor “Satış servisi ” rumuzile 2248 posta kutusu adresine tahriren müracaat edilmesi. Asil bir ailenin evlâdıdır. Fakat âsa- leti, servetinden daha çoktur, Iyi bir sporcudur. Güzel ata biner ve İyi kılıç kullanır, Hattâ geçenlerde, ku- lüpte bir münakaşü olmuş ve bu yüzden düello da etmiş. Genç kadınm yüzünde beliren hayret alâmetleri Leprince'i şaşırt- U: — Yoksa, dedi, Mösyö de Pasto- viğres'in düello ettiğinden haberiniz yök muydu? Düello kocanızın ölü- münden birkaç gün evvel olmuştu ve marki elinden yaralanmıştı. — Onun'elinden yaralandığını bi- Byordum. Fakat bana, attan düşe- rek yaralandığını söylemişti. — Demek Mösyö de Passeviâres bu düellonun etrafa yayılmasını is- | temiyordu. Esasen bunu yaltız, şantaj yapmakla yaşıyan bir gazete | yazmıştı, Dul kadm: dar hususi malümat topladınız? — Çünkü, davetlilerinizden ismi - ni bildirmeği: unuttuğunuz şahıs hakkında adliyenin malümatı oldu- ğunu göstermek istiyorum. Bu mös- yü 14 Martta verdiğiniz çayda hazır bulunuyordu. — Evet. — Öğleden sonra Mösyö Vignon - Marcellet ile görüştü mü? — Gidip” kendisine hürmetlerini bildirdi.. Kocam; “davetlilerden yak niz onu kabul etmeğe razi olmuştu. — Görüşürlerken yanlarında mi idiniz? — Görüşmelerinin. başlangıcında yanlarında idim, sonra davetlilerim- le meşgul olmak üzere salona git- tim. — İkisi başbaşa uzun müddet kal- dılar mı? — Hayır. Ben gittikten birkaç da- kika sonra, Doktor Miralle vıtaya — Fakat, deai, samimi ahbapları-. Çok ! mızdan birisi hakkında niçin bu ka- geldiği zaman © di kocamın yanın- dan çıktı. 5 (Arkası var?

Bu sayıdan diğer sayfalar: