25 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

25 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAC 5.5.6 KAN 3 üncü Dil kurultayı dün toplandı Dünkü Kurultayda Genel Sekreter rahim Necmi Dilmen Kurumun 934 Serelerinin faaliyetine ait bir söy- 8 verdi, İbrahim Necmi Dilmen söze şöyle adı: “Yeni 'Türk rejiminin Bem kurueu- Bi, hem kültür dünyasını en ileri ör- Beklerine hemen yetişmek üzere şa - Ne bir Ns an Ulu Önderimiz Büyük Atatlirk, Temmuz 1982 de Türk Dil Kuru - unu kurmuştu. Bu kuruş, Atati kutsal eli değen her iş gibi, çok Verimli oldu. 26 Eylül 1932 de ilk Dil urultayı yine bu sarayda toplandı. | un kabul ettiği programa göre İki Yandan çalışmıya girisildi: Bir yandan Türk Dilinin ilmi ola- k mahiyet ve dünya dilleri arasn- daki yeri üzerine akademik araştır - Mahir yoh tutuldu. Bir yandan da ameli olarak yazı ile konuşma dili arasmdaki uçurü- Mun elden geldiği kadar doldurulma- Ni ve halk için yazılan yazılar müm- kün olduğu kadar çok yurttaş tara - dan anlaşılabilmesi yollarının 8-| rılmasına çalışıldı. , Güneş - Dü Dilmen, Türk dilinin Hin Avru - çabuklukla ileri götürücüsü | | Dai ve semitik dillere ara olduğunu eren tarihi dilleri anlattıktan Mura sözline devamla demiştir ki: “Bu gerekliğin önünde kalan ve k Milletinin yüce dehasmdan il - am alan Türk Dil Kurumu, geçen yıl #onlarma doğru, kendisinin ve mille- Ünin tarihine onur verecek yeni bir buluşla, akademik dil çalışmaları sa- isina atıldı. Bu yeni buluşa “Güneş- Teorisi, , diyoruz. Sayın Kurultayın bu yılki progra- Mun: baştan başa dolduran tezler, bu rinin mahiyetini ve düny dilleri-| BA kuruluşları hakkmda yarattığı | ENİ ve eşsiz metodu İzah edecektir.| için burada teorinin ilmif baz- İİ ve'kanımları üzerinde duriniya- . Yalnız bu yüksek teoriye bizi tiren araştırmalara ve teorinin Cil İmize vermesi lâzımgelen yeni eşya ait birkaç söz söylemek is- Türke Dil Kurumu, bir andan gel| & Del filoloji ve lengüistik bakımmdan İtin dünya dilleri üzerinde yazılmış İnt eserleri ve etimolojik Higetleri, Mi yandan da Türk dilinin en eski, en İl varlıkları bulmak için Türk #heelerini ve bunlardaki dil varlık- in araştırmak mecburiyetinde idi. ka, ağtırmalar, zihnimizde bir ta - #valler, şüpheler, tereddütler u- Mirıyordu.. Avrupanm bügünkü tsek kültür dillerinin, fransızcanın, ilizcenin, almancanm, bunlara bir bakımdan kaynaklık etmiş denilen Ski grekçe ve lâtincenin kelime eti- ii ilerini anlatırken âdeta âciz ve *Yetsizlik göstermesi, etimoloji lü- « Serinin, birçok kelimelerin yanına, ya molojinik aranlık, kaynağı meç - Rl. yolu kayıtlar koyması, hal - bu karanlık ve bilinmez denilen gözlerin Türkçe ile pek kolay izah e no ilmesi, halli lâzım bir büyük me. b önünde olduğumuzu âçıkça gös- İYyordu, i Amerika - Emerik maerikada Meksika kıtasının cenu- A yaşıyan Mayalarm dillerinde Bune Türk kelimesinin bulundu - Mu gördükten, Makedonyada Gev- inin garbında Maya dağını hatır. isg an. Amerikanm ilk Avrupalı « İâsmü uğradığı devirlerde Peruda n k n8 tapar ve Avrupaldara kar. big ak bu uğurda can veren yerli! , Slmdarların &dı Atahualpa yani Alp olduğunu yine Avrupalıların İhlerinde okuduktan, bu kıtaya"'A. İdaki'en büyük hedeflerinden biri de, Tika,, isminin “Amerigo Vespuçi,, 4dma göre verildiği iddiasma kar. | bir tek Yurttaş bırakmamaktır. a bundan önce “Nikaragua, day lerinin “Amerika,, adını kullan- Mm yine Avrupalı coğrafya ve â Uzmanlarının kitaplarında gör- katan, Yakut Migatinde “Emerik, ol mesini de hâlâ yaşayan bir söz Tüy bulduktan sonra, Türklüğün, kültürünün, Türk dilinin bütün Yayılmış “izleri önünde, Peşini Ve çok büyük bir hakikat gü- dep İN doğduğunu hissetmemek el - 1 gelir mi? Tüy bu noktalardan hareket eden Üzeri, iliği, dilin ve dillerin orijini Hibe, PUğüne kadar yapılmış tec-| vere erin ve ileri sürülmüş teorilerin Tip rini de gözönüne alarak, yeni dil tezini kurmağa muvaffak ol- Yepyeni Ye Atatürk DÜ Ku rultayından sonra conebi - âlimlere. konuşuyorlar Yeni Türk dil tezi, yeryüzünde! kültür taşıyan bütün dillerde bu kül- türü dünyaya yaymış olaa, eski de- delerimiz Türklerin dilini bulmakta - dır. Bunun neticesi olarak, yalnız U- ral-Altay dil familyasmın içindeki dil- ler değil, İndo-Öropeen ve Hamito - Semitik denilen dil grupları dahi ana Türk dilinin birer lehçesi hiülkmüne geçiyor, Biz, dil dilnyasında bu yeni güne- gin ilk ışıklarile aydmlarmak bahti- yarlığna ermiş olduğumuz için çok larda yâpâ- ş G5 , ankâr ka- bul etmez bir surette, isbat ü tün materiyelleri toplamak durmıyacağız.., Tatbikat meseleleri “Güneş-Dil Teorisi”; şimdiye kadar dilimize yabaner sandan dillerdeki varlıkların Türk kaynağından geldi- Gini isbat etmekle ameli sahadaki dil çalışmalarımıza da büyük bı” genişlik ve kolaylık vermiştir. Hükm bildiği, mânasını anladığı kelimelerin yabancı dilden geliyor sanılarak feda edilmesi #arireti bu teoriyle ortadan kalkmış bulunuyor. — Burada şu noktayı da önemle ileri sürmek isterim: “Güneş-Dil Teorisi, ni, yalnız dili. mize lâzım görünen ve karşılığı bu - lunamıyan birtakım arapça. farsça, fransızca sözlere türkçe diyerek mu- hafaza gayretile ileri sürülmüş zan- nedenler, pek büyük bir gaflet ve yanlışlık içine düşmüşlerdir. Türk dil devriminin ameli dileği, yazı dilimizle halkın konuşma dili 2- rasmdaki uçurumu" ortadan kaldır- mak, böylece Cümhuriyet Türkiyesin- de herkesin kolaylıkla okuma, yazma öğrenmesine, okuduğunu anlaması - na, düşündüğünü yazmasına meydan açmaktır. Dilin temizlenmesi yolun - daki çalışmalar, ancak bu maksada göre İleri götürülmelidir. Atatürk rı inin kültür sabasm- Türkiye içinde okuma, yazma bilmez; İ Bu ereğe varmak için, ilk adım, 0- kuma yazma vasıtasmı kolaylaştır - maktı. Yeni Türk alfabesinin kabulü, bu kolaylığı vermistir. Eski arap al- fabesinin çapraşık ve karışık yazılış ve okunuşundan doğan güçlüğü ye - nen Türk dil devrimi, ikinci adımmı da, yazı dilile konuşma dili-arasında- ki: ayrılığı azaltmak hedefine doğru atmıştır. Bundan da maksat, gerek| yetişkin halkı okuturken, gerek oku- ma çağındaki yavrulara dörs verir -| ken, onların en kolay anlıyacakları bir dil kullanmak ve okuma yazma öğrenenlerin kendilerine lâzım olan her yazıyı kolayca okuyup anlamala- rma imkân vermektir. Maksat böylece tayin edildikten sonra, buna göre tutulması gerekli / yol kendiliğinden anlaşılır: Halk için yazilan, herkesin okuması ve bilmesi istenen yazılarda ve ders da konuşmü diline elden geldiği ka- dar yakın, herkesin kolay anlıyabile. ceği bir dil kullanmak ve böyls bir dil kullanmak, ve böyle bir dil yarat - mak... İşte'dil devriminin pratik di- leği budur. Şimdiye kadar yabancı dilden geli- yor zannedilmiş olan ve bugün Türk dil teorisile Türk kökünden geldiği isbat edilen kelimelerin hal için ya- nlun yazılarda kullanılması,” ya bu kelimelefin öLEİENbEF vü KAtlrimiz öz Türk malı olarık herkesçe kulla- nlagelmekte olmasına, yahut ta bun- ları benimsemek için önüne geçilmez kat'i bir ihtiyaç görülmesine bağlı - dır. Halk için yazı yazan bütün gaze- teti ve muharrir arkadaşlardan bu ©- Türk Dt Kurumu Genel Sekreteri Törakim Necmi Dilmen söylevini verirken saslı noktayı gözönünde tatlesiik iii burada herkesin önünde açıkça dile- rim. Türkçeden osmanlıcaya Cep Kila- vuzunun Çıktığı gün herkese yapılan bildiriğde de söylediğimiz gibi, Cep Kılavuzlar: herkesin her kelimesine uyması mecburi bir buyrultu değildir. Cep Kılavuzlarında 8752 karşılık var- ! dır. Bunlardan 4696 sr ötedenberi yurdumuzda #öylenegelen türkçe söz- ler, 1785 i de bu sözlerden Türk ekle- rile yapılmış kelimelerdir. Yalnız 415 kelime Türkiye dışmdaki başka Türk lehçelerinden alınmış ve bunlardan | Türk eklerile 450 &öz yapılmıştır. 583 kelime © zamana kadar yabancı dil. den sanılırken Türk kökünden olarak kabul edilmiş, bunlara da Türk ek- leri getirilerek 873 kelime yapılmış- tr. Bununla beraber, her muharrir, her edip, her şair, ber muallim, her hatip, en büyük vazifesinin halk için ve halka karşı olduğunu unutamaz. Türkiyenin 17 milyon yarttasından yalnız 17 bininin anjıyabileceği bir yazı, binde bir yurttaşa hitap eden kısır bir varlık sayılır. Yüksek ihti. kapların. | TUTU İİ Ibrahim Necmi Dilmenin söylevi kurumun iki yıllık çalışmaları ve araştırmalarının açık bilânçosu EE İİ sas eserlerinden başkası İçin bu nis- veti gittikçe artırmağı çalışmak eli kalem tutanların hem menfaati, hem de vazifesidir. Bu yüksek vazifenin yerine getir mesinde bütün Türk âlim, mütefek. kir ve muharrirlerinin elele yürüye- ceklerine güvenerek karışık arama işlerini bu noktada bırakmayı muva- | fik görmekteyiz. İbrahim Necmi Dilmen bindan son- ra Lengistik kolu ve Etimoloji kolu ça lışmalarından bahsetmiştir. Filozofi, lügat ve tarama Dilmen, tercüme edilen ve kaynak mahiyetinde olan eserleri birer birer #aydıktan sonra sözline şöylece de - vem etmiştir: Lügat Kolbaşısı merhum Celâl Sa- hir Erozan, bu iki yılık çalışmanın daha başında hasta döşeğinde idi. Türk Dil Kurumu ve arkadaşları ar- kasından çok göz yaşı döktüler, Fi* Toloji Kolbaşısı Bay Ali Canip Yön- tem, Jügat kolbaşılığını da vekil ola- ne “Terim Merkez Kurulu,, halinde ça- Uuşmaktadır. Merkezin en geniş teş- | kilâtlı kolu budur. Bu geniş teşkilâtı baştanbaşa yoracak kadar da büyük çalışma sahası vardır. Terimler için tutulan yol, her ilmin terimlerini #ransızcaları esas olmak, gerekli olanlarda almancası yahut in- terilmek, şimdiye kadar dilimizde kullanılan karşılığı da yazılmak fizere listeler halinde toplamak, sonra bu Histeleri öğretmenlere ve uzmadhlara dağıtarak her birinden Türkce kar- şılık önergesi İstemek, bu önergeleri bölükte İnceliyerek, bölükçe kararin- şan karşılıkları Terim Merkez Kuru- luna vermek, bü Kurulun karâariarını da Genel Merkez Kurulunda bir daha görerek son hükme varmaktır. İkinci Kurultay, bütün terimleri i- kiye ayırdı: ilk ve orta öğretim ders kitaplarına geçenleri ön sıraya aldı. Bu iki yıl içinde terim kolumuz.da el- den geldiği kadar bu yolda davran - mıştır. Bölüklerden geçmiş, Terim Merkez Kurulunca kararlaşmış ve Genel Merkez Kurulunun sön kararma $su- aulmuş olan terimlerin sayısı 6075 tir. Bütün terimlerin Genel Merkez Ku- vulunca son karar altına alınması İ- — İşimi biraz daha ileriye bırakmak za- ruretini duyuyoruz. Bunun da sebe- bi, yeni Türk dil tezinin tam verim- lerini almak ve terim işinin güç saf- halarında bunlardan faydalanmak ih- tiyacıdır. Şimdiden bu noktada başltea şu i- ki esası düşünmekteyiz: I — İlk ve orta okullar ders prog- ramlarına ait terimlerde hedef, Türk çocuğunun, derslerini Xolaylıkla an- layıp öğrenmesi olduğu için bu terim- lerden: a) Kökü türkçeden gelen ve kilitür dünyasında müşterek olan (elektrik, dinamo, metre, gram...) gibi terim - lerin olduğu gibi almması. b) Bunların dışında kalan terim - lerin elden geldiği kadar okuyacak çocuğun kendi bildiği ve konutşuğu türkçenin sözlerile türkçe olarak ya- rak idare etti. Piloloji ve lügat izleri birlikte ileri götürüldü. Bir büyük Türk lügati hazrriamak için dilimizde kullanılan, kullanılmış olan bütün kelimelerin mânasi göt- terilmek, bu kelimelerin anlamında zaman İle ne gibi değişmeler olduğu belli edilmek ve her bir hükmü ör - neklerle pekitmek gerektir. Böyle bir lügat yapabilmek için, bir yandan eldeki bütün lügatleri süzgeçten ge - çirmek, bir yandan da milli kütüpha- nelerimizi dolduğan yazma, basma, eski, yeni birçok kitapları taratarak| bunlardan kelimeler toplamak lâzrm- dr. Lügatlere geçmemiş olup ta Tür-| kiyede halk ağzında dolaşan konuş - ma sözleri Derleme Kolunca derlen- mekte olduğundan filolöji ve Migat kolları çalışmalarını kitap Laramala- rı üzerinde teksif etmiştir . Derleme işleri Kurümun ilk başladığı iş olen halk ağzından söz derleme İşi bu yıl ilk ve- rimini vermeğe başlamıştır. Bildiğ'niz gibi bu derleme işi Yüksek Cümhuri- yet hükümetinin bütün hükümet teş- kilâtını ödevlendiren bir-karırname- sile yurdun her yerinde başlamıştı. | Başta değerli öğretmenlerimiz olmak üzere bütün hükümet memurları ve| istekliler bu işle uğraşmışlardır. Her yerde halk ağzından derlenmm sözler fişlere geçirilmiş, önce kaşa, #orira da vilâyet merkezlerinde süzülerek mükerrerleri ayrıldıktan #onra Ku - ruma gönderilmiştir. Böylece Kuru - mun elinde bulunan 153,504 fiş, sıra- ya konarak bir “Derleme Dergisi,. ç- karmağa başladık. Bütün Türkiye yerli şive ve lehçelerinin bir lügati demek olan bu eserin büyük bir hiz- İ meti olacağma güveniyoruz. Terim çalışmaları Terim Kolumuz, 16 terim bölüğü 1- ratılması, H — İhtisas ve yksek tahsil te -| rimlerinin,doğrudan doğruya ü türkçe olan kültür dünyası terimle - rinden alınması, 'Bu iki esası biribirine bağlamak ü- zere orta öğretimin ikinci safhası o- Tan liselerden başlayarak terimlerin hem karşılıklarmı, hem de asıllarmı göstermek ve pratik tahsil görecek'er için de, Almanların yaptığı gibi, ko- lay anlaşılır terim karşılıkları hazır- lamak yolunda tedbirler alınabilir , Gramer - Sentaks çalışmaları Türk dilinin hakiki ana grameri- ni, Türk Jehçelerinin mukayeseli gra- merini, Türkçenin preistorik ve isto- rik gramerlerini hazirlamak yolun- daki çalışmalâr, bu ıki yıl içindede hazırlık işlerinden ileriye geçmemiş- tir. Bu hazırlıklar, bir kısmı yukarda başka vesilelerle de anılan şu nukta- larda toplanabilir; 1 — “Tarama Dergisi,,n deki keli- melerin bütün ekleri toplanmıştır; 2 — Yakut lehçesinin gtameri ter- İ cüme edilmiş ve ekleri taranarak fiş- lenmiştir. 3 — Çuvaş, Altay, Koybal ve Ka- ragas lehçelerinin grametjeri dilimi- ze çevrilmiştir; 4 — “Güneş - Dil Teorisine"göre ilkel basit ekler ve anlamları tesbit edilmiştir; 5 — Konuşma dilinin cümle kuru- uşunda yarattığı türlü sekiller ve bunlarm nüansları esaslı surette tet - kik edilmek üzere bütün yurt içinde bir konuşma dili sentaks snketi açıl- mıştır. Bu anketten şimd:ys kada a- İman fişlerin sayısı 4127 dir. Gramer işlerinin ağır yürümesi, le bunların başlarından kurulmuş bir bu işin lügat, terim ve derisme verim ida gilizcesi veya Greko-Lâtin asılları gös | İ lerine bağlı, çok nazik ve ince bir 6 tüt işi olmasındadır. Yayın ve basın işleri İki yıliçinde Kurumumuzun orta- ya koyabildiği yaym ve basmlar, yüce katmızda yüzümüzü İrzartmı- yacak bir derecededir. Osmanlıcadan türkçeye ve türkçe- den osmanlıcaya Cep Kılavuzları iki defada iki ciltlik 157 bın taknn dla- rak basılmış ve yurdun her yerine yayılmıştır. Dışarı teşkilâtının çalışmaları Halkevlerinin çalışma & verimleri bizl büyük sevinçler içinde bırakacak derecede olduğunu da kıvançla söy- terin. Bu iki yıl içinde Halkevleri dil hakkında 14 kitap ve broği tarmış, 41 konferans veri Türkçe de çe sd vermiş, 2.000 kadar soyadı tep- lamaş, âyrıca da dil bayramlarını parlak şekilde kutlamıştır. Vilâyet ve kazaların herbirinden gelen derleme fişlerinin sayıları ile derleme işlerinde “çalışan bütün de- gerli yurttaşların adları ve “Sanları Derleme Dergisinde basılacaktır. Şimdiden, büyük bir kıvanç ile şu- nu söyliyebilirim ki derlerse ve sen- taks anketi işlerinde çalışın değerli arkadaşların şimdiye kadar bildiri » lenlerinin sayısı 4216 ya varmıştır. Halkevleri arasında en, gök verim yaratan birkaçınm adlarmı şimdiden burada da sevgi ve kıvanç İle anmayı bir borç bilirim: Balıkesir Halkevi, “Çepniler ara- sında ve Çepni âdetleri” “Balikesir ve köylerinde özel görenekler”, “Öz Türkçe soy adları” dıye üç broşür çıkarmış, “Kaynak” mecmuasında dil üzerinde birçok neşriyat yapmış, 543 köye Türkçe ad vermiş, folklor derlemesinde çök muvatfskıyet güs- termiştir. Gazinntep Halkevi. “Gaz nin tetkiki”, “Gaziantep dilinde sen- taks araştırmaları”. notalariyle bir- likte "Gaziantep halk türküle e serlerini ortaya koymuş, Tütlce ders ler açmıştır. Bursa Halkevi 1.000 den fazla fol- klor listesini basılı otarak hazırlamış ve mükemmel bir şekilda göndermiş, ayrıca, birçok terim ve tarama izle rinde de büylk faaliyet göstermiştir. Bu birkaç ismi anmakla öteki de- ğerli Halkevlerinin hizmetlerini az göstermek istemiyorum. Yalnız en İ- leri gidenlerin anılması ötekiler için de bir teşvik vesilesi olacağını umu- yorum, Bütün Halkevlerine ve onları bu geniş çalışma yolunda yönetip ileri götüren C, H. P. sinede candan te- şekkürlerimi sunarım. tep dili- Minnet borçları Göğsümüzü sevinç ve kıvarç ile kabartan bu muvaffakıy kimle- re borçlu olduğumuzu bir an bile u- nutmuyoruz. Kültür Bakanlığı, başta Kurumun da Başkanı olan değerli Bakan Saf- fet Arıkan olduğu haide bütün varlı- giyle kurumumuzun işlerine ve çalış- malarma candan İlgi güstermiş, her adımda bize arka olmuştur. Genel Kurmay. Başkanlığı, Asker- lik terimleri işinin ağır yükünü omuz larına almış, bize her vesiyle ile elin- den gelen yardımı esirgememiştir. Cumhuriyet . Hükümeti ve “onun pek sayın, pek değerli Başbakanı İs- met İnönü, Kurumumuzla her za- man ilgilenmekte, çalışmalarımızı ko lâylaştıracak' maddi, marevi hiç bir yardımı eksik bırakmamaktadır. Kamutay, Türk Dil Kurumu işin istenilen her yardımı cardan, yürek- ten bir sevgi ile yerine getirmekte. dir. Bunların hepsinin üstünde, Türk milletinin şanlı kurtarıcı ve ilerleti- «isi olan Yüce Önder Atatürk, Türk Dil Kurumunu hem kuran hem ko- ruyan, hem yürüten en vüyük Baş- kan olarak her dakika başımızın ü- zerindedir. Ne yapabildikse orun fi- hamı, onun direktifi, onun karanlık. Jarı yaran, ufukların ta ötelerini gö- ren yüksek dehasiyle olmustur. Bu büyük günde de aramızda bu - lunan, varlığıyle yüreklerimizi sevinç lere garkeden Büyük Önderin Yüre katma en derin saygı ve şükranları- jmı, Kurumun en derin saygı ve şük- ranlarını, hepimizin, bütün Kurulta. yın, bütün"Türklüğün en derin saygı ve şükranlarımı, bir daha, bir Gaha, bir daha sunarım,

Bu sayıdan diğer sayfalar: