16 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

16 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Olimpiyatla sene merkezi Romada bulunan bu şubeye bizim de yp o kapalı olar İşt rak n pr çekme . i ti deni hi adar bagi milsabaka ür tecrübemizi arttırdık. hangi il derecemi- şmalarla kuvvet ve n alk ta olimpiyatlara boy öl ü gidiyoruz ?.. Be öalyoni Ütitakı olimpiyat şayiaları ortaya çıktığı Si- ralarda hiçbir federasyona bağlı al mayan bu şubenin olimpiyatlara gi- debilecek kabiliyette olup olmadığını © zamanki Atletizm federasyonuna havale etmişti, Atletizm federasyonu bu sporun gidip gitmemesi ei eetfelxalem bir karar ed — tün sporlarda olduğu gibi bir mi kım hazırlamağa teşebbüs etti. Fakat temaslar yaptırmağı fa etmediğinden bu iş yarım ki dı. İdman cemiyetleri ittifakı Türk r kurumuna tahvil edilirken Bâs- ömrü Ve basketbolcilerimiz. geçenlerde yendiler. Yunan basketbolcülerini piyada git BİLİR m Basketboleiler şimdE ye kadar son Yunanlılar maç müs tasa bir tek beynelmilel müsabei. yapmam! Binaenaleyh Çok mühim bir avantaj olan müsabaka ri eksiktir. aliyea e oletlerimiz. şimdiye İstan | ri kapalı ve kal | bugünkü Basketbolcularımız da , vazgeçmeli rın göşteriş ve seyahat anlamak zamanı gelmiştir Yunan ve Türk Basketbol Milli takımları bir arada imazsa onbeş, yirmi bin kişi önünde amala mi olacaklardır. 3 — Basketboleülerimiz öteden be beynelmilel ebada naza- ren küçük salonlarda ve tahta üstün de oynamışlar ve ekzersizlerini öyle yapmışlardır. Halbuki 25 Martta top İanan Beynelmilel Basketbol komi” - | tesi oyunların toprak üstiinde yapıl- | masmı karar altına alarak Basketbol | cülerimizin en mühim avantajı olan galon alışkanlıklarma sed çekmiştir. Salondan başka bir yerde oynama- katiyen alışık olmayan ve on beş ,denberi toprak üstünde antrene- manlarma devam ettiklerin: duydu - ğumuz Basketbolcüler on beş günlük calışmanın Olimpiyada iştirake ki - fayet etmiyeceğini herhalde kendile. 'H de itiraf ederler. li açık havanm nefes şartları ve toprak Üstüne basış tarzları on beş günle elde edilemiyecek aerere- de büyük bir mümareseye ihtiyaç r. Bilhassa bu nokta milletle- güster rin galebeleri hususunda çok mües- #ie'bir rol oynayseak mahiyettedir. 4 — En mühim ve son nokta ©- larak ta Basketboleülerimizin bey - nelmilel nizamnamenin emrettiği şe- kilde ve sıkı hükümler idaresinde oyun oynamaya alışmadıklarını gös“ terebiliriz. Oyuncular müsabaka esnasında gayri ihtiyari olarak birtakım favül ler yapmaktadır. Beynelmilel ni -. zamnamenin tam tatbik edileceği 0- limpiyatlarda bu oyuncuların dışarı çıkarılacağı tabildir. Birkaç tanesi milli takım ma e da bulunan bir ekip bundan bir ii evvel Telavivdeki Makay basket bol müüsabakalarma girdileri zaman oyun ikisi bu yüzden ba- kem tarafından çıkarılmış ve müsa- bakaya üç kişi ile devam mecburiye- tnde kalmışlardı. Ayn! tehlikenin bugünkü takım için fazlasile mevcut olduğu muhakkaktır. Yukarıda birer birer hatırımıza len eksiklerini saydığımız basket - bolcülerimizi diğer spor şubelerimiz- de çalışanları göndermemekteki titiz. lik havası için Olimpiyada gönder - mek kanaatimizce doğru değildir. Ve gitmelerinin bir fayda temin et- miyeceği de muhakkaktır. Olimpiyatların gösteriş ve seyahat ten bambaşka birşey olduğunu anla mak zamanı gelmiş ve geçmiştir. Türk sporcularının en ümitli bir zamanında $on dakikada Berlin yok i önünde oy kadar en çok beş vi hiç Tom Morrov: — Şüphesiz, dedi, şüphesiz. Broesard komiser Martelye döne Pek: — Azizim, dedi, cinayet odasma ilk giren siz oldunuz, binmenaleyh ilk © larak düşündüklerinizi söylemek siz€ düşer. i gözlerin kendisine ça mer larak Böle başla - dı: dığımız günder- —'Tahkikata başla değişmiş bir beri, nokta nazarmnda »y DöĞSİAİ Fakat insan eek Rımak vaziyetindedir. Ben e Yapıyorum, Mösyö Viznon a nı ” İet'yi katledenin bir serseri olduğu” azgeçmekle büvlk bir Herbert - Bugene Wyi Fakat bu kanaatim sinedi .Caninin Guy de Passe- vers olduğuna eminim, Cinayetin na» sıl yapıldığına gelince, bu, basittir, sarihtir. Cani, pencereden girmiş, şini bitirdikten sonru oradan çıkmış- nemi, müstehzi sordu: rey kadar mı? Komiser kekeledi: — Şey, evet.. bu kadar, i © Doğrusu pek az. Ve hiçdebir » izah etmiyor. ee itiraz etmek İstedi, fakat Brossard sözünü keserek: MS ikti hiç alâkadar olmadı- ğımız görülüyor, tekdir kazanan futi lermiz ve bi- #ikletçilerimiz gözönünde dururken basketbol gibi en yeni bir sporda iştirakimiz büylik bir hatâdır. titiz davranan futbol idarecilerinin hareketini bir ibret levhası olark her zaman için gösterebiliriz. Bisikletçilerimiz de gitmiyorlar Haber aldığımıza güre, bisikletçile rimizin Bükreşteki temasları hakkm da tetkikat yaptıran Bisiklet fede - rasyonu sporcularımızın Olimpiyat - lar gibi mühim müsabakalara hazır- Yklı bulunmadıklarını ileri sürmüş - tür. Bu itibarla 11 incı Berlin Olim piyadma bisiklet şubemizin iştirakin den sarfınazar edilmiş ve karar Türk spor kurumu genel merkezin bildiril miştir. Bükreşten avdet eden bisik- letçilerimiz, Rusya seyahatine iştirak Için İstanbul kampında kalacaklar ve çalışmalarıma devam edereklerdir. Bükreşteki yarış nasıl oldu? Pazar günü Bükreşte 123 kilomet re üzerinde yapılan ; bisiklet; yarısı hakkımda kefile reisi Cavit Cün, bir «.- Bükreşe giderken katiyeti rinci söylediğim bisikletçi mişlerdr. İkinci, üçüncü, ve beşinci derece alarak takım itibarile kazan- mamızın sebeplerini şöyle İzaly ede - M münlerden 28 ve bizden 4 ki, ce man 30 müsabık iştirak ettiği bu müsabakada en kuvvetli vitese sahip olan ve güvendiğimiz bisikletçiler » den Talâtm 25 ve'30 uncu Kilometre lerde iki defa lâtiği patlamış ve bu &hemmiyetli ârızalar kendisin. ya. rış harici bırakmıştır. Yarışm bitmesine 25 kilometre kal dığı zaman puvana dahil olan Romen milli takımından bir, bizden Üç ve hariçten puvan almıyarak yarışa gi: renlerden de tiç kişi rakiplerini bir kilometre geride bırakmış vaziyette idiler. Talâtm müsabakayı terki Üze rine birinci, ikinci ve üçüncü gelece ğimiz tabii idi. İşte, ikinci şanssızlık burada vuku buldu. Volodroma gir - memize bir kilometre kala en basta giden müsebıklarımızdan o Kirkorun da lâstiği attığından kafile biribirin- den ayrılmış oldu. Stada birinci Kâzım, ikinci Romen müsabık girdi. 580 metrelik pistte Kâzım vitesinin kuvvetli olmama - sından istifade eden Romen bi! bi - İ hemmiyetle gözden geçirilmektedir. İ kaldırılması hem bütçe, hem tedrisat Çok | lerimiz fert itibarile birinci geleme- | N İlkmekteplerde Grup usulünün tatbiki için tetkikat yapılıyor İlk tedrisat müfredat programları hakkında Maarif Vekâleti es: tet- kikat yapmakta ve yeni tedbirler al“ maktadır, Bu defa yapılan tetkikat ve hazırlık, orta mekteplere daha ol- gun talebe yetiştirmek ve bir de ilk mekteplerde sınıf usulü yerine grup üşultinün tatbikıni ikame evlemek g# yesini takip etmektedir. Maarif Ve- kâleti, ilk mektepleri bitiren talebe | nin orta mekteflerde sıkıntı çekme- | den ve muvaffakıyetsizliğe uğrama- dan ders görmeleri için ilkmektep- lerde bugün tatbik olunan müfrodat programlarında esaslı değişiklikler yapacaktır. İlk iş olarak tarih, coğ- rafya dersleri hafiftetildiği ğer derslerde yapılacak ta Bundan başka, smıf usulünün lâğvı hakkında alâkadarların mütaleaları almmaktadır. Bu usullin birden bire noktasından sakat görülmüştür, Bu | itibarla © usulün tatbikma dördün, ei. beşinci smıflardan başlanriması hakkında evvelce varılan neticenin de ne dereceye kadar doğru olduğu yeniden etüt edilmektedir. Bu mesele hakkımda Ağustosun ortalarına doğ- ru kat'i bir karar verilecektir. a ci oldular, Bir hafta evvel ârıza ol- İ madığı takdirde birinci geleceğimizi söylediğim zaman zannedersem bu manileri de ilâve etmiştim. İ değilim, Çünkü Romen milli takımı- nm birincisi © gün ancak sekizinci gelebildi. Romanyanımn en kuvvetli bisiklet çileri Fransa turuna iştiark etmiş- lerdir. Bu tur, halen devam etmekte- dir, Fransa turuna girmek İçin esa- sen profesyonel olmak şarttır. Bizim amatör bisikletçilerimizin karşılaştık tmda çıkardıkları en kuvvetli ama- tör ekipidir. Ve aldığımız netice çok Yaptığımız yarışı takım iti - barile kazandığımız için (Romanya - Türkiye 123 kilometre lik bisiklet yarışı) yazılı bir kupa al- dık. Bu da gösterir ki Fransa turu- na giren Romanya A takımile hiç bir alâkamız yoktur. Bu takım Fran sa yarışlara iştirak etmeyip Bük - reşte bulunsaydı, yine biz amatör ©- lan B takımı ile karşılaşacaktık.,, Yelkencilerimiz dün akşam Olimpiyada gittiler Berlin o Olimpiyadma istirakine kerar verilen yelkencilerimiz, dilin ak şam (Kil) şehrine hareket etmişler. dir. Kafile Rıza Suerinin riyesetin- de olmak üzere Demir Turgut, Ha - MAHKEMELERDE Aza çoğa, i bakmıyan Istanbulda girmedik köşe, dalma- dık ev, çalmadık kapı, aşırmadık eş- ya birakmıyan yaman bir hırsız hak- kında Üçüncü ceza mahkemesi dün son kararmı verdi . side meraklı bir adam olduğu, çaldı- şürüp para çalmış, canı şeker İste yince şekerci dükkânma girmiş, kı Celâl adında olan bu hırsızm gok | i mutavazı, aza çoğa bakmaz, fakat çe gı eşyadan belli idi, Celâl, fırsat dü-| -İnen suçlarından üçüncü ceza mahke- yiye kötüye bir hırsız! Gününe göre canı ne çektiyse gönlü ne istediyse Pr mame. yüne arti izm Anl. rem kelek ön hemen gidip onu aşırıyor, kifafı nefsediyormuş lâlde öyle dehşetli bir saat merakı varmış ki, mesleki maharetinin en in ce taraflarmı burada gösterirmiş.Du var saatinden, cep ve kol saatine ka- dar, her cins madenden, ucuz, paha - lı, kıymetli kıymetsiz birçok saatler aşırmış. Daha burada saymakla tü- ketemiyeceğimiz nice nice hırsizlikla” rın faili olan bu Celâli, üstüste bi - j mesi, tamam 16 sene 15 gün hapse Aldığımız neticeden hiç müteessir | lalarile anla! ları takım da Römenlerin B namı al- | tu kutu şeker çalmış. Çukulataya, fondana filân da rağbet ettiği gün- ler olmuş. Bundan başka, onu bir gün sırtın. da, hırsızlık malı elbiseler, ayağında bir kunduracı dükkünmdan aşırılmiş kunduralarla görmüşler. En sik ziya ret ettiği yerler, fotoğraf malzem. salan dükkünlarla saatçilermiş. Ce -| Acaip bir pazarlık | Alış veriş yaparken | iş dayağa dayanmış ! | Kurtuluşta oturan Katina... Uzun| kirpikli siyah gözlerinde iri yaş dam-! ordu: — Efendi yım! Mahmutpaşa gibi yerde beni İtokatladı. Bu yüzden. kulağımdaki | küpenin tekini kaybettim, O gün bu-| İ gün Mahmutpaşadan geçemiyorum. İ Sanıyorum ki, herkes, benimle alay edecek!.. | İ Birinel sulh ceza hâkimi Salâhat -| tin Demirelli, süçlu Keğorka sordu: — Söyle bakalım, bu is nasıl oldu” Keğork, uzun boylu, ağır konuşan bir adam, anlattı: Zabahın çok erken bir saati idi. bdu Sanra/“krepondan vazgeçti, jor- jet istedi, Ben, bir ropluk kumaş ke- sip pakete sararken, Bayan, tekrar caydı: — Siz beni aldattınız! Diye bar - bar bağırmağı başladı. * (75) kuruşluk kumaş için (29) kuruş vermek istiyordu. Tabit razı olmadık. — Ister alm, ister almaym.. Diye. rek yürüdü. Kapıdan çıkarken bizim | çırak Nubar önline geçti. nün sermayesi 50 kuruştan fazladır! Dedi ise de bayan aldırmadı. Üstelik çırağı dövmek İstedi, Ben elini tatup run, Behzat ve Şereften milrekkep - tir. Yelkencilerimiz Olimpiyatlarda Olimpiya Yole ve Star Klas denilen iki sınıf “yelken yarışına İştirak ede. ceklerdir. Müsabakalar Ağustosun dördünde başlayacağı için yelkenci - lerimiz on beş gün müsabaka mahal linde su ve rüzgâr cereyanlarını öğ venmek İçin antrenman yapacak- lardır. Bütün Almanya donanıyor Berlin, 15 (A.A.) — 1 Ağustostan 16 Ağustosa kadar bütün umumi bi Balarla hususi evler Alman ve Olim siklet boyu ile birinci geldi, Kâzım Ikinci, Orhan üçüncü, Kirkor beşin tenkitleri karşısında kendini kaybetmek üzere olan komi. serin yardımma koştu, arda: deiumuminin — Aziz dostum, dedi, madem ki mösyö Martet size yanlış görünen bir noktai nazar ileri sürdü, bu ci- nayet hakkmda sizin : görüşlerinizi dinlemekle bahtiyar olacağız. TI Müddeiumumi, komisere, istihkar dolu bir nazarla bakarak sö20 başla- dı — Cinayet işlerinde, vakalara şöy- le böyle uyan bir noktainazar kur - maktan ise, her şeyden evvel, tahki. katım bütün noktaları aydınlatılmış olmalıdır. Leprince tasdik etti: — Ben de ayni fikirdeyim. Brossard devam etti: — Benim görüşlerim, tahkikatçıla. rm meydana çıkardıkları bütün nok talara istinat etmektedir. Ve aksini iddia etmek imkânsızdır. Mösyö Viz. non - Marcellet'yi bir tek kişi zehir. piyada İştirak etmiş olan bütün mem leketler hayra! ile donatıla liyebilmiştir. O da zanne Blumdur. Mösyö Clergerie kendini tutama- sis ta bakıcı Su- — Affedersiniz, ben... Fakat müddetumumi; — Müsaade ediniz de, dedi, bütün bildiklerimi ve çıkardığım neticeleri söyliyeyim. Eminim ki siz de bans hak vereceksiniz. Hususi hayatı hak- kında birçok malümat toplattırdığım bu kadmm vaziyetini ve hislerini an. yabilmeniz için bir parça işi ruhi cepheden de görmeniz kifi gelecektir. Suzanne Blum, garip bir içtimai vazi- yete sahip: Tahsili itibariyle bir en- tellektilel, bir güzide, mesleki itiba- riyle bir hizmetçi, Ben eminim ki, bu kız asi bir ruha sahiptir. Hastaların her gün ona tahammüle mecbur et | tikleri binlerce huysuzluklardan muz- | tariptir, şikâyetçidir. Yaptığım tah mâni oldum. İşte hepsi bu kâdar!, Şahit çırak Nubar'da şunları söy- İledi: İ — Bu bayan, bizden sözde #lrş ve İrişe geldi. Ne çıkardıksa beğenmiyor du. Nihayet bir Jorjet kumaş aldı | Fakat onun da parasını vermek iste- | miyordu: — Sabah siftahında günah değil mi, bana eziyet ediyorsun dedim. Be ni elile itti, O.sirada ustam yetişti. Yoksa bayandan dayağı yemiştim! Halbuki, Katina böyle söylemiyor- du: — Dayak attılar! Küpemi kaybet- tim! deyip duruyordu. Hâkim başka şahidi olup olmadı. uyandırdığını tasavvur etmez Misi niz? Görüyorsunuz ki, bu kızın, bir cinayet işlemek için, manevi sebeple ri vardır, Hasta bakıcının maddı se bepleri de olduğunu ilâve edebilirim. | Hastanın haremde yaşadığı için, o « nun kasasında mühim bir menlâğ sakladığından pek kolay haberdar o labilirdi. Bunu kabul ettikten sonra İbir katilin, cinayetini uzun uzun dü- günüp, bütün teferrüatını tasa rmala- sını, alınması İcap eden bütün tedbir leri almasını ve işe bir de sirkat ka- rıştırarak şüpheleri başka cephelere sevketmesini kabul etmek de kulayla gır. Zira, efendiler, Guyde Passevi | eres'i, otuz bin frangı çalmakla itham pek kolaydır. Fakat şurasını da u za tutulmuş gibi, zangır zangır tit » riyordu. Uzerinde, ancak - boynunu » bu Keğorktan davacı! ve kollarmın yarısını" örtebilen, kir. den siyal mintan vardı. Eğer bu bir örtü sayıl. mazsa, ona tamamile çıplaktı divebi- üiriz. Titremesi, bu temmuz sıcağın» da, elbetteki, üşüdüğü için değildi. lunduğundan mı titriyordu? bu da de; Aanladığımıza göre, Murat adını tası- yan suçl çok kereler sorguyu çekilmiş 8 llardan biridir. Ve ne zaman huzuruna çıksa böyle titremeye baş tün vazifesi, yalnız titremekten iba- retmiş gibi bu sözleri de görünmeyi tercih etti, tün dikkatile. pencere önündeki van tilâtöre çevirmişti. İ recekleri zaman da tartaklıyormuş » gibi, sendelemeye başladı ve böyle düşe kalka, titreye | titreye tevkifhane yolunu tuttu ! ğını sordu. dir! s1 için duruşmayı başka güne bırak» tı, ti olduğunu göstermesine mukabil hadiseler de, serahatle bu cinayeti işliyebilecek yene şahıs olduğunu gösterdiğini iddia edebilirim, li bir baktı, onların alâkâlarını görerek memnun oldu ve, iki eliyle küçük bir masaya dayandı, Vücudunu İleri iğe - rek; zan altına almak beliğ bir şey olamaz. Sadece onları, ğ muhayyilemizle değil, mantığımızla tahlil etmeliyiz. Meselâ, İsterseniz. cinayet gecesini tasavvur ederek be- raber yaşayalım: mahküm etti, Celâl, mahkeme salonuna © girdiği zaman, mümkün olabildiği kadar lâ- kayt görünüyordu. Fakat 16 sene ceza yediği kendisi. ne tebliğ edilince, itidalini kaybetti. Gülümsiyerek giri ndan, yü- zü sararmış, omuzları çökmüş olarak dışarı çıktı. Korkudan mı titriyor? Ağustos sıcağında fitriyen bir adam Bütün vücudü, şiddetli bir epazmo mış. paramparça bir Yoksa, mahkeme huzurunda bu « Hayır, Çünkü, okunan evraktan ceza mahkemelerinde bir. im Daha siftah yapmamıstık. Bu Ba “İlarmış. Suçlu Muradın bu seferde ro yan, dükkâna geldi lânü iyi e diği, titreyişleri esna İ Sizde krepon var mi? diye #0r-| smda en küçlük bir falso yapmama» sından anlaşılıyordu. Hâkimin kendisine sorduğu sual « leri, tamamile duymamaziıktan el. di. Adının dahi ne olduğunu bilmiz gibi davrandı, Iddia makamında bulunan Feridun suçlu Muradın gayri tabil birtakım hallerine nazaran akli müvazenesin. de bozukluk olmasından şiphe etti. gini sü masını istedi. erek müşahede altına alın Mahkemenin de bu İsteği kahml et. | tiğini reis usulen suçluya tebliğ ede. — Bayan! Sen ne yapıyorsun ? Bu. | Tek: — Murat. Bir psren rahafsrssm galiba. Munyeneye göndereceğiz se- ni.. Deği, Fakat Murat, sanki hayatta bü « işitmemi zözlerini, bü- Jandarmalar, kendisini alm götü. | birisi kendisini Katina cevap verdi: — Bütün Mahmutpaşa şahidim- | Mahkeme, bu şahitlerin çağırılma- Müddelumumi, kendini dinliyenlere | — Efendiler, dedi. Suzanne Blumu için hadiselerden Madam Viğnon « Marcelet kodası- mutmıyalım ki, numaraları bizce ma tum olan banknotlardan bir tanesi bi le Guy de Passeviers'in ne Üzerinde he evinde, ne de bavullarında bul kikat, bana, Suzanne Blumun birçok kereler, Mösyö Vignon - Marcellet". nin*tekdirlerine maruz kaldığını gös- muş değildir. Bir an durdu ve devametti: — Bütün bunların yalnız hasta ba terdi. Onda bunun bir intikam hissi) kıcı kızın cinâyeli yapmakla men'am- tun yanından ayrılmıştı, Birkaç drki- ka hasta bakıcı İlegörüştü. Sonra dairesine çekili, Ve bütün nizmetçi- ler yatmağa çıktılar. Biraz sonra ev. de herkes uyuyordu. Herkes. yalniz bir kişi uyumuyor. O da muayyen sas atte, hastaya ilâcı verecek olan has- ta bakıcı, dArkas var b mil

Bu sayıdan diğer sayfalar: