10 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

10 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

———2 10-9.946 IT AN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. Günün meseleleri| İ Balkanlarda faşizm : Faşizm yavaş yavaş Balkanlara doğru yayılıyor. Evvelâ Yunanistanda o Metaksas faşizmi ilân eti, Metaksas Alman dostudur. Tuttuğu yol Alman siya. seti yoludur, kurmak İstediği rejim Alman Nazi sistemine benziyecektir. Onu Romanfa takip etti. Romanya Kralı Karol Alman O taraftarıdır. Memlekette Alman siyasetinin gü dlilmesini ister. Bu isteğine en büyük | engel eski hariciye nazırı Tituleska Mi. Onu kabineden çıkarttı, Ve fa- “isme doğru giden yeni bir yol açtı. Hitler ve Mussolini ile mülâkattan dönen Bulgar kralı da memleketinde Çankof vasıtasiyle faşizm yapmıya karar vermiştir. Çankof Makedonya Komitesinin ileri sürdüğü adamdır. Ötedenberi Alman siyasetine uygun bir siyaset taraftarıdır. Bu taraftar. lığını Bulgaristanda faşizmi tesis et- mek suretiyle kuvvetlendirecektir. ... İktisadi âmiller Balkanlarda Alman nüfuzu Iktısa- di tesirlerle başlamıştır. Almanya muhtaç olduğu ham madde İle gida maddelerini Balkan- lardan ve orta Avrupa memleketle. rinden temin eder. Aldığı malın pa. râsini ödiyemez. Karşılık olarak on- lara hürp malzemesi satmayı teklif eder, Geçende Alman Bankası Müdi- rı Şahtım seyahati bu hususta Bal kan devletleriyle anlaşmalar tesis etmekti. Balkan memleketleri zaten harp malzemesini en ucuz ve en mi- | #ait şartlarin ancak Almanyadan te- darik edebilirler. o Binaenaleyh Iktı- sadaniki tarafın da anlaşmakia men faati vardır. Müşterek menfast Bal- kan ve orta Avrupa devletlerini iktı- önden Almanyaya bağlamıştır. Bu iktusadi alâka şimdi kendisini siyasi sahada göstermiye başlamış bulunu- İ yor. ... Kültür propagandası DMM Almanya Balkanları kazanmak gin yalniz Iktısadi ve siyasi faaliyet- lerie iktifa etmiyor, Balkanlarda geniş sahada bir de kültür propagan- dasi yapıyor. Romanyada, Bulgaris- tanda ve Yunanistanda yeni Alman | kütüphaneleri açılıyor. Gazete satı. lan köşklerde en ziymle Alman 6461. leri görülüyor: Hattâ bu memleket. lerde en çök Alman filmleri gösteri. Uyor. Bütün bu propaganda şüphesiz tesirsiz kalmıyor. Fransa ve Sovyetler Almanların bu faaliyetleri karşısında âdeta atıl Yaziyettedirler, Ne iktmadi, ne siya- si, ne de kültür sahasında onların ufak bir faaliyetlerine bile tesadüf edilmiyor. , İşte bu sebepler Balkanları gün. den güne faşizme sürüklüyor, Balkanların faşistleşmesi, günden Büne faşizme kayması bizi pek ya. kından alâkadar eder. Çünkü Balkanlarda. faşizmin hâ- kim olması hem Küçük Antant, hem | Balkan paktı için zararlı olabilir. | | Bu bakımdan Balkanlardaki aiyasi Ve iktasadi faaliyetleri yakından taki- mecburuz, m mmm Yeni polis salonünun yanında meydan açılacak Galata rıhtımmda inşası mukarrer Yolcu salonunun inşasma pek yakın. başlanacaktır. Alâkadar daire - » salonun çok mikemmel bir şekil. * olmasına ve yanında bir meydan» İk yapılmasına karar vermişlerdir. meydanlığa Atatürkün güzel bir heykeli dikilecek, Marmaradan ve gepanya son günlerde kabinesini . değiştirdi ve iş başına Halk Cephesi- nin mücadelesini idare eden adamı getirdi. Bu adam Largo Kaballero'dur.Daha düne kadar cephede döğü- şen yeni Başvekil, İspanya nın bütün milis kuvvetleri ni toplayan, hazırlayan ve cepheye sevkeden en belli başlı şahsiyettir, abelloro, son derece mütevazi bir adamdır. Sırtına uzunca bir mavi ceket, başma siyah bir şapka geçirerek dolaşır ve bu giyi nişini değiştirmez. Otedenberi bir amele lideridir ve Ispanya İnşaat amelesi sendikasının kâtibidir. Giyinişi çok sade olan bu ada - mın yüzü, tam bir köylü yüzüdür. Gözleri kurgunidir, parlaktır, ve uyanık bir adam olduğunu ifade e- der, Ağrı geniş ve kıvrıktır. Bir bakışta Fransız ihtilâlinin Danto- nunu hatırlatır, yalnız onun gibi siyah ve sık saçları yoktur. Konuştuğu, yahut söz söylediği saman ellerile de çok beliğ işaret - ler yapar. Sesi alçak, fakat âhenk- lidir. İspanyanın yeni Başvekilini kt #aca tarif etmek İçin ona “İspan- ya ihtilâlinin mümessili”, yahtt, “İspanya ihtilâlinin ta kendisi” de mek kâfidir. Çünkü Ispanyanm iş- çisini da, çiftçisini de bu adam tem sil eder. İhtilâl yapan kuvvetler o nun şahsında toplandığı için bu kuvvetleri sevk ve idarede muvaf- fak vlüyor, 'eni Tâpanya Başvekili, bir köy doğramacısmın oğludur ve ye di yaşından başlıyarak iş hayatma atılmıştır. Ömründe mektep yüzü Manisa paviyonunun önündeyiz . Manisanm itihsalâtını seyrediyoruz Paviyonda bulunan iki genç adam mıntakaları hakkında büyük bir şevkle ve istekle malümat veriyor. ar. İçlerinden bir tanesi geri çeki - lerek yuvarlak tenekeden bir kutü getiriyor, ve büyük bir gururla | te- neke kutunun kapağını açarak bize bembeyaz bir renkte bir bal göste- riyor; i Bakmız, diyor, şü balin ren - gine. Manisanın bali yalniz Türkiye- de değil, bütün dünyada bir tane - Ve sergide büyük reklâmlarla gösterilen Trakyu bülmdan çok da- ha nefistir. Yalnız biz bu sene bün-| larm propagandasını iyi yapama- dık. Gelecek seheye itişaallahı biz de onları daha göze çarpar bir şekilde ortaya atacağız... İnanınız, bizim | balımız Trakya balından pek üstün- l ğazdan gelen gemiler rıhtımda iyi Manzara ile karşılasacaklardır. dür... | Va belli ki Manisa Trakya balla - en büyük mümessilidir görmedi. O da Ispanyanın 12 milyi na varan Ümmüileri arasmda idi, 20 yaşına kadar okuma yazma bil - mezdi, Fakat kendi kendine çalıştı ve öğrenmek İstediği herşeyi öğ - rendi. Kaballero kırk seneden beri Sos yalisttir. Ve Sosyalistlik teşkilâtı ile meşguldür. Onun yetiştiği sıralarda Ispanya da anarşistler çoktu ve mütemadi yen çoğalıyorlardı. Fakat onların düşünceleri kafasma uygun gel- mediği için Anarşist olmadı. Ko - münistliğe karşı vaziyeti de ayni idi. Kaballero Sos; it kaldı ve Ispanyada sehdikalizmin şefi oldu. Fakat bu vaziyet te onu hapis- haneleri boylamaktan koruyamadı. Bu yüzden Kral Alfonsun zabıtası 1017 de bu adamı Kârtağeno hapis hanesine attı, Müebbet hapse mah küm etti. Kâballero daha sonra affoluna- rak hapishaneden çıkmığ, ve bu - günkü isyanın İlderi olan Franko- nun selefi General Primo dö Rive- ranm devrinde de; çalışmalarına devam etmişti , ih dokuz yüz otuz birde Ispan yâda eümhuriyetin ilânı ü- terine Kaballero Mesai ve Nafia nasır oldu o ve topraksız yaşayan Ispanya çiftçisine toprak vermek için çalıştıysa da muvaffak ola- madı, : Bünün Üzerine İspanyanm eski tarz o Sosyalistlerinden Lerroux sağlardan bir milli kabine teşkil et miş ve Kaballeroyu hapishaneye atmıştı. Fakat Kaballeronun bu 8e fer giydiği hüküm 30 sene idi, Kaballero'nun Cümhuriyet dev - rinde hapsedilmesi, değişmesine ve ihtilâlei olmasına sebebiyet verdi. Kaballero hapishanede kızıllaşıyor ve sayıları bir büçük milyonu tu - GÖRDÜGÜM ŞEYLER İzmir fuarı ne işe yarıyor ? rım sergide kazandığı şöhrete ha - get ediyor. Maraş (Opâviyonunda, genç bir adam önümüze bir sürü zümüş işlemeler yığıyor: “— Görüyor musunuz bunları, di- yor, bu iş Türkiyenin hiç bir yerin - de Kalmadı. İncecik gümüş tellerle biz, bu koskoca şeker sepetini işle - riz. Böyle bir şey daha çıkarmak için biz, usta ve çırak tam on gün çalışırız... Usta haftada bir buçuk lira alır. Çirak yarım lira.. on lira -| İst bana kas) lık da gümüş gider, ir, On günlük emek bu. Bir $ey kazanmayiz. Fakat, yaparız on alt Yiraya da satamaz, Hiçbir mmtakada bü iş artık kalmamıştır. Diyaribe- kir paviyonunda gördük, diyenler var, Gidiniz orasını siz de görünüz. Bizim işimizin inceliği ile onun ka- balığı hakkında bir fikir edinirsi- NİZ... Başvekil Kaballero tan adamlarını peşiöden sürüklü « yordu. B aşvekil Lerroux 1934 de Kaba) ieroyu Asturyos madencile - rini ihtilâle teşvik ile itham ede- rek mahkemeye verdi. Ve müddei- umümi bu adamın idamını istedi. Fakat mahkeme beraet hükmünü verdi. Kaballeronun mahbusiyeti sira - sında karisi vefat ettiği için cena- zede bulunmak üzere tahliye edil « Miş, ve gardiyanlarile birlikte ce « Diyarıbekir paviyonunda birisi şöyle konuşuyor: © Maraşta bu işler daha ince yapılıyor, diyorlar. Bakınız, şu al » tn bileziklere, Maraşta eşleri var mı?.. Hem bu sene, biz gümüşleri az getirdik, Bü bize bir ders oldu. Gelecek sene biz de en iyi nümun& leri getirteceğiz. O zaman bizim gü- milş ve altın işlerimizle rekabet ede- cek muintaka bulunacak mı, görü - priz, . Serginin hangi paviyonuna gidi 86, ayni faikiyet ihtirasının ateşlen- Miş olduğunu görüyorsunuz. Bu panayır her şeyden evvel memle - ketteki mıhtakalar arasında büyük | bir rekabet his: i, uvândırıyor. İ Ve bence serginin memleket İçin İ en büyük faydalarından biri de | bis şilphesiz ki bu fanliyete teşvik eâlei tesiri Msraktir. Suat DERVİŞ Ömründe mektep o görmiyenBaşvekil İspanyada halk mücadelesini idare eden yeni Başvekil Kabellero İspanyol işçi ve çıfiçisinin nazeyi takip etmişti. 60,000 taraf- tar: yol Üzerinde sıralanmış ve hep si de ses çıkarmadan yumrukları. ni sallamışlardı. Sapanya hükümeti 1085 senesi. 1 nin birinci kânununda Kabel- leroyu tahliye etti, Kendisi 67 yaşma varmış ye saç- ları adamakıllı kırlaşmıştı. O za - man gazetevilerin biri: — Artık dinlenebilirsiniz! Demiş, fakat: — Hayır, artık çalışacağım! Cevabını almişti. 1986 martında Kaballeronun evi kurşuna tutuldu, Fakat kendisi bu taarruzdan kurtulmuş ve Halk cep hesini kurarak umumi seçimi ka - zanmıştı. Kaballero Ispanya sosyalistleri- ni, anarşist Ove komünisti, elele verip çalışmağa İkna eden ve hepsini bir araya getiren ilk şah- siyettir. Bu hâdise Ispanya tarihinde ilk defa vuku buluyordu, Kaballero Halk Cephesi hükü - metinin haricinde kalmış, o za « man kendisine bunun sebebini s0 - ranlara : — Bu hükümet, uzun bir zaman yaşımayacak, vaziyete ya biz, ya ordu hâkim olacak! Demişti ugünkü Cümhurreisi Azana, Başvekilliği sırasında o yarım *milyon dönüm toprağı eşraftan a- larak çiftçilere dağrttığı zaman Ka ballero: — Apandişite karşı bir aspirin! Demişti. Ve çiftçilere dönerek: Meseleniz hallolunmuştur. "Toprağın verilmesini beklemeyin. Derhal alın!, Demişti. Dahili harp başladığı zaman Ka ballero hükümeti, amele ile çiftçile- ri silâhlandırmağa sevketmiş ve milis teşkilâtı ile meşgul olmuştu. Ispanyanın en âsll aileleri tara- fından işgal olunan makam, bugüh bu adamin elindedir. OKUYUCU MEKT Bir oküyucumuzun müşkülüne cevap İstanbul okuyucularımızdari M. Ce- mil imzasiyle yazılıyor; “e Şimdiye kadar orduda çalış tım, Muayyen hizmetim bitti, Tek- tar kalmıya vaziyeti sihhiyem müsa- İt olmadığı için terhisimi istiyorum. Erbaş olarak ayrılmak meeburiyetin deyim. Tahsil vaziyetimi bildiğiniz göre, dışarda ne gibi bir iş tutacağı- mi yazmanızı dilerim.,, Gedikli erbaş olduğumuza göre, orta meslek tahsiliniz var, demektir. Ordudan bu şekilde hüsnü hizmeti görülerek terhis edilen erbaşlara Ma. arif vekâletinin yeni bir karariyle köy muallimlikleri - verilmektedir. Bunun için meslek kursunu bitirmek lâzımdır. Maarif Vekiletine müra- caat ediniz. Erbaşlardan emniyet tes kilâtı da İstifade etmektedir. Niha. İ vardı. 5 | Tarihi Dedikodu | Bir çilek sohbeti GE hikâyesi Vaktiyle Bebekte bir büyük yalı Eski vapur iskelesinin tam karşısında bulunan bu yalı, Mahmut Adli devrinde Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi tarafından insa etti. tilmisti. Yalı, srasiyle. Abdülhak Mollaya, Mütercim Sadrazam Rüştü Paşaya, Adliye nâzırr Cevdet Pasa- ya, mabeyinci Faik Beye, Ayşe Sul- tana geçti ve nihayet / yıkılıp veya yıktırılıp arsası parça parça satıla- rak mahalle haline girdi. Bu yalının huw etlerinden biri Şair Abdülhak Hâmidin burada doğ- müş olması ve Çilek sohbeti hâdise. sinin burada geçmesidir. 3 Devrin nükteperdazlarından Antu- mus Efendi, devlet memuru ici, İ Memur olmak itibariyle fırsat düş- tükçe zâmanenin büyiklerini ziyaret eder, güzel ve tatlı ifadesiyle nükte- ler savururdu. Minas Efendi bir gün sadrazama kandil tebrikini kurdu. Sadrazam yalısına şatafatlı gitmek lânmgeldiğinden Yeniköyden iki çif- te br sandala binerek doğru Bebe. ğe, vapur iskelesine çekti, Sandal yalının çıhtımma yanaşa. cağı zaman öğle yemeği vakti idi, Mütercim Rüştü Paşa yalısının ye. "iğ odası da denle nağır odalardan birisindeydi. Minas Efendinin san. dalı rıhtma yanaşmak üzere siya e- derken yalıdan iki ağa koşarak gel. diler, Minas efendinin kollarına gi- rerek sandaldan çıkardılar, Minas efendinin o gine kadar görmediği bir izset ve ikram İle koltuğuna gecip yukarı, üst kata çıkardılar ve doğru yemek odasına soktular. Yemek odasında sahibi hane olar, rak Mütercim Rüştü paşa, misafir o- rayı Devlet Ralsi Arip- | uf Kâmil paşa, Divanı alh- küm aliye nâzırı Mithat pasa bulu. nüyordu. Meğer Mithat Paşa İ Minas efendinin yaliya © yanastığını görünüş, hemen Ahmet ağasını köş- turup yemek odasma getirtmiş.. Yemeğin sonunda sofraya çilek geldi. Müterelm Rüştü paşa ihtiyar. lık ve yanlışlıkla çileği şekere bana- cak yerde tuza batırdı. Yusuf Kâmil paşa ve Mithat pasa farkına vardılar. İşi örtmek için Mütercim Rüştü pasa: “ Çilek tuz ile de iyi yenir! Dedi ve güya kasten tuza hatırdı. ğını anlatmak istedi, Misafir Yusuf Kâmil paşa da eli- ne bir çilek alarak tuza batırdı, Ye- dikten sonra; “— Hakikat! | olurrmas!, mma Çilek tuz ile de İyi dedi. Mithat pasa, Minas Efendiye dön- İ dük “— Minss efendi sen ne dersin. Çir lek tuzla yenir mi?., Minas efendi derhal cevap verdi: | “— Çilek sofrasında, cilek sohbe- tinile böyle olmus, beis yok... Fakat manteessilf meelisi hassı oviikelâda “ld iş höyle oluyor, Birinizin ağın. dan çıkanı, çileğin tuzu banılması kadar minasebetsiz olsa da hepiniz ret efendim” diye tasdik ediyorsu- miz, He elek tuza barılır imi Abdurrahman âdil EREN UPLARI yet orta talisil görmüş olmaklığınız, memurin kanını ahkâmma göre, devlet memuriyetinde | İstihdamnzı mümkün kılar, * Bir cevap Dino imzasile bize mektup gönde- ren oküyucumuza: “«— Mektebunuzu okuduk, Tetkik ettik, Bahsettiğinizde haklı olup öl- madıklarını bilmiyoruz. Ancak, her- hangi bir ihtilâfın gazete sütunları- na aksettirilmesi doğru olmayacağı Bibi, bu, ileride melhuz anlaşma im- kânlarmı da yok eder, Belki, anlaşır, uyuşur ve gimdiki vaziyeti ortadan kaldırabilirsiniz. Suallerinizi bir aile demek olan cemiyet âzalarına soru- nuz. Alacağınız netice, herhalde bu- gün ihtiyar ettiğiniz hareketin vere- ceği menfi aksülümelden daha iyi o- Yacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: