29 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

29 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iv 0 ——— » Çanakkale muharebesi Atatürk Çanakkale muharebesini anlatıyor Kumanda ettiğim kıt'aların zabitan ve efradını birer birer takdir ederim VUL Hiç ardı arası kesilmiyen hücum- farın karşısında azmine ufak bir sar- Sıntı bile gelmeksizin bu adamın uy- kusuz, havasız yerlerde burnuna kan ve barut kokuları, leş ve ceset ko- kuları çarpa çarpa, kulağında muh- telif çatırdılar; gümbürtüler yer ede ede nasıl çeliştiğna şaşıyordum. Dedim ki: — Paşa Hazretleri, benim anladı. Eıma göre siz henüz ne düşmanın derece kuvvetini, ne de başına yeni tayin edildiğiniz kuvvetleri bilmiyor- sunuz, Fazla olarak ta, dediğiniz gibi, bu zulmet ve mlphemiyet için- de meçhüllere doğru gidiyorsunuz. Bu kadar ağır bir mes'uliyeti nasıl bir düşünce ile kabul ediyordunuz? Cidden böyle. Çünkü ben bu ha- rekotto tarife sığmaz, alelâde, hattâ fevkalâde kelimelerle anlatmağa ge-| Yıştığımız ruhi heletlerin pek üstün- de olan bir şey görüyordum! — Vakıâ böyle bir mes'uliyeti de- ruhde etmek, basit bir keyfiyet de- ildir. Fakat ben, vatanım mahvol. duktan sonra yaşamamağıa karar verdiğim için kemali iftiaarla vw mes'uliyeti deruhde ettim. Ve he- men saatlerce mesafe uzakta bulu - nan “Çamlıtekke” karargâhına hay»)... vanla hareket ettim. İşte bu suretle benim Arıburnu ile olan kumanda münasebetim nihayete ermiş olu « yor. Bu ifadelerin ruhunuza verdiği te- miz ve ulvi tesiri anlamak için © mert, pervasız sesi kulaklarmnız be- nim gibi duymalıydı. Gözleriniz o- nun mavi gözlerindeki kuvvetli pa- rütyı görmeli, azimkâr asker çehre- #indeki manayı okumalıydı. Içinde, dram #ahnelerindeki kahramanları- na müelliflerinin iare ettiği büyük gürültülü kelimeler olmıyan, o kuv- vetli, cümleler! Ben onları günlerce hütiramda ve kulaklarımda - -sakla dım. Bu genç adama karşı bir mec- lübiyet hissettim, Bu memuriyetinden ayrılırken o- rada bulunan silâh arkadaşlarma karşı ne türlü hisler perverde etti- ğini sordum. Zira mukadderatmız- la sıkısıkıya alâkadar olan bu mu - harebeler esnasmda bütün ordunun, küçük neferden, büyük kumandanı- na kadar vazifesini ne suretle telâk- ki, ne suretle ifa ettiğini bilmek is- tiyordum. Işte Mustafa Kemal Paşanm ce- vapları: İngilizler, Arıburnu ihracmda, bu cephelerdeki muharebelerde kuman- dunlarının, askerlerinin gösterdik - leri casareti, metaneti, cengâverane meziyetleri fevkalâde bir lisanı tak- dirle yad ve İlân etmektedirler. Fa- kat düşünün ki bütün muharebe ve- saitile mükemmel surette mücehhez olarak büyük bir inat ve azimle Arı- bumu sahillerine ayak basan düş- manımız yine O sahil kenarlarında kalmağa mecbur olmuştur. Ku - manda ettiğim bilümum kıt'aların zabitanmı ve efradını birer birer takdir ederim, Bu ulvi maksat uğ- runda canlarını kahramancasına fe- da eden mukaddes şehitlerimizi de- rin ve ebedi bir hürmetle yad ede- rim. Üçüncü Safha: Anafartalar — Cidden sizi yorduk. Bu hikâye- ler uzadıkça uzadı. Vak'alar o kadar çok, o kadar mühimdir ki, bilmem hangisini atlasak! — Efendim ben yorulmam. Bil - hassa böyle milletin hayatile alika- dar olan bir meseleyi dinleyip bü- tün karilere de nakledebilmek be- nim için büyük ve samimi bir zevk- tir. — Pek iyi. O halde kahvelerimi- zi içer içmez başlarız. — Gece karanlığında yerinizden çıkıyor ve yeni memuriyetinize gi- diyordunuz. — Evet. Zulmeti leyiden dolayı yol bulmakta birçok sıkım çektik- ten sonra 27 Temmuz saat 1,30 ev- velde “Gümbürdek” bayırmın cenu- bunda bulunan grup karargâhma vardım. Taarruz fecirle başlıyacak- tt. Vaktim pek azdı. Herkesin ma- lümatından istifade etmek için tek- mil erkânıharbiye heyetini yanıma çağırdım Benim bu anda anladığı - ma göre düşmanın “Kireçtepe", “Kükürtlünmar”. “Sülecek”, “Mes - e if tantepe” hattında — ki düşman mik- İ tarı kat'iyetle malüim değil — mü- him, fakat yine miktarı gayrimuay- yen diğer kuvvetlerinin de “Kocaçi- men” eteklerinde ve Conkbayırında bulunduğu ve mütemadiyen Kemik- lilere ihracata devam ettiği anlaşılı- yordu. Ben de kuvvetlerimi ona gö- re tertip ettim. Fakat henüz tele- fon irtibatı yoktu, Lâzımgelen ku mandanlara emirleri birer zabitle fırkalara yolladım. Bu zabitler ayni zamanda haber ve irtibat zabiti o- lacaklar; bana bizzat doğrudan doğ- ruya rapor vereceklerdi. İşte o Za- bitlerden biri de budur, diye yaveri- ni gösterdi, Yaveri, tıknaz, esmer, az bıyıklı, hem sert ve hem muti bakışlı genç bir yüzbaşıydı. O anda tetkik edilen evrakı tasnifle meşgul oluyordu. Pa- şa devam etti: — Telefon tesisi, umuru sıhhiye ve İaşe içinde icap eden emirleri verdim. Kendim de, taarruzu bizzat idare etmek için saat 4,30 evvelde “Çamlıtekke” şimalindeki tepelerde bulunan tarassut mahalline gittim. .. mc fırkanın tarruzi harekâtı. na başlamış olduğunu gördüm. mcı fırka kıt'alarının kâffesi- ni göremiyordum. 21 Temmuz 5,30 evvelde ,... m- cı fırka, taarruzunun ilerlediğini ve tertibatmı oraporla ( bildiriyordu. ğ ıncı firkadan da taarruza baş- landığına dair malümat almdı, Ta - arruz her iki fırkada muvaffakıyet- le devam etti. Artık o günkü muhs- rebenin muhtelif safhalarda sevk ve idaresi için verilmiş emirlerle alın- mış raporlardan ve sair teferruatı icrmiyeden sarfı nazar edelim de ne- ticeyi söyliyelim: Sovla şarkında bu- lunan dilşmanın bir kolordusü ve Büyük Anafarta istikametinde “de bir fırka kadar kuvveti mağlüp edil miş ve kâmilen gayrimüsait bir va- ziyete atılmıştır. Ben mağlüp düş- manın bu derece faikıyetini gördük- ten sonra kazanılan muvaffakıyetle | iktifa ettim. Taarruzu durdurdum. Elde edilen siperlerin tahkim olun- masını, orada yerleşilmesini emret- tim, — Bu kadar faik olduğunu söyle- diğiniz bir kuvvet böyle bir gün için- de neden mağlüp oldu? Paşa, masasinm Üzerinde duran kitabı alarak: — Bunun cevabmr en iyi Hamil- tonun kendi raporunda okuyabilir - siniz! Benim o gün gördüğüm &e- bep şudur: Düşman muhtelif kollar- Ta toplu nizamda olarak ilerliyordu. Bu yürüyüş kollar: önlerinde henüz ne hiçbir mevcudiyete, ne de hiçbir | faaliyete tesadüf (o etmiyeceklerini! zanmediyorlardı. Onun için önlerin- | de hafif aver hattı bulundurmakla iktifa etmişlerdi. Bir taraftan kuv- vetli ve fedakâr avcılarımızm hâkim sırtlardan inerek mezkür düşman kollarınm başlarma atılmaları, bir taraftan da topçularımızm isabetli şarapnellerinin yanaşık düşman kol- ları üzerine tesir etmesi dilşmanda inzibatı da, kuvvei maneviyeyi de, kumandayı da ihlâl etti. Baş taraf - tan tardedilen hafif avcı hatları, bu seböple geriden takviye olunamadı. Düşman da kâmilen gözünü geriye çevirmek ve kaçmak tarikini ter - cih etti, Ticaret ve zahire borsasında yeni seçim Ticaret ve Zahire Borsasnm yeni idare heyeti dün seçilmiştir. Yeni he- yet, tamamen eskilerden ibaret ol- mak üzere şu şekildedir: Fahiri, Şerafettin Alemdar, Osman Nuri, Halil Nebi oğlu, Hüseyin, Efda lettin, Mehmet Kmacı. Ticaret Odasi heyeti de bugün toplanacak ve bu heyete oda tarafm- dan ilâve edilecek iki âzayı seçecek- tir. ” Terfi eden ortamektep muallimleri 250 ortamektep muallimi birer de- TAN ispanyanın içyüzü Beş senedenberi İspanyada için için kaynayan volkan niha Ispanyadaki ihtilâl hakkında muh- telif membalardan gelen haberler ta- mamen mütenakıstır ve biribirini cerhetmektedir. Ortada mevcut olan yegâne hakikat, bir vakitler cihana hâkim olmuş olan İspanyanm son beş sene içinde, her zamankinden fazla ihtilâller geçirmiş olmasıdır. İhtilâller nasıl başladı? 23 milyon kadar nüfusu olan İs- panya 12 nisan 1931 de reyiüma mü- racant ederek cümhuriyetçilerin ka- sandıkları büyük bir ekseriyetle kral on üçüncü Alfonsu eçkilmeğe mec- bur ettiler ve bütün İspanyada İkinci cümhuriyet ilân edildi. (İlk İspanyol cilmhuriyeti 1873 senesinde ilân © - dilmişti) bu tarihten itibaren, ilk cid- di ihtilâl 21 kânunusani 1932 de Kata lonyada olmak üzere sırasiyle 10 ağustos 1982 de general Saujurjo ta- rafından; 9 kânunusani ve 14 tem - muz 1983 te Barselonada ve Madrid- de sağ müfritler tarafmdan; 6 teşri- hjevel 1984 te Katalonyanm istiklğli ilân edilmesi üzerine ekseriyet taraf- tarları tarafmdan; 1985 senesinde Fransız “legion etrangöre"i tipinde yapılmış olan Bandera isimli Afrika kuvvetlerinin hükümet tarafından 4- sayişi temin maksadiyle getirilmesi üzerine onlar tarafından birçok ihti- Wil ve mukabil ihtilâller olmuştur. Nihayet bu senenin şubat aymda yapdan intihabatta İspanyanm sağ cenah partileri intihabı kaybettiler. İntihabat ne netice verdi? Ispanyada 6,337,585 | erkek ve 6,849,426 1 kadın» olmak üzere 13 milyon 187,311 müntehip vardır, ve 49 vilâyetten 473 mebus geçilir, Sağ cenah partileri şubat intihabatinda 144 mebusluk alabilmişlerdi, Merkez partisi 25 mebusluk kazanmış, geri alan kısmı sol cenah partileri ka - zanmışlardı. Burada şunu söylemek lâzımdır ki, sağ cenah yalnız kralcı- Ni gibi, uzun zamanlardanberi bir fır - sat bekliyen kral taraftarları arasın- da yayılmış, bütün İspanyayı sarmış sonra şimal ordusu harekete geçti. Banderaya general Franko, şimal or- lardan müteşekkil olmadığı gibi, fm emerek olim kumandaedi - 'cenah da sosyalist ve daha doğrusu, ekseriyetle telkin edilmek İstendiği gibi komünistlerden ibaret değildir. Sol osnah partileri sol cümhuriyetçi- ler, cümhuriyetçiler birliği, müstakil cümhuriyetçiler, sosyalistler, sendi - kalistler, Katalonya ekseriyeti gibi partilerden miirekkeptir ve bunlarm de, komünistlerin ancak 21 mebu-! su vardır. Cümhuriyetçilerin ise 160 kadar mebusları vardır, sosyalistle- rin mümessilleri de 124 kadardır. Sol oonah intihabatı kazanır ka - zanmaz, İki senedenberi hapishanele- re tıkilmış olan 30.000 kadar siyasi mahkümu affettirdi. Bunları hapset- tiren kral taraftarları, katolik parti- ler tarafından teşkil edilmiş olan hü- kümetlerdi. Haddizatinde, Ispanya - dan krallığın kalkmasını istiyenler, milfrit sol cereyan mümeseilleri de - gildiler ve netekim, krallık yerin. #osyalliğe mütemayil cümhuriyetçi | bir hükümet teşkil etmişlerdi. Fakat bu rejim, halk kütlelerinin arzularını yerine getiremediği için kücumlara General Franko Genersl Franko, ufaktefek, srk bir adamdır, Kadmların ona karşı zaaf- ları vardır. Franko ailesi İspanyada meşhur - dur. Çünkü iki kardeştirler. General Franko kralcıdır, kardeşi, meşhur tayyareci Franko, komünisttir. Tasta, general Franko, emrinde bu- lunan Barldera mensuplarmi, Avru - paya itip, orada yağma edilecek bir çok şeyler bulunduğunu söyliyerek harekete getirmişti. Burada “Ban - dera,. dan bahsetmek biraz doğru 0- Yur, “Bandera,, bizim bildiğimiz çete manasmadır, Bu kıt'a, general Milan Astray tarafından teşkil edilmişti ve bir vakitler, bizim, meselâ, vaktiyle Çakırcalıya karşı tertip edilmiş olân “Kır serdarları,, teşkilâtı gibi ipten, kazıktan kurtulmuş, gözleri pek, ço- unun ellerinde birkaç kişinin kanı bulunan kimselerden teşekkill etmiş- tir. Fasta, araplara kargı harbetmiş uğramış, yerine, beklenildiği gibi, sosyalistler değil, sağ cenah hükü- metleri geçmişti, ki bunlar da şubat intihabatı ile hükümeti ellerinden kaybetmişlerdi. Son ihtilâl , Temmuz ayı bidayetindenberi, Madrid hükümetine karşı, kralcı un- surlarm teşviki ile, İspanyol Fasında bir ihtilâl hazırlandığı şayiası dola - ştyordu. Kralcr unsurlar, hükümeti devir . mek, yerine muvakkat bir hükümet teşkil ederek bir de naip ilân etmek, olan bu kıt'alar, birkaç defa, sağ hü- kümetler tarafından sol unsurlar Ü- zerine sevkedilmiştiler. Bu adamlar için Ispanyaya geçmek, yeni bir ma- ceraya atılmak demekti, ve general Franko, Siyasi emelleri için onlarm macera temayfillerini istismar etmiş- & General Molla İhtilâlin bu kadar ani patlak ver- mesi, general Molla'nın canını sıkmış- tı. O, daha sistematik bir şekilde ha- reketi hazırlamakla meşguldü. Bı nunla beraber, tereddüt etmedi, asi bilâhare de kralı getirmek üzere terti bat almışlardı ve, sağ liderlerinden Gil Robles'in bir nutku, ihtilâlden iki gün evvel bütün İspanyada neşredil- misti, Hükümet bu şayialara ehemmiyet vermemekle beraber, sivil muhafız - larla, hücum kıt'alarınm kışlalarda emre hazır bir vaziyette bulunmala- rını emretmişti. Fukat ayın on ikisinde, sağ unsur- lar, Madritte, hilcum kıt'a zabitle- rinden Jose de Castello'yu katlettiler, Buna mükâbele olurak, arkadaşları, ertesi gece, kralcıların bderi Calvo Soteloyu öldürdüler. Çok tanmmiş olan bu adamın ölümü, kellelerini kol kuvvetlerin başma geçti. General Molla'nın canını sıkan sebeplerden bi- risi de general Frankonun ilk olarak ortaya atılması ve adeta bütün mu- veffakıyetin — bundan şüphe etmi- yordu — şerefini üzerine almak iste- mesiydi. Netekim, bunu, milli müda- faa komitesini teşkil edip de başına General San Miguel Caballelias'ı ge- tirdiği zaman neşretti beyanname- de, general Frankonun ismini bile zikretmiyordu ve diyordu ki: — Eğer o da bir hükümet kurmak isterse, ortada üç Ispanya olacak. Halbuki kral zamanında bir İapanya vardı, Garip bir hâdise de olmuştu. Thti- tuklarma almış, ipten kazıktan kur. (lâl patlar patlamaz Madrit hüküme- tulmuş, serseriler tarafından teşkil e- İti, general Mollanm ihtilâle iştirak dilmi, rece terfi ettirilmiştir. Terfi eden mu olunacaktır. dera,, an Afrikadaki meşhur “Ban | edeceğinden haberdar olmadığı için 1'asının 6000 mevcudunu ha- onu harbiye nazırlığını. tayin etmiş|ren yollarım tamiri dün pazarlıkla rekete geçirmeğe kâfi gelmişti, veİve telgrafla bu tayini bildirmişti. Ge- | ihale olunmuştur. İnşaata hemen baş ihtilâl kibrit verilmiş bir barut fitili'neral buna şöyle cevap vermişti: yet nasıl patlak verdi SR | | 20-71-9036 er SAĞLIK —— ——— ÖĞÜTLERİ İnsan neden kaşınır ? Bu mevsimde, şüphesiz en ziyade, çok terliyerek isilik olmaktan, İsili- gin, kırmızı kırmızı, bir toplu iğnesi başının büyüklüğünde, ortalarında içerleri bulanık kabarcıkları bulunan lekelerini herkes bilir ve hiç kimse onu merâk etmez, sadece kaşmır. Fakat bazılarında çokça bir ter“ lemeden sonra birdenbire, yarım İn- ci büyüklüğünde içerileri şeffaf ve daha büyücek kabarcıklar çıksr. Bunlar bayağı İsiliklere benzeme * Valansiyada sokaklarda dolaşan bir top bataryası tr, Fas ordusundan, yani Banderadan ! ğim, Jdır. Kraler kadmlar onun için: “Iltifatınıza teşekkür ederim. Fa- ket esilerin kumandası deruhte et- jtiğim için maalesef kabul edemiyece- Gil Robles Sağ cenahm göz bebeği olup Biya- riçe Kaçmış ulsü Gi Robles süküL e mektedir: O, sağ cenalim Dön Juanı- — Ne teshir edici adam. Ne güzel konusuyor. İnsan onu dinlerken mes- toluyor, Diyorlar. Fakat Gül Robles kadın. ları sevmekle beraber generalleri sevmemektedir. — Sollara mükavemet etmeliyiz, diyor, fakat silâhla değil. Caballero ve kızıl bakireler Ispanyanın Lenini denilen Largo Caballero sosyalist sol cenahmm li- deridir. Sosyalist partinin reisi de - gildir. Sosyalist partinin 60.000 a- zası vardır, Halbuki “Umumi işçiler ittihadı,, nın 2 milyon azası. vardır. Ve Caballero onun rejsidir. Eğer, İs-| panyada ihtilâl akim kalırsa, en yük-| sek mevkilerden biri onun eline ge - gecektir. Largo Caballeronun hari- kulâde güzel iki kızı vardır ki, onla- ra, Madridde “Kızıl bakireler, ismini vermişlerdir. Evlenmek hususunda fikrini sorana bunlardan birisi geçen gün diyordu ki: — Bir erkeğin kalbini fethetmek benim için mühim değildir, ben, küt- le halinde, birçok erkeklerin kalple- rini, inkılâp namma fethetmek iste- rim, Bir maden işçisinin kahramanlığı İsmi meçhul bir kahraman, bir iş- İçi, büyük bir harekette bulunmustur. Ponferrada da Asturya işçilerine ku manda eden geherai Camineronun sivil kıt'aları, asiler tarafından $a - rılmıştı ve kendisine teslim olması bildirilmişti. O aralık bir isçi ortaya çıktı, gidip düşmanlarla görüşeceği - ni, biraz daha beklemelerini #öyledi, gitti. Bu meçhül işçi, düşman karargi- hıma alındı, karşısında düşman kuv- vetlerinin kumandanları vardı. Bir si- gara istedi. Verdiler. Yaktı. Birkaç nefes çekti ve sigarayı kemerine doğru tuttu. Müthiş bir infilâk ol - du, Bütün bine parçalandı. İçindeki: Jer de beraber. Rİ Bozulan yolların tamiri Son yağan yağmurların şehir dahi- linde yaptığı hasarattan belediyeyi a- lâkadar edenler belediye şubeleri ta- rafından tesbit edilmiştir. Zarar gö- şüphesiz hatırlarsmız. Bayılarında yunuta VEE DELUR haşiye se | dandadır; hattâ bir tanesi için (o zü- diklerinden birçok kimseleri o me- raklandırırlar. Halbuki buna da © | hemmiyet vermeğe lüzum yoktur. Bu da esil isilik gibi kendi kendine | geçer, fakat verdiği kaşmtı, doğru- I su, pek tatlı olmadığından insan onu İçabuk geçirmek ister. O halde, her İikisinin de üzerine tahriş etmiyecek | İbir pudra sürerek ince bir tülbentle kapamak yetişir, N Ancak şunu bilmelidir ki, yazın isiliği çıkaran yalnız sıcak değildir. «© İsilik çıkmca az çok bir mide vey& barsak bozukluğu da var demektir. Yaz mevsiminde kaşınmann çok ol- ması mideyle barsaklarm yazın da ha çok bozulmasından ileri gelir. Zaten kaşmma yalnız yaz mevsimi © fne mahsus değildir. Her mevsimde © Imide bozulunca, karaciğer iyi işle « | meyince — hele sarılık olursa — i şeker hastalığında olduğu gibi ka- inm içerisinde dokunacak bir madde © İ çoğalmea, böbrekler hastalanmes “ insana kaşmmak gelir. Kansızlık, sinirlerin zayıflığı da İinsana kaşmtı verirler. Bazılarmda küçük bir heyecandan sonra yahut derince bir düşünme Üzerine kaşm- tı gelir. Romatizmalılar da haylice çok kaşmnırlar, Bazılarında kahve, çay ,çikolâta © İçmek kaşınmağa sebep olur. Bu mevsimde çokça yenilen dondurmas lar, çokça içilen buzlu içkiler de kas şınma sebeplerindendir. Isilik oldu- ğu vakit sıcaktan başka soğuk şey- leri de hatıra getirmek lüzimdir. Balık ve midye, istridye gibi kabuk* lu hayvanların kaşınma verdiklerini bep clur. Deri hastalıklarmda kaşmmayı saymıyacağım. Bunların sebebi mey Zürt olup düşünmekten iyidir, der- ler. | Kaşmma bir deri: hastelığından | gelmediği vakit ona karşı çare, ye" | meklerin hazmı güç baharlı veya bis berti olmamasına, içilen şeylerin pek soğuk olmamasma dikkat etmek, deriyi dalma temiz tutmak ve ılık su ile sik sik yıkanmaktır. Kaşıntf pek şiddetli olursa şü mahlül iyi ge” lir: Kokulu sirke 40; alcoole' de men the 40; giycerine a 30 regre 30: acide phenlgue 2 Bunu iyice çalkalıyarak kaşınan yerleri onunla uğuşturmalıdır o» Fakut kaşmmalarn bazıları d&. insana keyif verir. Meselâ kula$ deliğinin içerisi egzemadan bile ka” şmsa, bir kibrit çöp ile kaşımak © adeta tatlı bir şeydir. Bunun gibi b“ run deliğinin kenarlarmdaki kaşın” malar da rezleden bile olsa yine k& yifli olurlar. Sırttaki kaşmmalar d& keyifli bir şey olacak ki, vaktile bü” yük konaklarda fildişinden yapılmıf mahsus arka kaşağıları bulunurdu İnsan derin bir hesaba daldığı v8” © hut ehemiyetimi bir şey hatırlama “| istediği vakit başmı yahut şakak” Jarmı kaşıması da hem keyif verif hem de beynin işini kolaylaştırır. $# halde kaşmmak, her vakit değildir demek olur. LOKMAN HEKİM amm İstanbul Tapu idaresini yeni kadrosu geldi. İstanbul tapu idaresinin yeni MW mur kadrosu, dün vilâyetten AP müdürlüğüne gönderilmiştir. Tapi © mum müdürü Cemal Arden de ANKİ” radan şehrimize gelmiştir. i müdür İstanbulda kaldığı müddet kadro etrafında meşgul olacaktır. 0 ni gelen kadroda bir çok tayin ve P”

Bu sayıdan diğer sayfalar: