29 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

29 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Berlin ( Olimpiyadında futbol takımımız Milli bir futbol takımı teşkil edilmedikçe netice hadisata tabidir Ben 924 olimpiyadında Türk fut-; bolünü Paris'te Çeklerle çarpışırken gördüm. 975 de Amisterdam olimpi- | yadında Mısırlılarla olan oyununu Rörmediğime memnunum. Çünkü » ce görmeya değer oyun çıkarmadığı"! mızın delilidir. Bu sefer Berlin takımımız ne yapar? ve hdr? Bu hususta bazi mM ” Binde mini futbol takımı yoktur. Çünkü beynelmilel muksnnen temas-i larımız olmadığından ©) altında haj diyince ortaya çıkaracak bir takımı-; miz mevcut değildir. 924 de Paris olimpiyadına çalıp almaca bir takım: la iştirak ettik, 828 de kulüp arka larmın daha fazla nüfuzuna kapılarak ; &yni şekilde bir takım devşirdik. zl kat bu takımları teşkil eden futbol-, ciler biribirlerile hiç olmazsa Üç v birlikte oyüamadıklarından bütün marifetleri şahsi ve münferit ii lar ek idi, Hele Pariste Çek- lere kargr güzel bir takım oyunu O? nadık diyen olursa ben irisi e 5 rim, Çünkü orada idim. Hele birin. huftaymda bizimkiler © kadar gaşa- ladılar ki Ismet (gibi, Nihat Bibi yakta durabilen oyuncularımız bile #apır sapır yere düşüyorlardı. ai İkinci haftayma çıka arken vr cuları biraz teşçi ettik. Müdafaa : tını iykaz eyledik, onlar mukaveme gösterdiler. Çekler ilk haftaymda ze İlç gol yapmışlardı. ikinci > taymda da iki gol attılar. Bizde . Bekir Zekinin verdiği bir past 69 yaptı. Maçın son dakikasmda Allah tan Çekler bir penaiti yaptılar. Onu da Bekir göle tahvil etti de oyunu 2 — 5 bitirdik. in ime wi 0) i denem: > ii in nl hatta daha fenası olduğu Mısırlılardan yedi gol yeme mizle anlasılabilir. Berlinde ne olur?. Benim kanaatim şudur: Bizde fut- bol milli takımı diye bir takım hazır- lanmadıkça, yapacağımız takımlarda takım oyunu mevcut olmıyacak ve netice daima hadisata tabi olacaktır. Takımımızm hazırlanamamış oldu- ğunu selâhiyettar teşkilât reisleri söyledikleri gibi bizde gördük, Za- ten oyuncu seçme sistemine nazaran | böyle bir milli takım üç aydan evvel de hazırlanamazdı. Berlinde ki oyu- nümüzun 924 ve 928 dekilerden da-| ha iyi daha derli toplu olacağıda kuvvetle iddin edilemez. Şu halde orada takım oyunu yeri- ne şahsi ve münferit hilnerler ve Ya” İ olimpiyatlarında nasıl olma ülâhazalar ! i Alman spor teşkilâtının merkezi ittihaz edilecek olun Alman Spor evi bebile 2 — 1 mağlüp oldular. Demek istiyorum ki; Şimal memleketlerinde futbol ilerdedir. Çünkü bir kere a- damlarda atletik kabiliyet ve mu- kavemetler fazladır. Sonra da futbo- lü metot dahilinde makine gibi oy- nuyorlar ve bizim gibi ne kiziyor ne de kırılıyorlar. Şimdi o Norveçlilere karşı yapacağımız maçla onlardan ziyade kendimizi düşünmek en doğru yoldur. Kendimizi düşünmekten mak Sat ta şudur: Aralarında uzun zaman birlikte oynama yüzünden gayrişmuri | bir beraberlik teessils edememiş bizim gibi takımlar ilk haftaymde bir iki gol yerlerse maneviyatları bozulup mağlüp olurlar. Zoraki biribirine bağ- lanan oyuncular arasında maddi ve hele manevi bağlar çözülürse biribi- » bizim ta an koru - Bünü; n de her şe ye tercihan takımımızın müdafaa hattmi mümkün olduğu kadar kuv- vetli yapmalı ve gol yememesini te- min etmelidir. Uzun müddet gol ye- mediğini görünce takımın manevi - yatı kuvvetlenir ve gol yapmaya İ teşebbüs ve hevesi artar. Eğer Norveçlilere karşı çıkan ta - kımın müdafaa hattı dikkatli ve kuvyetli teşkil olunursa bizim çey - rek finsle gecerek Almanlara karşı oynamamız ihtimali vardır. Lâkin böyle olmaz da daha ziyade hücum hattına #hemmiyet verirsek netice, iyi olmaz. Zaten her şeyden evvel dikkat edeceğimiz nokta da karşı - mızdakilerin nefes ve koru kabilivet- lerini gözönünde tutmak olduğuna göre bizimkilerin ilk hamlede yorul. | mamasına da çok ehemmiyet ver - mek basiret icabıdır. Burhan FELEK Akdeniz taahhütleri — Başı birincida — — Biz daha kuvvetliyiz." diyenler de ek sik değildi. Bir tecavüze karşı cephe kuran Milletler Cemiyeti azasından herhan gi biri böyle bir vaziyet aldığm - dan dolayı taarruza uğrarsa diğer- lerinin işbirliği yapması Cemiyet mi- sakına göre tabii olmakla beraber İngiltere, doğrudan doğruya husume te maruz olduğu için daha sarih bir vaziyet ihdas etmek istedi ve geçen Kânunuevvel ayında Akdeniz devlet- rarlıklar göreceğiz. Şu farkla ki bu sefer biraz daha tecrübeli bulunaca- ğız. Norveçlilere karşı alacağımız ne ticeye gelince; bence bunu şimdiden tayin etmek hatta en Yapı yaptığı gibi 3 — 1 galip geleceğim. e öidden çok güçtür. Bir ke» re aramızda gerek oyun sistemi, ge Pek mizaç itibarile büyük farklar var. Eğer Norveçliler, 924te Pariste gör düğümüz Isveçliler gibi oynuyorlarsa ki bu çok muhtemeldir. Oyunları çok emin ve seridir. Sadunun ağir oy” nayacaklarmı tahmin etmesine rağ:| men ben Norveçlilerin seri" oynaya” caklarmı tehmin ediyorum. Esssen #imal adamlarının hepsi seri Oyun” or, 924 te Holündalılar Uruguvsy lerine gu suali sordu; — Ben zecri tedbirler yüzünden taarruza uğrarsam bana yardım ede- cek misiniz? Akdeniz devletleri gu cevabi verdi- ler : — Evet, fakat bize taarruz edilir- se siz de bize ayni yardımı göstere- ceksiniz. İngütere bunu kabul etti. Bunun üzerine İngiltere ile beş Akdeniz dev- leti arasında ayni mealde teminat mektupları ve mütekabil yardım ta İshhütleri teati edildi. Yalnız İspanya İle testi edilen mektup ibarece biraz b€rrklı idi. Zeeri tedbirlerin kalkmasma karar verilince İngiltere şu vaziyeti aldı: y takımma karşı o da bir penaltı se- (TAN) mm polis romanı: 41 ——— Kapı ar Bu tedbirler kalkınca tanhhitlere de kasında bir cinayet! Avukat Montacisir, beceremediği| bu müdafaanın bir başkası tarafın dan yapıldığını görmekten memnun ir halde Tom Morrow'un sözlerini, Yüksek senle tasdik etti. Tom Morrow'un bir göz işaretiyle İöşekkür etti. Sonra bir çoklarınn kendisine sormağa hazırlandıkları bir | parm. Suale cevap vermekte istical ederek dedi ki; — Biliyorum ki Guy de Passevie- T68' İn bıraktığı bazı izler, sizi benim- le hemfikir olmadığınız. söylemeğe tevkedecektir. Bittabi, pek haki: ola- Tak kasa, bardak, şişe, bir numara kapı kilidi üzerinde bırakmış olduğu Darmak izlerini düşünüyorsunuz Michel Herbert - Eugene Wyi e Bu sırada Tom Morrow ve Bernard birbirlerine baktılar. Sonra amatör zabıta memuru sözüne devamia dedi ki: 3 — Vignon - Macellet'in. misafiri vasıtasiyle zehir gişesini getirttiğini biliyoruz. Bu nokta şişe üzerindeki sak izlerini izah ediyor. Guy de Passevleres, katilin biraz sonra kul» landığı billür bardağı da bu suretle hastaya uzatmıştır. Bardak üzerinde- Ki parmak izleri de bundan ileri geli- yor. Kapı arkasındaki cinayet Glargerle bağırdı: lüzum kalmamıştır. Akdeniz devlet- leri teminatlarını geri almakta ser- besttirler. Fakat bunlardan herhangi biri istikrarsızlığın devam ettiğine ve tehlike mevcut olduğuna karar ve- rirsa İtalyadan tehdit gelmesi ihti- mali tamamiyle bertaraf oluncaya kadar İngiltere o devlete karşı bağlı kalacaktır. Ahiren İtalya, zecri tedbirler Yü" züinden kendilerine karşı hiç bir inti- kam hareketinde bulunmayacağını dair üç Akdeniz devletine teminat vermiş ve meseleyi bir kat daha tev- İsik için bu tarzda teminat verildiği ni İngiltereye bildirmiştir. İngiltere, bu teminata nazaran ar- tık tehdit vaziyeti kalmadığına kail olmuş ve karşılıklı teminatı JüzumsuZ ki kaldıkça hiçbir Avrupa müzake * resine karışmayacağını bir İzzeti D8- fis meselesi diye ileri sürmüştü. İn- giltere, Lokarno konferansının İtal yanın iştirakile toplanmasına çok kıymet verdiği için meseleyi böylece tasfiye etmeği fırsat bilmiştir. İngiltere vaziyet hakkındaki telâk ki tarzını daha evvelden hükümeti - mize bildirmiştir. man böyle bir şey söylemedi. Tom Mörrow Guy de Passevieres'e doğru dönerek sBzlinli tasdik etmesini istiyen bir tavırla yüzüne baktı, Suç- lu, gözleri bir noktaya takılip kalmıs, sanki söylenen sözlere ehemmiyet ver | miyor gibiydi. İ Tom Merrow omuzlarını dedi ki: — Ne ehemmiyeti var. Guyde Passevleres bu teferruatı hatırlasın veya hatırlamasın! Onun bu nokta; hiç bir ehemmiyet atfetmediği anla- silkerek siddetli bir heyecanın tesiri altında bulunduğunu tahmin ediyorum. Çun- kil çok münasebetsiz bir zamanda yapılan bu ziyaret herhalde fevkalâ- de mühim bir sebepten ileri gelmiş olmalıdır. * İşte bu ziyaretin ehemmiveti do- layısiyle gerek ev sahibi ve gerek mi- safir tarafından ihtiyat tedbirleri alın mıştır. Guy de Passevieres'in bu mülâkatın .— Affedersiniz. suçlu hiç bir za-İsoh derece gizli kalmasını temin için. addeylemiştir. İtalya bu teminat ba- | şılıyor. Onun, cinayetin işlendizi e»oe | “ Cosas de Espana ,, Bu çok meşhur bir şeydir. Tercü- me etmek İcap etse “İspanyaya mah- sus haller,, denilebilir. Ve nerede karışık işler olursa, bu gibi şeylere ancak İspanyada tesadüf edilir ma- nasma olarak: — Cosas de Fapana! Derler. Eğer İspanyada, bugüne kadar olanları değilse bile, sadece son ihtilâli takip etmişseniz, muhak- kak bu sözün manasını anlarsınız. Ispanya ihtilâl patlamadan bir) gün evvel zamanımızm en büyük rak- kasesi Argentina'nın ani bir şekilde ölüsü garip bir tesadüf değil mi? Bu hariknlâde rakkase, ağında kızıl bir gülle rakıslarmı cihana yay- dığı ve sevdirdiri memleketinin tize- rine kral bir günün doğmasmı mu- hakkak ki istememiş ve gözlerini o- nun icin kayamıstır. ne tesadüf etmesi bu rakamm uğur. suzluğuna İnananlar Üzerinde her halle büyük tesirler yapmıştır. Bununla beraber on üçüncü Alfons, | kendisivle görsmeğe relen bir maze- teciyvi lütfen kabnl ediyor ve, kısa en birkac söz wetlilerini beki nsmağa gilivor. Bu arada Jsvanvnda âsi İManian prasr* İtir. General Frankoyu kıskan neral Molla — bu generalin irtien kokuyor — orlan bahis hile etmek İstemiyor. Cünkü asm'ete menstm bitin kesim'nr ve mena kız lar ietn general Franko hir Non Ju- memek için, golf « kuman- Ge- Thtilâlin patladığı günün, aym 18 ü-İ memleketine olup bitenler hakkında “ söyled'kten sonra, da- |; © İkabul etmiştir. İstanbulda büyük boks maçları yapılacak Ye Popesko, K. Kemalle dövüşmek üzere geliyor 1. Popesko ile dövüşmek üzere idman larına devam eden en tecrübeli bokşörlerimizden K, Kemal Memleketimizdeki boks meraklıla- rına Üç hafta içinde * yapılacak pek mühim iki boks maçını haber veri - yoruz. Şimdiye kada: maçlarda dalma galip çıkmış olan iyonumuz Kemal ile üç sene Av- önel boks şempiyo: 'aza etmiş olan EL. Popes- ında bir maç tertip edilmesi yordu” Bu proje bugün ha- kikat haline gelmiştir. Popesko bu- radan yapılan son teklifi nihayet Kemale gelince Berlin elimpiyadı. na gitmek ihtimaliyle bir aydır ha- zırlanan boksörümüz © profesyonel Avrupa şampiyonuna karsı tam id. manlı bir halde çıkmak Üzere son iki haftalık idmanını açık havada an, hir Valârtinetmr. « hemi anıl. ken hensirin yüree'kleri #“rtarına «elir, vüzlerine veren nembeliik elle. çindeki elini anime, v ra —alarini ealvareler gibi sallarlarken, edalı hir oruz harekatiele hasleremi cevir'rler lara dear, 3 ei ve tri. ger e Cosas de Espana! Fikret ADİN Türk - İngiliz İş beraberliği s0 1 inelde| fik Rüştü ğıdaki telgrafı Ekselans Dr. Tevfik Rüştü Aron Türkiye Hariciye Vekili ANKARA Montrödeki Türk heyeti murahha- sasınn hatti hareketinin bu derece geniş bir ölçüde yardım ettiği mesut bir netice teşkil eyleyen Boğazlar hakkındaki yeni mukavelenamenin ak di esnasında hissettiğim büyük mem nun'yeti ekselansinıza bildirmeyi ken dime bir vazife telâkki eder ve bu hâdisenin, memleketlerimiz arasında İ yeni bir dostluk ve sıkı bir iş biri devresinin başlangıcını teşkil eyi ceği hakkında kelbi ümitlerimi arzey lerim, Anthony Eden Hariciye vekilimiz Dr. Tevfik Rüş- til Aras Edene şu suretle csvap ver- miştir Ekselans Anthony Even itere Hariciye Nazım LONDRA Sir Perey Loraine, avdet eder et- mez, Ekselansinızın çok nâzik telgra fını bana bildirdi. Bu nâzik dikkat jeserinden derin suretle mütehassis Jolarak Ekselansımıza hararetli te- şekkürlerimi bildirmeyi kendime bir telâkki ederim. Montröde bir- leşik kraliyetin muhterem delegeleri ile idame etmekle şeref duyduğum çalışma birliği, memleketimiz arasım- da cari samimi dostluk ve memleke- ister kendi t non - Mareellet'nin tenbihi üzerine ol- sun aradaki irtibat kapısını kapamış olmasına artık hayret etmemeliyiz. Her ikisinin hastabakıcı tarafından rahatsız edilmekten ve yakalanmak. tan korktuklarmı tasavvur etmeğe imkân var mı”. Guy de Paasavieres, kapının kilidi- mi açmış ve evden en tabi bir gekil- de çikip gitmiştir. Biraz sonra katilin kapıyı ve kilidi nasıl tekrar kapadığı» Mn! göreceğiz, Tahkikat memurları artık Tom Mörrow'un gözlerine gülmeğe cesaret edemiyorlardı. Amatör zabıta memurunun ileriye sürdüğü delillerin, bundan evvel di- gerleri tarafından ileriye sürülmüş o | lan deliller gibi yandığı anlaşılıyordu. Tom Morrow Guy de Passevieres'i suçtan kurtar » maya çalışıyordu. Bu menfi deliller, Guy de Passevieres'in masum olduğu nu meydana çıkarsa bile, asi katili mevdana çıkaramıvacak, katilin ne İ Popesko ile beraber gelecektir. Bu tamamlıyacaktır. Diğer taraftan yeni yetişen fakat büyük istidadı olduğu muhakkak o- lan boksör Melih için de kıymetli bİr hasım gelecektir. Melibin hasmı maclara ve boksörelrimizin en çetin imtihanlarına hazırlamışlarma dair malümatı sırayla bildireceğiz. sa, 28 (Tan) — Manisada ye dlği dondurmadan sonra vazifeni ba- | şında sancılanan, midesi delindi zan-| İne ile ameliyat yapılan ve ameliyat tan bir sast sonra ölen vali Muradın | e e ği Küzum| zerine otopsi yapılmıştır. Bu olop- side, pankreas guddesindeki dejene- İresanstan vefat ettiği tesbit edilmiş ve cenazesi öğleden sonra Karsıya- kada Soğukkuyu mezarlığma törens le defnedilmiştir. Törende bütün vi- liyet erkân bulunmuştur. Yüzlerce çelenk konmuştur. Ayrıca vali Fazit Güleç, herkesi içlendiren bir nutuk| söylemiştir, enin eri D'yarkekirde aygır deposu Diyarbekir, (Tan) — Baytar ida» resi, hayvan cinsini islah etmek ve damızlık at yetiştirmek o maksadile 50 bin lira sarfederek 24 aygır isti- ap edecek genişlikte bir depo yap - » sas İngiltere Kralı nişanlanıyor! Roma, 28 (Tan) —Ingiltere kralının Fransayı ziyaretinden pek erken dön- mesi Ispanyadaki hadiselere atfedik- mişse de hakikat başkadır. Iyi haber alan mahafile nazaran, Kral Edvard pek yakında nişanlana- caktır. Nişanlısı eski Alman veliah- tının 17 yaşındaki kızı Prenses Sesil olacaktır. İtalya neler istiyor kendine mahsus hal ri yapmak imkânmı temin etmekte- dir. Ya Yafanm tahkimi? Kıbrısın Bütün bu siyaset izah edilmeğe muhtaçtır. İngilterenin Türkiye, Yu- nanistan, Rusya ve Yuzoslavya ile olan dostlukları hakkında da izahat verilmektedir. Bu dostlukların itiraf edilen normal hedeflerin haricinde ve fevkinde olarak hususi gayeleri var. Beşler konfe'ansı ve İtalya Paris, 28 (A. A.) — Edenin beyt- natı hakkımda mütaleslar vürften gazeteler, umumiyetle Italyanm beş- ler konferansına İştirak etmemesi i- çin artık hiçbir sebep mevcut olma. dığini yazmaktadırlar. Maamafih Ocuvre güzetesi Mussö lininin Habeşistandaki emrivâkiin tanmmasını İstiyeceğ'ni istihbaratı. na atfen yazmaktadır. Almanya ve beşler konferansı Londra, 28 (Tan) — Hariciye Na- zırı Eden'in düh Avam Kamarasın. da yapmış olduğu beyanat, Avrupa siyasi mahafillerinde çok iyi bir te's sir bırakmıştır. Berlinden bildirildiğine göre, Al » man efkârı umumiyesi Eden'in bu beyanatını çok iyi bir surette karşi lamiştır. Bunun neticesi olarak Al « manyanın Beşler konferansına işti - rak etmesi pek muhtemel görünmek» tedir. Mahaza Ren meselesi ayrıca diplomatik konuşmalarda halledile- cektir , Diğer taraftan, Roma mahafili « de memnun kalmıştır. Bilhassa Ak « deniz anlaşmasının lâğvma dair E « in sözleri umumi bir memnuni » yet uyandırmıştır Bu et Beşler konferansına -iştirak edec: muhakkak görülmektedir. Pamuk ipliği buh'anı Şehrimizde bulunan dokumacı ve ipliği buhranı mevcut olduğu iddiasile Ti» caret Odasina müracaat etmişlerdir, Bu müracante nazaran piyasada pas muk İpliği yok denecek kadar azal mıştır. Ve bir çok tezgâhlarda bu yüzden faaliyetlerini tatil oetmek mecburiyetinde kalmışlardır. Bu vaziyet, Ticaret Odası tarafın- dan tetkik edilmeğe başlanmıştır. A- Italyanm yazmacı müesseseleri, pamuk tırmıştır. Aygır İnşaatma civar vilâyet ve kaza hususi muhasebelerf de yardım etmişlerdir. Teabında de- podaki aygırlardan bu mntakalar da istifade göreceklerdir. —— timizin sıkı iş birliğinin daimi inkişa fı için kıymetli bir rehinedir. Türki- ye - Büyük Britanya siyasetinde açi- lan yeni devrenin, bizleree pek az olan sulh eseri için çok mesut olaca- gına kani bulunmaktayım. Ekselâm sınız tarafından bu derece dostane bir surette izhar edilen ümit hak- kmda ekselansınızla tamamen hemfi kir olduğumu beyan eder ve en sami İmi hissiyatı vefakârsnemi arzeyle - rim, Dr. Tevfik Rüştü Aras suretle ortadan kaybolduğunu edemiyecektir, Paris hususi zabıta servisi direktö- rü, acaba bu iki esrarlı noktayı o ay- dınlatabilecek mi? Herkes bu nokta- ya merak ediyordu.Tom Morrow ren gin ve gür saçlarını okşıyarak dedi iz — Bundan başka Vignon - Marel- let ile Guy de Passevieres arasında mühim bir sır vardır. Fakat hakika- te vasıl olmak için bunu bilmemize lüzum yoktur. Muamma başka taraf. tadır. Suçlu tarafından bırakılmış 0- lan parmak İzlerinin tamamen normal bir halde olmasındadır. Bu izler on- ları birakmış olan kimseyi asla itham izah Nihayet şu neticeye varıyoruz: Geçtiği yerlerde izlerini bırakmış ol. de Passevler, Vignon Mar. nin katili değildir ve asil ka- Wi olan şahıs, cinayeti işlerken hiç- Inan netice bir rapor halinde vekâler te bildirilecek ve seri bir o müdafiale istenecektir. Nahiye müdürleri arasında | Acık bulünan Sinekli nahiyesi mü- (dürlüğüne Anadolühisarı o nahiyesi imüdürü Muzaffer, nahiyesi İmüdürtüğüne de Küçükpazar nahiye- İsi müdürü Osman naklen tayin edil- mişlerdir. Küçükpazar nahiye müdürlüğüne Mülga Eyüp Nahiyesi müdürü birinci komiseri Vasıf, Anadoluhisarı nahiye müdürlüğüne de Beyazıt nahiyesi mü dürü birinci komiser Mehmet Mithat naklen tayin olunmuşlardır giydiğinden hiçbir parmak izi bırak- madığını iddia etmiştim. Bu nokta. da birleşiyoruz demektir. Cümhuriyet müddelumumisi bu sözü söyledikten sonra Suzanne Blum'a döndü. Suzanne Blum, bu defa tekrar kendisinden bahsedildi. ğini görünce sarardı. Tom Morrow, başile nazikâne bir urette-red işareti yaptıktan sonra cümhuriyet müddelumumisine hita» ben dedi ki: — Bir hastabakıcının eşyası ara- sında lâstik eldiven bulunabileceğini kabul ettiğiniz gibi, meselâ bir dok” torun da ayni surette bu kabil ekdi- venleri kullanabileceğini kabul — ete melisiniz. Tom Morrow bu sözleri söyledik- ten sonra mütebessim ve neş'eli bir» tavırla sanki fikirlerini soruyormuş bir iz bırakmamıştır. Brossard, Tom Morrow'un sözünü kesti: — Aziz dostum. çıkardığınız seti gibi dinleyicilerin yüzüne baktı. Böz- İ feri birdenbire Doktor Miraille üze- rine teveccüh etti (arkas var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: